NAZIF HASAN DEDE
H. ismail Hakki Altuntas
§eyh NazTf Hasan Efendi Kaddese'llahu
sirrahu'l azTz Mora Yenisehrinin Oganh kasaba-
sindandir. MuhaddisTnden Haci Halil Efendi'nin
ogludur. Dedesi Mahmud Efendi'dir. 1208/
1793-94 tarihinde dunya'ya gelmistir. Hakk'a
yuruyus tarihi 1277 / 1882 olup kabri Bahariye
MevlevThanesindedir.
Alim, sair, nazTf, gayet nazik bir sahsiyettir.
Ayni zamanda muzikve edebiyatlada ilgilenmis
ve bu alanlarda kendini isbat etmis bir MevlevT
alimidir. MevlevT tarikatinin ariflerinden NazTf
Hasan Dede musTkT ilminde ihtisas sahibi olma-
nin yaninda neyzenliktede zamanin ustadi ola-
rak degerlendirilmistir. Altmisbir yasina kadar
ilim ogrenmekle mesgul olmus, Tasavvufa go-
n u I veren muridininde ilme geregi gibi deger
vermesini istemis, muridin sadece batinT terbi-
ye almasinin yeterli olmadigini, zahin terbiyeyi
de almasi gerektigi uzerinde gok durmustur.
Ancak bu sekilde hem zahin hemde batinT ter-
biye ahnarak noksanhklann tamamlanabilece-
4 Naztf Hasan Dede
gini savunmustur. O'na gore en guzel sey insan-
lann higbir ilmi ayirmadan kendilerine yaraya-
cak her turlu seyi ogrenmeleridir.
NazTf Hasan Dede faydasiz ve malayani sey-
lerden uzak durulmasi gerektigine ve uzak du-
rulmadigi takdirde bunlann insani fesada gotu-
recegine inanan, insanin sadece sozlerinde,
sohbetlerinde degil, butun hal ve hareketlerin-
de bu faydasiz isleri birakmasi gerektigini savu-
nan bir tebligci kabul etmistir. O'na gore her
seyin lazim oldugu bir mahal vardir. Murid ba-
sina gelen kotu seyleri izale edebilmek idn bu
hileli seyleri de ogrenmeli, bu sayede iki alem-
deki saadetini saglayabilmelidir.
NazTf Hasan Dede bir sey hakkinda bilgili
olmanin cahil olmaktan oncelikli ve daha iyi
oldugunu ozelikle vurgulayarak ilme buyuk
deger atfetmistir. Dil bilmenin dahi onemli
oldugunu savunmustur.
Anlattigimiz sekilde NazTf Hasan Dede'nin
igerisinde gesitli dTnT ve tasavvufT konulan an-
lattigi, zamanindaki bir takim meselelere 56-
zum getirmesi amaciyla ele aldigi Ta'rTfiJ's-
SiJluk adh risalesinden gunumuz insanlannin
faydalanmasi gerektigini dusunduk. Ta'rifu's-
Suluk risalesi tasavvufa dair bir kisim meseleleri
gozmesi yonunden onemli ve faydah bir eser-
dir. NazTf Hasan Dede'nin ta'biriyle:
Ehl-i derde bu dahTolsun nazTfen bir eser
Himmet-i pTr ile tekmTI oldu Ta'nfij's-Suluk
Ta'rTfti's-Siiluk 5
Suleymaniye Kutuphanesinde yazma ve
matbu birgok nushasi bulunmaktadir.
NazTf Hasan Dede ve eser hakkinda genis
bilgi igin 1 Fatih BiLGJN'in hazirlamis oldugu
teze muracaat edilebilir. Tezde, Ta'nfu's-Suluk
risalesinin Osmanhcadan latinizesi ve yorumlan
yapilmistir. Biz ise tezde kullanilmis metine
olabildigince sadik kalarak gunumuz Turkgesiy-
le tekrar hazirladik. Bir butun halinde olan
risaleyi kendi igerisinde bashklar altinda bolum-
lere ayirarak anlasilma yonunden kolayhk ol-
masini dusunduk. Bazi yerlerde konusu birbiri-
ne munasip olanlan birlestirmenin gerekli ol-
dugundan takdim ve te'hir, gerekli gorulen
yerlere bazi ilave bilgiler ekleyerek zenginles-
tirdik.
Tevfik ve inayet Allah Teala'dandir.
ihramcizade
H.ismail Hakki
ALTUNTA§
Esenler-istanbul
2010
Selguk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitiisu Temel
islam Bilimleri Anabilim Dah Tasavvuf Bilim Dali
NazTf Hasan Dede ve Ta'rTfii's-Suluk Adli Eseri
217415 Yuksek Lisans Tezi Konya-2007
§ERH-i BEYAN-I (ENE NOKTAi TAHTE'L-BA)
JMAM ALi KERREM ALLAH U VECHE
>QlCj>aiWJJj\jl 2
Marifet babinm ilerisini heves
Ve badesinin remzi daim sana pes
Hz. AN kerremallahu veche buyurdu ki:
"Bil ki turn semavi kitaplarm esrari Kur'an-i
Kerim'de toplanmistir, Kur'an-i Kerim'in turn
esrari Fatiha'dadir, Fatiha'mn turn esrari Bes-
melededir, Besmelenin turn esrari 'B-^' har-
findedir, B ' o ' harfinin turn esrari da onun
altindaki noktadadir."
Daha sonra soyle buyurdu : " 'B-^. ' harfinin
altindaki nokta benim. " 3 yani bu nokta ima
(Niyazi-i Misri, H. 1184); Terciime-i risale-i
noktat'ul-beyan Ataturk Kitapligi OE_Yz_000125 /
04, istanbul
3 El-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ul Mevedde",
8 NazTf Hasan Dede
yolu ile getirmesinden muradi sudur ki;
Cumle esyanm hakTkati bir cevherden ol-
mustur. O cevher benim demektir. Kur'an-i
Kerim yirmi sekiz harfdir. Hepsinin ash bir elif-
tir. Elifin ash noktadir. O nokta bu mahlukat yok
iken var idi. §imdi vucudun olmadan, kasin ve
gozun ve cumle azan yok iken bir nokta idin. O
nokta misali olan nokta zahir olmak istedi. §eh-
vet olup ana rahmine dustu. Gelip zahir oldu.
Boyun elif gibi uzadi, elif oldun. Basin o nokta-i
hakTkat oldu. Vucudun 'B-c-s ' oldu. Diger azalar
bastanbasa bir harf oldu. §imdi bastan ayaga
Allah Teala kelamina sen ayik ol ki, besmelenin
sirn senin vucudunda oldu. Yani sen seni bil-
mek, sana yeter demek olur.
Butiin esyanm evveli insandir.
Vucudu harf mesabesindedir.
Harflerin evveli ise eliftir.
Elifin evveli noktadir.
O nokta Kur'an-i Kerim'in basindaki besme-
lenin altinda bulunur. Hz. AN kerremallahu
veche "O nokta benim" der. Yani esyanm ash
benim demek olur. Eger Seni dahi bildin ve
bilirsen, hakikatten agah 4 olursun.
Kemaled-din el-Halebi e§-§afii'nin "ed-Darr'ul Man-
zum"
Agah: (Ageh) f. Haberdar. Uyanik. Kalbi uyanik.
Malumatli. Basiretli. Vakif. Bilen.
Ta'rifti's-Siiluk 9
Zat diye Hazret-i Hakk'in varhgina derler.
Yani vucuduna derler. Butun alem onun zatin-
dan ibarettir. O zat-tan zuhura gelmis ve O'na
donecektir.
^>-lj"»JI tfj«u& tl 5 buna i§arettir. Yani cum-
le alem bendendir, yine bana donecektir. Bu
gelmekligin gitmekligin itiban halka tefhim 6
icindir. Yoksa kamil katinda varmak gelmek
yoktur.
Nazm:
Varmak gelmek hie yoktur ey talip heman
Gee enaniyet tartkindan bu remze var gor
Senin vucudunu sen bilme
Ve hie Seni sanma senin nesnen yoktur.
Nazm:
Bu sende ben diyen bil sen degilsin
Sen olusiin can degilsin ten degilsin
Sana bu senlik adim sen taktm
Cahtmi 7 kendin ozellikle yaktm
Goren o dur goriinen ciimle o dur
heman bu goz irade Hakk'a yoldur.
Hazreti Hakk'in senin sifati vardir
5
"Biz Allah iginiz ve biz nihayet ona donecegiz,"
Bakara, 156
Anlatmak. Bildirmek.
7 CahTm: Siddetli ve kat kat birbiri uzerine yanan
ate§. £ukur yerde yanan atej. * Cehennem'in bir
tabakasi.
10 NazTf Hasan Dede
O sifatlann ulusu ismi alimdir
Biri dahi kadirdir vahid dir ve miirid dir
Ve Semi'dir basirdir mutekemmildir
ismi Huve dir
Eger bu sifatlar sende olmasa meyyit (olu)
olursun.
Bu sifatlarla muttasif oldugundan agah ol-
dun. idrak mertebesine yetisip suphesiz
hakTkatine yetisirsin.
{j, utj a 4j L>e-*..^ /% i*l (^ «y\ \j*b w j_**o^.
ill
/»*>■ jjl A<?~j5\<W t f > ^»<;
ta'rTfu's-sulOk
Bdi bismillah olub §ehr-i ulum
Noktasi ol §ehr igun babu's-selam
Oldu remz-i sirr-i Ahmed'le Alt
Nukte-i sebi'l- mesdntden merdm
Sipdsu minnet ve $ukr u temennd
Bedergdhi Huddvend-i Tedld
Zeh? kudret ki bir dem Kun dfmekle
Ademden dlemi kildi huveydd
Gelince sahn-i sahrd-yi vucuda
Buyurdu Adem'e ta'lfm-i esmd
Saldt u bd-seldm b? hasr u bt- add
Ola ruh-i Rasul'e her dem ihdd 8
Besmelenin b harfi ilmin §ehridir.
Noktasi selam ve giris, kapisidir.
Bu remz Ahmed ve Ali'nin sirndir.
Bu nukte Fatiha suresindeki gayedir.
Duamiz minnetle ve temenni ve §ukurle
Sahibimiz Allah Teala'nin kapisindayiz
Kudretiyle bir an "01" demesiyle
Adem'den alemi asikar kildi
Varlik meydanina vucudiinu getirince
Adem'e isimleri ogretti
12 NazTf Hasan Dede
FakTrden bazi muridler tasavvufla ilgili bir
risale taleb ettiklerinde her ne kadar tasavvu-
fun tarifi terki dava ve sirlan gizlemek isede;
"Ve sakin bir sey isteyeni azarlama, Fakat
Rabbinin nimetini anlat." 9 ayet-i kerimesi ve
$ffa-i $erff\r\ 10 baslangicinda bulunan
"Her kime bildigi bir konuda soru sorulur
da o da bunu gizlerse Allah Teala kiyamet gii-
nu onun agzina atesten bir gem vurur." n
hadTs-i serifi dusununce muridleri men
edemeyip PTrimiz Hazreti Mevlana Celaleddm-i
RumT kaddese'llahu sirrahu'l azTz Efendimizin
ruhaniyet-i kudsiyelerinden yardim ve izin iste-
yerek i§ bu risaleyi sunmak igin hazirladim.
isminide Ta'rifii's-Suluk (Manevi Yolculugun
Bilgisi) koydum. Mutlak ve sonsuz feyiz ve bol-
luk sahibi Allah Teala faydah olmasini ihsan
buyursun.
AmTn.
Salati selam ile sayisiz ve noksansiz olarak
Rasul'un ruhuna her an hediye ederiz.
9 Duha,10-ll
10 KAADI, iyaz, Es'§ifa bi Tarif-i Hukuki-I 1 Mustafa
§ifa-i 5erif, (Tercume edenler: Nairn Erdogan Huse-
yin S. Erdogan), istanbul,1980
11 Ebu Davud, ilim, 3660
Ta'rtfu's-Siiluk 13
Allah teala alemleri nicin yaratti?
Bu alemler ve butun mahlukat meydana
cikmadan once Allah Teala a'mada 12 idi. Hatta
bazi ashab Rasulullah sallallahu aleyhi ve
selleme;
"Allah Teala mahlukati yaratmadan once
neredeydi?"
diye sorduklannda Mir'atul'-Vucud 13 isimli
"Ashab-i kiramdan Ebu Rezin el Ukaylf
radiyallahu anh bir keresinde Rasulullah sallallahu
aleyhi ve selleme;
"Rabbimiz mahlukati yaratmazdan once nerede
idi? diye sorar. Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellemde;
"Fevkinde ve tahtmda hava olmayan A'ma da
idi" diye buyurur." (Timizi, Tefsir sure 11. 1; ibn.
