KARIŞIK

24 Eylül 2022 Cumartesi

 İMZE BABA VE İMZE BABA TÜRBESİ..denizli.çal





İmze Baba Türbesi, Çal ilçesi, Çalçakırlar köyündedir. Köyün nüfusu Babagân Bektaşilerden oluşmaktadır. Çalçakırlar köyü, Denizli ve İç Ege yöreleri Bektaşi kültürünün ana merkezi olmasının yanı sıra, Anadolu Bektaşiliğinin tüm orijinal ve otantik unsurlarının yaşadığı sayılı yerleşim birimlerinden biridir. Bektaşi kimliklerinin yanında, kendilerinin “Oğuz Türk’ü” olduklarını her fırsatta belirtmektedirler. Köy adını, kurucusu Çakır Bey’in adından aldığını, “Çakır Yörük’ü” olarak da tanındıklarını söylemektedirler.
İmze Sultan’ın Çalçakırlar Köyü’nden olduğu, odunculukla geçimini sağladığı ve 1825 yılında vefat ettiği söylenmektedir. Köyde, İmze Sultan hakkında anlatılan çokça rivayet vardır. Bazı insanlara rüyasında göründüğü, yaş ağaç kesmemeleri konusunda uyarılarda bulunduğu ifade edilmektedir. Yaş ağaç kesenlerin üzerine de kuru dal düşürerek ikaz ettiği anlatılmaktadır.
Rivayet odur ki; başkaları yaş ve iyi odun getirdiği halde İmze Sultan evine, çalı çırpı mahiyetinde kuru odun getirirmiş. Elalem yaş ve iyi odun getiriyor, sen ise çalı çırpı mahiyetinde kuru odun getiriyorsun diye karısı dırdır edermiş. İmze Sultan da: “Ben de iyi ve yaş odun getirmek isterim ama hangisini kesmek istesem ağaç dile geliyor ‘Kıyma bana Sultanım!’ diye yalvarıyor. Ben de ağaçları kesemiyorum.” dermiş ama karısı inanmazmış. Bir gün oduna karısı ile birlikte gitmişler. Kesmek için bir ağaca yaklaşınca ağaç: “Kıyma bana Sultanım!” diye inlemiş. Başka birine yaklaşmışlar aynı ses. Karısı hak vermiş ve kuru odun toplayarak evlerine dönmüşler.
İmze Sultan hayatta iken şimdi türbesinin bulunduğu yerin karşısındaki arazi onunmuş ve orayı eker biçermiş. Onun bir de eşeği varmış. Eşeğinin otladığı yerler hiç yenmemiş gibi olurmuş. Hatta orada ekinler ve otlar çok daha gürbüz olurmuş. Bir gün İmze Sultan’ın eşeği komşu tarlada otlarken, tarla sahibi tarafından yakalanmış. Tarla sahibi eşeğin semerini ters çevirmiş ve içine taş doldurmuş. Eşek bu durumda yerinden kıpırdayamamış, olduğu yerde kalmış. Eşeğini merak eden İmze Sultan, gelip eşeği bu halde bulunca: “Bundan sonra burada hiç ot bitmesin!” diye beddua etmiş. O zamandan beri “Keseyeri” denen yerin yakınında bulunan bu yerde hala hiç ot bitmezmiş. İmze Sultan, eşeğin otladığı “Keseyeri” denen yer için de “Dünya durdukça buranın ekini bol olsun!” diye dua etmiş. Şimdi hiç yağmur yağmasa bile oranın ekini çok güzel olurmuş.
Yine Rivayet edilir ki; bir gün eşi ekmek yapıyor, İmze Sultan da pişiriyormuş. Derin bir düşünceye dalmış ve ekmeği yakmış. Karısı da oklava ile İmze Sultan’ı dürtmüş ve: “Ekmek yandı, sen ne yapıyorsun?” demiş. İmze Sultan: “Kara Deniz’de gemimiz batıyordu, askerlerimize yardım ediyorum.” demiş. Karısının inanmadığını görünce de yanan ateşin içerisine elini sokmuş, bir canlı balık çıkarmış ve teknenin içerisine atıvermiş. Bu olaydan sonra İmze Baba çok yaşamamış ve Hakk’a yürümüş.
Kaynak: İbrahim Afatoğlu, Denizli Evliyaları ve Türbeleri, Selvi Yayınları, Ankara
,
İBRAHİM AFATOĞLU alıntıdır..teşekkürler