Seydi Mahmut Çağırgan baba Türbesi
Bu yola yabancı değiliz ailece, yayla yolumuzdu aynı zamanda Gümüşhane- Bayburt- Erzurum Karayolu. İlk hatırladığım bir gidişim, kar kış gününde Yusuf dayı ve Sefiye (okumuş)Teyze ile Posta kamyonunun kasasındaydı. Buradan her geçişimde dikkatimi çekmişti Tekke’deki türbe ama hiç kimseden de “kime ait” olduğunu duymamıştım. Hem sadece ben de değil mesela Annem de “Biz buradan o kadar geçtikte niye kimse burayı söylememişti bana, şaştım kaldım” diyince, araştırmaya koyuldum.Tarihçi değilim elbette ama hiç değilse anneme doğru bir açıklama yapabilmek adına benimde bimem gerekir diye düşündüm, iyi de etmişim gerçi. Trabzon’un fethinden, bölgemizin Müslüman oluşuna bölgemizin manevi önderlerine yönelik bilmediğim şeyleri de öğrendim. Neticede Türbelerde bulunan insanlar, bu topraklarda yaşamış, bugünleri bizlere yaşatan insanlar, bizim de onlar için yapabileceğimiz belki bir Yasin, ihlas ve Fatiha’dır.
Sağ olsun babamla yaptığım yolculuklarda arabada sigara içemiyorum, bol bol vakit namazlarını ve belki kabir ziyaretlerinden de manevi açığımızı giderme fırsatımız oluyor. Hava soğuk, duruyorum Tekke’de. Giriyoruz Feryad eden Evliya Çağırgan Baba’nın Türbesi’ne. Türbeleri daha ortaokul yılarımdan severim. Tekirdağ’dan gitmiştik Bursa’daki Ertuğrul Gazi ve Osmanlı Pahişahlarının türbelerine. İstanbul’da Eyüp Sultan’a. Türbenin içi de dışarıdaki soğuğu aratmıyor. Babam Yasin-i şerif okumaya başladı, annem huşu içinde iyi bir dinleyen oldu, tamamladık türbe ziyaretimizi ama bilgi yok. Babam, “Kim bilir ne eserler vermiş, ne büyük hikmet sahibidir. Mevlevimi, safevimi, Ahi’mi hangi meşayihtendir. Seyyid olduğuna göre peygamber efendimizin soyundan geliyor mübarek zat, Allah kabirlerini nur eylesin” diyor. Annem araya giriyor ve babama, “sen o kadar okumuşsun, kim olduğu yazmıyor mu, kimdi ziyaret ettiğimiz Türbe” diye soruyor yine de. Babam mahcup, ben mahcup.Tamam Tekke Belediyesi’nin yazdığı levhayı okuduk ama yetmedi ki. Kaldı ki o da yanlışmış meğer!
Karadeniz Bölgesi’nin yayla turizmi dışında kültür ve inanç turizmine de açılması, şüphesiz Bölgemizdeki mana önderlerinin türbelerini de ön plana çıkarıyor. Bunlardan biri de Gümüşhane’deki tek Evliya Türbesi..Bu Evliya, Gümüşhane-Bayburt-Erzurum karayolunun 13. Kilometresindeki Tekke Beldesi’ndeki Türbe’de Seyyid Hasan Çağırgan baba Türbesidir. Karayolunun hemen kenarında, biraz yol seviyesinden aşağıda kalmış ama güzel bir Osmanlı eseri.Fakat, Tekke Beldesi Belediyesi’nin katkısı ile Türbeye yakışır bir Tabelası var, ve o tabelasında da, “Seydi Mahmut Çağırgan baba Türbesi” yazıyor ama gerçekte Tekke’deki Türbe’de Seyyid Mahmut değil de Seyyid Hasan Çağırgan’ın yattığını söylüyor kaynaklar. Hem Kültür bakanlığı kaynakları ve hem de Elazığ Fırat Üniversitesi’nden Harun Bostancı’nın, “Osmanlı döneminde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kurulan tekke ve Zaviyeler” başlıklı yüksek lisans tezinde, buradaki Türbenin Feryad eden Evliya Çağırgan Baba’ya ait olduğu belirtiliyor..O zaman da Tekke Belediyesince konmuş levhanın yanlış yazıldığı ortaya çıkıyor.
