KARIŞIK

20 Nisan 2018 Cuma

KAVACIK SULTAN YATIRI ..MİSİ KÖYÜ..BURSA




Kavacık Sultan Yatırı Müslümanlar için önem arz etmektedir. Misi Köyü’nde yaşamış olan Kavacık Sultan’ın kabrinin, köydeki dağda bir kayanın içinde olduğu rivayet edilmektedir. Bugün bölgede bulunan çeşmeden akan suyun Kavacık Sultan’ın gözyaşları olduğuna inanılır ve ziyaretçiler tarafından dilenen dileklerin gerçek olduğu söylenir.
MADRAN BABA YATIRI ..BOZDOĞAN..AYDIN




Bozdoğan ilçesindeki Madran Baba Dağı ismini, zirvesinde bulunan Madran Baba yatırından alır. Dağ çok yüksek bir rakıma sahip olduğundan buraya ulaşım stabilize orman yollarıyla sağlanır.
Madran Baba’nın kim olduğu, nereden geldiği ve hangi dönemde yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, Türklerin Anadolu’ya geldiği devirlerde bölgeye yerleşmiş bir veli, bir gazi derviş olduğu hakkında yaygın bir kanaat varır. Madran Baba’yı, Evliya Çelebi ziyaret etmiştir. Seyahatname’sinde önemli dini ziyaret mekanları içinde sayar.
Mardan Baba, Aydın ve çevre illerde yaşayanlar için oldukça popüler bir ziyaret yeridir. Bilhassa yaz aylarında on binlerce birey buraya gelir. Özellikle o civardaki Alamut köyü Alevilerinin dini yaşamında Madran Baba’nın ayrı bir yeri vardır. Küçük büyük hemen her Alamutlu yılda en az bir kere Madran Baba’yı ziyaret eder, ona dua eder. Orada kurbanlar kesilir. Madran Baba sadece Alevilerin değil, bütün Müslüman kesimlerin ortaklaşa ziyaret ettikleri ve saygı duydukları bir yatırdır.
Bozdoğan’da herkes imkan buldukça Madran Dağı (1792 m.) zirvesindeki Madran Baba’yı ziyaret eder. Ziyaret edenlerin arasında çoğunluğu Alamut Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar oluşturur.
Gene bir rivayete göre; Madran dağı bağrından akarak gelen kaynak sularıyla karpuz ve düşman çatlatırmış. Madran Baba bu dağda yaşayan yüce bir bilgeymiş. Gün boyu ufuklara bakar,doğayı dinler,düşünürmüş.
Düşündüklerini yoğurup bırakırmış mayalanmaya.Doruktaki bulutlar önce onun saçlarını yalazlar,Deniz yeli onun sakalında eleklenir,tomurcuklar ona içini açar,dallar ona secde edermiş.
O,börtü böcekle konuşur,çiçeklerden şifa sağar,olmayanları oldururmuş.Ufuklarca mavi gözleri,bulutlarca aklanmış saçları,çatlamış bakır rengi yüzüyle derin bir adammış.Bu kişi serin bir kişiymiş.Elindeki kar erimezmiş…
HAYDAR BABA TÜRBESİ..HAYDARPAŞA ..KADIKÖY 


RÜYAYA GİREN HAYDAR BABA!
Haydarpaşa Tren İstasyonu’nda rayların arasında saklı kalmış pek de bilinmeyen gizemli bir türbe de son hikâyemizin odak noktası.  Tren istasyonuna ismini verdiği söylenen Haydar Baba Türbesi ile ilgili de şu rivayet anlatılıyor: Yaklaşık 100 yıl evvel Haydarpaşa tren istasyonunun hareket amiri türbenin olduğu yerden tren rayı geçmesini istemiş ve bunun üzerine çalışmalar başlatılmış. Ancak çalışmalara başlandığı gece hareket amirinin rüyasına Haydar Baba girmiş ve “Beni rahatsız etmeyin” demiş. Görülen bu rüyaya rağmen mühendisler çalışmalarına devam etmiş. Ertesi gece Haydar Baba yine hareket amirinin rüyasına girmiş ve bu kez “Beni rahatsız etme” diyerek amirin boğazını sıkmış. Bu rüyalar sonrasında tedirgin olan hareket amiri tüm çalışmaları durdurmuş. Ve üstelik de oraya “Haydar Baba Türbesi” yapılmasını sağlamış.

‘BİZİ SELAMETLE HAYDAR BABA’
Kadıköylü mimar Arif Atılgan ise “Haydarpaşa” adlı kitabında bu türbe ile ilgili şunları yazar; Haydarpaşa Garı alanında demiryolcuların Haydar Baba adıyla andıkları bir yatır türbesi vardır. Aslında mezarın üzerindeki yazıda Lahuti Abdullah Baba yazmaktadır. Tüm makinistler ve ateşçiler trenleri ile yola çıkmadan önce bu mezarı ziyaret eder ve dua ederlermiş. Ayrıca yola çıkarken de ‘Bizi Selametle Haydar Baba’ anlamında trenlerinin düdüğünü çalarak onu selamlarlarmış. Trenciler, burada yatan zat ile olan bu ilişkileri sebebiyle kendisine Haydar Baba adını koymuşlar. 1950’li yıllarda İşletme Müdürü Rüştü Sarp zamanında ilk olarak onarılmış olan bu türbe, Haydarpaşa Garı’nın önemli bir parçası olmuştur.