KARIŞIK

4 Mart 2016 Cuma

Medişeyh, Medi Şeyh Türbesi ..darende


Medişeyh, Medi Şeyh Türbesi ..darende



(Abdurrahman Gazi Hz.)
Darende, Medişeyh, Medi Şeyh Türbesi 1 resmi


        Seyyid Abdurrahman Gazi Hazretleri, Tabiîn-i Kiramdan olup, Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in sahabesi ile görüşen çok bahtiyar zatlardan biridir. Medine asıllı olan Şeyh, kısaca "Medişeyh" olarak anılır. Abdurrahman Gazi Hazretlerinin Medine-i Münevvere'den gelen İslam ordularının Anadolu'ya yaptıkları seferlere katıldığı ve burada şehit düştüğü bilinmektedir. Medine'den gelmiş olması ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in temiz neslini temsil etmesi açısından ayrı bir hürmet gösterilmektedir. Tabiînden olan Seyyid Abdurrahman Gazi Hazretlerinin birçok kerametleri vardır.         Doğum ve vefat tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Türbesi, ilçemiz Darende'de asırlardır ziyaret edilen mekânlardandır.

        Türbesi ve külliyesi D-300 karayolu üzerinde, Darende'ye 9 km mesafededir. Eski adı Medişeyh, yeni adı Karşıyaka köyünde medfundur. Külliye; türbe ve camii olmak üzere iki ayrı bölümden oluşmaktadır.

SEY QAJİ türbesi

     SEY  QAJİ  türbesi
                Dersim’in en ünlü halk ozanı


              “Asıl adı ‘Seyite Qaji’dır. Civarik köyünün Gemik mezrasındandır. 1871 yılında, aşiretler arası çekişmelerin ateşli bir sürecinde dünyaya gözlerini açar. Sey Qaji, yörenin olumsuzluklarından payına düşeni  fazlasıyla alır. Üç yaşında yakalandığı hastalıktan iki gözünü yitirerek kurtulur. Kardeşinin dul eşi ile evlenir. Dersim’in ateş çemberinde tek silahı sözü, sazıdır
              Bugün bu yörenin, bir ömüre uzayabilen yaşam biçimini, kahramanlıklarını ve hainliklerini, insanların, ne yapıp ne yapmadıklarını, kültür değerlerini, patlayan birçok silahın yansımasını, acı da olsa; en çok Sey Qaji’nin sözünden ve sazından ediniyoruz. Bütün önemli olayları ağıtlaştırmıştır.
             Olayları; yörenin ana dilinin has deyimleri, yalın ve lirik bir anlatımla söze ve saza yansır. Bu yönü ile en çok mir’lerin, beylerin, ağaların; kısaca hükmedenlerin ‘bam tellerini’ çınlatır. Onların karşıtı olur. Şimşeklerini üstüne çeker. Sey Qaji, anadili dışında dil bilmez. Kürtçe söylemleri şimşeklerini üstüne çeker. Sey Qaji, anadili dışında dil bilmez. Söylemleri  Kurmancinin Dımıli Lehçesinin Dersim ağzıyladır.”(Dersim-Civarik,İki Uçlu Yaşam H.Akar)
              Bir gün, bölgenin hakimi Çarekli Hüseyin Bey’in oğlu Mustafa Bey, Rus Harbi’nde sığındığı Civarik Köyü Balık mezresine gelir. Söylemlerine alındığı Sey Qaji’nin, kendisine getirilmesini ister. Bunu duyan Ozan, Haydaran’a kaçarken yolda Mustafa Bey’e şöyle seslenir:
              “Silahları topladılar,bulamadım sıkılacak bir iki kurşun.Bulduğum bir iki dize sözü sıktımsa haline şükür etsin.”
              Sey Qaji’nin seyit (dede-pir) oluşu, halkla (talipilerle) yakın ilişkisi, Cem-Cemaat yönetmesi, onun yaşam kavgasını belirler. O Halkın içinde ve halktan biridir.
             Önderliğin (dedeliğin) gereklerini yerine getirirken,  gerçekleri halka yansıtarak biçimlendirir. Dürüst yaşam öğretisindeki rehberlik görevi, gerçeklerle iç içe olmasını ve atak olmasını sağlar. İnancın hoşgörüsü ve halktan aldığı destek, onu inanç sevdalısı bir aksiyon adamı yapar. Sey Qaji’nin söylediği, sanatçı  Daimi Cengiz’in  okuduğu  Dımıli dilindeki  “Cenklemesi”, bu hoş görülü inanç coşkusunun, yaşamın, öğretinin, sevdanın çok güzel bir örneğidir:
Gönül gönül bu sevda
Bu sevda bizim sevda
Cem cemaat  kol kola
 Gönül verdi bu halka
            Gönül gönül bu sevda
            Görün bizdeki bu kavga
 Bu gece cem bağlama
 Sazın perdesinden çıkan seda
Çağrıya gelmeyen kalkar dara
Bu uğurda verildi kavga
          Gönül  gönül  bu sevda 
          Gelin görün bu kavga
Her ot kökünden türer
Her kuş kendi dilinde öter
 Her kim ki aslını inkar eder
Her izi kaybolur öyle gider
           Dılo dıla bu sevda
           Bu sevda bizim kavga
Yurtseverlik aşkın ile
Düşmana karşı kinin ile
Ver başını kal sırrın ile
Kol kanat çırp hızın ile
          Gönül gönül bu sevda
          Bu kavga bizim kavga  
( Dımılı (Dersimce) ana dilinden Türkçeye çeviri: Hüseyin Akar)
      Sey Qaji’nin görmeyen dünyasında insan, doğanın bir parçası, onunla iç içedir. Sokratımsı soru ve yanıt eşleşmesinin lirik anlatımda, alışılmışın dışında bir biçimlemesini sergilemektedir. Sanırız sözlerin, saz tellerinden kulağa ve beyne kolay algılanması amaçlanmış.
                           Bahar Geldi
Ağaçların gölgesi / Kızların neşe yeri
Toprak damların üstü / Delikanlıların oyun alanı
Saçakların altı / Ninelerin güneşliği
Yayıkların arkası / Gelinlerin dünyası
 
                              Mayıs Ayı
Bahar geldi / Mayıs’ın ilk günleri
Hayvanların otlağı  / Yayla yeri
Mazgirt ilçesi  / Dut bahçesi
Talipler” uzaklaştı / Yol erkan zamanı
Ali’nin yoludur / Pir gerekli
Hapisteyim / Ziyaret etmiyorlar beni
Tanrı lokması /Esirger bir tas ayranı
Dedim belki / Muhammet Ali var
Bir gün bize / Bir hayırlısını söyler
Ne yol ne talip / Ne pir ne sahip
Bilmiyorum sonunda / Halimiz ne olur? 
                         Yaz Günleri
Sıcaklar bastırdı / Yaz günleri
Silah sesleri / Aşiretler sultası
Başaklar erişti / Biçme zamanı
Memleket iyi / Memleket eski
Kızılklise / Ermeniler’in yeri
Yeni yapı yok / Virane sanki
Şafakta gelinlerin / Tulukta elleri
Kadınlar tutuk ile / Yayık askısı getirir
Bizim etrafımızda / Ayran yayıyor
Tanrım davan olsun / Sen bilirsin
Yoluna arzuladım / Bir kaşık ayranı
Ben tutuklu kaldım / Kimse getirmedi ayranı
            Sey Qaji  Dımılı (Dersim’ce)  dışında dil bilmez. Bütün şiirleri, taşlamaları,  acılı destanları, kasidelerini ana dilinde saza ve söze dökmüş.  Ana diliyle söylemlerinin  ayrı bir tadı var. Ancak yeni nesil anlayamıyor  diye Türkçeleştirdik.  Ancak Hüseyin Sağnıç Beyin hazırladığı  “
Dünya Kürt Edebiyart Tarihi” eserine Sey Qaji ve Sey Can nın  eserleri Ana Diliyle geçirildi.(İki uçlu Yaşam. s61-95)

WELAT   II
Welat  rındo  welaté  doto
 Zalim şiyo mısera gıran ifade veto
evrak giredé, tede heto
 Kerdene neqa koru inato
Haqo tıra useno işe bebinato
              Welat rındo / Welat tené be işo
              Mahkemé ma néra Kızılkiliso
              Geré mé  kerdo, ezo bé keso
              Lazé  Alé Gulavi vana
              ”Sey Qaji  bé karo bé işo
               Şiro tené hepiste ro nişo
Welat rındo welat kerdo lete
usyina şine Kızılkilise
Esto zere né  guret ifade
Plıka peri kerdera niyada ke
Haqo toré useno tek uzu kuruşu
Puyé kor sivinge neqira nişo
Memleket II
Memleket iyi memleket biraz öte
 Zalim üstüme vermiş ağır ifade
Evrak bağlamış kendisi taraf
 Haksız bir iş inada dayalı gaf
Tanrı bana yaptığını yapmış
 Tanrı bilir,boşuna bir uğraş
Memleket iyi gereksinimi işe
 Mahkeme bu kez Kızılklise
Suçlar yüklenir kimsesize
 Ali’ye Guavi’nin oğlu diyor:
“Sey Qaji’yi rahatlık sıkıyor
 Gitsin hapiste kalsın bir süre”
Memleket iyi,bölünmüş hiss
/Kalktım gittim Kızılklise
Attılar içeri,almadılar ifade
Cüzdanı açtım baktım içine
Tanrı görüyor olan tek kuruş
Haksızın evine konsun
”                     (Türkçeye çeviri :H. Akar)
               Sey Qaji, ozanlığı yanında Seyit misyonu da ağır basar. Tutuklanır; görmeyen gözleri ile gidip gelmeler, parasızlık, hapiste ki yatakların haşaratı, ziyaretçinin olmayışı, O’nun mistik dünyasını sarsar:   “Dedim belki Muhammet Ali var / Bize bir hayırlısını söyler” sözlerini dedirtecek kadar acıya zulme başkaldırır. Etrafında şafakla yayılan tuluk sesi, bir tas ayran içme arzusunu nakışlar. Bir kaşık ayranın verilmeyişi çıldırtır O’nu. Seyitliğin gereğini düşünür,Tanrıya yakarır: ”Tanrım sen bilirsin davan olsun” der. İnanışa göre; Seyitlerin bir hikmeti,  bir sahipleneni, bir sahibi olur. Mistizmin bu sihirli çubuğunu bulamıyor,ozanımız: ”Ne yol, ne Talip, ne Pir, ne sahip” demekten kendini alamaz. Bu, önce söylediği  ”Pir’imin eteğine el atsam dönerim geri” inancına ters bir tepkisidir.
             Sultan “Baba”, Düzgün “Baba” denilen Dağlar (ziyaretler) aslında Düzgün “Bava”, Sultan “Bava”dır. Bavalar ip bağlar, değişik renkte üç ince ip birbirine sarılır. Fala bakılır gibi gelecek okunur. Ateşe girme, kaynayan kazandan çıplak elle  et çıkarma, Zerdüşt ve kısmen ateşperestliğe uzanır. Bu inançlarda kendini   kaybedercesine “tanrı çağırma” oldukça yaygın. ”Bava”ların, Seyitlikle ilgisi var veya yok. Bu günkü “sihirbaz” veya kendini şişleyen, cam bardak yiyen, üstünden araba geçiren vs. dayanıklılığı gösteren “medyum”  gibibavalar da  kişisel  yetenek sergileyenlerdir.
             Ozanımızın, ”Bava”ya ait dizeleri bu gerçeği pekiştirir. Qaji, Seyit olmasına karşın, yine de geleceğini Bava’dan öğrenmek ister:
                   Bava
Vake  Hızır  amo şiyo tumé Koeseri
Tumé Koyéser’ra Hızır meymano
Laé  bari burusni Koyéseri
Bava  Hesené  Devreçi mıré sevano
Bava mıde  dava şenu-postu keno
Oçi miné sefilra laé giranédano
Tersé mé a tersenéka  haqé mıra
O  çi binde onca béçıke ta dano

