KARIŞIK

HÜSEYİN GAZİ SULTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HÜSEYİN GAZİ SULTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2016 Cumartesi

HÜSEYİN GAZİ SULTAN


HÜSEYİN GAZİ SULTAN



Hüseyn Gazi Sultan bellidir cansın
Ricam kabul eyle müşkülüm kansın
Hüseyin ovanın gözcüsü sensin
Ayırma koyunu sürüden medet.
- Kul Hüseyin -

Alevi inanç ve kültürünün Anadolu'da yayılmasına önemli katkılar sağlıyan ulu erenlerden biri de hiç kuşkusuz Seyyid Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi Sultan'dır. Seyyid Battal Gazi gibi yiğit, cesur ve bilge kişiliğiyle tanınan ve Ankara (Hüseyinova) gözcüsü olarak  bilinen Seyyid Hüseyin Gazi'nin türbesi ve makamı, Ankara'nın, kendi adıyla anılan Hüseyingazi Dağı' nın zirvesinde bulunmaktadır.

Hüseyin Gazi’nin gömütünün Ankara’da olmasında bütün kaynaklar birleşirken bazı kaynaklarda Çorum Alaca ilçesindeki makamını göstermektedir. Bu konuda Sır Charles burasını bir kilise olarak tanımlarken şu bilgileri de aktarır. Alaca’daki Şahmaspur Tekkesi Bektaşi yönetimi altında yarı harabe bir yerdir. Yine bir batılı yazar Hamilton ise bu yerin Selçuklu tekkesi olduğunu belirtir. Ayrıca bu tekkenin Konya medresesi şeklinde planlandığını da ifade eder.

Evliya Çelebi, 1671-72 tarihlerinde yaptığı Anadolu gezilerinde, Hüseyin Gazi'nin Dagındaki makamını ziyaret ederken, Malatya'lı Seyyid Battal Gazinin Babası olan bu zatın İmam Hüseyin soyundan ve sadakatı kiramdan olduğunu, burada şehit olduğunu ve O'nun namına yapılan bu dergahda kırk, elli bin kişinin bir araya gelip cem olduklarını belirtir. Tarihsel kişiliğiyle menkıbevi kişiliği birleşen ve daha çok menkıbelerde yer alan kahramanlıklarıyla tanınan Hüseyin Gazi'nin, Emeviler döneminde Ehl-i Beyt'e karşı yapılan zulüm ve haksızlıklar sonuncu Anadolu'ya gelip yerleştigi söylenir. Bazı söylentilere göre ise, Abbasi Hükümdarı Harun Reşid döneminde( 786-809) Anadolu'ya gelip Bizanzslara karşı yapılan seferlerlerde büyük kahramanlıklar gösterdiği, Ankara kalesinide ele geçirmek için düşmanlara karşı savaşırken, bügünkü mekanının bulunduğu yerde şehit düşdüğü ve daha sonra evladı Battal Gazi'nin babasının intikamını almak için ordu komutanını öldürdüğü söylenir.

Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişinde doğrudan doğruya Battal Gazi Türbesi çevresinde konaklaması ve burasını sahiplenmesi, ardından Hüseyin Gazi’nin şehit düştüğü yeri bulup buraya bir türbe yaptırması da halk arasında söylenegelen sözlerdir.

Bektaşiliğin temel kaynağı Hacı Bektaş Veli Vilayetnamesi açık bir şekilde Battal Gazi zeviyesinin kendilerince kullanıldığını, kutsandığını kutsal yer olarak anıldığını belirtmektedir. Hacı Bektaşa bağlı bulunan Aııadolu Alevileri’nden çeşitli gurupların burada cem törenleri yaptıkları, cemin ardından diğer tekkelere bilgi ulaştırılıp birlik sağlanmasının buradan yapıldığı sanılmaktadır. Hacı Bektaş Veİi’ııin Seyyit Battal Gazi Zaviyesi ile sıkı bağlantısıdır. Belirtildiğine göre Hacı Bektaş Veli, Haydarisiyle, Torlağı’yla, Işığıyla bütün Kalenderi zümreleri gibi Seyyit Battal Gazi’yi pir tanımakta ve her yıl kurban (hacılar) bayramını müritleriyle birlikte onun zaviyesinde kutlamaktadır.  Evliya Çelebi'nin verdiği bilgilere göre, Hüseyin Gazi tekkesi, Hacı Bektaş Veli 'yle birlikte Anadolu'ya gelen Ye Hüseyin Gazi'nin akrabası olduğu sanılan Horasan Erenleri tarafından yaptırılmıştır. Yüzlerce dervişin varınıp hizmet sunduğu Hüseyin Gazi tekkesi, diğer Bektaşi tekkelerinde olduğu gibi II. Mahmud döneminde (1826) kapattırılır.

