MUHAMMET ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
Cem ERDEM
Gönül gel seninle bir iş edelim
Cümle işler gerü kalsun o demde
Özümüz dervîş-i derd-mend edelim
Erenler erkânı âyin-i cemde
M. Hilmi Dedebaba
Özet
Erkân-nâmeler, tarikatler bünyesinde bir yol ulusu tarafından vücuda getirilen ve tarikat
mensuplarının uyması gereken kuralları anlatan metinler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
metinler içerisinde yol ehlinin uyması gereken kurallar ve tarikat ritüelleri belli bir düzen içerisinde
sistemleştirilerek aktarılır. Daha çok sözlü gelenek çevresinde yayılma olanağı bulan
tarikat ritüelleri erkân-nâme türündeki yazılı kaynakların varlığı ile daha somut bir biçimde
aktarılma imkânı bulur. Bu çalışmada 1842-1907 yılları arasında yaşamış Bektaşi Tarikati
Babagân Kolu 23. Postnişin Muhammet Ali Hilmi Dedebaba’ya ait erkân-nâme ele alınmıştır.
Eski yazı olan metin Latin harflerine aktarılmış, ardından Arapça metinli bölümler günümüz
Türkçesine çevrilmiştir. Eser içinde yer alan ve tarikat içindeki ritüelleri ortaya koyan
çeşitli terimler incelenmiştir. Bu terimlerin gelenek içindeki karşılıkları kaynaklar ışığında
ifade edilmiştir. Erkân-nâme’nin muhtevasında Bektaşi tarikatına ait meydan evi içerisinde
ve dışarısında icra edilmesi uygun görülen ritüeller ve bu ritüellerin bünyesinde ifade bulan
dualar sıralanmıştır. Erkân-nâmede yer alan dualarda Hz. Muhammet, Hz. Ali, 12 İmam ve
Ehlibeyt sevgisinin belirgin bir biçimde işlendiği, onları tespih etmenin gereği ve her türlü
ibadette bu isimleri anmanın esas olduğu bildirilmiştir. Erkân-nâmede yer alan dualarda Hz.
Hüseyin’in sevgisinin vurgulu bir biçimde ele alındığını belirtebiliriz. Balım Sultan Erkânnâmesi
ile tarikat ritüellerinin yazılı bir biçime dönüştürülmesi, erkân-nâmelerin belirli değişimlerle
günümüze kadar aktarılması ve bu değişimlerin tespiti noktasında M. Ali Hilmi
Dedebaba erkân-nâmesinin önemli olduğu ifade edebiliriz. Erkân-nâmenin yakın dönemde
yaşayan bir Bektaşi dedebabasına ait olması günümüz Aleviliğini anlamada ve anlatmada da
önemli bir yere sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Erkân-nâme, Bektaşi Geleneği, M. Ali Hilmi Dedebaba, Tercüman.
* Yüksek Lisans Öğrencisi, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği
Cem ERDEM
246 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
MUHAMMET ALI HILMI DEDEBABA’S ERKAN-NAME
Abstract
Erkân-nâmes are the texts originally documented by the leaders of the sect, and a set of rules
and regulations practiced by the followers. The rules and rituals, first spread in oral custom,
are transferred into systematic practices in these erkân-nâmes. Thus, erkân-nâmes can be
considered as written narratives of religious sect rituals in oral tradition. This study is about
one of those prominent erkân-nâmes which belongs to Muhammet Ali Hilmi Dedebaba
(1842-1907), head of the Bektashi Sect 23rd Babagan Branch. The old version of the erkânnâme
is first translated into Latin alphabet, and the Arabic parts of the text into modern Turkish.
Then the terminology related to rites and rituals of the sect are closely evaluated. The
common terms used in Bektashi tradition are found out through the analysis of other sources
(erkân-nâmes). The rituals and prays that regulate practices in and out of Cem-House in this
erkân-nâme are ranked in order. It becomes clear that it is necessary for the prayers to reflect
their love of Prophet Muhammad, Hz. Ali, twelve Imams and Ehlibeyt, and mention their
names in the praying, as dictated in the erkân-nâme. Love of Hossein is also stated and even
stressed in these rituals. Muhammet Ali Hilmi Dedebaba’s erkân-nâme plays an important
role in transferring the rites and rituals of the sect (and the slight changes in advance) to
future generations, and it has a significant place among other erkân-nâmes since the first one
written by Balım Sultan. Since this is one of the recent written erkân-nâmes, it also carries
importance in understanding Bektashism and Alevism today.
Key words: Erkân-nâme, Bektashi Tradition, M. Ali Hilmi Dedebaba, Prayer
Giriş
Erkân tarikatın sahip olduğu kuralları, temel ilkeler ve törenler bütününü ihtiva eder.
Tasavvuf ıstılahında ‘sûfilerin uydukları ve uyguladıkları kurallara “âdâb-ı sofiyye”,tarikat ehlinin
gözettiği ve dikkate aldığı kurallara “âdâb-ı tarikat” veya “âdâb ve erkân” denir (Uludağ,
1995: 18). Bu genel kaideleri anlatan esere ise erkân-nâme adı verilir. Bektaşi tarikati günümüzde
Balım Sultan Erkân-nâmesi ölçüt alınmak üzere sistemleştirilmiştir. Erkân-nâmenin
içeriğinde yer alan şekil ve uygulamaların hiçbiri amaçsız değildir. Bu ayinler sırasında yapılan
her davranışın, kullanılan her sembolün simgelediği bir mânâ vardır. Belirli bir duruş
biçimiyle ya da birkaç şeklin bir arada sergilendiği bir davranış kalıbıyla ortaya konulan anlatım,
gerçekte sayfalarca bilgi içerdiği hâlde, tek bir şekil ya da davranışa sığdırılmış olabilir
(Temren,1995: 109).
