Sultan Sahak ve Yârsânlar (1)
kul seyyid
Giriş
Konuya geçmeden önce Alevilik ve Mürşid ocakları hakkında yanlış bilinen bir genellemeye dikkat çekmek gerekiyor. Büyük çoğunluğumuzda oluşan ” Hacı Bektaş Veli tüm erenlerin başı, Hacı Bektaş Ocağı tüm ocakların mürşidi’dir” gibi çok yanlış ve Alevîlik gerçekliği, Alevî tarihi ile hiç bağdaşmayan bir düşünce hakimdir. Oysaki Avuçan, Sultan Sahak, Baba Mansur, Dede Garkın Ocakları Hacı Bektaş’dan çok önceleri var olan (yada ad alan) ocaklardır.
Bilindiği gibi Alevilik ocak sisteminde Mürşid ve Dede-Pir Ocakları vardır. Pir-Dede ocakları da bir mürşid ocağına bağlıdır. Tek mürşid ocağı Hacı Bektaş Ocağı değildir. Varlığı ondan öncesine giden Avuçan, Dede Garkın, Baba Mansur, Sultan Sahak gibi mürşid ocakları vardır.
Mürşid Ocakları “Amcazâde” olarak değerlendirilir ve birbirine karışamazlar. Anadoluda Serçağlan Avuçan (En çok talibe sahip ocaktır), Baba Mansur, Dede Garkın ve Hacı Bektaş; Aryan – Irak coğrafyasında Sultan Sahak; Suriye – Lübnan – Ürdün coğrafyasında Haydarî ve Klezî mürşid ocaklarımız vardır.
Bu Mürşid Ocaklardan;
Serçağlan Avuçan Ocağı: Anadoludadır. En çok talibe sahiptir. Kürt Taliplerin ocağı olmakla birlikte, az sayıda Türkmen talibleri de vardır. Kürt taliplerinin tamamı Kürtçe’nin Kurmanc lehçesi ile konuşur.
Sinemilli, Üryan Hızır, Hubyar Sultan, Kalender Ocağı, Hüseyin Abdal, Şix Delil Berxîcan, Kara Pir Bad, Koca Leşker… gibi pir-dede ocakları Serçağlan Avuçan ocağına bağlıdır.
Sinemilli, Üryan Hızır, Hubyar Sultan, Kalender Ocağı, Hüseyin Abdal, Şix Delil Berxîcan, Kara Pir Bad, Koca Leşker… gibi pir-dede ocakları Serçağlan Avuçan ocağına bağlıdır.
Baba Mansûr Ocağı: Anadoludadır. Tamamı Kürt’tür. Kurmanc olanlar Kurmanci lehçesi ile konuşur. Hacı Kurêş ve Derviş Gewr Pir – Dede Ocağı ile bağlı olanlar Kürtçe’nin Kirmanckî (Zazakî – Dimilkî) lehçesi ile konuşur.
Dede Garkın ve Hacı Bektaş Ocağı: Anadoludadır. Türkmen taliplerin iki mürşid ocağıdır. Ali Seydi, Kul Himmet ve Pir Sultan Abdal Ocakları Dede Garkın ocağına bağlıdır.
Sultan Sahak Ocağı: İran-Irak’tadır. Kürt taliplerin ocağı olmakla birlikte Türkmen talipleride vardır. Kürt olanlar Goranî, Lek-Lak, Lor, Kurmanci gibi lehçe ve şivelerle konuşur. Burada Goranî lehçesi ile konuşanların tamamı Alevîdir. İran’dakilere Kürtçe’de Yârsân denmektedir; Farslar Ahl-e Hak demektedir. Iraktakilere ise Kürtçe’de Kakaî-Kakeî denmektedir (Aslında Kakaî Seyit grubunun adı olmakla birlikte zamanla taliplerinde adı haline gelmiştir).
Haydarî ve Kılezî: Suriyededir. Arap Alevîlerinin iki mürşid ocağıdır. Kurucuları Şeyh Ali Haydar ve Şeyh Yunus El Kilazu’dur. Talipleri Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan’dadır.
Sultan Sahak (San Sahak Berzencî) ve Mürşid Ocağı
Sultan Sahak, İran-Irak sınırı Hewraman yöresindeki Pirdiwer’de (Pird-i Wan) 13.yy’da yaşadı (?). Babası Şêx İsa, Berzinye’den (Süleymaniye’ye 23km) Pirdewer’e göçmüştü. Annesi Xatûna Dayîra (Razbar Hatun). Sultan Sahak’ın Haftan-ı Naciyan denilen Yedi oğlu vardır bunlar: Seyit Mire Sur (Seyit Ahmet), Seyit Mustafa Safidpoş, Seyit Muhammed (Gewre Suwar), Seyit Bave İsa (Alemdar), Seyit Abdül Vefa (Vefaî), Seyit Şehabeddin ve Seyit Habib Şah.
