KARIŞIK

27 Mart 2016 Pazar

NAZIF HASAN DEDE


NAZIF HASAN DEDE 


H. ismail Hakki Altuntas 

§eyh NazTf Hasan Efendi Kaddese'llahu 
sirrahu'l azTz Mora Yenisehrinin Oganh kasaba- 
sindandir. MuhaddisTnden Haci Halil Efendi'nin 
ogludur. Dedesi Mahmud Efendi'dir. 1208/ 
1793-94 tarihinde dunya'ya gelmistir. Hakk'a 
yuruyus tarihi 1277 / 1882 olup kabri Bahariye 
MevlevThanesindedir. 

Alim, sair, nazTf, gayet nazik bir sahsiyettir. 
Ayni zamanda muzikve edebiyatlada ilgilenmis 
ve bu alanlarda kendini isbat etmis bir MevlevT 
alimidir. MevlevT tarikatinin ariflerinden NazTf 
Hasan Dede musTkT ilminde ihtisas sahibi olma- 
nin yaninda neyzenliktede zamanin ustadi ola- 
rak degerlendirilmistir. Altmisbir yasina kadar 
ilim ogrenmekle mesgul olmus, Tasavvufa go- 
n u I veren muridininde ilme geregi gibi deger 
vermesini istemis, muridin sadece batinT terbi- 
ye almasinin yeterli olmadigini, zahin terbiyeyi 
de almasi gerektigi uzerinde gok durmustur. 
Ancak bu sekilde hem zahin hemde batinT ter- 
biye ahnarak noksanhklann tamamlanabilece- 



4 Naztf Hasan Dede 

gini savunmustur. O'na gore en guzel sey insan- 
lann higbir ilmi ayirmadan kendilerine yaraya- 
cak her turlu seyi ogrenmeleridir. 

NazTf Hasan Dede faydasiz ve malayani sey- 
lerden uzak durulmasi gerektigine ve uzak du- 
rulmadigi takdirde bunlann insani fesada gotu- 
recegine inanan, insanin sadece sozlerinde, 
sohbetlerinde degil, butun hal ve hareketlerin- 
de bu faydasiz isleri birakmasi gerektigini savu- 
nan bir tebligci kabul etmistir. O'na gore her 
seyin lazim oldugu bir mahal vardir. Murid ba- 
sina gelen kotu seyleri izale edebilmek idn bu 
hileli seyleri de ogrenmeli, bu sayede iki alem- 
deki saadetini saglayabilmelidir. 

NazTf Hasan Dede bir sey hakkinda bilgili 
olmanin cahil olmaktan oncelikli ve daha iyi 
oldugunu ozelikle vurgulayarak ilme buyuk 
deger atfetmistir. Dil bilmenin dahi onemli 
oldugunu savunmustur. 

Anlattigimiz sekilde NazTf Hasan Dede'nin 
igerisinde gesitli dTnT ve tasavvufT konulan an- 
lattigi, zamanindaki bir takim meselelere 56- 
zum getirmesi amaciyla ele aldigi Ta'rTfiJ's- 
SiJluk adh risalesinden gunumuz insanlannin 
faydalanmasi gerektigini dusunduk. Ta'rifu's- 
Suluk risalesi tasavvufa dair bir kisim meseleleri 
gozmesi yonunden onemli ve faydah bir eser- 
dir. NazTf Hasan Dede'nin ta'biriyle: 

Ehl-i derde bu dahTolsun nazTfen bir eser 
Himmet-i pTr ile tekmTI oldu Ta'nfij's-Suluk 



Ta'rTfti's-Siiluk 5 

Suleymaniye Kutuphanesinde yazma ve 
matbu birgok nushasi bulunmaktadir. 

NazTf Hasan Dede ve eser hakkinda genis 
bilgi igin 1 Fatih BiLGJN'in hazirlamis oldugu 
teze muracaat edilebilir. Tezde, Ta'nfu's-Suluk 
risalesinin Osmanhcadan latinizesi ve yorumlan 
yapilmistir. Biz ise tezde kullanilmis metine 
olabildigince sadik kalarak gunumuz Turkgesiy- 
le tekrar hazirladik. Bir butun halinde olan 
risaleyi kendi igerisinde bashklar altinda bolum- 
lere ayirarak anlasilma yonunden kolayhk ol- 
masini dusunduk. Bazi yerlerde konusu birbiri- 
ne munasip olanlan birlestirmenin gerekli ol- 
dugundan takdim ve te'hir, gerekli gorulen 
yerlere bazi ilave bilgiler ekleyerek zenginles- 
tirdik. 

Tevfik ve inayet Allah Teala'dandir. 

ihramcizade 

H.ismail Hakki 

ALTUNTA§ 

Esenler-istanbul 
2010 



Selguk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitiisu Temel 
islam Bilimleri Anabilim Dah Tasavvuf Bilim Dali 
NazTf Hasan Dede ve Ta'rTfii's-Suluk Adli Eseri 
217415 Yuksek Lisans Tezi Konya-2007 



§ERH-i BEYAN-I (ENE NOKTAi TAHTE'L-BA) 
JMAM ALi KERREM ALLAH U VECHE 



>QlCj>aiWJJj\jl 2 



Marifet babinm ilerisini heves 
Ve badesinin remzi daim sana pes 

Hz. AN kerremallahu veche buyurdu ki: 

"Bil ki turn semavi kitaplarm esrari Kur'an-i 
Kerim'de toplanmistir, Kur'an-i Kerim'in turn 
esrari Fatiha'dadir, Fatiha'mn turn esrari Bes- 

melededir, Besmelenin turn esrari 'B-^' har- 

findedir, B ' o ' harfinin turn esrari da onun 
altindaki noktadadir." 

Daha sonra soyle buyurdu : " 'B-^. ' harfinin 
altindaki nokta benim. " 3 yani bu nokta ima 



(Niyazi-i Misri, H. 1184); Terciime-i risale-i 
noktat'ul-beyan Ataturk Kitapligi OE_Yz_000125 / 
04, istanbul 
3 El-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ul Mevedde", 



8 NazTf Hasan Dede 

yolu ile getirmesinden muradi sudur ki; 

Cumle esyanm hakTkati bir cevherden ol- 
mustur. O cevher benim demektir. Kur'an-i 
Kerim yirmi sekiz harfdir. Hepsinin ash bir elif- 
tir. Elifin ash noktadir. O nokta bu mahlukat yok 
iken var idi. §imdi vucudun olmadan, kasin ve 
gozun ve cumle azan yok iken bir nokta idin. O 
nokta misali olan nokta zahir olmak istedi. §eh- 
vet olup ana rahmine dustu. Gelip zahir oldu. 
Boyun elif gibi uzadi, elif oldun. Basin o nokta-i 

hakTkat oldu. Vucudun 'B-c-s ' oldu. Diger azalar 

bastanbasa bir harf oldu. §imdi bastan ayaga 
Allah Teala kelamina sen ayik ol ki, besmelenin 
sirn senin vucudunda oldu. Yani sen seni bil- 
mek, sana yeter demek olur. 

Butiin esyanm evveli insandir. 
Vucudu harf mesabesindedir. 
Harflerin evveli ise eliftir. 
Elifin evveli noktadir. 

O nokta Kur'an-i Kerim'in basindaki besme- 
lenin altinda bulunur. Hz. AN kerremallahu 
veche "O nokta benim" der. Yani esyanm ash 
benim demek olur. Eger Seni dahi bildin ve 
bilirsen, hakikatten agah 4 olursun. 



Kemaled-din el-Halebi e§-§afii'nin "ed-Darr'ul Man- 
zum" 

Agah: (Ageh) f. Haberdar. Uyanik. Kalbi uyanik. 
Malumatli. Basiretli. Vakif. Bilen. 



Ta'rifti's-Siiluk 9 

Zat diye Hazret-i Hakk'in varhgina derler. 
Yani vucuduna derler. Butun alem onun zatin- 
dan ibarettir. O zat-tan zuhura gelmis ve O'na 
donecektir. 

^>-lj"»JI tfj«u& tl 5 buna i§arettir. Yani cum- 

le alem bendendir, yine bana donecektir. Bu 
gelmekligin gitmekligin itiban halka tefhim 6 
icindir. Yoksa kamil katinda varmak gelmek 
yoktur. 



Nazm: 

Varmak gelmek hie yoktur ey talip heman 
Gee enaniyet tartkindan bu remze var gor 
Senin vucudunu sen bilme 
Ve hie Seni sanma senin nesnen yoktur. 

Nazm: 

Bu sende ben diyen bil sen degilsin 
Sen olusiin can degilsin ten degilsin 
Sana bu senlik adim sen taktm 
Cahtmi 7 kendin ozellikle yaktm 
Goren o dur goriinen ciimle o dur 
heman bu goz irade Hakk'a yoldur. 
Hazreti Hakk'in senin sifati vardir 



5 



"Biz Allah iginiz ve biz nihayet ona donecegiz," 



Bakara, 156 



Anlatmak. Bildirmek. 



7 CahTm: Siddetli ve kat kat birbiri uzerine yanan 
ate§. £ukur yerde yanan atej. * Cehennem'in bir 
tabakasi. 



10 NazTf Hasan Dede 

O sifatlann ulusu ismi alimdir 
Biri dahi kadirdir vahid dir ve miirid dir 
Ve Semi'dir basirdir mutekemmildir 
ismi Huve dir 

Eger bu sifatlar sende olmasa meyyit (olu) 
olursun. 

Bu sifatlarla muttasif oldugundan agah ol- 
dun. idrak mertebesine yetisip suphesiz 
hakTkatine yetisirsin. 



{j, utj a 4j L>e-*..^ /% i*l (^ «y\ \j*b w j_**o^. 



ill 



/»*>■ jjl A<?~j5\<W t f > ^»<; 



ta'rTfu's-sulOk 

Bdi bismillah olub §ehr-i ulum 
Noktasi ol §ehr igun babu's-selam 
Oldu remz-i sirr-i Ahmed'le Alt 
Nukte-i sebi'l- mesdntden merdm 

Sipdsu minnet ve $ukr u temennd 
Bedergdhi Huddvend-i Tedld 
Zeh? kudret ki bir dem Kun dfmekle 
Ademden dlemi kildi huveydd 
Gelince sahn-i sahrd-yi vucuda 
Buyurdu Adem'e ta'lfm-i esmd 
Saldt u bd-seldm b? hasr u bt- add 
Ola ruh-i Rasul'e her dem ihdd 8 

Besmelenin b harfi ilmin §ehridir. 
Noktasi selam ve giris, kapisidir. 
Bu remz Ahmed ve Ali'nin sirndir. 
Bu nukte Fatiha suresindeki gayedir. 

