KARIŞIK

30 Mart 2016 Çarşamba

Eybek baba Türbesi


Eybek  BABA Türbesi

Hikâyesi Olmayan Dağ


Bin Pınarlı Kazdağları’nın her köşesi ayrı bir gizem ayrı bir anlam içermektedir. Bunlardan bir tanesi Kazdağları’nın doğu zirvesindeki Eybek Dağı’nda bulunan Eybek Baba Türbesi’dir.
Hikâyesi Olmayan Dağ Türbesi; Eybek
Bilinen bir hikâyesi olmamasına rağmen bölgede yaşayan Türkmenlerin Sarıkız’dan sonra kutsal saydığı Eybek Baba Türbesi, Troas Bölgesi’nde doğa sporları ile ilgilenenlerin de en uğrak yerlerinden biri. Deniz seviyesinden 1.249 metre yüksekliğe sahip Eybek Dağı’nda bulunan türbeye gelen ziyaretçiler yaktıkları mumlar ve bağladıkları çaputlar ile dileklerini dilemektedirler. Türbede bulunan uğur böcekleri ve Edremit Körfezi manzarası türbeye gelen ziyaretçilere görsel yönden bir şölen sunmaktadır.
ida
Eybek Türbesi’ne ulaşmak için birden fazla alternatif mevcuttur. Çanakkale’nin Yenice İlçesi ile Balıkesir’in Edremit İlçesi arasında bulunan bölgede kalan Eybek Dağı’na ulaşmanın en kolay yolu Eybek Yangın Kulesi’nin olduğu alana araç ile çıktıktan sonra kısa bir yürüyüş gerçekleştirmektir.
Dünyada sadece Kazdağları’na özel Kazdağı Göknarlarının yemyeşil bitki örtüsüne sahip olduğu oksijeni bol ortamda yürüyüş yaparak Eybek Dağı’na ulaşabilirsiniz. Bunun için Hanlar Mevkii’nde bulunan Çınarlı Han mesire yerinden başlamak üzere gerçekleştireceğiniz yürüyüşte kendinizi doğanın mükemmelliği karşısında büyülenmiş olarak görebilirsiniz.
ugurbocegi
Mevsim koşullarına göre kardelenler, her renkten çiçeklerin size yol boyunca eşlik ettiği bu keyifli yürüyüşte Ayı Gediği, Tuzlu Gedik gibi bölgenin önemli noktalarını geçtikten sonra Eybek Dağı’na ulaşabilirsiniz.
Ayrıca bereketli akarsularına HES yapılmak istenen Kazdağları’na şimdi de Rüzgâr Enerji Santrali (RES) yapılmak isteniyor. Geçtiğimiz aylarda Eybek Dağı’na rüzgâr ölçüm direklerinin dikildiği yapılacak değerlendirmelerden sonra RES için ilk adımın atılacağı bölge halkını endişeli bir bekleyişe sevk etmiştir.
Yazı ve fotoğraflar: Fehmi Şenyiğit
TEŞEKKKÜRLER..

Kâşgarlı Mahmud'un Türbesi

  Kâşgarlı Mahmud'un Türbesi

DOGU TÜRKİSTAN





  Kâşgarlı Mahmud’un mezarı bugün türbe hâline getirilmiştir. Opal köyünün 4 kilometre kuzeybatısındaki türbenin tam yeri, 39 derece 18 dakika 51.11 saniye Kuzey enleminde, 75 derece 30 dakika 36.03 saniye Doğu boylamındadır. Bir bahçe içerisindeki türbe bakımlıdır. Uygur Türklerinden Yasin Kari, ailesinden kalma türbedarlık geleneğini sürdürmekte ve Kâşgarlı Mahmud’un mezarıyla, türbesiyle yakından ilgilenmektedir.
  Bahçenin girişine Kâşgarlı Mahmud’un yaklaşık 4 metre yüksekliğinde bir heykeli dikilmiştir. Külliye şeklindeki türbede hacet yeri, halvet yeri, çilehane, tilavethane yer almaktadır. Bahçede bugün müze hâline getirilmiş bir bölüm ve bir mescit bulunmaktadır. Türbenin 1829 ve 1897 yıllarında iki kez onarım gördüğü kitabelerde kayıtlıdır. Yakın zamanda da binaların onarımdan geçirildiği anlaşılmaktadır. Bu onarımlarla türbenin ve külliyenin asıl biçiminin zaman içinde değişikliğe uğradığını söylemek mümkündür.
  Türbeye giden yolda Kâşgarlı Mahmud’un diktiğine inanılan büyük bir ağaç vardır. UygurlarınHayhay Terek diye adlandırdığı bu büyük ağacın hemen yakınında da bir su kaynağı bulunmaktadır. Ağacın dalları, dileklerinin olması için insanların bağladığı bez parçalarıyla bezenmiştir.
   Ağacın hemen yakınındaki merdiven, ziyaretçileri Kâşgarlı Mahmud türbesine ulaştırmaktadır. Bahçe içerisindeki bütün merdivenlerin toplam basamak sayısı doksan yedidir. Basamakların bu sayıda olması, Kâşgarlı Mahmud’un yaşadığı yıl sayısını göstermek içindir.



