Helvai Yakub Baba türbesi ...istanbul
Halk arasında Helvacı Baba (1510 – 1589) diye anılan Şeyh Yakub Efendi ; 1510 yılında Silifke’de doğmuştur. Melami Şeyhi Pir Ali Aksarayi hazretlerinin halifelerindedir.
Pir Ali Aksarayi hazretlerine intisabı ”Lemazat-ı Hulviyye”’de şöyle alatılır. ” Bir tarihte Pir Ali Sultan ‘ın (k.s.) yetişkin dervişlerinden bir kaç dervişle yoldaş olup Aksaray’a doğru yola çıktı. Gece vakti şeyhin hanesine celal ile geldiler. Şeyh Pir Ali Sultan ; kapı çalındığında hizmetçisine ;
– Bak bakalım , kapıya haramiler gelmişler. Bizi yağmalamak istiyorlar kapıyı aç girsinler dedi.Yakub Efendi ; Pir Ali Sultan bu sözünü duyunca sabah ziyaret etmeyi teklif etti. Fakat diğerleri onu dinlemedi ve içeri girdiler. Yakub Efendi başka bir yerde geceledi. Şeyh Pir Ali Sultan hemen eline bir mum alıp geldi ve haramilerin yüzlerine dikkatle baktı. Her birine hitaben ” Sen falanca mısın” diye sorarak isim namlarıyla onları bildirdi. Sonra;
– Bre münafıklar, ben pirimden bu esrarı döverek mi aldım? siz benim üzerime niçin gelirsiniz? hele ahirette sizinle görüşürüz. Siz acıklı azabı tatmadan akıllanmayanlardansınız, diyerek onları payladı. Sonra bunların herbirini bir semte yolladı. Sabahleyin erkenden Helvai dede gelip önünde elpençe divan durdu. Pir hazretleri,
-Bizim yolumuz bizden bizedir. Sihir ise şeytan iledir. Bizden bize olan rahmani yolu Yakub’ vermek isteriz, dedi. Yakub Efendi’ye kuşak kuşatıp ilim ve çerağ vererek kendisine hayır dua eyledi. Sonra onu İstanbul’a gönderdi. Diğerleri ise sır davasına ve merakına düşüp her biri bir vilayeti teshir etmek üzere gittiler.
Helvai Yakub Efendi 60 yıl boyunca bıkmadan yorulmadan Bayrami – Melami yolunu halka anlatmıştır. Abid zahid ve daima murakabe halinde gönlü uyanık bir melamet eriydi. Cezbe ve aşkla konuşan şeyhine ( ve diğer Melami büyüklerine)nazaran çok daha temkinli ve tedbirli idi. Bu bakımdan ulema tarafından fazlaca aleyhinde bulunulmamıştır.Ömrü boyunca, mensub olduğu Bayrami yolunun geniş halk kitlelerine sevdirmiş, özellikle İstanbul’da yayılmasına büyük çabalar sarfetmiş ve büyük bir itibar kazanmıştır.
İsmail Maşuki hazretleri şehit edildiği zaman Helvacı Baba’da Pir Ahmed Edirnevi hazretleri ile birlikte hapsedilmişti. Acem seferindeki muvaffakiyetsizlik üzerine padişah bu iki zatı serbest bıraktırıp dualarını rica etmiş ve daha sonra zafer kazanılınca Yakub baba ‘ya İstanbul’daki ilk Bayrami Tekkesini, Şehzadebaşı civarında, Bozdoğan kemeri bitişiğinde inşa ettirmiştir. Padişah bir gün bu tekkeyi ziyaret etmiş ve şeyhten burhan talebinde bulunmuş, derhal helva pişirilip padişaha takdim edilince padişah gönlünden helva geçirmiş olması sebebiyle memnun olmuştu. Şeyhin lakabı olan ” Helvai” buradan kalmıştır.
