KARIŞIK

4 Ağustos 2017 Cuma

Seyit Battal Gazi Torunları Türbesi - (Bornova)






İzmir Bornova ilçesinde Büyük Caminin kuzeybatısında bulunan bu türbenin yapım yılını ve kime ait olduğunu belirten bir kitabe bulunmamaktadır. Yapı üslubundan Aydınoğulları döneminden, XIV. yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğinden kısmen de olsa uzaklaşmıştır.

Türbe kesme taş ve tuğlanın almaşık biçimde sıralanmasından meydana gelmiş olup, sekizgen bir plan düzeni göstermektedir. Üzeri kasnaklı ve kiremitli bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin batı cephesindeki giriş kapısı ana yapıdan bir metre öne doğru taşırılmış, sivri tuğla kemerli dikdörtgen bir bütün halindedir. Girişin iki yanına birer mukarnaslı mihrapçık yerleştirilmiştir. Buradan basık kemerli bir kapı ile girilen türbede üç taş sanduka bulunmaktadır. Burada gömülü olan kişilerin kim oldukları da bilinmemekle beraber SEYİT BATTAL GAZİ nin torunları olan ALİŞİR - BEŞİR - ve NEZİR HAZRETLERİ nin olduğu söylenmektedir. Türbenin içerisi birer duvar atlayarak üç pencere ile aydınlatılmıştır.
Erenler Ninesi Pir Sultan Mezarı
 Peşrefli köyü – ( Tire )






PEŞREFLİ köyü İzmir ilinin Tire ilçesine bağlı Tire,nin doğusunda Tire ile Gökçen beldesi arasındadır.
Erenler Ninesi Mezarı Peşrefli köyü isminin verildiği Erenler tepesindedir. Pir Sultan ninesi Peşrefli köyü Piri Veli Beşe ve Ödemiş Birgi’de yatan kardeşlerin anneleri olduğu söylenmektedir. Pir Veli gibi senenin belli günleri mezar yerinin biraz altında yapılmış hayır yerinde kurbanlar kesilir, hayır yemekleri yapılır, dilekler dilenir.
Pir Veli Beşe Türbesi – Peşrefli köyü – ( Tire )







PEŞREFLİ köyü İzmir ilinin Tire ilçesine bağlı Tire,nin doğusunda Tire ile Gökçen beldesi arasındadır. 
Pir Veli Ünlü İslam fıkıhçısı ve devrimcisi Şeyh Bedreddin’in yeğenidir. Bedreddin’in ağabeyi İsmail’in oğludur.
Türbe Köyün bir buluşma yerini tarif eden ve buluşma yeri anlamına gelen Tokat semtinde yatan Ata mezarı ve başındaki kara selvi, bize orada yatan kişinin en az 600 yıllık olduğunu göstermektedir. Kara Selvinin altında yatan atanın adı yörede Beşe Veli (Pir Veli) olarak bilinmektedir. Beşe öz Türkçe bir kelime olup Atmaca anlamına gelmektedir. Peşrefli, belki de yüzyıllar ötesinden bize ulaşan Beşe Veli'den de türemiş olabilir.
Pir Veli, yüzyıllardır Peşrefli'nin dini sosyal hayatı içinde insanları etkilemiş, bu yönüyle de köydeki hayatla birlikte bu güne dek manevi varlığını koruyabilmiş önemli bir kişiliktir. Bugün mezarının bulunduğu Tokat mevkiinde, yüzyıllardır yağmur duaları ve şükür yemekleri düzenlenmektedir. Ayrıca ölü doğmuş ya da doğumdan kısa sonra ölmüş bebeklerin Pir Veli'nin kabri çevresine gömüldüğü de bir gerçektir. Pir Veli ismi; köydeki ataların anlatımlarına sinecek kadar kabul görmüş bir temizlik simgesi olarak bilinir. Peşrefli Köyünde Pir Veli adına bir de mescid olduğu belirtilmektedir. Mescid daha sonraları temelden yıkılarak yeniden yapılmıştır.

Pir Mansur Türbesi ..süleymaniye


Pir Mansur Türbesi Güney Kürdistan’ın Süleymaniye şehrinde yer alır. Türbe her yıl 100 binlerce ziyaretçinin gelip dileklerde bulundukları bir yerdir.


Pir Mansur’un geçmişi hakkında pek bilgi olmazken Kak Ahmedi Süleymani’nin soyundan olduğu rivayet edilir..



Türbeyi marjinal kılan bir özelliği duvarlarının tümünün yeşile boyanması ve gelen ziyaretçi kadınların ellerine kına sürüp dua etmeleridir.

Pir Mansur Türbesi hakkında pek bilgi bulunmadığı gibi Süleymaniye ve çevre illerinden olan kadınların sık sık gelip ziyaret ettikleri bir mekan haline gelmiştir.

Pir Mansur Türbesine gelen kadınlar dilek tutma esnasında ellerini kına ile boyayıp duvara sürmeleri ziyaretgah’a farklı bir anlam kazandırmıştır. Kadınların neden bu şekil davrandıkları bilinmediği gibi bir gelenek olarak nesilden nesile aktarılmıştır.



