KARIŞIK

Haçkalı Baba türbesi..trabzon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haçkalı Baba türbesi..trabzon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ağustos 2018 Cuma

Haçkalı Baba  türbesi..trabzon





Haçkalı baba nın hayatı
Son devir Trabzon evliyalarındandır. Hakkında en çok malumat ve menkıbe bulunan tasavvuf ehli meşhur evliyadır. Asıl adı Mustafa Tarhan’dır. ‘Haçkalı Hoca’ diye meşhur olmuştur. Kuş Mustafa, Beyaz Hoca, Haçkalı Baba diye de anılmaktadır. 
Haçkalı Hoca, Trabzon’un Of ilçesinin Dağönü (eski ismi Hanlut) köyünde 1864 yılında doğmuştur. Babası Mollahasanoğulları’ndan İbrahim Efendi’dir. Onun da babası Hacı Durmuş olarak Haçka’daki mezarındaki kitabesinde yazılıdır. Haçkalı Baba’nın mezarındaki kitabesinde Durmuş’un babası Buharalı Kutbuzzaman Mollahasan Efendi olarak geçer. Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan’ın incelemelerinde , 1681 tarihindeki Of Avarız Defterlerinde Hanlut’ta vergi verenler arasında Hasan Efendi’nin geçmesi Hacı Durmuş’un kimliğini doğrular. Mekke’den Buhara’ya, Buhara’dan Erzurum’a oradan da Of’un Dağönü (Hanlut) Köyüne (bu köy şimdi Hayrat ilçesine bağlıdır) İslami tebliğ için gelmiştir. 
Haçkalı Hoca’nın dedesi Hacı Durmuş’un mezarı şu anda Of’un Dağönü köyünün Varhali mahallesinde bulunmaktadır. Haçkalı Hoca’nın babası İbrahim Efendi, oğlu Mustafa (Haçkalı Hoca) çok küçük yaşta iken fahri imamlık yapmak için oğlu ile birlikte Of’tan ayrılıp Haçka’ya (Düzköy) yerleşmişlerdir. Dağönü köyündeki evinin yeri ve satmış olduğu bir miktar arazi şu anda orada bulunan Mollahasanoğulları’nın elindedir. 
Haçkalı Hoca, babası gibi Haçka’da Doğanköy (Muzura) merkez camiinde fahri imam hatipliğe başlamış. Bu görevi yürüttüğü sırada kendisine bir gece manevi bir hal ile “kalk” denildi. Çünkü ona büyük görev verilecekti. Manevi işareti almıştı. Bu işarete göre Çorum iline gitmek gerekiyordu ve gitti. Orada bulunan zamanın kutbu Çorumlu Hacı Mustafa’nın huzuruna vardı. Dergâhın etrafında yüzlerce derviş bulunan Çorumlu Murşid-i Kamil ‘’Trabzon’dan benim misafirim gelecek, o gelmeden hiçbirinizi kabul etmeyeceğim” diyerek yüzlerce insanı bekletip Haçkalı Hoca’yı bizzat gözetleyerek ziyaretçi kabul etmemiştir. Haçkalı Hoca, huzuruna vardığında o Murşid-i Kamil “Kuş Mustafa geldin mi?” diyerek ona Kuş Mustafa ismini vermiştir. 
Haçkalı Hoca’nın diğer hocası Boztepe’de Evren Dede’nin ayakucunda yatan Akçaabatlı Veli Hakkı Baba’dır. Fakat en fazla bilgiyi Çorumlu Mustafa Efendi’den almıştır. Ayrıca Trabzonlu hocalardan da çeşitli dersler almıştır. Gümüşhaneli İsmail Bey’de hocalarındandır. Arapça ve Farsça konuşmaktaydı. 
Haçkalı Hoca iki kez evlenmiştir. İlk eşi Emine Hanım, ikinci eşi ise Zehra Hanım'dır. Emine Hanım'dan Zeliha (Haskız) adını verdiği bir kız çocuğu olmuştur. Tek evladı Haskız Hanım'dır. Haskız Hanım, Abdullah Kazancı ile evlenmiş, bu evlilikten Yılmaz Kazancı ve Süleyman Kazancı adlı iki oğlu ve Gülşen, Saadet, Sabahat (Hafız), Olcay isimlerinde 4 kızı olmuştur. Kızı Haskız Hanım 1983 yılında, torunu Gülşen Hanım ise 2002 yılında vefat etmiş olup diğer 5 torunu halen hayattadır. İlk eşi Emine Hanım aslen Tonya'lıdır. Bu Hanım genç kızken ciddi bir hastalık geçirmiş, erkek kardeşi Haçkalı Hoca'ya başvurmuş, 'kardeşimi ancak siz iyileştirirsiniz' diyerek onu Tonya'ya götürmüştür. Hoca Baba Emine Hanım'ı görünce beğenir, 'sen yakında iyileşeceksin, sonra bana varır mısın?' der. Emine Hanım iyileştikten sonra Haçka'ya giderek Hoca ile evlenir fakat kardeşleri bu duruma çok kızar. Emine Hanım'ı Hoca'nın kaçırdığını düşünerek onu öldürmek üzere yola çıkarlar. Fakat Haçka'ya varınca kinleri kaybolur ve Hoca'nın elini öperek Tonya'ya geri dönerler. 
Haçkalı Hoca 1949 senesinin Ramazan ayında Akçaabat’ın bir köyünde hastalandı.At ile şu anda yattığı makama Haçka (Düzköy) yaylasına götürdüler. Ramazan ayının dördüncü günü (Cuma günü) şu anda yanında yatan Haskız annemizin (Zeliha Kazancı) kucağında vefat etmiştir. Haçkalı Hoca’nın torunu Yılmaz Kazancı’nın anlattığına göre; Haçkalı Hoca Haçka Yaylası’ndaki evinde vefat ederken açık olan pencereden içeri küçük bir kuş girip göğsüne kondu. 3 gün boyunca orada kalan kuş kovulmaya çalışılsa da kaçmadı ve sadece cenaze yıkanırken göğsünden uçtu, yıkama işleminden sonra yine gelip mübarek göğsü üzerinde bekledi. 
Cenaze toprağa verilirken de kaçmayan bu kuş sonuçta cenaze ile defnedildi. Müridleri o yıllar yaz kış demeden Türbesi’ni de içine alan küçük bir cami inşa ettiler. Şimdi bu küçük caminin yanında çok büyük bir cami inşa edilmiştir. Ziyaretgâhı için Trabzon belediyesi tarafından düzenli olarak otobüs seferleri düzenlenmektedir.