KARIŞIK

5 Temmuz 2016 Salı



Altın Kızlar Türbesi..samsun



Lâdik’in 17 kilometre Kuzeybatısında bulunan Çadırkaya Köyü’nün merkezinde yer almaktadır.
Halk arasında “Altın Kızlar Türbesi” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir. Ancak mezar taşlarından türbenin Anadolu Selçuklu döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Türbe; Karadeniz’e özgü ahşap yapı tarzında iken son yıllarda yıkılarak doğal taşlarla çevrilmiştir. Türbe içerisinde 2 adet Selçuklu dönemine ait kabir bulunmaktadır.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Altın Kızlar Türbesi hakkında çeşitli rivayetler anlatılmaktadır. Mahallinden edinilen bilgilere göre bölgede yaşayanlar sabah namazı için kalktıklarında türbelerin çevresinde gezen sapsarı saçlı, ay gibi parlak 2 genç kız görmektedir. Türbe’nin etrafında dolaşan sarı saçlı genç kızların birçok kişiye görünmesi nedeniyle yöre halkı burada bulunan türbelere Altın Kızlar Türbesi ismini vermişlerdir. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak, çocuğu olmayanlar içinde Allah’ın (c.c)izni ile evlat sahibi olmak umuduyla ziyaret edilmektedir

Asarma Türbesi..asarcık




Asarcık’ın 6 kilometre Güney Batısında yer alan İmamlı Köyü’ne 1 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Halk arasında “Asarma” şeklinde anılan türbeye ait herhangi bir kitabe bulunmadığından türbenin tarihi hakkında bilgi edinilememektedir.
Tarihi ve mimari özelliği olmamakla birlikte Türbe; orijinali ahşap iken son yıllarda kâgir olarak yeniden inşa edilmiştir. Çatısı kiremit ile kaplanmış, iç ve dış duvarlar sıvalıdır. Türbeye ait sanduka betonüstü ahşaptan yapılmıştır. Türbenin etrafı ağaçlar ile çevrilidir.
RİVAYET: Yöre halkı tarafından evliya olarak nitelendirilen ve korunan Asarma Türbesi hakkında fazla rivayet bulunmamaktadır. İnsanları hakka davet eden, İslamiyet’i en güzel şekilde yaşayamaya gayret gösteren Allah dostu kardeş oldukları, diğer kardeşlerinin Yeni Ömerli ile Aydın Köy’de metfun bulunduğu rivayetler arasındadır. Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunulmaktadır. Hasta olanlar Allah’ın (c.c) izni ile şifa bulmak,evlenecek gençler Allah’tan (c.c.) hayırlı kısmet istemek amacıyla da türbeyi ziyaret etmektedirler.

Şeyh Beğ Türbesi..samsun



Ondokuzmayıs İlçesine 4 kilometre uzaklıktaki Yörükler Beldesi’nde, Kızılırmak Deltası, Kuş Cennetinin kıyısı Fevzi Çakmak mahallesinde bulunmaktadır.
TARİHÇESİ: Halk arasında “Şeyh Beğ ” şeklinde anılan türbenin, kitabesi bulunmamaktadır. Şeyh Beğ 1730-1825 yılları arasında Dağ Köyü’nde yaşamış ve Yörükler beldesinde şehit düşmüştür. Kendisi gibi şehit düşen Hızar,Hüseyin ve Musa adındaki kardeşleri ise Dağ Köyü’nde metfundur.
MİMARİ ÖZELLİĞİ: Türbe; Kızılırmak Deltası, Kuş Cennetinin kıyısındadır. Kâgir inşaat tekniği kullanılmış kubbeli şekilde inşa edilmiş olup, içinde mermerden yapılı sanduka vardır.
RİVAYET: Günlerden bir gün, İstanbul’dan Hopa’ya yük getiren bir gemi, Karadeniz Ereğlisi açıklarında fırtınaya tutulur. Gemi ha battı ha batacak! Mürettebat ve kaptan büyük bir korkuya kapılmış durumda Allah’a dua ederlerken, nur yüzlü, aksakallı, yaşlı bir zat ortaya çıkar. Allah’ın izniyle, tehlikenin geçeceğini, telaşa kapılmalarına gerek olmadığını söyleyerek hem onları teskin eder, hem de onlarla birlikte duada bulunur. Bir süre sonra fırtına geçer, gemi salimen yoluna devam eder.Bu arada gemi kaptanı, kendilerine yardımcı olan yaşlı adama;-“Baba, senin adın ne? Sana kim derler? Evin, yurdun neresi?” diye sorar.İhtiyar;—Benim evim, Samsun –Bafra Yolu üzerinde, Engiz denilen bir yer var. Oradan Balık göllerine giderken Boğaz üzerinde köprü ve mezarlık var. Mezarlıktaki yaşlı dut ağacının hemen yanındaki ev benim evim. Biz 7 kardeşiz” derve ortalıktan kaybolur. Daha sonra “Şeyh Beğ “i rüyasında gören kaptan Samsun’a geldiğinde Engiz’e varırkendisine tarif edilen dut ağacını bulur. Fakat yanında ev falan yoktur. Sadece tek bir mezar vardır. O zaman anlarki, Şeyh Beğ ulu bir zattır. Orda hemen karar vererek mevcut mezar üstüne bugünkü binayı (Türbeyi) yaptırır.Türbe halk tarafından Rıza-i İlahi için veli ziyaretinde bulunmak için ziyaret edilmektedir.

