KARIŞIK

1 Nisan 2016 Cuma

ŞIP ŞIP DEDE..burhaniye




Edremit Belediyesinin geçtiğimiz günlerde diktiği dev Türk Bayrağı ile Şıp Şıp Dede Türbesi 
körfezin hemenhemen bütün noktalarından görünür oldu.
Edremit'e bağlı Kadıköy beldesi sırtlarında çam ormanı içinde yer alan ve Şıp Şıp Dede adıyla 
tanınan, ancak hangi vakitler, nasıl yaşadığı bilinmeyen  Seyyid Muhammet Hazretleri kısmen 
kayadan oyulmuş türbesi içinde 2 metreden büyük, heybetli sandukasında yatıyor.
Kış ayları dolayısıyla sosyal tesisleri kapalı, şelalesi çalışmıyor olsa da güzel havalarda piknik 
masalarını kullanan ziyaretçisi eksik olmuyor.
Körfezi ayaklar altına alan enfes bir manzaraya sahip Dede'ye ulaşmak için köyün içinden 
geçen yaklaşık 2 Km lik yol bittikten sonra kısa bir dağ yolu kullanılıyor, yol düzgün olda da 
sağına soluna dökülen çöpler ve beton mikserlerinin beton artıkları maalesef gözlerden kaçmıyor.
Kitabesi bulunmayan, kulaktan kulağa günümüze kadar gelen anlatılara göre; yalnızlara eş, dertlilere
 derman ulaştıran Şıp Şıp Dedenin hemen önündeki büyük meşe ağacını dallarınada dilekler  
asılıyor.
414'de okey oynarken şansı yaver gitmeyenlere ya "Memeli hocaya git de kendini okuttur" yada 
"Şıp Şıp Dedeyi ziyaret et de şansın açılsın" dendiği üzere sizlerinde bir vakit bulup şanlı bayrağımızın
 altında hem o güzel manzarayı seyretmeniz hem de Dedeye bir Fatiha okumanız önerisiyle.

İMZE DEDE

İMZE DEDE..çal







Çal Çakırlar mahallesi mezarlığındadır. Tek odalı bir bina halinde ve kitabesi yoktur. İmze Baba Sultan Çakırlar mahallesi halkındandır. Sağlığında çiftçilikle uğraştığı, fakir bir aileye mensup olduğu ve 1825 yılında vefat ettiğini biliyoruz.Yaş ağaç kesenlerin üzerine kuru ağaç düşürdüğü biliniyor. Bir gün karısıyla evlerinde ekmek yaparlarken İmza Baba Sultan derin bir düşünceye dalar ve ekmekleri yakar. Duruma sinirlenen karısı oklavayla İmze Baba Sultana vurur.
İmze Baba Sultanda “Karadeniz’de bizim askerlerimizin gemisi batıyordu,onlara yardım ediyordum” demiş karısına, duruma inanmayan karısını inandırmak için, elini ateşin içine sokmuş ve canlı balığı ateşin içinden çıkartmış ve karısına vermiş. Balığı gördükten sonra karısı da İmze Baba Sultan’a inanmaya başlamış. Köy halkına, beyaz sakallı, yeşil kavuk ve uzun boylu olarak defalarcagörüldüğü söylenmektedir.

mühürlü Sultan (Kız Veli) Türbesi

mühürlü Sultan (Kız Veli) Türbesi 

menemen





İzmir Menemen ilçesi, Pazarbaşı Mahallesi’nde Müftülük binasının yanında bulunan bu türbenin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi ve kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Halk arasındaki yaygın söylentiye göre bu türbe, Kız Veli, Mühürlü Sultan ve Kadın Türbe isimleri ile tanınmış bir kadına aittir.

HALİFE SULTAN TÜRBESİ..şeydişehir

HALİFE SULTAN TÜRBESİ..şeydişehir
Türbe seyyid Harun-ı Veli cami kuzey-doğusu bitişiğindedir. İçerisindeSeyyid Harun Veli’nin kızı Halife Sultan’ın Mezarı bulunmaktadır.  Ayrıca Türbenin içerinde iki sanduka yer almaktadır. Bunların Halife Sultan’dan sonra Seyyid Harun-ı Veli zaviyesine şeyh olan iki kişiye ait olduğu bilinmektedir.
Rüstem Bey ve Sultan Hatun Türbesi
Seyyid Harun cami’nin kuzeyindedir. Halife Sultan Kuzey duvarına bitişiktir. Turgutlu Oğlu Emir Şah kızı Sultan Hatuna aittir.
Türbenin içerisinde Turgut Oğullarından Emir Halil Bey oğlu Rüstem Bey ,  Ali Bey ,  Rüstem Bey kızı Dürrühant  Hatun  ve Yusuf Bin Mustafa’ya Ait beş  Sanduka bulunmaktadır.

HAYDAR SULTAN..KIRIKKALE

HAYDAR SULTAN..KIRIKKALE
HAYDAR- I SULTAN..HAYDARDEDE KÖYÜ





Ahmet Yesevinin oğlu olan Haydardede, Haydarı Kerrar, Haydar Sultan ve Bakancak olarak da bilinen ocağın evlatları olarak bu bilgileri vermekle Türk dünyasında yapılan yanlışlıkları düzelmektden gurur duyuruz.

Haydar, Hacı Bektaş’dan yaklaşık 15 yıl önce daha genç yaşta 5000 insan seliyle önce Amasya, Tokat, Yozgat yöresinden sonra Kayseri'ye kadar gelir. Geçtiği yerlerde insanları gönül seferberliğiyle Alevi kültürünü Divanı Hikmetle başlatır. Ne varki, Kayseri Küffarı acımasızıdır. Haydar esir düşer ve daha sonra şu an bulunduğu yerdeki kuyuya atılır. Bunun üzerine babası Ahmet Yesevi Anadoluya Haydar’ın yarım bırakmış olduğu misyonun devamı için 40 yüce eren görevlendirir.

Bunla başlayan gönül seferberliği Türk Tasavvuf Edebiyatı Hocası olan Ahmet Yesevi, Alevi Bektaşi kültürünü Hacı Bektaş önderliğinde, Yunus Emre gibi Yesevi ocağından yetişen 40 yüce erenler aracılığyla Anadolu'ya gönderen ilk Türk düşünürü büyük insan Ahmet Yesevi’nin oğludur Haydar..

İnancın heteredoks mantığyla yoğrulduğu insanlığın güzelliğiyle harman olan bu düşünce Anadolu'ya Arap dilinden ve kültüründen arıtılmış insana odaklanmış, Ahmet Yesevi Divan’ı Hikmet'iyle yerleşmiştir. Günümüzde Divanı Hikmeti, Diyanet İşleri kendi istediği şekilde yönlendirmekte ve Arapça sözcüklerle içini boşalmaktalar.

Bu nedenle, yüreğinde insanlık sevgisi olan, evrensel değerlere sahip çıkan ve kendi mesleğinde yücelik gören Antrapoloğ ve Etamolocistleri göreve davet ediyoruz. Hem Köyümüzün elinden alınan Velayetnameyi hemde Ahmet Yesevi’nin Divanı Hikmet kültürünü Diyanetin elinden alıp hak ettiği yere devredilmesi için gönül sevgisiyle üstlenecek araştırmaya davet ediyorum. Bu şekilde hem Divanı Hikmet Diyanetinin kıyımından hem de Sünnü zihniyetin hakimiyetinden kurtarılımış olacaktır.