               Bava
               Hızır konuktur Koyeseri tepesine
                Dediler Hızır gelmiş gitmiş Koyeseri’ye
                İnce bir ip göndereyim tepe meclisine
                Bava Derviş Hasan baksın halim nice?
                Bava düşmüş kurban göğsü,postu peşine
                Verirsem ancak halime bir ip bağlar
                 Korkum odur ki tanrıdan-karışmam işine-
                 O yine altında parmak sallar
              
Sey Qaji, ozanlığı yanında bir taraftır . Mücadeleci ve yürekli bir savaşımcıdır. On göbekten bu yana Gemikte olduğu bilinen Sey Qaji, Gemiklileri ile birlikte; ”El attım taşına Düzgün Dağı” yerine, Haydaran aşiretine sığınır ve ailesi ile orada dokuz yıl kalır. Ozanımızın annesi o zamanlar ölür ve Miksor’da gömülür. İki yıl sonra, annesinin kemikleri Gemik’e getirilir. Aile mezarlığına konur. Şu kadere bakın ki, o sıralar Haydaran’da olan Sey Qaji, bulunduğu Xışkulu’da 1936’da ölür. Cenazesi, Miksor’da, Bava Seydali’nin evinin karşısında, annesinin boşaltılan mezarına konur. Ölüm tarihi, On İki İmam Orucu’na rastladığı için; ”nasip” denir. ”Günah olmasın” diye aynı yerde, yani Miksor’da bırakılır. Sonradan Civarik Gençler İmacı Hareketi istemi  “Köy Derneği” yardımıyla Civarik’e  getirilir.
              

SEYYİD HARUN TÜRBESİ..seydişehir

 SEYYİD HARUN TÜRBESİ..seydişehir
Seyyid Harun Caminin Kuzey cephesini bitişik, kümbetin sağında ki Seyyid Harun Veli Hazretlerinin Türbesidir. Türbe son zamanlarda vakıflar Tarafından onarılmıştır.
Kitabesi şöyledir. “Bu kutlu Türbe yoksulların efendisi Allahın Rahmetine kavuşmuş ve günahları bağışlanmış olan Seyİd, i Harun’un yirmi üç  rebi’ül –evvel yedi yüz yirmide ölmesi üzerine inşa edildi. “
Türbe (3 mayıs 1320 ) tarihinde ölen Seyyid Harun ölümünden sonra aynı yılda yapılmıştır.