Duamiz minnetle ve temenni ve §ukurle 
Sahibimiz Allah Teala'nin kapisindayiz 
Kudretiyle bir an "01" demesiyle 
Adem'den alemi asikar kildi 
Varlik meydanina vucudiinu getirince 
Adem'e isimleri ogretti 



12 NazTf Hasan Dede 

FakTrden bazi muridler tasavvufla ilgili bir 
risale taleb ettiklerinde her ne kadar tasavvu- 
fun tarifi terki dava ve sirlan gizlemek isede; 

"Ve sakin bir sey isteyeni azarlama, Fakat 
Rabbinin nimetini anlat." 9 ayet-i kerimesi ve 
$ffa-i $erff\r\ 10 baslangicinda bulunan 

"Her kime bildigi bir konuda soru sorulur 
da o da bunu gizlerse Allah Teala kiyamet gii- 
nu onun agzina atesten bir gem vurur." n 

hadTs-i serifi dusununce muridleri men 
edemeyip PTrimiz Hazreti Mevlana Celaleddm-i 
RumT kaddese'llahu sirrahu'l azTz Efendimizin 
ruhaniyet-i kudsiyelerinden yardim ve izin iste- 
yerek i§ bu risaleyi sunmak igin hazirladim. 
isminide Ta'rifii's-Suluk (Manevi Yolculugun 
Bilgisi) koydum. Mutlak ve sonsuz feyiz ve bol- 
luk sahibi Allah Teala faydah olmasini ihsan 
buyursun. 

AmTn. 



Salati selam ile sayisiz ve noksansiz olarak 
Rasul'un ruhuna her an hediye ederiz. 

9 Duha,10-ll 

10 KAADI, iyaz, Es'§ifa bi Tarif-i Hukuki-I 1 Mustafa 
§ifa-i 5erif, (Tercume edenler: Nairn Erdogan Huse- 
yin S. Erdogan), istanbul,1980 

11 Ebu Davud, ilim, 3660 



Ta'rtfu's-Siiluk 13 



Allah teala alemleri nicin yaratti? 

Bu alemler ve butun mahlukat meydana 
cikmadan once Allah Teala a'mada 12 idi. Hatta 
bazi ashab Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
selleme; 

"Allah Teala mahlukati yaratmadan once 
neredeydi?" 

diye sorduklannda Mir'atul'-Vucud 13 isimli 



"Ashab-i kiramdan Ebu Rezin el Ukaylf 
radiyallahu anh bir keresinde Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve selleme; 

"Rabbimiz mahlukati yaratmazdan once nerede 
idi? diye sorar. Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemde; 

"Fevkinde ve tahtmda hava olmayan A'ma da 
idi" diye buyurur." (Timizi, Tefsir sure 11. 1; ibn. 
Mace. Mukaddime. 13; ibn Hanbel. IV/11. 12) 
13 "Miratu'l-Vucud ve Mirkatu's-§uhud, miiellifi 
Abdiilahad Nuri b. Mustafa Safayi es-SivasT el- 
Halvett, Suleymaniye Kiituphanesi H. Hiisnii Pa§a, 
Demirbas no; 001198, smiflama no; 2977." 
Bkz: YILMAZ Necdet; Abdulehad NurT-i Sivasi Ve 
Mir'atu'l-Viicud Ve Mirkatu's^uhud Adh Eseri 
[Kitap]. - Istanbul : Marmara Universitesi Sosyal 



14 NazTf Hasan Dede 

kitabin serhinde yer almis oldugu uzere; 

"O ne gokyuzun ustunde ne de altinda olan 
a'ma'dadir." hadTs-i senfiyle cevab buyurdular. 

"Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim. 
Bu sebeple bilinmek ifin mahlukati yarattim. 
Onlara nimetleri sevdirdim. Bu vesileyle beni 
bildiler." 14 hadTs-i kudsTsi ile 



Bilimler Enstitusu Temel islam Bilimleri Bolumu 
Tasavvuf Bilim Dali, Y.Lisans Tezi, 27129, 1993. 
14 AclunT. 2/132; Aliyu'l Kari. 273: Manasi dogru olsa 
da higbir senedi olmayan bu soziin hadis olmadigi 
agiktir. Ancak soz konusu rivayetle ilgili olarak Seyh-i 
Ekber Muhyiddin ibnu'l-Arab? (560-638/1165-1240) 
"Kesfen sah?h, fakat naklen sabit degildir" dedigi 
nakledilir. Esasen bunun, hadis ilmi kriterlerine 
uygun olarak naklen sabit olmus bir hadis oldugunu 
iddia eden bir mutasavvif da bilinmemektedir. Ozel- 
likle ibn'ul ArabT'nin yukandaki sozunden sonra, 
konu edildigi tasavvuf literaturiinde genellikle -sahih 
olup olmadigi sorgulanmaksizin- "kutst hadis" olarak 
degerlendirme egilimi belirmis ve bu zamanla genel 
bir kabule donusmustur. ismail Hakki Bursevi'nin 
(1137/1725) bu rivayet hakkmdaki su degerlendir- 
mesi, ayni zamanda genel olarak mutasavviflann 
yaklasim tarzlarmi da yansitmaktadir 

"Ke§f ehline gore bu hadis sahihtir, isterse, hadis 
hafizlanna (ezbercilerine) gore sahih olmasm... lira 
kesf ehli olanlar, bizzat Rasulullah sallallahu aleyhi 
ve sellem Efendimiz'den alir soylerler. Hadis ezberci- 
leri ise nakil yoluyla rivayet ederler. Aynca bir seyin 
belli bir senedi olmayinca, sabit olmadigini leap 
ettirmez. §u da kat'idir: Kesf itibariyle sahih olan bir 
sey, nakil yoluyla gelenden daha sahihtir. lira kesf 
halinde vehim ve hayal olmaz. 



Ta'rifu's-Stiluk 15 

"Ben insanlan ve cinleri bana ibadet etsin- 
ler diye yarattim." 15 ayet-i kenmesini (ibn-i 
Abbas radiyallahu anh "bana ibadet etsinler 
diye (li-ya'budun)"\/erir\e "beni bilip tanimalan 
igin (li-ya'rifun)yarattim" seklinde tefsir buy- 
ruldugu uzere zat-i ilahT a'madaki gizliligindeki 
perdeyi kaldinp bilinmekligi murat edince 
alemleri yaratti. 



Zariyat, 56 



Allah teala ilk once neyi yaratti? 

Mecmua-i HafTd-i TeftazanT' kitabinda yazih 
olan hadTsi serifte Rasulullah sallallahu aleyhi 
ve sellem buyurdu ki; 

"Allah Teala'nm ilk olarak yarattigi benim 
nurum, benim ruhum, benim akhmdir." 16 



16 TeftazanT (791/1389) ise "$erh Hadis ErbairTde bu 
unsurlan daha da gogaltir: 

"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey ilimdir " 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi fey cevherdir" 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey incidir" 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey nurudur 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey ruhumdur" 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi jey levh dir" 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey akildir" 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi fey ar§ dir" 
"Allah Teala'nm ilk yarattigi §ey melek dir" 
TeftazanT (791/1389) yorumunda biittin bunlann 
musemmalannin, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi 
ve sellemin ruhu oldugunu soyler. Hadiste ozellikle 
bu ifadelerin kullanilmalarmdaki hikmetleri de soyle 
agiklar: 

"Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem vii- 
cut sadefinin incisi oldugu igin inci, nuraniyetinden 
dolayi nur, akhnin goklugundan ve iistunlugunden 



Ta'rifu's-Siiluk 17 



dolayi akil, islerin tedbiri itibariyle kendisine uy- 
mada muvaffak oldugu igin kalem, ilimlere 
vukuffyetinden dolayi levh; melekT sifatlann gale- 
besinden dolayi melek denmijtir." (SEKER, 1998), s. 
135 

Tasavvuftaki "ilk yaratili§" Me ilgili tarti§malarda 
da en 50k kullanilan hadislerden birisi olan bu riva- 
yet, ilk donem tasavvuf klasiklerinde bulunmadigi 
halde son donem sufTlerinin en gok kullandigi hadis- 
lerden birisidir. Ozellikle Muhyiddin ibn-ul Arab? 
kaddese'llahii sirrahu'l-aziz (638/1240) 'Tn birgok 
yerde kullandigi degisik varyantlan vardir, ornegin; 

"Allah Teala'nin ilk yarattigi §ey, benim nurum- 
dur. " 

"Allah Teala'nin ilk yarattigi $ey, benim ruhum- 
dur" ya da 

"Allah Teala'nin ilk yarattigi §ey akildir" bir 
baska rivayette "nefistir" Onun butun bunlardan 
kastettigi sey Hakikat-i Muhammedi'yedir. Butun 
kainatm O'nun hakikatinden geldigini ve ruhundan 
zuhur ettigini, Hakikat-i Muhammediye'nin varhk 
aleminin baslangici oldugunu bu hadise dayandinr. 
Bir ba§ka yerde yine ayni hadisi yorumlarken §6yle 
der: 

"Allah'in ilk yarattigi §ey onun ruhu veya ka- 
lemdir." ("Allah Teala'nin ilk yarattigi fey kalem- 
dir." (Ebu Davud. Sunnet. 16: TirmTzT. Kader. 17.1 
ibn Hanbel. V/3 17: TirmTzT Ubade b. Samit yoluyla 
gelen rivaete "Hasen-Garib" derken (bkz. TirmTzT 
Kader 17 ) Ebu Hureyre tarikiyle gelen rivayette batil 
ve miinker oldugu soylenir. Bkz.Suyuti. Leali'l 
Masnua. 130-131; AclunT, 1/309) 

Diger ruhlar onun ruhunun cuzleridir. Onun igin 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize 
"Ebu'-I Ervah" derler. Bu ruh kiilli aklm suretidir ki 



18 NazTf Hasan Dede 

hadTs-i serifleri uzere ilk once "saf a§k"tan 
HakTkat-i Muhammeddiyye zuhur eyledi. 
"A'ma" ve "saf ask" tasavvuf literaturunde hie 
yaratilmis olmayip o makamda hie bilgi olma- 
yan hal olarak kabul edilir. 

Nur ve Ruh-T Muhammed? ve akl-i kull ve 
kalem-i a'la soylediklerimizin hepsi bir seydir. 
Munasebetleri itibariyle dort isimle ta'bTr edil- 
mistir. Sonra 

"Sen olmasaydm bu kainati yaratmazdim" 

17 hadTs-i kudsiyyesinin tasdiki uzere Nur-u 

Adem-i hakikidir. Havva ise kiilli nefsin suretidir. 

Vucut kull? akhn sag tarafi, imkan ise sol tarafidir. 
Butun mevcudat akl-i kull ve nefs-i kullun izdivacin- 
dan meydana gelmistir. Bu duruma gore insanoglu- 
nun ebeveyni Adem-i Hakiki olan akl-i kiill ile Havva- 
i hakiki olan nefs-i kulldiir. 

