RÛMÎ HOCA TÜRBESİ.merzifon
Muzaffer DOĞANBAŞ*
Merzifon ilçesine bağlı Diphacı Köyü muhtarlığınca, köylerinde bulunmakta olan Rûmî
Hoca Türbesi hakkında verilen dilekçeye istinaden görevli olarak, anılan köye gidildiğinde söz
konusu türbe görülmüş ve yerinde incelenmiştir.
Türbe hakkında ilk bilgiler köy muhtarı Mustafa Şenses’ten alınmıştır. Daha sonra ise muhtarın
tavsiyesi üzerine Rûmî Hoca Türbesine bakan türbedar Celal Belli ile görüşülerek konu hakkında
bilgiler alınmıştır. Celal Belli’nin bilgilendirmeleri üzerine konu hakkında daha önce bir çalışmanın
yapılmış olduğu da öğrenilmiştir. Fakat bu çalışmanın kişisel yorum ağırlıklı bir çalışma olduğu
görülmüştür. Cem dergisinde yayımlanmış olan bu makalede (Onarlı, 2001: 37-38); özellikle
türbedeki kitabelere açıklayıcı şekilde yer verilmemiş olup, daha çok sözlü gelenekten edinilen
bilgiler aktarılmıştır. Bu nedenle yapılan çalışmadaki eksiklikler de göz önüne alınarak bu
eksikliklerin giderilmesine yönelik olarak konuya Türk sanatı tarihi perspektifinden bakılmış ve
konu bu yönüyle ele alınmıştır.
Rûmî Hoca Türbesi, Amasya’nın Merzifon İlçesi Diphacı Köyü Çamiçi mevkiinde oldukça yüksek bir
noktada yer almaktadır. Türbenin bulunduğu alan, eski Merzifonabad kazasının merkezi olan
şimdiki Bulak Köyü ve civarındaki ovaya hâkim bir yerdir. Türbenin batı yanında hazire,
güneybatısında ise merhum İsmail Coşar tarafından yaptırılmış bir aşhane bulunmaktadır.
Resim-1 girecek
Rumi Hoca Türbesinin Genel Görünümü
Rûmî Hoca Türbesi, dikdörtgen plânlı olup düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Türbenin
üst örtüsü ahşapken sonradan betondan bir tekne tonoz ile örtülmüş olup oluklu kiremitle
kaplıdır. Türbe köy tüzel kişiliği adına kayıtlı bulunmaktadır.
Türbe, bir ön giriş ve sandukanın bulunduğu oda olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.
Sandukanın bulunduğu oda 4.10 m X 4.20 m ebatlarında kare bir mekândır. Sandukanın
bulunduğu odanın giriş kapısı 66 cm genişliğinde ve 1.60 m yüksekliğindedir.
Resim-2 girecek
Rumi Hoca Türbesinde Sandukanın Olduğu Bölüm
Kapı, basık kemerli ve düzgün kesme taş sövelidir. Basık kemerin kilit taşında dört satırlık Arapça bir kitabe bulunmaktadır. Kitabe çok silik bir halde olduğu için sağlıklı bir şekilde okunamamakla birlikte, üzerinde 1321 hicri tarihi (1903 miladi) okunabilmektedir. Ayrıca kapının güney kenarında beş satır halinde yazılmış Arapça bir kitabe daha bulunmaktadır. 38.5 X 33 cm ölçülerinde olan kitabenin üzeri siyah yağlı boya ile boyanmıştır. Kitabe metni aşağıya çıkarılmıştır:
1. Maşallah
2. Kutb-ül-ârifîn Kaddese
3. Sırrah’ül aziz anhû evlad-ı
4. Rûm-î Hoca Kasım es-Seyyid Mehmed Ali
5. Fi mart sene 321
Bu kitabe, 1321 hicri/1903 miladi tarihli olup Rûmî Hoca evlâdından Kasım es-Seyyid Mehmed Ali adına düzenlenmiştir.
Rûmî Hoca’nın sandukası ahşaptandır ve oldukça yıpranmış bir haldedir. Sanduka, 2.35 m uzunluğunda, 84 cm yüksekliğindedir. Sanduka üzerinde herhangi bir bezeme bulunmamaktadır. Sadece sandukanın şahidesinde üç satırlık bir kitabe bulunmaktadır. Kitabe 26 x 25 cm.lik bir alana yazılmıştır. Bu kitabenin de diğeri gibi harfleri siyah yağlı boya ile boyanmış bir halde olduğu görülmüştür. Kitabenin metni aşağıya çıkarılmıştır:
Resim-3 girecek
Rumi Hoca Türbesinin Sanduka Şahidesinden Görünüm
1. Hoca Rûmî kutb-ül-ârifîn
2. Budur ol evliyâ-yı vâsılîn
3. Sene 1208
Kitabenin üçüncü satırında yer alan sene 1208(miladi 1794) yazısının altına daha küçük ebatlı harflerle Şeyh-zâde Seyyid Mehmed ibaresinin yazılmış olduğu görülmüştür. Bu ibarenin diğer üç satır göz önüne alındığında buraya sonradan eklenmiş olduğu kanısını uyandırmaktadır.
Sandukanın bulunduğu mekânın güney ve kuzey beden duvarlarında birer mazgal pencere bulunmaktadır. Kuzeydeki 87 X 62 cm, güneydeki ise 96 X 66 cm ebatlarındadır.