Ülkemizin bir çok yerinde “çağırgan baba”, “feryadı baba” veya “ağlar baba” gibi isimlendirilmiş bir çok türbe ve mezar vardır. Tekke’deki Çağırgan Baba Türbesi (III. Murad'ın (1574-1595) İran seferi sırasında gördüğü bir rüya üzerine yapıldığı ve Gümüşhane, Samsun ve Tokat'ta vakıfları bulunduğu bilinmektedir. Murat Yüksel, A.g.e., s.126.) asıl mekanı kare bir plan üzerine Bayburt taşından yapılmış, sonradan batısına dikdörtgen planlı bir bö1üm daha eklenmiştir. Türbenin her iki bölümün de içinde birer sanduka yer almaktadır. Türbeye kuzey cephesindeki dikdörtgen düz lentolu bir giriş ile ulaşılmaktadır. Asıl türbe bölümüne batıdan sivri kemerli bir giriş açılmıştır. Alınlık içerisinde mermer üzerine iki satır sülüsle yazılmış bir kitabeye;
(Okunuşu: "Hâzihi mezâru’ş-şerifeti’l-merhûm el-mağfûr Baba Çağırgan
Evliyâu’s-sâlikati harrarahu fî mâhı Receb senete tis’îne vetis’amie" )
Açıklaması: Burası merhum, mağfur, feryad eden Evliya Çağırgan Baba’nın şerefli mezarıdır. 990 yılının Recep ayında (Temmuz 1582) onu yazdı”( TAED 41, 2009, 145-171 ~ 150 ~ H. ÖZKAN: Gümüşhane’de Osmanlı Dönemi Türbeleri)
yer verilmiş ve kitabe üzerinde bir rozet işlenmiştir. Bu bölümün üzeri içten kubbe dıştan sekizgen bir piramit külahla örtülmüştür. Kubbeye köşelere yerleştirilen tromplarla geçilmiş, kubbenin oturduğu sekizgen kasnak dışarı yansıtılmıştır. İçerisinde bir sanduka bulunmaktadır. Türbe son yıllarda onarım görmüştür.Şurut Köyü; Bayburt-Erzincan karayolu üzerinde; Bayburt’a 55, Gümüşhane’ye ise 50 kilometre uzaklıkta bulunan ve rakımı 1.600-1.700 metrecivarında olan bir köydür. Peygamberimizin (S.A.V.) torunu İmam Zeynel Ābidîn (R.A.) yoluyla gelen koldan olan Seyyid Ahmed Baba ÇAĞIRGAN Hazretleri bu köyde yaşamış olup, türbesi köy kabristanındadır. Türbesinin ilk olarak Üçüncü Murat zamanında yapıldığı bilinmektedir. Seyyid Ahmed Baba ÇAĞIRGAN, beş kardeş olarak bu bölgeye emr-i İlâhi ve emr-i peygamberi ile irşād için gelmişlerdir. Bu beş kardeşin isim ve yerleşim yerleri şöyledir:
Seyyid Ahmed Baba ÇAĞIRGAN–Kabaktepe Köyü-Şurut–Gümüşhane, Seyyid Mahmûd Baba ÇAĞIRGAN – Zıhar – Alucra - Giresun, Seyyid Hasan Baba ÇAĞIRGAN – Tekke – Gümüşhane, Seyyid Nasûhî Baba ÇAĞIRGAN – Şingah – Bayburt, Seyyid Muhammed Baba ÇAĞIRGAN – Kop Köyü – Bayburt, Bu beş kardeşin yaşça en büyüğü Seyyid Ahmed Baba ÇAĞIRGAN; Şurut Köyü’nde olup, hālen āilesi bu köyde yaşamaktadır. Dergâh evi (ocak olarak), ailesi tarafından muhafaza edilmektedir. Kaynak; "pirmuratbaba.com"
Hatta öyle ki bu türbeler, kimi yerlerde paylaşılamaz bile.Harun Bostancı’nın tez’inde;
“12. Baba Çagırgan Zâviyesi
Bayburt sancağı içinde, hakkında fazla bilgi olmasa da kayda değer zaviyelerden biri de Kelkit nahiyesine bağlı Surut köyünde kurulmuş olan Çağırgan Baba Zâviyesidir. 1530 tarihinde 20 hâne olduğu tespit edilen Surût köyünün 303 akçe tutan vergi geliri bu zâviyeye tahsis kılınmıştır. Bu tarihten on-on beş yıl sonra yapılmış olan vakıf kayıtlarında bahse konu zâviye hakkında önemli sayılabilecek ayrıntılara yer verilmiştir. Konuyla ilgili kaydın bir kısmı şöyledir:
“Zâviye-i Baba Çagırgan, der karye-i Surut tâbi-i nahiye-i mezbûre, mesihat der tasarruf-u Seyh ismail veled-i Seyh Han Baba, bâ-berât. / Evkâf-ı mezbûre karye-i Surût elmezbûr vakf-ı zâviye-i mezbûre ber mûceb-i defter-i atîk”
Bu metnin kısaca anlamı şudur: Kelkit nahiyesine bağlı Şurut (Kabaktepe) köyü bütünüyle Baba Çağırgan zâviyesine sultan beratıyla vakfedilmiştir. Bu tarihte köyün toplam geliri 3.103 akçedir. Zâviyenin başında Seyh Han Baba oğlu Şeyh ismail bulunmaktadır. Köyün bu durumu 1516 tarihinde yazılmış olan vergi defterinde kaydedildiği sekliyle yeniden tescillenmiştir. Kaydın devamında köyde oturan vergi mükellefleri ile Baba Çagırgan soyundan gelen kisilerin adlarına yer verilmiştir. Baba Çağırgan soyundan gelenlerin tespiti açısından bu isimleri nakletmek yararlı olacaktır. Bunu bir tabloda göstermek mümkündür