KARIŞIK

3 Şubat 2016 Çarşamba

Rumeli’de Aleviler(Trakya ve Balkanlar)

Rumeli’de Aleviler(Trakya ve Balkanlar)

Hacı Bektaş-ı Veli hakka yürüdükten sonra tarikatı derleyen, toparlayan ve düzenleyen Pir Balım Sultan Dimetokalı’ydı. Dimetoka şu an Yunanistan sınırları içerisinde kalan bir şehir. İsmini sık sık duyduğumuz meşhur Kızıldeli Sultan Gümülcine’de faaliyet göstermişti. Gümülcine de şu an Yunanistan sınırlarında. Meşhur Harabati Baba Kalkandelen(Makedonya)’da; Demir Baba, Elmalı Baba, Otman Baba, Ali Koç Baba ve Doğu Anadolu’da da aşiret ismi, ocak ismi olarak varlığını koruyan Sarı Saltuk Bulgaristan’da faaliyet göstermiştir. Abdülhamit döneminde Arnavutluk topraklarında Bektaşiliğin resmi din olarak kabul edilmesi teklif edilmişti ancak baskıcı Osmanlı zihniyeti bunu reddetmişti. Dünya üzerinde Alevi-Bektaşi mezhebini resmi olarak tanıyan tek ülke ise Arnavutluk’tur. Sadece Arnavutlar değil, Anadolu’da Şahkulu isyanıyla, Akkoyunlular içinde barınarak veya başka herhangi bir şekilde Şah İsmail’e destek veren Türkmenler de Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonya topraklarına sürülerek orada süreklerini devam ettirmişlerdir. Bugün Bulgaristan’da bulunan Karallar, Köçekli, Işıklı, Salmanlı, Sindelli, Mihmadlu, Muslucalı, Balabanlı gibi köy isimleri, Akkoyunlu devletinin ardılı olan ve Şah İsmail’e destek ver Bozulus Türkmen aşireti içerisinde yer alan Türkmen obalarının isimleridir. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde de tapu tahrir defterleri kayıtlarında Bozulus Türkmenleri’nin Rumeli’de yerleştirildiği yazmaktadır. Trakya ve Balkan topraklarında yani genel manada Rumeli’de Alevi-Bektaşi tekkelerini ve köylerini burada toplayarak güzel bir konu oluşturabiliriz. Ben Rumeli’deki Alevi-Bektaşi tekkelerini yazarak başlayayım.
ARNAVUTLUK:
1. ABİDİN BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Leskovik’tedir.
2. ALİ BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri’dedir.
3. ALİ BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Bastivan’dedir.
4. ALİ POTİVAN TEKKESİ : Arnavutluk’tadir.
5. ASİM TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri’dedir
6. AZİZ ALİ BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri Nevrakta
7. BABA KAMBER TEKKESİ : Arnavutluk / Berat ‘dedir
8. BACKA TEKKESİ : Arnavutluk / Backa’dadir.
9. BACKA TEKKESİ : Arnavutluk / Frasari’dedir
10. BALİM SULTAN TEKKESİ : Arnavutluk / Martenes’dedir
11. BARUCİ TEKKESİ : Arnavutluk / İstaria’dadir.
12. BERMAS TEKKESİ : Arnavutluk / Kolonya’dadir.
13. DRİZAR TEKKESİ : Arnavutluk / Drizar’dadir.
14. DUKA TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri ‘dedir
15. DUSK TEKKESİ : Arnavutluk / Grobova’dadir.
16. FUSA KURİYES TEKKESİ : Arnavutluk / Kruya’dadir.
17. GLAVA TEKKESİ : Arnavutluk / Glava’dadir.
18. GORUCE TEKKELERİ : Arnavutluk / Goruce’de dort tekke vardir.
19. GRESİTZA TEKKESİ : Arnavutluk / Gresitza’dadir.
20. GUMANİ TEKKESİ : Arnavutluk / Gumani’dedir
21. HACİ SULEYMAN BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri ‘dedir.
22. HACİ HUSEYİN BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Martenes’dedir
23. HAYDAR BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Konica’dadir.
24. HAYDAR BABA TEKKESİ : Arnavutluk / İskodra’dadir.
25. İSTARYA TEKKESİ : Arnavutluk / Kolonya’dadir.
26. KAMBER BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Kicok’tadir.
27. KANURUM TEKKESİ : Arnavutluk / Kolonya’dadir.
28. KAPANİ TEKKESİ : Arnavutluk / Kapani’dedir
29. KESERAKA TEKKESİ : Arnavutluk / Premet’dedir
30. KESTREKA TEKKESİ : Arnavutluk / Kolonya’dadir.
31. KİRACOVA TEKKESİ : Arnavutluk / Kolonya’dadir.
32. KHOUTEH TEKKESİ : Arnavutluk / Gorice’dedir.
33. KİATOROM TEKKESİ : Arnavutluk / Gorice’dedir.
34. KOMARİ TEKKESİ : Arnavutluk / Komari’dedir.
35. KOSUDAN TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri’dedir.
36. KRAHAS TEKKESİ : Arnavutluk / Malakastra’dadir.
37. KREMENAR TEKKESİ : Arnavutluk / Kremenar’dadir.
38. KRUYA TEKKESİ : Arnavutluk / Kuriya’dadir.
39. KUC TEKKESİ : Arnavutluk / Gorice’dedir
40. LAPOLETS TEKKESİ : Arnavutkuk / Lapolets’dedir
41. MALİ KURİYES TEKKESİ : Arnavutluk / Kuriya’dadir.
42. MARİCAN TEKKESİ : Arnavutluk / Marican’dadir.
43. MELCAN TEKKESİ : Arnavutluk / Melcan’dadir.
44. METAN TEKKESİ : Arnavutluk / Nepraviste’dedir
45. MUSTAFA BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Elbasan’dadir.
46. NEMALİYE TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri’dedir.
47. OSMAN ZEZE TEKKESİ : Arnavutluk’tadir.
48. PİRİSTA TEKKESİ : Arnavutluk / Pirista’dadir.
49. PREMETİ TEKKESİ : Arnavutluk / Premet’dedir
50. RABİA TEKKESİ : Arnavutluk’tadir.
51. RİFAT BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Kuta’dadir.
52. SİANOLAS TEKKESİ : Arnavutluk / Barmas’dadir.
53. SUKA TEKKESİ : Arnavutluk / Pirsta ‘dadir.
54. SEYH NASİBİ TEKKESİ : Arnavutluk / Fraseri’dedir
55. SİMİRDEN TEKKESİ : Arnavutluk / Tomaritza’dadir.
56. TOMAR TEKKESİ : Arnavutluk / Tomar’dadir.
57. TREPEL TEKKESİ : Arnavutluk / Trepel’dedir
58. TURAN TEKKESİ : Arnavutluk / Melcan’dadir.
59. TURAN TEKKESİ : Arnavutluk / Gorice’dedir.
60. VELİKİOT TEKKESİ : Arnavutluk / Velikiot’dedir.
61. VELİKOY TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri ‘dedir.
62. YUSUF BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Baltaca’dadir.
63. ZEYNEL ABİDİN BABA TEKKESİ : Arnavutluk / Ergiri’dedir.
BULGARİSTAN:
1. Demir Baba tekkesi – Mumcular köyü / Sveştari / Kemaller ilçesi / İsperih / Razgrad ili
2. Hüseyin Baba tekkesi – Voden Milli parkı; Adaköy köyü yakınları / Ostrovo / Zavet ilçesi, Razgrad ili
3. Ali Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
4. Koçlu Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
5. Hüseyin Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
6. Hasan Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
7. Hazır Nazır Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
8. Yoksuz Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
9. Topuz Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi / Sleven ili
10. Alvan Baba türbesi – Alvanlar köyü / Yablanovo / Kotel ilçesi, Sleven ili
11. Akyazılı Sultan tekkesi – Tekke köy / Obroçşite / Balçik ilçesi / Dobriç ili
12. Mustafa Kanaat Baba tekkesi – Kapaklı / Aleksandriya köyü Kruşari ilçesi / Dobriç ili / Maaleesef iki yıl önce Bulgarlar tarafından kiliseye döndürüldü, tekke yıkıldı
13. Softa Baba tekkesi – Tutrakan / Silistra ili
14. Deniz Ali Baba tekkesi – Denizler / Varnentsi köyü / Tutrakan ilçesi / Silistra ili
15. Musa Baba tekkesi – Tekke Kozuca / İzbul köyü Yeni Pazar / Novi Pazar ilçesi / Şumen ili
16. İsa Baba tekkesi – Tekke Kozuca / İzbul köyü / Yeni Pazar / Novi Pazar ilçesi / Şumen ili
17. Seyyit Baba tekkesi – Koşu kavak / Krumovgrad / Kırcaali ili
18. Hasan Baba türbesi – Babalar / Baştino köyü / Kırcaali ili
19. Gazi Ali Baba tekkesi – Ryahovtsite köyü / Sevlievo ilçesi / Gabrovo ili
20. Hamza Baba tekkesi – Tekke / Bogomil köyü / Harmanlı ilçesi / Haskovo ili
21. Ali Baba tekkesi – Malevo köyü / Haskovo ili
22. Otman Baba tekkesi – Tekke köyü / Haskovo ili
23. İsman Baba tekkesi – Çalı köy / Vrelo / Mestanlı ilçesi / Momçilgrad / Kırcaali ili
24. Hamza Baba tekkesi – Petrovo köyü / Eski zağara ili /Stara Zagora
25. Yamur Baba türbesi – Dajdovnik köyü / Kırcaali ili
26. Ahat Baba türbesi – Kircaali ili
27. Elmalı Baba tekkesi – Mandacı köyü / Bivolyane / Mesatnli ilçesi / Momçilgrad / Kırcaali ili
28. Nazır Baba türbesi – Kırcaali ili
29. Hızır Baba tekkesi – Karallar(Gorna Krepost) köyü / Kırcaali ili
30. Nalbant Baba türbesi – Raven köyü / Mesatnlı ilçesi / Momçilgrad / Kırcaali ili
31. İbrahim Baba türbesi – Raven köyü / Mestanlı ilcesi / Momçilgrad / Kircaali ili
32. Kıdemli Baba tekkesi – Grafitovo köyü / Yeni Zağara / Nova zagora ilçesi /Stara Zagora ili
33. Kız Ana tekkesi – Momino köyü / Tırgovişte ili
34. Аli Koç Baba tekkesi – Niğbolu / Nikopol
35. Baali Baba tekkesi – Sofya
36. Enihan Baba türbesi– Davidkovo köyü / Smolyan ili
37. Saruhan Baba türbesi – Momçilovtsi köyü / Smolyan ili
38. Şeyh İsen türbesi – Smolyan
39. Ayvaz Baba türbesi – Skobelevo köyü / Plovdiv ili
40. Malkoç Baba türbesi – Burya köyü /Pleven ili
41. Saadettin Baba türbesi –Vidin
42. Hüseyin Baba türbesi – Golyamo Sokolovo, Tırgovişte ili
43. Hüsem Baba türbesi – Tekke mahallesi, Tırgovişte ili
44. Sinan Baba türbesi – Sinan köyü / Pomen /Ruse ili
45. Mustafa Baba türbesi – Sinan köyü / Pomen /Ruse ili
46. Hızır Baba türbesi– Sinan köyü / Pomen /Ruse ili
47. Reis Baba türbesi – Bolyarovo köyü /Plovdiv ili Tırgovişte ili
49. Baba Kondu türbesi – Tırgovişte
50. Musa Baba türbesi – Işıklar köyü / Samuil / Razgrad ili
51. Mümün Baba türbesi – Bogomilovo köyü / Eskı Zağara /Stara Zagora ili
YUNANİSTAN: 
1. AHİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Ferecik’dedir.
2. ALASONYA TEKKESİ : Yunanistan / Alasonya’dadir.
3. ALİ BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Debre’dedir .
4. ALİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Uzuncaabad ‘dadir.
5. ALİ KULU TEKKESİ : Yunanistan / Agya’dadir.
6. ALİ SULTAN TEKKESİ : Yunanistan / Teselya’dadir. Hristiyanlar tarafindan ” Aya Yorgi” ismi ile ziyaret edilir.
7. AYDİN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Kesriye’dedir.
8. BAHCE TEKKESİ : Yunanistan / Sarigol Topcular Koyundedir.
9. BALLİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Tatar’dadir.
10. BİNBİR OKLU AHMET BABA TEKKESİ : Yunanistan / Pinarhisar’dadir.
11. BUHUR TEKKESİ : Yunanistan / İnebahti’dadir.
12. CUMA TEKKESİ : Yunanistan’dadir.
13. DEMİRBEYLİ TEKKESİ : Yunanistan / Gumulcine’dedir.
14. ELMALİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Sultanyeri’dedir.
15. ESKİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Zagra’dadir.
16. GAZİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / İneli’dedir.
17. GAZİLER TEKKESİ : Yunanistan / Ferecik’dedir.
18. HANYA DERGAHİ : Yunanistan / Girit / Hanya’dadir.
19. HASAN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Tempo vadisindedir.
20. HASAN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Girit / Resmo’dadir.
21. HASİP BABA TEKKESİ : Yunanistan / Yenice Karasu’dadir.
22. HASTA BABA TEKKESİ : Yunanistan / Giritli’dedir.
23. HİZİR BABA TEKKESİ : Yunanistan / Marki’dedir.
24. HORASANLİ ALİ BABA DERGAHİ : Yunanistan / Girit Kandiye’dedir.
25. İBRAHİM BABA DERGAHİ : Yunanistan / Girit’tedir.
26. İSMAİL BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Usturumca’dadir.
27. KADEMLİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Zagra’dadir.
28. KANDİYE AY VLAS DERGAHİ : Yunanistan / Girit Kandiye Ayvlas Koyundedir.
29. KATERİN TEKKESİ : Yunanistan / Katerin’dedir.
30. KESRİYE TEKKESİ : Yunanistan / Kesriye’dedir.
31. KİRKLAR TEKKESİ : Yunanistan / Yenice Karasu’dadir.
32. KOPEKLİ SİRACA BABA TEKKESİ : Yunanistan / Ferecik’dedir.
33. KUTUKLU TEKKESİ : Yunanistan / Yenice Karasu’dadir.
34. LESKOVİK TEKKESİ : Yunanistan / Leskovik’tedir.
35. MAGARALİKOY DERGAHİ : Yunanistan / Girit / Kandiye’dedir.
36. MEMİ BABA TEKKESİ : Yunanistan / Bucak’dadir.
37. MUMİN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Zagra’dadir.
38. MURSEL BABA TEKKESİ : Yunanistan / Dimetoka’dadir.
39. ODRA DERGAHİ : Yunanistan / Lapsista’dadir.
40. OSMAN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Uzuncaabad’dadir.
41. RENİ TEKKESİ : Yunanistan / Teselya’dadir.
42. RESMO DERGAHİ : Yunanistan / Girit Resmo’dadir.
43. RUSTEM BABA TEKKESİ : Yunanistan / Ferecik’dedir.
44. SANCAKTAR BABA TEKKESİ : Yunanistan / Marki’dedir.
45. SARİGOL TEKKELERİ : Yunanistan / Sarigol Kocana’da 4 Bektasi tekkesi vardir.
46. SELANİK BABA TEKKESİ : Yunanistan / Selanik’tedir.
47. SEYYİT ALİ SULTAN DERGAHİ : Yunanistan / Dimetoka’dadir. 1402 dolaylarinda hakka yuruyen (olen) Bektasi ulusudur. Yatiri Yunanistan’da Dimetoka’da kendi adiyla anilan Kizildeli irmagi kiyisindadir.
48. SAHİN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Kopekli Koyundedir.
49. TİRHALA TEKKESİ : Yunanistan / Tirhala’dadir.
50. TİMUR BABA TEKKESİ : Yunanistan / Cirmen’dedir.
51. TASLİK TEKKESİ : Yunanistan / Marki’dedir.
52. UC CESMELER TEKKESİ : Yunanistan / Selanik’tedir.
53. VODİNE TEKKESİ : Yunanistan / Selanik’tedir.
54. VODORİNA TEKKESİ : Yunanistan / Kesriye’dedir
55. YARAN BABA TEKKESİ : Yunanistan / Zagra’dadir.
56. YORUK BABA TEKKESİ : Yunanistan / Kirikkala’dadir. 
ESKİ YUGOSLAVYA:
1. GRADİSTA TEKKESİ : Yugoslavya / Gradista’dadir.
2. HACİ ADEM VECHİ BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Prizen’dedir.
3. HACE BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Koprulu’dedir.
4. HAMZA BABA TEKKESİ : Yugoslavya / İstip’tedir.
5. HİDİR BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Kirsova’dadir.
6. HUSEYİN BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Manastir’dadir.
7. İSMAİL BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Usturumca’dadir.
8. İZVORNİK TEKKESİ : Yugoslavya / İzvornik’dedir.
9. KANATLAR TEKKESİ : Yugoslavya / Manastir Pirlepe Koyundedir.
10. KARAC AHMET TEKKESİ : Yugoslavya / Uskup Komonova’dadir.
11. KİRCOVA TEKKESİ : Yugoslavya / Kircova’dadir.
12. KONYİC TEKKESİ : Yugoslavya / Konyic’tedir
13. KOYUN BABA TEKKESİ : Yugoslavya Kalkandelen Sipkovitsa’dadir.
14. MUSTAFA BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Uskup’tedir.
15. MOSTAR TEKKESİ : Yugoslavya / Mostar Bologay’dadir.
16. PRİZREND TEKKESİ : Yugoslavya / Yakova’dadir.
17. SARİ SALTİK TEKKESİ : Yugoslavya / Ohri Golu kiyisinda Hiristiyanlar tarafindan ”Aya Naum” olarak bilinir.
18. SULEYMAN BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Uskup’tedir.
19. SERSEM ALİ BABA TEKKESİ /HARABATİ BABA TEKKESİ : Yugoslavya Mekadonya Tetova’dadir. Harabati Baba’da buradadir. Ali adi “Elyas/ İlyas adiyla ozdestirildigi icin Hiristiyanlarca da ziyaret saygi duyulan bir merkez olmustur. Haci Bektas soyundan Kalender Celebi’nin ayaklanmasindan sonra Haci Bektas Dergahi’nin Anadolu halki uzerindeki etkisini zayiflatmak amaciyla Padisah Kanuni sultan Suleyman tarafindan 1551 tarihinde Haci Bektas Dergahina Baba olarak atanir. Orada fikir degistirir ve irsad olur. Dergahta Babagan (Mucerret Baba) kolunun ortaya cikmasi Sersem Ali Babayla baslar.
20. SEYH HAFİZ BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Yakova’dadir.
21. TUZLA TEKKESİ : Yugoslavya / Tuzla’dadir.
22. YAKOVA TEKKESİ / SEMSEDDİN BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Yakova’dadir.
23. YARAR BABA TEKKESİ : Yugoslavya / Kalkandelen’dedir.
Yugoslavya’da Bosna bolgesinde de Bektasi tekkeleri ve yatirlari bulunmaktadi