Pir Gaib Baba Türbesi..adilcevaz





Çayır Mahallesi’nde, Paşa Cami yanındadır. İnsanlar, uzun ve sağlıklı bir ömür için, yeni gelinlerin ayaklarını açmak ve kayıp eşyalarını bulmak için buraya gelirler. Türbeye para, yüzük gibi cisimler bırakılır. (Para bırakılarak zenginlik, yüzük bırakılarak iyi bir kısmet dilenir.)

Bu zat’a Pir Gaib isminin verilmesiyle ilgili olarak şöyle bir kıssa anlatılır: Bir savaş sırasında Müslüman askerler kafir askerler tarafından kuşatılır. Bunun üzerine gölden yeşil sarıklı zatlar çıkar ve kafir ordusunu püskürttükten sonra tekrar göle dönerler. Fakat içlerinden biri burada kalıp göle geri dönmemiş. Bu kişide gaip’ten gelen Pir Gaib Baba imiş.

Bu mezarın üzerinde halkın “Kara Ağaç” dediği ağacın, Pir Gaib’in asası olduğu ve bu ağacın tek bir dalının bile koparıldığında, koparan kişinin başına birçok musibet geleceğine inanılır.

Pir Gaib Babanın türbesinin hemen yanındaki, 500 yıllık, 5-6 metre genişliğindeki ağacın yıkılması üzerine derme çatma türbenin yıkıldığını gören Hacı İlyas Köstekçi Urfa’dan getirttiği taşlarla türbeyi yeniden inşa ettirip bu kahraman zata bu dünyada hak ettiği değerin verilmesine öncülük ederek huzur içinde yatmasını sağlamıştır.

Kaynak: Pir Gaib Baba Türbesi

http://www.adilcevaz13.com/pir-gaib-baba-turbesi-771h.htm  alıntıdır..

Ferhad Baba Türbesi..eyüp .istanbul






Ferhad Baba Türbesi

Bıçakçı Baba Türbesi
Açık türbe olup, Bıçakçı Eyüp Sokağı üzerinde ve Düğmeciler Mektebi Sokağı'nın karşısındaki 39 kapı Nolu evin bahçesindedir. Set üzerindeki bahçenin gerisinde olup etrafı, bir duvarla çevrilmiştir. İçinde üçü servi olmak üzere beş ağaç vardır.
Bıçakçı Baba'nın şahideleri dört köşe köfeke taştır. Yanında aynı biçim bir kabir daha bulunmaktadır. Üzerlerinde yazı ve tarih yoktur.
Bıçakçı Baba'nın Fatih'in bıçakcıbaşısı olduğu ve İstanbul'un fethinde bulunduğu söylenmektedir. Adı Ferhad imiş. Fetih sırasında şehid olup buraya gömülmüş ve BıçakçıBaba adına burada bir de mescit yaptırılmış, fakat 186O'lıtarihlerde yıkılmış. Fatih ve Eyüp vakfiyelerinde adı yoktur.
Fakat 12-Ca. 1242 (12-12-1826) tarihli bir ilanla Bıçakçı Ferhad Mescidi vakfına mütevveli tayin edildiği görülmektedir.
Kaynak (Gezi notu) (Koçu, İst. Ans. 5/2744) (Osm. Arş Muallim Cevdet Tas. Evkaf Def. No. 17034)