Pir Ali Aksarayi hazretlerine intisabı ”Lemazat-ı Hulviyye”’de şöyle alatılır. ” Bir tarihte Pir Ali Sultan ‘ın (k.s.) yetişkin dervişlerinden bir kaç dervişle yoldaş olup Aksaray’a doğru yola çıktı. Gece vakti şeyhin hanesine celal ile geldiler. Şeyh Pir Ali Sultan ; kapı çalındığında hizmetçisine ;
– Bak bakalım , kapıya haramiler gelmişler. Bizi yağmalamak istiyorlar kapıyı aç girsinler dedi.Yakub Efendi ; Pir Ali Sultan bu sözünü duyunca sabah ziyaret etmeyi teklif etti. Fakat diğerleri onu dinlemedi ve içeri girdiler. Yakub Efendi başka bir yerde geceledi. Şeyh Pir Ali Sultan hemen eline bir mum alıp geldi ve haramilerin yüzlerine dikkatle baktı. Her birine hitaben ” Sen falanca mısın” diye sorarak isim namlarıyla onları bildirdi. Sonra;
– Bre münafıklar, ben pirimden bu esrarı döverek mi aldım? siz benim üzerime niçin gelirsiniz? hele ahirette sizinle görüşürüz. Siz acıklı azabı tatmadan akıllanmayanlardansınız, diyerek onları payladı. Sonra bunların herbirini bir semte yolladı. Sabahleyin erkenden Helvai dede gelip önünde elpençe divan durdu. Pir hazretleri,
-Bizim yolumuz bizden bizedir. Sihir ise şeytan iledir. Bizden bize olan rahmani yolu Yakub’ vermek isteriz, dedi. Yakub Efendi’ye kuşak kuşatıp ilim ve çerağ vererek kendisine hayır dua eyledi. Sonra onu İstanbul’a gönderdi. Diğerleri ise sır davasına ve merakına düşüp her biri bir vilayeti teshir etmek üzere gittiler.
Helvai Yakub Efendi 60 yıl boyunca bıkmadan yorulmadan Bayrami – Melami yolunu halka anlatmıştır. Abid zahid ve daima murakabe halinde gönlü uyanık bir melamet eriydi. Cezbe ve aşkla konuşan şeyhine ( ve diğer Melami büyüklerine)nazaran çok daha temkinli ve tedbirli idi. Bu bakımdan ulema tarafından fazlaca aleyhinde bulunulmamıştır.Ömrü boyunca, mensub olduğu Bayrami yolunun geniş halk kitlelerine sevdirmiş, özellikle İstanbul’da yayılmasına büyük çabalar sarfetmiş ve büyük bir itibar kazanmıştır.
İsmail Maşuki hazretleri şehit edildiği zaman Helvacı Baba’da Pir Ahmed Edirnevi hazretleri ile birlikte hapsedilmişti. Acem seferindeki muvaffakiyetsizlik üzerine padişah bu iki zatı serbest bıraktırıp dualarını rica etmiş ve daha sonra zafer kazanılınca Yakub baba ‘ya İstanbul’daki ilk Bayrami Tekkesini, Şehzadebaşı civarında, Bozdoğan kemeri bitişiğinde inşa ettirmiştir. Padişah bir gün bu tekkeyi ziyaret etmiş ve şeyhten burhan talebinde bulunmuş, derhal helva pişirilip padişaha takdim edilince padişah gönlünden helva geçirmiş olması sebebiyle memnun olmuştu. Şeyhin lakabı olan ” Helvai” buradan kalmıştır.
Helavi Yakub Baba 1589 yılında vefat ettiğinde binlerce öğrencisi ve seveni vardı. Vefatından sonra Bozdoğan kemeri altındaki tekkesinde sırlanmıştır.
Kaynak ;
Mahmud Cemaleddin El- Hulvi – Lemazat-ı Huviyye – Semerkand yayınları
Tarık Velioğlu , Osmanlı’nın Manevi Sultanları , Ufuk Yayınları
Mehmed Hakan Alşan , Anadolu Erenleri Melamet Hırkası , Kurtuba Yayınları , 2012
Osmanzade Hüseyin Vassaf , Sefine-i Evliya – 2. cilt , Kitabevi yay.
Mahmud Cemaleddin El- Hulvi – Lemazat-ı Huviyye – Semerkand yayınları
Tarık Velioğlu , Osmanlı’nın Manevi Sultanları , Ufuk Yayınları
Mehmed Hakan Alşan , Anadolu Erenleri Melamet Hırkası , Kurtuba Yayınları , 2012
Osmanzade Hüseyin Vassaf , Sefine-i Evliya – 2. cilt , Kitabevi yay.