KARIŞIK

20 Mart 2020 Cuma

YAZICIOĞLU ÇİLEHANESİ..GELİBOLU 






Kitab- ı Muhammediye’nin yazarı Yazıcıoğlu Mehmet Efendi’nin Gelibolu’daki çilehanesi…
Yazıcıoğlu, ya da Yazıcızade Mehmet Efendi, Gelibolu’da Feneraltı denilen yerde, kayaları oyarak bu iç içe iki küçük hücreden oluşan yeri yapmış. …
Burada, kendini dünya nimetlerinden çekerek dua ve ibadetle meşgul olmuş, manevi olgunluğa ermiş ve bir dönem, Kur’an-ı Kerim’den sonra en çok okunan Muhammediye kitabını yazmış…
Yazıcıoğlu Mehmet Efendi ve kardeşi Ahmed-i Bican, 15. asırda Gelibolu’da yaşamış büyük velilerdendir. Her ikisi de geride bir çok eser bıraktı. Ancak Yazıcıoğlu’nun 1449’da tamamladığı Kitab-ı Muhammediye, asırlarca çok geniş bir coğrafyada çok farklı kesimler tarafından çok büyük bir ilgiyle okundu.
Anadolu'da hem halk arasında hem de ilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı ve asırlarca Kur'an-ı Kerim'den sonra en çok okunan kitaplardan biri olma özelliğini korudu. Medreselerde ders kitabı olarak okutuldu.
Muhammediye'nin bu yoğun etkisi Anadolu'yla sınırlı kalmadı ve başta Balkanlar ve Tataristan olmak üzere Türkçe konuşulan büyük bir coğrafyaya yayıldı.
Benim rahmetli tonton nenem de sürekli Muhammediye okuyanlardandı. Her Cuma, Batı Trakyalı köy kadınlarını toplayıp onlara bu kitabı okurdu. 90 küsur yaşında vefat etti. Son günlerine kadar bu geleneğinden vazgeçmedi. Nur içinde yatsın…(30/ 07/ 2009)

ANA SULTAN TÜRBESİ..bursa











































Ana Sultan; Keles Küçükkovacık Mahallesi yakınlarındaki türbede defnedilmiş olduğuna inanılan ulu bir kadındır. Hayatı ve şahsiyeti hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte bu kadının Savcı Bey’in hanımı (Ertuğrul Gazi’nin gelini, Osman Gazi’nin de yengesi) “Avna Hatun” olduğu rivayet edilmektedir. Rivayete göre Savcı Bey genç yaşta kaybettiği eşinin anısına bir türbe yaptırmış, sancağını türbeye asmış ve her yıl bu türbenin başında onun hayrına fakir fukaraya yemek dağıtmıştır. Bu gelenek Küçükkovacık sakinleri tarafından 700 yıldır yaşatılmış olup halen sürdürülmektedir.

              Osmanlı dönemi belgelerinde bu türbe ile ilgili fazla bir bilgi yoktur. Sadece II. Selim devrine (1566-1574) ait bir tahrir defterinde “Kavacık köyü yakınlarında Fakire Ana Zaviyesi” adıyla buradaki zaviyeden bahsedilmektedir.
            Türbe; bahçe içerisindeki iki odadan müteşekkil olup girişe göre soldaki odada Avna Hatun’un sağdaki odada erkek kardeşinin(veya oğlunun) defnedilmiş olduğu rivayet edilmektedir. Türbenin yanında bir çeşme bulunmaktadır. Çeşmenin bilinen en eski banisi Hüdavendigar Vakfı’nın tahsildarı Hüseyin Ağa’dır. Bu şahıs tarafından Hicri 1160 (Miladi 1747-1748) yılında yaptırılan ilk çeşmenin inşa kitabesi mevcuttur.