BULGARİSTAN’DA DOĞU RODOP DAĞLARINDAKİ MESTANLI (Momçilgrad) KASABASI ÇEVRESİNDE BULUNAN TEKKELER, TÜRBELER ve BUNLARDA YAPILAN CEM TÖRENLERİ

BULGARİSTAN’DA DOĞU RODOP DAĞLARINDAKİ MESTANLI (Momçilgrad) KASABASI ÇEVRESİNDE BULUNAN TEKKELER, TÜRBELER ve BUNLARDA YAPILAN CEM TÖRENLERİ Mariya P. Nikolçovska (Çeviren: Ahmet Hezarfen)

BULGARİSTAN’DA DOĞU RODOP DAĞLARINDAKİ MESTANLI (Momçilgrad) KASABASI ÇEVRESİNDE BULUNAN TEKKELER, TÜRBELER ve BUNLARDA YAPILAN CEM TÖRENLERİ

Mariya P. Nikolçovska (Çeviren: Ahmet Hezarfen)


Mestanlı (Momçilgrad) İlçesi’nin dağlık bölgesi Damla Tepe (Zdravets) Kilise Tepe (Tsırkvin Vrıh) Omurcılar (Vrıh Sveti İliya) eteklerinde bir çok Alevi-Bektaşi köyleri bulunmaktadır. Bunlar: Mandacılar (Bivolyane) Aşağı Edirhan (Dolna Çobanka) Yukarı Çobanköy (Gorna Cobanka) Çomakova (Broş) Viyalo, Zornitsaköyleri olub bu köyler halkının tümü Alevi-Bektaşi olduğu gibi Kayabaşı köyü (Tatul) Raven, Devintsi köyleride Sünni ve Alevi karşımı köylerdir. Yalnız 20 Y.Y.’ın 2. Yarısından sonra yukarıda adı geçen Alevi-Bektaşi köylerinden bir çok ahali Mestanlı’nın MAMULİTSA Mahallesi’ne yerleşti.

