MÂLİK–İ EJDER (ECDER) TÜRBESİ
(MERKEZ SUR İLÇESİ)
Merkez Sur İlçesi, Balıkçılarbaşı Semti Aşefçiler Sokağında, Diyarbakır’ın fethine katılan sahâbelerden Mâlik b. el-Haris el-Eşter’in[1]medfûn olduğu söylenen bir türbe bulunmaktadır.
Mâlik el-Eşter (r.a.), Diyarbakır’ın fethine katılan sahâbelerdendir. İyâz b. Ganm (r.a.), onu, Diyarbakır’a öncü kuvvet olarak göndermiş sonra kendisi arkasından Diyarbakır’ın fethine katılmıştır. Fakat Mâlik b. el-Eşter’in (r.a.) fetih sırasında şehid olmadığı, aksine fetihten sonra Diyarbakır’dan ayrıldığı bilinmektedir. Ayrıca Mâlik b. el-Eşter (r.a.)’ın, Hz. Ali (r.a.) tarafından 36/657 yılında Cezire ve Diyarbakır valiliğine tayin edildiği daha sonra Mısır’a gönderildiği ve oraya ulaşamadan Mısır yolu üzerindeki Kulzum’da 38/658 vefat ettiği rivayeti[2] göz önünde bulundurulduğunda burada bulunan türbe “Mâlik” isimli başka bir kişiye veya Mâlik b. el-Eşter (r.a.)’in neslinden birine ait olabilir. Bu konuda, Ebubekir Feyzi, Hülasa-i Ahvali’l-Buldan fi memâlik -i Devlet-i Al-i Osman adlı eserinde burada medfûn sahabenin ismini Mâlik Azur olarak vermektedir.[3] 1316/1898 tarihli Salnâme-i Diyarbekir’de ise bu türbede medfûn kişinin ismi, “Mâlik -i Ecder” olarak zikredilmektedir.[4] Günümüzde kullanıldığı şekliyle “Mâlik -i Ejder” isminin, “Mâlik -i Ecder” isminin, telaffuz kolaylığı nedeniyle bozulmuş hali olduğu anlaşılmaktadır.
Mâlik -i Ecder Türbesi’ni Nakip Efendi'nin yaptırdığı bilinmektedir. Türbe 3x3 m. ebadında küp şeklinde olup siyah taştan yapılmıştır.[5] Fakat günümüzde dış duvarlar son dönem çinileri ile kaplandığı için tarihi özelliği kaybolmuştur. Türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü veritabanında “Melik Eşter Türbesi” adı ve 21.00.01/063 envanter numarası ile “Türkiye Kültür Mirasları” arasında kayıtlıdır.[6]
[1] Mâlik b. el-Haris Yermük savaşında (13/634) bir gözünü kaybettiği için kendisine “göz kapağı ters çevrilmiş” anlamına gelen “el-Eşter” denilmeye başlanmış ve zamanla bu lakapla meşhur olmuştur. Abdülkerim Özaydın, “Eşter”, DİA, XI, İstanbul 1995, 486.
[2] Diyarbakır Salnâmeleri, IV, 77; Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleri İle Diyarbakır Tarihi, I, 162; Azimli, “İlk İslam Fetihleri Bağlamında Diyarbakır’ın Fethine Katılan Sahâbelerle İlgili Bazı Mülahazalar”, s. 819–834.
[3] Üçler Bulduk, “Hülasa-i Ahvali’l-Buldan’a Göre 19. Yüzyılda Diyarbakır Şehri”, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Diyarbakır, I, 191.
[4] Diyarbakır Salnâmeleri, IV, 209, 371.
[5] Yaşar Kalafat, “Diyarbakır’da Ulu Kabirler: Diyanet İşleri Başkanlığı Arşiv Kayıtlarına Göre, I.Uluslararası Oğuzlardan Osmanlıya Diyarbakır Sempozyumu Bildiriler, Diyarbakır 2004, s. 814.
alıntıdır..