KARIŞIK

18 Kasım 2018 Pazar

Hatuniye (Sultan Şah-Ümmü Sultan) Türbesi - Ödemiş





İzmir ili Ödemiş ilçesi, Birgi Bucağında bulunan bu türbe, Birgi Ulu Camisinin güneyinde bulunmaktadır. Aydınoğulları döneminden Birgide kalan en eski yapılardan biri olan bu türbenin giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre, Aydınoğlu Mehmet Beyin kız kardeşi Sultan Şah için h.710 (1310) tarihinde yaptırılmıştır. 

Sultan Şahın vakfı olan, günümüze ulaşamayan medrese ile birlikte yaptırılan bu türbenin etrafı daha sonra hazireye dönüşmüşse de çevre düzenlemesi sırasında buradaki mezar taşları kaldırılmıştır. 

Türbe moloz taş ve tuğladan, altıgen planlı yapılmış olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Son yıllarda yapılan onarımlar sırasında özgünlüğünü büyük ölçüde yitiren türbenin üzeri kasnaksız basık bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe doğrudan doğruya duvarlar üzerine oturtulmuştur. Türbeye güney yönündeki bir kapıdan girilmekte olup, her cephesine de yuvarlak kemerli birer pencere açılmıştır. Günümüzde kuzey duvarındaki pencere örülmüş ve burası sağır duvar haline getirilmiştir. 

Türbenin girişi ileriye doğru uzanmış ve bu yüzden de giriş cephesi eyvan biçimine dönüşmüştür. Hafif sivri kemerli bu eyvanın içerisine ve yan yüzlerine karşılıklı birer niş yerleştirilmiştir. Geçmeli basık kemerli girişin kilit taşı üzerine kabara ve iki yanına da madalyonlu basit süslemeler yapılmıştır. Türbenin iki satırlık sülüs yazılı kitabesi giriş kemerinin üzerine yerleştirilmiştir. 

Türbe içerisinde buraya sonradan konulduğu anlaşılan bir mezar bulunmaktadır. İbrahim Hakkı Uzunçarşılının yayınladığı Şah Sultanın mezarın ne olduğu bilinmemektedir.
GEYİKLİ DEDE TÜRBESİ..geyikli dağı







Geyikli Dede türbesi Geyikli Dağı’nın tepesinde yer alır . Aleviler tarafından her yıl baharda topluca ziyarete gidilir, adaklarda bulunulur ve şölenler verilir. 
Geyikli Dede etrafında değişik hikayeler anlatılır. Bunlardan biri, Bergama’nın fethinde bulunan bir kumandan ile ilgilidir. Bu dağa ava giden komutan yavrularıyla gezen bir geyiği vurur. Onun yaşlı gözlerle yavrularına bakarak ölmesine dayanamayan avcı da orada düşüp ölür. Dağın doruğundaki mezara geyikle birlikte gömülür. Bir diğer hikaye ise tek başına dağda geyik avlayarak yaşayan ulu bir kişi ile ilgilidir. Öldüğünde bu zatı bulunduğu yere defnederler ve bu mezar günümüze kadar unutulmaz.
Çoban Dede (Sungurlu Cüneyd Bey ) Türbesi – Ödemiş 










Beylikler Döneminden kalma bir yapı Ödemiş ilçe merkezinin en eski binası durumundadır. Aynı zamanda bölgedeki değil, Anadolu’daki erken mezar yapılarından biridir; türbeden çok kümbet özelliği taşımaktadır. Kaynaklarda Kızıl Ali (Baba) Zaviyesi, Abdal Cüneyd Zaviyesi-Tekkesi olarak da geçen yapının inşa tarihi hakkında bugüne değin açık bir belgeye rastlanmamıştır. Ancak, mimarî özellikleri Aydınoğlu Beyliği dönemini işaret etmektedir.
Sekizgen planlı yapı taş ve harç kullanılarak inşa edilmiştir. Sekizgen formlu bir külah ile örtülüdür. Giriş demir bir kapı ile sağlanmaktadır. Üç cephesinde pencere mevcut olup, bir tanesi sonradan örülerek kapatılmıştır.
Mülkiyeti Ödemiş Belediyesi’ne ait olan türbenin restore edilmesi ve çevre düzenlemesinin yapılması için çalışmalar devam etmektedir. 

Kaynak: Ödemiş Kaymakamlığı
SARI BABA ( SARI İSMAİL DEDE )TÜRBESİ - TİRE




Tire’nin Büyükkemerdere köyünde mezarı vardır. Bunun makam mezarı mı yoksa asli mezar mı olduğu bilinmemekle birlikte, yüzlerce yıldır bu mezar çevresinde adına “ mahya” denilen yemekli anma törenleri yapılmaktadır. Bu kutsamalara kadın ve kızların ilgisi de yoğundur., Büyük ve Küçük menderes Havzası köylerin katılımıyla binlerce insanın bir araya geldiği ender kutlamalardandır.
Sarı İsmail Dede, Horasan’ın, Eski Türkistan’ın Seyran Şehrine bağlı Yese Kasabası halkından olup aynı yerde yetişmiş olan ilk Türk mürşidi meşhur büyük evliya Ahmed Yesevi Hazretleri’nin tarikatının Kalenderiye koluna mensuptur. 
Kendisi 1350-1420 tarihleri arasında yaşamış olup, Anadolu’da Osmanlı Devleti’nin kurulması ile o tarihlerde Türk halkının esaslı bir akidesine sahip olmadıklarından halka irşad etmek maksadıyla Türkistan’dan Anadolu’ya birçok evliya gönderilmiş, her biri ikamet edeceği yöreyi arayıp bulup yerleşmişlerdir.
Bu meyanda Sarı İsmail Dede’de Osmanlı Devleti’nin 3. Padişahı I. Murat’ın son yıllarında Tire’nin Büyükkemerdere Köyü’ne yerleştiği ve yerleşim yerinde içecek bir yudum su olmadığından Allah’a secde edip gözyaşı dökerek: “Allah’ım! Fakiri burada mihman kıldın, canlara içecek su ve rızk ihsan et, bereketini üzerimizden eksik etme, niyazımızı kabul et…” diye yalvara yalvara şimdi akmakta olan suyu Cenab-ı Hak ihsan etmiş ve o yıl bol, bereketli mahsul alınmıştır. O tarihten beri de bu hayır ve dua adet halinde devam etmektedir. 
Allah’ın ihsan ettiği bu sudan da Tire’de bulunan Eskici Dede’ye bir sepet içinde su gönderdiği sultanın kerametlerindendir.