Türkler bu halka “KIZILBAŞ” demektedir, oysa onlar Anadolu’da 13. Y.Y.’da Hacı Bektaş Veli tarafından kurulan “Bektaşi Tarikatı”na bağlılıkları nedeniyle kendilerine “BEKTAŞİ” demektedirler. Sünniler ile Aleviler arasındaki ayrılık 7. Y.Y.’da peygamberin ölümünden sonra ilk kez belirgin bir düşünce ayrılığı baş gösterdi, Muhammed’in amcası oğlu ve damadı Ali İbn-i Ebu Talib’in (602-661) hakkı olduğu, Ali’nin soyundan olanlara, Ali’yi imam olarak kabul edenlere “Şia”, Ali’yi tanrılaştıranlara genel anlamda “ALEVİ” adı verilmiştir.
Alevi-Bektaşilerin dinsel törenlerinde put perestlik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık’tan alınan bir çok öğe vardır. Bektaşiliğin temelinde eski kültlerden ateş, taş, ağaç, su kaynakları kültü olduğu gibi atalara saygı, Ali ve 12 İmam’a tapma, kendi aralarında gizli kardeşlik vardır. Aleviler, Sünniler tarafından soyutlanmış, kapalı dinsel toplumdur, her zaman marjinal olarak ve can güvenlikleri için, gizliliğe baş vurmak zorunda kalmışlardır.
14 Y.Y.’da Osmanlı Devleti yeni oluşturduğu Yeniçeri ordusunu Bektaşi tarikatına bağlıyarak Hacı Bektaş Veli’yi onun ideolojik eğitici ve koruyucusu haline getirdi, bu durum Sünni ortodoks Osmanlı İmparatorluğu’nda Bektaşiliğe karşı hoş görülü davranış sağladı. Bu yüzden Bektaşilik yeniçeri ordusunda ve halk kitlesi arasında güçlü bir yayılma ortamı bulduğu gibi Bektaşilik bir halk eğitimi olarak onaylandı.
Tahmin edildiğine göre Bektaşilik Bulgar topraklarında 15. Y.Y.’da Şeyh Bedrettin adıyla daha çok yayılma alanı buldu.
Şeyh Bedrettin adıyla daha çok yayılma alanı buldu. Şeyh Bedrettin Dobruca ve Deliorman’a geldi onun Hristiyanlara karşı açıkça dinler üstü bir tutum benimsemesi ve sosyal düşünce ve toprak mülkiyeti alanında devrimci tavırlar alması, 1416’da da derebeylik düzenine karşı ayaklanınca Müslüman, Hristiyan (Gagavuzlar) halk kitlesi gönüllü olarak peşine takılarak Çelebi Mehmed’in ordusuyla çarpışmak için Balkan’a yürüdüler.
Bektaşilik yeniçeri ordusuyla birleşince Rodoplar yöresinde İslamlığın yayılmasında onun dinsel silahı oldu, Doğu Rodop ahalisi arasında nüfusunu artırarak birçok yere tekke ve zaviyeler kurulmaya başlandı. Bu tekke ve zaviyelerde sürü sürü mürit ve dervişler yetişti, bunlar halk arasına dağıldılar. Padişah 2. Mahmut 1826’da Yeniçeri ordusunu kaldırınca Bektaşiliği de yasaklayarak tekkelerini kapatt.
15-18 Y.Y.’larda yeniçeri ordusundaki Bektaşi dervişleri halk arasında eren (evliya) olarak ünlenmiş, bunların kerametleri hala anlatılmaktadır.
Bektaşilerin erenlerine “Kırklar” denir, bunlar İran ili Horasan’dan gelerek dağ tepelerine yerleşmişler, bir ara Orta Rodoplar’da İnan dağın Yenihan tepesine toplanarak manda kurban edip çevirme yapmışlar, yemekten sonra geleceklerini saptamak için özel alametlerini çeşitli yönlere fırlatıp bunların düştüğü yere türbelerini bina etmiş Osman Baba (Otman Baba) çevirmede kullandıkları kazığı fırlatmış, bugünkü Tekkeköl (Trakiets) olan yere düşmüş, hemen orada bir çam ağacı çıkmış, Otman Baba gelip tekkesini oraya yapmış. Elmalı Babba bir elma fırlatmış Mandacılar (Bivolyane) köyün düşmüş, Elmalı  Babba da tekkesini oraya kurmuş. Bu iki tekke Doğu Rodoplarda çok ünlüdür. Çomakova (Broş) köyünde Balım Baba türbesi, Tekkeköy (Postnik) de Ahat Babba Tekkesi Bektaşilerce sım sık ziyaret edilir saygınlıkları çoktur.
Mandıracılar’daki tekkede bulunan bir mermer mezar taşında olan Arapça yazıda bunun Ahat Baba’nın oğlu Güner Baba’ya ilişkin olduğu en geç 17. Y.Y.’da yazılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Mestanlı (Momçilgrad) yöresinde Damla Tepe (Zdravets) ile Kilise Tepe (Tsarkvin vrıh) arasında aşağı derecede birkaç Bektaşi mezarı bulunmaktadır. Akçeli Tepe’de Akçeli Baba Türbesi vardır. Bunun üzerinde bir akça ağaç olduğundan ona bu ad verilmiştir. Su damlayan kayaya yakın Damlataş Tepesi’nde Yaran Baba Türbesi olup yakınında da Çomakova (Broş) Köyü’nde Balım Baba Türbesi’nin sınırdaşı Hüseyin Baba Türbesi’dir.
Son ilkbahar cemi yapılan Kazer Baba, buna Azgınca Baba da denir, burasının bayramında, ziyaret edenler kurban keser, getirilen hediyeler muzayede ile satılarak elde edilen parasıyla dövülmüş buğdaydan keşkek, etli pilav pişirirler, sonra yağmur duasına durup bir ağızdan amin derler. Bu törenlere kadın ve kızların katılması sakıncalıdır, onların inancına göre katılanlar hastalığı yakalanıp ölürmüş. Tarım işleri bittikten sonra güz cemleri başlar, bu cemlerde de yine kadın ve kızlara katılamaz yalız çok yaşlı kadınlar ilbahar cemlerine katılabilir. Kitlesel olarak ilkbahar cemi yapılan Mandacılar köyü civarındaki Elmalı Baba türbesidir.
Türbede altı mezar bulunmakta, sekiz köşeli tavanı olan bölümde peygamber Ali’nin eşi Fatma Ana türbesidir, Fatma Ana anne ve çocukların koruyucusu bilinir bu bakımdan ona çok saygı gösterilmektedir.
Mestanlı bölgesinde iki de kadın: İsan Baba ve Rukiye Baba türbeleri vardır.
İsan Baba’nın türbesi Vryala’da Rukiye Baba’nın ise Çakmaklar köyünde (Çakmaktsi)’dir bu iki türbe Sünniler tarafından da ziyaret edilir.
Güz cemleri, kalan ilkbahar toplantıları Raven, Kayabaşı (Tatul) ve Nanovtsi köylerinde yapılır. Son güz cemi nalbantların ve süvarilerin koruyucusu Nalbant Baba türbesinde yapılır. Söylentiye göre Ahat Baba hak dinin bayraktarı, dev gibi güçlü, sihirli özelliklerle ödüllendirilmiş, ölüleri diriltir, bir atlayışta Koca alanları aşan, dağdan dağa adımlayarak hak din uğruna savaşanlara yardıma gittiği, bastığı taşların üzerinde ayak izlerinin kaldığı türbesini yaparken kaldırdığı köşe taşında pençesinin kan izleri hala görülmekte, bu özelliğinden dolayı, çevredeki halk mezarındaki toprağı kutsal sayarak baş ağrısı ve başka hastalıkları giderip insanları sağlığa kavuşturduklarına inandıklarından oradan bol bol toprak alırlar.

Cem Dergisi, Mayıs 2001, Sayı: 109,  Sayfa: 11

BULGARİSTAN’DA DOĞU RODOP DAĞLARINDAKİ MESTANLI (Momçilgrad) KASABASI ÇEVRESİNDE BULUNAN TEKKELER, TÜRBELER ve BUNLARDA YAPILAN CEM TÖRENLERİ (Devamı)

Bulgar araştırmacıların Mariya P. Nikolçovska yukarıda adı geçen Doğu Rodop Sıradağları bölgesinde birçok tekke ve türbe bulunduğu, bunların çoğunun Alevi-Bektaşiler'e çok azının da Sünniler'e ilişkin olduğu, yalnız Sünniler'in köylerindeki Alevi-Bektaşi tekkelerinin pek bakımsız, Bektaşilere de bakım ve onarımlarına izin vermedikleri, bu tekke ve türbelerde yılın belirli günlerinde Alevi-Bektaşiler toplanarak Nevruzda İmam Ali'nin doğum günü, 10 Muharrem'de İmam Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi Aşure günü, Hıdırellez, Kasım Doksanı-Acı-Su, Yedi Kızlar Aşı, Sayacılar-Camalcılar (Erkek karnavalı) törenlerini yaparken saz çalıp nefes söylemektedirler, diyor.

MESTANLI (Momçilgrad) YÖRESİNDEKİ TEKKE VE TÜRBELER
1-         Dambala (Damla Taş) Akçeli tepe eteğinde Akçeli Baba Türbesi.
2-         Şifalı kaplıcalara yakın Dambalanın Yaran Baba Türbesi
3-         Çomakovo (Broş) köyü arazisinde Balım Baba Türbesi
4-         Bivolyane (Mandacılar) köyü civarında kilise tepede Hüseyin Baba
5-         Gorno Tozlar (yukarı-toz) Köyü üzerinde Gedik Baba Türbesi. Yukarıdaki türbelerde yaz mevsimi cemleri yapılmaktadır. Aşağıdaki türbelerde güz mevsimi cemleri yapılmaktadır.
6-         Bivolyane (Mandacılar) Köyünde Elmalı Baba Türbesi
7-         Dolna Çobanka Köyü kazerler mevkiinde Kazer Baba Türbesi
8-         Başka yere göçen Omurcılar Köyü yanında Devintsi Köyü üzerinde Omur Baba Türbesi
9-        Dolna Çobanka Köyü'nün Kedicik mevkiinde Koca Meşe Türbesi olup burada Kamberler Cemi yapılmaktadır.
10-       Borovo (Çam-Dere) Köyü yanında Abalı Baba yahut Abalar Baba türbesinde ünlü Gavunlar Cemi yapılmaktadır.
11-       Devintsi Köyü üzerinde Zeki Baba Türbesi bulunmaktadır.
12-       Vryalo Köyü yanında İsman Baba (kadın baba) Türbesi buna İsman Ana da denir, burada Çalköy cemi yapılır.
I3-        TatuI (kaya-başı) Köyü yanında Acı oluk mevkiinde İbrahim
Baba Türbesi vardır.
14-       Gorna Çobanka (Çoban-Köy) Köyü yanında Kedçal mevkiinde İbrahim Baba Türbesi olup burada büyük kedçal cemi yapılmaktadır.
15-       Sünni köyü Plenitsa çevresi Ke-dikçal mevkiinde Nalbant Baba Türbesi bulunup bakımını Aleviler yapmaktadır.
16-       Varbişte (Bayramlar) Köyü yanında Taş Erli Baba Türbesi olup iki yıldan beri Bayramlar Cemi yapılmaktadır.
17-       Nanovitse Köyü üzerinde büyük-yaran ve küçük-yaran Türbeleri olup Aleviler tarafından saygıyla ziyaret edilmektedir.

