KARIŞIK

19 Mart 2019 Salı

HOCA İSHAK İSMAİL ATA TÜRBESİ..KAZAKİSTAN


HOCA İSHAK İSMAİL ATA TÜRBESİ


Kazakistan – Güney Kazakistan – Turbat kasabası

XIV. yüzyılda Taşkent ile Sayram arasındaki İspicab’da halkı irşad ile meşgul olmuştur. XIV. Yüzyılın ortalarında yazılmış olan “Hadikatu’l-Arifin”, hem genel anlamda tasavvuf, hem de ilk Yesevi şeyhlerinin düşüncelerini günümüze aktaran en eski eserlerden biridir. Kabri İspicab’ın (isficab) Hüziyan nahiyesinin Türbet diye anılan kasabasındadır. Bu kasaba bugün Kazakistan’ın güneyinde, Çimkent ile Taşkent arasındaki Kazıgurt ilçesinin doğusunda olup Turbat diye anılmaktadır. Emir Timur, mezarının üzerine bir imaret inşa ettirmiştir. Hadikatü’l-Arifî’ne göre silsile geriye doğru şöyle gider: İsmail Ata, İbrahîm Ata, Süksük Ata, Süfi Muhammed Danişmend, Hakim Ata, Ahmed Yesevî. Günümüzde mezarı. Güney Kazakistan Bölgesi’nde Lenin merkezinin Turbat köyünde yer almaktadır.

BABACI HATUN TÜRBESİ ...TARAZ KAZAKİSTAN

BABACI HATUN TÜRBESİ ...TARAZ ...KAZAKİSTAN





Türklerin Orta Asya’da İslamiyeti kabul etmeden önce mezar geleneği İslamın kabulünden sonra kısmen de olsa aynı geleneği devam etmiştir. Kabir üstüne anıt-mezar yapmak düşüncesi İslami inançlarla örtüşmemesine rağmen, 9. yüzyıldan itibaren mezar anıtları inşa edilmiştir. İslam dünyasında bilinen ilk türbe, Abbasiler döneminde (9. yüzyılın sonu) Halife Muntasır adına yaptırıldığı kabul edilen Kubbetü’s-Süleybiye’dir (Yetkin 1984: 71). Karahanlılar Devleti’nin kurucusu (960 – 1211) Satuk Buğra Han’ın ilk olarak İslamiyeti kabul ettiği bilinmektedir. Satuk Buğra Kağan’ın oğlu Harun Buğra Han 960 yılında İslam dinini devletin resmi dini olarak ilan etmiştir (Barthold 1963: 315-316-318). 10. yüzyıldan itibaren Müslümanlığın Türkler arasında yaygınlaşarak güçlenmesine rağmen mezar geleneği değişmekle birlikte ölen önemli kişilerin mezarlarını anıtlaştırma düşüncesi devam etmiştir. Bu anlayışla birlikte yeni inançlar ve âdetler bölge şartlarına göre farklı biçimde mezar türleri ortaya çıkmıştır. Basit tipteki mezarlarla birlikte ünlü kişilerin mezarlarını anıtsallaştırma yoluna gidilmiştir. Bu mezar geleneğinin Karahanlı, Gazneliler ve Büyük Selçuklularda da devam ettiği görülmektedir. Horasan ve Türkistan coğrafyasında, 10. yüzyıldan itibaren türbe veya mezar yapı örneklerine rastlanmaktadır. Türbe mimarisi esas olarak 11. ve 12. yüzyılda Gazneliler, Karahanlılar ve Büyük Selçuklular dönemlerinde günümüzdeki Azerbaycan, İran, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan topraklarında yaygınlaşmıştır. Bu dönemlerde Buhara (Özbekistan) şehrinde Samanilere ait en erken tarihli kübik gövdesi kubbeyle örtülü, tuğla malzemeli İsmail Samani (907) türbesidir (Tuncer 1986: 13, Cezar 1977: 112-115).