Son donemden bir baska sufi, yorumunda yine 
bu hadisteki nur, ruh, kalem ve akh kullanir ve dor- 
dunun de bir oldugunu belirtir. Ayn ayn isimlendi- 
rilmelerinin hikmetini de soyle aciklar; "Akil" den- 
mesinin sebebi; her seyi, higbir seye ihtiyac duyma- 
dan bilmesidir. "Nur" denmesinin sebebi, butun 
nurlann ash olmasmdandir. Diger bir yorumda da bu 
dort unsur uzlastinlarak ikiye indirilir; 

Kalem, akil cinsiden; nur da ruh cinsinden olarak 
kabul edilir. (SEKER Necmeddin ilk Donem 
Sufilerinde Hadis Yorumu [Kitap]. - Kayseri : Erciyes 
Universitesi Sosyal Bilimler Enstitiisu -72650 
(Doktora Tezi), 1998.S. 134) 

Hadis kitaplannda ash bulunmayan bu veciz ifade 
hadis tenkitcilerince de red edilmi§tir. Aliyu'l- Kari. 
Acluntve SevkanT, SaganT'nin mevzu dedigini naklet- 
tikten sonra manasinm sahih oldugunu kabul eder- 



Ta'rifu's-Stiluk 19 

MuhammedT sallallahu aleyhi ve sellemin §ere- 
fine butun ruhlar yaratihp 

"Ben sizin rabbiniz degil miyim?" 18 

hitabina kar§ihk 

"Evet (kesinlikle oylesin)" 19 cevabi verildi. 



ler. Bkz.Aliyu'l Kari. 288; AclunT, 11/164: Sevkani. 
Fevaidu'l- Mecmua, 326; Deylemi'nin ibn. Ab- 
bas'tan; ibn. Cevzi'nin Selman'dan naklettikleri 
rivayetlerin her ikisi de mevzu kabul edilir. Suyuti de 
mevzu oldugunu tasdik etmi§tir. Elbani de yukanda- 
kileri naklettikten sonra mevzu oldugunu agklar. 
Butun bu degerlendirmeler igin Bkz. Sagam. 52: 
Aliyul Kari. 295. 296; Elbani. Silsileni Ahadis-i Daire. 
1/282 
18 A'raf,172 



19 A'raf,172 



insanin dunyaya inisi 

Elest menzilinden alem-i sahadet e gelince- 
ye kadar insan ug alemden gegti. Onlara Alem-i 
Lahut, Alem-i Ceberrut, Alem-i Melekut ta'b'ir 
olunur. insan bu alemleri gegib "Ademiyyef'i 
(insanhgi) buluncaya kadar ma'deniyyat ve 
nebatat ve hayvaniyyet gibi keyfiyetlere 
ugradikdan sonra ana rahmine gelip oradan 
insanT unsurlan zuhur eyledi. Alem-i lahutdan 
Alem-i §ehadete gelince bu tertip uzerine ve 
nisbetleriyle yogunlasip (nuranT ozelliklerini 
kaybedip) alem-i sehadetde yogun olan (dort 
unsur toprak, su, ates ve hava) butunlesti. 20 Bu 



Alem: Butiin cihan, kainat. Her §ey. 
Alem-i Asgar: En kiigiik alem. insan. 
Alem-i Berzah: Kabir alemi. 

Alem-i Ceberut: Azamet ve kudret alemi. Kudret 
alemi. Lahut alem-i ile altta bulunan melekut alemi 
arasindaki alem. 

Alem-i Ekber: En buyukalem. Kainat. 
Alem-i Emir: Ruhlar alemi, zaman olgusu bulunma- 
yan, Allah (cc)'in emriyle vasitasiz yaratilmanin 
oldugu alem. 
Alem-i Ervah: Ruhlar alem-i. 



Ta'rifu's-Stiluk 21 

alemleri gecince o Elest hitabini ve o 
mu§ahedeyi zayi' ettiginden 

"Olmeden once oluniiz." 21 sirnna mahzar 
olarak; 

"Hikmet miiminin yitik mahdir. Onu nere- 
de bulursa ahr ve onu almaya en layik olan 
odur." 22 i§areti uzere o alemleri ve o 
mu§ahedeyi bulup 

"Gonderenle gonderilen arasmda bir vasita 
olmadigi halde mahiyetini yalnizca Allah Tea- 



Alem-i Esbab: Sebebler alem-i. Diinya. 

Alem-i Fani: Gecici alem. Dunya. 

Alem-i Gayb: Zahiren hissedilmeyen, ruhlar, melek- 

ler ve cinlere mahsus alem. 

Alem-i Kevn: Varhk alemi. Kainat. 

Alem-i Lahut: Jlahf alem. RuhanT manevT alem. Yani 

keyfiyeti, belirtisi olmayan gozlerin idrakinden gizli 

olan alem demektir. 

Alem-i Mana: Ehline acik olan, manen anla$ilan 

alem. 

Alem-i Melekut: Melekler alem-i. 

Alem-i Nasut: insanlar alem-i. 

Alem-i §ehadet: Diinya. 

21 AclunT, 11/ 2 Hadis no: 2669.; Ali el- Kir?, el- 

Esraru'l- Merfu'a, s. 348. nr. 539.: Sufiyyenin sozii- 

diir. Her iki eser de ibn Hacer'e atifla: Sabit degildir. 

Demektedir. Ancak mana itibariyle destekleyen 

merfu' rivayet igin Hakim, V/ 3269. nr. 7938.: Sa- 

hih.; TaberanT, KebTr, VIM/ 314, nr. 8174.; HeysemT, 

Mecme'u'z-Zevaid, X/309,; Ahmed, b. Hanbel, 

isnaddaki ishak. b. Nasih'in Kezzab, haberin de 

Mevzu oldugunu soylemi§tir. 

22 Tirmizi, ilim, 2903. 



22 NazTf Hasan Dede 

la'nm bildigi sekilde bizzat kendi nefsinden 
yine kendine geldi." sirlanna hal olarak yakinhk 
kazanmaktir. 

Allah Teala'nin zat-i ilahiyyesinin hulul ve it- 
tihat etmeden tecelli cihetiyle zuhur eylemesiy- 
le denizdeki zuhur eden dalgalar gibi sayisiz ve 
<pok dalgalar gibi denizin asil ve hakTkatine degi- 
§iklik getirmedigi gibi esma ve sifat tecellisi 
yonuylede a'ma'daki bulundugu halinede bir 
degijiklikgetirmemijtir. §u an iginde oyledir. 

"O'nun zati her sey yok olacaktir. Hiikum 
O'nun dur. Siz O'na donduruleceksiziniz." 23 ve 

tarif olunan alemleri ve o mujahedeyi bu alem- 
i §ehadetde seyr ve mu§ahede eden Adem'e, 
Alem-i Nasut (insanlar alemi) ismi verildi. 



23 Kasas, 88. 



Insan 

Bu Alem-i sehadet alem-i imkandir. Bu 
alemde ne kadar irfan ve kemal elde edilirse 
ahiret aleminde o kadar derece ve kazang sahi- 
bi olacaktir. 

"iyilik islemekte onde olanlar (sabik), karsi- 
liklarmi almakta da onde olanlardir (sabik). 
i§te o yakla§tinlanlardir." 24 ayet-i kenmesinde 
olan evvelki (sabik) bu alem-i sehadetde onde 
olan ruhlar olup ikinci (sabik) "ahiret aleminde 
dahi onde olanlardir. Eger onceki (sabik) ezele 
verilir ise mutlak cebirden kurtulunmaz; sonra 
ne rasul ne kitab ne gahsma lazim gelirdi. f^un- 
ku §ifa-i §erifde; "DiJnya ahiretin tarlasidir" 25 
hadTs-i senfiyle; 

"Bu dunyada kor olan kimse ahirette de 



24 Vakia,10-ll. 

25 Aliyu'l Kari. 199; AclunT. 1/490; Hakim. 
Miistedrek. IV/312: Zehebi "munker" oldugunu 
ravilerinden Abdullah b. Cabbar'in ma'ruf olmadigini 
soyler. Bkz. Sagani. 



24 NazTf Hasan Dede 

kordur;" 26 ayeti kerimesi bunu destekler. Ger- 
gekte dunya i§lerinde cebirden kurtulmak gug 
ise de ahiret igin cebr yoktur. Batini terbiye 
etmek elbetde gahsmak lazimdir. Hazreti PTr 
Efendimiz 

"Nebiler dunya i§inde cebrtdirler, kafirler 
de ahiret i§inde." 27 

buyurduklan buna isarettir. Cunku 

"Onlar ayakta iken, otururken ve yanlari 
uzerinde iken Allah'i zikreder, yerdeki ve gok- 
lerin yaradihsmi tefekkur ederler." 28 ayet-i 
celTlesi i§areti uzere Rasulullah sallallahu aleyhi 
ve sellem zikr ve teveccuhle emrolunmujtur. 
Her ne kadar; 

"O'nu ovgu ile tesbih etmeyen higbir §ey 
yoktur. Ne var ki siz, onlarin tesbihini anla- 
mazsmiz." 29 ayet-i kerimesinin manasina gore 
butun e§ya lisan-i hal ile zikredeci ise de Allah 
Teala Hazret-i Adem aleyhisselami yaratip, 

"(Allah) Adem'e isimlerin tamamim ogret- 
ti." 30 ayetinden gikan sonuca gore insan 
bilerekden zikreder. ZTra Allah Teala insani 

"Biz insani en guzel sekilde yarattik." 

31 ayet-i kerimesi ve 

"Allah Teala insani kendi suretinde yarat- 



26 isra,72. 

27 Mesnevi, c.l, b. 637 
28 AI-iimran,191 

29 1'sra, 44. 
30 Bakara,31 
31 Tin, 4 



Ta'rifu's-Stiluk 25 

mistir." 32 

"Allah Teala Ademi kendi suretinde yarat- 
ti." 33 

"Allah Adem'i Rahman suretinde yaratti". 

34 hadTs-i serifleriyle ve 

"insana bilmedigini ogretti." 35 ayeti ile us- 
tunluk verdigi; 

"§ijphesiz Ademoglunu serefli kildik." 36 ile 
imtiyaz sahibi kilmistir. 



32 BuharT. isti'zan. 1: Muslim. Birr. 115. Cennet. 28: 
ibn Hanbel. 11/244-251 

33 BuharT.. isti'zan. 1: Muslim. Birr. 110. Cennet. 
28;. ibn. Hanbel. 11/244. 251. 315. 323. 434. 463. 519 

34 ibn Kuteybe, 278. 

35 Alak, 5 

36 isra, 70 



insanin ilahi aleme donus ozlemi 

Zahirde insan alem-i asgar (kuguk alem) go- 
runur ise de hakTkatde insan alem-i ekber (bu- 
ytik alem) olup diger alemler alem-i asgardir. 
£unku mahlukat iki kisimdir. 

Biri mahluk lizatihi (Kendi zatiyla yaratilmis) 
ikincisi mahluk li-gayrihidir. (Baskasina muhtag 
olarak yaratilmis) Hatta insanhgin kemalini 
bulamayip cehaletde kalanlar dahi mahluk li- 
gayrihi nev'inden kurtulamamistir. Mahluk li- 
zatihi kisminda olan ancak kemal mertebeyi 
bulan insandir. ^unku butun insanlar bir sevi- 
yede olmayip; 

"kimini otekine derecelerle ustiin kildik." 37 

ayet-i kenmesi ve 

"Hi£ bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" 38 

ayet-i ile kemal sahiplerinin Allah Teala katin- 
daki yuksek mazhar ve imtiyazma dalalet eden 
AdemT sirn ve onceligini gosterir. 