Muhammet Gani Baba

Kutlu Özen

Muhammet Gani Baba

Muhammet Gani Baba yatırı, Divriği’ye 24 km. uzaklıktaki Anzağar (Kevendüzü) köyündedir. Türbe, köyün üst başındadır. Dikdörtgen planlı, tek odalı, ahşap yapılı ve kiremit örtülü bu türbe, 2001 yılında modern bir yapıya kavuşmuştur. 20 Ağustos 2001 tarihinde ilçe Kaymakamının da katıldığı açılış merasimine, Divriği ve Sivas kökenli ünlü halk ozanları da katılmıştır. Arguvan yöresinden gelen İsa köylüler, törene ayrı bir renk katmışlardır. Gani Baba’nın torunlarından Hüseyin Şahin dedenin türbenin bugünkü hale gelmesinde büyük çabaları olmuştur.
Gani Baba’nın Tarihi Kişiliği
Hayatı hakkında tarihi bilgilere sahip olduğumuz iki yatırdan birisi de Muhammet Gani Baba yatırıdır.
Muhammet Gani Baba, Divriği’nin Anzağar köyünde doğmuş (1826) ve yine bu köyde Hakk’a yürümüş (1889) ünlü bir Bektaşi babasıdır. Onun ünü, Divriği yöresinde ilk defa bir Bektaşi tekkesi tesis etmesinden ileri gelmektedir.[1]
Nitekim Hasluck da “Bektaşilik Tetkikleri” adlı eserinde bu tekke hakkında şu bilgileri verir:
“... Divriği’den üç saat mesafede Gani Baba isminde alim bir Bektaşi Şeyhi tarafından tesis edilen ve Anzağar Tekkesi namını taşıyan bir zaviye vardır.”[2]
Bugün (1997), Gani Baba’nın tesis ettiği bu tekkeden hiçbir iz kalmamıştır. Yalnızca, Gani Baba’nın sağlığında inşa edilen köy camisi kısmen ayaktadır.[3]
Gani Baba'nın Soyu
Gani Baba’nın soyu hakkındaki bilgiler tamamen mahalli rivayetlere dayanmaktadır. Rivayete göre, Gani Baba’nın ataları üç kardeş olarak Horasan’dan gelmiştir. Anadolu’ya gelen bu üç kardeşten birisi Gümülcine’ye, diğeri de Arnavutluk’a yerleşmiştir. Derviş Ağa adındaki üçüncü kardeş de Divriği’ye gelerek “Garip Musa Tekkesi”ne yerleşmiştir. Garip Musa yatırı bugün de önemli bir adak yeri olup Güneş köyünün üst tarafında yer alır. Yörede “Küçük Tekke” adıyla bilinir.[4]
Derviş Ağa, bu tekkeye uzun müddet hizmet etmiş ve burada evlenmiştir. Bu evlilikten Derviş Ağa’nın Haydar, Kamber ve Süleyman adlarında üç erkek evladı dünyaya gelmiştir.[5] Gani Baba’nın soyundan gelen Karataş’a göre Derviş Ağa’nın evlatları Haydar, Kamber ve Süleyman’dır. Bunlar, Garip Musa Ocağı’na bağlı dedelerdir. Kaynak şahıs, Anzağar köyü 1934 doğumlu Hüseyin Şahin ise, Derviş Ağanın evlatlarının Kamber, Haydar ve Sürmeli Dede olduğunu söylemektedir. Gani Babanın torunu olan Hüseyin Şahin’e göre Kamber Ağa, Anzağar doğumludur. Kamber Ağa, Anzağar’da evlenir, bu evlilikten Sürmeli Dede, Muhammet Gani Baba ve Haydar Dede olmak üzere üç evladı dünyaya gelir. Muhammed Gani Baba, Hacı Bektaş Dergahı’na gitmeden önce Garip Musa Ocağı’na bağlı bir Alevi dedesidir. Babalık unvanını sonradan almıştır.
Gani Baba’nın Doğumu
Derviş Ağa’nın oğullarından Süleyman Ağa, Divriği’nin Anzağar (Kevendüzü) köyüne yerleşir. Burada evlenir. Bu evlenmeden Sürmeli Dede, Muhammed Gani Baba ve Haydar Dede olmak üzere üç evladı dünyaya gelir.[6] Mezar taşı kitabesine göre Muhammet Gani Baba'nın doğumu 1826’dır.
Gani Baba'nın Evlenmesi
Muhammet Gani Baba, Anzağar’da evlenir. Bu evlilikten üçü erkek, altısı kız olmak üzere dokuz evladı dünyaya gelir. Erkek evlatları Ahmet, İbrahim ve Abdullah’tır.
Bunlardan Ahmet ve Abdullah, Gani Baba’nın sağlığında vefat ederler. 25 yaşlarında vefat eden Ahmet’in mezarı Arguvan’da, Abdullah’ınki Divriği’nin Bahtiyar Venk (Gökçebel) köyündedir.[7]
Gani Baba’nın hayatta kalan tek oğlu İbrahim’dir. İbrahim, Gülbahar Hanım’la evlenir. Bu evlilikten Ahmet Baba doğar (1866). Gani Baba’dan sonra tarikatı oğlu İbrahim değil, torunu Ahmet Baba yürütür (1866-1929).[8]
Gani Baba'nın Hacı Bektaş Tekkesi'ne Gitmesi
Gani Baba, Anzağar halkı tarafından sevilip sayılan bir zattır. Dürüstlüğü, çalışkanlığı ve alçak gönüllü olmasıyla büyük küçük herkesin sevgisini kazanır.
İbo Baba (?) zamanında (?) Hacı Bektaş Tekkesi'ne gider. Oniki yıl tekkeye hizmet eder. Verilen her görevi yerine getirir. Onun bu dürüstlüğü ve çalışkanlığı diğer dervişleri kıskandırır. Dervişler, zaman zaman Gani Baba’nın gururuyla oynarlar. Hatta bir seferinde Gani Baba’ya helaların temizliğini verirler.
Bir gün İbo Baba’nın helaya gideceği sırada helayı kirletip, süpürgeyi saklarlar... Gani Baba, mendili ile -bir rivayete göre sakalı ile- kirletilen yerleri temizler. Bu durum İbo Baba’ya malum olur. Bu hadiseden sonra İbo Baba, Muhammet (Gani) Baba’yı yanına çağırır. Aralarında şöyle bir konuşma geçer:
― Oğlum, senin hizmetinden çok memnunum. Sen bu tekkeye Muhammet Dede olarak geldin; bundan sonra adın Muhammet Gani olacak, Gani Baba olarak gideceksin! Köyüne bir tekke açacaksın, dervişlerin olacak, halka hizmet edeceksin. Babalığın hayırlı uğurlu olsun...
Görüldüğü gibi Anzağar köylü Muhammet’e, Gani unvanı İbo Baba tarafından verilmiştir. İbo Baba tarafından Gani Baba’ya icazet verilir ve dervişlikten Babalığa yükseltilir.
Gani Baba'nın Anzağar Tekkesi'ni Açması
Muhammet Gani Baba, İbo Babanın helalliğini alarak, kendisine verilen kutsal eşyalarla birlikte Anzağar’a döner.
Köyüne dönen Gani Baba, ilk iş olarak muhteşem bir cami yaptırır. Daha sonra köy içindeki tekkenin yapımına geçer. O güne kadar köyde hela/tuvalet yokmuş; köylüler taharetlenmeyi bilmezmiş; köylülere hela yapmalarını ve taharetlenmeyi mecbur tutar. Ünü gittikçe artan Gani Baba’nın bu arada muhipleri/sevenleri ve dervişleri çoğalır.[9]
Çeşitli Yerlerin Gani Baba Tekkesi'ne Bağlanması
Gani Baba, çeşitli yerlerde nüfuz bölgeleri oluşturur. Divriği’nin Purunsur, Venk, Bahtiyar Venk, Susuzören, Göndüren, Karsı, Paynik, Ürük, Kilisecik, Sevir, Birestik, Karasar, Örenik; Şarkışla’nın Emlek yöresi köyleri ve bu arada Âşık Veysel’in doğum yeri olan Sivrialan; Malatya’nın Arguvan ilçesine bağlı birçok köy; Erzincan’ın Tercan yöresi, Kars’ın Selim ilçesine bağlı köyler Gani Baba Tekkesi'ne bağlanır. Bugün de bu bağlılık kısmen devam etmektedir.
Gani Baba, yalnızca Divriği’nin Alevi köylerini tekkeye bağlamakla kalmamış, Sünni Divriği eşrafından bazılarını da tekkenin muhibi yapmıştır.[10]
Gani Baba'nın İkinci Bir Tekke Açması