İlk beş oğlundan doğan çocukları dede ocakları kurdular. Bunlar Miresurî, Mustafaî, İbrahimî, Hamuşî ve Bave İseyi adlı beş dede ocağıdır.
Edmonds’un Kakailer adlı araştırmasında aktardığına göre Goranca (Kürtçe’nin bir lehçesi) yazılmış bir deyişte, San Sahak’ın Üç yüz yıl yaşadığı, bir ara Anadolu ve Suriye’ye giderek Alevîliği oralara taşıdığı, yaydığı, tekrar Pirdewer’e dönüp bir Cemhane yaptığı ve bir daha görünmediği belirtilmektedir. Hamza Aksüt ise, Alevîler adlı araştırmasında “Bu bilgilere dayanarak, Sultan Sahak’ın Hacı Bektaş gibi 13.yyda yaşadığı tahmin edilmekteyse de ocağın tarihi daha eskiye dayanmaktadır” demektedir. Genel bilgi ise ocağın asıl kurucusunun Baba Xoşîn’in olduğu yönündedir.
Hamuşi, Mire Sur, Mustafaî, Bave İsevî, İbrahimî ve Ataşbagî Sultan Sahak Mürşid Ocağına bağlı Pir – Dede Ocaklarıdır.
Yârsân Efsanesi: Arslan yürüten Pir Mikail, Duvar Yürüten Sultan Sahak
Sultan Sahak, gizli öğretilerini dünyaya yaymaya hazır olduğunda, ilk dört yoldaşıyla beraber, Şîrvan nehrinin yukarı kesimlerinde, Hawraman’da, Pirdiwar denilen bir yerde yerleşmeye karar verdi. Yoldaşlarından biri olan Davud, usta bir duvarcıydı ve nehre uzak olmayan bir yerde bir ev inşa etmeye başladı. Ancak ev yapımı için seçilen yer, önemli sihirli güçlere sahip olan ve uzun süredir yörede ruhani hakimiyetini sürdüren Pir Mikail’e aitti. Pir Mikail, tahtına göz diken bu adamın ve taliplerinin gelişine çok sinirlendi ve gizli güçlerini kullanarak onları cezalandırmaya karar verdi.
Vahşi bir aslana bindi, zehirli bir yılanı kırbaç gibi kullanarak, vahşi bir savaşçı görünümünde Pirdiwar’a doğru sürdü. Pir’in yaklaştığını gören Sultan Sahak, Davud’a ördüğü duvarı yükseltmesini, duvarın üzerine tünemesini ve Pir Mikail’i karşılayarak ne istediğini sormasını emretti. Sultan’ın emriyle duvar, Davud’u sırtında taşıyacağından mutlu olarak yükseldi. İki binici (biri aslanda, biri duvarda) Şîrvan nehrinin iki yakasında karşı karşıya geldiler. Davud, Pir’i dostça selamladı. Ancak diğeri çok kızgındı ve “Nedir bu?” diye bağırdı. “Ben Şeyh Sahak’ı bulacağımı sanmıştım. Oysa şu anda duvarlarla oynamaya çalışan sıradan bir büyücü çırağıyla karşı karşıyayım.” dedi.
Davud, sakince cevap verdi: “Ben Sultan’ın sadece talibiyim; Sultan’ın dışında, hiç bir şeyin varlığı yoktur!”. Pir Mikail; Davud’a, Pirini çağırmasını emretti; fakat daha arkasını dönmeden, Sultan Sahak aniden ortaya çıktı. Sultan’ı görünce Şirvan nehri coşkuyla kükredi; Bu ses öylesine güçlüydü ki, nehrin kenarındakiler birbirlerinin konuştuklarını duyamadılar. Sultan Sahak, Pir Mikail’e “O kadar güçlüysen, şu nehri yatıştır da görelim” dedi. Tabi ki Pir bunu beceremedi. Bunun üzerine, Sular Tanrısı olan Sultan Sahak, nehre sakinleşmesini emretti ve nehir hemen itaat etti.