Genel anlamda erkân-nâmelerde tarikat ehlinin sosyal yaşamını düzenleyen kurallar
bütünü ortaya konulur. Tarikat üyeleri hem yaşamını hem de tarikat içindeki sorumluluklarını
erkân-nâmelerin içerdiği tarikat adabı usulünce şekillendirirler. Bu usüller içerisinde
tac takınmadan ikrar törenlerine, ayin-i cemden ziyaret adabına ve babagân kolu dâhilinde
mertebeler arasında gerçekleştirilmesi zaruri olan bir dizi ayin de yer almaktadır. Nitekim
MUHAMMET ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57 247
son dönem babagân Bektaşi dedebası Ali Haydar Ercan Dedebaba da bugünkü Bektaşiliğin
nasip, dervişlik, babalık, halifebabalık, dedebabalık törenleri, baş okutma, doğum, ölüm, sünnet,
evlilik ayrıca bütün dinî açıdan özel günlerde yapılacak işler, okunacak aşure, gülbank
ve tercümanlar ile can’ların davranışlarına yön verilmesinde, yine erkân-nâme ye uyulmakta
olduğunu ifade etmektedir (Ercan, 2010: 406).
M. Hilmi Dedebaba 19. ve 20. yy. da Bektaşi tarikatının ruhani liderliğini yapmış
önemli bir isimdir. Gerek yaşamı gerekse Bektaşi Tarikatı içerisindeki duruşu yurtiçi ve yurtdışında
değerlendirilmekte olan bir isimdir.
Aynı zamanda bir Bektaşî şairi de olan Hilmi Dedebaba, Sultan Ahmed civarında
Güngörmez Camii imamı Nuri Efendi ile Emine Bacı’nın oğludur. Anne ve babası Merdiven
Köyü’nde Şahkulu Sultan Tekkesi post-nişini Hasan Baba’dan, kendisi de Aşçı Baba’dan
el almıştır. M. Hilmi dedebaba ise 1856 yılında henüz 15 yaşında iken Şahkulu Dergâhı
Postnişini Hacı Hasan Baba Erenler ‘den nasip almış, rehberliklerini Aşçı Ali Baba Erenler
yapmıştır. 1907’de vefatına kadar bu görevini sürdürmüştür. Mezarı tekkenin haziresindedir
(Noyan,1998: 333).
M. Ali Hilmi dedebaba Hacı Bektaş Veli Dergâhı 23. postnişin ve türbedarı ve
babagân Bektaşi yol’unun 23. mücerret dedebabasıdır. Elimizdeki erkân-nâme de M. Hilmi
dedebaba’nın isminin zikrediliyor olması son dönem yani 19. yy sonlarına ait bir erkân-nâme
olduğu göstermektedir. Erkân-nâme içerisinde meratibe uyularak M. Ali Hilmi Dedebaba’dan
M. Ali Hilmi dedebabanın nasib aldığı Şahkulu Dergâhı postnişini Hacı Hasan Baba ve dedebabanın
rehberliğini yapan Aşçı Ali Baba’nın isimleri de yer yer zikredilmiştir.
Erkân-nâmede Geçen Bazı İsim ve Kavramlar
Bel Bağlamak: Teslim olmak, hizmete koşulmak.
Çerağ: Fitilli mum veya kandil. Işık, aydınlık anlamlarına da gelir. Tasavvufta mürşit
ve yol gösterici anlamındadır. Özellikle Bektaşilikte çerağın önemi vardır (Pala, 2004: 100-
101). Tanrı’nın ışık biçiminde görünüşe taşınması, Hz. Muhammed’in Tanrı’dan gelen ilk
ışık olması, Hz. Ali ve soyunun bu ışığın sürekli taşıyıcısı durumunda olması anısına, ruhun
aydınlanmasının sembolü olarak algılanan ve cem törenlerinde kullanılan kandil, lamba,
mum ya da çıra (Korkmaz, 2005).
Gülbeng: Bülbül sesi demektir, Alevi toplantılarında cem ayinlerinde Pirin yüksek
sesle yaptığı uzun duadır. Pîr gülbank çekerek, secdede bekleyen canlar, durak başlarında
(cümle sonlarında) “Allah Allah” der. Gülbank sırasında tüm cemaat secde halindedir ve duanın
bitiminde niyaz edilerek normal oturuşa geçerilir. Gülbankların sonu “Gerçeğe Hû” ya da
“Hû” diye biter. Peygamberimizin ve yüce soyuna (seyyidler) özgü duadır (Korkmaz, 2005).
İkrar Vermek: Tarikata girmek için söz vermek; tarikata girdikten sonra yolun bütün
kurallarına uyacağını üstlenmek (Korkmaz, 1994: 180).
Tercüman (Terceman): İnsandan Tanrıya çeviri, dilek ve duaların iletilmesi, bu
Cem ERDEM
248 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
amaçla şiir ya da mensur şekilde okunan övgü ve dualar; kurban; bir hizmete başlanırken,
hizmet sahibinin okuduğu nesir ya da manzum duadır. Manzum ve düz yazı biçiminde okunan
küçük dualardır ve gülbanklarda imamların adları geçer (Erdem ve Demir, 2010: 451).
Tığlamak: Bir hayvanı, kurbanı kesmek (Korkmaz, 2005).
Tîğ-ı Bend: İkrar ayininde, mürşit tarafından üç düğüm atılarak nasip alan canın beline
yöntemine uygun bicimde bağlanan, o gün tığlanan kurbanın yününden örülmüş kuşak.
Nasib alan her canın bir tığbendi vardır. Tığbend o gün tığlanan kurbanın yününden yapılan
ve On İki İmamı simgeleyen on iki ip kullanılarak özel bir biçimde örülmüş, 2-2,5m. Boyunda
bir kuşaktır. Üzerindeki üç düşüm Allah- Muhammet- Ali adlarını birlemeyi ve eline,
beline, diline sahip olmayı simgeler. İkrar ayininde nasib alacak can, rehberi tarafından meydana,
mürşid huzuruna; Hallac-ı Mansur’un dara çekilirken boynuna geçirilen ipin anısını
yaşatmak için tığbendi boynuna bağlanarak alınır. (Korkmaz, 1994: 358).
Savm: Oruç. İkinci fecirden başlayarak güneşin batmasına kadar yemekten, içmekten
ve cinsi mukarenetten nefsi men’etmek suretiyle yapılan ibâdet.
Salâti’l-Fecr: Sabah namazı.
Kaygusuz Abdal: Kaygusuz Abdal XV. yüzyıl Dini- Tasavvufi Halk edebiyatının
önde gelen şahsiyetlerindendir. Asıl adı Alaaddin Gaybî’dir. XIV. yüzyıl ile XV. yüzyılın ilk
yarısında yaşamıştır. Teke-Alâiye sancağı beyinin oğludur. Abdal Musa’ya bağlanarak tasavvufa
gönül vermiştir (Güzel, 1981:79).
