Piri Baba Türbesi
AMASYA –Merzifon –Nusretiye Mahallesi
Piri Baba Türbesi, Amasya İli Merzifon İlçesi, Nusretiye Mahallesi Piri Baba Sokakdadır.
Piri Baba Türbesi |
Bu konuda iki kaynak vardır. İlki Evliya Çelebi’nin dergahı ziyaret etmesi ile günümüze aktardığı bilgilerdir. Evliya Çelebi’ye göre Piri Baba Hoca Ahmed Yesevi’nin izni ile Merzifon’a gelip yerleşen bir Horasan erenidir. Piri Baba bazen hamamlarda yatan meczup bir arif-i billah idi. Dergahı meydan, mutfak ve derviş odalarıyla çevrili ve her gece iki yüz adamın konup göçtüğü bir yer olarak tanımlar.
Diğer eser ise Piri Baba’nın müritlerinden biri olan Şamluoğlu Hoca İbrahim tarafından 16.yüzyılın başlarında yazılan, Menakıb-ı Piri Baba / Velayetname adlı eserdir. Bu esere göre Piri Baba Merzifon’un Narince Köyünde doğmuştur. Yedi-sekiz yaşlarında annesi Gülbahar Sultan Piri Baba’yı Merzifon’a götürüp bir yaşmakçının yanına çırak olarak verir. Küçük yaşlarda keramet ehli ve veli bir kişilik çizer. Genç yaşlarında dahi Kabe’de öğle namazını kılar, sonra gelip Merzifon’da işiyle uğraşırmış. Bu el yazması kitapçığa göre on iki imamdan olan Musa Kazım’ın evlatlarındandır ve Tasavvufi eğitimini önce Ahmed Yesevi’den sonra da Lokman Perende’den almıştır. Merzifon halkına sadece İslam’ı yaymamış, aynı zamanda dokumacılığı da öğretmiştir. Günümüzde Merzifon Oymaağaç ve Oymak Köylerinde yaşayanlar Piri Baba Ocağından gelenlerdir.
Sandukasının başında bulunan kitabede şöyle yazmaktadır: İmam Musayı Kazım evladı Seyyid Mehmed Piri Dede Baba Horasan’da 1241 (H. 639) tarihinde doğmuş, 1282’de Anadolu’ya gelmiş, 1341’de vefat etmiştir.
Türbe hayli bakımlıdır. İki katlı olan türbenin üst katında Piri Baba’nın sandukası bulunmaktadır. Alt katta ise mumluk ve dilek taşı mevcuttur. Türbe kare planlı olup, moloz taş, tuğla ve horasan harcı kullanılarak inşa edilmiştir. Türbeye bitişik cami ve Cemevi bulunmaktadır. Ayrıca ziyaretçilerin kalabileceği odalar vardır. türbenin 15.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Türbede 1906 yılında Nakkaş İbrahim tarafından yapılan kalem işi süslemeler dikkat çekicidir. Türbe 1977 yılında onarım görmüştür. Türbe Vakıflar mülkiyetinde olup 1998 yılında Anıt olarak tescillenmiştir.
Türbe çok değişik şeyler için ziyaret edilir. Başlıca ziyaret sebepleri şöyledir: Her türlü hastalık ve ağrılar için, çocuk isteği için, yaramaz çocukların uslanması için ve cin çarpmaları için.
Sayın Rahime Özdoğan’ın tezinden ziyaret uygulamalarını direk aktarmak istiyorum:
Ziyaretçiler sandukanın bulunduğu yere her tarafı öperek girmektedirler. Türbe yedi kez dolaşılıp, aynı anda dualar okunup dilekler belirtilir ve adak adanır. Hastalıklar için, sandukanın baş tarafındaki geyik boynuzu, vücudun ağrıyan yerlerine üçer defa sürülür. Bu işleme afsunlanma denilmektedir.
Çocuk isteğiyle gelen kadın ziyaretçiler, evlerinden getirdikleri ipi, önce okuyarak sandukanın baş ve ayak tarafına sürerler. Daha sonra ip bele bağlanıp, başka bir kadının yardımıyla sandukanın çevresinde “Allah’ım muradımı ver” diyerek sandukanın etrafı yedi kez dolaştırılır. Dolaşma işlemi bittikten sonra kurban adanır.
Yaramaz çocuklar için, normal ziyaret tamamlandıktan sonra, çocuk sandukanın bulunduğu odanın kapısındaki yeşil örtülü taşa yatırılıp, süpürme denilen işlem yapılmaktadır. Bu işlem mutlaka türbedeki süpürgeyle yapılmalıdır. Süpürme işlemini yapan kadın; “Kötü huylar gitsin, Allah akıl fikir versin, anayı babayı bilsin, Piri Baba, Piri Baba yardım et” şeklinde sözler söylemektedir. Ziyaretçiler sandukaya arkalarını dönmeksizin geri geri sandukanın bulunduğu yerden çıkmaktadırlar.
Cin çarpması sonucunda oluşan vücut arızaları için normal ziyaretin yanında, Piri Baba’nın yaptığına inanılan ayakkabısıyla sağaltma işlemi yapılmaktadır. Türbenin avlusundaki ayakkabıyla hastanın her tarafına hafifçe vurulur. Bu ritüelin icrâ edilmesinin sebebi, kutsallığına inanılan ayakkabının, cinlerin vermiş olduğu zararları yok edeceğine olan inançtır.
Her türlü ziyaretten sonra, önce dilek taşında taş yapıştırılarak büyüsel işlem, mum yakma suretiyle de bir tür adak sunma ritüelleri icrâ edilmektedir. Ayrıca sandukadan alınan cöher (cevher) denilen toprağın su içinde eritilip içilmesi suretiyle tedavi olunacağına inanılmaktadır. Adaklar genellikle kanlı kurbandır. İstekler gerçekleştikten sonra, kurban Piri Baba adak yerinde kesilerek toplu ziyafetler verilir.
Menkıbeler: 1-) Piri Baba daha çırak iken ustası Hac vazifesi yaparken hanımının yapmış olduğu helvayı bir anda Hacca götürüp ustasına verip geri döner.
2-) Piri Baba’nın yapmış olduğu ayakkabılar türbeyi ziyaret eden biri tarafından çalınır. Adam eve gittiğinde heybesini bir açar ki, heybeden yedi sekiz metre uzunluğunda koca kara bir yılan çıkar ve ayakkabılar da yoktur. Ertesi gün türbeye giden hırsız ayakkabıların yerinde olduğunu görünce büyük pişmanlık duyar ve Piri Baba’ya dualar okur ve af diler.
Kaynakça: Rahime Özdoğan –Amasya’da Adak Yerleri İle İlgili Halk Anlatıları -2006 / Doç.Dr. Harun Yıldız –Amasya Yöresi Alevi Ocakları –Uluslar arası Sosyal Araştırmalar Dergisi -2011 /www.amasya-abdulhalim.blogspot.com / www.kurumsal.kulturturizm.gov.tr /www.panoramio.com
Taylan Köken