Sonra Sultan, Davud’a, sihirli halısını nehrin üzerine serip, halının üzerine oturmasını emretti. Ayrıca, Pir’in aç olduğunu da fark etti ve elini nehrin suyuna vurur vurmaz, tamamen pişmiş, yenmeye hazır bir balık ortaya çıktı. Balığı Pir’e vererek, tek bir kılçığını kırmadan balığı yemesini söyledi. Pir, balığı yiyip bitirdiğinde nehirden canlı bir balık başını çıkardı ve Sultan’a; “Arkadaşıma ne yaptın? Onu geri istiyorum! Lütfen arkadaşımı geri ver ey Sular Tanrısı!” dedi, Sultan, kırılmamış balık kılçıklarını Pir’den geri aldı ve onları tekrar canlı bir balığa dönüştürdü. Sonra onu nehre bıraktı. Bütün bu olup biteni gören Pir Mikail, Sultan Sahak’ın ruhani üstünlüğünü kabul etti ve onun sadık taliplerinden biri oldu.
COĞRAFYA
Sultan Sahak’ın türbesi“Pirdewer” diye adlandırılır (yani Şirvan Nehri üzerindeki eski köprünün öte yanı). Doğudaki tüm Yarsanlar Sultan Sahak Berzenci’nin (San Sahak) türbesini, özellikle Newroz’da ziyaret ederler. Çünkü O’nun Newroz’un ilk günü yani 21 Mart’ta dünyaya geldiğine inanırlar. Newroz’da on binlerce Kürt, Türk, Azeri ve Fars Kakaî Pirdewer’i ziyaret ederler. Ayrıca Kakayiler yılın dört mevsiminde hac yeri olarak gördükleri Pirdewer’e giderler. Pirdewer’den başka şu türbe ve ziyaretler de vardır:
Baba Yadigâr: Kırmaşan-Dalaho dağlarındaki Baba Yadigâr, birçok kişi Pirdewer’den sonra Baba Yadigâr’ı ziyaret eder.
Gümbet ve Alevîyan, Hemedan’da.
Hatun Rezbar’ın Kirmanşah-Pave Pirdewer’deki türbesi ve ziyareti.
Pir Bünyamin, Kirmanşah-Kerend’de.
Seyid Mehemed Gewre Sûwar, kirmanşan’da.
Bave Tahirî Hemedanî (Üryan), Hemedan’da.
Dede Bekter ve Hudawende, Sehene-Kirmanşan’da.
Bave Haydar, Batı Gilan’ın Kıfrawır köyünde.
Bave Şahsuwar, Kifri’de.
Pir Mansur, Süleymaniye’de.
Gümbet ve Alevîyan, Hemedan’da.
Hatun Rezbar’ın Kirmanşah-Pave Pirdewer’deki türbesi ve ziyareti.
Pir Bünyamin, Kirmanşah-Kerend’de.
Seyid Mehemed Gewre Sûwar, kirmanşan’da.
Bave Tahirî Hemedanî (Üryan), Hemedan’da.
Dede Bekter ve Hudawende, Sehene-Kirmanşan’da.
Bave Haydar, Batı Gilan’ın Kıfrawır köyünde.
Bave Şahsuwar, Kifri’de.
Pir Mansur, Süleymaniye’de.
Ve Hawar, Halepçe, Şarezur ve öteki yerlerde bulunan onlarca ziyaret ve türbeler.Kakayilere ait türbe, ziyaret ve mabetlerin bulunduğu yerler göz önüne tutulduğunda, kakayilerin Loristan, Kirmanşah ve Hewreman’dan Azerbaycan, Bağdat, Kerkük, Xanekîn ve Musul’a kadar olan coğrafyada var oldukları ve olmaya devam ettikleri görülür. Kakayiler buralarda çoğunlukla vardılar, az ya da çok, şu anda da etkinler.
HAFTAN-I NACİYAN (Haft Wana – 7 Kuvvet)
1- Seyit Mire Sur (Kızıl Mir – Seyit Ahmet)
2- Seyit Mustafa Safidpoş
3- Seyit Muhammed (Gewre Sawar – Boz Süvari)
4- Seyit Bave İsa (Alemdar)
5- Seyit Abdül Vefa (Bal, Balu Vefa – Vefaî)
6- Seyit Şehabeddin (Anadoluya gittiği söylenir)
7- Seyit Habib Şah
2- Seyit Mustafa Safidpoş
3- Seyit Muhammed (Gewre Sawar – Boz Süvari)
4- Seyit Bave İsa (Alemdar)
5- Seyit Abdül Vefa (Bal, Balu Vefa – Vefaî)
6- Seyit Şehabeddin (Anadoluya gittiği söylenir)
7- Seyit Habib Şah
Bu Pirler ve kurdukları ocakları ilk kurulan yedi ocaktır (İlk beşinin dede-pir ocağı kurucusu olduğuda söylenir). Daha sonra yine ardılları olan ocaklar vardır.