37 Zuhruf, 32 

38-,..„ „ 

Zumer, 9 



Ta'rifu's-Stiluk 27 

"Adem"den gaye kemal ehlidir. insanlardan 
kemal ehli olmayanlar dahi ozunde bulunan 
istiyakla yine AdemT kemali ve daha oncede 
belirttigimiz vatan-i asliyyesini aramaktadir. 
Dikkat olunursa butun ruhlann bir aradigi var- 
dir. Mesela bir seye muhabbet eder, tez vakitte 
ondan usanip digerine meyleder. Ondan da 
usanir baskasina meyl eyler. Bu buldugu seyde 
lezzet ve doyum bulamamasi asil aradigini bu- 
lamadigindandir. Cunku ruhlann arzu ve i§tiyaki 
vatan-i asliyedir. 

"Vatan sevgisi imandandir." 39 

hadTs-i §erifiyle Hz. PTr Efendimizin; 

"Ashnda uzak dusen ki§i, yine vuslat zama- 

ll 40 

mm arar. 

Buyurduklanndan maksat bu vatan-i aslTdir. 
Buna gore mertebeleri tekmil eden kisi "fakr-i 
tami" bulur. 

"Fakr, benim oviinc kaynagimdir" 41 hadTs-i 
§erifinin manasini Fahr-i alem Rasulullah 



SehavT, Makasid: s.183; SemhudT, Gammaz: s. 60; 
ibnu'd-Deyba\ Temyiz: s.77; Aliyyu'1-KarT, Kubra: 
s.189; AclunT, Kesf 1/413. Hadis hafizlanna gore 
bunun ash yoktur. 

Mesnevi, c.l, b.4 

ibn. Hacer ve Ibn. Teymiyye batil ve mevzudur 
derken; Bkz. AclunT. II / 87; Bu ifadelerden sahih 
olmadigi anlasilmakladir. 



28 NazTf Hasan Dede 

sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin zahiri 
olmayip belki kalbinde masivadan hie bir sey 
olmayarak ilahT nurun istilasiyla tamamen yok 
olmasi demekdir. Hatta fakr-i tam gelmedikce 
"Fakirlik tamam olunca o Allah'tandir, fakirlik 
diinya ve ahirette yuz karahgidir." 4Z sirlan 
haberdar olunamaz. Bu manayi tekid icin "Fakr, 
az kalsin kufur olayazdi." 43 HadTsi soylenmis- 



["Fakr mertebesi tamam olan ancak Allah'dir," 

gibi binlerce beyhude sozlere gelelim. Yani "Fakr 
tamam olunca Allah yuz gosterir, onu bulur ve 
gorursun," soztinde kufur yoksa bu soziin manasi o 
degilse, seninle Hiristiyan arasmda ne fark olabilir? 
Nihayet Hazreti isa, Hallaci Mansur'dan da 
Bayezid'den de, otekilerden de daha latif bir zat idi. 

§u halde Hiristiyani "isa Allah'dir veya Allah'm 
ogludur," dedigi igin kmamak neden? Halbuki sen 
de ayni §eyi soyluyorsun. §u halde, "Fakr tamam 
olunca Allah Teala'yi bulursun," sozunun manasi, 
"Her kimin nefsi oliirse, §eytam da dliir; kotii huy- 
lardan temizlenerek Allah Teala'ya kavusur," sQ- 
zundeki mana gibidir. Ama bu kavu§ma ha§a Allah 
Teala'nm zatma kavusmak degil, belki onun yoluna 
girmektir. Kul, Allah Teala'nm kendisine kavu§madi- 
gini, ancak Allah yoluna girdigini anlar. Aksi halde 
Allah Teala yolundan sapmis olur. Sonra onun nefsi 
de dirilir, §eytani da ! Allah Teala yolunun nuru ile 
Allah Teala'nm zatmm ruhunu ayiramayan, daima 
karanhktadir ve korlesmistir. (§ems-i TebrizT 
Mehmet Nuri GEN^OSMAN Makalat [Kitap]. - 
Istanbul : Atac, 2007. (M.80), s. 160)] 

(Ebu Nuaym Hilye'de; Ibn. SikkTn "Musannaf mda. 
BeyhakT "§uabu'l-l'man'da: ibn. Adiy "el Kamil" de. 
Hasan-i BasrT den rivayet etmi§lerdir. Bazilan da. 
Senedinin zayif oldugunu soylerler. Ornegin 



Ta'rifu's-Stiluk 29 

tir. 

Bu hadTs-i §erif nza makamini bulamayanla- 
nn "nedir benim cekdigim" diyerek bir takim 
layik olmayan benzeri kelamlardan Allah Tea- 
la'ya siginmak gerekir. Bunlan fark ve anlayi§ 
ancak AdemT kemalati bulanlara gerekir. 

Bilmektir ancak maksat giil§ende 
Ademdir adem, adem bili$te 44 



TaberanT Enesten zayif bir senetle rivayet etmi§tir. 
Bkz. AclunT. II /108; ibn el- CevzT, el-ilelu'l- 
Mutenahiyye (l-ll), Daru'l-Kutubi'l- ilmiyye, Beyrut- 
1403, c. II, s. 805. 

Giilbahgesinde bulunmaktaki gaye bilmektir 

Ademdir idem, adem anlayi§ta 



ilahi aleme donus icin gerekli rehber 

Alem-i sehadette seyr ve musahede etmek 
bahsettigimiz §eyleri bilmek ve tarif olunan 
alemleri bilmek isteyen kimse igin hayatta olan 
mursid lazimdir. 5 Qunku baslangig hallerinde 
neyin nasil olacagi bilinmediginden ve 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve 
ehlullahin ruhaniyetinden ilim, irfan ve feyz 
almak gok zordur. Cunku ruhaniyet ve yolu <pok 
incedir. insan dunyaya inerek kaybettigi ozellik- 
leri tekrar kazanmasi gerekmektedir. §effaf 
olmayan ve yogun olan ince seyden feyz ala- 
maz. Binaenaleyh unsurlardaki incelik ve 
sefafahk kazanmak igin 

"Allah Teala'nm ahlakiyla ahlaklanmiz." 46 



Dunyadan gogmus mursidin talebeleri terakki 
edemez denilmistir. 

(Hadis olmadigi agiktir. SuyutT, El-Camiu's-Sagtr Bi 
Serhi'l-Akideti't-Tahaviyye, s. 123) Hadis igin bkz. 
Muhittin Uysal, Tasavvuf Kulturunde Hadis,Bkr\2:, 
Konya 2001, s. 346. 

"Fiituhat el-Ulum"unun girisinde Gazzali "Allah 



Ta'rifu's-Stiluk 31 

Emrini kazanmi§ bir zata muhtagtir. 

ihtiyacin sirnni bilmeyen bazi insanlar "Al- 
lah Teala seni kimseye muhtaf etmesin" diye 
birbirlerine dua ederler. Ashnda alemde ihti- 
yagsiz higbir §ey olmaz. Efendi hizmetkara ve 
hizmetkar efendiye, hasta doktora, doktor has- 
taya, murid mur§ide, mur§id muride muhtagtir. 
Eger murid olmasa mur§id kimi ir§ad edecektir. 
Bu sebeple Allah Teala hikmetinden her §eyi 
birbirine muhtag ve bo§ bir §ey yaratmami§tir. 
Oyle ise; murid yolcu olup miir§id rehberdir. 
Rehbersiz yol bulunamaz ve niyet edilen haki- 
kat §ehrine ula§ilamaz. Mesela bir ki§i gecele- 
yin bir §ehre gitmek murat etse ve yollarda 
yirtici hayvanlar olsa ve yolu bilmezse elbette 
iki §ey'e muhtag olur; biri fener, ikincisi reh- 



Teala'mn ahlaki He ahlaklanm" vecizesini zikret- 
mekte ve §6yle demektedir: 

"insanin mukemmelligi ve mutlulugu, Allah 
Tea la 'n in sifatlanni kazanma gabasmdan ve ken- 
disini Tanri'mn sifatlannin gergek anlamiyla siis- 
lemesinden ibarettir" 

Allah Teala'nin en guzel isimlerinin agklanma- 
sma ve yorumlanmasina ayirdigi unlu eseri "el- 
Maksad el-Esna fi $erh Esmai Alia h-i Husna"nm 
birinci boliimunun dorduncu faslmin ba§hgmda 
Gazzali, yine ayni gorii§u tekrarlamaktadir: 

"Kulun mukemmellik ve mutlulugu Allah-ii Te- 
ala'nin ahlaki He ahlaklanma ve O'nun sifatlan ve 
isimlerinin manalanyla bezenmeden ibarettir" 
(Gazzali, El-Maksad, s.6, 26) 

( ARSLAN Ahmet II.Kur'an Haftasi Sempozyumu 
[Kitap]. - Ankara : Fecr, 2-4 $ubat 1996. , s. 329) 



32 NazTf Hasan Dede 

berdir. 

Fener seriat, yol tarikat, rehber mursid, gi- 
decegi yer, sehr-i haktkat tir. Eger yalniz feneri 
eline alsa gayesi olan yere gitmek mumkun 
olmaz. Ya da feneri ahp rehbersiz gidecek olsa; 

Korkutucu vadilerden delilsiz gecilme! 

buyuruldugu uzere yolda nefis ve seytan ben- 
zeri zararh hayvanlardan zarar gorme korkusu 
vardir. Ya da rehberi olup feneri olmasa once 
rehberi goremez ki arkasindan takip edebilsin. 
Yoksa bir cukura du§er yine istedigine varamaz. 
Sonucta miirid sertat fenerini eline ahp ve 
rehber olan miirsidin izinden cikmayip onun 
delaletiyle yollari selametle gecip sehr-i 
haktkate kavusur. Sabah olup gunes dogunca 
da seriatm batinimn ayn-i haktkat ve ayn-i 
ma'firet 47 oldugunu anlar. 



§eriat, tarikat ve marifetin ayni jeyler oldugunu 
anlar. 



ILAHI ALEME 
DONU§TEKi HALLER 



Teslimiyyet 

Nefsi islah igin mursid-i kamile muhtag ol- 
dugu gibi murside geregi gibi uymak ve 
teslTmiyet §arttir. Kutbud-din DimeskT Risale-i 
Mekkiyye nam kitabinda Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellem Efendimizden rivayet etti ki; 

"Kavminin ifindeki seyh, ummetinin i$in- 
deki nebi gibidir." 48 

Bu hadTs-i serifi tefsTren Hz. PTr Efendimiz 
MesnevT-i serif lerinde; 

(Peygamber, "ileri giden jeyh, kavminin 
arasinda nebiy benzer" dedi. ) 49 

buyurduklan uymanin geregi ve teslTmiyetin 
beyanidir. Halbuki bir mursid-i kamil talebinde 
olan kisi igin, igten gelen tarn bir istek ve arzuy- 
la olsada, ig dunyasi agilmamis oldugundan 
segtigi mursidin kemalini fark edip ayirmaya 
kudreti olmadigindan, ulastinci kemali soyle 
dusunmelidir. 