Mace. Mukaddime. 13; ibn Hanbel. IV/11. 12)
13 "Miratu'l-Vucud ve Mirkatu's-§uhud, miiellifi
Abdiilahad Nuri b. Mustafa Safayi es-SivasT el-
Halvett, Suleymaniye Kiituphanesi H. Hiisnii Pa§a,
Demirbas no; 001198, smiflama no; 2977."
Bkz: YILMAZ Necdet; Abdulehad NurT-i Sivasi Ve
Mir'atu'l-Viicud Ve Mirkatu's^uhud Adh Eseri
[Kitap]. - Istanbul : Marmara Universitesi Sosyal
14 NazTf Hasan Dede
kitabin serhinde yer almis oldugu uzere;
"O ne gokyuzun ustunde ne de altinda olan
a'ma'dadir." hadTs-i senfiyle cevab buyurdular.
"Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim.
Bu sebeple bilinmek ifin mahlukati yarattim.
Onlara nimetleri sevdirdim. Bu vesileyle beni
bildiler." 14 hadTs-i kudsTsi ile
Bilimler Enstitusu Temel islam Bilimleri Bolumu
Tasavvuf Bilim Dali, Y.Lisans Tezi, 27129, 1993.
14 AclunT. 2/132; Aliyu'l Kari. 273: Manasi dogru olsa
da higbir senedi olmayan bu soziin hadis olmadigi
agiktir. Ancak soz konusu rivayetle ilgili olarak Seyh-i
Ekber Muhyiddin ibnu'l-Arab? (560-638/1165-1240)
"Kesfen sah?h, fakat naklen sabit degildir" dedigi
nakledilir. Esasen bunun, hadis ilmi kriterlerine
uygun olarak naklen sabit olmus bir hadis oldugunu
iddia eden bir mutasavvif da bilinmemektedir. Ozel-
likle ibn'ul ArabT'nin yukandaki sozunden sonra,
konu edildigi tasavvuf literaturiinde genellikle -sahih
olup olmadigi sorgulanmaksizin- "kutst hadis" olarak
degerlendirme egilimi belirmis ve bu zamanla genel
bir kabule donusmustur. ismail Hakki Bursevi'nin
(1137/1725) bu rivayet hakkmdaki su degerlendir-
mesi, ayni zamanda genel olarak mutasavviflann
yaklasim tarzlarmi da yansitmaktadir
"Ke§f ehline gore bu hadis sahihtir, isterse, hadis
hafizlanna (ezbercilerine) gore sahih olmasm... lira
kesf ehli olanlar, bizzat Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem Efendimiz'den alir soylerler. Hadis ezberci-
leri ise nakil yoluyla rivayet ederler. Aynca bir seyin
belli bir senedi olmayinca, sabit olmadigini leap
ettirmez. §u da kat'idir: Kesf itibariyle sahih olan bir
sey, nakil yoluyla gelenden daha sahihtir. lira kesf
halinde vehim ve hayal olmaz.
Ta'rifu's-Stiluk 15
"Ben insanlan ve cinleri bana ibadet etsin-
ler diye yarattim." 15 ayet-i kenmesini (ibn-i
Abbas radiyallahu anh "bana ibadet etsinler
diye (li-ya'budun)"\/erir\e "beni bilip tanimalan
igin (li-ya'rifun)yarattim" seklinde tefsir buy-
ruldugu uzere zat-i ilahT a'madaki gizliligindeki
perdeyi kaldinp bilinmekligi murat edince
alemleri yaratti.
Zariyat, 56
Allah teala ilk once neyi yaratti?
Mecmua-i HafTd-i TeftazanT' kitabinda yazih
olan hadTsi serifte Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem buyurdu ki;
"Allah Teala'nm ilk olarak yarattigi benim
nurum, benim ruhum, benim akhmdir." 16
16 TeftazanT (791/1389) ise "$erh Hadis ErbairTde bu
unsurlan daha da gogaltir:
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey ilimdir "
"Allah Teala'nm ilk yarattigi fey cevherdir"
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey incidir"
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey nurudur
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey ruhumdur"
"Allah Teala'nm ilk yarattigi jey levh dir"
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey akildir"
"Allah Teala'nm ilk yarattigi fey ar§ dir"
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey melek dir"
TeftazanT (791/1389) yorumunda biittin bunlann
musemmalannin, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi
ve sellemin ruhu oldugunu soyler. Hadiste ozellikle
bu ifadelerin kullanilmalarmdaki hikmetleri de soyle
agiklar:
"Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem vii-
cut sadefinin incisi oldugu igin inci, nuraniyetinden
dolayi nur, akhnin goklugundan ve iistunlugunden
Ta'rifu's-Siiluk 17
dolayi akil, islerin tedbiri itibariyle kendisine uy-
mada muvaffak oldugu igin kalem, ilimlere
vukuffyetinden dolayi levh; melekT sifatlann gale-
besinden dolayi melek denmijtir." (SEKER, 1998), s.
135
Tasavvuftaki "ilk yaratili§" Me ilgili tarti§malarda
da en 50k kullanilan hadislerden birisi olan bu riva-
yet, ilk donem tasavvuf klasiklerinde bulunmadigi
halde son donem sufTlerinin en gok kullandigi hadis-
lerden birisidir. Ozellikle Muhyiddin ibn-ul Arab?
kaddese'llahii sirrahu'l-aziz (638/1240) 'Tn birgok
yerde kullandigi degisik varyantlan vardir, ornegin;
"Allah Teala'nin ilk yarattigi §ey, benim nurum-
dur. "
"Allah Teala'nin ilk yarattigi $ey, benim ruhum-
dur" ya da
"Allah Teala'nin ilk yarattigi §ey akildir" bir
baska rivayette "nefistir" Onun butun bunlardan
kastettigi sey Hakikat-i Muhammedi'yedir. Butun
kainatm O'nun hakikatinden geldigini ve ruhundan
zuhur ettigini, Hakikat-i Muhammediye'nin varhk
aleminin baslangici oldugunu bu hadise dayandinr.
Bir ba§ka yerde yine ayni hadisi yorumlarken §6yle
der:
"Allah'in ilk yarattigi §ey onun ruhu veya ka-
lemdir." ("Allah Teala'nin ilk yarattigi fey kalem-
dir." (Ebu Davud. Sunnet. 16: TirmTzT. Kader. 17.1
ibn Hanbel. V/3 17: TirmTzT Ubade b. Samit yoluyla
gelen rivaete "Hasen-Garib" derken (bkz. TirmTzT
Kader 17 ) Ebu Hureyre tarikiyle gelen rivayette batil
ve miinker oldugu soylenir. Bkz.Suyuti. Leali'l
Masnua. 130-131; AclunT, 1/309)
Diger ruhlar onun ruhunun cuzleridir. Onun igin
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize
"Ebu'-I Ervah" derler. Bu ruh kiilli aklm suretidir ki
18 NazTf Hasan Dede
hadTs-i serifleri uzere ilk once "saf a§k"tan
HakTkat-i Muhammeddiyye zuhur eyledi.
"A'ma" ve "saf ask" tasavvuf literaturunde hie
yaratilmis olmayip o makamda hie bilgi olma-
yan hal olarak kabul edilir.
Nur ve Ruh-T Muhammed? ve akl-i kull ve
kalem-i a'la soylediklerimizin hepsi bir seydir.
Munasebetleri itibariyle dort isimle ta'bTr edil-
mistir. Sonra
"Sen olmasaydm bu kainati yaratmazdim"
17 hadTs-i kudsiyyesinin tasdiki uzere Nur-u
Adem-i hakikidir. Havva ise kiilli nefsin suretidir.
Vucut kull? akhn sag tarafi, imkan ise sol tarafidir.
Butun mevcudat akl-i kull ve nefs-i kullun izdivacin-
dan meydana gelmistir. Bu duruma gore insanoglu-
nun ebeveyni Adem-i Hakiki olan akl-i kiill ile Havva-
i hakiki olan nefs-i kulldiir.
Son donemden bir baska sufi, yorumunda yine
bu hadisteki nur, ruh, kalem ve akh kullanir ve dor-
dunun de bir oldugunu belirtir. Ayn ayn isimlendi-
rilmelerinin hikmetini de soyle aciklar; "Akil" den-
mesinin sebebi; her seyi, higbir seye ihtiyac duyma-
dan bilmesidir. "Nur" denmesinin sebebi, butun
nurlann ash olmasmdandir. Diger bir yorumda da bu
dort unsur uzlastinlarak ikiye indirilir;
Kalem, akil cinsiden; nur da ruh cinsinden olarak
kabul edilir. (SEKER Necmeddin ilk Donem
Sufilerinde Hadis Yorumu [Kitap]. - Kayseri : Erciyes
Universitesi Sosyal Bilimler Enstitiisu -72650
(Doktora Tezi), 1998.S. 134)
Hadis kitaplannda ash bulunmayan bu veciz ifade
hadis tenkitcilerince de red edilmi§tir. Aliyu'l- Kari.
Acluntve SevkanT, SaganT'nin mevzu dedigini naklet-
tikten sonra manasinm sahih oldugunu kabul eder-
Ta'rifu's-Stiluk 19
MuhammedT sallallahu aleyhi ve sellemin §ere-
fine butun ruhlar yaratihp
"Ben sizin rabbiniz degil miyim?" 18
hitabina kar§ihk
"Evet (kesinlikle oylesin)" 19 cevabi verildi.
ler. Bkz.Aliyu'l Kari. 288; AclunT, 11/164: Sevkani.
Fevaidu'l- Mecmua, 326; Deylemi'nin ibn. Ab-
bas'tan; ibn. Cevzi'nin Selman'dan naklettikleri
rivayetlerin her ikisi de mevzu kabul edilir. Suyuti de
mevzu oldugunu tasdik etmi§tir. Elbani de yukanda-
kileri naklettikten sonra mevzu oldugunu agklar.
Butun bu degerlendirmeler igin Bkz. Sagam. 52:
Aliyul Kari. 295. 296; Elbani. Silsileni Ahadis-i Daire.
1/282
18 A'raf,172
19 A'raf,172
insanin dunyaya inisi
Elest menzilinden alem-i sahadet e gelince-
ye kadar insan ug alemden gegti. Onlara Alem-i
Lahut, Alem-i Ceberrut, Alem-i Melekut ta'b'ir
olunur. insan bu alemleri gegib "Ademiyyef'i
(insanhgi) buluncaya kadar ma'deniyyat ve
nebatat ve hayvaniyyet gibi keyfiyetlere
ugradikdan sonra ana rahmine gelip oradan
insanT unsurlan zuhur eyledi. Alem-i lahutdan
Alem-i §ehadete gelince bu tertip uzerine ve
nisbetleriyle yogunlasip (nuranT ozelliklerini
kaybedip) alem-i sehadetde yogun olan (dort
unsur toprak, su, ates ve hava) butunlesti. 20 Bu
Alem: Butiin cihan, kainat. Her §ey.
Alem-i Asgar: En kiigiik alem. insan.
Alem-i Berzah: Kabir alemi.
Alem-i Ceberut: Azamet ve kudret alemi. Kudret
alemi. Lahut alem-i ile altta bulunan melekut alemi
arasindaki alem.
Alem-i Ekber: En buyukalem. Kainat.
Alem-i Emir: Ruhlar alemi, zaman olgusu bulunma-
yan, Allah (cc)'in emriyle vasitasiz yaratilmanin
oldugu alem.
Alem-i Ervah: Ruhlar alem-i.
Ta'rifu's-Stiluk 21
alemleri gecince o Elest hitabini ve o
mu§ahedeyi zayi' ettiginden
"Olmeden once oluniiz." 21 sirnna mahzar
olarak;
"Hikmet miiminin yitik mahdir. Onu nere-
de bulursa ahr ve onu almaya en layik olan
odur." 22 i§areti uzere o alemleri ve o
mu§ahedeyi bulup
"Gonderenle gonderilen arasmda bir vasita
olmadigi halde mahiyetini yalnizca Allah Tea-
Alem-i Esbab: Sebebler alem-i. Diinya.
Alem-i Fani: Gecici alem. Dunya.
Alem-i Gayb: Zahiren hissedilmeyen, ruhlar, melek-
ler ve cinlere mahsus alem.
Alem-i Kevn: Varhk alemi. Kainat.
Alem-i Lahut: Jlahf alem. RuhanT manevT alem. Yani
keyfiyeti, belirtisi olmayan gozlerin idrakinden gizli
olan alem demektir.
Alem-i Mana: Ehline acik olan, manen anla$ilan
alem.
Alem-i Melekut: Melekler alem-i.