Köyün merkezinde açmış olduğu tekkede beş-altı yıl kalan Gani Baba, müritleri ve muhipleri çoğalınca köyün üst tarafına çekilerek yeni bir tekke inşasına başlar. Bu, mimari şekil olarak Hacı Bektaş'taki tekkenin benzeridir. Çok büyük bir ayin odası, mescit, mutfak, kiler; derviş ve misafirler için odalar yapılır. Yeni bina artık müritlerine, muhiplerine ve misafirlerine yetecek büyüklüktedir.
Gani Baba, diğeri Bektaşi tekkelerinde olduğu gibi bedeni hizmete çok büyük önem verir. İlk önce tekke yakınlarında küçük bir meyve bahçesi kurar. Buraya her çeşit meyve fidesi getirtip diktirir. Bu hareketiyle köylülere örnek olur. Ayrıca, tekkenin odun ve yakacak ihtiyaçlarını karşılamak için muhtelif yerlere binlerce söğüt, kavak, keçi, inek, tavuk.. besler. Bunun yanı sıra bir kısım dervişler de çiftçilik yaparlar, ekin ekip, tarla biçerler... Hayvanların yaylım yeri Eğriçimen Yaylası'dır.[11]
Görüldüğü gibi Gani Baba Tekkesi, hem din, hem de dünya işlerinin birlikte yürütüldüğü bir yer, bir okuldur. Dervişler, köylerine bütün bu bilgileri almış olarak dönerlerdi.
Gani Baba'nın Hakk'a Yürümesi
Gani Baba, bütün bu hizmetler arasında Kerbela’ya da gider. Birkaç yıl kaldıktan sonra hacı olarak döner.
Muhammet Gani Baba, 63 yaşında iken 1305 (1889)’de Hakk’a yürür. Tekke civarındaki bugünkü türbesine gömülür.[12]
Gani Baba'nın Menkıbevi Hayatından Örnekler
·        Menkıbe: Gani Baba’nın Toprağı Tohum Etmesi
Gani Baba, zaman zaman çok sevdiği ve Eğriçimen Yaylası’na hudut olan Arguvan’daki müritlerinin yanına gidip gelirmiş. Gene bir gün Arguvan’a giderken, yol kenarında çift sürmekte olan bir muhibine rastlar. Babanın geçtiği sırada çiftçi, tohumu bittiği için işi bırakmış ve öküzleri de salmıştır. Köyüne gidip tohum getirmek düşüncesindedir.
Gani Baba, çiftçiye selam verir. Sonra aralarında şu konuşma geçer:
― Tohum saçmayı niçin bıraktın?
― Tohumum bitti... Köye gidip tohum alıp geleceğim.
Baba, atından iner ve çiftçinin önlüğünü yerden aldığı toprakla doldurur. Sonra çiftçiye hitaben:
― Haydi, öküzleri çifte koş! Önlüğüne koyduğum toprağı, tohum niyetine tarlaya saç... Erenlerin himmetiyle çok ekin olacak, der.
Çiftçi, denileni yapar. Gerçekten de o yıl tarladan bol miktarda kunduru cinsi buğday elde eder.[13]
·        Menkıbe: Gani Baba'nın Kendisini Cezalandırması
Gani Baba, bir gün köyün dışına çıkar. Gezinti sırasında birbirleriyle sevişen bir çift görür. Onların hareketlerini görmemek için başını çevirip sessizce uzaklaşır. Biraz uzaklaştıktan sonra, elinde olmayarak bir daha dönüp bakar. Tekkeye gelince düşünmeye başlar. Yaptığı ikinci hareketin doğru olmadığını; çünkü nefsine uyduğunu, nefse uymanın günah olduğunu düşünür. Kendisini günahkar hisseder. Çile çekmek, nefsini cezalandırmak için köyden ayrılır. Bir müddet Hacı Bektaş Tekkesi’nde kalır, çile çeker... Ruhen huzura kavuştuktan sonra tekrar Anzağar’a döner.[14]
·        Menkıbe: Gani Baba’nın Elindeki Asa ile Su Çıkarması
Gani Baba, köylülerin saygısızlığından yılıp köyün üst tarafında yeni bir tekke inşa etmeye karar verince, dervişler su sıkıntısı çekmeye başlamışlar. Su almak için ya eski tekkenin yerine ya da yakın mahallelere gidiyorlarmış. Köylüler de dervişlere kızıp hakaret ediyorlarmış.
Baba, dervişlerin çektiği sıkıntıyı bildiğinden bir gün çok sevdiği dervişi Memo’yu yanına alarak tekkenin yukarılarına doğru çıkar. Sonra elindeki asa ile toprağın bir yerini işaretler. Memo’ya hitaben:
― Yarın dervişler burayı eşsinler. Erenler bir su nasibi gönderecektir, der.
Dervişler, işaret edilen bir yeri iki gün eşerler. Üçüncü gün, eşilen yerden bacak kalınlığında bir su çıkar. Bu suyu kanal kazarak tekkenin önüne kadar getirirler, bir de çeşme yaparlar.[15] Ölümünün üzerinden bir asır geçmesine rağmen bugün bile Gani Baba'ya olan sevgi ve saygı bütün canlılığı ile devam etmektedir. Her yıl Divriği’nin Purunsur (Demirdağ), Venk (Oyuktepe), Bahtiyar Venk (Gökçebel), Karsı (Uzunbağ), Susuzören, Göndüren, Paynik, Ürük, Kilisecik (Ekinbaşı), Sevir (Beyköy), Birestik (Danişment), Karasar, Örenik (Aydoğan); Malatya’nın Arguvan ilçesine bağlı bir çok köyler, bu arada İsa Köy, Sülmenli, Tahir Köyü; Erzincan’ın Tercan yöresi; Kars’ın Selim ilçesine bağlı köyler Gani Baba’ya gelirler. Türbesini ziyaret ederek çeşitli dileklerde bulunurlar. Kurbanlar keserler, pişirilen yemekleri hep birlikte yerler, dini toplantılar yaparlar... Kısaca her yıl bu geleneği sürdürürler.
Bkz. Kutlu Özen: "Muhammet Gani Baba Yatırı" Cem 35 (2002) 117: 9-10.




[1] E. Behnan Şapolyo: Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi. İstanbul 1964: 323-324.
[2] F. V. Hasluck: Bektaşilik Tetkikleri. Çev. Ragıp Hulusi, İstanbul 1928: 15.
[3] Anzağar (Kevendüzü) köyündeki 14.8.1985 tarihli alan çalışmamız.
[4] Necdet Sakaoğlu: "Seyyid Garip Musa Ocağı" Tarih ve Toplum 61 (1989): 25.
[5] Kemal Karataş, Divriği Anzağar köyü, 1929 doğumlu.
[6] Hüseyin Şahin Dede, Anzağar köyü 1934 doğumlu.
[7] Hüseyin Şahin.
[8] Hüseyin Şahin ve Kemal Karakuş.
[9] Alevilik de bir dedeye bağlı olana talip denir. Talibe göre dede mürşittir. Her dedenin belirli köylerde talipleri vardır. Bektaşilik ve Mevlevilik de tarikata giren kişiye muhip denir. Muhibin derviş olabilmesi için soyunması; yani dergâha gidip ikrar vermesi, ben derviş olacağım, bu tekkeye hizmet edeceğim demesi lazımdır. Bektaşilikte bu hizmetin zamanı muayyen değildir. Mevlevilikte ise binbir gündür. Divriği ilçesinde muhip, tekkeye yakınlık duyan anlamında kullanılmaktadır. Bkz. Abdülbaki Gölpınarlı.
[10] Muhammet Şahin Baba’nın verdiği bilgi.
[11] Muhammet Şahin Baba’nın verdiği bilgi. Bektaşi tekkelerinde genellikle vakıf olmadığı için müritler tarla, bahçe, bostan... işlerinde çalışmak zorundadırlar. Bektaşi tekkelerinde bedensel hizmet ön plandadır. Diğer tekkelerde bu durum pek görülmez. Bkz. A. Gölpınarlı: Tasavvuftan Dilimize...
[12] Muhammet Şahin Baba’nın verdiği bilgi.
[13] Hüseyin Şahin, 14.8.1985 tarihli derleme.
[14] Hüseyin Şahin, 14.8.1985 tarihli derleme.
[15] Kemal Karataş ve Hüseyin Şahin’den yaptığımız derleme.

