KARIŞIK

16 Aralık 2017 Cumartesi

Hasan Dede Türbesi..kırıkkale

Hasan Dede Türbesi
Hasan Dede Türbesi, aslen Horasanlı olan Karaman Usluca Dergahı'nın Piri olan Şeyh Yakup Fakihi'nin oğlu olan Hasan Dede'nin Türbesidir. Hasan Dede'nin babası Hz. Muhammed (SAV) soyundan gelmektedir. Hasan Dede şu anda türbesinin bulunduğu Kırıkkale'ye yerleşmesinden sonra bağ ve bahçe işleriyle uğraşmış Padişah tarafından vergiden muaf tutulmuştur. Hasan Dede türbesinde bulunan taşın Mekke'den geldiği düşünülmekte ve türbeyi ziyaret edenler tarafından bu taşa dokunulup yüz sürülür.

Hasan Dede Türbesi ulaşım: Hasandede Türbesi Kırıkkale İli'nin merkeze bağlı Hasandede Köyü'nde yer almaktadır. Hasan Dede Türbesi'ne Ankara yönünden gelirken şehrin hemen girişinde rastlanabileceği gibi Kırıkkale Otogarı'ndan minübüsle de ulaşılabilir.

Hasan Dede Türbesi Ziyareti: Hasan Dede türbesi türbeye bitişik Hasan Dede Camii yanında yer almaktadır. Sabah namazı ile yatsı namazı arasında ziyarete açıktır, ziyaret ücretsizdir. Hasan Dede Türbesi ziyareti sırasında kadın ve erkek ziyaretçilerin İslami kıyafet kurallarına uyması beklenmektedir.

Hasan Dede Türbesindeki Taş: Hasan Dede türbesinde bulunan ve Mekke'den geldiğine inanılan yaklaşık 15 x 25 cm.


ölçülerindeki parlak taş hakkında ilginç bir hikaye vardır. Söylenceye göre Hasan Dede'nin yaşadığı köyün ileri gelenlerinden Ömer Ağa Hacca gitmeden önce Hasan Dede'ye uğrayıp helallik ister. Hasan Dede'de bunun üzerine Mekke Şerifi'ne verilmek üzere bir beze sarılı hediye emanet eder. Ömer Ağa yolsa hediyeyi merak edip bezi açar. İçinde iki adet karpuz çekirdeği ve bir parça kömür olduğunu görür. Bunları Mekke Şerifi'ne vermeye layık görmez ve vermekten vazgeçer. Fakat Hac vazifesi sonrası dönüşe hazırlanırken Mekke Şerifi'nin tellal çıkartarak Anadolu'dan kendisine bir hediye geleceğini, hediyeyi getirenin kendisine ulaştırmasını isteyince Mekke Şerifinin huzuruna çıkarak hediyeyi takdim eder. Mekke Şerifi bezi açar açmaz iki karpuz çekirdeği iki büyük karpuza, kömür tanesi ise siyah bir koça dönüşür. Mekke Şerifi'de aynı beze bir şey sararak Ömer Ağa'ya verir. Ömer ağa köye yaklaşırken yine merak edip bezi açar. Bezin içerisinde bir taş vardır fakat taş aniden beyaz bir güvercine dönüşür ve uçarak Hasan Dede Camii'nde bir türlü taş tutmayan bir oyuğa konar ve orada tekrar taşa dönüşür. Bu taş bugün Mekke'den geldiğine inanılan taştır.
KARAAĞAÇ BABA TÜRBESİ: acıpayam