Dergah Abdülaziz döneminde (1861-1876) yeniden hizmete açılır ve 1925 yıllarına kadar yüze yakın hizmet ettigi söylenir. Tekke ve Zaviyeler yasası geregince 1925'te kapatırılır ve mallarına el konur. Gereken bakım işleri yapılmadığından dolayı, yılıkmaya, harap olamaya yüz tutan Dergahın, 1940'larda dergahın kalan eşyaları yagmalanır; binanın ahşap bölümleri parçalanır ve ağaçları köylüler tarafından odun olarak kulanılır. Bu tarih'de Dergahdan sadace taş ve duvar kalır ve bazı bölümleri 1957 yılında kısmen onarılır. 1973'te Hacca gitmek isteyen Kalabalı bir hayır sever gördüğü rüyadan etkillenerek. Hacca gitmekten vaz geçer ve hayırına türbenin çatısını tamir ettirir. Daha sonra Ankara'da kurulan Hüseyin Gazi Külliyesini Yaptırma, Yaşatma ve Tanıtma Derneği tarafından dergahın gereken onarım işleri yaptırırlır ve bu Mürşid ocağı, uzun bir aradan sonra sosyal dayanışma, inanç ve kültür merkezi olarak tekrar canların hizmetine sunulur. Böylece Hüseyin Gazi Sultanın uyardığı çerağ yeniden uyarılarak bu güzel değerler toplumumuza kazandırılmış olur. "Gelip ettik dua ile niyazı, bize himmet ede Hüseyin Gazi! .. "

Evliya Çelebi'nin Hüseyin Gazi dergahını ziyaret ederken söylediği bu sözü burada yenileyerek şu anlamlı dizelerle konuyu bağlayalım:

Hüseyin Gazi Sultan binsin atmaDayanılmaz çarh-ı felek zatmaBizden selam söylen ev külfetineÇıkıp ele karşı ağlamasmIar.

11 Ocak 2016 Pazartesi

HÜSEYİN GAZİ SULTAN

HÜSEYİN GAZİ SULTAN



Hüseyn Gazi Sultan bellidir cansın
Ricam kabul eyle müşkülüm kansın
Hüseyin ovanın gözcüsü sensin
Ayırma koyunu sürüden medet.
- Kul Hüseyin -

Alevi inanç ve kültürünün Anadolu'da yayılmasına önemli katkılar sağlıyan ulu erenlerden biri de hiç kuşkusuz Seyyid Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi Sultan'dır. Seyyid Battal Gazi gibi yiğit, cesur ve bilge kişiliğiyle tanınan ve Ankara (Hüseyinova) gözcüsü olarak  bilinen Seyyid Hüseyin Gazi'nin türbesi ve makamı, Ankara'nın, kendi adıyla anılan Hüseyingazi Dağı' nın zirvesinde bulunmaktadır.

Hüseyin Gazi’nin gömütünün Ankara’da olmasında bütün kaynaklar birleşirken bazı kaynaklarda Çorum Alaca ilçesindeki makamını göstermektedir. Bu konuda Sır Charles burasını bir kilise olarak tanımlarken şu bilgileri de aktarır. Alaca’daki Şahmaspur Tekkesi Bektaşi yönetimi altında yarı harabe bir yerdir. Yine bir batılı yazar Hamilton ise bu yerin Selçuklu tekkesi olduğunu belirtir. Ayrıca bu tekkenin Konya medresesi şeklinde planlandığını da ifade eder.