Alem-i Nasut: insanlar alem-i.
Alem-i §ehadet: Diinya.
21 AclunT, 11/ 2 Hadis no: 2669.; Ali el- Kir?, el-
Esraru'l- Merfu'a, s. 348. nr. 539.: Sufiyyenin sozii-
diir. Her iki eser de ibn Hacer'e atifla: Sabit degildir.
Demektedir. Ancak mana itibariyle destekleyen
merfu' rivayet igin Hakim, V/ 3269. nr. 7938.: Sa-
hih.; TaberanT, KebTr, VIM/ 314, nr. 8174.; HeysemT,
Mecme'u'z-Zevaid, X/309,; Ahmed, b. Hanbel,
isnaddaki ishak. b. Nasih'in Kezzab, haberin de
Mevzu oldugunu soylemi§tir.
22 Tirmizi, ilim, 2903.
22 NazTf Hasan Dede
la'nm bildigi sekilde bizzat kendi nefsinden
yine kendine geldi." sirlanna hal olarak yakinhk
kazanmaktir.
Allah Teala'nin zat-i ilahiyyesinin hulul ve it-
tihat etmeden tecelli cihetiyle zuhur eylemesiy-
le denizdeki zuhur eden dalgalar gibi sayisiz ve
<pok dalgalar gibi denizin asil ve hakTkatine degi-
§iklik getirmedigi gibi esma ve sifat tecellisi
yonuylede a'ma'daki bulundugu halinede bir
degijiklikgetirmemijtir. §u an iginde oyledir.
"O'nun zati her sey yok olacaktir. Hiikum
O'nun dur. Siz O'na donduruleceksiziniz." 23 ve
tarif olunan alemleri ve o mujahedeyi bu alem-
i §ehadetde seyr ve mu§ahede eden Adem'e,
Alem-i Nasut (insanlar alemi) ismi verildi.
23 Kasas, 88.
Insan
Bu Alem-i sehadet alem-i imkandir. Bu
alemde ne kadar irfan ve kemal elde edilirse
ahiret aleminde o kadar derece ve kazang sahi-
bi olacaktir.
"iyilik islemekte onde olanlar (sabik), karsi-
liklarmi almakta da onde olanlardir (sabik).
i§te o yakla§tinlanlardir." 24 ayet-i kenmesinde
olan evvelki (sabik) bu alem-i sehadetde onde
olan ruhlar olup ikinci (sabik) "ahiret aleminde
dahi onde olanlardir. Eger onceki (sabik) ezele
verilir ise mutlak cebirden kurtulunmaz; sonra
ne rasul ne kitab ne gahsma lazim gelirdi. f^un-
ku §ifa-i §erifde; "DiJnya ahiretin tarlasidir" 25
hadTs-i senfiyle;
"Bu dunyada kor olan kimse ahirette de
24 Vakia,10-ll.
25 Aliyu'l Kari. 199; AclunT. 1/490; Hakim.
Miistedrek. IV/312: Zehebi "munker" oldugunu
ravilerinden Abdullah b. Cabbar'in ma'ruf olmadigini
soyler. Bkz. Sagani.
24 NazTf Hasan Dede
kordur;" 26 ayeti kerimesi bunu destekler. Ger-
gekte dunya i§lerinde cebirden kurtulmak gug
ise de ahiret igin cebr yoktur. Batini terbiye
etmek elbetde gahsmak lazimdir. Hazreti PTr
Efendimiz
"Nebiler dunya i§inde cebrtdirler, kafirler
de ahiret i§inde." 27
buyurduklan buna isarettir. Cunku
"Onlar ayakta iken, otururken ve yanlari
uzerinde iken Allah'i zikreder, yerdeki ve gok-
lerin yaradihsmi tefekkur ederler." 28 ayet-i
celTlesi i§areti uzere Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem zikr ve teveccuhle emrolunmujtur.
Her ne kadar;
"O'nu ovgu ile tesbih etmeyen higbir §ey
yoktur. Ne var ki siz, onlarin tesbihini anla-
mazsmiz." 29 ayet-i kerimesinin manasina gore
butun e§ya lisan-i hal ile zikredeci ise de Allah
Teala Hazret-i Adem aleyhisselami yaratip,
"(Allah) Adem'e isimlerin tamamim ogret-
ti." 30 ayetinden gikan sonuca gore insan
bilerekden zikreder. ZTra Allah Teala insani
"Biz insani en guzel sekilde yarattik."
31 ayet-i kerimesi ve
"Allah Teala insani kendi suretinde yarat-
26 isra,72.
27 Mesnevi, c.l, b. 637
28 AI-iimran,191
29 1'sra, 44.
30 Bakara,31
31 Tin, 4
Ta'rifu's-Stiluk 25
mistir." 32
"Allah Teala Ademi kendi suretinde yarat-
ti." 33
"Allah Adem'i Rahman suretinde yaratti".
34 hadTs-i serifleriyle ve
"insana bilmedigini ogretti." 35 ayeti ile us-
tunluk verdigi;
"§ijphesiz Ademoglunu serefli kildik." 36 ile
imtiyaz sahibi kilmistir.
32 BuharT. isti'zan. 1: Muslim. Birr. 115. Cennet. 28:
ibn Hanbel. 11/244-251
33 BuharT.. isti'zan. 1: Muslim. Birr. 110. Cennet.
28;. ibn. Hanbel. 11/244. 251. 315. 323. 434. 463. 519
34 ibn Kuteybe, 278.
35 Alak, 5
36 isra, 70
insanin ilahi aleme donus ozlemi
Zahirde insan alem-i asgar (kuguk alem) go-
runur ise de hakTkatde insan alem-i ekber (bu-
ytik alem) olup diger alemler alem-i asgardir.
£unku mahlukat iki kisimdir.
Biri mahluk lizatihi (Kendi zatiyla yaratilmis)
ikincisi mahluk li-gayrihidir. (Baskasina muhtag
olarak yaratilmis) Hatta insanhgin kemalini
bulamayip cehaletde kalanlar dahi mahluk li-
gayrihi nev'inden kurtulamamistir. Mahluk li-
zatihi kisminda olan ancak kemal mertebeyi
bulan insandir. ^unku butun insanlar bir sevi-
yede olmayip;
"kimini otekine derecelerle ustiin kildik." 37
ayet-i kenmesi ve
"Hi£ bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" 38
ayet-i ile kemal sahiplerinin Allah Teala katin-
daki yuksek mazhar ve imtiyazma dalalet eden
AdemT sirn ve onceligini gosterir.
37 Zuhruf, 32
38-,..„ „
Zumer, 9
Ta'rifu's-Stiluk 27
"Adem"den gaye kemal ehlidir. insanlardan
kemal ehli olmayanlar dahi ozunde bulunan
istiyakla yine AdemT kemali ve daha oncede
belirttigimiz vatan-i asliyyesini aramaktadir.
Dikkat olunursa butun ruhlann bir aradigi var-
dir. Mesela bir seye muhabbet eder, tez vakitte
ondan usanip digerine meyleder. Ondan da
usanir baskasina meyl eyler. Bu buldugu seyde
lezzet ve doyum bulamamasi asil aradigini bu-
lamadigindandir. Cunku ruhlann arzu ve i§tiyaki
vatan-i asliyedir.
"Vatan sevgisi imandandir." 39
hadTs-i §erifiyle Hz. PTr Efendimizin;
"Ashnda uzak dusen ki§i, yine vuslat zama-
ll 40
mm arar.
Buyurduklanndan maksat bu vatan-i aslTdir.
Buna gore mertebeleri tekmil eden kisi "fakr-i
tami" bulur.
"Fakr, benim oviinc kaynagimdir" 41 hadTs-i
§erifinin manasini Fahr-i alem Rasulullah
SehavT, Makasid: s.183; SemhudT, Gammaz: s. 60;
ibnu'd-Deyba\ Temyiz: s.77; Aliyyu'1-KarT, Kubra:
s.189; AclunT, Kesf 1/413. Hadis hafizlanna gore
bunun ash yoktur.
Mesnevi, c.l, b.4
ibn. Hacer ve Ibn. Teymiyye batil ve mevzudur
derken; Bkz. AclunT. II / 87; Bu ifadelerden sahih
olmadigi anlasilmakladir.
28 NazTf Hasan Dede
sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin zahiri
olmayip belki kalbinde masivadan hie bir sey
olmayarak ilahT nurun istilasiyla tamamen yok
olmasi demekdir. Hatta fakr-i tam gelmedikce
"Fakirlik tamam olunca o Allah'tandir, fakirlik
diinya ve ahirette yuz karahgidir." 4Z sirlan
haberdar olunamaz. Bu manayi tekid icin "Fakr,
az kalsin kufur olayazdi." 43 HadTsi soylenmis-
["Fakr mertebesi tamam olan ancak Allah'dir,"
gibi binlerce beyhude sozlere gelelim. Yani "Fakr
tamam olunca Allah yuz gosterir, onu bulur ve
gorursun," soztinde kufur yoksa bu soziin manasi o
degilse, seninle Hiristiyan arasmda ne fark olabilir?
Nihayet Hazreti isa, Hallaci Mansur'dan da
Bayezid'den de, otekilerden de daha latif bir zat idi.
§u halde Hiristiyani "isa Allah'dir veya Allah'm
ogludur," dedigi igin kmamak neden? Halbuki sen
de ayni §eyi soyluyorsun. §u halde, "Fakr tamam
olunca Allah Teala'yi bulursun," sozunun manasi,
"Her kimin nefsi oliirse, §eytam da dliir; kotii huy-
lardan temizlenerek Allah Teala'ya kavusur," sQ-
zundeki mana gibidir. Ama bu kavu§ma ha§a Allah
Teala'nm zatma kavusmak degil, belki onun yoluna
girmektir. Kul, Allah Teala'nm kendisine kavu§madi-
gini, ancak Allah yoluna girdigini anlar. Aksi halde
Allah Teala yolundan sapmis olur. Sonra onun nefsi
de dirilir, §eytani da ! Allah Teala yolunun nuru ile
Allah Teala'nm zatmm ruhunu ayiramayan, daima
karanhktadir ve korlesmistir. (§ems-i TebrizT
Mehmet Nuri GEN^OSMAN Makalat [Kitap]. -
Istanbul : Atac, 2007. (M.80), s. 160)]
(Ebu Nuaym Hilye'de; Ibn. SikkTn "Musannaf mda.
BeyhakT "§uabu'l-l'man'da: ibn. Adiy "el Kamil" de.
Hasan-i BasrT den rivayet etmi§lerdir. Bazilan da.
Senedinin zayif oldugunu soylerler. Ornegin
Ta'rifu's-Stiluk 29
tir.
Bu hadTs-i §erif nza makamini bulamayanla-
nn "nedir benim cekdigim" diyerek bir takim
layik olmayan benzeri kelamlardan Allah Tea-
la'ya siginmak gerekir. Bunlan fark ve anlayi§
ancak AdemT kemalati bulanlara gerekir.
Bilmektir ancak maksat giil§ende
Ademdir adem, adem bili$te 44
TaberanT Enesten zayif bir senetle rivayet etmi§tir.
Bkz. AclunT. II /108; ibn el- CevzT, el-ilelu'l-
Mutenahiyye (l-ll), Daru'l-Kutubi'l- ilmiyye, Beyrut-
1403, c. II, s. 805.
Giilbahgesinde bulunmaktaki gaye bilmektir
Ademdir idem, adem anlayi§ta
ilahi aleme donus icin gerekli rehber
Alem-i sehadette seyr ve musahede etmek
bahsettigimiz §eyleri bilmek ve tarif olunan
alemleri bilmek isteyen kimse igin hayatta olan
mursid lazimdir. 5 Qunku baslangig hallerinde
neyin nasil olacagi bilinmediginden ve
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve
ehlullahin ruhaniyetinden ilim, irfan ve feyz
almak gok zordur. Cunku ruhaniyet ve yolu <pok
incedir. insan dunyaya inerek kaybettigi ozellik-
leri tekrar kazanmasi gerekmektedir. §effaf
olmayan ve yogun olan ince seyden feyz ala-
maz. Binaenaleyh unsurlardaki incelik ve
sefafahk kazanmak igin
"Allah Teala'nm ahlakiyla ahlaklanmiz." 46
Dunyadan gogmus mursidin talebeleri terakki
edemez denilmistir.
(Hadis olmadigi agiktir. SuyutT, El-Camiu's-Sagtr Bi
Serhi'l-Akideti't-Tahaviyye, s. 123) Hadis igin bkz.
Muhittin Uysal, Tasavvuf Kulturunde Hadis,Bkr\2:,
Konya 2001, s. 346.