KOŞU-KAVAK (Krumovgrad) YÖRESİNDEKİ TEKKELER
18-       Koşu-Kavak yanında Seyyid Baba Türbesi olup Sünni ve Aleviler tarafından ziyaret edilmektedir.
19-       Dıjdovnik (Ömer oğulları-Yağmurlar) Köyü yanında Yağmur Baba Türbesi Alevi lerce ziyaret edilmektedir.
20-       Doborsko Köyü çevresinde Celeve ile Kran tepelerde bulunan türbelere Aleviler ziyaret yapmaktadır.
21-       Doborsko Köyü arazisindeki iki türbe Aleviler'ce çok saygındır.
22-       Yine Doborsko Köyü Aleviler'ince Çal Köyündeki eski cami yanındaki türbe de kutsal sayılmaktadır.
23-       Padalo Köyü arazisindeki iki türbe Doborsko ve Çuçuliga yöresi Alevilerince ziyaret edildiği gibi birine de Sünniler sahip çıkmaktadır.
24-       Bubino Koyu çevresinde iki tür be olup birisi Sünni din bilgini bir efendi olup diğerine Orta-Köy (İvaylovgrad) ilçesi Çuçiliga Köyü Alevilerince çok saygı gösterilmekte, bu köye kadar doğudaki Alevi sınırı ulaşmaktadır.

KIRCAALİ (Kırcali) YÖRESİNDEKİ TEKKELER
25-       Baştino (Babalar) Köyü yanında Hasan Baba türbesi vardır, burasının Alevileri "Babaî" olup bu yöredeki diğer Alevilerin çoğu Bektaşi-dirlcr.
26-       Gorna Krepost (Tekke köyü) köyündeki Hızır Baba Türbesinde Ba-bailer burada ilkbahar Cemi yapmaktadır.
27-       Broş (Tekke) Köyü yanındaki  türbe Ali Baba'nındır. Burada Cem'den önce panayır yapılmakta. Aleviler Bektaşi olup şeriata göre mevlit okutmaktadırlar.
28-       Bolyartsi Köyü yanındaki Saran Baba Türbesi-Babai
29-       Zvezdelina (kaya altı) köyü yanında Nazar Baba ve Gaip Baba adında iki türbe vardır
30-       Siroko pole köyü yanında Alevilerce saygı gören Sürmeli Baba Türbesi vardır.

Bu bölgede kimlere ilişkin, adı belli olmayan birçok türbe vardır.

Cem Dergisi, Nisan 2001, Sayı: 108,  Sayfa: 24


Kitap

Deliorman’ın Koca Çınarı: AHMET HEZARFEN, (YAŞAMI, ALIŞMALARI, ANILARI, YAZILARINDAN ÖRNEKLER),  AYHAN AYDIN, Niyaz Yayınları, 2008, İstanbul,

ŞEYH ÇOBAN..MAZGİRT



SEYİD AZİZ KAYKAÇ VE HASAN ÇOBAN


Çeçe Sultan Türbesi..GERZE

Çeçe Sultan Türbesi

İlimiz Gerze ilçesi Çeçe Sultan köyünde bulunan türbe Selçuklular döneminden kalma bir yapıdır. Türbe dikdörtgen planlı, tek katlı ve tek mekanlı bir yapıdır. Kesme taştan yapılmış kemerli bir kapısı vardır. Kapı üzerinde Selçuklu Dönem yazı sitilinde yazılmış bir kitabesi vardır.

Türbe içinde Çeçe Sultan ve akrabalarına ait olduğu sanılan sekiz adet mezar bulunmaktadır. Türbe binası aynı zamanda camii olarak kullanılmaktadır. Hıdrellez kutlamaları her yıl burada yapılmakta, türbe ziyaret edilerek adaklarda bulunulmaktadır. Türbenin Çepni Türkleri Beyi Tayboğa ‘nın kardeşi Mehmet Çeçe Bey ‘e ait olduğu düşünülmektedir.

Horasan’dan gelen Mehmed Çece Bey’in babası Seyyid Abdullahu Ekber Hazretleri, Dedesi 12 imamdan biri olan Seyyid İmam Musa Kazım(RA) Hazretleridir.

Araştırmalara göre MS.. 1071 yılında Büyük Selçukluların Malazgirt Savaşı'ndan sonra İslam Dini'ni yaymak amacıyla Çeçe Sultan'ın bir grup mücahitle birlikte Anadolu 'ya akınlar düzenlediği anlaşılmaktadır. Öyle ki, türbesinde bulunan kılıç ve sancak da (çalındığı beyan edimektedir) bunu kanıtlamaktadır. Çeçe Sultan Türbesi'nin nasıl ve ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Yalnız türbe içinde Çeçe Sultan'ın kendi ve çocuklarının tabutu ile eşyaları korunmaktadır. Mimari yapısı yontma ve yığma taşlardan yapılmış ve harcı kurudukça sertleşen bir çeşit kum ve kireç karışımı olan Çeçe Sultan Türbesi'nin kapısında tarihi bir geyik boynuzu ile anlamı henüz çözülememiş dekoratif yazılar bulunmaktadır. Türbenin önünde yıllar öncesinden günümüze kadar gelmiş silindir şeklinde bir ''Dilek Taşı'' da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. 

Çece Sultan’ın Soy ağacı;



Seyyid Muhammed Hz.nin künyesel Soy şeceresi Peygamberimizin soyundan olup, aşağıda ad ve künyeleri bulunan aslı neslinden künyeler ile gelmiştir:



Halife İmam Hz. Ali bin Ebu Talip ve Hz. Fatıma-tüz-Zehra R.A (Cennet kokusu ve meyvesi)

Kerbela şehidi İmam Hüseyin Cennet efendisi,

İmam Şehid Zeynel Abidin (Ali Asgar) Hz,

Bini İmam Şianın imamlarından Seyyid Mehmed Baki Hz.

Bini İmam Seyyid Hüseyin Hz.

Seyyîd İmam Musa Kazım Hz.

Seyyid Abdullah (Abdullah Ekber Hz.)

Seyit Muhammed Cece Sultan El Mehmedi Meşuru Mehmet Cecebey Hazretleri.



Peygamberimizin soyundan gelen torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’in soylarından erkeklere Seyyid, bayanlara Seyyide, Hz. Hasanın soylarından erkeklere Şerif, bayanlara Şerife denilir.



Çeçe Sultan Türbesinde görev yapanlara 1259 senesinde verilen berat fermanı


Yedi senesi zilhicenin onyedinci günü üzere olup vahi umumi olunarak kaideri meriye saltanati seniyeden olduğun tecrid bent biraren, Kastamonu - Sinop - Gerze nahiyesindeki vaki Çeçe sultan vakfının zaviyesi vazifesi ile zaviyeden zaviye ciheti mutasarrylar olduğundan iş bu seyyid Hüseyin banisi ve Mustafa ve Muhammed hasan olan berat hittahıdar olunmakta rica naşi tahriri olunmaktadır, olunmakta ciheti merbure birraen 1259 senesi üçüncü günü mucibince beratı şerif taat olunarak baabinde satr olan ferman alisanı vechle bu beratı tahrirle yummuna hurra ve mieteyin sebine ve tira liseneti saniye receb şehri. 


2 Şubat 2016 Salı

ANŞABACILAR ..TOKAT..HUBYAR SULTAN


Hubyar Sultan Dede
ANŞABACILILAR
            İsimlerini, Türbesi Tokat - Zile - Acısu Köyü'nde bulunan Anşa Bacı'dan almaktadırlar. Anşa Bacı Acısu Köyü'nden Kurtoğlu Veli’nin karısıdır. 1800'lü yılların ikinci yarısında yaşamışlardır. O dönemlerde Kurdoğlu Veli kimilerine göre bölgede düğünlerde ve bayramlarda davul çalan bir kişidir. Aynı zamanda Hubyar Köyü'nde bulunan Hubyar Ocağı Dedesi Hatip Efendi’nin sofusudur. Hatip Efendi adına köyde ve bölgede taliplerinin ihtiyacını karşılamakta, cemlerini yürütmektedir.
Hubyar Sultan Dede ve Yanında Bulunan

Torunlarının Hubyar Köyü'nde Bulunan Türbesi
            Bir zaman gelir ki Hubyar Tekkesi zayıf düşer, (bu zayıf düşmenin Hubyar Tekkesi'nin iç hesaplaşmalarından olduğu kanısı hâkimdir). Hatip Efendi ve de diğer Hubyar Dedeleri Tekke'de etkinliğini sürdüremezler. Talip Tekke'ye uğramaz olmuş Dedeler etkisiz hale gelmiştir. İşte bu sırada Dedelerin Hubyar yolunu bozduğunu, Hubyar Tarikatı'nı iyi yürütemediklerini söyleyen Davulcu Veli, Hubyar Sultan’ın kendisine el verdiğini bundan sonra Hubyar taliplerini kendisinin göreceğini, tarikatlarını kendisinin yürüteceğini beyan eder.
            Zaten Dedeler'in etkisizliği sebebiyle boşlukta bulunan Hubyar taliplerinin büyük bir kısmı Davulcu Veli’yi kabul ederler ve ona görülmeye başlarlar, hattâ Davulcu Veli etkinliğini öyle bir arttırır ki Hubyar Köyü'nde bulunan Dedeler bile kendisine görülmeye, biat etmeye başlarlar. O artık Davulcu Veli değil “Veli Baba”dır.
            Kendisi ocak soylu olmadığı için Dede unvanını kullanamaz ve “Baba” unvanını kullanmaya başlar. Kimilerine göre onu Hubyar'dan Hatip Efendi bu şekilde topluma lanse etmiştir. Kendisini Baba kabul eden ve talip olan kişilere de Babacılar denilmeye başlanmıştır. 3 yıl boyunca tüm Hubyar Ocağı Veli Baba'ya görülürler.
            Tarikatlarını Veli Baba'nın önderliğinde gerçekleştirirler. Veli Baba'nın bulunduğuAcısu Köyü âdeta Hubyar Tekkesi'nin yerini almıştır. Tüm Sıraç Aşireti bu köye Veli Baba'yı ziyerete gelirler. Veli Baba kısa sürede tüm Hubyar taliplerini kendisine bağlamıştır.
            Ne var ki Hubyar Dedeleri'nden bu durumdan hoşnut olmayan insanlar da vardır. İşte bunların başını çeken ve o zamanlar yarı Deli, yarı Dolu, Anadolu Dervişleri'nin ortak özelliği olan kısmen bu dünyada, kısmen öbür dünyada yaşayan, günümüzün deyimiyle Deli diye tâbir edilen “Hıdır Derviş”, Veli Baba’nın bu yükselişinden hiç memnun olmayan ve bu duruma dur denilmesi gerektiğine ve Hubyar Tekkesi'nin eski itibarına kavuşması gerektiğini düşünen bir kişi olarak ortaya çıkmıştır.
            Rivayetlere göre Erzurum’da askerlik yaparken (Hıdır Derviş çok genç yaştadır o dönemlerde) Veli Baba’nın Hubyar Köyü'nde (İmizagil denilen yerde) Cem yürüttüğünü görür ve tüfeğini yerine nöbetçi dikerek Hubyar Köyü'ne gelir. Ceme karışır. Hıdır Derviş Cem'de bilgi ve becerisiyle Veli Baba'yı devre dışı bırakır; Hubyar Köyü de Veli Baba’ya bağlanmaktan vazgeçer. Hıdır Derviş Hubyar Ocağı'nı yeniden alevlendir ve Hubyar Dedeleri taliplerine sahip çıkmaya başlarlar. Bundan sonra Veli Baba’nın başını çektiği Babacılar ile Hıdır Derviş’in başını çektiği Dedeciler arasında büyük çekişmeler yaşanır.
Hubyar Semahı
            Anşa Bacılılar'a göre ise zaten rivayet olarak anlatılan bu olay gerçek değildir. Veli Baba'nın hayatta bulunduğu dönemlerde Hubyar Ocağı Talipleri - tüm sıraç toplulukları Veli Baba'ya biat etmişlerdir. Kendisinin Hubyar yolunu bozulmamış haliyle yürüttüğüne inanmışlardır. Hatta Hubyar Köyü'nde bulunan Hubyar Dedeleri bile Veli Baba'ya biat etmiştir. Hatip Efendi Acısu Köyü'nde Veli Baba'ya hizmet dahi etmiştir. Eski türbenin (Dergâhın) yapılmasında Hatip Efendi Veli Baba ile bizzat çalışmıştır.
Anşa Bacı ve Veli Baba'nın
Zile Acısu Köyü'nde
Bulunan Türbesinden Görüntü.