ANADOLU ALEVİ BEKTAŞİ DERGAHLARI

ANADOLU ALEVİ BEKTAŞİ DERGAHLARI

ANADOLU ALEVİ BEKTAŞİ DERGAHLARI
  • HACI BEKTAŞ DERGAHI, PİR EVİ:
Hacı Bektaşi Dergahı  HACI BEKTAŞ VELİ adına kurulmuştur. Anadoluya gelen Hacı Bektaş  kimi yerleri dolaştıktan sonra o günkü adıyla Sulucakarahöyük’e yerleşir. Burada yaşayan halkla kaynaşır. Burası giderek heterodoks ve Ali-Ehlibeyt inanç odaklı kesimlerin inanç merkezi haline gelir. İşte bu derneşmeden Pirevi dediğimiz Alevi Bektaşiliğin ana dergahı Anadolu da  doğmuş olur. Dergahın kurulması Hacı Bektaş’la birlikte başlar. Daha sonraki yıllarda kimi eklenti ve düzenlemelerle türbeler, mezarlık, aşevi, kilerler, ambarlar, konukevi, çeşmeler, çamaşırhane, hamam, meydanevi, çilehane, yönetim yeri, tekke, eğitim ve sohbet odalarından oluşan büyük bir külliye oluşur. Dergah içerisindeki cami, ikinci Mahmut zamanında yaptırılmıştır. Anadolu’ya Ali, Ehlibeyt, Oniki İmamlar inancını, Muharrem yası geleneğini, tevella ve teberra anlayışını ilk defa Hacı Bektaş Veli getirir. Bu inanç öğelerini Dergahlar, tekkeler yoluyla tüm Anadolu ve Balkanlara yayarlar.
İlk dönem Osmanlı padişahları Hacı Bektaş’a bağlılık ve saygı duymaktaydılar. Bunlardan 1. Murat Hacı Bektaş’ın mezarına, Mimar Yanko Madyan’a Bir türbe yaptırır. Türbenin kubbesi Sekizinci İmam aşkına sekiz köşelidir. Daha sonraları 2.Bayazıt, Dulkadir oğulları beyi Alaüddevle, Mimar Sinan, 4. Mustafa, Abdulaziz, 2.Abdulhamit zamanlarında çeşitli onarımlar ve eklentiler yapılmıştır.
Hacı Bektaş Dergahı giderek Ahi, Kalenderi, Haydari ve diğer Ali inanç temelli akımların merkezine dönüşür. Bu akımlara ait tekkeler de zamanla Dergaha bağlanırlar. Hacı Bektaş Dergahı aynı zamanda bir kültür ve eğitim merkezidir. Anadolu ve Balkanlardaki tekke Şeyhleri burada eğitim görür ve icazetlerini alarak tekkelerinin başlarına dönerler.
Pir evini geliştiren Bektaşi Tarikatına yeni biçim kazandıran Balım sultan olmuştur. Kalender Çelebi ayaklanmasından sonra Hacı Bektaş Veli Dergahının halk üzerindeki etkisinden korkan Osmanlı padişahı bu etkiyi kırabilmek için Dergaha 1552 yılında Sersem Ali adında bir kişiyi Dede-Baba unvanıyla atadığını görüyoruz. Daha sonraları da Mücerret (Evlenmemiş) Devşirme dervişlerin yerleştirildiği görülüyor. O tarihten sonradır ki Hacı Bektaş evli idi evli değildi tartışmaları zaman zaman alevlenerek sürüp gitmiştir. 2.Mahmut’un yeniçeri ve Bektaşi dergahlarına karşı yürüttüğü yıkım ve kıyımdan, Pir evi de nasibini alır. Dergah postnişini Hamdullah çelebi Amasya’ya sürgün edilerek yerine Nakşi Şeyhi Mehmet Sait Efendi atanır. Görevi oradakileri Nakşiliğe çevirmektir. Ne var ki kendisi ve onun ardılları da birer birer Bektaşileşeceklerdir. İşte bu dönemde II. Mahmut tarafından Pir evinin kalbine camii yaptırılmıştır. Daha sonraları Osmanlının yıkılması, Cumhuriyetin ilan edilmesinden hemen sonra 30 kasım 1925 tarihinde 677 sayılı yasayla kapatılır. Bu kapatılmanın ardından Dergah içerisindeki el yazmaları, önemli belgeler tarihi değeri yüksek halılar, şamdanlar vb binlerce malzeme Ankara’ya taşınması gayesiyle yağma edilmiştir. Daha sonra 1964 yılında müze olarak açılmıştır. Açılış tarihi olan 16 Ağustos 1964 den itibaren günümüze kadar her yıl düzenli olarak Ulusal ve Uluslararası düzeyde Hacı Bektaş Veli’yi anma etkinlikleri büyük kitle katılımlarıyla coşkulu bir şekilde  kutlanır.
  • ABDAL MUSA SULTAN DERGAHI:
Abdal Musa Hacı Bektaş’ın önde gelen halifelerindendir. Bektaşi meydanındaki  “Ayakçı postu” onundur. Söylenceler onun Horasan erenlerinden olduğunu gösterir. Babası Hasan gazidir. Dedesi Haydar Ata ise Hacı bektaş’ın amcasıdır. Türbesi Antalya Elmalının Tekke köyündedir. Bektaşi inancında Hacı Bektaş Dergahından  sonra en önemli dergahlarımızdandır. Denizlide, Bursada, Manisada, Bergamada da Abdal Musaya ait Türbeler bulunsa da, bunların makam olduğu asıl Türbenin Elmalının Tekke köyünde olduğu kesindir. Hacı Bektaş’ın Vefatından sonra Tarikatın kurallarını Hacı Bektaş’ın eşi  Hatun ana (Kadıncık Ana) ‘dan öğrenmiş belli bir eğitim döneminden sonra bazı düzenlemeler yaparak Tarikatın adap ve usulünü belirlemiştir. II. Mahmut döneminde Tekkenin tüm mal varlığına el konularak tekkenin başına nakşi şeyhleri atanmış, Erkan Nakşi usuluyle yürütülmüştür. Bu arada yörenin ileri gelenleri fırsattan yararlanarak dergahın mallarına el koymuşlardır. Daha sonraları çeşitli başvurular sonucu tekrar Bektaşi Erkanına geçilmiş, hatta kimi beylerden el koydukları mallar geri alınmışsada  bu gibi durumlar Osmanlı devletinin yıkılmasına kadar devam etmiştir.
  • GEYİKLİ BABA TEKKESİ:
Türbesi Bursa İnegöl yolu üzerinde Baba sultan köyündedir. Horasan erenlerindendir. Gaziyan-ı Rum veya Abdalan-ı Rum dervişlerinden sayılır. İlkin Baba İlyas ve Ebul Vefa müridi olmuşsa da daha sonra Hacı Bektaş Veli’ye bağlanmıştır.
  • EMİR SULTAN:
Asıl adı Şemsettin Mehmet Bin Ali Hüseyin Buhari’dir  Yıldırım Bayazıt zamanında yaşamıştır. Mezarı Bursadadır. Ahilik kanalıyla Bektaşileşmiştir. Başka Emir Sultanlarda vardır. Yıldırım Bayazıt dönemi dışında yaşayanlar Nakşidirler.
  • BARAK BABA:
Kendisi Kalenderi Şeyhidir. Tokat’ta doğmuştur. Daha sonra Hacı Bektaş ve Sarı Saltık’a bağlanmıştır. Gelanlılar tarafından öldürülmüştür. Kendisine bağlı olan Olcaytu Hdabende, Gelanlıları cezalandırarak Barak  Babanın ölüsünü Azerbaycan’daki Sultaniye kentinde toprağa vermiştir. Ayrıca Hacı Bektaş’tan yetki alarak Bigadiç’e yerleştiğine yöre halkı tarafından inanılır. Yağcılar bucağının Baraklar köyün’de türbesi vardır.
  • AHİ EVREN:
Ahiliğin piridir. Kırşehir valisi Nurettin Caca tarafından öldürülmüştür. Hacı Bektaş ile sıkı ilişkileri vardır. Zamanla Bektaşiliğe bağlanmıştır. Anadolu da sanat ve esnaflığın gelişmesinde önemli rol oynamışlardır.
  • SEYYİT BATTAL GAZİ:
Annesi ve iki oğlunun mezarı Malatyadadır. Kendisinin mezarı ve türbesi Eskişehir Seyitgazi ilçesindedir.
  • HASAN DEDE DERGAHI:
1489 da Horasan’ın Karaman’da doğmuştur.1567 de Anadoluya gelerek Ankara’nın Keskin ilçesine bağlı Hasan Dede köyünde zaviyesini kurmuştur. 1596 da ölmüştür. Türbesi bu zaviyededir.
  • TAPTUK EMRE:
Horasan Erenlerindendir. Hacı Bektaş Veli’ye bağlanmıştır. Yunus Emre’nin Mürşididir. Sakarya’nın Nallıhan  köyünde yatmaktadır. Ayrıca Anadolu ve Rumeli’de ismine köyler ve yatırlar vardır.
  • YUNUS EMRE:
Hacı Bektaş yoluyla Taptuk Emre’ye Bağlanmıştır. Eskişehir’in Sarıköyün’de doğmuştur. Zaman zaman başka yerlerde bulunmuşsa da gene aynı köyüne dönmüş ve orada ölmüştür. Mezarı oradadır. Alevi-Bektaşi yolunu en güzel anlatan halk şairlerimizdendir.
  • TEBRİZLİ ŞEMS:
Hacı Bektaş’ın müritlerindendir. Hacı Bektaş tarafından Mevlana’yı eğitmek üzere Konya’ya gönderilir. Mezarı Pir evi’ndedir. Mevlevilerin Şems kolu halen Hacı Bektaş Çelebileriyle ilişkidedirler.
  • BALIM SULTAN :
Hacı Bektaş Veli’nin tek oğlu Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli, Hızırlale,Timurtaş) ın oğlu Mürsel Balinin oğludur. Annesi bir Sırp Prensesidir. Tarikatın ikinci Piridir. Tarikatın yeniden yapılandırılmasında önemli rol oynamıştır. Son derece zeki ve akıllı bir kişiliğe sahiptir. Bir yanda II. Bayazıt’ı idare ederken diğer yanda kardeşi Kalender çelebi kanalıyla  Şah İsmail, Pir Sultan, Kul himmet, Koyun Baba gibi önemli isimleri bir araya getirerek Safavi devletinin kurulmasında ki perde arkası etkenlerinden birisidir. Mezarı Pir evi’ndedir.
  • HIDIR ABDAL SULTAN OCAĞI:
Hacı Bektaş’ın müritlerindendir. Karaca Ahmet’in oğludur. Alevi–Bektaşi yolundan düşkün edilenlerin tekrar yola kazandırılmasında önemli rol oynayan etkili bir Ocaktır. Erzincan’ın kemaliye ilçesinin Ocak köyündedir.
  • HUBYAR SULTAN DERGAHI:
Tokat–Almus  ilçesinin Hubyar köyündedir. Söylenceler , araştırmacı yazar  Ali Kenanoğlu-İsmail  Onarlı’nın bulguları Tarihte iki Hubyar’ın olduğu, birincisi Hacı Bektaş döneminde yaşayan ve ona bağlanan Hubyar, diğeri 16.yüzyılda yaşayan Hubyar. Oğuzların Beğdili boyuna mensup olan bu ocak Tarihte çeşitli nedenlerden ötürü ikiye bölünmüştür. Bu topluluktan ayrılan Sıraç Türkmenleri Anşa Bacı diye bir ocak kurmuşlardır. Baskılara rağmen Asimile olmamış en değerli ocaklarımızdandır.
  • ŞAHKULU SULTAN DERGAHI:
İstanbul Göztepe’dedir. Asıl adı “Şuca”dır. Ahi Dervişlerindendir. Daha sonraları Bektaşiliğe bağlanmıştır. Hacı Bektaş Dergahı Postnişini Çelebi Feyzullah Efendi tarafından Şahkulu Dergahına atanan  M.A. Hilmi dedebaba döneminde dergah en parlak dönemini yaşamıştır. 1826 da 2. Mahmut tarafından Nakşiler atanmışsa da pek etkili olamamışlardır.
  • KARACA AHMET SULTAN DERGAHI:
Hacı Bektaş Veli’nin müritlerindendir. Tarikatın gözcüsüdür. İstanbul Üsküdar’da dır. Aydın, Manisa, Sivrihisar, Akhiar, Afyon’da da makamları vardır. Yaşadığı dönemin Psikiyatristi ve Ruh doktorudur. 1826 da II.Mahmut tarafından kapatılmıştır. Nakşi şeyhleri atansada pek etkili olamamışlardır. Günümüzde halen faaliyetlerini sürdürmektedir.
  • PİR SULTAN ABDALTÜRBESİ:
Sivas Banaz’dadır. Yaşadığı dönemlerde devamlı ezilenlerin yanında yeralmıştır. Şah İsmail ve Kalender Çelebi ayaklanmalarına katılmıştır. Daha sonraları Hızır Paşa adlı Bir zalim tarafından astırılmıştır. Türk Halk Edebiyatının güçlü şairlerinden birisidir.
  • DEDE GARKIN OCAĞI:
Adıyaman Kahta’dadır. Ebul Vefa’nın Halifelerindendir. Baba İlyas’a Mürşitlik yapmıştır. Yaşadığı dönemin en ulu kişisidir. Evlatları daha sonraları Diğer ocaklar gibi Pir Hacı Bektaş Veli’ye bağlanmıştır. Oğuzların 24 Boyundan birisi olduğuda söylenmektedir. Günümüzde halen Anadolu’da 170’e yakın Garkın isminde Köy vardır. Bu köylerin %25’i  Osmanlı baskıları sonucunda asimile olup sünnnileşmişlerdir. Geri kalanları yinede Anadolu’nun En etkili Ocaklarından birisi olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
  • SARI SALTUK:
Pir Hacı Bektaş Veli müritlerindendir. Onun tarafından Balkanların İslamlaştırılması için gönderilmiştir. Romanya Dobruca’dadır. Ayrıca Tunceli, Hozat, Mazgirt, Ovacık, Pertek, Arnavutluk, Yugoslavya, Yunanistan, Moskova, Polonya, Trakya, İstanbul, İznik, Diyarbakır, Niğde Bor’da da mezarları vardır.
  • SESEM ALİ BABA TEKKESİ /HARABATİ BABA TEKKESİ:
Yugoslavya Mekadonya Tetova’dadır. Harabati Baba’da buradadır. Ali adı “Elyas/İlyas adıyla özdeşleştirildiği için Hıristiyanlarca da ziyaret edilip, saygı duyulan  bir merkez olmuştur. Hacı Bektaş soyundan, Kalender Çelebi’nin  ayaklanmasından sonra Hacı Bektaş Dergahı’nın Anadolu halkı üzerindeki etkisini zayıflatmak amacıyla Padişah Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1551 tarihinde  Hacı Bektaş Dergahına Baba olarak atanır. Dergahta Babagan (Mücerret  Baba) kolunun ortaya çıkması Sersem Ali Babayla başlar.
 ( İrili ufaklı 579 Dergah, Tekke ve Türbenin varlığından söz edilir)

