DEDE BABA TÜRBESİ |
Afşin’in doğu tarafında ve şehrin merkezine yakın bir konumda bulunan bu günkü Dede Baba Mahallesi’nde bulunmaktaydı. Mahalleye ve zaviye ye adını veren şahıs, belgelerde Deve Baba adı ile kaydedilmiştir. 1527 yılına ait tahrir esnasında da zaviyenin bulunduğu mahalle bu ad ile kaydedilmiştir. Deve Baba’nın kimliği hakkında hikâyelerle karışık bilgilere rastlanmaktadır.
Alaüddevle Bey’in 906/1500 ve 916/1510 tarihli vakfiyelerinde, zaviyenin vakıfları kaydedilmiş ve 1510 tarihli vakfiyede zaviyenin mutfağı, deposu ve ona tabi olan bütün binaları ile birlikte Alaüddevle Bey tarafından yenilendiği zikredilmiştir. 1500 tarihli vakfiyede, zaviyenin adı geçtiğine göre, daha önceki tarihlerde yaptırılmış olması gerekmektedir. Çünkü, Alaüddevle Bey, burayı yukarıda ifade edildiği üzere, tamir etmiş ve buraya vakıflar tahsis etmiştir. Ancak zaviyeyi yaptıranın kim olduğu bilinmemektedir.
Deve Baba Zaviyesi’nin tarihi seyri hakkında fazla bir bilgiye ulaşılamadı. Mevcut belgelerden anlaşıldığına göre, zaviyenin faaliyette olduğu yıllarda sosyal hayat üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Buraya gelen gidenlerin karşılıksız olarak ikamet ve yemek ihtiyacı karşılanmakta bu yönü ile bir imaret gibi kullanılmaktaydı. Ayrıca burada tedris faaliyeti de yürütülmekte idi. Ancak bu faaliyetin konusu ve derecesi hakkında açıklayıcı bilgilere ulaşamadık.
Belgelere göre, Deve Baba Zaviyesi’nde kalabalık bir görevli grubu bulunmaktaydı. Zaviye Bektaşiye tarikatına bağlıydı. Yani Hacı Bektaş-ı Veli’nin soyundan gelenler tarafından idare edilmekteydi. 1217/1802 tarihinde zaviyenin seccade-nişinliğini Hacı Bektaş-ı Veli’nin soyundan olan Seyyid Abdullatif yapmaktaydı.
1527 yılı tahrir defterine göre, aynı mahallede ikamet etmekte olan Bayram oğlu Mehdi, zaviyede duacı idi. Yusuf Abdal ise, zaviyedarlık yapmakta idi. Bu şahıs, yıllarca bu görevde bulunmuş, daha sonra görevini ihmal etmesi nedeni ile Elbistan Kadısı Mevlana İsa Efendi’nin isteği üzerine, 955/1548 yılında görevinden alınarak, yerine Mevlana Hayreddin tayin edilmiştir. 971/1563 yılı tahrir kayıtlarından anlaşıldığına göre, Yusuf Abdal daha sonra görevine dönmüştür. 1106/1695 tarihli bir buyrulduya göre, bu tarihten önce, adı geçen görevi yapmakta olan Davud Efendi’ye yapılan haksız müdahaleler üzerine, evlad-ı vâkıfdan Şeyh İbrahim, Molla Ali ve Molla Süleyman efendiler, belli hisseler karşılığında vakfın zaviyedarlığına tayin edilmişlerdir. Bundan sonra da vakfın zaviyedarlığı hakkında bir takım anlaşmazlıklar devam etmiştir.
1147/1734 tarihli bir buyruldu kaydına göre, daha önceki tarihlerde vakfın tevliyet ve zaviyedarlık hisselerinin yarısı Seyyid Mustafa el-Maraşi’nin tasarrufunda idi. Ancak yapılan müdahaleler sonucunda, vakfın yönetiminde anlaşmazlıklar çıkmış olduğundan adı geçen görevlere, muhtelif hisselere sahip olmak üzere, Ali, Musa, Ali oğlu Mustafa ve kardeşleri Ahmed ve Halil efendiler tayin edilmişlerdir.
1207/1793 yılında, 5 paralık hisse ile zaviyedarlık ve tevliyete mutasarrıf olan Seyyid Ahmed, kendi rızası ile bu göreve oğulları Musa, Dede Ahmed, Derviş Mehmed ve Mehmed Tahir’i tayin ettirmiştir. Aynı göreve, 1214/1799′da, İshak Efendi yerine Müderris Mustafa Efendi, 1217/1802′de Ahmed Hayati’nin yerine, Mehmed ve Hüseyin efendiler tayin edilmişlerd3r. Ahmed Hayati bu tarihten önce uzun süre burada görev yapmıştır.