"Fiituhat el-Ulum"unun girisinde Gazzali "Allah
Ta'rifu's-Stiluk 31
Emrini kazanmi§ bir zata muhtagtir.
ihtiyacin sirnni bilmeyen bazi insanlar "Al-
lah Teala seni kimseye muhtaf etmesin" diye
birbirlerine dua ederler. Ashnda alemde ihti-
yagsiz higbir §ey olmaz. Efendi hizmetkara ve
hizmetkar efendiye, hasta doktora, doktor has-
taya, murid mur§ide, mur§id muride muhtagtir.
Eger murid olmasa mur§id kimi ir§ad edecektir.
Bu sebeple Allah Teala hikmetinden her §eyi
birbirine muhtag ve bo§ bir §ey yaratmami§tir.
Oyle ise; murid yolcu olup miir§id rehberdir.
Rehbersiz yol bulunamaz ve niyet edilen haki-
kat §ehrine ula§ilamaz. Mesela bir ki§i gecele-
yin bir §ehre gitmek murat etse ve yollarda
yirtici hayvanlar olsa ve yolu bilmezse elbette
iki §ey'e muhtag olur; biri fener, ikincisi reh-
Teala'mn ahlaki He ahlaklanm" vecizesini zikret-
mekte ve §6yle demektedir:
"insanin mukemmelligi ve mutlulugu, Allah
Tea la 'n in sifatlanni kazanma gabasmdan ve ken-
disini Tanri'mn sifatlannin gergek anlamiyla siis-
lemesinden ibarettir"
Allah Teala'nin en guzel isimlerinin agklanma-
sma ve yorumlanmasina ayirdigi unlu eseri "el-
Maksad el-Esna fi $erh Esmai Alia h-i Husna"nm
birinci boliimunun dorduncu faslmin ba§hgmda
Gazzali, yine ayni gorii§u tekrarlamaktadir:
"Kulun mukemmellik ve mutlulugu Allah-ii Te-
ala'nin ahlaki He ahlaklanma ve O'nun sifatlan ve
isimlerinin manalanyla bezenmeden ibarettir"
(Gazzali, El-Maksad, s.6, 26)
( ARSLAN Ahmet II.Kur'an Haftasi Sempozyumu
[Kitap]. - Ankara : Fecr, 2-4 $ubat 1996. , s. 329)
32 NazTf Hasan Dede
berdir.
Fener seriat, yol tarikat, rehber mursid, gi-
decegi yer, sehr-i haktkat tir. Eger yalniz feneri
eline alsa gayesi olan yere gitmek mumkun
olmaz. Ya da feneri ahp rehbersiz gidecek olsa;
Korkutucu vadilerden delilsiz gecilme!
buyuruldugu uzere yolda nefis ve seytan ben-
zeri zararh hayvanlardan zarar gorme korkusu
vardir. Ya da rehberi olup feneri olmasa once
rehberi goremez ki arkasindan takip edebilsin.
Yoksa bir cukura du§er yine istedigine varamaz.
Sonucta miirid sertat fenerini eline ahp ve
rehber olan miirsidin izinden cikmayip onun
delaletiyle yollari selametle gecip sehr-i
haktkate kavusur. Sabah olup gunes dogunca
da seriatm batinimn ayn-i haktkat ve ayn-i
ma'firet 47 oldugunu anlar.
§eriat, tarikat ve marifetin ayni jeyler oldugunu
anlar.
ILAHI ALEME
DONU§TEKi HALLER
Teslimiyyet
Nefsi islah igin mursid-i kamile muhtag ol-
dugu gibi murside geregi gibi uymak ve
teslTmiyet §arttir. Kutbud-din DimeskT Risale-i
Mekkiyye nam kitabinda Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem Efendimizden rivayet etti ki;
"Kavminin ifindeki seyh, ummetinin i$in-
deki nebi gibidir." 48
Bu hadTs-i serifi tefsTren Hz. PTr Efendimiz
MesnevT-i serif lerinde;
(Peygamber, "ileri giden jeyh, kavminin
arasinda nebiy benzer" dedi. ) 49
buyurduklan uymanin geregi ve teslTmiyetin
beyanidir. Halbuki bir mursid-i kamil talebinde
olan kisi igin, igten gelen tarn bir istek ve arzuy-
la olsada, ig dunyasi agilmamis oldugundan
segtigi mursidin kemalini fark edip ayirmaya
kudreti olmadigindan, ulastinci kemali soyle
dusunmelidir.
Herkesin siginak ve korunma makami olan
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme dayan-
48 Hadis igin bkz. ibn Hibban, c. II, s. 39; MiinavT,
a.g.e., c. IV , s. 185.
49 Mesnevi, c.3, b. 1774
36 NazTf Hasan Dede
mak igin "Aman" lafzininin "Muhammed" ismi
§enfi ile matematiksel degeri aynidir, 50 i§aretiy-
le "Asigin zikri amandir Ya Rasulallah" uzere
"aman" sirnna sanhp vesvese ve du§unceleri
yok edip zahiri be§ duyu ve ig dunyasi ile
"HakTkat-i Muhammediyye"ye yonelip lisanen
salat ve selam ve ruhaniyetten yardim ile me§-
gul olur. Uyanik halde gormek mumkun ola-
mazsa, bu niyet sebebiyle ruya aleminde
Rasulullah sallallah u aleyhi ve sellem Efendimiz
gorunur bir mur§idi i§aret eder.
"Beni ruyasinda goren kesinlikle beni gor-
mustur. Qunku seytan benim seklime gire-
mez." 51 hadTs-i §enfi uzere o murjide kalb bag-
lanmahdir. Eger bir ijaret goremezse sabirla
jeriat uzere devam etmelidir.
Zerre mikdan akh olan andan hisse kapar
Devstrir bin bir gigekden hal eder macun yapar
beyti gerp zahirde kaba bir mana gibi
gorunursede ders ahnmasi gereken bir kelam-
dir. Burada andan maksat murid, bin bir ri^ek
den murat bin bir esma ve macundan murat
onunla hasil olacak kemalattir. Anlann adeti,
beysiz bir kovanda toplanamayijlandir. Anlar
beyleri hangi tarafa giderse pe§inden gider ve
onu terk etmezler. Eger beyleri olmasa bal dahi
yapmazlar. Bunun gibi murid de hig bir vakit
mur§idinin pe§inden ayrilmamahdir.
Ebced degeri 92 dir.
Hadis igin bkz. ibn AdT el-Ciircant, el-Kamil fi'd-
Duafa (l-VII),Daru'l-Fikr, Beyrut, 1988, c. VII, s. 221.
Tabi olma ve guvenme
Murid baglanmis oldugu mursidin ogrettigi
§ekilde zikir ve teveccuhe devam eder. Eger
mursidinin hakikatin, musahede eylemis ve
manevT haller meydana gelmisse bu durumu
mursidin kemaline alamet saymahdir. Eger
kendi musahede edemezse dogru sozlu kimse-
lerden tig be§ kadar musahede eylemislerden
duyarsa bunu mursidinin kemaline dogrulugu-
na delalet edeceginden kendinin musahede
edememesi yine kendi kusur ve noksanindan
kabul etmelidir. Bu sekilde supheden kurtulmus
olur. £unku mursid hangi tarikattan olursa ol-
sun diger tarik ehillerini de "Baslangif ve sonuf
itibariyle" hep bir bilerek kendi mursidine canu
gonulden teslimiyetle tabi olup emir ve nehyi-
ne uymak gereklidir. Tarikatlerin sonu ve bas-
langici hakkmda Mir'at-i VikQd 52 serhinde
52 "Miratu'l-Vucud ve Mirkatu's-§uhud, muellifi
Abdulahad Nuri b. Mustafa Safayi es-SivasT el-
HalvetT, bulundugu yer; Suleymaniye Kiituphanesi
H. Hiisnij Pasa, demirbas no; 001198, siniflama no;
2977."
38 NazTf Hasan Dede
yazilan aciklamaya gore;
"Ben ilmin sehriyim; Ali de onun kapisi-
dir." 53
hadTs-i §erifine gore hakikat ilmin kapisi
Aliyyu'l-Murtaza kerremallahu veche Efendimi-
ze vanr ve oradan HakTkat-i Muhammediyye'ye
agilir. §eyhe muhabbet, Hz. Ali kerremallahu
veche Efendimize muhabbet, Rasulullah
sallallah u aleyhi ve sellem Efendimize muhab-
bet gibidir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem soyle
buyurdu:
"Kim Ali'yi severse beni sevmistir. Kim de
beni severse Allah'i sevmistir. Kim Ali'ye
bugzederse bana bugzetmis, kim de bana
bugzetmisse Allah Teala'ya bugzetmistir." 54
Hadis igin bkz. ibn Hacer el-AskalanT, Lisanu'l-
Mlzan (l-VII), Muessesetu'l-A'lem?, Beyrut-1986, c.ll,
s. 122; Hakimin MCistedrekine Bakmiz:
Hadis igin bkz. Hakim en-Nisabun, el-Mustedrek
ala's-Sahihayn, c. X, s. 453
Nefis ve seytanin hilelerini bilmek
Birgun bir kisiyi seytan gelip sabah namazi-
na kaldirmis. O kimse
"Sen kimsin" diye sormus.
"Seytanim" demis. O kimse
"Acayib sen boyle hayir iste bulunur mu-
sun." Diye sorunca
"Evet bulunurum fakat yine bana la'net
ederler" diyerek sozu uzatmis ve gunes dogup
namazm vakti gegmis. O kisi ne namaz kilabil-
mis ne uyku uyuyabilmis. iste bunun gibi Nefis
ve seytan hak suretinden gelerek insani yolun-
dan ahkorlar. ^unku disimizdaki alemde ne
varsa ig alemimizde de bir benzeri vardir. Yani,
disimizda seytan ifimizde nefis. Nefse galip
olmak en buytik cihattir. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem Efendimiz bir gazadan donduk-
lerinde TarTkat-i Muhammediyye'de beyan
olundigi uzere; "Kufuk cihaddan biiyiik cihada
geliyoruz." ss diye nefs ile mucahedeyi isaret
55 "Ku(uk cihattan biiyiik cihada donmiis bulunu-
yoruz" soziine karjilik biiyiik cihadin ne oldugu
sorulunca; Dikkat edin o, nefis mucadelesidir"
40 NazTf Hasan Dede
buyurduklan rivayet edilir. Nefse galip olup
hilesine aldanmamahdir. Bu nefsi aghkla 61-
durmek degildir. Zira
"Dinde ruhbanhk yoktur. Nefsin sana itaat
ederse onunla dost ol." 56 hadTs-i serifleri varid
olmustur. Nefs atina dizginleri takip istedigini
isletmeyip ve vermeyerek;
"Ey mutmain olmus nefis! Sen rabbinden,
rabbin de senden razi olarak O'na don." 57
ayet-i kenmesi olgu uzere nefsi mutmaine
(tatmin olmus) oluncaya kadar sabretmek ge-
reklidir. Nefs-i emmare (her istedigini yapan)
mertebesinde her ne kadar kotulenmis ise de
makam-i mutmainneye vardikda pek ovulmus
ve muteber kabul edilmistir. insani reddedilmis
ve makbul olmasina sebep nefisdir. Bu nedenle
insan nefsi sebebiyle meleklerden faziletli oldu.
"Allah Teala melekleri yaratti ve onlara ak-
h, hayvanlan yaratti ve onlara sehveti, Ade-
moglunu yaratti, ona hem akh hem de sehveti
verdi. Kimin akh sehvetine galip gelirse o me-
leklerden daha ustundiir. Kimin de sehveti
akhna galip gelirse o hayvanlardan daha asa-
gidir." kelami buna delil getirilebilir.
buyurdu. (SuyutT. Cami'us-Sagtr. 11/253: Ibn. Hacer.
ibn. Aliyenin sozii olarak rivayet ederken. Irak? ve
BeyhakT zayif bir senedle Cabirden rivayet etmijler-
dir.;bkz. AclunT. 1/424.425)
56 Munavt, Abdurrauf, (v. 1031/1621) Feyzii'l-Kadir,
l-VI, Beyru^trs^c. Ill, s. 175.
57 Fecr, 27-28
Hangi usule gore yetistigini bilmek
Her tarikat bir usul ile suluk (donusu sagla-
mak igin yetistirme teknigi) gosterir. Bazisi
etvar-i seb'a 58 , bazisi letaif-i hamse 59 uzerine
Etvar-i seb'a: Arap^a, yedi tavir demektir. Yedi
tavir sunlardir: Tab', nefs, kalb, ruh, sir, hafi, ahfa.