Herkesin siginak ve korunma makami olan 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme dayan- 



48 Hadis igin bkz. ibn Hibban, c. II, s. 39; MiinavT, 
a.g.e., c. IV , s. 185. 

49 Mesnevi, c.3, b. 1774 



36 NazTf Hasan Dede 

mak igin "Aman" lafzininin "Muhammed" ismi 
§enfi ile matematiksel degeri aynidir, 50 i§aretiy- 
le "Asigin zikri amandir Ya Rasulallah" uzere 
"aman" sirnna sanhp vesvese ve du§unceleri 
yok edip zahiri be§ duyu ve ig dunyasi ile 
"HakTkat-i Muhammediyye"ye yonelip lisanen 
salat ve selam ve ruhaniyetten yardim ile me§- 
gul olur. Uyanik halde gormek mumkun ola- 
mazsa, bu niyet sebebiyle ruya aleminde 
Rasulullah sallallah u aleyhi ve sellem Efendimiz 
gorunur bir mur§idi i§aret eder. 

"Beni ruyasinda goren kesinlikle beni gor- 
mustur. Qunku seytan benim seklime gire- 
mez." 51 hadTs-i §enfi uzere o murjide kalb bag- 
lanmahdir. Eger bir ijaret goremezse sabirla 
jeriat uzere devam etmelidir. 

Zerre mikdan akh olan andan hisse kapar 
Devstrir bin bir gigekden hal eder macun yapar 

beyti gerp zahirde kaba bir mana gibi 
gorunursede ders ahnmasi gereken bir kelam- 
dir. Burada andan maksat murid, bin bir ri^ek 
den murat bin bir esma ve macundan murat 
onunla hasil olacak kemalattir. Anlann adeti, 
beysiz bir kovanda toplanamayijlandir. Anlar 
beyleri hangi tarafa giderse pe§inden gider ve 
onu terk etmezler. Eger beyleri olmasa bal dahi 
yapmazlar. Bunun gibi murid de hig bir vakit 
mur§idinin pe§inden ayrilmamahdir. 



Ebced degeri 92 dir. 

Hadis igin bkz. ibn AdT el-Ciircant, el-Kamil fi'd- 
Duafa (l-VII),Daru'l-Fikr, Beyrut, 1988, c. VII, s. 221. 



Tabi olma ve guvenme 

Murid baglanmis oldugu mursidin ogrettigi 
§ekilde zikir ve teveccuhe devam eder. Eger 
mursidinin hakikatin, musahede eylemis ve 
manevT haller meydana gelmisse bu durumu 
mursidin kemaline alamet saymahdir. Eger 
kendi musahede edemezse dogru sozlu kimse- 
lerden tig be§ kadar musahede eylemislerden 
duyarsa bunu mursidinin kemaline dogrulugu- 
na delalet edeceginden kendinin musahede 
edememesi yine kendi kusur ve noksanindan 
kabul etmelidir. Bu sekilde supheden kurtulmus 
olur. £unku mursid hangi tarikattan olursa ol- 
sun diger tarik ehillerini de "Baslangif ve sonuf 
itibariyle" hep bir bilerek kendi mursidine canu 
gonulden teslimiyetle tabi olup emir ve nehyi- 
ne uymak gereklidir. Tarikatlerin sonu ve bas- 
langici hakkmda Mir'at-i VikQd 52 serhinde 



52 "Miratu'l-Vucud ve Mirkatu's-§uhud, muellifi 
Abdulahad Nuri b. Mustafa Safayi es-SivasT el- 
HalvetT, bulundugu yer; Suleymaniye Kiituphanesi 
H. Hiisnij Pasa, demirbas no; 001198, siniflama no; 
2977." 



38 NazTf Hasan Dede 

yazilan aciklamaya gore; 

"Ben ilmin sehriyim; Ali de onun kapisi- 
dir." 53 

hadTs-i §erifine gore hakikat ilmin kapisi 
Aliyyu'l-Murtaza kerremallahu veche Efendimi- 
ze vanr ve oradan HakTkat-i Muhammediyye'ye 
agilir. §eyhe muhabbet, Hz. Ali kerremallahu 
veche Efendimize muhabbet, Rasulullah 
sallallah u aleyhi ve sellem Efendimize muhab- 
bet gibidir. 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem soyle 
buyurdu: 

"Kim Ali'yi severse beni sevmistir. Kim de 
beni severse Allah'i sevmistir. Kim Ali'ye 
bugzederse bana bugzetmis, kim de bana 
bugzetmisse Allah Teala'ya bugzetmistir." 54 



Hadis igin bkz. ibn Hacer el-AskalanT, Lisanu'l- 
Mlzan (l-VII), Muessesetu'l-A'lem?, Beyrut-1986, c.ll, 
s. 122; Hakimin MCistedrekine Bakmiz: 

Hadis igin bkz. Hakim en-Nisabun, el-Mustedrek 
ala's-Sahihayn, c. X, s. 453 



Nefis ve seytanin hilelerini bilmek 

Birgun bir kisiyi seytan gelip sabah namazi- 
na kaldirmis. O kimse 

"Sen kimsin" diye sormus. 

"Seytanim" demis. O kimse 

"Acayib sen boyle hayir iste bulunur mu- 
sun." Diye sorunca 

"Evet bulunurum fakat yine bana la'net 
ederler" diyerek sozu uzatmis ve gunes dogup 
namazm vakti gegmis. O kisi ne namaz kilabil- 
mis ne uyku uyuyabilmis. iste bunun gibi Nefis 
ve seytan hak suretinden gelerek insani yolun- 
dan ahkorlar. ^unku disimizdaki alemde ne 
varsa ig alemimizde de bir benzeri vardir. Yani, 
disimizda seytan ifimizde nefis. Nefse galip 
olmak en buytik cihattir. Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellem Efendimiz bir gazadan donduk- 
lerinde TarTkat-i Muhammediyye'de beyan 
olundigi uzere; "Kufuk cihaddan biiyiik cihada 
geliyoruz." ss diye nefs ile mucahedeyi isaret 



55 "Ku(uk cihattan biiyiik cihada donmiis bulunu- 
yoruz" soziine karjilik biiyiik cihadin ne oldugu 
sorulunca; Dikkat edin o, nefis mucadelesidir" 



40 NazTf Hasan Dede 

buyurduklan rivayet edilir. Nefse galip olup 
hilesine aldanmamahdir. Bu nefsi aghkla 61- 
durmek degildir. Zira 

"Dinde ruhbanhk yoktur. Nefsin sana itaat 
ederse onunla dost ol." 56 hadTs-i serifleri varid 
olmustur. Nefs atina dizginleri takip istedigini 
isletmeyip ve vermeyerek; 

"Ey mutmain olmus nefis! Sen rabbinden, 
rabbin de senden razi olarak O'na don." 57 

ayet-i kenmesi olgu uzere nefsi mutmaine 
(tatmin olmus) oluncaya kadar sabretmek ge- 
reklidir. Nefs-i emmare (her istedigini yapan) 
mertebesinde her ne kadar kotulenmis ise de 
makam-i mutmainneye vardikda pek ovulmus 
ve muteber kabul edilmistir. insani reddedilmis 
ve makbul olmasina sebep nefisdir. Bu nedenle 
insan nefsi sebebiyle meleklerden faziletli oldu. 

"Allah Teala melekleri yaratti ve onlara ak- 
h, hayvanlan yaratti ve onlara sehveti, Ade- 
moglunu yaratti, ona hem akh hem de sehveti 
verdi. Kimin akh sehvetine galip gelirse o me- 
leklerden daha ustundiir. Kimin de sehveti 
akhna galip gelirse o hayvanlardan daha asa- 
gidir." kelami buna delil getirilebilir. 



buyurdu. (SuyutT. Cami'us-Sagtr. 11/253: Ibn. Hacer. 
ibn. Aliyenin sozii olarak rivayet ederken. Irak? ve 
BeyhakT zayif bir senedle Cabirden rivayet etmijler- 
dir.;bkz. AclunT. 1/424.425) 

56 Munavt, Abdurrauf, (v. 1031/1621) Feyzii'l-Kadir, 
l-VI, Beyru^trs^c. Ill, s. 175. 

57 Fecr, 27-28 



Hangi usule gore yetistigini bilmek 

Her tarikat bir usul ile suluk (donusu sagla- 
mak igin yetistirme teknigi) gosterir. Bazisi 
etvar-i seb'a 58 , bazisi letaif-i hamse 59 uzerine 



Etvar-i seb'a: Arap^a, yedi tavir demektir. Yedi 
tavir sunlardir: Tab', nefs, kalb, ruh, sir, hafi, ahfa. 
Nefsin yedi derecesine gore degisen hallere de, 
Etvar-i Seb'a denilmistir. 

ismail Hakki BursevT, Kitabu'n-Netice adli ese- 
rinde kalbin kazandigi ehemmiyetli mevkTyi belirt- 
mek ve onun bir takim muhim hususiyetlerinden 
bahsetmek gayesiyle simian sbylemistir: 

"insanin yiizu Rahman'm aynasidir. Ayn'i ise Al- 
lah Teala'nin esranndandir. f^unku ayn, alem-i 
emirden, vucud alem-i halktandir. Fakat birbirine 
50k kuvvetle baglidirlar. insanin iki gbzii, Huda'nm 
nurundan ay ve gunes gibidir. Biri alem-i zat, biri 
alem-i sifat'a remzdir. Cesedin maverasmda ruh, 
ruhun btesinde ayn, ayn'in btesinde sir vardir ki 
butun mertebeleri bu ihata edici sir gizler. Sir 
validdir. Sirrm tenezzulu ruh, ruhun tenezzulii 
ceseddidr. Cesedin batmi alem-i halk, ruhun batini 
ise alem-i ervah'tir. Ruh zevg, cesed zevce gibidir. 
ikisinin izdivacmdan kalp ve diger kuvvetler dog- 



42 NazTf Hasan Dede 



mustur. Insanin kalbi, ruhi kuvvetlerdendir. Kalp 
ism-i azamm tahtgahi, vasi Allah Teala'nin 
cilvegahidir. Vucud iilkesinde hilafet kalbindir. On- 
dan ulu nesne yoktur. Kalbin ruha yakmhgi vardir. 
Bu yakinhk yuzunden ondan nur alir ve heykele 
verir. Kalbin ash melekuttan, cesed ise alem-i 
milktendir. 

Semavat yedi tabakadir. Herbirinde baska bir 
emr-i rahmani ve sirr-i subhant vardir. Sifat-i Seb'a; 
hayat, ilim, basar, semi, iradet, kudret, kelamdir. 
Ntizul itibariyle yedisi feleku'l-kamerdir, mazhar-i 
kelamdir. 