Acıpayam İlçesi'nin Kumavşarı Kasabası içinde, Ortaokul mevkiindeki sokak içindedir. Hiçbir bina özelliği olmayan çok basit bir yapıdır. Bakım ve onarımı ile Osman UĞUR'un ilgilendiği ifade edilen Türbe, briketle çevrili, sıvasız, oldukça bakımsız, dört köşeli, ahşap çatılı, kiremit örtülüdür. Türbe içindeki kabir briketle çevrilmiş, çukur içinde adeta harabe durumundadır. Daha önceleri kubbeli, mimari özelliğe sahip bir türbe iken bakımsızlıktan yıkılarak şimdiki durumuna getirilmiştir. Kitabesi yoktur. Sonradan Kumavşarı Belediyesi'nce yeniden yaptırılmıştır.
Acıpayam İlçesine adını veren(Garbi Karaağaç) Karaağaç baba, Avşar Oymağı'na mensup olup, zamanında Germiyanoğulları ile birçok defalar savaşmış, Avşar Oymağı'nın buraya konan ilk uç beyidir. Acıpayam Ovası'ndaki köylerin oluşmasına ve Türkleşmesine sebep olmuştur.
Ölümü H. 728/M. 1327 tarihidir. Karahöyükavşarı köyünde medfun Süleyman Sarızeybek ile Yeşilyuva Kasabası, Elmadağı'nda medfun Işık Süleyman'la yakın akrabadırlar. Bugün dillerden düşmeyen ve kendi dalında Türkiye de tek düzenle çalınan "Avşar Beyleri" türküsü Karaağaç Baba'nın Germiyanoğulları ile yaptığı savaşlarda yaratılan kahramanlıkları dile getirir.
Adını sevdiğim Avşar Beyleri,
Size de vezirlik yakışıp duru,
Topla dizgini, tanı kendini,
Karşıda Germiyanlar bakışıp duru.
Rivayetler: "Ak sakallı, sarıklı, sırtında cübbe ile" aşikar ve rüyalarda köy halkından bazı kişilere göründüğü, "sana cenneti göstereyim mi" dediği, "Göster" denilmesi üzerine "Gözlerini yum" dediği, hayli yol aldıktan sonra "Aç gözlerini" deyip de gözlerini açan kişinin her tarafın yemyeşil, güllük, bahçelik, çok güzel bir yer olduğunu gördüğü, türbesine girerken kapısında görüldüğü, mezarın başına su dolu bir testi konulduğu, bu suyun bir iki gün içinde boşaldığı, bu nedenle devamlı testilerde su bulundurulduğu rivayet edilmektedir.
GARİP DEDE TÜRBESİ..sultan çiftliği


Türbe, Sultançiftliği Köyü'ndedir. Dudullu- Alemdağ Yolu'ndan ayrılan bir yol, bir km. sonra bizi köyün meydanındaki açık türbenin önüne getirir. Yokuş olan bu yolun sol tarafında ve köşede Alemdağ Orman Bölge Şeşiği binası bulunmaktadır. Köy yolunda mevcut olan ve vaktiyle Sultançişiği Şeker Suyu'nun aktığı dört çeşme de bugün kurudur. Ulu bir ağacın gölgesinde bulunan açık türbenin etrafı alçak bir duvar ve demir parmaklık ile çevrilmiştir. Şâhidesi yoktur. Toprak makberesinin üzerine dört mısralı şu mermer kitâÜsküdar Köy ileri gelenlerinin beyanına göre Garip Dede, çok eski bir mücahittir. Bunlar yedi kardeş olup yedisi de bu civarda medfundur. Bunlardan biri Alemdağı'nda bir kale inşa edip sonradan şehid olan Alemdar Baba'dır. Diğer biri de Samandra Köyü'nde medfundur. Diğer ikisinin kabri ise bugün de mevcut olup Said Halim Paşa Çiftliği hudutları içinde, Sultan Murat veya Sultan Aziz Kasrı civarındadır. Diğer üçünün kabirleri meçhuldür. Bu ifade doğru ise Garip Dede, Tur-Hasan Bey'in kardeşidir ve burada şehit olmuştur.( Alemdar Baba Türbesi bahsine bakınız.) Türbenin karşısında kuru bir çeşme ve köyün camii bulunmaktadır. Çeşmenin ayna taşından daha evvelki bir tarihte yapıldığı anlaşılmaktadır. Şimdiki çeşme 1955 tarihlerinde yapılmıştır. Cami ise yığma taştan inşa edilmiş olup ahşap çatılıdır. Hiç bir yerinde kitâbesi yoktur. Mihrabı duvar içine gömülüdür. Minberi ahşaptır. Abdest musluklarından Şeker Suyu akmaktadır. Sağdaki minaresi taştandır.
GİZLİCE EVLİYA TÜRBESİ ve YER SARSAN BABA TÜRBESİ..üsküdar