Evliya Çelebi, 1671-72 tarihlerinde yaptığı Anadolu gezilerinde, Hüseyin Gazi'nin Dagındaki makamını ziyaret ederken, Malatya'lı Seyyid Battal Gazinin Babası olan bu zatın İmam Hüseyin soyundan ve sadakatı kiramdan olduğunu, burada şehit olduğunu ve O'nun namına yapılan bu dergahda kırk, elli bin kişinin bir araya gelip cem olduklarını belirtir. Tarihsel kişiliğiyle menkıbevi kişiliği birleşen ve daha çok menkıbelerde yer alan kahramanlıklarıyla tanınan Hüseyin Gazi'nin, Emeviler döneminde Ehl-i Beyt'e karşı yapılan zulüm ve haksızlıklar sonuncu Anadolu'ya gelip yerleştigi söylenir. Bazı söylentilere göre ise, Abbasi Hükümdarı Harun Reşid döneminde( 786-809) Anadolu'ya gelip Bizanzslara karşı yapılan seferlerlerde büyük kahramanlıklar gösterdiği, Ankara kalesinide ele geçirmek için düşmanlara karşı savaşırken, bügünkü mekanının bulunduğu yerde şehit düşdüğü ve daha sonra evladı Battal Gazi'nin babasının intikamını almak için ordu komutanını öldürdüğü söylenir.

Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişinde doğrudan doğruya Battal Gazi Türbesi çevresinde konaklaması ve burasını sahiplenmesi, ardından Hüseyin Gazi’nin şehit düştüğü yeri bulup buraya bir türbe yaptırması da halk arasında söylenegelen sözlerdir.

Bektaşiliğin temel kaynağı Hacı Bektaş Veli Vilayetnamesi açık bir şekilde Battal Gazi zeviyesinin kendilerince kullanıldığını, kutsandığını kutsal yer olarak anıldığını belirtmektedir. Hacı Bektaşa bağlı bulunan Aııadolu Alevileri’nden çeşitli gurupların burada cem törenleri yaptıkları, cemin ardından diğer tekkelere bilgi ulaştırılıp birlik sağlanmasının buradan yapıldığı sanılmaktadır. Hacı Bektaş Veİi’ııin Seyyit Battal Gazi Zaviyesi ile sıkı bağlantısıdır. Belirtildiğine göre Hacı Bektaş Veli, Haydarisiyle, Torlağı’yla, Işığıyla bütün Kalenderi zümreleri gibi Seyyit Battal Gazi’yi pir tanımakta ve her yıl kurban (hacılar) bayramını müritleriyle birlikte onun zaviyesinde kutlamaktadır.  Evliya Çelebi'nin verdiği bilgilere göre, Hüseyin Gazi tekkesi, Hacı Bektaş Veli 'yle birlikte Anadolu'ya gelen Ye Hüseyin Gazi'nin akrabası olduğu sanılan Horasan Erenleri tarafından yaptırılmıştır. Yüzlerce dervişin varınıp hizmet sunduğu Hüseyin Gazi tekkesi, diğer Bektaşi tekkelerinde olduğu gibi II. Mahmud döneminde (1826) kapattırılır.

Dergah Abdülaziz döneminde (1861-1876) yeniden hizmete açılır ve 1925 yıllarına kadar yüze yakın hizmet ettigi söylenir. Tekke ve Zaviyeler yasası geregince 1925'te kapatırılır ve mallarına el konur. Gereken bakım işleri yapılmadığından dolayı, yılıkmaya, harap olamaya yüz tutan Dergahın, 1940'larda dergahın kalan eşyaları yagmalanır; binanın ahşap bölümleri parçalanır ve ağaçları köylüler tarafından odun olarak kulanılır. Bu tarih'de Dergahdan sadace taş ve duvar kalır ve bazı bölümleri 1957 yılında kısmen onarılır. 1973'te Hacca gitmek isteyen Kalabalı bir hayır sever gördüğü rüyadan etkillenerek. Hacca gitmekten vaz geçer ve hayırına türbenin çatısını tamir ettirir. Daha sonra Ankara'da kurulan Hüseyin Gazi Külliyesini Yaptırma, Yaşatma ve Tanıtma Derneği tarafından dergahın gereken onarım işleri yaptırırlır ve bu Mürşid ocağı, uzun bir aradan sonra sosyal dayanışma, inanç ve kültür merkezi olarak tekrar canların hizmetine sunulur. Böylece Hüseyin Gazi Sultanın uyardığı çerağ yeniden uyarılarak bu güzel değerler toplumumuza kazandırılmış olur. "Gelip ettik dua ile niyazı, bize himmet ede Hüseyin Gazi! .. "

Evliya Çelebi'nin Hüseyin Gazi dergahını ziyaret ederken söylediği bu sözü burada yenileyerek şu anlamlı dizelerle konuyu bağlayalım:

Hüseyin Gazi Sultan binsin atmaDayanılmaz çarh-ı felek zatmaBizden selam söylen ev külfetineÇıkıp ele karşı ağlamasmIar.

- Pir Sultan Abdal –