Hasan Baba: Merdiven Köy Şahkulu Sultan Tekkesi postnişinidir. M. Ali Hilmi Dedebaba
Hasan Babadan el alarak Bektaşi tarikatına dâhil olmuştur (Solmaz, 2008:40).
Ali Baba: M. Hilmi Dedebaba’nın Bektaşi olduğu dönemde rehberliğini yapmış Bektaşi
Babasıdır (Solmaz, 2008:40)
M. Ali Hilmi Dedebaba Erkân-nâmesi Hakkında1
Bektaşiliğin ilk yazılı erkân-nâme si ‘’Balım Sultan Erkân-nâmesi’’ olarak adlandırılan
ve orjinal adı ‘’Erkân-nâme-i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyan’’ olan eserdir. Günümüzde
bu erkân-nâme den tespit edilmiş üç nüsha olup bir tanesi Bedri Noyan Dedebaba’da, ikincisi
Turgut Koca Halifebaba’da, üçüncüsü de Vatikan Kütüphanesi MS4105 no ile kayıtlı bulunmaktadır
(Koca, 2005: 21).
Erkân-nâme-i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyan dünyanın her yerindeki Bektaşi
derviş, baba, halifebabalar tarafından 1826 sonrasına kadar kesintisiz uygulanmıştır. Erkânnâme-
i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyan üzerinde ilk değişiklik yapan Mehmet Sait
Efendi adında bir Nakşibendî şeyhidir. İkinci Mahmud’un yeniçeri ocağını dağıtmasıyla birlikte
Bektaşilik de yasaklanmıştır. Seyit Nebi Dedebaba zamanında Hacı Bektaş Dergâhına
Mehmet Sait Efendi isminde bir zât görevlendirilmiştir. Bu şahıs dergâhı ve Bektaşileri
Nakşîleştirmek için görevlendirilmiştir. Ne var ki bu Nakşî şeyh, Bektaşiliği tanıyarak BekMUHAMMET
ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57 249
taşileşmiştir. Tarihte ilk defa Balım Sultan Erkân-nâmesini değiştirme girişimi işte bu şahısla
başlamıştır. Mehmet Sait Efendi Bektaşiliğin ayin ve ritüellerini düzenleyen, tanımlayan
geleneksel Balım Sultan Erkân-nâmesine, Nakşibendîlikten alınma bazı kaideler eklemiştir.
Erkânnâme-i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyân üzerinde ikinci değişiklik ihtiyacı
Muhammed Ali Hilmi Dedebaba döneminde hissedilmiştir ki çalışmamızda ele aldığımız
nüsha, bu dönemin ürünüdür. 1873’te Sultan Abdülmecit zamanında Şahkulu Dergâhı ile
beraber diğer Bektaşi tekkeleri açılmaya başlanmış ve böylece o güne kadar kendilerini tam
anlamıyla aşikâr etmeyen Bektaşiler de yeniden gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.
Erkân-nâme-i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyan’ın orijinalinde Yeniçeri Teşkilat
esasları ve Bektaşi kanunları iç içedir. Yeniçeriliğin kaldırılmasına rağmen erkân-nâme de yeniçeri
gülbankları yer almaya devam etmiştir. Bu durum Bektaşilerin başına da zaman zaman
iş açmıştır. Balım Sultan erkân-nâme sinin eski hükümlerinin saray yönetimini rahatsız etmesi
üzerine, Muhammed Ali Hilmi Dedebaba 1876 yılında Osmanlı saray mabeyninde görevli
dervişlerinden Derviş Sıtkı İstanbulî’ye günün koşullarına uygun yeni bir erkân-nâme
hazırlamasını söyler. Derviş Sıtkı İstanbulî Şahkulu Sultan Dergâhında hizmet eden, İngilizce,
Fransızca bilen, siyasilerle ilişkisi olan ve dönemin şartlarından haberdar olan biridir.
O dönemin şartlarına uygun bir erkân-nâme hazırlığı içersine girer ve ilk yaptığı iş Yeniçeri
gülbanklarını erkân-nâme den çıkarmak olur. Hâlbuki o güne kadar kullanılan erkân-nâme
nin adı bile Erkân-nâme-i Bektaşiyan ve Kavanin-i Yeniçeriyan’dır.
Muhammed Ali Hilmi Dedebaba erenlerin Hakk’a yürümesinin üzerinden bir zaman
geçtikten sonra Şahkulu Sultan Dergâhına postnişin olan Mücerred Hacı Ahmed Burhaneddin
Halifebaba Derviş Sıtkı İstanbulî’nin bu çalışmasının üzerinde birtakım değişiklikler yapmıştır.
Yapılan bu değişiklikler dışında da erkân-nâme üzerinde değişiklik yapılması fikrini
savunan Bektaşi mürşidleri olmuştur. Mesela Isparta Yalvaçlı Topal Tevfik Halifebaba da
böyle bir erkân-nâme hazırlamış. Bir diğer erkân-nâme taslağı çalışmasını da Ali Nihad Tarlan
Baba yapmıştır. Arnavutlukta dedebaba olduğunu ifade eden Reşad Bardi’nin mürşidi
Ahmet Ahmetay da böyle bir çalışma yürütmüştür.
1960 yılında dedebaba seçilen Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba da erkân-nâme de
yer alan birtakım tercüman ve gülbankları günümüz Türkçesine çevirme ihtiyacı duymuş ve
bunu konuyu o dönemki halifesi olan mücerred Cafer Sadık Bektaş Halifebaba’ya açmıştır.
Onun da desteklemesi üzerine Türkçeleştirme işine girişmiştir. Bu bağlamda Bektaşi erkânnâme
leri üzerinde değişiklik çalışmalarının yapılageldiğini ifade edebiliriz.
Mehmed Ali Hilmi Baba Erkân-nâmesi olarak bilinen bu çalışma bir taslak niteliğindedir.
Bu erkân-nâme taslağında alperen geleneği ile fütüvvete ilişkin gülbank ve tercümanlar
çıkarılmıştır. Bugün Bektaşilerce uygulanan erkân-nâme, Derviş Sıtkı İstanbulî’nin hazırladığı
taslak değildir.
