KARIŞIK

ERAĞIL(EROĞUL) DEDE ZİYARETGAHI..denizli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ERAĞIL(EROĞUL) DEDE ZİYARETGAHI..denizli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2016 Pazar

ERAĞIL(EROĞUL) DEDE ZİYARETGAHI..denizli

ERAĞIL(EROĞUL) DEDE ZİYARETGAHI..denizli



Menteş kasabası erenlerinden birisi de yöre halkı tarafından Er-ağıl, Er-oğlu yada Otluk dede olarak adlandırılan ziyaretgahtır. Er-Ağıl ziyaretgahının ünü geniş bir çevrede yayılmıştır. Sadece Afyonkarahisar değil, Denizli ilinde de bilinen bir ziyaretgahtır.
Er-Ağıl Dede Kimdir: Er-Ağıl Dede’nin kimliği hakkında somut bir belge bulunmamakta olup kişiliği ile ilgili bilgiler rivayetlere dayanmaktadır. Bölgenin fethinden sonra burasının güvenliği için görevlendirildiği sanılmaktadır.
Er-Ağıl Ziyaretgahı: Er-Ağıl Dede ziyaretgahı Akdağ’ın Yellibel ve Kıraç mevkilerinde bulunkata olup Kıraç’ın üst kısmında yer almaktadır. Yöre halkı tarafından Dedeli orman olarak da denilen yerdedir. Sade bir mezar olup etrafı korucu özelliği olduğuna inanılan ve bölgede sadece burada olduğu bilinen daire şeklinde bir çeşit ağaçlarla kaplıdır.
Er-Ağıl Dede Menkıbeleri :  Er-Ağıl Dede ziyaretgahında bulunan ağaçların koruyucu özelliği olduğuna inan yöre halkı , ziyaretgahtan ağaç kesmenin uğursuzluk getireceğine inanmaktadır. Bu sebeple asla ağaç kesilip oradan dışarıya çıkarılmaz.
Bir kaynakta şu ifadelere yer verilmektedir[1].
“-Biz yörüğüz. Yukarı Düzbel’den buraya 1994 yılında geldik.Koyun ve Keçi sürülerimiz var.Erağıl’ın üstünde yelli bel vardır.Kıraç’ın üstünde.Biz oraya yaylaya çıkarız. Yaylaya çıkınca çadırımızı kurar ve ilk olarak bir heybeye kuzu atarız. Erağıl Dede’nin mezarına kan akıtırız.Orada daire şeklinde gök bir ağaç vardır.Bu ağaçtan yörede tek burada var. Aynı ağaç türünden birde Yemen’de varımış. Kestiğimiz adağın sadece ciğerini bu ağaca takar, gerisini dağıtırız. Hayvanın ciğerine sinek dahi konmadan kurur gider. Bu ağaçların zehirli olduğu söyleniyor. O ağacın dalını kesip eve getirdin mi asla kurumaz.Ne kadar beklerse beklesin sararıp solmaz. O ağacın dalından kesmek uğursuzluk getirirmiş. Çobanın birisi çoban değneği kesmek için oraya gitmiş. O gün çobanı uyutmamışlar. Sabaha kadar çadırını taşlamışlar. Bizim bir Kara Hüseyin vardı. Hüseyin ağa’da değnek kesip geldi. Gece pat bir taş. O da filinta mavzeri alıp taş atanı aramaya durdu. Taş üstüne taş attılar sabaha kadar. Taş atan ise görünmüyor usandık. Dah sonra,
-“Ülen oğlum siz Erağıl’ına gittiniz mi diye sordular. Kara Hüseyin oradan değnek kesip geldiğini söyledi. O zaman yaşlılar,
“-O zaman gidin, o değneği oraya atın gelin.” Dediler. Ondan sonra taş atılmaları kesildi.
“-Bizim köyden birisi koca kapının üstünü örtmek için Erağıl Dede’den ardıç ağacı kesip geldi. Ağacı getirdiği öküzlerden birisi öüverdi. Telrar ağacı geri götürüp yerine bırakıp geldi.”[2]
“-Hafız Mehmet dayı bağa dam yapmak için Erağıl Dede’den ağaç kesip getiriyor. Bağ evi yıkılıyor. Aynı ağaçları köye getirip evinde kullanıyor bu seferde evi yanıyor. Dalları geri götürüp yerine bırakıyor.”
Geyiğin birisi Erağıl’ın içinde buzulamış. Erağıl’ın içi ormanlıktır. Menteş kasabasından Halil Hoca isimli bir avcı bunu görmüş. Oraya giderek geyiği vurmak istemiş. Pusuya yatıp beklerken geyik gelip Halil Hocanın önezesine durmuş. Tam vuracağı sırada geyik bağırmaya başlamış. Geyiğin buzağısı gelip emmeye durmuş. Avcı Halil Hoca yine tam vuracakken değişik giyimli bir kadın elinde bakraçla çıkagelmiş. Geyiği sağmaya durmuş. Kadın geyiği sağarken geyik kadını tepmiş. Canı yanan kadın,