EVLİYALAR VE YAŞAMLARI

PİR ZÖHRE ANA
TARAFINDAN BİLDİRİLEN EVLİYALAR VE YAŞAMLARI
Müfide Ana: Halk dilinde Zeynel Abidin olarak bilinen evliya’nın gerçek ismi Müfide Ana’dır. Zeynel Abidin’in kızıdır. ANKARA
Sultaniye Hatun: Halk dilinde Sultaniye Hatun olarak bilinen evliyanın gerçek ismi İmam Rıza’dır. Hacı Bayram Veli’nin birinci yaşamındaki altıncı oğludur. ANKARA
Kesikbaş: Halk dilinde Kesikbaş olarak bilinen Evliya’nın gerçek ismi Zeynel Abidin’dir. (Oniki İmamlardaki Zeynel Abidin) Babası İmam Cafer’dir. ANKARA
Abalı Sultan: Halk dilinde Abalı Sultan olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Mehmet Ali’dir. Hacı Bayram Veli’nin birinci yaşamındaki üçüncü oğludur. İkinci yaşamında derisi yüzülen Seyid Nesimi’dir. Ankara Memlik Köyünde yatar.ANKARA
Tezveren Sultan: Halk dilinde Tezveren Sultan olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Zekine Ana’dır. Hz. Hüseyin’in kızıdır. ANKARA
Zeynel Abidin: Halk dilinde Zeynel Abidin’in torunu İmam Bakır’ın oğlu Mürit Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Ruhsati Baba’dır. Bir ismi de Dertli Baba olarak bilinir.ANKARA
İlyas Baba: Halk dilinde ismi bilinmiyor. Bu evliyanın gerçek ismi Açıkgöz İlyas Baba’dır. Ahi Şerafettin’in oğlu Zeynel Abidin’in torunudur. ANKARA
Ahi Şerafettin: Halk dilinde Ahi Şerafettin olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Alpaslan’dır. İmam Bakır’ın oğlu Zeynel Abidin’in torunudur. ANKARA
Hüseyin Gazi: Halk dilinde Hüseyin Gazi olarak bilinen türbenin yerinde bulunan evliya büyük Battal Gazi’nin sağ koludur. ANKARA
İzzettin Baba: Halk dilinde İzzettin Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi de aynı geçer. Battal Gazi’nin torunudur. İkinci türbesi Suluova’da Gani Baba olarak bilinir.ANKARA
Yörük Baba: Halk dilinde Yörük Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Kervan Baba’dır. Hacı Bayram Veli’nin birinci yaşamındaki oğlu Beytullah’tır. İkinci yaşamında ise Şakir Baba’dan gelme Yörük Baba olarak bilinir. Bir ismi de Sadık Baba’dır. ANKARA
Hüvel Baki: Halk dilinde Hüvel Baki olarak bilinir. Gerçek ismi Hz. Hamza’dır. İmam Bakır’ın oğludur. ANKARA
Hacı Bayram Veli: Halk dilinde Hacı Bayram Veli olarak bilinen evliya Yusuf Peygamber’in oğlu Sami Dede’dir. İkinci yaşam türbesi Hacı Bayram Veli’dir. Üçüncü yaşamında Amasya’nın Yastıçal köyünde Fedai Baba olarak bilinir. ANKARA
Halil Dede: Halk dilinde Halil Dede diğer ismi de Musa Dede olarak bilinir. Gerçek ismi Hüdai Baba’dır. Seyit Salman’ın oğlu İmam Bakır’ın torunudur. HALİL DEDE KÖYÜ / BALA / ANKARA
Karyağdı Sultan: Halk dilinde Karyağdı Sultan olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Şehriban Ana’dır. Hz. Hüseyin’in kızıdır.
ANKARA
Yusuf’u Ziya: Halk dilinde Gül Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Yusuf’u Ziya’dır. Hacı Bayram Veli’nin birinci yaşamında yedinci oğludur. ANKARA
Abdal: Halk dilinde Yakup Abdal olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Abdal’dır. Yusuf'u Ziya’nın ikinci türbesidir. (Gül Baba)
YAKUP ABDAL KÖYÜANKARA
Şükrü Baba: Halk dilinde Perişan Dede olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Şükrü Baba’dır. Hamza Baba’nın oğludur.
TURGUTLU/MANİSA
Hayrettin Baba: Halk dilinde ismi bilinmiyor. Asker şehidi olarak geçiyor. Gerçek ismi Hayrettin Baba’dır. Tokat Gat’da yatan Muhittin Babanın oğludur. AYVALIK/BALIKESİR
Haydar Sultan: Halk dilinde Haydar Sultan olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Bilal Habeşi Arabistan, ikinci yaşamı Reyhani Baba Kerkük, Üçüncüsü ise Keskin’in Haydar Dede Köyündedir. Dördüncü yaşamını Mecnun olarak yaşamıştır. Büyük Eba Müslüm’ün oğludur.
ANKARA
Sarıkız: Halk dilinde Sarıkız olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Fatıma Ana’dır. Hz. Ali’nin karısı, Hz. Muhammed’in kızıdır. Birinci türbesi Kerbela’da, ikinci Kırıkkale’nin Sarıkız Köyünde, üçüncü türbesi Kastamonu’da Benli Sultan’dır. SARIKIZ KÖYÜ/ KIRIKKALE
Çıplak Ali Dede: Halk dilinde Ali olarak bilinen evliya Pir Sultan Abdal’ın oğlunun ikinci yaşamıdır. Birinci yaşamında türbesi Sivas’ın Banaz Köyünde Ali Baba olarak bilinir. İkinci yaşamı ise Keskin’in Konurkale köyündedir. KONURKALE KÖYÜ/KESKİN/ KIRIKKALE
Hasan Dede: Halk dilinde Hasan Dede olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Hasanoğlan’dır. Veysel Karani’nin oğludur. HASANDEDE/ KIRIKKALE
Tokuş Baba: Halk dilinde Tokuş Baba olarak bilinen evliyanın gerçek adı Tokuş Sultan’dır. Bir ismi de Kerem ile Aslı’dır. Birinci yaşamı Sultan Kız, ikinci yaşamı Aslı türbesi Göle’de Kömür Baba ile beraberdir. Üçüncü yaşamı Tokuş Sultan’dır. KIRIKKALE
Eli Büyük: Halk dilinde Eli büyük olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Ali Ekber’dir. Babası Hz. Hüseyin Dedesi Hz. Ali’dir.
GÜLLÜK/YOZGAT
Turna Dede: Halk dilinde Turna Dede olarak geçen evliyanın gerçek ismi Zöhre Ana'dır. Hz. Muhammed’in ikinci kızıdır. Turnalara Kılavuzluk yapan evliyadır. Turna Dede ismini bundan almıştır.
YASTIHÖYÜK KÖYÜ/YOZGAT
Deli Boran: Halk dilinde Yeşil Çam olarak bilinen evliyanın gerçek adı Seyid Hacı’dır. Birinci yaşamı Seyid Hacı Yozgat Sarımbey köyü, ikinci yaşamı Deli Boran Çubuk Ankara, Üçüncü yaşamı Sarı Saltuk Tunceli Akören Köyü, dördüncü yaşamı Yağcı Abdal Köyünde İsa Dede’dir.SARIMBEY/YOZGAT
Eba Müslüm: Halk dilinde Mumunlu türbesi olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Eba Müslüm’dür. Birinci yaşamı Eba Müslüm, İkinci yaşamı Mansur Baba Kayseri, üçüncü yaşamı İzzettin Baba, Kilis-Gaziantep Babası Seyid Nizam, dedesi Bolu’da yatan Yusuf’u Şah’dır. SARIMBEY/YOZGAT
Kokulu Baba: Halk dilinde Kokulu Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Cemalettin Baba’nın ikinci yaşam türbesidir. Celal Abbas’ın (Mevlana) oğlu, birinci türbesi Konya Mevlana’da, ikinci türbesi Tokat’ın Turhal kazasında Kokulu Babadır. TURHAL / TOKAT
Çeltek Baba: Halk dilinde Çeltek Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Çoban Baba’dır. Babası Sefil Ali’dir. Deve güttüğü için Deve Çobanı ismini almıştır.
ZİLE / TOKAT
Kesikbaş: Halk dilinde Kesikbaş olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Kamber’dir. İkinci yaşamını Tokat Almus’ta Kul Himmet olarak yaşamıştır. Birinci türbesi Turhal Yeşilırmak kenarında Kesikbaş olarak bilinir. Babası Keçeci Baba olarak bilinen Seyid Murteza’dır.
TURHAL / TOKAT
Saka Dede: Halk dilinde Saka Dede olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Rasim Baba’dır. Asker şehididir. Zile’nin Yalınyazı köyünde yatmaktadır.
ZİLE / TOKAT
Pir Hamdullah: Halk dilinde Pir Hamdullah olarak bilinen evliyanın dedesi Hz. Hüseyin Babası Ali Ekber’dir. Gerçek ismi Pir Haydarullah’tır. Bir ismi de ikinci yaşamında Ferhat olarak bilinir. (Şirin ile Ferhat efsanesi bu gerçektir.AMASYA
Keçeci Baba: Halk dilinde Keçeci Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Murteza’dır. Sami Dede’nin büyük oğludur. Celal Abbas’ın (Mevlana) babasıdır. KEÇECİ KÖYÜ/TOKAT
Gad Türbesi: Halk dilinde Gad Türbesi olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Muhittin Baba’dır. Babasının ismi Seyid Merdan’dır.
GAT/TOKAT
Ergonaş Baba: Halk dilinde Ergonaş Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Arif Hüsnü’dür. Babası Seyid Mustafa dedesi Musa Peygamberdir. Horasan erenlerinin paşasıdır. Eski adı Ebemi yeni adı Yassıçalı köyünde yatmaktadır.AMASYA
Cafer Baba: Halk dilinde Cafer baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Halil’dir. Kesişin ikinci oğludur. Birinci yaşamı Amasya’nın Uygur köyünde Cafer Baba, ikinci yaşamı Alaca’nın Kargın köyünde Yeşil Pabuç Ocağı olarak bilinir. Gerçek ismi Hökkeş Baba’dır.
UYGUR KÖYÜ/AMASYA
İsa Efendi: Halk dilinde İsa Efendi olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Yağcı Abdal’dır. Birinci türbesi Seyid Hacı, ikinci türbesi Ankara’nın Çubuk kazasında Deli Boran olarak bilinir. Üçüncü türbesi Tunceli Sarı Saltuk Ocağı olarak bilinir. Dördüncü türbesi Amasya’da İsa Efendi’dir. Oradaki adı Yağcı Abdal’dır. Köyün adı buradan gelir. AMASYA
Piri Baba: Halk dilinde Piri Baba olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Pehlülü Birdane’dir. İkinci yaşamı Kütahya’da Sefil Kenter, üçüncü yaşamı Çakır Baba’dır. Dördüncü yaşamında ise Çorum’da Kul Hüseyin olarak yaşamıştır.MERZİFON/AMASYA
Ali Pir Civan: Halk dilinde Ali Pir Civan olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Sefa Peygamber’dir. Babası Yahya Peygamber, dedesi Davut Peygamber’dir.MERZİFON/GÜMÜŞHACI KÖYÜ/AMASYA
Aziz Baba: Halk dilinde Aziz Baba Sultan olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Hz. Muhammed’in amcası Beytullah’tır. İkinci yaşamı Abdal Musa, üçüncü yaşamı ise Aziz Baba’dır. TOKAT