Fotoğraf : Ali Kenanoğlu
            Veli Baba'nın 1864 yılında ölümünden sonra yerine karısı Anşa Bacı geçer. Anşa Bacı çok dirayetli ve otoriter aynı zamanda da zengin bir kadındır. Veli Baba'nın taliplerine sahip çıkar, onların daha da genişlemesini sağlar. Bu sırada bu durumdan hoşnut olmayan birileri; kimine göre Dedeciler kimine göre de Sünni kesim (Anşa Bacılılara göre başını Hatip Efendi'nin çektiği Dedeler bu işi organize ederler) Anşa Bacı’ yı "Kızılbaşlık Propagandası" yapıyor diye Mutasarrıf olarak görev yapan Kazova'da Haruk Çiftliği sahibi Bekir Sami Paşa’ya şikayet ederler.
            16 Şevval 1311 – 10 Nisan 1894 tarihinde durum bir raporla Ankara Vâlisi tarafından Padişah Sultan Abdülhamit’e bildirilir. Bunun üzerine Anşa Bacı ve yanında bulunan beş çocuğu ile birlikte Tokat’a getirilirler. Aile altı ay Tokat'ta sorguya çekilir. İşkence görürler. Altı ay sonra Anşa Bacı ve yanındakiler İstanbul’a götürülmek üzere yola koyulurlar. Bu yolculukta hasta düşen büyük evlât Hüseyin Samsun’a gelmeden ölür. Geri kalanlar yolculuğa devam ederler ve Samsun’dan gemiyle İstanbul’a getirilirler.
            Orada tekrar soruşturmaya tâbi tutulurlar. Soruşturma esnasında Anşa Bacı Talibi ve Çakmak Köylü Tersane Paşası Osman Paşa Anşa Bacı'ya yardım eder. Soruşturma neticelenir, Padişah II. Abdülhamit’in emriyle Anşa Bacı ve oğulları ve damadı Köseoğlu İbrahim Suriye’nin Şam kentine sürgüne gönderilirler. Anşa Bacı yanındakilerle beraber üç yıl zorunlu olarak Şam'da sürgünde tutulmuştur. Bu üç yıl içerisinde Kerbela’yı Necef’i ziyaret etmişlerdir.
            Sürgün cezaları bitip Tokat - Zile – Acısu Köyü'nün yolunu tutan Anşa Bacı ve yanındakilerin geleceği haberini duyan binlerce kişi Anşa Bacı'yı Amasya’da karşılamışlar ve kalabalık bir halk kitlesiyle Anşa Bacı ve evlâtları Acısu Köyü'ne dönmüşlerdir. Anşa Bacı'nın yaşadığı bu sürgün hayatı ve işkence dönemi mazlumun yanında yer alan Alevi kitlesini daha çok etkilemiş ve Anşa Bacı'nın etkinliği ve sevenleri daha çok artmıştır.
            Anşa Bacı çocuklarının da küçük yaşta olması sebebiyle Aşiretin başına geçmiş ve Acısu Köyü'nde bulunan Hubyar Ocağı'na tâbi posta oturmuştur. Tüm köyler akın akın Anşa Bacı'yı ziyaret ederken, Anşa Bacı da onları tarikatlarından geri koymamıştır. Anşa Bacı burada vefat etmiştir. Mezarı Acısu Köyü'nde Veli Baba’nın yanındadır.
Veli Baba Türbesi'nde Zile Acısu Köylüleri
Cuma Akşamı Türbe İçinde Lokma Yerken.

Fotoğraf : Ali Kenanoğlu
            Anşa Bacı hem Hubyar Ocağı açısından hem de Alevi tarihi açısından çok önemli bir şahsiyettir. Hubyar Ocağı'nda Dedeler'e karşı Veli Baba'nın başlattığı ve kendilerine göre bozulmamış Hubyar yolunu devam ettiren bir kadın postnişindir. Anşa Bacı Anadolu Aleviliği'nde bir kadın postnişin olarak da çok önemli bir yere sahiptir. Aleviliğin kadına verdiği değeri ve Alevilik'teki kadının yerini belirlemek ve örneklemek için oldukça belirgin bir kişidir.
            Anşa Bacı kocası Veli Baba'nın 1864 yılında ölümünden sonra aşiretin başına geçerek, belirli bir süre Hubyar Ocağı Aşireti'nin tamamını, daha sonra Hubyar Ocağı mensubu Sıraç topluluklarının önemli bir kısmının hem siyasî hem de dinî liderliğini yapmıştır. Kocasının ölümünden sonra aşiretin en başında yer alarak türlü işkencelere mâruz kalmıştır. Sürgünler yaşamıştır.
Hubyar Köyü'nü Ziyaret
Araştırmacı Fikri KARAMAN  Bey'in Sitesinden Alınmıştır.
            Tüm bunlara rağmen otoritesini ve dirayetini hiç bozmamış ve ömrünün sonuna kadarSıraç topluluklarının önemli bir kısmına siyasî ve dinî liderlik etmiştir. Anşa Bacı örneği Orta Asya Türk Devletleri'nde yaşanan Kadın Hakanlar geleneğinin Anadolu'ya bir yansıması olarak da değerlendirilmelidir. Orta Asya'da Türkler'in Müslümanlığı kabul etmeden öncesinde kurmuş oldukları devletlerde kocalarının ölümünden sonra tahta geçen kadın hakanlara rastlanılmaktadır.
            Veli Baba ve Anşa Bacı’nın sülâlesi şu şekildedir :
            Veli Baba – Anşa Bacı
            Çocukları; Hasan - Hüseyin - Ali - Hatice - Fidan.
            Hasan Baba’nın çocukları; Abdullah – Rüstem - Behçet.
            Rüstem Baba'nın oğlu; Ali Kurt, Veysel Kurt ve diğer kardeşleri.
Hubyar Semahı
            Anşa Bacılılar halen Anşa Bacı'nın evlâtlarından gelen Baba'lara görülmekteler, diğer taraftan da Hubyar Türbesi'ni ziyaret edip, kurbanlarını buraya kesmektedirler. Anşa Bacılılar’da her bir köyde sofu bulunmaktadır. Baba'nın olmadığı zaman bu sofu gerekli hizmetleri yapmakta ve Cemler'ini yürütmektedir. Sofular, köyün bilge kişilerinden oluşmaktadır. Çoğu kez Baba'nın bulunduğu Cem'de de Cem'i sofu yürütmektedir.
            Anşa Bacılılar Hubyarlı Topluluklar içerisinde geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan bir topluluktur. Anşa Bacılılar ile Hubyarlılar arasında yaşanan çekişmeler ve birbirinden kopmaların sebeplerinden birisi de budur. Araştırmacı Hıdır TEMEL’de bu konuda bizimle aynı paralelde düşünmektedir. (Bkz. Kervan Dergisi S. 25) Hubyar Dedeleri zamanla Osmanlı ile ilişki içerisinde olup, bazı konularda geleneklerinden ödün vermişlerdir. Oysa Anşa Bacılılar bunu hepten reddederek, zamanla Hubyarlılar'ı da Cemler'ine ve cenazelerine almamaya, kız alıp vermemeye başlamışlardır.
            Gerçi Hubyar Dedeleri Anşa Bacılıları talip olarak gördüğü için zaten kız alıp vermemektedir. Bazı köylerde her iki grup birlikte yaşasa da Cemler'i ayrı ayrı yapılmaktadır. Hattâ bazı köylerde Cem Evleri dahi ayrıdır. Örneğin Ulutepe (Kelit) Kasabası'nda Anşa Bacılılar ile Dedeciler'in Cem Evleri ayrıdır.
            Anşa Bacılılar'a bağlı bir çok köyde cenazeler eski geleneklere bağlı kalınarak kaldırılmaktadır ve gömülmektedir. Yani döşek, yorgan, yastığı ile eşyaları ile beraber gömülmektedir. Bu geleneklerinin hor görülmesinden çekinen Anşa Bacılılar cenazelerini kimsenin görmemesi için ya gün batımından sonra karanlıkta ya da sabahın erken bir vaktinde kaldırmaktadırlar.
            Hüseyin Ağalılar;
            Hubyar Ocağı içerisinde yer alan ve kimilerine göre Babacılar kimilerine göre de Dedeciler grubu içerisinde yer alan önemli bir topluluk da Hüseyin Ağa grubudur. Araştırmalarımız esnasında Hüseyin Ağa'nın torunu ve bugün bu topluluğun hizmetlerini yürüten Eraslan Doğanay ile de bir çok kez görüştük. Hattâ kendisinin çalışmalarımıza bizzat katkıları olmuştur. Kendisini şükranla anıyoruz.
            Hüseyin Ağa; Eraslan Doğanay'ın beyanatı ve kendi derlemelerine göre Hubyar Evlâtları'ndan Hüseyin Abdal evlâdı Mustafalılar grubuna tâbidir. Yaptığım görüşmelerde Hubyar Dedeleri de bu konuda aynı görüşü ifade etmişlerdir. Eraslan Doğanay’ın talipleri kendisine “Baba” diye hitap etmektedir. Eraslan Doğanay ise kendisinin “Dede” olduğunu söylemekte ve ayrıca Dede ile Baba arasında hitap şekli dışında bir fark olmadığını da söylemektedir. Baba ile Dede arasında hitap şekli dışında bir fark olmadığı doğrudur. Ancak Hubyar - Sıraç topluluklarında Baba ve Dede hitap şekli de önemli iki farklı grubu yansıtmaktadır.
            Anşa Bacılılar Hüseyin Ağa ile ilgili olarak şu görüşleri ifade etmektedirler. "Veli Baba sağlığında Hubyar Köyü'nden bir öksüz çocuğu yanına almış ve onu Çayır Köyü'ne yerleştirmiştir ve o öksüz çocuğa kızını vermiştir. Veli Baba'nın kızı ile Dede çocuğunun dünyaya İncir Mehmet - Hüseyin Ağa - Mustafa Ağa isminde üç evlâdı gelmiştir. Anşa Bacının sürgün yıllarında Hüseyin Ağa damat durumunda olması sebebiyle de Aşirete sahip çıkmıştır. Anşa Bacıya tâbi sıraçların tarikatını yürütmüştür. Bu sebeple de kendisine birçok sıraç topluluğu talip olmuştur." denilmektedir.
            Bu konu ile ilgili olarak Eraslan Doğanay ise şunları söylemektedir. Hüseyin Ağa, Mustafa Abdal sülâlesinden Nebi Şeyh evlâdı Hasan Baba’nın oğludur. Kökeni Hubyar Sultan’a dayanmaktadır. Anşa Bacılılar'dan bizim bir kız almışlığımız yok. Aksine onlar Dedemin Bacısı olan Gülizar Bacı'yı almışlardır. Gülüzar Bacı Hasan Baba’nın karısıdır.
Hubyar Köyü - Bekulu Mezra
            (Rüstem Baba’nın annesi) Veli Baba Dedemin Babası (Hüseyin ağanın Babası) olan Hasan Baba'nın amcası ve şu an türbesi Tokat - Zile – Çayır Köyü'nde bulunan Hacı Şeyh'in sofusuymuş. Ben Dedemin zamanına yetiştim, tüm bunları kendisinden dinledim. Dedem Anşa Bacı'yı bizzat hatırlamaktaydı. Kendisi Babasının atının terkisinde Anşa Bacı'yı karşılamaya gittiğini söylerdi.
            Anşa Bacı'nın Sıraç Toplulukları olan Beğdili Aşireti'nin koruyucusu ve lideri olduğunu, Sıraç topluluklarını Yozgat'da bulunan Çapanoğlu çetesine karşı iyi bir şekilde koruduğunu anlatmaktaydı. Anşa Bacılılar'ın Ocakzade olmadığını, ancak aşiretin liderliğini iyi bir şekilde yaptığını ifade etmekteydi. Anşa Bacıyı Osmanlı'ya Dedelerin değil Çapanoğlu çetelerinin şikayet ettiğini söylemekteydi.
VELİ BABA - ANŞABACI CEMEVİ
            Anşabacı Cemevi’nin tavan özelliği Hacı Bektaş Dergâhı meydan evi ile 1224 yılında yapılan Şeyh Hasan Ocağı’nın “Büyük Ocak Cemevi” mimarî tarzı yapı teknikleri ile benzeşmektedir. Kırlangıç yapı biçiminde olan tavan gök katlarını simgelemektedir.
            Orta - Asya eski Türk inanışına göre çeşitli gök katları vardır : 3, 7, 9 kat gökten söz edilir. Şaman, Bahşi, Kam; gök âyini sırasında göğe çıkarken, bu katları aşmak zorundadır. 7 kattan oluşan göğün en üst katında Tanrı Ülgen ile karısı oturur. Diğer katlarda ise, çocuklar ile Tanrılar'ın insanlara elçi olarak gönderdiği ruhlar bulunur.
            Orta Asya’da göçebe Türkler; Gök - Tanrı için yapılan âyin nedeniyle her zaman kurulan olan 12 direkli ve ortasında tügünük deliği olan çadır, doğrudan doğruya göğü simgeler. Aynı çadır özelliklerini Cemevlerinde de görüyoruz. Gök - Tanrı’ya kurbanlar adanır ve en iyi hayvanlar kesilir, toplu şölenler verilir.
            19. yüzyılda Veli Baba tarafından Alevi geleneklerine uygun bir mimarî tarzda, taş ve ağaç malzemeler kullanılarak yapılmıştır. Bir kısım değişiklikler olsa da inşaat tekniği ve tavan doğrama biçimi, çerağ direği ve diğer direklerin dizaynı, ocak ve diğer bölümleri orijinal mimarî özelliklerini halâ taşımaktadır. XIII. yüzyıl “Karadirek Cemevi” özelliklerini muhafaza eden ibadet mekânı işlevini sürdürmektedir.
Hubyar Köyü Karagözgil
Kaynak : Hubyar Sultan Ocağı ve Beydili Sıraç TürkmenleriA. KENANOĞLU - İ. ONARLI - Hubyar Sultan Derneği Yayınları, No. 1.