İncelememize konu olan bu erkân-nâme nüshası, Derviş Sıtkı İstanbulî’nin kendi
yazdığı erkân-nâme taslağı mıdır yoksa Mücerred Hacı Ahmed Burhaneddin Halifebaba’nın
yeniden yapılandırdığı mıdır noktasında bir tespitte bulunamadık.
Cem ERDEM
250 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
METİN
Münâcât
Bismillahi’r-rahmâni’r-rahîm
Allahümme ente’l-evvelü feleyse kableke şey’ün ve ente’l-âhirü feleyse ba‘deke şey’ün
ve ente e’z-zâhirü feleyse fevkake şey’ün ve ente’l-bâtinü feleyse dûneke şey’ün yâ kâ’inen
kable külle şey’in ve yâ bâkiyen ba‘de külle şey’in yâ men hüve akrabü ileyhi min habli’l-verîdi
yâ men hüve fegâkün limâ yürîdü yâ men yehûlü beyne’l-mer’i ve kalbihi2
yâ men hüve bi’l-menzari’l-a‘lâ ve hüve bi’l-üfüvvi’l-mübîni yâ men leyse kemislihi
şey’ün ve hüve’s-semi‘ü’l-besîrü yâ men hüve ‘alâ külli şey’in kadîrün ikzâ el-hâcât bi-hakki
Muhammedin ve âlihi’t-tâhirîne salavâti şerîfe3
Bismillahi’r-rahmâni’r-rahîm
Allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ ve seyyidi’l-enbiyâ’i
Muhammedin Mustafâ allahümme salli ve sellim ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ ve seyidi’levliyâ’i’l-
imâmü ‘aliyyi’l-mürtezâ allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidetinâ
ve seyyidetü’n-nisâ’i’l-‘âlemîne Fâtımete’z-Zehrâ ve ‘alâ ümmühâ ve ümmü’l-mü’minîne
Hadicete’l-Kübrâ allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâmü
Hasanü’l-Müctebâ allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâmü
Hüseyni’ş-Şehîd bâ razi Kerbelâ allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyyidinâ
el-imâmü Zeyne’l-‘Âbidîn4
allahümme salli ve sellim ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâmü Muhammedü’l-Bâkır
allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâmü Ca‘ferü’s-Sâdık allahümme
salli ve sellim ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâm Musa el-Kâzım allahümme salli ve
sellim vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâm Alî Musa er-Rızâ allahümme salli ve sellim
vezid ve bârik ‘alâ nûri seyyidinâ el-imâmü’t-Tâkî allahümme salli ve sellim vezid ve bârik ‘alâ
nûri seyyidinâ el-imâmü’n-Nafî allahümme salli ve sellim vezid ve bârik‘alâ nûri seyyidinâ
el-imâm Hasanü’l-‘Askerî allahümme salli ve sellim vezid ve bârik5
alâ nûri seyyidinâ el-imâm Muhammedü’l-Mehdî salavâtü’llahi ve selâmühü aleyhim
ecma‘îne allahümme inne hâ’ülâ’i e’immetünâ ve sâdâtünâ ve küberâ’ünâ ve şüfe‘â’ünâ bihim
netevâ’ir ve min a‘dâ’ihim neteberre’ü fi’d-dünyâ ve’l-âhireti allahümme ve âli men vâlâhüm
ve ‘âdi men ‘âdâhüm vensur men basarahüm vehzül men hazalehüm ve’l-‘an men zalemehü
vensur şî‘atehüm ve‘kub ‘alâ men cehedehüm6
vehlük ‘adüvvehüm mine’l-insi ve’l-cinni ecma‘în mine’l-evvelîne ve’l-âhirîne ilâ
yevmi’d-dîni allahümme zidnâ muhabbetehüm verzüknâ şefâ‘atehüm vehşürnâ ma‘ahüm
ve fî zümretihim tahte livâ’ihim be-fazlike vecûdike ve keremike ve rahmetike yâ erhame’rrahimîne
ve sallallahü ‘alâ nûri seyyidinâ Muhammedin ve âlihi’t-tâhirîne7
MUHAMMET ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57 251
Nâd-ı ‘Alî
Bism-i Şâhın nâd-ı ‘Aliyyen mazhari’l-‘acâyib tecidhu8 ‘avnen leke fi’n-nevâ’ibi ilâllahi
hâceten ed‘ûke küllü hemmin ve gammin bi-nûri ‘azametike yâ Allahü yâ Allahü yâ Allahü
ve bi-nûri nübüvvetike yâ Muhammed yâ Muhammed yâ Muhammed ve bi-sırri vilâyetike
yâ ‘Alî yâ ‘Alî yâ ‘Alî edriknî edriknî edriknî yâ sâhibe’l-cemâli ve’l-kemâli yâ ze’l-heybeti ve’lcelâl
allahümme bi-hakki’l-Hüseyni ve ceddihi ve ebîhi ve ümmihi ve ehîhi ve benîhi neccinâ
min külli hemmin ve gammin bi-rahmetike yâ erhame’r-râhimîne yâ mükallibe’l-kulûbi ve’lebsâr9
kallib kulûbenâ ve basarinâ bi-hakki rızâ’ike ve rü’yeti’l-müştâkîne’l-ahyâr lâ fetâ illâ
‘Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr hû dost10
Tercümân-ı Dâr (Dâr Duâsı)
Bism-i Şâhın reyyenâ zalemnâ enfüsenâ ve in lem teğfirlenâ ve terhamnâ lenekûnenne
mine’l-hâsırîn11 Allah Allah yüzüm pîrde özüm dârda erenler meydanında Hak Muhammed
‘Alî yolunda canım kurban tenim tercümân bu fakirden ağrınmış (gücenmiş) incinmiş
karındâş var ise dile gelsün bile gelsün Allah eyvallah
Tercümân-ı Tâc
Allah Allah erenler aşkına kemter kemine yüzüm hâk eyledim rûy-ı zemîne giyüben
Kaygusuzdan tâc-ı ‘izzet hû diyelim erenler demine ber cemâl-i Muhammed kemâl-i Hasan
ve Hüseyin ve ‘Alî-i bülende-râ salavât erenlerden haklı hayırlı himmet şey’en lillah Allah eyvallah
Tercümân-ı Vudû (Abdest Duâsı)
Etevezzeülî istibâhati’s-salâvat li-vücûbihî kurbeten ilâllahi te‘âlâ hû12
Tercümân-ı Niyet-i Gusül (Boy Abdestine Niyet Duâsı)
Neveytü en yeğsule li-def ‘i’ş-şerî‘ati li’s-salâvat li-vücûbihi kurbeten ilallâhi te‘âlâ dost13
Tercümân-ı İkrâr (İkrâr Duâsı)
hamdullah kim men oldum bende-i hâsı Hüdâ14 cânu dilden aşkıla hem çâker-i âli
‘abâ râh-ı zulmetden (zulüm yolundan) çıkup doğrı yola basdım kadem, hâb-ı gafletten (gaflet
uykusu) uyandım, cân gözün kıldım, güşâ On iki İmâm bendesiyim men gürûh-ı nâciden
yetmiş iki firkadden oldum berî dahi cüdâ mezhebim Hak Ca‘feridir işitbâhım (şüphem) yok
menim pîrim üstadım Hacı Bektâş kutb-i evliyâ Hak deyüp bel bağladım ikrâr virüp erenlere
mürşidim oldu Muhammed rehberimdir. mürtezâ ber cemâl-i Muhammed kemâl-i Hasan ve
Hüseyin ‘Alî-râ bülend-i salavât
Şerh-i Ziyâretnâme ( Ziyaretname Açıklaması)
Bu ziyâret-nâme muharremü’l-harâmın onuncu günü sabah namazı vakti gün doğmadan
yüz on def ‘a kırâ’at oluna.