Nefsin yedi derecesine gore degisen hallere de,
Etvar-i Seb'a denilmistir.
ismail Hakki BursevT, Kitabu'n-Netice adli ese-
rinde kalbin kazandigi ehemmiyetli mevkTyi belirt-
mek ve onun bir takim muhim hususiyetlerinden
bahsetmek gayesiyle simian sbylemistir:
"insanin yiizu Rahman'm aynasidir. Ayn'i ise Al-
lah Teala'nin esranndandir. f^unku ayn, alem-i
emirden, vucud alem-i halktandir. Fakat birbirine
50k kuvvetle baglidirlar. insanin iki gbzii, Huda'nm
nurundan ay ve gunes gibidir. Biri alem-i zat, biri
alem-i sifat'a remzdir. Cesedin maverasmda ruh,
ruhun btesinde ayn, ayn'in btesinde sir vardir ki
butun mertebeleri bu ihata edici sir gizler. Sir
validdir. Sirrm tenezzulu ruh, ruhun tenezzulii
ceseddidr. Cesedin batmi alem-i halk, ruhun batini
ise alem-i ervah'tir. Ruh zevg, cesed zevce gibidir.
ikisinin izdivacmdan kalp ve diger kuvvetler dog-
42 NazTf Hasan Dede
mustur. Insanin kalbi, ruhi kuvvetlerdendir. Kalp
ism-i azamm tahtgahi, vasi Allah Teala'nin
cilvegahidir. Vucud iilkesinde hilafet kalbindir. On-
dan ulu nesne yoktur. Kalbin ruha yakmhgi vardir.
Bu yakinhk yuzunden ondan nur alir ve heykele
verir. Kalbin ash melekuttan, cesed ise alem-i
milktendir.
Semavat yedi tabakadir. Herbirinde baska bir
emr-i rahmani ve sirr-i subhant vardir. Sifat-i Seb'a;
hayat, ilim, basar, semi, iradet, kudret, kelamdir.
Ntizul itibariyle yedisi feleku'l-kamerdir, mazhar-i
kelamdir.
Kalbin mertebesi de yedidir. Buna etvar-i seb'a
derler. Yedincisi sadirdir ki felek-i kamer mertebe-
sidir, mahall-i hitaptir, akrab-i menazildir. Sadir,
kalbin zahiridir, vehm ve hayalle yukludiir. Rahmet,
feyz-i hass-i ilahTdir. Onun nuzulu yok, kalpten
zuhuru vardir, fakat dis sebepler yuzunden inzal
denir. Fetih de kalbin kapisinm fethidir, gaybm
kapismin fethidir. Kalbin batini ruhtur, gayb-i izaff-
dir. Ruhun batini sirdir, gayb-i mutlaktir. Kalbin
zahiri sadirdir, sehadet-i Tzafiyyedir. Sadrm zahiri
de ceseddir, sehadet-i mutlakadir. Kalp iki taraf
arasmda a'raf gibidir. Zahiri nar gibi zulmani, batini
ise cennet gibi nuranidir. Bundan muminin cennete
duhuliinun batini ile kafirin cehenneme girisinin
zahiri ile oldugu anlasilir. Zira sonunda baun zahir,
zahir de batm olur." (QEUK Yusuf ismail Hakki
Bursevi'de Basiret anlayi§i [Kitap]. - istanbul :
Marmara Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusii
Temel islam Bilimleri Bolumii Tefsir AnabilTm Dali -
Y.Lisans, 36931, 1994., s.31; A.U.i.F., MED 1975/2
Erdogan Fuat, Kitabu'n-Netice ve insan, s. 216-217.
59 Bes Latife: 1) Kalb, 2) Sir, 3) Hafi, 4) Ahfa, 5) Nefsi
Natika
Ta'rifu's-Stiluk 43
ve bazilanda fena yolundan giderler. Buradaki
fena mahv manasinadir.
Nitekim Fena fi'§-§eyh, Fena fi'l-pTr, Fena
fi'r-rasul, Fena fi'llah, hep mahv demekdir.
Sonra da "beka bi'llah" a vasil olunur.
Bilgi sahibi olmak
Allah Teala insani butun yaratiklan arasin-
dan segip her §eyi ogrenmeye kabiliyetli ya-
ratmistir. Onun igin zahiren ve batmen gali§a-
rak her seyi ogrenip bilmesi, hatta insanin bu-
tun hile ve aldatmayi dahi bilmesi gereklidir.
BeyzavT Hasiyesi §eyhzade isimli kitapta Haz-
ret-i AN kerremallahu vechehu Efendimizin;
"§erri ser islemek igin degil ondan korun-
mak ifin ogrendim. Kotulugii tammayan onun
ifine du§er." buyurduklan uzere hile kotu bir
seydir diyerek neme lazim demeyip kendini
korumak igin onu dahi ogrenmelidir. ZTra her
seyin bir lazim oldugu yer vardir. Mesela kibir
kadar fena bir sey yok iken;
"Kibirliye karsi kibirli olmak sadakadir" 60
"Kibirliye karji kibirlenmek sadakadir." (et-
tekebburu ale'l-mutekebbiri sadakatun) sozii, halk
arasmda me§hur olmu5 sozlerden biri olmakla bera-
ber hadis degildir.
Bu soz "Kibirlenen kisiye karsi kibirlenmek iba-
Ta'rifu's-Stiluk 45
soylenmistir.
Bir adamin hasmina nasil hareketde bulu-
nursa o turlu davranmak gerekir. Bu nedenle
her seyin bilgisizliginden bilgisi evladir. 61 Onun
icin mumkun mertebe yabanci dil 62 ogrenmek
cok onemlidir.
"Kim bir kavmin dilini bilirse onlann ser-
rinden emin olur."
Meshur soz 63 ve Hazreti-i PTr Efendimizin
MesnevT-i §enflerinde anlattigi hikaye bunu
guzel agiklar.
dettir", "Kibirlenen kisiye karsi kibirlenmek
hasenedir, giizel bir davramstir." Seklinde de mes-
hurdur. (Bkz: Molla AliyyCi'l-KarT, el-Esraru'l-Merfua
fi'l-Ehadisi'l-Mevdua (el-Mevduatu'l-Kubra)Jhk:
Muhammed b. Lutfi es-Sabbag, 2. Bs., Beyrut, 1986,
s: 175; hadis no: 142; ismail b. Muhammed el-
AclunT, Ke$fu'l-Hafa, 3. bs., Beyrut, 1988, c. 1 s. 313,
hadis no: 1011) (MunavT, Feyzii'l-KadTr, IV, s.
366/5299)
Mu'min bir insan kimseye karsj kibirlenmez. Fa-
kat o "inananlara karsi saygili, kafirlere karsi basi
dik olur. Allah yolunda cihad eder ve kinayanin
kinamasindan da korkmaz." (Maide, 5/54)
Bir seyi bilmek, bilmemekten ustiindur.
Yabanci dilden murad bu risalede acilmamistir.
Bunun tasavvufta "Mantik'ut Tayr" (Kus Dili) oldu-
gunu biliniz. Ehli tasavvuf rumuzlu kelami cok kul-
landiklarmdan sozlerinin ne manaya geldigini bilmek
igin on bilgi ve sezgiye ihtiyac vardir. Sezgi her ne
kadar Allah Teala vergisi ise de bu dilin egitimini
ancak mursjdden ogrenilecegini unutmamahyiz.
Hadis diyenler vardir, fakat asli yoktur.
46 NazTf Hasan Dede
"Adamin biri, dort ki§iye bir miktar para
verdi ve
"Bu para ile neye ihtiyacimz varsa aim,
paylasjn" dedi. Parayi alan adamlardan biri
iranh idi.
"Bu parayla engur alahm" dedi. Digeri
Arap'ti.
"Hayir, bu parayla ineb alacagiz" dedi. Turk
olan ucuncij adam, mudahale etti.
"Onu bunu bilmem, parayla iiziim
alacagiz" dedi. Dorduncu adam bir Rum'du.
"Birakin bu laflari. Bu para ile istafil
alahm" dedi. Derken, dort ki§i birbiriyle ceki§ip
dovu§meye ba§ladilar. Kiyasiya vuru§uyorlardi.
Halbuki hepsi de ayni §eyi istiyordu. Bilgisizlik-
lerinden birbirlerini dovuyorlardi. Orada dil
bilen akilh bir insan olsaydi, onlara joyle derdi:
"Bu para ile hepinizin istedigini ahrim. Pa-
ramzla dorduniiz de muradimza erersiniz.
Sizin sozleriniz aynhk ve sava§ sebebi olur.
Benim soziim ise sizi uzla$tinr birlejtirir."
Bu sebeple her §eyi ogrenip bildikde ve
adaletden aynlmayip mahalline gore kullanma-
lidir.
Sevgi sahibi olmak
Manevi seyrin hepsinde a§k §arttir. Butun
alemi ve insanhgi kullanan, hamalhk ettiren ve
cemale cemallik ettiren, gifgiye gift surduren ve
her hususu donduren a§kdir.
Hallak-i cihan-i aleme kildikda tecelli
Her §ahsi birer halle kilmi§ mutesellt 54
A§kda da makbul olan ilahT a§kdir. Bu me-
yanda yeti§mek icin mur§idine hie bir yonden
itiraz etmekte caiz degildir. Cunku kemal ehli
parlak ayna gibidir. Kar§isina ne turlu renk gelir
ise o renkte gorunur. Mur§idler kendi zatinda
bir renkle kayith degildir. Onlarda gorunen renk
kar§isinda ki rengin aksidir. Onun igin mur§idde
gordugu noksanhk kendi noksanhgi oldugunu
du§unmelidir.
Bu duruma ornek verecek olursak bir muri-
Allah Teala kainata tecelli kildikca
Her 5eyi bir zevkle teselli kildi.
48 NazTf Hasan Dede
din ne kadar ke§fi ve mu§ahedesi agilmi§sada
hayvanT sifatlardan tamamiyle kurtulamadigin-
dan teveccuhunde daima kar§isinda bir e§ek
zuhur edermi§. Durumu mur§idine agiklayinca,
mur§idi:
"Bir daha gordugunde o merkebin kulakla-
rini tut ve "va geyh" diye gozlerini a?" diye
tembih etmi§. O dervi§ de §eyhinin tarifini ya-
pip gozlerini agdiginda bakmi§ ki tutdugu kendi
kulaklanymi§.
Muridin mur§id aynasinda gordugu bahsedi-
len gibi kendi aksidir. Fakat tabi olan murid
hayvanT sifatta kalmaz. Sabirla <pali§irsa kurtu-
lup "Ademiyet"i (insanhgini) bulur.
Bazi mur§idler gok kuvvetli ve tarikat kuru-
cusu pTrine tam bir yakinhgi olursa
muridlerinden hayvanT sifati ilk nazarda (anda)
kaldirarak mu§ahedesinde "Ademiyefden
donu§u ba§latir.
Vatanini ve milletini sevmek
Devletin hizmetinde bulunan ki§iler hakkin-
da Ravza-i ibni Kasim'da yazilmi? olan;
"Sultan yeryiiziinde Allah'm golgesidir. Bu-
tijn mazlum ve acizler ona siginir." 65 hadisine
istinaden onlar hakkinda husnu zan sahibi ol-
mak gerekir.
Buyuk sirra tarn mazhar olan adaletli devlet
adamina iyilik ve nza ile emirlerine uymak din
ve devlet i§lerini millete hizmet etmek en fazi-
letli ibadetdir. ZTra atalanmiz
"Bir saat adalet yetmi§ senelik ibadetten
hayirhdir" 66 demijlerdir. Hayatimiz boyunca
buyuklerin kugukler uzerine merhamet etmesi
ve kuguklerin buyuklere ta'zTm eylemesi lazim-
dir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu-
yurdu ki;
"Kufuklerimize merhamet etmeyen, bii-
65 Taberani, ElbanT; el-Ahadis ez-Zatfa, 1/687; 2/69-
70; 4/159-162;BakirT, 218-220
Hadis oldugu soylenmektedir.
50 NazTf Hasan Dede
yiiklerimizin hakkmi bilmeyen bizden degil-
dir."
"Biiyiiklerimize saygi gostermeyen, ku^uk-
lere merhamet etmeyen bizden degildir." 67
(Buyukler her konuda sayginhgi olan ki^id i r.
Bunun maddT ve manevi yonu dusunulmez.
