KARIŞIK

3 Şubat 2016 Çarşamba

KARADONLU CAN BABA TÜRBESİ

KARADONLU CAN BABA TÜRBESİ



Karadonlu Can Baba, Şaman Moğollar arasında İslamiyeti yaymaya çalışan bir derviştir. Hacı Bektaş-ı Veli'nin Divriği Yöresine gönderdiği bir halife, bir islam evliyasıdır. Vilayet-name'yi kaynak olarak alırsak Karadonlu Can Baba 13. yüzyılda yaşamış bir Anadolu Ereni'dir.
Karadonlu Can Baba yatırı, Karageban nahiyesininin Ömerli mezrasındadır. Adak yeri, ilçeye 42 km. uzaklıktadır. Yöredeki en eski ve en önemli adak yerlerinden biridir. 
Karadonlu Can Baba' ya ait menkıbeler Hacı Bektaşı Veli Vilayetnamesi içinde yer almıştır.


Karadonlu can Baba Şaman Moğollar arasında İslamiyeti yaymaya çalışan bir misyoner derviştir.Hacı Bektaş Velinin Divriği yöresine gönderdiği bir İslam evliyasıdır.13.yüzyılda yaşamıştır.Karageban nahiyesinin Ömerli mezrasındadır.

Can Babanın Kazana Girmesi :
Yedinci post sahibi karadonlu can Baba Hacı Bektaş Tekkesinde otururken kafirlerin Erzincan-Kemah’ın Cibilce boğazından geçtiği ve büyük bir hızla batıya doğru ilerlediği haberini almış.Bunları düşünürken çareler düşünülürken Can Baba söze karışmış ve “Bu nimete ben erişmek isterim”diye ısrar etmiş.Hünkar!da Can Babayı tatar Hanı’na karşı görevlendirmiş.Karadonlu Can Baba giyinmiş,kuşanmış ve askerlerini ardına alıp Kemah’ın Cibilce Boğazında kafirleri karşılamış.
Menkıbenin devamı Vilayetnamede şöyle anlatılır:
“Can Baba’nın sözünü Kavus Han’a haber verdiler.Kavus Han emretti:göçü kondurdular.Karadnlu Can Baba’yı Kavus Han’ın huzuruna götürdüler.Han,Karadonlu Can Baba’ya sordu.
-Derviş sözün nedir?
Can Baba cevap verdi
-Sünnet olup imana gelmezseniz,size bundan ileri yol yok dedi.
Kavus Han keşişi çağırdı.Keşiş’e:
-Ey dinimizin ulusu,gör bak şu gelen kimse ne diyor? Sen de işit!...
Karadonlu Can Baba aynı sözleri keşişin önünde de söyledi.Kavus Han keşişe tekrar sordu:
-Ey dinimizin ulusu,bu dervişin sözüne ne dersin?...
Keşiş:
-Cevabı hem kolay hem güç..
Kavus Han keşişe sordu:
-Kolayı nedir? Zoru nedir?...
Keşiş cevap verdi:
-Kolayı şu;Bu adamı sınarız.Zoru da şu eğer üst olursa dinimizi bırakıp bunun dinine girmemiz gerek.Bunun üzerine Kavus Han:
-Bunu nasıl sınayacağız; dedi.
Keşiş cevap verdi:
-Büyük bir kazan içine girsin.Ağzına kadar su doldurun.Kapağını sıvayın.3 gün altına kızgın ateş yakın,3 gün kaynatın…Sözü doğruysa bir şey olmaz bunun dinine geçeriz dedi.
Kavus Han bu sözden hoşlandı:
-İyi bir tedbir buldun yalancıysa helak olur,kurtuluruz…dedi.Donra dönüp Karadonlu Can Baba’ya:
-Ne dersin? Razı oluyor musun? diye sordu.Karadonlu Can Baba cevap verdi:
-Evet razıyım.Fakat ölmez de sağ çıkarsam Müslüman olur musunuz? Diye sordu.Kavus Han:
-Elbette, ne var ki… dedi.

Ortaya büyük bir ziyafet kazanı getirdiler.İçini suyla doldurdular.Gel gir dediler.Karadonlu Can Baba,iki bir demeden kazanın içine girdi.Su doldurdular,kapağını kapattılar,dört yanını sağlamca sıvadılar.Altına büyük bir ateş yaktılar.
Hünka o sırada mübarek eliyle Ak Pınar’dan su alır,civarına serperdi.Serptiği yerden buğu çıkardı,göğe çıkardı.Hünkarın yanında duran Sarı İsmail,taştan,topraktan buğu çıkmasına şaştı.Hünkar Da:
-Karadonlu Can Baba’yı,Kavus Han kazana koyup kaynatıyor,onun suyunu ılıklaştırıyorum,diye cevap verdi.
Kavus Han Karadonlu Can Baba’yı 3 gün 3 gece kaynatır.Dördüncü günü kazanın kapağını açarlar.Can Baba’nın buram buram terlemiş olduğunu hayretle görürler;fakat verdikleri söze rağmen Müslümanlığı kabul etmezler.
Keşiş bu kez de bir yazıya (düz araziye) odun yığılmasını,Karadonlu Can Baba’nın ateşe verilen odun yığınları içine girmesini,bu ateşin içinden de sağ sağlim çıkarsa Müslüman olacaklarını söyler.Karadonlu Can Baba bu teklifide kabul eder.Fakat kendisine haksızlık yapıldığını,hep kendisinin sınavdan geçirildiğini söyler.
Kavus Han’a dönerek:
-Bu keşiş sizin dininizin ulusu.O da gelsin benimle girsin.Hangimizin dini haksa belli olur.Kimsenin şüphesi kalmaz der.
Kavus Han keşişin yüzüne bakıp:
-Ey dinin ulusu bu teklife ne dersin? diye sorar.
Keşiş de yanacağını bile bile Can Baba’nın elini tutarak ateşin içine doğru yürür.(Vilayetname)

Karadonlu Can Baba’nın Divriği Karageban köyü rivayeti ise Vilayetnameden biraz farklıdır.
Söylenceye göre:
Karadonlu Can Baba için büyük bir kazan hazırlanır.3 gün odun yakarlar.Fırının içini kor haline getiriler.Keşiş başına geleceği bilmektedir.Fırına girmeden önce çocuklarını Karadonlu Can Babaya emanet eder.Benim ölümümden sonra çocuklarıma sen bakarsın der.
Karadonlu Can Baba keşişe son defa Müslümanlığı teklif eder.Fakat keşiş Can Babaya serini vermez elini verir.Yani Müslümanlığı kabul etmez.Can Baba ile keşiş fırına girerler.Ertesi gün fırının kapağı açıldığında Karadonlu Can Baba keşişin eli ile dışarı çıkar.Keşişten geriye sadece bir el parçası kalır.Halbuki eliyle birlikte serini de verseydi,fırından yanmamış olarak çıkacaktı…
Vilayetnameye göre sınav bununla da bitmez.Kavus Han’ın hatunu bu defa da Karadonlu Can Baba’ya hazırlamış olduğu zehirden içmesini söyler.Can Baba hazırlanmış olan zehiride içer.Vilayetnameye göre Allah’ın izni ve Erenlerin himmetiyel Can Baba’ya bir şey olmaz.
Bunun üzerine Kavus Han ve ordusu Kelime-i Şahadet getirip Müslüman olurlar.Karadonlu Can Babanın tavassutu, Hünkar Hacı Bektaş Velinin isteğiyle Konya Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat bunları Sivas,Kayseri,Ankara ve Çoruma yerleştirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.