Cem ERDEM
252 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
Du‘â’-i Ziyâretnâme (Ziyâretnâme Duâsı)
Allahümme’l-‘an evvele zâlimin zaleme hakki Muhammedin ve âhiri tâbi‘in lehü
‘alâ zâlike allahümme’l-‘ani’l-‘usâyete’lletî câhedeti’l-Hüseyin ve şâye‘at ve tâbe‘at ‘alâ katlihi
allahümme’l-‘anhüm cemî‘an e’s-selâmü ‘aleyke yâ ebâ ‘abdullah ve ‘ale’l-ervâhi’lletî hallet
bi-fenâ’ike ‘aleyke minnî selâmullahi ebeden mâ bakiyet ve bakiyye’l-leyl ve’n-nehâra ve
tec‘alehüllahü âhire’l-‘ahdi minnî li-ziyâretike’s-selâmü ‘ale’l-Hüseyin ve ‘Alîyyi ibni’l-Hüseyin
ve ‘alâ ashâbi’l-Hüseyin15
Tercümân-ı Vedâ’ (Cem’den Ayrılış Duâsı)
Allah Allah kadri ve sâlik ‘îd-i sa‘âdet Mâh-ı cemâlik rûz-ı kıyâmet dem âhir oldu hem
zâhir oldu gelmek irâdet gitmek icâzet ber cemâl-i Muhammed kemâl-i Hasan ve Hüseyin
‘Alî bülend-râ salavât
Tercümân-ı Eşik (Eşik Duâsı)
Eşiğine koymışam men cân ile ser tâ vücudum sâf ola. Çözer eşiğinde budur hâcâtım
menim kılasın hem bu fakire bir nazar ber-cemâl-i Muhammed kemâl-i Hasan ve Hüseyin
‘Alî bülend-râ salavât
Tercümân-ı Çamaşur
Bism-i Şâh ve izâ şi’nâ beddelnâ emsâlehüm tebdîlen ber-cemâl-i Muhammed kemâl-i
Hasan ve Hüseyin ‘Alî bülende-râ salavât16
Tercümân-ı Post (Post Duâsı)
Bism-i Şâh. Sırr-ı cemâl-i dost vech-i âdem hutûti hefti mihrâb elesti çârkûşe-i post
‘ayîn-i cem erenlerine hû dost ber cemâl-i Muhammmed kemâl-i Hasan ve Hüseyin ‘Alî
bülend-râ salavât
Tercümân-ı Meydân (Meydân Duâsı)
Allah dost hâzır gâ’ib zâhir bâtın ‘ayin-i cem erenlerinin gül cemâllerine ‘aşk olsun
Tercümân-ı Teslîm (Teslim Duâsı)
Erenler erkânı oldu imânım kalmadı gönlümde şekk-i gümânım takup ben teslimi
Hakka oldum teslîm erenler yolunda fedadır canım ber cemâl-i Muhammed kemâl-i Hasan
ve Hüseyin ‘Alî bülend-râ salavât
Tercümân-ı Niyâz (Niyâz Duâsı)
ve lillahi’l-meşrikı ve’l-magribi fe eynemâ tüvvelü fesemme vechullâhi17
Tercümân-ı Tiğ-bend (Tığ-bend Duâsı)
Hidmet-i merdâne dil-bendinî güşvâre kılmışuz biz pendinî rehber ile pîre itdik iktidâ
takdı selmân boynuma tîğ-bendini ber cemâl-i Muhammed kemâl-i Hasan ve Hüseyin-râ bülend
salavât erenlerden haklı hayırlı himmet şey’en lillah Allah eyvallah
MUHAMMET ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57 253
Tercümân-ı Ziyâreti Türbe (Türbe Ziyâreti Duâsı)
Es-selâmü ‘aleyküm hey erenler bu dünyâ varlığını terk idenler teveffenî müslimen
ve’l-hıknâ bi’s-sâlihîne18 ber-cemâl-i Muhammmed kemâl-i Hasan Hüseyin-râ bülend salavât
Tercümân-ı Hatâgerden (Hata ve Günahlarını İtiraf Edip Allah’tan Af Dileme
Duâsı)
Hatâ itdim suçum ‘afv eyle ey şâh bi-hakki Mustafâ ve hem ‘Alî şâh şehid-i Kerbelânın
sırrı hakkîçün zalemnâ Rabbenâ estağfirullah19 ber-cemâl-i Muhammmed kemâl-i Hasan ve
Hüseyin-râ bülend salavât erenlerden haklı hayırlı himmet şey’en lillah Allah eyvallah
Tercümân-ı Sû (Su Duâsı)
selâmullahi ‘ale’l-Hüseyin lağnetullahi ‘alâ kâtili’l-Hüseyin20
Tercümân-ı Lokma (Lokma Duâsı)
Allah Allah bu gitdi ganisi gele hak erenler berekâtın vere keremi pîr gerçekler demine
Ahşam yaturken (Okunacak duâ)
Allah Allah ahşamlar hayr ola hayırlar feth ola şerler def ‘ ola münkir münafık mât ola
Oniki imâm on dört ma‘sûm-i pâk efendilerimizin mürüvvetleri üzerime hâzır nâzır
ola ve pirimiz Hünkâr Hacı Bektâş Velî kaddese sırruhu’l-‘âlî efendimizin keremi ‘inâyetleri
üzerimize sâyebân ola ve hazreti Şâhkulu Sultan ve Mansûr Baba ve Muhammed ‘Ali Dedebaba
ve ‘Ali Baba ve Hasan Baba gözcüm ve bekcim ola fütihât-ı kerem-i ‘inâyet eyleye birlikden
dirlikden ayırmaya Rabbenâ tekabbel minnâ bi-hakki21
Ahmedin ve Haydarin hû dost
Tercümân-ı Çerâğ
Bismillah Allah Allah rûşen oldu çûn çerâğ-ı evliyâ ehl-i fakra oldu bürhân hem delili
rah-nümâ virelim candan salavât an-derûnı pîriyâ ber-revânı Ahmed Mürsel ‘Aliyyi’l-Mürtezâ