MaddT alandaki buyuklerine saygisiz olanlar,
manevi boyuttaki kisilerede saygisiz olacak
demektir. Maneviyatta saygi ve sevgisi olma-
yan kisilere itibar edilmez. "Vatan sevgisi
imandandir." Kelaminin isaret ettigi manada
budur. iran asilh unlu filozof ibn el-Mukaffa
soyle diyor:
"Bilginin higbir harfi ve higbir adi yoktur ki
rivayet edilmemis, ogrenilmemis, gecmisteki
bir oncunun soz veya yazismdan almmamis
olsun. Bu da sunu gosterir: insanlar bilginin
temellerini ortaya koymamislar, gelecek bilgi-
si onlara ancak (ilaht kaynaga uzanan) bilgi ve
hikmet sahibinden gelmi§tir." 68 ilaht aleme
donus igin once orayi sevmek ve buyugune
itaat etmek gerekir. Devlete isyan edenlere
(Bagy)lere verilen cezalann agir olmasi konu-
nun ehemmiyetini de gostermektedir.)
SehavT, Makasid: s.183; SemhudT, Gammaz: s. 60;
ibnu'd-Deyba\ Temyiz: s.77; Aliyyii'l-KarT, Kubra:
s.189; AclunT, Kesf, 1/413. Hadis hafizlarma gore
bunun ash yoktur. Mefhumu dogrudur.
ibn'ul Mukaffa, el-Edeb'us-SagTr, islam Siyaset
Uslubu icinde, geviren: Vecdi Akyiiz, Dergah Yaymla-
n, istanbul 2004, s. 17-18.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi ve ehl-i
beytini sevmek
Murid Rasulullah sallallahu aleyhi ve
selleme ve ehli beyte muhabbeti an be an O'na
uymadaki hali artirmak hakkinda
"De ki: Allah'i seviyorsaniz bana tabi olun
ki Allah da sizi sevsin." 69 ayeti kerimesi gelmis-
tir. Hatta Veyse'l-KaranT radiyallahu anh
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme kemal
manada muhabbet ve uydugundan, Uhud Har-
binde disi kirildigini duyunca hangisi oldugunu
bilemediginden otuz iki disini birden sokup bir
iplige dizip Efendimize gonderdiler. Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem bu yuksek hal karsi-
sinda kendi disinide ilave ederek 70 ashab-i
kirama radiyallahu anhume gosterdiklerinde bir
kismi hayret makaminda kalarak "subhanallah"
bir kismi sukurde "elhamdulillah" ve bir
kismida sevincinin goklugu ve hayretinden "Al-
lah-u Ekber" dediler. Her tesbihin otuz ijf ol-
69 AI-iimran, 31
Topkapi saraymda di§in ayn bir §ekilde muhafaza
edildigini unutmayahm.
52 NazTf Hasan Dede
masi buna isaret oldugu rivayet edilir.
ilk donemlerde Veysiyye tarikatina biri
intisab edecek olsa once dislerini soktururdu.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi sevmeye
en guzel orneklerden biridir.
Ehl-i beyti sevmek hakkinda;
"De ki: "Ben sizden buna karsi yakmlara
sevgiden baska bir ijcret istemem." 71 ayet-i
kerimesi nazil olmusken Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellemi sevindirmek iki cihan saadeti
iken ehl-i beyti sevmeyi rafizilikle 72 suclamak
ve "mijntec-i fakirdir" 73 diyerek seven insanlan
zahin fakirlikle urkuterek agizlardan cikan sozu
bilmezlikden ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellemin sefatinden mahrumiyeti istemekden
baska bir sey degildir. Bu muhabbetin farz ol-
duguna imam-i §afiT rahmetullahi aleyh bu-
yurmustur ki;
"Eger Hz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellemin ehlini sevmemden dolayi RafizT ol-
mussam insanlar ve cinler sahit olsun ki ben
bir RafizTyim."
"Ey ehl-i beyt-i rasululah! Allah'm Kur'an-i
Kerim'de indirdigi ile size sevgi farzdir, Bu
sizin yiice faziletiniz icin yeterlidir, Size salat
71 5ura, 23
Rafizilik: . §ia'nin kollarmdan bir dini mezhebdir.
Liigatte; terk eden, aynlan, birakan kimse manalan-
na gelen Rafizi veya rafizilik, birinci halife Hz.
Ebubekirve ikinci halife Hz. Omer radiyallahu
anhumayi sevmeyenlere denir.
Sonlan fakirdir, sonugsuzdur.
Ta'rifu's-Stiluk 53
etmeyenin namazi yoktur" 74
"Sevdiginiz seylerden infak etmediginiz
muddetce iyilige ula§amazsmiz." 75 ayet-i keri-
mesinin manasi uzere bu yolda mal soyle dur-
sun onlar icin cam dahi vermelidir
Hak yolunda kirn verir bin bag ve bin can
Bir pula a§k pazarmda boyle cagmr dellallar
Suyuti, Celaluddin Abdurrahman b. Ebibekir,
Thyaii'l-Meyyit fT Fedaili Ali'l-Beyt, Thk: Mustafa
Abdulkadir Ata, Beyrut, 1987, s.10.
Bahau'd-dTn el-AmilT kaddese'llahu sirrahu'l
aztzde bu konuda soyle demistir.
"Ben kendimin giinahkar oldugumu bilsem de,
Yarin Allah Teala'nm beni affedeceginden eminim.
Qunkii ben Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin ve
ailesini gergekten sevdim. Hasr giiniinde benim
kurtulmam i^in ihlasim yeter." (Muhammed
AltuncT, Bahau'd-dTn el-AmilT EdTben 5airen Alimen,
Dimesk., s. 81)
75 AI-iimran / 92
Zahir ve batin edebine dikkat etmek
Muride lazim olan dil ve gonlunu higbir §eye
baglamayip yalniz mur§idinin emrettigi her ne
ise ondan bir adim di§an hareket etmemelidir.
"Zahir olan gizlinin gostergesidir."
Dusturuna gore murid mur5idinden batinT
terbiye gorebilecegi gibi zahiren de terbiye
gormelidir. Yalniz batmen terbiye olup, zahiren
terbiye olunmazsa bu bir nev'i noksanhktir. Her
iki tarafi beraber terbiye etmek guzeldir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimi-
zin;
"Beni rabbim terbiye etti. Terbiyemi de gu-
zel yapti." 76 buyurduklan hadTs zahir ve batini
kapsamaktadir. Her §eyi buna gore kiyas etme-
lidir.
Hazret-i PTr Efendimiz;
Kelammdan olur belli olur ki§inin kendi du-
rumu
Serrac, el-Luma, 31, 134. Hadis igin bkz. AclunT, c.
I, s. 70
Ta'rifu's-Stiluk 55
"Yetim babasi olen degil, ilim ve edepten
mahrum olandir. Guzellik suslu elbiseler giy-
mekle degil, ilim ve edeple guzellesmektir."
buyurduklan bu manayi gagn§tinr.
Sohbet dolayisiyla olsun fiil ve hareket cihe-
tiyle olsun kisi soyledigi soze dahi dikkat edip
gok ve bos soz soylemekten kaginmahdir.
Hazret-i Pir Efendimiz fukara ve bendegani-
na zahiri edebide emir buyururlardi.
Hikmet sahibi olmak
Her ne kadar her insanin akh ve fikrince bir
zanni ve bir anlayisi var oldugu icin Allah Teala
buyurdu ki;
"Ben kulun beni dusundugu gibiyim.
Diledegi gibi dusunsijn" 77
Bu hadTs-i kudsTye gore butun anlayi§lar an-
layi§ olsada anlayistan anlayisa fark vardir.
Allah Teala iki insana bir tecelli ile iki defa
tecelli etmez.
Yine bir insana dahi bir tecelli ile iki defa
tecelli eylemez.
ilahT tecelli "O her gun yeni bir istedir." 78
ayetinde beyan edildigi uzere Allah Teala her
an ve zaman her seyi yenilemekte olup her
§eye ve zamanda ayn ayn tecelli etmektedir.
Bu husus §uradan bilinir. Gerek insan ve gerek
canh olan ve olmayan butun mahlukatda kal-
77 Buhari, Tevhid, 15; Muslim, Dua ve Zikir, 21.
Rahman, 29
Ta'rifu's-Stiluk 57
ben ve §eklen yekdigerine farksiz benzerligi
olmaz. muhakak bir farki olacaktir. Ancak bazi-
lannin aralannda fark oldugu anla§ilamasi gok
zordur.
Mesela bazi ku§lar birbirine benzer gorunur.
Ya da agacm yapraklan hep bir sanihrsa da bir
cihetle yekdigerinden farki vardir. Onun igin hig
bir §ey yokdur ki farki olmadan birbirine benze-
sin.
Dustinceleri kontrol etmek
insanlann Hz. Hallaci Mansur' u "Ene'l
Hakk" (Ben Hakk'im) dedigi icpin §ehid ettikleri
meshurdur. Halbuki her veli onun kavustugu
hali o menzilde bulur. Sonra yukselip;
"Seni sana layik-i vechiyle bilemedik."
Demesi gerekirdi. Ancak ehlullah'in "Ene'l
Hakk" demesi Firavunun "Sizin en yiice rabbi-
niz benim" 79 demesi gibi degildir. Cunku
ehlullah vucud-u mutlak (Allah Teala) da mahv
olup oradan soyler. Firavun ise kendine vucud
vererek rabhgi nefsine mahsus kihp benlik da-
vasina dusmustu.
Hakikatte Hz. Mansur'un sehadetine "Ene'l
Hakk" demesi sebep degildir. Kavustugu ma-
kamda kendine verilen kuvvete bakinca butun
kafirleri imana getirmenin miimkiin oldugunu
musahede etmesiyle:
"Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve
79 Naziat, 24
Ta'rifu's-Stiluk 59
sellemin ummeti ve bir zerresiyim bende bu
kuvvet oluyorda, nigin Cenab-i Fahr-i alem
Efendimiz butun alemi imana getirmedi" diye
igine bu dusunce geldiginde Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem zuhur edip:
"Ey Mansur sen ilaht hikmete mi kansiyor-
sun?" diye uyannca, o zaman canini feda et-
meyi bedel segti.
Hazret-i Mansur'un vefatlanndan bir zaman
sonra Hazret-i MuhyiddTn A'rabi kaddese'llahu
sirrahu'l azTz, bir gun teveccuhleri (ilahi aleme
yonelisleri) nde hususi bir makamda birgok
evliya ruhaniyyetlerinin toplanmis olduklanni
gordu. iglerinden birine:
"Bu cemiyet nedir?" diye sordu. O kisi
cevabinda
"Mansur'un ruhu kendisinden zuhur eden
hata sebebiyle zamanimiza kadar ruhaniyet-i
Muhammediyye'ye yakinhk kuramadi. Ashnda
Hz. Mansur bir asik zattir. Butun enbiyanin,
velilerin ruhlan ruhaniyet-i Muhammediye'den
afvini niyaza geldiler diye agikladi.
Bu ornekten hareketle murid henuz seyr u
suluk (manevT yukselis) igindeyken kendi anla-
yisina gore bir itiraz hatira dusecek olsa yukse-
lisine nasil perde olacagini tahmin etmek
mumkun degildir. Bu nedenle kendi anlayisini
terk etmelidir. Bunun gibi baska bir yerden de
feyz ve himmette beklememelidir. Her halinde
yonelecegi merkez, kabul ettigi mursidini bil-
melidir. ZTra donus igin gerekli ilaht feyz bir
dalgah bir deniz gibidir. Mursidler sadirvanina
60 NazTf Hasan Dede
dokulen feyzi susami§ gibi olan muridinin
hararetine gore oradan nasibi kadan vermede
mahirdirler. Bu muridin mur§ide kemal merte-
bede uymaya bir i§aret sayilmaktadir.
Gonliin baglanni kesmek
"Arifanm, dunyadaki tac'i dort terkden
olur: dunyayi terk etmek, ahireti terk etmek,
varhgi terk etmek, terk'in kendisini terk et-
mektir" denilmi§tir.
"Dunya ahiret ehli igin haramdir, ahiret de
dunya ehli ifin haramdir. Hem dunya hem
ahiret ehliillah'a haramdir." 80
hadTs-i serifindeki dustur ile muridin gonlu
"terk" halinde olmahdir. Dunyayi, ahireti ve
varhgi terk ettikden sonra, son terk olan "Ben
ehl-i terkim" demeyi de iginden terk etmelidir.
Terk-i terk etmekten gaye "Hif mesguliyeti
olmasin" demek degildir. Yani kalben umit
ederek talebde olmamasidir.
Hazreti Davud aleyhisselama verilen virdde;
Allah Teala'nin hitabi
"Var olan benim, beni istersen bulursun.
Baskasmi istersen beni bulamazsin" 81
80 AclunT, Ke§fu'l-Hafa-I, 1314; Deylem!, el-Musnedu'l
- Firdevs, c. II, s. 230.
Mecmuatii'l Ahzabda bu dua mevcuttur.