Kalbin mertebesi de yedidir. Buna etvar-i seb'a 
derler. Yedincisi sadirdir ki felek-i kamer mertebe- 
sidir, mahall-i hitaptir, akrab-i menazildir. Sadir, 
kalbin zahiridir, vehm ve hayalle yukludiir. Rahmet, 
feyz-i hass-i ilahTdir. Onun nuzulu yok, kalpten 
zuhuru vardir, fakat dis sebepler yuzunden inzal 
denir. Fetih de kalbin kapisinm fethidir, gaybm 
kapismin fethidir. Kalbin batini ruhtur, gayb-i izaff- 
dir. Ruhun batini sirdir, gayb-i mutlaktir. Kalbin 
zahiri sadirdir, sehadet-i Tzafiyyedir. Sadrm zahiri 
de ceseddir, sehadet-i mutlakadir. Kalp iki taraf 
arasmda a'raf gibidir. Zahiri nar gibi zulmani, batini 
ise cennet gibi nuranidir. Bundan muminin cennete 
duhuliinun batini ile kafirin cehenneme girisinin 
zahiri ile oldugu anlasilir. Zira sonunda baun zahir, 
zahir de batm olur." (QEUK Yusuf ismail Hakki 
Bursevi'de Basiret anlayi§i [Kitap]. - istanbul : 
Marmara Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusii 
Temel islam Bilimleri Bolumii Tefsir AnabilTm Dali - 
Y.Lisans, 36931, 1994., s.31; A.U.i.F., MED 1975/2 
Erdogan Fuat, Kitabu'n-Netice ve insan, s. 216-217. 
59 Bes Latife: 1) Kalb, 2) Sir, 3) Hafi, 4) Ahfa, 5) Nefsi 
Natika 



Ta'rifu's-Stiluk 43 

ve bazilanda fena yolundan giderler. Buradaki 
fena mahv manasinadir. 

Nitekim Fena fi'§-§eyh, Fena fi'l-pTr, Fena 
fi'r-rasul, Fena fi'llah, hep mahv demekdir. 
Sonra da "beka bi'llah" a vasil olunur. 



Bilgi sahibi olmak 

Allah Teala insani butun yaratiklan arasin- 
dan segip her §eyi ogrenmeye kabiliyetli ya- 
ratmistir. Onun igin zahiren ve batmen gali§a- 
rak her seyi ogrenip bilmesi, hatta insanin bu- 
tun hile ve aldatmayi dahi bilmesi gereklidir. 
BeyzavT Hasiyesi §eyhzade isimli kitapta Haz- 
ret-i AN kerremallahu vechehu Efendimizin; 

"§erri ser islemek igin degil ondan korun- 
mak ifin ogrendim. Kotulugii tammayan onun 
ifine du§er." buyurduklan uzere hile kotu bir 
seydir diyerek neme lazim demeyip kendini 
korumak igin onu dahi ogrenmelidir. ZTra her 
seyin bir lazim oldugu yer vardir. Mesela kibir 
kadar fena bir sey yok iken; 

"Kibirliye karsi kibirli olmak sadakadir" 60 



"Kibirliye karji kibirlenmek sadakadir." (et- 
tekebburu ale'l-mutekebbiri sadakatun) sozii, halk 
arasmda me§hur olmu5 sozlerden biri olmakla bera- 
ber hadis degildir. 

Bu soz "Kibirlenen kisiye karsi kibirlenmek iba- 



Ta'rifu's-Stiluk 45 

soylenmistir. 

Bir adamin hasmina nasil hareketde bulu- 
nursa o turlu davranmak gerekir. Bu nedenle 
her seyin bilgisizliginden bilgisi evladir. 61 Onun 
icin mumkun mertebe yabanci dil 62 ogrenmek 
cok onemlidir. 

"Kim bir kavmin dilini bilirse onlann ser- 
rinden emin olur." 

Meshur soz 63 ve Hazreti-i PTr Efendimizin 
MesnevT-i §enflerinde anlattigi hikaye bunu 
guzel agiklar. 



dettir", "Kibirlenen kisiye karsi kibirlenmek 
hasenedir, giizel bir davramstir." Seklinde de mes- 
hurdur. (Bkz: Molla AliyyCi'l-KarT, el-Esraru'l-Merfua 
fi'l-Ehadisi'l-Mevdua (el-Mevduatu'l-Kubra)Jhk: 
Muhammed b. Lutfi es-Sabbag, 2. Bs., Beyrut, 1986, 
s: 175; hadis no: 142; ismail b. Muhammed el- 
AclunT, Ke$fu'l-Hafa, 3. bs., Beyrut, 1988, c. 1 s. 313, 
hadis no: 1011) (MunavT, Feyzii'l-KadTr, IV, s. 
366/5299) 

Mu'min bir insan kimseye karsj kibirlenmez. Fa- 
kat o "inananlara karsi saygili, kafirlere karsi basi 
dik olur. Allah yolunda cihad eder ve kinayanin 
kinamasindan da korkmaz." (Maide, 5/54) 

Bir seyi bilmek, bilmemekten ustiindur. 

Yabanci dilden murad bu risalede acilmamistir. 
Bunun tasavvufta "Mantik'ut Tayr" (Kus Dili) oldu- 
gunu biliniz. Ehli tasavvuf rumuzlu kelami cok kul- 
landiklarmdan sozlerinin ne manaya geldigini bilmek 
igin on bilgi ve sezgiye ihtiyac vardir. Sezgi her ne 
kadar Allah Teala vergisi ise de bu dilin egitimini 
ancak mursjdden ogrenilecegini unutmamahyiz. 

Hadis diyenler vardir, fakat asli yoktur. 



46 NazTf Hasan Dede 

"Adamin biri, dort ki§iye bir miktar para 
verdi ve 

"Bu para ile neye ihtiyacimz varsa aim, 
paylasjn" dedi. Parayi alan adamlardan biri 
iranh idi. 

"Bu parayla engur alahm" dedi. Digeri 
Arap'ti. 

"Hayir, bu parayla ineb alacagiz" dedi. Turk 
olan ucuncij adam, mudahale etti. 

"Onu bunu bilmem, parayla iiziim 
alacagiz" dedi. Dorduncu adam bir Rum'du. 

"Birakin bu laflari. Bu para ile istafil 
alahm" dedi. Derken, dort ki§i birbiriyle ceki§ip 
dovu§meye ba§ladilar. Kiyasiya vuru§uyorlardi. 
Halbuki hepsi de ayni §eyi istiyordu. Bilgisizlik- 
lerinden birbirlerini dovuyorlardi. Orada dil 
bilen akilh bir insan olsaydi, onlara joyle derdi: 

"Bu para ile hepinizin istedigini ahrim. Pa- 
ramzla dorduniiz de muradimza erersiniz. 
Sizin sozleriniz aynhk ve sava§ sebebi olur. 
Benim soziim ise sizi uzla$tinr birlejtirir." 

Bu sebeple her §eyi ogrenip bildikde ve 
adaletden aynlmayip mahalline gore kullanma- 
lidir. 



Sevgi sahibi olmak 

Manevi seyrin hepsinde a§k §arttir. Butun 
alemi ve insanhgi kullanan, hamalhk ettiren ve 
cemale cemallik ettiren, gifgiye gift surduren ve 
her hususu donduren a§kdir. 

Hallak-i cihan-i aleme kildikda tecelli 
Her §ahsi birer halle kilmi§ mutesellt 54 

A§kda da makbul olan ilahT a§kdir. Bu me- 
yanda yeti§mek icin mur§idine hie bir yonden 
itiraz etmekte caiz degildir. Cunku kemal ehli 
parlak ayna gibidir. Kar§isina ne turlu renk gelir 
ise o renkte gorunur. Mur§idler kendi zatinda 
bir renkle kayith degildir. Onlarda gorunen renk 
kar§isinda ki rengin aksidir. Onun igin mur§idde 
gordugu noksanhk kendi noksanhgi oldugunu 
du§unmelidir. 

Bu duruma ornek verecek olursak bir muri- 



Allah Teala kainata tecelli kildikca 
Her 5eyi bir zevkle teselli kildi. 



48 NazTf Hasan Dede 

din ne kadar ke§fi ve mu§ahedesi agilmi§sada 
hayvanT sifatlardan tamamiyle kurtulamadigin- 
dan teveccuhunde daima kar§isinda bir e§ek 
zuhur edermi§. Durumu mur§idine agiklayinca, 
mur§idi: 

"Bir daha gordugunde o merkebin kulakla- 
rini tut ve "va geyh" diye gozlerini a?" diye 
tembih etmi§. O dervi§ de §eyhinin tarifini ya- 
pip gozlerini agdiginda bakmi§ ki tutdugu kendi 
kulaklanymi§. 

Muridin mur§id aynasinda gordugu bahsedi- 
len gibi kendi aksidir. Fakat tabi olan murid 
hayvanT sifatta kalmaz. Sabirla <pali§irsa kurtu- 
lup "Ademiyet"i (insanhgini) bulur. 

Bazi mur§idler gok kuvvetli ve tarikat kuru- 
cusu pTrine tam bir yakinhgi olursa 
muridlerinden hayvanT sifati ilk nazarda (anda) 
kaldirarak mu§ahedesinde "Ademiyefden 
donu§u ba§latir. 



Vatanini ve milletini sevmek 

Devletin hizmetinde bulunan ki§iler hakkin- 
da Ravza-i ibni Kasim'da yazilmi? olan; 

"Sultan yeryiiziinde Allah'm golgesidir. Bu- 
tijn mazlum ve acizler ona siginir." 65 hadisine 
istinaden onlar hakkinda husnu zan sahibi ol- 
mak gerekir. 

Buyuk sirra tarn mazhar olan adaletli devlet 
adamina iyilik ve nza ile emirlerine uymak din 
ve devlet i§lerini millete hizmet etmek en fazi- 
letli ibadetdir. ZTra atalanmiz 

"Bir saat adalet yetmi§ senelik ibadetten 
hayirhdir" 66 demijlerdir. Hayatimiz boyunca 
buyuklerin kugukler uzerine merhamet etmesi 
ve kuguklerin buyuklere ta'zTm eylemesi lazim- 
dir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu- 
yurdu ki; 

"Kufuklerimize merhamet etmeyen, bii- 



65 Taberani, ElbanT; el-Ahadis ez-Zatfa, 1/687; 2/69- 
70; 4/159-162;BakirT, 218-220 
Hadis oldugu soylenmektedir. 



50 NazTf Hasan Dede 

yiiklerimizin hakkmi bilmeyen bizden degil- 
dir." 

"Biiyiiklerimize saygi gostermeyen, ku^uk- 
lere merhamet etmeyen bizden degildir." 67 

(Buyukler her konuda sayginhgi olan ki^id i r. 
Bunun maddT ve manevi yonu dusunulmez. 
MaddT alandaki buyuklerine saygisiz olanlar, 
manevi boyuttaki kisilerede saygisiz olacak 
demektir. Maneviyatta saygi ve sevgisi olma- 
yan kisilere itibar edilmez. "Vatan sevgisi 
imandandir." Kelaminin isaret ettigi manada 
budur. iran asilh unlu filozof ibn el-Mukaffa 
soyle diyor: 

"Bilginin higbir harfi ve higbir adi yoktur ki 
rivayet edilmemis, ogrenilmemis, gecmisteki 
bir oncunun soz veya yazismdan almmamis 
olsun. Bu da sunu gosterir: insanlar bilginin 
temellerini ortaya koymamislar, gelecek bilgi- 
si onlara ancak (ilaht kaynaga uzanan) bilgi ve 
hikmet sahibinden gelmi§tir." 68 ilaht aleme 
donus igin once orayi sevmek ve buyugune 
itaat etmek gerekir. Devlete isyan edenlere 
(Bagy)lere verilen cezalann agir olmasi konu- 
nun ehemmiyetini de gostermektedir.) 



