KARIŞIK

16 Nisan 2016 Cumartesi

SEYYİD BURHANEDDİN TURBESİ kayseri

SEYYİD BURHANEDDİN TURBESİ

kayseri

    Türbe, Selçuklu Mezarlığı olan Talas Caddesi üzerindeki bugünkü yerindedir. Daha önce Seyyid Burhaneddin için birkaç defa türbe inşa edildiği sanılmaktadır. Bugünkü türbeyi, 2. Abdülhamid yaptırmıştır. Türbede, Seyyid Burhaneddin'den başka, Zeynel Abidin'de yatmaktadır. Bu türbe, Emir Erdoğmuş Kümbedine bitişik bulunmaktadır. Özelljkle Cuma günü kadınlar buraya gelerek dileklerde bulunur, dua eder ve namaz kılarlar. Seyy'id Burhaneddin'in türbesine ayırıca sünnet edilecek çocuklar da getirilir.
 KİTABEDE ŞUNLAR YAZILIDIR:
"Ey ihlas sahibi ziyaretçi ! Burası Hz.Burhaneddin in hürmetine layık türbesidir.Büyük bir saygı ile gir.Eğer irfanın yüzüne sürme çekmek istiyorsan,urhaneddin Hz.nin ayağına alnını sürmelisin"
Seyyid Burhaneddin Özbekistan’ın güneyinde, Afganistan sınırı üzerinde, Amuderya nehri ile Suhanderya nehri kavşağında, yeni Tirmiz şehrinin biraz batısında harabeleri kalmış eski Tirmiz şehrinde (H.56 1/M.1165–6) senesinde doğmuştur.
Tirmiz şehri o zaman yetiştirdiği birçok âlimleri ile ilim, sanat ve kültür merkezi haline gelmişti. Bu şehirde yetişmiş Seyyid Burhaneddin’ in yanında, Ebû Abdullah Muhammed el-Hâkim Tirmizi, Ebû İsa Muhammed b.İsa b.Sevre gibi birçok şöhretli âlimleri sayabiliriz.

Seyyid Burhaneddin, mevlevi kaynaklarında; velilerin ve gerçeği arayanların tacı, temiz ve arif kişilerin özü, kılı kırk yaran (müdekkik), keşif ve sırlar sahibi, Allah’a güvende ve hâkimiyette sebatlı, ilahi bilgide (marifette) taşkın deniz, meczûbların övündüğü gibi saygı değer ifadelerle anılmıştır.
Kayseri’de vefat eden ve kendi adı ile anılan mezarlıkta türbesi bulunan Seyyid’in hayatı hakkında kesin ve geniş bilgiye sahip değiliz; anne ve babasının adını bile bilmiyoruz; hakkındaki bilgiler bazı menakıb kitaplarının kapalı perdeleri arasında örtülü kalmaktadır. O’nun hayatı hakkında bilgi veren en eski kaynaklar, Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in (ölm. M. 1312) İbtidânâme adlı Mesnevîsi, Feridun b.Ahmed Sipehsalar’ın (ölm. M. 1312) Risale’si ve Mevlana’nın torunu Çelebi Arif in müridi olan Ahmed Eflâkinin (ölm. M. 1360) Menakıbü’l-Arifîn adlı eserleridir.
O, gerçekleri iyice araştırıp tetkik ettiğinden “ Muhakkik “insanların kalplerinden geçen gizli sırları keşif yolu ile bildiğinden de, “Seyyid-i Sırdân “ lakapları verilmiştir.
Seyyid Burhaneddin, Sultanü’l-Ulema Bahaeddin Veled’e intisap ettikten sonra, bütün ömrü, mücahede, riyazet ve müşahede ile geçmiştir. Gençliğinde Bahaeddin Veled’in manevî eğitim altında kırk gün hizmet ettiğinden dolayı velilik ve keşif sıralarına vakıf olmuştur. O, daima tevhidden bahsetmiş, marifetin sırrı olan hakikatleri açıklamaya çalışarak, dünya gösterişine aldanmamayı tavsiye etmiştir. Birçok hakikatleri ve sırları güzel ifade edip, açıklandığından dolayı devrinde tenkide uğramıştır: Zamanın şeyhlerinden biri, “Seyyid, gerçeklere dair sözleri güzel söylüyor; sebep de şeyhlerin kitaplarını, söz ve sırlarını okumuş olmasıdır” deyince, sözüne karşılık olarak başka biri de: “Sen de okuyorsun, nasıl oluyor da öyle söz söylemiyorsun “der. O zaman orada bulunanlar O’nda, “dert, mücahede ve amel vardır. “İşte bu yüzden gerçekleri daha iyi ifade ettiğini belirtmişlerdir.Yine Seyyid Burhaneddin,”Güzel söz söylüyor ama sözlerine Sena’î’nin (ölm. H.5251M. 1131) şiirinden alıntılar yapıyor” dediler. Bu sözden Seyyid haberdar olunca, şöyle dedi:” Bu, şu söze benzer; güneş güzel ama ışık veriyor, bunda bir ayıp yoktur. Çünkü Sena’î’nin sözünü nakletmek, o sözü göstermek, belirtmektir. Zira her şeyi güneş gösterir”
Seyyid burada, Sena’î’nin sözünü güneşe benzetip, bu ışıktan da herkesin faydalanması gerektiğini belirtip, diğer taraftan da Sena’î’nin şiirlerinin değerinin yüceliğini belirtmek istemiştir. Seyyid’in pek cezbeli ve hararetli bir insan olduğu anlatılır.
  

alıntıdır.teşekkürler