erenlerden haklı hayırlı himmet şey’en lillah Allah eyvallah
Tercümân-ı Hak Hayırlı
Bism-i Şâh Allah Allah kabul it hidmeti ey şehinşâh (Allah’ımız) bi-hakki Mürtezâyı
‘Alî dergâh erenlerden haklı hayırlı himmet şey’en lillah Allah eyvallah
Niyet-i Salâti’l-Fecr (Sabah Namazının Niyeti)
usalliye ferzü’s-sübhi rik‘ateyni li-vücûbihi kurbeten ilâ Allahi te‘âlâ22
Niyet-i Zuhr(Öğle [Namazının] Niyeti)
usalliye ferzü’z-zühri erba‘atü rik‘atin li-vücûbihi kurbeten ilâ Allahi te‘âlâ23
Niyet-i ‘Asır (İkindi [Namazının] Niyeti)
usalliye ferzü’l-‘asri erba‘atü rik‘atin li-vücûhi kurbeten illâ Allahi te ‘âlâ 24
Cem ERDEM
254 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
Niyet-i Mağrib (Akşam [Namazının]) Niyeti)
usalliye ferzü’l-magribi selâsetü rik‘atin li-vücûbihi kurbeten illâ Allahi te‘âlâ25
Niyet-i ‘İşâ (Yatsı [Namazının] Niyeti)
usalliye ferzü’l-‘işâ li-vücûbihi kurbeten ilâ Allahi te‘âlâ26
Niyyet-i Savm (Oruç Niyeti)
Bism-i Şâh Necefî? vilâyet bismillah Allah Allah erenlerin himmetine er hak Muhammed
‘Alinin ‘aşkına hazreti imâmı Şâh Hüseyin efendimizin niyet-i savm-ı ‘atşânına (susuzluğuna)
ve Kerbelâda şehîd olanların ervâh-ı tayyibelerine ve niyet-i savm-ı mâtem Hazret-i
Fâtımetü’z-Zehrânın şefâ‘atine düvâzdeh-i imâmân (on iki imam) ve çârdeh-i ma‘sûm-ı pâkân
(On dört Masumu Pâk) efendilerimizin şevkine ve on yedi
Kemer-beste-i kârân hazretlerinin hürmetine ve hâzır gâ’ib erenlerinin himmeti
‘âlileri üstümüze hâzır ve nâzır ola kerem-i pîr gerçeklerin demi devrânlarına hû dost yûf
münkire lağnet Yezid Mervâna rahmet mü’mine
Türbe ziyaretine girdikde okuya
Bism-i Şâh Allah Allah es-selâm ey mihr-bârı bâr-gâh-ı kibriyâ es-selâm ey cân fedâ şâh-ı
Tarik-i evliyâ es-selâm ey ehl-i şerî‘at ‘ahdi mezîdi dâ’imâ es-selâm ey tâbi‘i şer‘i Muhammed
Mustafâ ber-cemâl-i Muhammed kemâl-i imâmı Hasan imâmı Hüseyin ‘Alî-râ bülend
salavât allahümme salli ‘alâ-seyyidinâ Muhammedin ve ‘alâ âl-i Muhammed
Türbe ziyâret idecek vakit okuya
Bism-i Şâh Allah Allah cemâlindir senin nûr-ı ilâhi yüzündür ‘âlemin mihriyle mâhî
ayağın toprağı ey mazharı hak erenler
başımın tâcı külâhı nisâr olsun sana dünya ve ‘ukbâ ki sensin dîni dünyâ padişâhı bercemâl-
i Muhammed kemâl-i İmâm Hasan İmâm Hüseyin ‘Alî-râ bülend salavât allahümme
salli ‘alâ-seyyidinâ Muhammedin ve ‘alâ âl-i Muhammed27
Gülbeng-i Sabâh (Sabah Duâsı)
sabahlar hayr ola hayırlar feth ola şerler def ‘ ola münkir münafık mât ola sözümüz
üstün ola nefesimiz cân bula kılıncımız
keskin ola Allah Hak erenler Oniki İmâm Ondört Ma‘sûm pâk efendilerimizin
şefâ‘atinden ayırmaya doksan altı bin Horasan erleri elli yedi bin Rum sâdıkları dünyada ahiretde
yardımcımız ola Bâlım Sultan Seyyid ‘Alî Sultan Abdâl Musa Sultân Kaygusız Sultân
pîrim üstadım Hünkâr Hacı Bektâş Velî kaddese sırruhu’l-‘âlî efendilerimiz dünyada
ahirette gözcümüz ola Allah erenler namerde değil merde dahî muhtâc eylemeye
kimseye varup boyun bükdürüp hâlim şudur dedirmeye Allah Hak erenler ikrârlarımızda
MUHAMMET ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57 255
sâbit kadem eyleye nûr-ı nebî sırr-ı ‘Alî pîrim üstadım Hacı Bektâş Velî üçler yediler kırklar
hâzirân gâ’ibân mühibb-i ‘âşıkân sâdıkân dem-i Kaygusız Sultân efendimizin El-hâc Muhammed
‘Alî Hilmi Dedebaba efendimizin demine hû Allah eyvallah hû dost
Sonuç
İncelediğimiz erkân-nâme Bektaşi geleneğinin bir parçasıdır; ayrıca bu eser Bektaşi
geleneğinin 19. ve 20. yy.da da canlı bir şekilde devam ettiğini göstermesi bakımından
önemlidir. Sözlü gelenekten aktarılan bu bilgiler Bektaşi inanışının derinlemesine ifade
bulması noktasında dikkate değerdir. Erkân-nâmede geçen kavramlar ve bunların gelenekteki
yeri ile anlamı üzerinde yapılacak araştırmalar, hem Türk kültürü hem de Bektaşi geleneği
hakkında daha fazla bilgi edinilmesini sağlayacaktır.