SehavT, Makasid: s.183; SemhudT, Gammaz: s. 60; 
ibnu'd-Deyba\ Temyiz: s.77; Aliyyii'l-KarT, Kubra: 
s.189; AclunT, Kesf, 1/413. Hadis hafizlarma gore 
bunun ash yoktur. Mefhumu dogrudur. 

ibn'ul Mukaffa, el-Edeb'us-SagTr, islam Siyaset 
Uslubu icinde, geviren: Vecdi Akyiiz, Dergah Yaymla- 
n, istanbul 2004, s. 17-18. 



Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi ve ehl-i 
beytini sevmek 

Murid Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
selleme ve ehli beyte muhabbeti an be an O'na 
uymadaki hali artirmak hakkinda 

"De ki: Allah'i seviyorsaniz bana tabi olun 
ki Allah da sizi sevsin." 69 ayeti kerimesi gelmis- 
tir. Hatta Veyse'l-KaranT radiyallahu anh 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme kemal 
manada muhabbet ve uydugundan, Uhud Har- 
binde disi kirildigini duyunca hangisi oldugunu 
bilemediginden otuz iki disini birden sokup bir 
iplige dizip Efendimize gonderdiler. Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellem bu yuksek hal karsi- 
sinda kendi disinide ilave ederek 70 ashab-i 
kirama radiyallahu anhume gosterdiklerinde bir 
kismi hayret makaminda kalarak "subhanallah" 
bir kismi sukurde "elhamdulillah" ve bir 
kismida sevincinin goklugu ve hayretinden "Al- 
lah-u Ekber" dediler. Her tesbihin otuz ijf ol- 



69 AI-iimran, 31 
Topkapi saraymda di§in ayn bir §ekilde muhafaza 



edildigini unutmayahm. 



52 NazTf Hasan Dede 

masi buna isaret oldugu rivayet edilir. 

ilk donemlerde Veysiyye tarikatina biri 
intisab edecek olsa once dislerini soktururdu. 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi sevmeye 
en guzel orneklerden biridir. 

Ehl-i beyti sevmek hakkinda; 

"De ki: "Ben sizden buna karsi yakmlara 
sevgiden baska bir ijcret istemem." 71 ayet-i 
kerimesi nazil olmusken Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellemi sevindirmek iki cihan saadeti 
iken ehl-i beyti sevmeyi rafizilikle 72 suclamak 
ve "mijntec-i fakirdir" 73 diyerek seven insanlan 
zahin fakirlikle urkuterek agizlardan cikan sozu 
bilmezlikden ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemin sefatinden mahrumiyeti istemekden 
baska bir sey degildir. Bu muhabbetin farz ol- 
duguna imam-i §afiT rahmetullahi aleyh bu- 
yurmustur ki; 

"Eger Hz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemin ehlini sevmemden dolayi RafizT ol- 
mussam insanlar ve cinler sahit olsun ki ben 
bir RafizTyim." 

"Ey ehl-i beyt-i rasululah! Allah'm Kur'an-i 
Kerim'de indirdigi ile size sevgi farzdir, Bu 
sizin yiice faziletiniz icin yeterlidir, Size salat 



71 5ura, 23 

Rafizilik: . §ia'nin kollarmdan bir dini mezhebdir. 
Liigatte; terk eden, aynlan, birakan kimse manalan- 
na gelen Rafizi veya rafizilik, birinci halife Hz. 
Ebubekirve ikinci halife Hz. Omer radiyallahu 
anhumayi sevmeyenlere denir. 

Sonlan fakirdir, sonugsuzdur. 



Ta'rifu's-Stiluk 53 

etmeyenin namazi yoktur" 74 

"Sevdiginiz seylerden infak etmediginiz 
muddetce iyilige ula§amazsmiz." 75 ayet-i keri- 
mesinin manasi uzere bu yolda mal soyle dur- 
sun onlar icin cam dahi vermelidir 

Hak yolunda kirn verir bin bag ve bin can 
Bir pula a§k pazarmda boyle cagmr dellallar 



Suyuti, Celaluddin Abdurrahman b. Ebibekir, 
Thyaii'l-Meyyit fT Fedaili Ali'l-Beyt, Thk: Mustafa 
Abdulkadir Ata, Beyrut, 1987, s.10. 

Bahau'd-dTn el-AmilT kaddese'llahu sirrahu'l 
aztzde bu konuda soyle demistir. 
"Ben kendimin giinahkar oldugumu bilsem de, 
Yarin Allah Teala'nm beni affedeceginden eminim. 
Qunkii ben Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin ve 
ailesini gergekten sevdim. Hasr giiniinde benim 
kurtulmam i^in ihlasim yeter." (Muhammed 
AltuncT, Bahau'd-dTn el-AmilT EdTben 5airen Alimen, 
Dimesk., s. 81) 
75 AI-iimran / 92 



Zahir ve batin edebine dikkat etmek 

Muride lazim olan dil ve gonlunu higbir §eye 
baglamayip yalniz mur§idinin emrettigi her ne 
ise ondan bir adim di§an hareket etmemelidir. 

"Zahir olan gizlinin gostergesidir." 

Dusturuna gore murid mur5idinden batinT 
terbiye gorebilecegi gibi zahiren de terbiye 
gormelidir. Yalniz batmen terbiye olup, zahiren 
terbiye olunmazsa bu bir nev'i noksanhktir. Her 
iki tarafi beraber terbiye etmek guzeldir. 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimi- 
zin; 

"Beni rabbim terbiye etti. Terbiyemi de gu- 
zel yapti." 76 buyurduklan hadTs zahir ve batini 
kapsamaktadir. Her §eyi buna gore kiyas etme- 
lidir. 

Hazret-i PTr Efendimiz; 

Kelammdan olur belli olur ki§inin kendi du- 
rumu 



Serrac, el-Luma, 31, 134. Hadis igin bkz. AclunT, c. 



I, s. 70 



Ta'rifu's-Stiluk 55 

"Yetim babasi olen degil, ilim ve edepten 
mahrum olandir. Guzellik suslu elbiseler giy- 
mekle degil, ilim ve edeple guzellesmektir." 

buyurduklan bu manayi gagn§tinr. 

Sohbet dolayisiyla olsun fiil ve hareket cihe- 
tiyle olsun kisi soyledigi soze dahi dikkat edip 
gok ve bos soz soylemekten kaginmahdir. 

Hazret-i Pir Efendimiz fukara ve bendegani- 
na zahiri edebide emir buyururlardi. 



Hikmet sahibi olmak 

Her ne kadar her insanin akh ve fikrince bir 
zanni ve bir anlayisi var oldugu icin Allah Teala 
buyurdu ki; 

"Ben kulun beni dusundugu gibiyim. 
Diledegi gibi dusunsijn" 77 

Bu hadTs-i kudsTye gore butun anlayi§lar an- 
layi§ olsada anlayistan anlayisa fark vardir. 

Allah Teala iki insana bir tecelli ile iki defa 
tecelli etmez. 



Yine bir insana dahi bir tecelli ile iki defa 
tecelli eylemez. 

ilahT tecelli "O her gun yeni bir istedir." 78 

ayetinde beyan edildigi uzere Allah Teala her 
an ve zaman her seyi yenilemekte olup her 
§eye ve zamanda ayn ayn tecelli etmektedir. 
Bu husus §uradan bilinir. Gerek insan ve gerek 
canh olan ve olmayan butun mahlukatda kal- 



77 Buhari, Tevhid, 15; Muslim, Dua ve Zikir, 21. 
Rahman, 29 



Ta'rifu's-Stiluk 57 

ben ve §eklen yekdigerine farksiz benzerligi 
olmaz. muhakak bir farki olacaktir. Ancak bazi- 
lannin aralannda fark oldugu anla§ilamasi gok 
zordur. 

Mesela bazi ku§lar birbirine benzer gorunur. 
Ya da agacm yapraklan hep bir sanihrsa da bir 
cihetle yekdigerinden farki vardir. Onun igin hig 
bir §ey yokdur ki farki olmadan birbirine benze- 
sin. 



Dustinceleri kontrol etmek 

insanlann Hz. Hallaci Mansur' u "Ene'l 
Hakk" (Ben Hakk'im) dedigi icpin §ehid ettikleri 
meshurdur. Halbuki her veli onun kavustugu 
hali o menzilde bulur. Sonra yukselip; 

"Seni sana layik-i vechiyle bilemedik." 

Demesi gerekirdi. Ancak ehlullah'in "Ene'l 
Hakk" demesi Firavunun "Sizin en yiice rabbi- 
niz benim" 79 demesi gibi degildir. Cunku 
ehlullah vucud-u mutlak (Allah Teala) da mahv 
olup oradan soyler. Firavun ise kendine vucud 
vererek rabhgi nefsine mahsus kihp benlik da- 
vasina dusmustu. 

Hakikatte Hz. Mansur'un sehadetine "Ene'l 
Hakk" demesi sebep degildir. Kavustugu ma- 
kamda kendine verilen kuvvete bakinca butun 
kafirleri imana getirmenin miimkiin oldugunu 
musahede etmesiyle: 

"Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve 



79 Naziat, 24 



Ta'rifu's-Stiluk 59 

sellemin ummeti ve bir zerresiyim bende bu 
kuvvet oluyorda, nigin Cenab-i Fahr-i alem 
Efendimiz butun alemi imana getirmedi" diye 
igine bu dusunce geldiginde Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellem zuhur edip: 

"Ey Mansur sen ilaht hikmete mi kansiyor- 
sun?" diye uyannca, o zaman canini feda et- 
meyi bedel segti. 

Hazret-i Mansur'un vefatlanndan bir zaman 
sonra Hazret-i MuhyiddTn A'rabi kaddese'llahu 
sirrahu'l azTz, bir gun teveccuhleri (ilahi aleme 
yonelisleri) nde hususi bir makamda birgok 
evliya ruhaniyyetlerinin toplanmis olduklanni 
gordu. iglerinden birine: 

"Bu cemiyet nedir?" diye sordu. O kisi 
cevabinda 

"Mansur'un ruhu kendisinden zuhur eden 
hata sebebiyle zamanimiza kadar ruhaniyet-i 
Muhammediyye'ye yakinhk kuramadi. Ashnda 
Hz. Mansur bir asik zattir. Butun enbiyanin, 
velilerin ruhlan ruhaniyet-i Muhammediye'den 
afvini niyaza geldiler diye agikladi. 