Rûmî Hoca Türbesinin beden duvarları tamamen kalem işi bezemelerle süslenmiş bir durumdadır. Bu süslemelerin bilinmeyen bir tarihte yağlı boya ile üzerine gidilerek onarılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Resim-4 girecek
Rumi Hoca Türbesinin Duvar Resimlerinden Görünüm
Güney beden duvarında; armut ağacı ve üzüm salkımlarının tasvir edildiği asma dalları arasında bir mihrap motifi yer almaktadır. Mihrap motifinin ortasındaki asılı kandil içerisinde ve üst kısımda yer alan bir alemin sağında ve solunda birer antik vazo(kantharos) içerisinde natürmort betimlemeleri bulunmaktadır. Ayrıca güney beden duvarında büyük bir hurma ağacı tasvirine yer verilmiştir. Kuzey beden duvarında; karşılıklı iki teber arasında bir natürmort yer almaktadır. Ayrıca kuzey beden duvarında bir satırlık bir kitabe bulunmakta olmakla birlikte üzeri yağlı boya ile boyanmış olduğu için okunamamaktadır. Doğu beden duvarında ise; bir vazo içerisinde çıkmakta olan ve yanlara doğru yayılmış karpuz motifleri görülmektedir. Doğu beden duvarına gelince burada; diğerlerine oranla daha küçük ölçülerde yapılmış hurma ve armut ağacı tasvirleri ile bir kitabe bulunmaktadır.
Batı beden duvarındaki kitabede; bir damla motifi içerisinde Maaşallah ibaresi ve bu ibarenin hemen aşağısında sene 1326 tarihi bulunmaktadır. Hicri 1326 (Miladi 1908) tarihi muhtemelen bu kalem işi bezemelerin yapıldığı tarih olmalıdır. Zaten üslûp ve kompozisyon da bu tarihi doğrulamaktadır.
Rûmî Hoca Türbesindeki bu bezemeler üslûp ve konu olarak Gümüşhacıköy İlçesi Sarayözü Köyünde bulunmakta olan Pîr Ali Bircivan Türbesindeki hicri 1320 (miladi 1902) tarihli kalem işi bezemelerle büyük bir benzerlik içerisindedir. Ayrıca Nakkaş İbrahim tarafından Merzifon Pîr-i Baba türbesi beden duvarlarına yapılan hicri 1322 (miladi 1904) tarihli duvar resimleriyle Gümüşhacıköy İlçesindeki Hacı Nazır (Nadir) Baba türbesindeki örneklerde Rûmî Hoca türbesindeki tasvirlerle büyük bir benzerlik içerisindedir. Bu benzerlikler, söz konusu uygulamaların aynı ustanın veya kalfasının eliyle yapılmış çalışmalar olabileceği olasılığını akla getirmektedir.
Köy sakinlerinden olan ve aynı zamanda Rûmî Hoca Türbesinin türbedarlığını yapan Celal Belli, Rûmî Hoca’nın Horasan Erenlerinden olduğunu ve Rûmî Hoca’nın şeceresinin bir zamanlar kendi ailesinde bulunduğunu fakat sonradan kaybedildiğini, şimdi ise bu şecerenin Merzifon’un Karatepe Köyünden Molla Ali diye bilinen zatta olduğunu ifade etmektedir. Celal Belli, kendi soyunun Rûmî Hoca’yı rüyasında görerek İran’ın Horasan Bölgesi Aktaş mevkiinden gelerek Diphacı Köyüne yerleştiğini ve Kaplanbıyıkoğulları olarak bilindiklerini belirtmektedir.
Köy muhtarı Mustafa Şenses, türbenin bazı hastalar için bir umut yeri olduğu bilgisini vermektedir. Özellikle felçli hastalar ile fıtık olan çocukların bu türbeye gelerek şifa aradıklarını ifade etmektedir.
Rûmî Hoca Türbesinin batı duvarına çerçeveletilerek asılmış olan bir şiir bulunmaktadır. Günümüz Türkçesiyle matbu olarak yazılmış olan bu şiir, Pîr Sultan Abdal’a ait olup Rûmî Hoca’ya ithafen yazılmış olduğu ifade edilmektedir. Şiir aşağıya çıkarılmıştır:
Kalktı Horasan’dan sökün eyledi
Mekanın Çeçbeli gez Rûmî Hoca
Pirim Hünkar Bektaş nazar eyledi
Mekanın Çeçbeli gez Rûmî Hoca
Dervişlerin vardır semahın döner
Oniki İmam kervanıdır bu katar
Baharın uğradım bülbüller öter
Kandilleri dolu nur Rûmî Hoca
Dervişleri vardır dilleri tatlı
Dilleri tatlı da hem muhabbetli
Omuzu hırkalı kolu pusatlı
Abdal Musa’ya eş Rûmî Hoca
Yolundan mı döner kendini bilen
Dünyada şehittir yol için ölen
İmam Cafer gibi saburdaş olan
Cihanın içinde öz Rûmî Hoca
Pîr Sultan Abdal’ım rehber haktır
Gaziler cömerttir lokması çoktur
Düğdür güdümünü sancağın çektir
Mekanın Çeçbeli gez Rûmî Hoca
Amasya-Merzifon yöresi Alevî ziyaretgâhlarından olan bu türbe, Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
KAYNAKLAR
ONARLI, İsmail, (2001), “Rumi Hâce (Rumi Hoca) Dede Sultan”, Cem Dergisi, 114: 37-38.
DİPNOTLAR
* Sanat Tarihçisi, Amasya Müzesi Uzmanı
Bu şiir Diphacı Köyünden Martin Ali olarak bilinen şahıs tarafından buraya konulmuştur.