Türbe, Açıktürbe Yokuşu üzerinde ve Üsküdar Postanesi'nin arka tarafındadır. Bu açık türbenin hemen yanında, Yer Sarsan Baba adıyla anılan ve bugün mevcut olmayan bir açık türbe daha vardı. Türbenin gerisinde ise, yeri hâlâ arsa halinde olan ve ismini türbeden alan, Gizlice Evliya Celvetî Tekkesi bulunuyordu. Gizlice Evliya'nın kimliği belli değildir.(Daha geniş bilgi için bu isimle bilinen tekkesi bahsine bakınız.) Vakıf kayıtlarında Şıh Hüseyin Efendi kabri diye kayıtlıdır. Tapu sicilinde de yeri 395 ada, 4-5 parsel diye yazılıdır. Gizlice Evliya Türbesi günümüze kadar gelebilmiş ve 1967 tarihlerinde şimdiki şekli ile onarılmıştır. Türbenin eskiden sebile benzeyen bir durumu vardı. Yol seviyesinden yüksek olduğundan, sol tarafındaki bir merdivenden türbenin avlusuna çıkılırdı. Merdiven ve türbenin yan duvarları kesme taştan yapılmış olup, etrafı bir demir parmaklık ile çevrilmişti. Her tarafını ağaçlar ve sarmaşıklar kaplamıştı. Türbede, Gizlice Baba'ya ait olduğu söylenen kitâbesiz, yuvarlak bir taş ile etrafındaki mezarlı ktan getirilip konulan bir kaç şâhide vardı. Bu iki türbenin ve tekkenin etrafını saran, Ağa Camii ve Devatîzâde Mehmet Talib Efendi Camii Mezarlığı, bugünkü şehir plânına göre Ahmediye Meydanı, Halk Caddesi, Türbe Kapısı Sokağı ve Açık Türbe Sokağı ile çevrili oldukça geniş bir alanı kaplıyordu. 1928 tarihlerinde kaldırılarak yerine Belediye Tahsil Şubesi ve PTT binaları yapılmıştır. Mezarlığın kaldırılması sırasında türbenin yan tarafında bulunan türbedar meşrutası da yok olmuştur. Buradaki şâhideler arasında en eski tarihlisi 1192 (1778) rakkamlısı olup ayrıca 13 dilimli Celvetî sikkeleri de vardır. Yalnız, PTT binasının yerinde, Göztepe Semti'nin kurucusu ve cami sahibi serduhani (baştütüncü) Mehmet Efendi'nin büyük bir hanı vardı.
ALEMDAR BABA TÜRBESİ..üsküdar


İsmini verdiği Alemdağı üzerinde ve bu dağın köye bakan yamaçlarında ve oldukça yüksek bir mevkidedir. Alemdağı-Şile Yolu'nun sol tarafında bulunan bu açık türbe, bugün askeri bölge içinde kalmış bulunduğundan çok bakımlıdır. Türbeye, Kışla Otobüs Durağı'nda indikten sonra, önünüze çıkan asfalt yoldan gidilir. Yolun iki başında birer bakkal dükkânı vardır. Takriben kırk dakika yüründükten sonra varılır. Diğer bir yol da, Alemdağı Köyü içinden geçmektedir. Alemdağı merkezinde otobüsten indikten sonra soldaki yola sapılır. Biraz ileride ve solda 1972 tarihinde yapılan yeni cami vardır. Daha sonra da dört yol ağzı mevkiindeki eski köy meydanına varılır. Burada set üzerinde bir kahve, Ermeni Kilisesi iken sonradan cami haline getirilen ve yeni cami yapıldıktan sonra terk edilen mabetle birlikte onun yan tarafında ve yol üzerinde de kitâbesiz bir çeşme vardır. Çeşmenin önündeki yoldan 40 dakika kadar yüründükten sonra türbenin önüne varılır. Etrafını alçak bir duvarın çevirdiği Alemdar Baba kabrinde kitâbeli bir taş yoktur. Üzerinde her zaman iki Türk Bayrağı dalgalanmaktadır.
Alemdar Baba Kimdir?
Türklerin Anadolu'ya yerleşmesinde büyük emeği geçen Alemdar Baba, ünlü bir Türk kumandanı olup asıl adı Tur-Hasan Bey'dir. Bundan bozma olarak Turasan veya Torasan isimleriyle de anılır. Battal Gazi Destanı'nın bir devamı olan Danişmendname'ye göre, merkezi Malatya'da bulunan Danişmendliler emaretinin kurucusu ve Sultan Melik Şah'ın (1072-1092) ümerası Emir Danişmend Ahmed Gazi (öl. 1104 Niksar) "Hazreti Peygamber'in bir işareti ile Rum (Anadolu) gazasına memur olur." Cihada başlamak için Bağdat'a Halife'ye adam gönderip izin ister, Halife de Danişmend Gazi'ye ve Turasan Bey'e ferman yazar, onlara hil'at ve sancak ile, Battal Gazi (öl. 740 Seyitgazi) ve Ebu Müslim'in (öl. 755) bayraklarını da gönderir.
Güzelce Ali Paşa Türbesi.. beşiktaş

İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Beşiktaş, Çırağan Caddesine cepheli olan Yahya Efendi Dergahı Külliyesi’nin içinde 551. ada, 39. parselde yer almaktadır. Güzelce Ali Paşa on yedinci asır devlet adamlarındandır. Sultan II. Osman devri Sadrazamlarındandır. İstanköy’de 1575 senesinde dünyaya geldi. Babası İstanköy’lü Ahmet Paşa’dır. Anne tarafından, Seyyit’ler dendir. Çocukluğu ve gençliği denizlerde geçti. 1597-1602 yılları arasında beş sene Dimyat Beylerbeyi ve 1602 yılında Yemen Beylerbeyi oldu. On dört yıl boyunca Tunus, Mora ve Kıbrıs Beylerbeyi görevlerinde bulunduktan sonra, Kubbe Veziri oldu. 1617 yılında Kaptan-ı Derya oldu. Ali Paşa, Sultan I. Mustafa’nın padişah olması üzerine görevinden alındı ve yerine Kara Davut Paşa tayin edildi. Ancak kırk gün sonra Davut Paşa azledildi ve Ali Paşa ikinci defa Kaptan-ı Derya oldu. Sultan II. Osman zamanında üç deniz seferine çıktı. Ali Paşa, Sultan II. Osman’a Sadrazam olduğu takdirde devlete yeni gelir kaynakları bulacağını taahhüt etti. Bunun üzerine, Öküz Mehmet Paşa Sadrazamlıktan azledildi ve Ali Paşa 1619 Sadrazam oldu. İlk icraat olarak varlıklı, devlet adamlarının ve tüccarların mallarına el koydu. Hazineye gelir kaynakları bulmakta büyük başarı göstererek, her hafta başında Sultan II. Osman’a elde ettiği gelirleri, hediyelerle takdim ederdi. Hiç umulmadık yerlerden hazineye gelir sağlardı. Buna şu olayı örnek verebiliriz; Uzun zamanda beri Yeniçeri Ocağı’nın et ihtiyacını karşılayan Rum Skarlati’den bir gün, o zamana kadar kestiği bütün koyunların derilerinin hesabını sordurdu ve kendisine muazzam bir meblağ ödemeye mahkum ettirdi. Ali Paşa, Sultan II. Osman’ı, Lehistan Seferi’ne teşvik etti. Ancak kendisi bu sefere katılamadı ve 8 Mart 1620 tarihinde vefat etti. Yüzünün güzel olmasından dolayı “Güzelce”lakabı takılmıştır. Devlete gelir temin etmek için pek çok işleri planlaması ve düşmanlarına karşı güler yüzlü muamele etmesiyle tanınmıştır. Sakız Adası, Boğaziçi, ve Yeniköy’de birer cami yaptırmıştır. Ancak Yeniköy’deki cami, Paşa’nın ölümünden sonra yanmış ve yeniden inşa edilmiştir. Ayrıca, Kasımpaşa da bir çeşme yaptırmıştır.
Güzelce Ali Paşa Türbesi, Yahya Efendi Dergâhı’nın yanında bulunmaktadır. 1620-21 yıllarında yapılmıştır. Kare planlı, kagir bir yapı olup, kubbe ile örtülmüştür. Duvarları taş-tuğla sırasıyla örülmüştür. Türbenin bir cephesi deniz tarafına doğru bakmaktadır.  Sadece bir cephesinde iki katlı pencereler açılmıştır. Giriş cephesi ve diğer duvarlar bitişiğindeki yapıya bağlıdır. Türbe çok sade olup, süslemesi yoktur. Türbenin içinde Güzelce Ali Paşa’nın hayatını içeren bir levha bulunmaktadır. Bu levhanın Türkçesi yazılarak bu türbeye 1997 yılında konulmuştur. Türbedeki sandukalar mermer lahit şeklinde yapılmıştır. Üzerleri, cehennemi temsil eden; hançer ve kıvrık dal motifleri ve cenneti temsil eden; vazoların içindeki çiçek motifleri ile işlenmiştir.
Türbede; Güzelce Ali Paşa, İbrahim Bey ki Damat İbrahim Paşa’nın oğlu olan Genç Mehmet Paşa’nın oğludur. 1818 yılında vefat etmiştir. Hüseyin Bey ki Güzelce Ali Paşa’nın oğlu olan Mehmet Bey’in oğludur. Yirmi dört yaşında vefat etmiştir. Güzelce Ali Paşa’nın akrabası olan kimlikleri bilinmeyen üç kişiye ait olmak üzere toplam altı sanduka vardır. Türbe ziyarete açıktır. Türbeleri Koruma ve Yaşatma Derneği tarafından onarılarak, 1997 yılında halkımızın ziyaretine açılmıştır.

http://www.tas-istanbul.com/portfolio-view/besiktas-guzelce-ali-pasa-turbesi/ alıntıdır.