KARIŞIK

19 Şubat 2016 Cuma

DEDE.MAKSUT...ahlat






               Dede Maksut, Ruşen Ali'nin hizmetkârıymış. Efendisi hacca gitmiş. Birkaç gün sonra hanımına, hacı hatun bi helva çalaydın hacıma götüreyim diyor. Kadın diyor ki, herhalde canı helva istiyor, bi helva yapayım da yesin diyor. Yapıp veriyor. Allahın izniyle helvayı Beytullaha götürüp efendisine yetiştiriyor, kadının haberi yok. Dede Maksut hayvanlara çok iyi bakarmış. Hayvanların altına gübre sepeler, soyunup üstünde yuvarlanırmış hayvanlar oturunca batan yer var mı diye. Keramete erişmiş. Bu nedenle helvayı da sıcak sıcak Beytullaha yetiştirmiş. Hacısı hacdan geldiği zaman, elini öpmeye gidiyorlar. Benim elimi öpmeyin, gidin Dede Maksut'un elini öpün diyor. Sonra da anlatıyor, diyor ki, bana helvayı sıcak getirdi. Tabağıyla bıraktı gitti, tabağı ben getirdim. Hacı, Dede Maksut'tur biz değiliz, diyor.
Dede Maksut çok keramet ehli bir zatmış. Bir rivayete göre;  Bir vatandaş bina yapmış, o dönem binanın üzerini örtmek için odun kullanırlarmış. Bu ağaçlara günümüzde olduğu gibi keran denirmiş. Binanın üstünü örterken keranlardan biri kısa kalmış. Dede Maksut’a demişler ki, biz bu keranı kısa kestik keran yetişmiyor. Dede Maksut elini kerana vurmuş ve demiş,”Gel bakalım, mübarek gel” bunun üzerine keran uzamış ve yetişmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.