Sonnotlar
1 Bu bölümün oluşturulmasında Şevki Koca’nın “Bektaşilik ve Bektaşi Dergahları” isimli eserinden yararlanılmıştır.
2 Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla. Ey Allah’ım! Sen’sin Evvel, yoktur Sen’den Evvel bir şey. Sen’sin Âhir
(Son), yoktur Sen’den sonra bir şey. Sen’sin Zâhir (Âşikâr), yoktur Sen’den Âşikar olan şey. Sen’sin Bâtın (Gizli),
yoktur Sen’den Gizli olan şey. Ey her şeyden önce Var olan! Ey her şeyden sonra Bâki kalacak olan! Ey kişiye şah
damarından daha yakın olan! Ey dilediğini dilediği şekilde gerçekleştiren! Ey insanın kendisi ile kalbi arasına giren
(kalplere nüfuz eden, sırlara vâkıf olan)!
3 Ey en yücelerde olan ve ufukta en açık olan (görünen)! Ey hiçbir şey kendisi gibi olmayan! -ki, O her şeyi duyan ve
her şeyi görendir- Ey her şeye gücü yeten! İhtiyaç duyulanları (hâcâtı), tertemiz kılınmış Muhammed ve Âli’nin (Âl-i
Muhammed’in) hürmetine yerine getir. Salavâtı Şerife
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla. Ey Allah’ım! Peygamberlerin efendisi ve bizim de efendimiz olan
Muhammed Mustafâ’nın Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir. Ey Allah’ım! Efendimiz’in ve
Evliyânın efendisi İmam Ali el-Murtazâ’nın Nûruna salât, selam eyle (onu) bereketli kıl.
4 Ey Allâh’ım! Hanımefendimiz ve âlemlerin kadınlarının hanımefendisi Fâtımatü’z Zehrâ’nın ve O’nun anası ve
müminlerin anası olan Haticetü’l Kübrâ’nın Nûruna salât ve selam eyle (onu) arttır ve bereketlendir.
Ey Allâh’ım! Efendimiz İmam Hasan Müctebâ’nın Nûruna salat ve selam eyle (onu) arttır ve bereketlendir.
Ey Allah’ım! Kerbelâ toprağında şehit düşen İmam Hüseyin efendimizin Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır
ve bereketlendir. Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Zeyne’l-Âbidîn’in Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve
bereketlendir.
5 Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Muhammed Bâkır’ın Nûruna salât ve selam eyle, (onu) bereketlendir.
Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Cafer Sâdık’ın Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir.
Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Mûsâ Kâzım’ın Nûruna salât ve selam eyle, (onu) bereketlendir.
Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Ali Musâ Rızâ’nın Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir.
Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Takî’nin Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir.
Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Nakî’nin Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir.
6 Ey Allah’ım! Efendimiz İmam Hasan Askerî’nin Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir. Ey
Allah’ım! Efendimiz İmam Muhammed Mehdî’nin Nûruna salât ve selam eyle, (onu) arttır ve bereketlendir. Allâh’ın
salavât ve selamı hepsinin üzerine olsun. Ey Allah’ım! İşte bunlar bizim İmamlarımızdır, Efendilerimiz-Sâdâtımız’dır,
Büyüklerimizdir, Şefaatçilerimizdir. Onları velî (tevellâ) edinir, onların düşmanlarından dünyada ve âhirette uzak
(teberrâ) dururuz. Ey Allâh’ım! Onları Velî-Dost edinene Sen de Velî-Dost ol, onlara düşman olana Sen de düşman
Cem ERDEM
256 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
ol. Onlara yardım edene Sen de yardımcı ol, onları terk eyleyeni Sen de kendi haline terk eyle. Onlara zulmedene
lanet eyle, onların taraftarlarına yardım eyle, zafer ihsan eyle. Onları inkâr edenlerin ayıplarını ortaya dök.
7 Onların insanlardan ve cinlerden olan düşmanlarının başlangıçtan kıyâmet gününün son ânına kadarkilerinin
tümünü helak eyle. Ey Merhametlilerin Merhametlisi olan Allah’ım! Fazl-ı keremin, cömertliğin ve rahmetin ile
bizlerde (var olan) onların sevgisini arttır, şefaatleri ile bizleri rızıklandır, bizleri onlarla ve onların taraftarları ile
sancakları altında haşreyle. Allah’ın salâtı efendimiz Muhammed’in ve Mutahhar Âli’nin Nûrunun üzerine olsun.
8 Şâh’ın adıyla. İnceliklerin sahibi olan Ali’yi çağır, sıkıntıda olduğunda onu sana yardımcı olarak bulursun
9 Allah’tan bir dileğim var. Her gam ve keder ey Allah’ım senin büyüklüğünle ve ey Allah’ın Resûlü yâ Muhammed
yâ Muhammed yâ Muhammed senin peygamberliğinin nûruyla ve yâ Ali yâ Ali yâ Ali senin velâyetinin sırrıyla
giderilecektir. Himmet eyle, Himmet eyle, himmet eyle ey güzelliğin ve kemâlin Sâhibi! Ey celâl ve heybeti olan!
Ey Merhametlilerin Merhametlisi olan Allah’ım! Rahmetinle bizleri; (İmam) Hüseyin’in, ceddinin, babasının,
anasının, kardeşinin ve oğullarının hürmetine her türlü dertten, gam-kederden kurtar. Ey kalpleri ve görüşleri
döndüren (Allah’ım)!