Tütünsüz Baba..edirne





Edirne – Tütünsüz baba sokakta.  Edirne Teknik ve Endüstri meslek lisesi’nin arkasında
Asıl ismi Ahmed Rıdvani olup II. Beyazıd Han devrinde baş defterdar olarak görev yapmıştır. 1499 yılında vefat eden Tütünsüz Baba‘nın tekkesi günümüze ulaşamamıştır. Bu isimle anılmasının sebebi ;
Ordunun Avrupa içlerinde sefer gittiği günlerdir. Ordu çok acele hareket etmektedir., ordu mola verir, yemeğin hemen yenmesi gerekir. Ancak odun bulunamaz. Çaresiz kalmışlardır. Ordu içinde hal sahibib bir zat , kazanların altına mum koymalarını söyler i Mum koyarlar ve yemekler hemen pişer. Bundan sonra bu zata Tütsüsüz (dumansız) pişirdiği için Tütsüsüz Baba derdeler bugün yanlış olarak Tütünsüz Baba denmektedir. Bu zata savaşta kelle koltukta fütursuzca savaştığı için Fütursuz Baba da denmektedir.





Çanakkale – Gelibolu’da Hallacı mansur türbesinin karşısından bayraklı baba ya doğru değilde şehit nuriye ak sokağa doğru gidiyoruz. sokağa girdikten sonra fener 2 sokağa doğru devam ediyoruz. Sokakta 50 mt yürüdükten sonra sol tarafta bir evin arka bahçesinde

Hoca Hamza mahallesini adını veren kişidir. Yazıcızade çeşmesinin karşı tarafında Feneraltına doğru inen yerde mezarı bulunmaktadır. Mezarı tamir edilirken aslına uygunluğu bozulmuştur. tamirden önce kitabesinde şunlar yazmaktaydı ; Mebni hazel – mescidül şerif el mübareke el Abdülzaif el muhtaç ilellahi Teala Hoca Hamza el-emir fi şehri zilhiccesene fis’a ve semane mie el hicriyye H.809 M.1406.
Mezarı bugün bakımsız bir halde bir Fener 2 sokakta bir evin bahçesindedir.
ZEYNEL ARAP TÜRBESİ..gelibolu




Gelibolu’da Zeynel arap sok no :35. Mütevelli sokak ile zeynel sokağının kesiştiği yerde
Yazıcızade Mehmet efendi nin hocasıdır. Yazmış olduğu ünlü eseri ”Muhammediye” sinin bir bölümünde hocası Zeynel Arap Hazretlerindenn hürmet ve saygıyla bahsederek kendisin eğitimindeki etkisinde bahsetmektedir.
Yazıcızade Mahellesindeki türbesindeki kitabesinde ”Kutbul Arifin yazıcızade Mehmet efendinin hocası Zaynel arap hazretlerinin türbesi şeriflerdir” diye H. 1150 M. 1734 yazılıdır.
TEKKE DEDE TÜRBESİ...BERGAMA