62 NazTf Hasan Dede
varid oldugunda "Senden baska gayem yok-
tur." sirnni ta'ITm etmektir. Allah Teala'dan
baska seylere muhabbet gonulde yer etmedigi
zaman zenginlik ve dunya saltanati manevT
yukseli§e engel degildir.
"Dunya ve ahiret ehlullah'a haramdir"
buyurulmasi suluk ehlinin gayesinin ancak Allah
Teala oldugu icindir. Muriel de bu sekilde olmus
ve olmamisi bir bilip ilahT derdinden ba§kasina
gunlunde yer birakmamahdir.
Hikaye
Harun-u Re§id'in kirk cariyesi var imi?. Bir
gun her biri ttirlu kumajlarla dolu kirk bohca
hazirlatmi?. Cariyeleri caginp:
"Her biriniz hangi bohfayi isterseniz elinizi
uzerine koyun o bohfa onun olsun" dediginde
her biri bir bohcanin uzerine elini koymu§. icle-
rinden birisi bohcalara hie iltifat etmeyip elini
Harun Re§id'in dizine koymu§.
"Nicin boyle yaptm" diye sorunca
"Ben sizi isterim baska dilegim yoktur"
demis.
Harun ResTd cariyenin irfanini begenmis ve
kendisine yakin olanlardan kilarak pek cok
ihsanlar etmistir. Cariye hem padisah haremi
hem de o bohcalar gibi nice bohcalara malik
olmus. Murid dahi dunya ve ukbayi terkle;
"Senden baska gayem yoktur." diyerek cah-
sirsa o makama vasil oldugunda butun yuksek
makamlara kavusacagi asikardir.
DONU§ makamlari
Tecellilerin cem'i
Murid gahsip gayret ettikge kemali elde
eder, tecelliler zuhur eder. §ifa-i JerTf'de 82
bahsedilen
"Allah Teala'nm ahlakiyla ahlaklanmiz." ve
"Allah Teala'nm sifatlanyla sifatlanm." 83
hadTs-i §erifin manasina mazhar olur.
Sonra ilahT isimlerin birer birer tecellileri ile
camiu'l-esma (butun isimleri toplayan)
makamina vanr. Binbir esmanin sirn asikar
olur.
Bazilan; "Allah Teala'nm ahlakiyla
ahlaklanmiz." hadTs-i senfini yalniz hilm ve
iginde zayif ve kimilerinin de iddia ettigi gibi uy-
durma olan hadisler mevcuttur. ZehebT eser hakkm-
da bir hayli ele§tiride bulunmustur. (KettanT, Mu-
hammed b. Ca'fer (v. 1345), Hadis Literatiiru, (trc.
Yusuf Ozbek), Istanbul, 1994, s. 218.
(Hadis olmadigi agiktir. SuyutT, EI-Camiu's-SagTr Bi
§erhi'l-Akideti't-Tahaviyye, s. 123) Hadis igin bkz.
Muhittin Uysal, Tasavvuf Kulturiinde Hadis,Bknz:,
Konya 2001, s. 346.
66 NazTf Hasan Dede
sefkat olarak yorumlasa da bundan anlasilmah-
dir ki, ilahT isimlerden her ismin bir hukmu ve
ozelligi vardir. "RahTm," "Zu intikam," "CemTlu
zu'l-Celal" gibi. Her insan bir isme kavu§up
sereflenmistir. (Bazi kimseler birgok isme)
"Allah'a giden yollar, insanlann nefesleri
sayismcadir. Fakat hak olan yol tektir." 84
hadTs-i serifindeki mana ise
"Esmadan isimlerin verildigi musemmaya
35 gidilir." demekdir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus
vardir. Dunyada "ben azTzim", "ben kertmim"
diyenlere;
"Allah da kendileriyle alay eder ve onlari
birakir; taskmlan ifinde bocalayip dururlar." 86
ayeti celTlesi uzere kiyamet gununde istihza
(alay) ederek:
"Tad. $iiphesiz sen fok yuce ve kerimsin." 87
buyuracaktir. Onun igin ilahT sifatin her biri
tuzaktir. (Anlayanlar dahi sonra anlamadiklanni
itiraf ederler.)
"Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da onlarm
tuzaklarmi bosa fikanyor. Allah tuzaklan bosa
fikaranlann en hayirhsidir." 88 buyurulmustur.
Bkz. Necmeddin Kubra, Usulu Asere (Tasavvufi
Hayat), (Haz: Mustafa Kara), ist. 1980, 33.
Musemma: isimlendirilen, ad verilmis olan, bir
ismi olan. * Muayyen zaman. Belirli vakit.
86 Bakara,15
87 Duhan, 49
88 A'li imran, 54
Ta'rifu's-Stiluk 67
Bu nedenle kamil insanlar cami-i' cemT-i' esma
ve sifat 89 olmakla yalniz bir sifatda kalmaz her
sifat ve ismi toplayicidir.
Eger "iki zit bir arada bulunmaz" her birinin
hukmu mevcud oldugu halde "kategorilerin bir
seyde cem'i mumkun mudur?" denilir ise:
"Evet, kudst kuvvet sahiplerine gore mum-
kundur." Onun icin HakTkat-i Muhammediyye
berzah-i kubra (en buyuk berzah 90 ) olup dunya
ve ahireti toplayicidir, denilmistir. Yani "Goru-
nenle gizli arasinda ve benzetme ile miinezzeh
kilma (tesbih ve tenzih) arasinda"dir.
Aciklayacak olursak, Hz. isa aleyhisselamin
tavn sirf tejbihde ve Hz. Musa aleyhisselamin
ki ise sirf tenzThdedir. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem Efendimiz mazhar-i tarn 91
oldugundan zitlan toplamistir. Bunun delili ise
"Allah, gdklerin ve yerin nurudur." 92 ayet-i
kenmesinde;
"Ne doguya ve ne batiya mensub olmayan
miibarek bir zeytin agaci(mn yagi)ndan yaki-
hr." 93 buyurulan "zeytin agacin" dan gaye,
HakTkat-i Muhammediyye olup tesbih ve tenzih
olmayan demektir.
Allah Teala'nin biitun sifat ve isimlerini toplamak-
la
90
Berzah: Iki alemin arasi. Kabir. Dunya ile ahiret
arasi. * Perde. * Sikintih yer. * iki yer arasindaki
gegit. * Mani'a, engel, (Bak: Sirat koprusii).
Tam zuhurat yeri, zitlarm zahir oldugu
92 Nur, 35
93 Nur, 35
68 NazTf Hasan Dede
"Cemsiz fark sirktir. Cemsiz fark zindikhk-
tir. Cemle birlikte fark ise tevhiddir." diye soy-
lenildigi uzere fark ve cemi'n beraberligi fark-i
sanTde kararlasmistir. 94 Muridin makam-i cem'e
ulasmasi ve sulukte gerekli §eyleri gegerek
"O'ndan baska varhk yoktur." (La mevcude ilia
hu) mertebesine vardiginda o menzilde hig bir
seyi ayiramaz olur. Murid orada gok durmayip
mursidinin nazan ve teveccuhiyle "farki sanT"
Cem'u Fark: Arapga. Toplanma ve aynlma.
Kuseyri'den bu iki terimin kisa agiklamasimn su
sekilde oldugunu ogreniyoruz: Fark, sana nisbet
olunan ve cem', senden alinandir. Yani, kullugun
yerine getirilmesine ve kulun hallerine layik veya ait
olan islerden, kulun kazandigi §eyler, fark ve mana-
lan bediT olarak, ortaya gikarma veya Allah katmdan
olanlar, cem'dir. Ancak cem' ve farktaki bu mana,
juhud-i ef'alden olmasi bakimindan, vuslata erenle-
rin hallerinin en a§agi derecesidir. Her kime, Allah
yaptigi taati ve isyanmi mujahede ettirirse o tefri-
kadadir. Allah'in kendi fiillerinden verdigi ijleri gos-
terdigi kimse, cem' makamindadir. Bir abid icin cem'
ve tefrika jarttir. Tefrikasi olmayanin kullugu ve
cem'i olmayanin ma'rifeti muteber degildir.
Cem'u'l-Cem': Arapga. Toplanmanm toplanmasi
gibi yakla§ik bir mana ile Turkgelendirilebilir. Cem'-
den sonra, daha ustiin ve daha tamam olan sonuncu
makam. Cem', ejyayi Allah ile mu§ahede etmek,
Allah'in gug ve kudretinden bajka her tiirlu gug ve
kuvvetten beri olmak. Bu makam, Baka Billah olan
cem' makammdan sonra gelir. Bunun uzerinde ma-
kam yoktur. Bu makama, mevcudatta Allah'i gorme
makami denildigi gibi, su tabirler de kullanihr: "Fark
ba'de'l-cem'", "fark-i sanT", "sahv ba'de'l-cem".
Ta'rifu's-Stiluk 69
(ikinci farki) bulunca;
"Biitiin noksanhklardan munezzeh olan ey
mar'uf (bilinen Allah Teala'm) seni geregi gibi
anlayamadik, butun noksanhklardan munez-
zeh olan ey ma'bud sana geregi gibi ibadet
edemedik." diyerek, kendisinin kul oldugunu
fark ederek ibadet ile mesgul olmasi gerektigini
anlar. (Burayi gegemeyip kalanlarda sapmalar
gokgorulmektedir.)
Surekli istigfar makamma ermek
Salik bir menzile vardiginda
"iyi insanlann iyilikleri Allah Teala'ya yakm
olanlarm kotulukleri mesabesindedir." me§-
hur soz uzere gectigi menzilde olan hallerini
kusurlu ve gunah gorur. Mesela;
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efen-
dimiz Hazretlerine;
"Biz sana apacik bir fetih verdik. Ki Allah,
senin gecmis ve gelecek giinahim bagislasm
(butun tasalarim gidersin) ve sana olan
ni'metini tamamlasm ve seni dogru bir yola
iletsin." 95 buyuruldugunu zahiren onceki um-
meti ve sonra gelecek ummeti ile tefsTr ve te'vTI
ederlerse de kafi hitabi (Sen zamiri) Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellemi isaret ettiginden
O'nun nubuvvetten once ve sonraki yuksek
derecelerini an be an artmakta oldugu icin
birinci makamdan ikinci makama tesriflerinde
onceki makam ikinci makama nisbetle "Once-
kinden daha gunahkar." ve ucuncij makama
kavustuklannda ikinci makam birinci makama
95 Fetih, 1-2
Ta'rtfu's-Siiluk 71
nisbetle "Sonrakinden daha giinahkar" diye-
rek batinT yonden te'vil ve tefsir olunur. Yoksa
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemde gunah
degil, zelle 96 bile zuhur etmemistir. Bu derece-
lerde makam-i MuhammedT her an yukselmek-
te iken evinde "DusiJnulen'in ustunde"
ibadetle mesgul olduklarmdan;
"Ta, Ha. Biz bu Kur'an'i sana gugluk fekesin
diye indirmedik. Ancak Allah'tan korkan kimse
ifin bir ogijt olarak (indirdik.)" 97 suresi nazil
oldu. Bazilan ise; "YakTn 98 sana gelinceye ka-
dar rabbine ibadet et." " ayet-i kenmesini
netice kabul ederek ibadeti kaldirmanin yolunu
Zelle(t): Surgme, surgup kayma. * Yanilma. Yanh§.
Ufak sug.
97 Taha 7 1-3
Muellif burada YakTn manasmi olum yerine kelime
manasi ve istilah manasi uzerinde diijunenleri
kasdetmektedir.
Yaktn: Arapga kesin, agik bilgiyi ifade eden bir
kelime. Ku§eyrT ug: tiirlij yaktnden bahseder: 1.
ilme'l- Yakin: Bir §ey hakkmda habere dayanan bilgi.
2. Ayne'l-Yakin: Bir $ey hakkmda, gormek sure-
tiyle elde edilen bilgi,
3. Hakka'l-Yakin: Bir jeyi bizzat ya§amak suretiy-
le elde edilen bilgi.
Yaktn'de §upheye yer yoktur, kalp bir §eyin haki-
kati konusunda, tatmin durumundadir. Yine yakin,
delil ile degil inang kuvveti ile apagk gormeyi ifade
eder. TehanevT ki§inin yakm ile, su ve ate§ uzerinde
yuruyebilecegini, onlar katmda belanin nimete,
nimetin de belaya donujebilecegini, ilmin, sufiyi
kullanirken, yaktnin onu ta§idigini kaydeder.
99 Hicr,99
72 NazTf Hasan Dede
bulmaga cahsirlar. (Bu hatalann en buyugu ve
zindikhktir.)
Farz edelim ki bize yakTn gelmekle ibadet son
bulsa Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve
butun ehlu'llah-i izam ibadet etmezlerdi.