10 Görüşlerimizi; rızan olana ve sana yönelmiş hayırlıların görüşlerine döndür. Yoktur Ali’den güçlü yiğit, Züfikar’dan
keskin kılıç! O’dur (Allah’tır) Dost olan. Hû Dost…
11 Bism-i Şâh. [Şâh’ın (Allâh’ın) adıyla. “Ey Rabbimiz! Bizler nefsimize zulmettik. Eğer bizleri bağışlamaz bizlere
merhamet eylemezsen hüsrana düşenlerden oluruz.” [A’râf (7): 23]
12 Salâta (namaza) girişin gerçekleşmesi için vacip olan abdesti Yüce Allah’a yakınlık amacıyla (Kurbeten ilallâh)
alıyorum. Hû.
13 Niyet ettim Yüce Allah’a yakınlaşmak (Kurbeten ilallâh) ve şeriatın gidermemi istediklerini üstümden gidermek
üzere, salâta giriş için vacip olan boy abdestini almaya. Hû Dost.
14 Hamdolsun ki ben Allah’ın has kölesi oldun.
15 Ey Allâh’ım! Muhammed’in hakkına zulmeden ilk zâlime ve bu hal üzere en sonuncusuna kadar ona tâbî olana
lanet eyle. Ey Allah’ım! Hüseyin ile savaşmak üzere toplanmış, onu katletmek üzere birbirleriyle yardımlaşmış
ve kenetlenmişlere de lanet eyle. Ey Allâh’ım! Onların hepsine lanet eyle. Selam sana ey Ebâ Abdillâh! (İmam
Hüseyin’in Lakabı) ve bu ahdi söz vermeyi-gece gündüz durdukça selam yollama ahdini benden sana bir ziyaret
olarak (kabul eylesin) Allah sona erdirmesin. Benden sana Allah’ın selamı olsun, (her şey) durdukça, gece ve gündüz
sürdükçe, ebediyen. Selam olsun Hüseyin’e, Hüseyin oğlu Ali’ye (Zeyne’l-Âbidîn’e) ve Hüseyin’in ashâbına.
16 “... Dilediğimiz zaman da yerlerine benzerlerini getiririz.” [İnsan (76): 28].
17 “Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye yönelirseniz yönelin Allah’ın vechi (rızası) oradadır…” [Bakara (2): 115]
18 “… Beni Müslüman olarak vefat ettir ve sâlihlerin arasına kat.” [Yusuf (12): 101]
19 Ey Rabbimiz (biz nefsimize) zulmettik, Allah’tan bağışlanma diliyoruz.
20 Allah’ın selamı Hüseyin’e, Allah’ın laneti de Hüseyin’in katilleri üzerine olsun.
21 Ey Rabbimiz! (dualarımızı) bizden kabul eyle
22 Sabah namazının (üzerimize) vâcip (farz) olan iki rekâtlık farzını Yüce Allah’a yakınlaşmak (Allah rızasına ulaşmak-
Kurbeten ilallah) üzere kılıyorum (kılmaya niyet ediyorum).
23 Öğlenin (üzerimize) vâcip (farz) olan dört rekâtlık farzını Yüce Allah’a yakınlaşmak (Kurbeten ilallah) üzere
kılıyorum.
24 İkindinin (üzerimize) vâcip (farz) olan dört rekâtlık farzını Yüce Allah’a yakınlaşmak (Kurbeten ilallah) üzere
kılıyorum.
25 Akşamın (üzerimize) vâcip (farz) olan üç rekâtlık farzını Yüce Allah’a yakınlaşmak (Kurbeten ilallah) üzere
kılıyorum.
26 Yatsının (üzerimize) vâcip (farz) olan (dört rekâtlık) farzını Yüce Allah’a yakınlaşmak (Kurbeten ilallah) üzere
kılıyorum.
MUHAMMET ALİ HİLMİ DEDEBABA ERKÂN-NÂMESİ
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57 257
27 Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed ve Âl-i Muhammed’e (Muhammed’in Soyuna-Ehli Beyt’ine- 12 İmamlara)
salât olsun
28 Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed ve Âl-i Muhammed’e (Muhammed’in Soyuna-Ehli Beyt’ine 12 İmamlara)
salât olsun.
Kaynakça
Ercan, H. (2010); Günümüzde Bektaşiliği Yaşamak, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma
Dergisi, Ankara.
Erdem, C. ve Demir T. (2010); Bektaşilik Öğretisinde Terim ve Kavramlar, Türk Kültürü ve Hacı
Bektaş Veli Araştırma Dergisi, Ankara.
Ergun, S. N. (1956); Bektâşi Şairleri, Ondokuzuncu Asırdanberi Bektâşi-Kızılbaş Alevî Şairleri ve
Nefesleri / İbnü’l-emin, Son Asır Türk Şairleri, İstanbul: İstanbul Maarif Kütüphanesi.
Güzel, A. (1981); Kaygusuz Abdal, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Koca, Ş. (2005); Bektaşilik ve Bektaşi Dergâhları, İstanbul: Cem Yayınları.
Mihr, İmam İ. A. (2004); Kur’an-ı Kerim Meali, İzmir: Mihr Yayınları
Noyan, B. (1998); Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevilik, 1.Cilt, Ankara: Ardıç Yayınları.
Solmaz, S. (2008); Bir Bektaşi Şairi Mehmed Ali Hilmi Dedebaba ve Divanı, Türk Kültürü ve Hacı
Bektaş Veli Araştırma Dergisi, Ankara.
Temren, B. (1995); Bektaşiliğin Eğitsel ve Kültürel Boyutu, Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları.
Topuzkanamış, E. (2010); Bir Bektaşî Erkânnâmesi, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma
Dergisi / 2010 / 55.
Uludağ, S. (1995); Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Kabalcı Yayınları.
TÜRK, Doç. Dr. Hüseyin (2010); Anadolu’nun Gizli İnancı Nusayrilik, İnanç Sistemleri ve Kültürel
Özellikleri. İstanbul, 2. Basım, Kknüs Yayınları.
Teşekkür
Muhammet Ali Hilmi Dedebaba Erkân-nâmesi’ne ulaşmamızda ve makalenin oluşturulmasında
yardımlarını bizden esirgemeyen Alaaddin DEDE ve tercümanların günümüz Türkçesine aktarılması
aşamasında bize destek olan Kemal KILIÇ’a teşekkürü bir borç biliriz.
Cem ERDEM
258 TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2011 / 57
Resim: Muhammet Ali Hilmi Dedebaba’ya ait bir fotoğraf.