Deve Baba Zaviyesi, önemli bir sosyal tesis olduğundan, yukarıda zikredilen görevliler dışında, bazı vergileri ödememeleri karşılığında, zaviyenin ikinci üçüncü derecede kalan hizmetlerini yürüten görevliler de vardı. Bunlar, hizmetkar ya da çoğul hali ile hizmetkaran adı ile tanınıyorlardı. 1527 yılında, zaviyenin bulunduğu mahallede ikamet eden Baki oğlu Abdal Mehmed, Ahmed oğlu Hamza ve Ali oğlu Halil adlı şahıslar, zaviyede hizmetkarlık yapmakta idiler. Alaüddevle Bey Kabaklar Cemaatı’nın bir bölümünü zaviyeye hizmetkarlıkla görevlendirmişti. Camaatin bir kolu da yapılan tahrirler esnasında, Eshab-ı Kehfin hizmetkarları olarak kaydedilmişlerdir. 1563′de de Alaüddevle Bey vakfiyesine uygun olarak cemaatin Deve Baba Zaviyesi’nin hizmetkarları oldukları kaydedilmiştir. Hizmetkarların cemaatı; Kınık, Güvercinlik, Üzeyir ve Yüregir de kışlayıp; Binboğa ve muhtelif yaylakları yaylak olarak kullanmaktaydılar. Bu cemaattan olan hizmetkarların 107 adedi Karamanlıyı Maraş’a, 9 adedi Cerid taifesine bağlı idi. Yani 1563 tarihinde, bu cemaatten toplam 116 kişi zaviyeye hizmet etmekle görevli idi. Buna karşılık, avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiye vergisi ödemezlerdi.
Sosyal ve dini hizmeti ile önemli bir yeri olan zaviyenin vakıf gelirlerinin de önemli bir meblağı oluşturduğu görülmektedir. Alaüddevle Bey, Efsus’un yarısı ile Kabaklar cemaatinin vergilerini buraya vakfetmiştir. 1525 yılında Kabaklar cemaatinin geliri 1345 akçe, 1563′de 2696 akçe 20 para idi. Vergi gelirlerinin bütünü zaviyeye verilmekte idi.
Deve Baba Zaviyesi’nin en önemli geliri, Efsus (Afşin)’un yarısından temin edilmekteydi. 1525′de Afşin’in toplam geliri, 19585 akçe idi. Bu gelirin 9754 akçesi zaviyeye aitti. Köyün 1527 yılındaki toplan geliri ise, 23892 akçe idi. Burada bulunan ve 2800 akçelik geliri olan bir boyahane ile 240 akçelik geliri olan altı değirmenin gelirleri de köyün toplam vakıf gelirleri içindeydi. Aynı tarihli tahrir kaydında, ayrıca kaydedilmiş olan Deve Baba Mahallesi’nin geliri ise, 1218 akçe idi.
1563 yılında da köyün toplam geliri 18552 akçeydi. 3855 akçelik boyahane geliri ve köydeki dokuz değirmenin 380 akçelik geliri ve diğer bütün vergiler buna dahildi.
XVI. yüzyılda yapılan tahrirlerden sonra, zaviyenin durumu hakkında geniş bilgi elde etmek güçleşmiştir. XVII. yüzyıl kayıtlarında ise, zaviyenin yıllık bütçeleri sayılabilecek miktarlar verilmiş, bu miktarların dışında zaviye hakkında hiç bir bilgi verilmemiştir. Buna göre, 1100/1689 yılında zaviyenin geliri 5760 akçe, 1105-1106/1694-1695 tarihleri arasında günlük altı akçe hesabıyla, zaviyenin yıllık gelir gideri 2160 akçe idi. 1266-1273/1850-1857 yılları arasında vakfın toplam 8033 kuruşluk muhasebesi vardı. Bu muhasebeden 6084 kuruş 10 para görevlilere, 1559 kuruş maaş olarak, 389 kuruş 30 para da muhasebe harcı olarak harcanmıştır. 1276/1860 yılında zaviyenin hasılatından görevliler için 3530 akçelik ödeme yapılmıştı. Elimizde mevcut evkaf kayıtlarına göre, yukarıdaki tarihten sonra, vakfın adı kayıtlarda geçmemektedir. Vakfın ve zaviyenin ne zaman ortadan kalktığını bilemiyoruz.
alıntı..
Araştırmacı Yazar : Mustafa KÖŞ dostumuza
teşekkür eder başarılar dilerim..