Tokat Zile Kamüccük köyünde ULUKAVAK TEKKESİ

Tokat Zile Kamüccük köyünde 

  ULUKAVAK TEKKESİ



Zeynel Arap


Zeynel Arap

gelibolu




Yazıcızade Mehmet efendi nin hocasıdır. Yazmış olduğu ünlü eseri ”Muhammediye” sinin bir bölümünde hocası Zeynel Arap Hazretlerindenn hürmet ve saygıyla bahsederek kendisin eğitimindeki etkisinde bahsetmektedir.
Yazıcızade Mahellesindeki türbesindeki kitabesinde ”Kutbul Arifin yazıcızade Mehmet efendinin hocası Zaynel arap hazretlerinin türbesi şeriflerdir” diye H. 1150 M. 1734 yazılıdır.

Kalender Baba Türbesi gelibolu

Kalender Baba (?-1384) Türbesi
     ergün yıldız




Gelibolu’nun fethi sırasında Gazi Süleyman Paşanın yanında bulunmuştur. Halk tarafından derviş olarak kabul edilmektedir. 1384 yılında ölmüştür, türbesi Yazıcızade mahallesinin Santral bayırı çıkışında, Astsubay lojmanlarının kuzeyine bakan bahçededir. Gelibolu eski subay lojmanlarının olduğu bölge eskiden Gelibolu mezarlığı olarak kullanılıyordu. Bu mezarlığın kenarında bulunan Kalender Baba’nın mezarı aynı yerinde bırakılmış. Diğer mezarlar ise bugünkü Gelibolu umum mezarlığı olarak kullanılan Alaettin Kalfa mezarlığına taşınmıştır

Gelibolu Mevlevihanesi

Gelibolu Mevlevihanesi


Gelibolu Mevlevihanesi


Dünya’ nın en büyük Mevlevihane’ sidir.Bu bakımdan hem en geniş araziye,hem de en büyük ve haşmetli Semahaneye sahip olanıdır.Plan bakımından Galata Mevlevihane’ si ne benzemektedir.
Mevlevihane’ninbanisive ilk postnişini, yeniçeri ağalarından Kara Hasan Ağa’ nın oğlu Ağazade Mehmed Hakiki dededir.Zamanın Kaptan- ı deryası Ohrali Hüseyin Paşa Akdeniz seferinden dönerken Gelibolu Mevlevi hanesi’ ne uğrayıpŞeyh Ağazade Mehmed Dedeyle görüşüp ve ondan yakında sadaret Mührünün kendisine verileceğihaberini almıştır.Hüseyin Paşa veziriazam olduktan sonra Beşiktaş Mevlevihanesini yaptırıp,Mehmet deden ilk Postnişin olmasını istemiş, böylece her iki Mevlevihane’ nin meşihatini birlikte yürütmeye başlayan Mehmet Dede, küçük bir yelkenli ile Gelibolu-İstanbul arasında gidip gelerek görevini yerine getirmiştir.
Zamanında bir mescid, zengin kütüphane, altmış odalı harem dairesi, geniş bir yemekhaneye, bir han ve okula sahip olan Mevlevihane külliyesi düz bir mevkide yaklaşık 33,000 m2 bir alana sahip olup ihata duvarı ile çevriliydi.
Batıdaki sokaktan yuvarlak kemerli, sütunları korint başlıklı mermer taç kapı ile 1000 m2 lik avluya giriliyordu.Avlu’ nun kuzeyinde kiremit örtülü kesme taştan yapılmış Semahane- türbe binası ve onun güneyin de hamüşan yer almaktaydı. Hamüşanın doğusundaki diğer taç kapıdan minareli mescid,derviş hücreleri selamlık ve harem dairesi ile güneye inen kiremit örtülü diğer bina topluluğuna geçiliyordu. Semehane ve türbe binasının süslemeleri 2. Mahmut Dönemi sonu Abdülmecid dönemi, başında devam eden taşra Türk Empire üslubunun tipik örneklerindendir.12 metre yüksekliğindeki cepheler yatay bir silme ile ikiye bölünmüş,üst yarısı yüksek altlıklı ve korint başlıklı sütunçeler, alt yarısı da plastrlarla düşey bölümlere ayrılmıştır.Her bölümde altlı üstlü iki sıra halinde düz silmeli ve üçgen alınlıklı büyük dikdörtgen pencereler yer almaktadır.Üst pencereler, diş kesimli sacak kornişinin altında bulunan üç bölümlü ve yuvarlak dilimli birer kemer olarak düzenlenen yüzeylerin ortasına yerleştirilmiştir.
Bu düzen binan dört çevresinde devam etmekte , sadece kapılar ve merdivenlerle kesilmektedir.
Külliyenin o zamanlar küfeki taşından minareli, kiremit örtülü ve bakır alemli, iki katlı bir semahanesi nin bulunduğu sema meydanı döşemesi ile mahfel,merdiven ve kürsünün ahşaptan yapıldığı,üst katın giriş kapısının saçaklı ve duvarların nakışlı olduğu, semahanenin bir yanında kadın mahfeli, divan hane, ocaklı köşk, diğer yanda cephesi abdest musluklu, altı derviş hücresi ile şeyhe mahsus sofalı iki oda kütüphane ve divanhanenin yer aldığı bilinmektedir.
1, Dünya Savaşı sırasında buranın son şeyhi, Burhaneddin Dede, yediderviş ile birlikte 4. ordu emrindeki Mevlevi alayı na katılıp 3 yıl Şam da kalmıştır.Bundan sonra Gelibolu Düşman işgali altında kaldığı için Mevlevihane’ nin tarihçesi karanlıktır.
Bu dönemde cephanelik olarak kullanılan Semahane Binası uzun yıllar bakımsız ve ilgisiz bırakılmış, yılların ve zamanın acımasızlığına uğramıştır.
Bir Baş Yapıt olan bu yapının restorasyonu tamamlanmış ziyarete ve sema törenlerine ev sahipliği yapmaya başlamıştır.Görülmeye değer bir kültür mirası olarak Gelibolu’ da ayrıcalıklı yerini korumaktadır.

Çilehane..GELİBOLU

Çilehane..GELİBOLU




Feneraltı mevkiindedir. Kaya içinde oyulmuş küçük bir giriş ve küçük bir odadan ibarettir. Yazıcıoğlu Mehmet Efendinin makamıdır. Bu oyuğun kimler tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Çilehane adının verilmesinin sebebi, Yazıcızade Mehmet Efendinin zaman zaman burada inzivaya çekilmesidir. Mehmet Efendinin ünlü eseri Muhammediyeyi çilehane adı verilen bu küçük mağarada yedi yıl’ da (1442-1449) inzivaya çekilerek yazdığı söylenir.