Gani Baba: Halk dilinde Gani Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Merdan’dır. Babası Garip Mahmut, Dedesi Veysel Karani’dir. AMASYA
Aşık Fedai Baba: Halk dilinde Aşık Fedai Baba olarak bilinen evliya Yusuf Peygamber’in oğludur. Birinci yaşamı Sami Dede, ikinci yaşamı Hacı Bayram Veli, üçüncü yaşamı ise Âşık Fedai’dir. Amasya’nın eski ismi Ebemi Köyü yeni ismi Yassıçal köyünde yatmaktadır. AMASYA
Çoğ Baba: Halk dilinde Çoğ Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Hz. Muhammed’in dördüncü yaşamında bilinen türbesidir. Birinci yaşamı Mekke, ikinci yaşamı Balım Sultan üçüncü yaşamı Sultan Süleyman İstanbul, dördüncü yaşamı Çoğ Baba Ümranlı Sivas, beşinci yaşamı Sultan Basri Kütahya, altıncı yaşamı Hıdır Abdal Sultan, yedinci yaşamı Hıdır İlyas Hatay Samandağı.
ÜMRANİYE/SIVAS
Somuncu Baba: Halk dilinde Somuncu Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Ahmet’tir. Birinci türbesi Hacı Bektaş Veli’de Veli Baba’dır. İkinci türbesi Akşehir’de Nasreddin Hoca olarak bilinir. Üçüncü türbesi Sivas Zara’da tekke köyünde bulunur. Oradaki ismi de Seyid Amet’tir.ZARA/SIVAS
Derviş Muhammed: Halk dilinde Derviş Muhammed olarak bilinir. Babası İmam Hasan’dan doğma olan ve iki cihan selverinin adını alan Mustafa’nın ikinci yaşamıdır.ANHAZAR KÖYÜ/DİVRİĞİ/SIVAS
Seyid Battal Gazi: Halk dilinde Seyid Battal Gazi olarak bilinir. Baba adı Seyid Muharrem ismi şimşek Baba olarak geçer. Ve türbesi Ağrı Dağı eteğindedir. Asker şehididir. Dedesi Ali Asker, İmam Rıza, Hz. Hüseyin Soyundandır.SEYİTGAZİ/ESKİŞEHİR
Çoban Baba: Halk dilinde Çoban Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Halim Baba’dır. Babası Seyid Memiş’tir. (Gazlıgöl) Dedesi Caferi Sadık’tır. Türbesi Seyid Gazi türbesinin girişindedir.
ESKİŞEHİR
Budala Sultan: Halk dilinde Budala Sultan olarak tanınan evliyanın gerçek ismi Hikmet Ana’dır. Babasının adı Balım Sultan’dır.
TEKKE KÖYÜ/ELMALI/ANTALYA
Pir Abdal Musa: Halk dilinde Pir Abdal Musa olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Beytullah’tır. Peygamberin amcasının ikinci türbesi buradadır. Abdal Musa olarak bilinir. Bursa’nın fethinde savaşta şehit düşen evliyadır. TEKKE KÖYÜ/ELMALI/ANTALYA
Koyun Baba: Halk dilinde Koyun Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi İmam Bakır’dır. Birinci yaşamında çıktığı yöre Alacahöyük köyünde bilinmiş ve Osmancık kazasında Koyun Baba olarak yaşamıştır. Ayrıca Taş Bebeği canlandıran evliyadır. Zeynel Abidin’in oğludur. Kendi ismi İmam Bakır’dır. OSMANCIK/ÇORUM
Sert Çoban: Halk dilinde Sert Çoban olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Sefil Ali’nin Atıdır. Yörede türbe olarak ziyaret edilir.
MECİTÖZÜ/ÇORUM
Erzurum Baba: Halk dilinde Erzurum Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Kibar Ana’dır. Babası Ergonaş, dedesi Seyid Mustafa’dır.
ÇORUM
Kevser Ana: Halk dilinde Söğütözü Hüseyin Gazi Türbesi olarak bilinen evliyanın gerçek adı Kevser Ana’dır. Babası Mehmet Ali, dedesi Sami Dededir. Tağı-Nağı, Mehdiyi Sakıp ve Rabia Ana’nın da anneleridir. Battal Gazi’nin karısıdır.ALACA/ÇORUM
Kıymet Ana: Çorum Alacanın Akören köyünde yatan evliya Kıymet Ana’dır. Eskiyapar’da yatan Gül Ahmet Türbesinin nişanlısıdır. Onun ismi Garipçedir. AKÖREN KÖYÜ/ALACA/ÇORUM
Binnaz Ana: Halk dilinde Kırklar türbesi olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Binnaz Ana’dır. Babası Pir Sultan Abdal’dır. Kırklar dağının dumanının kalkmaması babasının yasını çekmesindendir. MECİTÖZÜ/ÇORUM
Kalkan Baba: Halk dilinde Kalkan Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Necati Dede’dir. Konya’daki Cemal Ali Dede’nin ikinci yaşam türbesidir. MECİTÖZÜ/ÇORUM
Üryan Baba: Halk dilinde Üryan Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Tapduk Emre’nin üçüncü yaşamıdır.MECİTÖZÜ/ÇORUM
Murat Baba: Halk dilinde Murat Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Mustafa’dır. Babası Seyid Nizam, dedesi Bolu’da yatan Yusuf’u Şah’dır. Harput kalesinde şehit düşen evliyadır. HARPUTELAZIĞ
Arap Baba: Halk dilinde ismi Arap Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Mustafa’dır. Musa Peygamber’in oğludur. İskilip kazasının Dere Köyünde yatar. DEREKÖY/İSKİLİP/ÇORUM
Arap Baba: Halk dilinde Arap Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi ve yaşamları: Birinci türbesi Gümüşhane’de Seyid Süleyman, ikinci türbesi Harput’ta Arap Baba, üçüncü türbesi Zonguldak Karabük’te Sırrı Baba, dördüncü yaşamı Yozgat Köçekkömü köyünde Halli Dede’dir. Türbesi Elazığ Harput’tadır. HARPUT/ELAZIĞ
Gökçe Dede: Halk dilinde Gökçe Dede olarak bilinen evliyanın gerçek adı da Gökçe’dir. Birinci türbesi Hasanoğlan, İkinci türbesi Kerem Baba Kırklareli’nde, üçüncü türbesi Gökçe Dede Buğet Köyünde, Dördüncü Işık Baba Tarsus’tadır. ÇORUM
Somuncu Baba: Halk dilinde Somuncu Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Ballı Baba’dır. Seyid Kamber’in soyundandır. İsmet Hoca dedesidir. bir ismi de Şah İbrahim olarak geçer. Malatya’nın Mezirme Köyünde Musayı Kazım Ocağı olarak bilinir. Üçüncü türbesi Ankara Çubuk Selede Kalender Dede Ocağı olarak bilinir. Gerek yerindeki yatan evliya Halim Baba’dır. DARENDE/MALATYA
Derviş Ali: Halk dilinde Derviş Ali olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Murat Baba’dır. Derviş Muhammed’le aynı kısa zamanda yaşamıştır. Orada Karaköseyi yeşerterek canlandırmıştır.
KARAHÖYÜK KÖYÜ/ARGUVAN
Hıdır Abdal: Halk dilinde Hıdır Abdal gerçek ismi ile bilinir. Yaşamı ve türbeleri şunlardır. Birinci yaşamı Mekke’de Muhammed, ikinci yaşamı Balım Sultan, üçüncü yaşamı Sultan Süleyman, dördüncü yaşamı Çoğ Baba beşinci yaşamı Sultan Basri, Altıncı yaşamı Hıdır Abdal, Yedinci yaşamı Hızır İlyas’tır.
OCAK KÖYÜ/ARAPKİR/MALATYA
Şah Sultan: Halk dilinde Şah Sultan olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Konya Karaman’da Şehriban Ana, ikinci yaşamı Tunceli, Erzincan arası Avuçan Ocağı, üçüncü yaşamı Şah Sultan Ana’dır. Arguvan İlçesinin Bozan Köyünde yatar.ARGUVAN/MALATYA
Ali Baba: Halk dilinde Ali Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Binali’dir. Bir imi de Bolu beyi ile savaşan Köroğlu’dur. Babası Derviş Dursun, dedesi Balım Sultan’dır. Türbesi Burdur’un Onocak köyündedir. BURDUR
Üç Kuzular: Halk dilinde Üç Kuzular olarak bilinen evliyanın gerçek ismi İmam Rıza’dır. Küçük İmam Rıza Ali Asker’in oğludur. Hz. Ali’den gelmedir. Hayber kalesi için Bursa’da şehit düşen Horasan evliyasıdır. BURSA
Denizli Yediler Türbesi ismi Derviş Kemal
Telli Baba: Halk dilinde Telli Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Koca Kamil’dir. Kendisi Taş Bebek olarak yaşamıştır. Anadolu yakasında ise nişanı Ruşa Hazretleri geçen evliyadır. Gerçek ismi Gülşah Ana’dır. Birinci yaşamı Taş Bebek Kamil Çorum Osmancık’ın Kamil köyündedir. İkinci yaşamı Telli Baba, üçüncü yaşamı Denizli’de Yediler Türbesi olarak bilinir. Pamukkale kaplıcasını kaynatan evliyadır. Bir adı da Derviş Kemal’dir. İSTANBUL
Gözcü Karaca Ahmet: Halk dilinde Gözcü Karaca Ahmet olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Seyid İbrahim babası Hacı Bektaş’ı Veli’nin adını alan Ali Asker’in oğludur. Türbesi Balıkesir Ayvalık’tadır. Üçüncü türbesi Erzurum’da Abdurrahman Gazi olarak bilinir. (Ali Asker denilen isim, ikinci Ali Asker’in ismini alan pirin soyundan gelmedir.)İSTANBUL
Sultan Baba: Halk dilinde Sultan Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Duran’dır. Babası Şakir Baba’nın türbesi Adana’dadır. Seyid Kamber ve Mehmet Hoca Dedeleridir. Bir ismi de Helvacı Babadır.DEĞİRMENDERE/İZMİT
Şahkulu: Halk dilinde Şahkulu olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Abdullah’tır. Bu evliya Hz. Muhammed’in babasının ikinci yaşamındaki türbesidir. Üçüncü türbesi Ankara Beypazarı’nda Tahtalı ve Tutluk kaplıcasını kaynatır. Dördüncü türbesi ise Çorum Güvence abdal köyünde Güvence Abdal ismi ile anılır. İSTANBUL
Haydar Paşa: Halk dilinde Haydar Paşa olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Haydar’dır. Seyid Nesimi’nin oğludur. Horasan erlerindendir. HAYDARPAŞA/ İSTANBUL
Bayraklı Baba: Halk dilinde Bayraklı Baba, olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid İlhami’dir. Baba adı Seyid Muharrem, dedesi İmam Rıza’dır. Hz. Hüseyin’in soyundandır. KIRIKLARELİ
Top Baba: Halk dilinde Top Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Ali Asker’dir. Babası Hz. Hüseyin, Dedesi Hz. Ali’dir. Görevi Askeriyenin piri olarak yaşam sürmüş Edirne ismine Red Şehri ismini vermekle görevlendirilmiş ve Paraşütten düşerek şehit düşmüştür.
KAPIKULE/EDİRNE
Şah Hamdi: Şah Hamdi (URLA - İZMİR)
Yılanlı Dede: Halk dilinde Yılanlı Dede ve Haydar Dede olarak bilinen iki türbede yatan evliyalar Erzincan Bağıştaş’ta yatan Leşker Babanın oğullarındandır. Gerçek ismi Şah Hamdi ve nişanı Hatice Ana’dır.