“-Nahi geyik avcı elinden git! Diyerek beddua etmiş ve gözden kaybolup gitmiş. Avcı Halil Hoca basmış tetiğe geyiği vurmuş. Avcı Halil Hoca geyiği vurunca kolları da  dirseklerinden düşmüş tutmaz olmuş. O adam ömrü boyunca bir daha  kollarını kullanamamış.
Bir başka kaynak kişi ise Er-Ağıl dedenin savaş zamanlarında askerlerime top atarak yardım ettiğini söylerek konuyla ilgili şunları söylemektedir[3];
Birinci cihan harbi sırasında, anam, babası, dedem orada yayladaymışlar.O savaşta üç-beş defa top mermisi kalkmış buradan. Kızararak Çanakkale’ye doğru gitmiş. Yani topun ilk kalktığı yer burasıymış.
Er-Ağıl Dede’ye atfedilen doğa üstü güçler sayesinde hem Sandıklı’da hemde Denizli ilçelerinde onun büyük saygı görmesine neden olmaktadır.   Kurtuluş savaşında düşman ordusunun buraya kadar ilerleyerek Dedeli ormanda ağaçların saldırına uğradıkları ve buradan ileriye geçemedikleri anlatılmaktadır.
Er-Ağıl Dede ile ilgili Halk İnançları: Yöre halkı tarafından genellikle, Temmuz, Ağostos, Eylül  aylarında ziyaret edilerek adaklar kesilmektedir.
Halk nazarında doğa üstü güçleri olduğu
na inanılmaktadır. Bu sebeple Er-Ağıl’ın yakınına varanlar, orada yaylaya çıkanların mutlaka kurban kesip mezara kan akıtmaları gerektiğine inanılmaktadır. Kurban kesilmediği takdirde rahat verilmediği inancı hakimdir. Erağıl’ın içersinde hayvan otlatılmaz. Şayet burada hayvan otlatılır yada içersine koyun keçi girdi mi hayvanın delireceğine yada öleceğine inanılmakta olup burada kesinlikle hayvan otlatılmaz.
Akdağ’ın Denizli ilinde bakan tarafında bulunan yerleşim yerlerinin burada yağmur duasına çıktıkları söylenmektedir[4].
Menteş yöresi Erağıl dede’nin koruması altında olduklarına inanmakta olup bu sebeple topraklarında sel, deprem gibi doğal afetlrin olmayışını da buna bağlamaktadırlar[5].
Burada kesilen adağın sadece çiğerleri ziyaretgahta bulunan ve zehirli olduğuna inanılan ağaca takılır. Ciğerlerin bir tek sinek bile konmadan burada kuruduğu anlatılmaktadır. Adağın diğer kısımları pişirilerek özellikle fakirlere ve çocuklara dağıtılır. Ayrıca ziyaretgahın yanında bulunan ağaçlara bez bağlandığı da görülmektedir. Burasını ziyaret edenler iki rekat namaz kılarak dua ederler.
Çocuğu olmayan ve özellikle erkek çocuk isteyenler tarafından da ziyaret edilmektedir. Erkek çocuk yani er çocuk için hacet dilemekten olsa gerektir ki ziyaretgaha yöre halkı tarafından Er-oğul denilmiş ve bu kelime zamanla Er- Ağıl şekline dönüşmüş olabilir[6].
Çocuğu olmayan kadınlar burasını ziyaret ederek iki rekat namaz kılarlar. Daha sonra burada salıncak ve beşik kurulur. Boş olan salıncak ve beşiğin çocukla doldurulması için Er-Ağıl Dede aracı kılınarak hacet dilenir.


[1] K.K.Gümüşsu köyünden Halil Uğur,
[2] K.K. Karabedirler Köyünden, Emin TORTUM
[3] K.K. Beydilli Köyünden, Derviş KARAKOÇ
 [4] K.K. Karabedirler Köyünden, Emin TORTUM
[5] Geniş Bilgi için Bkz.Denizli Efsaneleri………………………………………..
[6] Öte yandan Ağıl kelimesi, hayvan barınağının yanı sıra , Ayın ve güneşin çevresinde bazen görülen beyaz halka, hâle. Anlamına da gelmektedir. Örneğin, ay ağılı, ay ve gün ağılı, göneş ağılı gibi.  Bu manada ise Işıklı Dede ziyaretgahında olduğu gibi aydınlık yer anlamına gelmektedir. Akla yatan en yakın mana ise er oğul istemekten geldiğini söyleyebiliriz. Bkz. TDK Türkçe sözlük, Ağıl mad.

http://www.sandikli.biz/ alıntı..