Yârsân – Kakeî Topluluklar
Aşiret olarak tek tek Yârsânî toplulukları yazmanın zorluğunu ve yükününü düşünürsek bunun burada belirtmenin mümkün olmadığını hesaba katarak sadece bilinen ana kolları aktarmaya çalışacağım. Bu yazının iki veya üçüncü serilerinde elimden geldiğince ayrıntılı biçimde aktarmaya çalışacağım.
— Lor Kürtleri: Lorların çoğunluğu Şii’dir. Lorlara bağlı Xelîlan ve Zerdelan aşiretleri Alevîdir. Daha önceleri Lorların çoğunluğu Alevî idi. 19.yy İranında Şii din adamları Lorları Şiiliğe kazandırmak için çok çabalar harcadı ve görünen o ki başardı da. Lorların Mîr denen sınıfı Seyit’tir.
— Lak – Lek Kürtleri: Lekler; İran, Irak ve Türkiye’de yaşamaktadır. Lekçe Yârsânların kutsal dilidir. Hemedan bölgesindeki Lek-Lak Kürtleri Safevî devleti tarafından Nihavend, Melayer ve Tuviserkana sürülmüşlerdir.
Osmanlı kayıtlarında Kürt olarak nitelenen Leklerin yurtları özellikle Kayseri, Çorum, Çankırı’dır; ama Adanada da Lek Kürtleri vardır.
— Goran Kürtleri: Bilindiği gibi Goranîce; Kürtçenin Kurmancî, Kirmanckî (Zazakî), Sorani, Loranî gibi bir Lehçesidir ve Goranî lehçesi konuşan Kürtlerin tamamı Alevîdir. 500 bin ile 1 milyon arasında bir nüfusları olduğu tahmin edilmektedir. 800lü yıllardan başlayarak 1100lü yıllara (9. ve 11. yy) kadar yazılan Alevî metinler Goranî lehçesi ile yazılmıştır.
— Kelhor – Kalhor Kürtleri: Bir bölümü Şii, bir bölümü Alevîdir. 16. yyda yazılmış Şerefhan’ın Şerefnâme (Kürt Tarihi) adlı eseri sayfa 20de yazdığına göre Kelhorlar Kürtlerin dört ana kolundan biridir. Kelhor aşiretinin bir kolu Sivas’ın Divriği ilçesi Bizevi (Aşağı Karakuzu) ve Avşarcık (Yukarı Karakuzu) köylerindedir. Kerkük ve Dakuk yöresinde yaşayan Davudî aşireti Kelhor’un koludur.
Son Söz:
Lehçe bazlı Kürt ve Alevi Topluluklarından;
Kurmanc Alevîleri: Başta Avuçan, Baba Mansur Mürşid Ocaklarına
Goran – Lek – Lor Alevîleri: Sultan Sahak Mürşid Ocağına
Zaza Alevîleri: Baba Mansur ve Şix Ahmed (Tavîl) Ocağına bağlıdırlar.
Goran – Lek – Lor Alevîleri: Sultan Sahak Mürşid Ocağına
Zaza Alevîleri: Baba Mansur ve Şix Ahmed (Tavîl) Ocağına bağlıdırlar.
Yazının devam edecek serilerinde Yârsânî Aşiretleri ve Ocakları ayrıntıları ile yazmaya çalışacağım. Bu seride temel bilgileri vermeye çalıştım. Aşk ile.
-Kul Seyyid-
Özellikle Hamza Aksüt’e, Mehmet Bayrak ve Felekeddin Kakayî’ye şükranlarımla…
Kaynak:
1) M. Von. Bruinessen, Kürtlük Türklük Alevîlik
2) Felekeddin Kakayî- Kakaî Dini (Yârsân)
3) İ. Cem Erseven, Yabancı Araştırmacılar Gözüyle Alevilik
4) Hamza Aksüt, Alevîler
5) Mehmet Bayrak, Alevîlik ve Kürtler
6) Edmonds, Kakaîler
7) Rafael Blaga, İran Halkları El Kitabı
8) Nur Ali İlahî, Burhan-ül Hak
1) M. Von. Bruinessen, Kürtlük Türklük Alevîlik
2) Felekeddin Kakayî- Kakaî Dini (Yârsân)
3) İ. Cem Erseven, Yabancı Araştırmacılar Gözüyle Alevilik
4) Hamza Aksüt, Alevîler
5) Mehmet Bayrak, Alevîlik ve Kürtler
6) Edmonds, Kakaîler
7) Rafael Blaga, İran Halkları El Kitabı
8) Nur Ali İlahî, Burhan-ül Hak
Aşk ile…
alıntıdır...https://kulseyyid.wordpress.com