Hallac-ı Mansur

Hallac-ı Mansur



HALLAC-I MANSUR .......GELİBOLU


Hamzakoy yolu ile fenere ayrılan yolun kavşağındadır. Türbenin içinde iki adet mezar vardır. Kim oldukları kesin olarakbilinmemektedir. Mezarlardan birisi kadına aittir. Evvelce bu türbenin duvarında hallaç yayı ile tokmağı asılı imiş. Önceleri bakımsız durumda olan türbe, 1971 yılında onarılarak bugünkü duruma getirilmiştir Hallac-ı Mansur İslam dinindeki kendine özgü inanışları yüzünden Bağdat’ta öldürülmüştür. Türbesi Bağdat’tadır. Fakat değişik yerlerde Hallac-ı Mansur makamları bulunmaktadır. Gelibolu’daki türbe de yedi adet makamdan biridir.

-----------

Hallac-ı Mansur bir enel hak şehididir. İslam dinindeki kendine özgü inanışların uğruna muhalifleri tarafından Bağdat’ta şehit edilmiş ve cesedi yakılarak, külleri denize dökülmüştür.Bu mübarek zatın türbesi Bağdat’tadır.Bir çok islam ülkesinde türbeleri vardır. Bunların hepsi makamdır.

Yedi adet olduğu söylenenbu türbelere Hallac-ı Mansur makamı denmektedir. Gelibolu ilçesindeki bu türbe de bu yedi makamdan biridir.Türbenin içinde halen mevcut olan iki mezarın, sonradan buraya gömülen iki kişiye ait olduğu söylenir.

Türbe , Mimari bakımdan iskender çelebi türbesine benzetilmektedir.

TİLLO DA YATAN EVLİYALAR.

TİLLO DA YATAN EVLİYALAR.



Tillo evliyalar diyarı olarak bilinir. Sayısal olarak Tillo'da yaşayan evliyaları bilmek mümkün değildir. Kurulduğu günden beri alım ve evliyalar diyarı olarak bilinmektedir ve günümüze kadar bu özelliğini devam ettirmektedir.

Tillo mezarlığında medfun olup ve bilinen  evliyaların bazlıları şunlardır.

EVLİYALAR DİYARI TİLLO'DAKİ ZİYARET YERLERİ

1- ŞEYH İSMAİL FAKİRULLAH HZ.
2- MEVLANA MOLLA ALİ HZ.
3- İBRAHİM HAKKI HZ.
4- ŞEYH HAMZEL KEBİR HZ.
5- ŞEYH MÜCAHİT HZ.
6- SULTAN MAHMUD MEMDUH HZ.
7- ŞEYH HSAN-ÜL FATİRİN
8- ŞEYH İSMAİL GARİP
9- ŞEYH MUSTAFA KURDİ
10- HAYSA ZEMZEM HZ.
11- ŞEYH ABDULKADİR - SANİ
12- ŞEYH HAMZE HZ.
13- ŞEYH İBRAHİM HAKKI HZ.
14- DERVİŞ OSMAN HZ.
15- MUHAMMED SORAHANİ HZ.
16- NURHAMZE

ŞEYH İSMAİL FAKİRULLAH HZ.  (1657 - 1734 )

Şeyh İsmail Fakirullah Hz. 1657 tarihinde Tillo'da doğmuştur.Sevgili Peygamberimiz
Hz. Muhammed S.A. soyundandır. Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline başlamış ve ömrünün sonuna kadar ve aralıksız  olarak ilim tahsilini sürdürmüştür. Fakirullah Hz. İç alemi ilim ve ibadetin verdiği aşk ve lezzetle doludur. O bir mürşid ve mana aleminin sultanıdır. Meşhur kuyu hadisesi ile GAVSİYET  Tacını giymiştir. Bir çok yazılı eseri yanında yanında en büyük eseri halifesi İbrahim Hakkı TA. Kendisidir. Alim ve Amil, Fazıl ve Kamil bütün faziletleri üstünde toplayan Şeyh İsmail Fakirullah Hz. 1734 tarihinde Tillo'da vefat etmiştir. Talebesi, İbrahim Hakkı Hz. Tarafından yaptırılan ve Astronomi harikalarını bünyesinde toplayan ve kendi adını taşıyan Tillo'daki, türbede medfundur.




 İBRAHİM HAKKI HZ.  (1703 - 1780)

İbrahim Hakkı Hz. 1703 tarihinde Hasan kale'de doğmuştur. Tillo'ya 9 yaşında bir çocuk iken gelmiş ve FAKİRULLAH Hz. İlim dünyasında dini ve Fenni  ilim eğitimine başlamış, Hocası Şeyh İsmail Fakirullah Hz.'den aldığı ilim ve feyz ile olgun bir bilim adamı olmuştur. İbrahim Hakkı Hz. yetmiş seneyi geçen mübarek hayatında verdiği ölmez eserlerle kuvvetli bir bilim ve fikir adamı olduğunu göstermiştir.



İbrahim Hakkı Hz. Müspet bilim adamıdır. Eserlerinde Mühendislik, Astronomi, Tıp, Fizik ve Kimya gibi müspet ilimlerden ve ayrıca dünyanın dört esas maddesi olan su, hava, toprak ve ateş üzerine çeşitli eserler vermiştir.

İlim denen Sosyal servetin fertlerde kalmaması gerektiği ve bunun cemiyete yayılmasını esas almış ve bu döşünce ile birçok eser vermiştir. İbrahim Hakkı Hz.'nin tespit edilen 58 adet eseri mevcuttur. Hepside önemli ve değerli olan eserler yanında en önemlisi Marifet namedir. Bu ölmez eserde sadece bir bilgi kitabı değil, Harcı ve Temeli iman  ve irfanla yoğrulmuş yıkılmaz bir abidedir.

İbrahim Hakkı Hz. İlmi çalışmalarını yaparken bir çok astronomi aleti yapmış ve bilimsel çalışmalarını bu aletlerden yararlanarak yapmıştır.

İbrahim Hakkı Hz. 1780 tarihinde Tillo'da vefat etmiştir. Hocası Şeyh İsmail Fakirullah Hz. Türbesinde medfundur.

İBRAHİM HAKKI HZ.'NİN ŞİİİRLERİNDEN SEÇMELER TEVZİFNAME

Bütün İşleri Allah'a Havale Etme Her İşte O'na Güvenme Hakkında

HAK ŞERLERİ HAYR EYLER
ZANNET ME Kİ GAYR EYLER
ARİF ANI SEYREYLER
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

HİÇ KİMSEYE HOR BAKAM
İNCİTME GÖNÜL YIKMA
SEN NEFESİNE YAN ÇIKMA
MEVLA GÖRELİM NEYLER
MEYLERSE GÜZEL EYLER

HER SÖZDE NASİHAT VAR
HER NESNEDE ZİYNET VAR
HER İŞTE GANİMET (27) VAR
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

VALLAHİ GÜZEL ETMİŞ
BİLLAHİ GÜZEL ETMİŞ
TALLAHİ GÜZEL ETMİŞ
ALLAH GÖRELİM ETMİŞ
NETMİŞSE GÜZEL ETMİŞ
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYEYLERSE GÜZEL EYLER




 ŞEYH MÜCAHİT HZ.

Asıl adı İbrahim olan Şeyh Mücahit Hz. Şeyh Hamza Elkebir Hz.'nin oğludur. Tillo'da dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İbrahim Hakkı Hz. Eserlerinden onun çok sayıda kerametlerinden bahsetmiştir. Tillo'da O'nun soyundan gelen aileler ve O'nun adına bir mahalle mevcuttur.

1262 yılında babasından önce Tillo'da vefat etmiştir. Türbesi İsmail Fakirullah Hz. İle İbrahim Hakkı Hz.'nin bulunduğu türbenin 150 metre sağında bulunmaktadır.






 ŞEYH HAMZA EL - KEBİR

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Soyunun büyük sahabe Halid Bin Velid'e dayandığı bilinmektedir. On iki çocuğu olmuştur ve hepsinin de velayet makamına ulaştığı bilinmektedir. 1271 tarihinde vefat etmiştir. Mezarı Tillo'da ve kendi adına yaptırılan türbededir.

 SULTAN MEMDUH HZ. (1761-1847-)

Sultan Memduh 1761 tarihinde TİLLO da doğdu. İsmail Fakirullah Hz. Torunudur. Tasavvuf alanında büyük dedesi Şey İsmail FAKİRULLAH Hz.'nin marifet ve nurlarının güzelliğini içeren tarikata bağlı olarak ilim tahsiline başlamıştır.
İlim tahsilini önceleri babası yanında başlamış ve daha sonra büyük mütefekkird İbrahim Hakkı Hz. Yanında başlamış ve daha sonra büyük mütefekkir İbrahim Hakkı Hz. Yanında devam etmiş ve amcası Şeyh Mustafa'nın manevi terbiyesi ile gavsiyet tacını giymiştir.

Büyük Âlim Sultan Memduh Hz. 47 bin beyitlik bir divan yazmıştır. Değeri Ölçülemeyecek kadar kıymetli eser Arapça, Farsça ve Türkçe yazılmıştır. Sultan Memduh Hz. 1847 tarihinde TİLLO'DA vefat etmiş ve TİLLO'DA kendi adıyla anılan Türbede defnedilmiştir.



Zemzemil Hassa Hazretleri Doğum:1765 Vefat: 1852

Şeyh Mustafa Fani Hazretlerinin kızıdır. Sultan Memduh Hazretlerinin eşidir. Kendisine has divanı vardır. Yaşantısı ibadet ve zikir ile geçmiştir. Sultan Memduh Hz. Türbesinde medfundur.

1890 yılında Tillo'ya gelen Bediüzzaman, Kubbe-i Hasiye denilen bu kubbede tek başına kalarak Kamus-u Okyanus adlı lügati babu's-sin'e kadar (1155 sahife) ezberlemiştir. Bu arada kardeşi Mehmet'in getirdiği yemeğin tanelerini karıncalara veriyor suyuna da ekmeğini batırarak yermiş. Neden böyle yapıyorsun diyenlere Bediüzzaman :"karıncaların içtimai hayatlarında malikiyet,çalışkanlık,yardımlaşma ve vazifeşinaslık var. Ben bunu gördüğüm için bunların cumhuriyetçi oluşlarına mükafaten kendilerine yardım etmek istiyorum" diye cevap verir.


Tillo evliyalar diyarı olarak bilinir. Sayısal olarak Tillo'da yaşayan evliyaları bilmek mümkün değildir. Kurulduğu günden beri alım ve evliyalar diyarı olarak bilinmektedir ve günümüze kadar bu özelliğini devam ettirmektedir.

Tillo mezarlığında medfun olup ve bilinen  evliyaların bazlıları şunlardır.