Ahmet Pir Edirnevi Türbesi

istanbul..eyüp




Ahmet Pir Edirnevi Türbesi
Feshane Caddesi üzerinde olup her iki tarafı mezarlıktır. Bunların yanında ve sağ tarafında Mehmed Vusuli Efendi ve Hubbi Hatun Türbeleri, sol tarafta Zal Mahmud Paşa Medresesi ve camii bulunmaktadır.
Arka tarafındaki bostanın sonunda ise, Nakkaş Hasan Paşa'nın eşsiz türbesi bulunmaktadır. Türbe, kara planlı olup üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taştan, pek muntazam bir şekilde yapılmıştır. 1957'de restore edildi. Alt üst pencereli olup çatısı ahşaptır. Mermer söveli kemerli kapısı üzerinde bir ayet-i kerime bulunmaktadır. Cadde tarafında klasik demirli bir hacet penceresi vardır. İçinde bir tek kabir mevcuttur. Sonradan konulmuş kitabesinde şunlar yazılıdır:
Tecvid müellifi karabaş Ahmed
Efendi Hazretleri'nin kabridir.
Hadika Yazarı şu bilgiyi veriyor.
"Anayola bakan Debbağhâne tarafında özel türbede medfun olan Pir Ahmed Edirnevi, Bayramiye tarikinden Ömer Sikkini hülefâsından olduğu La'li-Zâde Abdülbaki Efendi Sergüzeşt adlı kitabında ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Lakin araştırmama göre Pir Ahmed Pir Ali Aksariyî Hz. nin halifelerindendir. Ahmed Efendinin vefatı 1001 (1592) tarihindedir.
Pir Ahmed Efendi Melâmiye-i Bayramiye'den olup silsilesi Ömer Sikkini'ye varır.
Pir Ali Aksariyi, Oğlan fieyhi namıyla maruf İsmail Maşukf'nin babası ve şeyhi olup, Ayaş'ta medfun Bünyâmin Ayaşî'nin halifesidir. Ayaşî, 926(1520) tarihinde vefat etmiştir.
Ve Ömer Sikkini (ölm. 880 (M. 1475) nin halifesidir."
Pir Ali Aksarayi'nin vefatı 935 (1528) tarihinde olup kabri Aksaray'daki türbesindedir. Oğlu, İsmail Maşuki'yi halifesi fieyh Ahmed Edirnevi ile İstanbul'a göndermiştir. Fakat bir müddet sonra bazı sözlerinden dolayı, 935 (1528) tarihinde, Atmeydanı'nda, Çınarlı Mescid önündeki Çukur Çeşme (Üçler Çeşmesi) yanında, şeyhülislamdan fetva alınmak suretiyle, 19 yaşında olduğu halde şehid edilmiştir. Kabri, Rumelihisarı'nda Kayalar Mescidi haziresindedir.
Edirneli Pir Ahmed Efendinin bir ilahisi vardır. Tamam olmayan bu eser, tekkeler kapanıncaya kadar, bütün tekkelerde özel bestesiyle söylenirdi, ki şudur:
Hakka giden yol bu yoldur
Cümlenin maksudu oldur
Tevhid eden gör ne kuldur
Böyle bir Allahımız var
Bilir cümlenin halini
Aşıklar verir cemâlini
Zeval ermez kemâlime
Böyle bir Allahımız var
Bir aşık ile dols olalım
Gitdi aklım ben mest olalım
Bu yolda gayet pest oldum
Böyle bir Allahımız var.
Ahmed Üryan gir Meydâne
Afveder bakmaz iyyâne
Terket canı yana, yane
Böyle bir Allahımız var.
Türbenin kapısı üzerindeki ayet, Hâmid'indir.
Türbenin sağ tarafındaki hazirede şu zevatın şahideleri vardır.
985 (1577). Cafer Efendi fieyhülislam Ebû's-su'ud Efendinin amcası Abdünnebi Efendinin oğlu ve Anadolu kadıaskeri, hac dönüşü Üsküdar'daki bahçesinde otururken vefat etti. lim bir zat idi. Taşı dört köşe köfekedir. (Si. Osm. 2/70)
1151 (1738). Zal Paşa İmamı Ahmed Efendi
1182 (1768). Debbag Mehmed Ağa. Tabbakhane bu hazirenin karşısında idi.
1217 M. 17 (Mayıs-1802). Devletlu ismetlu Esma Sultan başaağası Bilal Ağa. Esma Sultan Sarayı Defterdar İskelesi civarında idi.
1219 B 27 (Emik-1804). Sadrı esbak Muhsin-Zâde telhizcisi ser müteferrikan-i dergâh-ı li İbrahim Bey.
1221 (1806). Debbağ Süleyman Ağa
Türbe solundaki hazirede ve büyük hacet penceresi arkasında:
1257 B 13 (Eylül-1841). Şeyhülvüzerâ Hüsrev Paşa kethüdası Yahya Bey.
1264 (1848). Yahya Bey'in eşi Şerife Ayşe Hanım.
1308(1890). Raif Bey.
Yahya Bey Yalısı bahsine bakınız.
Kaynak: (Hadika 1/253) (A. Gölpınarlı, Melamilik S: 46)

İmam Bakır  Türbesi..urfa


Harran'ın 3 km. kuzeydoğusunda İmam Bakır Köyü'nde 12 İmamdan beşincisi olan Ebu Ca'fer İmam Muhammet Bakır'a atfedilen bir türbe ve bitişiğinde onun adını taşıyan bir cami yer alır. Halife Hz.Ömer zamanında (miladi 639'da) Urfa ve Harran'ın fethi savaşına katılan Ebu Ca'fer İmam Muhammet'in kopan bir parmağının buraya gömülerek üzerine türbenin yapıldığı ve köye "İmam Bakır" adı verildiği rivayet edilir

Baba Zakir Türbesi..bursa ..yıldırım



 Namazgah ile Mesudi Makramavi mahalleri arasında bir mahalleye adını vermiştir. Bugün bu mahalle Namazgah sınırları içinde kalmıştır.
Baba Zakir, hafi ve cehri zikre vâkıf bir velidir. Asıl adı kaynaklarda Ali, mezartaşında Alâaddin olarak yazılmıştır. Uzun zaman Emir Sultan Hazretlerinin hizmetinde bulunup zakirbaşı (okuyucu başı) olarak görev yaptı. Adının verildiği mahallede İmaret adı ile anılan bir cami ve bir zaviye yaptırdı.Çelebi Sultan Mehmet Han zamanında tahminen 1417 ylılnda 103 yaşında vefat etti. Kabri, bugün Yeşil Türbe den yukarı doğru çıkıldığında Dereboyu sokakta solda, apartmanlar arasında sıkışmış; iki apartmanın daracık havalandırma boşluğunda ona da bir yer bırakılmıştır. Hanımı Hatice Hanım ve kızının kabri 30 metre aşağıda yol üzerindedir.