İzmir – Bergama İlçesine 20 km. mesafede bulunan Güneşli köyü yakınlarında
Karasi Bey Bizans’tan Bergama’yı alır. Kozak’a çekilen Bizans ordusu ile Mehmet’ül-İns Kumandasındaki Karasi Bey ordusu Güneşli Yaylasında çatışmaya girerler. Bu çatışmada hayatını kaybeden komutanın türbesi ve askerlerin mezarları burada bulunmaktadır. Güneşli’nin eski Adı Tekke, bu olaylailgili olarak konulmuştur. Fakat halk kendi yaşantısı içinde bir Tekkedere söylencesi üreterek bu mezarı Çoban Dede diye birine mal eder.
Anlatılır ki, Kozak’ta asıl yayla burasıdır.
Ağacı az, otlağı çok, yeri yüksek, kışı sert, yağışı karlı, yazın pınarları buzludur. Yörükler yayla obası olarak buraya geldiklerinde otlak, sulak diye bildikleri bu yer zamanla kurak, çorak oluverir. Kışın karı eksik mi düştü, yazın sıcağı baskın mı çıktı neyse, sıkıntı baş gösterir. İnsanlar düşünüp taşınmaya başlarlar. Hastalık yayılmaya, susuzluktan hayvanlar bayılmaya, ölenler sayılmaya başlayınca Çoban Dedeyi arayıp bulurlar, el aman deyip ayağına kapanırlar. Çoban Dede üç gün bekler, kulağını yere koyar, akşamüzeri güneşi arkasına alıp değneğini savurup atar. Değneğin düştüğü yere koşan yörükler gürül gürül akan bir suyun kaynadığını görünce bayram yaparlar. Dönüp dedeye teşekkür için geldiklerinde onu ölmüş görünce yasa bürünürler.
Bugün dedenin mezarı olduğu yer türbedir. Sarı Dede ismiyle de anılan Tekke Dede ilçeye 25 km. mesafedeki Zeytindağı beldesine iki km. mesafede bulunan bir tepededir. İki kubbeli sağlam bir yapı olup duvar ve kubbeleri gibi pencerelerin de demir parmaklıkları iyi bir işçilikle yapılmıştır. Türbede üç mezar bulunmaktadır. İlkbaharda özellikle dağ köylerinden ziyarete gelen halk burada kurban keser.
Eski Topçu Kışlası mevkiinde Gazi İlköğretim Okulu karşısında yer alan türbenin, Karesi Beyin oğulları arasında çıkan taht kavgası sonucu yaşamını kaybeden Dursun Bey için inşa edilmiş olduğu rivayet edilir. Burası halk arasında Kız Türbesi ismiyle anılır. Dursun Beyin mezarı kale eteklerinde anılan yere yapılmış, daha sonra Bergamalı bir kadın tarafından üzerine türbe inşa edildiği için buraya zamanla Kız Türbesi denilmiştir.
Türbenin yapımında inşa malzemesi olarak moloz taş ve kaba yonu taş ile devşirme malzeme kullanılmıştır. Dar saçaklı ve pramidal çatılıdır. Duvarlar oldukça kalın tutulmuştur. Türbeye doğu cephesinde yer alan sivri kemerli bir kapı ile girilmektedir. Sanduka türbenin içinde bulunmaktadır. Yapı içerden tonoz ile örtülüdür. Yapının her cephesinde bir pencere bulunmaktadır. Batı cephesindeki pencere açıklığı sonradan kapatılmış, iç cephede niş şeklinde bırakılmıştır. Türbeyi doğu ve güney cepheden büyük bir avlu çevrelemektedir. Türbenin etrafında dağınık halde Osmanlıca mezar taşlarının bulunması, bu alanın Osmanlı mezarlık alanı olduğu fikrini desteklemektedir.

Hz. Muhammed Hanefi’nin Türbesi..bayburt

HZ.ALİ NİN OĞLU NUN MAKAMI



Bayburt Balca Köyünde makamı bununan Hz.Ali (R.A) oğlu Hz. Muhammed Hanefi’nin türbesi