URLA/İZMİR
Seyid İhsan: Halk dilinde Hamza Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid İhsan’dır. Seyid Gamber’in oğludur. Birinci türbesi Konya Karaman, ikinci türbesi Turgutlu’nun Hamza Baba köyündedir. Aynı yerde oğlu Şükrü Baba (Halk dilinde Perişan Dede olarak bilinir.) ile yatmaktadır. TURGUTLU/MANİSA
Aynı Ali: Halk dilinde Aynı Ali olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Hamdi’dir. Babası Seyid Abbas Erzincan’ın Bağıştaş köyünde yatan Leşker Baba’nın kardeşidir. Annesi Fadik Ana’dır. MANİSA
Hacı Muradi: Halk dilinde ismi Hacı Muradi Veli’dir. Gerçek ismi Turabi Baba’dır. SEYDİMLİKÖYÜ/ÇANKIRI
Mevlana: Halk dilinde Mevlana olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Celal Abbas’tır. KONYA
Cemal Ali Dede: Halk dilinde Mevlana olarak bilinen Celal Abbas’ın torunu Cemalettin Baba’nın oğlu Cemal Ali Dede’dir. KONYA
İsmet Hoca: Halk dilinde (Mevlana) Celal Abbas soyundan gelme bilinen evliyanın gerçek ismi İsmet Hoca’dır. Horasan erlerindendir. Soy kökeni Seyid Kamber, Ahmet Hoca dedeleridir. Asker Şehididir.
KARAMAN KONYA
Şıh Edibali: Halk dilinde Şıh Edibali olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Cengiz Baba’dır. Asker şehididir. Babası Ayvalık’ta yatan Hayrettin Baba’dır. Veysel Karani ve Muhittin Baba’nın soyundan gelmedir. Horasan erenlerindedir. BİLECİK
Veli Baba: Halk dilinde Veli Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Küçük Mehmet’tir. Birinci yaşamı Veysel Karani’nin yanında gezen atını çeken Kamberi’dir. İkinci türbesi Gül Ahmet Alaca Eskiyapar köyünde Garipçe olarak bilinir. Üçüncü türbesi ise Veli Baba’dır. Isparta ili Senirkent kazasının Uluğbey köyündedir.
SENİRKENT/ISPARTA
Kara Ahmet: Halk dilinde Kara Ahmet olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Caferi Sadık ve Seyit Memiş’tir. Afyon Gazlıgöl ilçesinin Kara Ahmet Köyündedir. Horasan Erenlerindendir. Celal Abbas (Mevlana) soyundan gelmektedir. GAZLIGÖL/AFYON
Çoban Baba: Halk dilinde Çoban Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Çoban Ali’dir. Babası Seyid Ekrem kardeşi Kastamonu’da yatan ve Yanık Ayak olarak bilinen Seyid Ahmet’tir.
HOZAT/MALAZGİRT/TUNCEL
Tacım Dede: Halk dilinde Tacım Dede olarak bilinen evliyanın yaşamları ve türbeleri; Birinci yaşamı Alacakeşlik’te Nesimi Keşliktir. İkinci yaşamı Pir Sultan Abdal, üçüncü yaşamı Erzincan’da Sivri Baba, dördüncü yaşamı Tacım Dede’dir. Türbesi ERZİNCAN Kayabaş’ı köyündedir. ERZİNCAN
Deli İbrahim: Halk dilinde Deli İbrahim olarak bilinen evliyanın gerçek ismi İbrahim Baba’dır. Babasının ismi Koca Leşker’dir. ERZİNCAN
Sivri Baba: Halk dilinde Sivri Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Can Dede’dir. Birinci yaşamı, Sultan Ana, türbesi Alacakeşlikte’dir. İkinci yaşamı Pir Sultan Abdal Yıldızeli’nin Banaz köyündedir. Üçüncü yaşamı Erzincan’ın Kemah kazasının Kayabaşı köyünde Sivri Baba’dır. Dördüncü yaşamı ise Erzincan’ın Sürek köyünde Tacim Dede’dir.KEMAH/ERZİNCAN
Terzi Baba: Halk dilinde Terzi Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Nesimi’dir. Birinci yaşamı Ankara’da Abalı Sultan Mehmet Ali’dir. İkinci yaşamı Seyid Nesimi’dir. Türbesi Erzincan içinde Terzi Baba bilinir. Doğum yeri Azerbaycan’dır. Baba adı Seyid Haydar’dır. Babasının türbesi Azerbaycan’dadır. ERZİNCAN
Sarı Dede: Halk dilinde ismi Sarı Dede’dir. Gerçek ismi de budur.
SELÇUKLU KÖYÜ/SANDIKLI/AFYON
Koca Leşker Baba: Halk dilinde ismi Koca Leşker, gerçek ismi Seyid Muzaffer’dir. Babası Seyid Abbas, anası Fadik Ana’dır.
BAĞIŞTAŞ KÖYÜ/ERZİNCAN
Esabikeyf: Halk dilinde Esabikeyf olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Mehdi’yi Sakıp’tır. Mağra Seyid Mehdi’nin sır olduğu mağara ve türbesidir. ESABİKEYF/TARSUS
Muğdat Baba: Halk dilinde Muğdat Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Sefil Ahmet’tir. İmam Cafer’in ikinci türbesidir. Babası Hızır Hatem’dir. MERSİN
Zeyne Türbesi: Halk dilinde Zeyne Türbesi ve Çoban olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Noksani babadır. Baba adı Sefil Ahmet’tir. Türbesi Mersin’de Muğdat Baba’dır. Aynı yerde karısı ve kızı Memdufa Ana ve Ümmühan Ana’dır. Soy kökeni Seyid Ziya ve İmam Cafer Sülalesinden gelmedir. Mersin Gülnar ilçesinin Sütlüce Köyündedir.GÜLNAR/MERSİN
Tokadi Hayrettin Baba: Halk dilinde ismi Tokadi Hayrettin Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Yusuf’u Şah’tır.BOLU
Somuncu Baba: Halk dilinde Somuncu Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Kerime Ana’dır. Babası Seyid Nizam, kardeşi Eba Müslüm ile ikiz eşidir. Türbesi Bolu Yumrukaya’dadır. BOLU
Ümmü Kemal: Halk dilinde Ümmü Kemal olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Baba’dır. Yusuf’u Şah (Tokati Hayrettin) soyundan gelmedir. Birinci yaşamı Mısır’da Yusuf’u Yakup, ikinci yaşamı Bolu’nun Tekke Köyünde Ümmü Kemal, üçüncü yaşamı Afyon’un Sandıklı ilçesinin Selçuklu köyün de yatan Sarı Dede’dir. Dördüncü türbesi Tokat’ın Hübiyar köyünde yatan Aşur Babadır. Aynı yerde yatan nişanı Ümmühan Ana ise Aşık Ahmet olarak biliniyor.
TEKKE KÖYÜ/BOLU
Didar Ana: Sivas’ın Zara Kazasının Zeyve köyünde doğan Didar Ana Ağa ile Gülçiçek kızıdır.
Yanık Ayak: Halk dilinde Yanık Ayak ve Asker Şehidi olarak bilinen evliyanın soy kökenini bilen yoktur. Gerçek ismi Seyid Ahmet’tir. Babası Seyid Ekrem, dedesi Kara Baba ve Sefil Ali’dir. Abbasiler döneminde şehit düşmüştür. Annesi Dilber Ana’dır.
K A S T A M O N U
Benli Sultan: Halk dilinde Benli Sultan olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Fatıma Ana’dır. Türbesi Kırıkkale Sarıkız köyündedir. Hz. Muhammed’in kızı Hz. Ali’nin karısı Fatıma Ana’nın yaşamlarıdır. Birinci türbesi Kerbela’da, ikincisi Kırıkkale’de, üçüncüsü ise Kastamonu’da Benli Sultan’dır. KASTAMONU
Pir Şabani Veli: Halk dilinde Pir Şabani Veli olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Seyid Abbas türbesi Konya’da, ikinci yaşamı Çankırı Seydim köyünde Hacı Muradi Baba olarak bilinir. Gerçek ismi Turabi Babadır. Üçüncü yaşamı Malatya’da Abdulvahap, dördüncü yaşamı Kastamonu’dadır. Celal Abbas (Mevlana) soyundandır.
KASTAMONU
Kömür Baba: Halk dilinde Kömür Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Seyid Seyfullahtır. Babasının ismi Beytullah, dedesinin ise Sami Dede’dir. Ayrıca Keşişin Babasıdır. GÖLE/KARS
Dede: Halk dilinde Kanlıca köyünde Dede olarak bilinen evliyanın gerçek ismi ve yaşamları: Birinci yaşamı Keçeci Baba Tokat, ikinci yaşamı Genç Abdal Kozaklı Kaplıcasında, üçüncü yaşamı Seyid Durak Kanlıca Köyü, dördüncü yaşamı Mecitözü Elvan Çelebi Türbesidir. KANLICA KÖYÜ/KOZAKLI
Nasrettin Hoca: Halk dilinde Nasrettin Hoca olarak bilinen evliyanın gerçek isimleri; birincisi Bektaşi Veli, ikincisi Hoca, üçüncüsü de Seyid Ahmet’tir. Türbesi Zara Tekke Köyündendir. AKŞEHİR
Gül Baba: Halk dilinde Gül Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Gülşen Ana’dır. Gaygusuz Abdal’ın annesinin ikinci türbesidir. Birinci türbesi Yozgat ili Sorgun ilçesinin Bahadın köyündedir. Burada Gül Veli olarak bilinir. İkinci türbesi Budapeşte’nin Buda kesimindedir. Gül Veli ismindeki gerçek ismi Ladigar Ana’dır.BUDAPEŞTE/MACARİSTAN
Kara Baba: Halk dilinde Kara Baba olarak bilinen evliyanın yaşam ve türbeleri: Birinci yaşamı Ali Ekber’dir. Türbesi Hacı Bektaş’ta Delikli taştadır. İkinci yaşamında Tokat’ın Hübiyar Köyünden çıkarak Yunus Emre olarak yaşamıştır. Türbesi Fırat Nehri içindedir. Üçüncü türbesi Eskişehir’de ismi Zekeriya Peygamber’dir. Yunus olarak bilinir. Dördüncü yaşamı Malatya’da Hasan Basri olarak bilinir. Türbesi Fırat Nehri içerisindedir. Beşinci yaşamı ise Gaziantep’de Kara Baba olarak bilinir. Antep baklavasının sırrı bundandır. Altıncı yaşamında ise Sivrihisar’da Seyid Baba olarak yaşamıştır. Birinci dönemde Ali Ekber yaşamında babası Mustafa Kemal’dir. Annesi Kara Fatma olarak bilinen Fatıma’dır. Hacı Bektaşi Velilerden gelmedir. Bir dedesi de Veysel Karani’dir. GAZİANTEP
Hacı Baba: Halk dilinde Hacı Baba olarak bilinen evliyanın gerçek ismi Rabia Ana’dır. Battal Gazi’nin kızıdır.GAZİANTEP
Bilüseyin (Koyun Baba): Birinci yaşamı Ahi Evran Ankara, İkinci yaşamı Bilüseyin (Koyunbaba) olarak yaşamıştır.
ADANA
Cabbar Baba: Birinci yaşamı Seyid Muharrem (Şimşek Baba), İkinci yaşamı Kızıldeli Sultan Malatya Fethiye köyünde yatmaktadır. Üçüncü yaşamı Adana Misil’de Cabbar Baba olarak yaşamıştır. MİSİL/ ADANA
Hızır İlyas: Birinci yaşamı Mekke’de Muhammed, ikinci yaşımı Balım Sultan, üçüncü yaşamı Malatya’da Sultan Süleyman, dördüncü yaşamı İmraniye’de Çoğ Baba beşinci yaşamı Sultan Basri, altıncı yaşamı yine Malatya’da Hıdır Abdal, yedinci yaşamı da Hızır İlyas’tır. SAMANDAĞ-HATAY