KALKANDELEN (TETOVO) HARABATİ BABA TEKKESİ
Etrafı duvarlarla çevrili yapının büyük ve gösterişli bir giriş kapısı vardır ki gittiğimizde hemen yanında kurulu olan Pazar nedeniyle oldukça yoğun bir giriş trafiği vardı. Külliyeden içeri girip aracımızı parkettiğimizde yanımıza oldukça şiman ve sakallı birisi yanaştı. Türkçe park ücreti mi ödeyeceğimizi sorduğumuzda, Türk olduğumuzu öğrenince, “Türklere para yok, biraz bekleyin, kapıyı ayarlayıp geleceğim, sizi gezdireceğim” dedi. Cumali ile böyle tanıştık. Bize tekkeyi gezdirdi, bildiği ayrıntıları anlattı.
Tekke, Sersem Ali Baba’nın türbesi etrafında 1538 yılında kurulmuş. 1799 yılında Recep Paşa’nın kuruculuğunda bir vakıf, tekkenin içinde oluşturulmuş ve tekkenin mali açıdan ayakta kalması sağlanmış.
Tekkenin kurucusu Ali Baba Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden. Rivayete göre Ali Baba, devlet işlerini bırakıp dinî hayata geçmek isteğinde bulunmuş. Büyük bir yönetici olduğu için, kendisinin bu kararına şaşıran Sultan Süleyman “Eğer sersem isen, git” diye cevap vermiş, bundan sonra Ali Baba,Osmanlı İmparatorluğu coğrafyası içinde Kalkandelen’i seçmiş. Kalkandelen’de lakabıyla tanınmaya başlayan Ali Baba, Sersem Ali Baba olarak anılmaya başlamış. Tekke kurumu, Sersem Ali Baba’nın ölümünden sonra yerine geçen ve bu deneyimli şahsiyetin veziri olan Harabati Baba’dan itibaren “Harabati Baba Tekkesi” olarak anılmaya başlamış ve günümüze bu şekilde gelmiş.
Harabati Baba Tekkesi, 1948 yılında eşkıyalar tarafından yakılmış. Ayrıca, Yugoslavya döneminde, bazı idari düşüncelerle turistik bir komplekse dönüştürülmüş, bu şekilde kullanılmış. Bu kompleks içinde otel, restoran ve disko var olmuş.
Cumali, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen gelen devlet yetkilileri ile konuştuklarını ve yardım istediklerini iletti. Cumali, herhangi bir gelirlerinin olmadığını, sadece Pazar günlerin kurulan Pazar için gelen araçlardan otopark için aldıkları paralarla tesisi ayakta tuttuklarını, bahçeyi sulayacak kadar bile suları olmadığını söyledi.
Cumali, bizden hemen sonra Bursa’dan gelen otobüsteki Türklere rehberlik etmek için yanımızdan ayrıldı. Tesiste bir de tek başına Alevi dervişi yaşıyormuş. Biz geldiğimizde dinlenmede imiş, göremedik. Ama Cumali ile araları biraz açık gibi sanki.