  Etrafı duvarla çevrili türbe avlusunun girişinde taçkapı bulunmaktadır. Taçkapının içindeki Kâşgarlı Mahmud’un temsili resmi, ziyarete gelenleri karşılamaktadır. Türbe, avlunun batısındadır. Üç odadan oluşan türbenin girişinde sağdaki odada Kâşgarlı Mahmud’un sandukası yer alır. Kâşgarlı Mahmud’un asıl mezarının ise türbenin hemen güneyindeki mezarlıkta olduğu ifade edilmektedir. Türbedar Yasin Kari, yaklaşık yirmi metre uzaklıkta, türbeye bakan mezarın Kâşgarlı Mahmud’un asıl mezarı olduğunu belirtmektedir. Bu mezar, Kâşgarlı Mahmud’un kurduğuna inanılan Mahmudiye Medresesi’ne ait kalıntıların hemen batısındadır.
  Türbedeki ikinci odada Divanü Lugati’t-Türk basımlarından oluşan bir sergi yer almaktadır. Üçüncü oda ise ziyaretçilerin namaz kılabilecekleri biçimde düzenlenmiştir. Bu odada türbenin damına çıkan bir de merdiven bulunmaktadır.
  Kâşgarlı Mahmud türbesi, yalnızca Kâşgar’dan değil çevre illerden hatta Çin’in çeşitli bölgelerinden gelen Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer Türk topluluklarından ziyaretçiler tarafından hemen her gün ziyaret edilmektedir.

MADRAN BABA ..aydın

MADRAN BABA ..AYDIN BOZDOGAN



Bozdoğan ilçesindeki Madran Baba Dağı ismini, zirvesinde bulunan Madran Baba yatırından alır. Dağ oldukça yüksek bir rakıma sahip olduğundan buraya ulaşım stabilize orman yollarıyla sağlanır. Madran Baba'nın kim olduğu, nereden geldiği ve hangi dönemde yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, Türklerin Anadolu'ya geldiği devirlerde bölgeye yerleşmiş bir veli, bir gazi derviş olduğu hakkında yaygın bir kanaat varır. Madran Baba'yı, Evliya Çelebi ziyaret etmiştir. Seyahatname'sinde önemli dini ziyaret mekanları arasında sayar. 
Mardan Baba, Aydın ve çevre illerde yaşayanlar için oldukça popüler bir ziyaret yeridir. Bilhassa yaz aylarında on binlerce kişi buraya gelir. Özellikle o civardaki Alamut köyü Alevilerinin dini hayatında Madran Baba'nın ayrı bir yeri vardır. Küçük büyük hemen her Alamutlu yılda en az bir kere Madran Baba'yı ziyaret eder, ona dua eder. Orada kurbanlar kesilir. Madran Baba sadece Alevilerin değil, bütün Müslüman kesimlerin ortaklaşa ziyaret ettikleri ve saygı duydukları bir yatırdır.

GÜL BABA TÜRBESİ ..KAYSERİ .GÜLVEREN KÖYÜ

GÜL BABA TÜRBESİ ..KAYSERİ .GÜLVEREN KÖYÜ

 
Gülveren Köyümüzde Gül Baba türbesi vardır. Aslında Gül Baba adını taşıyan yurdumuzun dört bir yanında hatta Macaristan'da dahi türbeler var. Köydeki Gül Baba türbesi çok yakın zamanlarda inşa edilmiştir. Yani türbenin tarihi bir yönü yok. Ancak, türbe yapılmazdan evvel köy sakinleri bu tepeye "Evliya" adını veriyordu. 20-25 yıl öncesine kadar köyden birileri çıkıp da bu tepeye neden evliya diyorlar, bu işin hikmeti nedir dememiş. Hatta burada bazı aileler hayvan gübresini serip kışlıklarını türbenin olduğu yerde hazırlıyorlarmış. Bir gün türbenin yakınında oturan bir kişiye bir rüya malum olmuş. Bu rüyada türbede yatan zat, malum olduğu kişiye, bu hayvan gübresinin buradan alınmasını istemiş. Köy halkına bu rüya anlatıldığında adama evliyanın yattığı yeri sormuş köylüler. Adam da eliyle koymuş gibi, işte evliya şurada yatıyor demiş. Orayı açmışlar ki, bozulmamış bir erkek cesedi var. Yanında bir başka ceset daha varmış ama onun iskelet halinde durduğunu söylüyor köylüler. 

Maraş Tahrir Defterinde köyün adı Güllü Viran şeklinde geçiyor. Bugünkü Gülveren adı, bu ismin zamanla değiştirilmiş biçimi. Peki ama Güllü Baba ya da Gül Baba adı nereden geliyor? Köyden nakledilen rivayet şöyledir: Köy halkı buraya bir türbe yaptırmaya karar verdiklerinde ustalar türbede çalışmaya başlamışlar. Ustalar, zaman zaman mola verdiklerinde çay içerlermiş ve bardaklarını da türbenin içinde bırakır, bir gün sonra yeniden gelir, çalışırlarmış. Bir gün ustalar gelmişler ki türbenin içindeki bardaklar gül biçiminde kırılmış. Buna köylüler de şahit olmuşlar ve evliyanın adının Gül Baba olduğuna karar vermişler. Bazı köylüler ise, 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatına katılan bazı askerlerin Gülveren köyüne gelerek bu yatırın Kıbrıs'ta harp ederek kendilerine yardım ettiğini ve kendilerini kurtardığını ve onu orda gördüklerini ve "Baba, sen kimsin" diye sorduklarında bu zatın, Ben Gül Baba'yım, benim mezarım Tomarza'nın Gülveren köyündedir" şeklinde ifade ettiklerini söylüyorlar. Köy halkı, onun türbesini yaptırarak üzerlerine düşen görev yerine getirmiştir


http://wowturkey.com/forum