EVLİYALAR DİYARI TİLLO'DAKİ ZİYARET YERLERİ

1- ŞEYH İSMAİL FAKİRULLAH HZ.
2- MEVLANA MOLLA ALİ HZ.
3- İBRAHİM HAKKI HZ.
4- ŞEYH HAMZEL KEBİR HZ.
5- ŞEYH MÜCAHİT HZ.
6- SULTAN MAHMUD MEMDUH HZ.
7- ŞEYH HSAN-ÜL FATİRİN
8- ŞEYH İSMAİL GARİP
9- ŞEYH MUSTAFA KURDİ
10- HAYSA ZEMZEM HZ.
11- ŞEYH ABDULKADİR - SANİ
12- ŞEYH HAMZE HZ.
13- ŞEYH İBRAHİM HAKKI HZ.
14- DERVİŞ OSMAN HZ.
15- MUHAMMED SORAHANİ HZ.
16- NURHAMZE

ŞEYH İSMAİL FAKİRULLAH HZ.  (1657 - 1734 )

Şeyh İsmail Fakirullah Hz. 1657 tarihinde Tillo'da doğmuştur.Sevgili Peygamberimiz
Hz. Muhammed S.A. soyundandır. Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline başlamış ve ömrünün sonuna kadar ve aralıksız  olarak ilim tahsilini sürdürmüştür. Fakirullah Hz. İç alemi ilim ve ibadetin verdiği aşk ve lezzetle doludur. O bir mürşid ve mana aleminin sultanıdır. Meşhur kuyu hadisesi ile GAVSİYET  Tacını giymiştir. Bir çok yazılı eseri yanında yanında en büyük eseri halifesi İbrahim Hakkı TA. Kendisidir. Alim ve Amil, Fazıl ve Kamil bütün faziletleri üstünde toplayan Şeyh İsmail Fakirullah Hz. 1734 tarihinde Tillo'da vefat etmiştir. Talebesi, İbrahim Hakkı Hz. Tarafından yaptırılan ve Astronomi harikalarını bünyesinde toplayan ve kendi adını taşıyan Tillo'daki, türbede medfundur.




 İBRAHİM HAKKI HZ.  (1703 - 1780)

İbrahim Hakkı Hz. 1703 tarihinde Hasan kale'de doğmuştur. Tillo'ya 9 yaşında bir çocuk iken gelmiş ve FAKİRULLAH Hz. İlim dünyasında dini ve Fenni  ilim eğitimine başlamış, Hocası Şeyh İsmail Fakirullah Hz.'den aldığı ilim ve feyz ile olgun bir bilim adamı olmuştur. İbrahim Hakkı Hz. yetmiş seneyi geçen mübarek hayatında verdiği ölmez eserlerle kuvvetli bir bilim ve fikir adamı olduğunu göstermiştir.



İbrahim Hakkı Hz. Müspet bilim adamıdır. Eserlerinde Mühendislik, Astronomi, Tıp, Fizik ve Kimya gibi müspet ilimlerden ve ayrıca dünyanın dört esas maddesi olan su, hava, toprak ve ateş üzerine çeşitli eserler vermiştir.

İlim denen Sosyal servetin fertlerde kalmaması gerektiği ve bunun cemiyete yayılmasını esas almış ve bu döşünce ile birçok eser vermiştir. İbrahim Hakkı Hz.'nin tespit edilen 58 adet eseri mevcuttur. Hepside önemli ve değerli olan eserler yanında en önemlisi Marifet namedir. Bu ölmez eserde sadece bir bilgi kitabı değil, Harcı ve Temeli iman  ve irfanla yoğrulmuş yıkılmaz bir abidedir.

İbrahim Hakkı Hz. İlmi çalışmalarını yaparken bir çok astronomi aleti yapmış ve bilimsel çalışmalarını bu aletlerden yararlanarak yapmıştır.

İbrahim Hakkı Hz. 1780 tarihinde Tillo'da vefat etmiştir. Hocası Şeyh İsmail Fakirullah Hz. Türbesinde medfundur.

İBRAHİM HAKKI HZ.'NİN ŞİİİRLERİNDEN SEÇMELER TEVZİFNAME

Bütün İşleri Allah'a Havale Etme Her İşte O'na Güvenme Hakkında

HAK ŞERLERİ HAYR EYLER
ZANNET ME Kİ GAYR EYLER
ARİF ANI SEYREYLER
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

HİÇ KİMSEYE HOR BAKAM
İNCİTME GÖNÜL YIKMA
SEN NEFESİNE YAN ÇIKMA
MEVLA GÖRELİM NEYLER
MEYLERSE GÜZEL EYLER

HER SÖZDE NASİHAT VAR
HER NESNEDE ZİYNET VAR
HER İŞTE GANİMET (27) VAR
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYLERSE GÜZEL EYLER

VALLAHİ GÜZEL ETMİŞ
BİLLAHİ GÜZEL ETMİŞ
TALLAHİ GÜZEL ETMİŞ
ALLAH GÖRELİM ETMİŞ
NETMİŞSE GÜZEL ETMİŞ
MEVLA GÖRELİM NEYLER
NEYEYLERSE GÜZEL EYLER




 ŞEYH MÜCAHİT HZ.

Asıl adı İbrahim olan Şeyh Mücahit Hz. Şeyh Hamza Elkebir Hz.'nin oğludur. Tillo'da dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İbrahim Hakkı Hz. Eserlerinden onun çok sayıda kerametlerinden bahsetmiştir. Tillo'da O'nun soyundan gelen aileler ve O'nun adına bir mahalle mevcuttur.

1262 yılında babasından önce Tillo'da vefat etmiştir. Türbesi İsmail Fakirullah Hz. İle İbrahim Hakkı Hz.'nin bulunduğu türbenin 150 metre sağında bulunmaktadır.






 ŞEYH HAMZA EL - KEBİR

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Soyunun büyük sahabe Halid Bin Velid'e dayandığı bilinmektedir. On iki çocuğu olmuştur ve hepsinin de velayet makamına ulaştığı bilinmektedir. 1271 tarihinde vefat etmiştir. Mezarı Tillo'da ve kendi adına yaptırılan türbededir.

 SULTAN MEMDUH HZ. (1761-1847-)

Sultan Memduh 1761 tarihinde TİLLO da doğdu. İsmail Fakirullah Hz. Torunudur. Tasavvuf alanında büyük dedesi Şey İsmail FAKİRULLAH Hz.'nin marifet ve nurlarının güzelliğini içeren tarikata bağlı olarak ilim tahsiline başlamıştır.
İlim tahsilini önceleri babası yanında başlamış ve daha sonra büyük mütefekkird İbrahim Hakkı Hz. Yanında başlamış ve daha sonra büyük mütefekkir İbrahim Hakkı Hz. Yanında devam etmiş ve amcası Şeyh Mustafa'nın manevi terbiyesi ile gavsiyet tacını giymiştir.

Büyük Âlim Sultan Memduh Hz. 47 bin beyitlik bir divan yazmıştır. Değeri Ölçülemeyecek kadar kıymetli eser Arapça, Farsça ve Türkçe yazılmıştır. Sultan Memduh Hz. 1847 tarihinde TİLLO'DA vefat etmiş ve TİLLO'DA kendi adıyla anılan Türbede defnedilmiştir.



Zemzemil Hassa Hazretleri Doğum:1765 Vefat: 1852

Şeyh Mustafa Fani Hazretlerinin kızıdır. Sultan Memduh Hazretlerinin eşidir. Kendisine has divanı vardır. Yaşantısı ibadet ve zikir ile geçmiştir. Sultan Memduh Hz. Türbesinde medfundur.

1890 yılında Tillo'ya gelen Bediüzzaman, Kubbe-i Hasiye denilen bu kubbede tek başına kalarak Kamus-u Okyanus adlı lügati babu's-sin'e kadar (1155 sahife) ezberlemiştir. Bu arada kardeşi Mehmet'in getirdiği yemeğin tanelerini karıncalara veriyor suyuna da ekmeğini batırarak yermiş. Neden böyle yapıyorsun diyenlere Bediüzzaman :"karıncaların içtimai hayatlarında malikiyet,çalışkanlık,yardımlaşma ve vazifeşinaslık var. Ben bunu gördüğüm için bunların cumhuriyetçi oluşlarına mükafaten kendilerine yardım etmek istiyorum" diye cevap verir.

KIRK ATLI, BİR GARİP OLAY VE ÜVEYİKLİ’DE BİR TÜRBE

KIRK ATLI, BİR GARİP OLAY VE ÜVEYİKLİ’DE BİR TÜRBE
KIRK ATLI, BİR GARİP OLAY VE ÜVEYİKLİ’DE BİR TÜRBE

Kdz. Ereğli Ormanlı Beldesi’ne bağlı Üveyikli Köyü’nde bulunan Çirazlı Türbesi’nin hikâyesi tarihi bir olayla dikkat çekiyor. Yaşandığı öne sürülen bu hikaye araştırmacı yazar Recep Çetin’in yazısıyla Ereğli’nin tarihine yaptığımız yolculukta bizleri dikkat çekici bir hikayeyle buluşturdu.


    
  
Türbenin yapımındaki katkıları nedeniyle Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu’nun isimleri türbede bulunan bir taş üzerine yazılmıştır.


İşte, aldığımız bilgilerden derlediğimiz öykü;

“Köyden bir gün 40 atlı geçer…
Köy üzerinden yolculukları esnasında dinlenmek, mola vermek üzere bir yerde konaklarlar…
Kiraz, dut vb meyve ağaçlarının bulunduğu bir mekânda…
O arada köylüler durumu fark eder…
Bakarlar ki, temiz yüzlü-düzgün tipli insanlar, bunlar…
Sanki “evliya’lıklarını-hacı’lıklarını- hoca’lıklarını” test etmek istercesine, şu adamları bir tanıyalım metodu uygulamaya niyetlenirler… 
Bir köylü, atlı gruptan şöyle bir talepte bulunur;
“Bizim bir cenazemiz var, namazını siz kıldırabilir misiniz”…?

Atlı gruptan biri, “olur, tabi ki kıldırırız” demiş…
Köylü, hazırladıkları tabut gibi bir şeyin içine köyden canlı bir insanı, ölü diyerek koymuşlar ve namazı kılınmak üzere evliya-hocanın önüne getirmişler…
Hoca namaza duracağı ve niyet edileceği esnada köylüye sormuş:
“Canlı diye mi, Meyit-Ölü diye mi niyet edeceğiz”…
Kalp gözüyle mi, her nasılsa anlamış yani hissetmiş durumu hoca…

Köylü: “Meyyit için Hocaam” demiş…

Neyse…
“Allah için namaza, Resulullah için Salavata, Meyyit için duaya-namaza, uyun hazır olan İmama” diye bir niyet edilmiş ve cenaze namazına durulmuş…

Defin işlemlerinden önce- tabutun içine konan köylüye- bir bakalım istenmiş…
Fakat, o evliya gibi adamın “Meyyit için” diye niyetinden olsa gerek, canlı olan kişi, ölü olarak bulunmuş…

Ve bugün Üveyikli Köyünde bulunan Türbenin de o şahsa ait olduğu zannediliyor…