Hakk'a yuruyecegi zaman hastahgindan ayildik-
ca ve son nefesinde bile:
"Aman! Aman! Ellerinizdeki kolelerinize iyi
davramniz! Onlann sirtlarma elbise giydiriniz!
Karinlarim doyurunuz! Onlara yumusak soz
soyleyiniz! 100
Namaza, namaza devam ediniz! Elleriniz-
deki koleleriniz hakkinda da Allah'tan korku-
nuz!" buyurmustur. 101 :
Hatta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
ahiret alemine tesnf buyurucaklan anda
mubarek agizlanni hareket ettirince Hz. AN
kerremallahu veche Efendimiz yakinlasarak
dikkatle dinlemisler ki
"Namaz Namaz (kihn) buyurmaktadir.
Bu durum kullugun ve namazin ehemmiye-
tini gostermektedir. Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellemde olmayan bir hali baskalan igin soy-
leyemeyiz. Onun igin ibadet higbir vakitde in-
sanlar igin nihayet bulmasi yoktur.
100 ibn Sa'd, c. 2, s. 254.
101 Ahmed.c.l, s. 78. ibn Sa'd, c. 2, s. 253, fihm ed, c.
3, s. 117, c. 6, s. 290, ibn M ace, c. 2, s. 900-901.
M. Asim Koksal, islam Tarihi, Koksal Yayincilik:
8/273.
Tecellilerin fark edilmesi
Donus tecellilerini akl-i me'a§la 102 bilmek
mumkun olmayip akl-i me'ad ile bilinecek hu-
suslardir.
Akl-i me'ad; "Akil hakla batil arasmi ayiran
kalpteki bir nurdur." ve ayet-i kenmede olan
yaktn ise 6lum demekdir. 6lum iki turludur.
Mevt-i ihtiyartve mevt-i izdirartdir. 103
Sufiler, ileriyi, ahireti diisunen akla "akl-i me'ad"
sadece dtinyayi diisunen akla da "akl-i ma'aj" admi
vermisjerdir. Daha dogrusu, akla, bu iki yoneli§i
agismdan, bu iki ad verilmi§tir.
103 isteyerek ve mecburi oliim.
imam Ka§anT olumu; nefsin arzusunun sokulup atil-
masidir, gidermektir, diye tarif eder. fiJnku nefsin
hayati, heva (arzu) iledir. Bu heva ile nefis algak,
tabti, isteklere, §ehvetlere ve lezzetlere meyleder.
Bu durumda nefs-i natikayi kendine celbeder. Bu
halde kalp, ilmt hayat hakikatmdan mahrum kalir,
bunun sebebi nefsin cahilligidir. imam Cafer-i Sadik
aleyhisselam "Tevbe ediniz, nefsinizi oldiirunuz"
(Bakara/54) ayetini esas alip, tevbeyi olum olarak
kabul eder. Olumiin gesitli sekilleri vardir. Bunlar da
74 NazTf Hasan Dede
Hz. isa aleyhisselam buyurdular ki;
"Kuslarm dogdugu gibi iki defa dogmayan
melekute kansamaz (giremez)" yani bir defa
yumurtanin dogmasi ve bir defa da yumurta-
dan kusun dogmasi mevt-i ihtiyariye isaretdir.
104 Onun icin olum gelmeden yakTn hasil olmaz,
asagidaki ug maddede agiklanmistir.
104 E§RAT-I SAAT (KIYAMET ALAMETLERi) RJSALESi
Ey ilahi sirra talip olan!
Bil ve haberdar ol ki alem-i afakta (di$taki alem)
her ne var ise elbette alemi enfuste (if alemimizde)
de vardir. f^unku insan buyuk niisha oldugundan iki
yonij de igine alir. Bu sebepten iki alemin sultani
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerinin
isaret ve beyan buyurdugu esrat-i saat (Kiyamet
alametleri) de ig alemde mevcut olmak lazimdir.
Ummetin ariflerine ise viicutta olani bilmek lazim-
dir. Yoksa dista kiyamet olacagini beklemekten bir
sey hasil olmaz. "Her nebi iimmetini deccal Me
korkutmustur" mealindeki hadTsi serifde isin enfusi
olacagini isaret etmistir. Zira enbiya Hazretleri dec-
calm kendi zamanlannda cikmayacagim bilirlerdi.
Evvela BenTAsfar gikmasi, insanda hayvani sifat-
larm meydana cikmasmdan ibarettir. f^unku insanda
en evvel yaratilmis olan bu sifatti.
ikinci olarak Ye'cuc Me'cuc gikmasi, insanda ye-
rilmi§ sifatlarm, bozuk fikirlerin biitunuyle meydana
cikmasmdan ibarettir.
Ucuncij olarak Deccal gikmasi, insanda akl-i
ma'asin (Dunya i§ini goren akil) Tannlik ve yucelik
istegi ile meydana gikmasidir.
Dorduncu olarak Hz. isa'nm inmesi, akl-i meadm
(Ahret i$ini goren akil) kat'T inang nuru ile meydana
gikmasidir. Ve Deccali oldiirmesi onun hukmunii
Ta'rtfu's-Suluk 75
ibtal etmekten ibarettir. Nitekim Seyh Sadrettin
Konevt Hazretleri buyurmustur: "Deccal diinyamn
hakikatinin mazhandir. Onun ign sag gozii kordiir.
Yani Hakki gormez. Hz. isa ise ahiret hakikatinin
mazhandir. Onun ortaya gkisi, Hakkin dogusu
zamanidir. Zira her ne zaman ki akl-i mead zuhur
eder elbette akl-i ma'as mahvolur."
Be5inci olarak Mend? aleyhisselamin gikisi, akl-i
kull (ilahi akil) ve ruh-i azamm ortaya giki§mdan
ibarettir. O ruh iimmetin haslanna Rahmanm nefha-
si (ufurmesi) ile olur. Herkese olmaz. Ve Kur'an'da
~j j^>-LiU a] \jxti ,^-jj /y ^*s iju>eji)_j "*-jj^u lili "onu
diizenledigim - insan sekline koydugum ve ona
ruhumdan iifledigim zaman, siz hemen onun ign
secdeye kapanin" (Hicr, 29) buyurdugu bu ruha
ijarettir. Bu cihetle mursidlerin sadik taliplere uf le-
dikleri Muhammedi maya ruhu i§te bu ruhtur.
Altinci olarak Dabbetu'l-arz'm gikmasi. nefs-i
levvame zuhurundan ibarettir. Bir elinde Musa
aleyhisselamin asasi, digerinde Siileyman
aleyhisselamin muhrii oldugu. Asa ile muminlerin
yuzunu sivayip ehl-i cennet oldugu ve muhuru kafir
yiizune vurmakla kafir ve cehennemlik oldugu belli
kilmak igindir. Demek nefs-i levvamenin (kotulukten
sonra ige huzursuzluk, rahatsizlik veren nefis) bir
ytizii nefs-i miilhimeye (ilham eden nefis) diger yuzu
nefs-i emmareye (insani kotuluge surukleyen nefis)
donuk oldugunu isaret ettirmek igindir. Yani said ve
sakT olmaya istidadi ve imkam vardir. TabT olursa
said, asT olursa §akt oldugu yuzden zahir olur.
Yedincisi gunesin batidan dogmasi, ruhun be-
denden aynlmasmdan ibarettir. Ve ondan kinayedir.
Zira ne zamanki ruh cisme taalluk (ilgi-baglanti) etti
o zaman dogdu demektir. Ve aynhsinda ise batidan
76 NazTf Hasan Dede
denilmistir.
dogdu demek olur.
Ey talib-i irfan-i Muhammedi olan asiklar! Bu
sozleri anlayabilmeleri igin tabiat-i esfelTnden mele-
kut semalarma vuluc (Girme) etmeleri yani iki kere
dogmalan ile mumkun olur. Birisi anadan digeri
kendinden dogmasidir. Nitekim Hz. isa aleyhisselam
"Men lem yuled merreteyni len yelice
melekutissemavati ve-l arz". Yani "iki kere dogma-
dan esyanm cevherini anlayamaz." buyurmustur.
Ayni zamanda nefsin hakkini taniyamaz. imdi bu
sartlann hakikatini anlamak ehli suluk olmaga muh-
tagtir. Zira avam bu inceliklerden habersizdir, jdj
(*£? ^J dji** < ^>J& fi Q^f\3 j 5 ^ at b£? p^t^L)
i
jj^iiliillvALiUjI J*i»l "And olsunki, cehennem igin de
birgok cin ve insan yarattik; onlarin kalbleri vardir
ama anlamazlar, gozleri vardir ama gormezler,
kulaklan vardir ama isitmezler, iste bunlar hayvan-
lar gibi hatta daha da sapiktirlar." (A'raf, 179) bun-
lann samndadir.
Elhasil enbiya ve evliyanin rumuzunu anlamak
insan-i kamile mulaki olmakla hasil olur. Baska turlii
olmaz. Vesselam.
(Niyazi-i Misri, Risale-i esrat-i saat [Kitap]. - Atatiirk
Kitapligi, Istanbul : [s.n.]. - Cilt 297.453 NiY-BEL_Yz_
K.000502/02; 297-7 MC_Yz_K.000339/06.
NiyazT-i Misri Sadelestiren: Erdem MEMISOGLU,
Risale-i Esrat-i Saat [Kitap Bolumu] // Ehlibeyt Aski
ve NiyazT-i MisrT. - Ankara : imaj, 2003, s.71-74)
Ta'rifu's-Stiluk 77
Ancak;
"Allah'i bilen'in lisani susar, Allah'i bilenin
dili uzar."
Me§hur kelam cem makamina goredir.
Fark-i saniye (mevcudatta Allah Teala'yi gor-
meye) nisbet olunmaz.
SONUC
Ebedi aleme kavusmak
Allah Teala dostlannin
"Ey guvenilir insanlar! Oldurun beni oldu-
run ki benim olumum hayat icinde hayattir."
buyurmalan daimT hayat-i talep etmeleridir. Bu
sebeple "yaktn gelince vucud mahvolmu§ (is-
tekler tukenmi?) olacaktir." Yine;
"Varligm gunahtir. Bu gunaha ba§ka gunah
kiyas bile edilmez." denilmi§tir.
Varhgi yok etmekle ilahT aleme donu§u sag-
lamak ebedi hayati bulmak igin ancak bahsetti-
gimiz bu suluk terbiyesi neticesinde olur.
"Her kim Allah'a ve rasulune hicret etmek
maksadiyla evinden cikar da sonra kendisine
olum yeti§irse, ku$kusuz onun miikafati Allah-
'a du§er. Allah cok bagi§layicidir, cok merha-
met edicidir." 105
(Allah Teala'dan bu yola cikanlara yardim
105 Nisa, 100
78 NazTf Hasan Dede
etmesini, zayi olanlara aciyip sehitlik makami
vermesini, donusu saglayanlara da kat kat mu-
kafat vermesini diliyoruz. Amin)
Ehl-i derde bu dahtolsun NazTfen bir eser
Himmet-i pTr ile tekmTI oldi Ta'rifij's-Suluk
Tarih muddetince NazTf-i ehli dillerde
Kalsm cihanda bu eser-i asikanemiz. 106
1275 (1858)
Risale bu beyitle bitmektedir.
Ta'rifu's-Stiluk 79
igindekiler
§ERH-i BEYAN-I (ENE NOKTAi TAHTE'L-BA)
iMAM ALi KERREM ALLAH U VECHE 7
ta'rTfu's-sulOk 11
Allah teala alemleri nicin yaratti? 13
Allah teala ilk once neyi yaratti? 16
insanin dunyaya inisi 20
insan 23
insanin ilahi aleme donus ozlemi 26
ilahi aleme donus icin gerekli rehber 30
iLAHi ALEME DONU§TEKi HALLER 33
Teslimiyyet 35
Tabi olma ve guvenme 37
Nefis ve seytanin hilelerini bilmek 39
Hangi usule gore yetistigini bilmek 41
Bilgi sahibi olmak 44
Sevgi sahibi olmak 47
Vatanini ve milletini sevmek 49
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi ve ehl-i
beytini sevmek 51
Zahir ve batin edebine dikkat etmek 54
Hikmet sahibi olmak 56
Dusunceleri kontrol etmek 58
Gonlun baglanni kesmek 61
Hikaye 62
DONU§ MAKAMLARI 63
Tecellilerin cem'i 65
Surekli istigfar makamina ermek 70
Tecellilerin fark edilmesi 73
SONUC 77
Ebedi aleme kavusmak 77
NAZIF HASAN DEDE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
NAZIF HASAN DEDE etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
27 Mart 2016 Pazar
NAZIF HASAN DEDE
Labels:
NAZIF HASAN DEDE
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)