Bu ornekten hareketle murid henuz seyr u 
suluk (manevT yukselis) igindeyken kendi anla- 
yisina gore bir itiraz hatira dusecek olsa yukse- 
lisine nasil perde olacagini tahmin etmek 
mumkun degildir. Bu nedenle kendi anlayisini 
terk etmelidir. Bunun gibi baska bir yerden de 
feyz ve himmette beklememelidir. Her halinde 
yonelecegi merkez, kabul ettigi mursidini bil- 
melidir. ZTra donus igin gerekli ilaht feyz bir 
dalgah bir deniz gibidir. Mursidler sadirvanina 



60 NazTf Hasan Dede 

dokulen feyzi susami§ gibi olan muridinin 
hararetine gore oradan nasibi kadan vermede 
mahirdirler. Bu muridin mur§ide kemal merte- 
bede uymaya bir i§aret sayilmaktadir. 



Gonliin baglanni kesmek 

"Arifanm, dunyadaki tac'i dort terkden 
olur: dunyayi terk etmek, ahireti terk etmek, 
varhgi terk etmek, terk'in kendisini terk et- 
mektir" denilmi§tir. 

"Dunya ahiret ehli igin haramdir, ahiret de 
dunya ehli ifin haramdir. Hem dunya hem 
ahiret ehliillah'a haramdir." 80 

hadTs-i serifindeki dustur ile muridin gonlu 
"terk" halinde olmahdir. Dunyayi, ahireti ve 
varhgi terk ettikden sonra, son terk olan "Ben 
ehl-i terkim" demeyi de iginden terk etmelidir. 
Terk-i terk etmekten gaye "Hif mesguliyeti 
olmasin" demek degildir. Yani kalben umit 
ederek talebde olmamasidir. 

Hazreti Davud aleyhisselama verilen virdde; 

Allah Teala'nin hitabi 

"Var olan benim, beni istersen bulursun. 
Baskasmi istersen beni bulamazsin" 81 



80 AclunT, Ke§fu'l-Hafa-I, 1314; Deylem!, el-Musnedu'l 
- Firdevs, c. II, s. 230. 

Mecmuatii'l Ahzabda bu dua mevcuttur. 



62 NazTf Hasan Dede 

varid oldugunda "Senden baska gayem yok- 
tur." sirnni ta'ITm etmektir. Allah Teala'dan 
baska seylere muhabbet gonulde yer etmedigi 
zaman zenginlik ve dunya saltanati manevT 
yukseli§e engel degildir. 

"Dunya ve ahiret ehlullah'a haramdir" 

buyurulmasi suluk ehlinin gayesinin ancak Allah 
Teala oldugu icindir. Muriel de bu sekilde olmus 
ve olmamisi bir bilip ilahT derdinden ba§kasina 
gunlunde yer birakmamahdir. 

Hikaye 

Harun-u Re§id'in kirk cariyesi var imi?. Bir 
gun her biri ttirlu kumajlarla dolu kirk bohca 
hazirlatmi?. Cariyeleri caginp: 

"Her biriniz hangi bohfayi isterseniz elinizi 
uzerine koyun o bohfa onun olsun" dediginde 
her biri bir bohcanin uzerine elini koymu§. icle- 
rinden birisi bohcalara hie iltifat etmeyip elini 
Harun Re§id'in dizine koymu§. 

"Nicin boyle yaptm" diye sorunca 

"Ben sizi isterim baska dilegim yoktur" 

demis. 

Harun ResTd cariyenin irfanini begenmis ve 
kendisine yakin olanlardan kilarak pek cok 
ihsanlar etmistir. Cariye hem padisah haremi 
hem de o bohcalar gibi nice bohcalara malik 
olmus. Murid dahi dunya ve ukbayi terkle; 

"Senden baska gayem yoktur." diyerek cah- 
sirsa o makama vasil oldugunda butun yuksek 
makamlara kavusacagi asikardir. 



DONU§ makamlari 



Tecellilerin cem'i 

Murid gahsip gayret ettikge kemali elde 
eder, tecelliler zuhur eder. §ifa-i JerTf'de 82 
bahsedilen 

"Allah Teala'nm ahlakiyla ahlaklanmiz." ve 
"Allah Teala'nm sifatlanyla sifatlanm." 83 
hadTs-i §erifin manasina mazhar olur. 

Sonra ilahT isimlerin birer birer tecellileri ile 
camiu'l-esma (butun isimleri toplayan) 
makamina vanr. Binbir esmanin sirn asikar 
olur. 

Bazilan; "Allah Teala'nm ahlakiyla 
ahlaklanmiz." hadTs-i senfini yalniz hilm ve 



iginde zayif ve kimilerinin de iddia ettigi gibi uy- 
durma olan hadisler mevcuttur. ZehebT eser hakkm- 
da bir hayli ele§tiride bulunmustur. (KettanT, Mu- 
hammed b. Ca'fer (v. 1345), Hadis Literatiiru, (trc. 
Yusuf Ozbek), Istanbul, 1994, s. 218. 

(Hadis olmadigi agiktir. SuyutT, EI-Camiu's-SagTr Bi 
§erhi'l-Akideti't-Tahaviyye, s. 123) Hadis igin bkz. 
Muhittin Uysal, Tasavvuf Kulturiinde Hadis,Bknz:, 
Konya 2001, s. 346. 



66 NazTf Hasan Dede 

sefkat olarak yorumlasa da bundan anlasilmah- 
dir ki, ilahT isimlerden her ismin bir hukmu ve 
ozelligi vardir. "RahTm," "Zu intikam," "CemTlu 
zu'l-Celal" gibi. Her insan bir isme kavu§up 
sereflenmistir. (Bazi kimseler birgok isme) 

"Allah'a giden yollar, insanlann nefesleri 
sayismcadir. Fakat hak olan yol tektir." 84 

hadTs-i serifindeki mana ise 

"Esmadan isimlerin verildigi musemmaya 
35 gidilir." demekdir. 

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus 
vardir. Dunyada "ben azTzim", "ben kertmim" 
diyenlere; 

"Allah da kendileriyle alay eder ve onlari 
birakir; taskmlan ifinde bocalayip dururlar." 86 

ayeti celTlesi uzere kiyamet gununde istihza 
(alay) ederek: 

"Tad. $iiphesiz sen fok yuce ve kerimsin." 87 

buyuracaktir. Onun igin ilahT sifatin her biri 
tuzaktir. (Anlayanlar dahi sonra anlamadiklanni 
itiraf ederler.) 

"Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da onlarm 
tuzaklarmi bosa fikanyor. Allah tuzaklan bosa 
fikaranlann en hayirhsidir." 88 buyurulmustur. 



Bkz. Necmeddin Kubra, Usulu Asere (Tasavvufi 
Hayat), (Haz: Mustafa Kara), ist. 1980, 33. 

Musemma: isimlendirilen, ad verilmis olan, bir 
ismi olan. * Muayyen zaman. Belirli vakit. 
86 Bakara,15 
87 Duhan, 49 
88 A'li imran, 54 



Ta'rifu's-Stiluk 67 

Bu nedenle kamil insanlar cami-i' cemT-i' esma 
ve sifat 89 olmakla yalniz bir sifatda kalmaz her 
sifat ve ismi toplayicidir. 

Eger "iki zit bir arada bulunmaz" her birinin 
hukmu mevcud oldugu halde "kategorilerin bir 
seyde cem'i mumkun mudur?" denilir ise: 

"Evet, kudst kuvvet sahiplerine gore mum- 
kundur." Onun icin HakTkat-i Muhammediyye 
berzah-i kubra (en buyuk berzah 90 ) olup dunya 
ve ahireti toplayicidir, denilmistir. Yani "Goru- 
nenle gizli arasinda ve benzetme ile miinezzeh 
kilma (tesbih ve tenzih) arasinda"dir. 

Aciklayacak olursak, Hz. isa aleyhisselamin 
tavn sirf tejbihde ve Hz. Musa aleyhisselamin 
ki ise sirf tenzThdedir. Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellem Efendimiz mazhar-i tarn 91 
oldugundan zitlan toplamistir. Bunun delili ise 

"Allah, gdklerin ve yerin nurudur." 92 ayet-i 
kenmesinde; 

"Ne doguya ve ne batiya mensub olmayan 
miibarek bir zeytin agaci(mn yagi)ndan yaki- 
hr." 93 buyurulan "zeytin agacin" dan gaye, 
HakTkat-i Muhammediyye olup tesbih ve tenzih 
olmayan demektir. 



Allah Teala'nin biitun sifat ve isimlerini toplamak- 
la 

90 

Berzah: Iki alemin arasi. Kabir. Dunya ile ahiret 
arasi. * Perde. * Sikintih yer. * iki yer arasindaki 
gegit. * Mani'a, engel, (Bak: Sirat koprusii). 

Tam zuhurat yeri, zitlarm zahir oldugu 

92 Nur, 35 

93 Nur, 35 



68 NazTf Hasan Dede 

"Cemsiz fark sirktir. Cemsiz fark zindikhk- 
tir. Cemle birlikte fark ise tevhiddir." diye soy- 
lenildigi uzere fark ve cemi'n beraberligi fark-i 
sanTde kararlasmistir. 94 Muridin makam-i cem'e 
ulasmasi ve sulukte gerekli §eyleri gegerek 
"O'ndan baska varhk yoktur." (La mevcude ilia 
hu) mertebesine vardiginda o menzilde hig bir 
seyi ayiramaz olur. Murid orada gok durmayip 
mursidinin nazan ve teveccuhiyle "farki sanT" 



Cem'u Fark: Arapga. Toplanma ve aynlma. 
Kuseyri'den bu iki terimin kisa agiklamasimn su 
sekilde oldugunu ogreniyoruz: Fark, sana nisbet 
olunan ve cem', senden alinandir. Yani, kullugun 
yerine getirilmesine ve kulun hallerine layik veya ait 
olan islerden, kulun kazandigi §eyler, fark ve mana- 
lan bediT olarak, ortaya gikarma veya Allah katmdan 
olanlar, cem'dir. Ancak cem' ve farktaki bu mana, 
juhud-i ef'alden olmasi bakimindan, vuslata erenle- 
rin hallerinin en a§agi derecesidir. Her kime, Allah 
yaptigi taati ve isyanmi mujahede ettirirse o tefri- 
kadadir. Allah'in kendi fiillerinden verdigi ijleri gos- 
terdigi kimse, cem' makamindadir. Bir abid icin cem' 
ve tefrika jarttir. Tefrikasi olmayanin kullugu ve 
cem'i olmayanin ma'rifeti muteber degildir. 

Cem'u'l-Cem': Arapga. Toplanmanm toplanmasi 
gibi yakla§ik bir mana ile Turkgelendirilebilir. Cem'- 
den sonra, daha ustiin ve daha tamam olan sonuncu 
makam. Cem', ejyayi Allah ile mu§ahede etmek, 
Allah'in gug ve kudretinden bajka her tiirlu gug ve 
kuvvetten beri olmak. Bu makam, Baka Billah olan 
cem' makammdan sonra gelir. Bunun uzerinde ma- 
kam yoktur. Bu makama, mevcudatta Allah'i gorme 
makami denildigi gibi, su tabirler de kullanihr: "Fark 
ba'de'l-cem'", "fark-i sanT", "sahv ba'de'l-cem". 



Ta'rifu's-Stiluk 69 

(ikinci farki) bulunca; 

"Biitiin noksanhklardan munezzeh olan ey 
mar'uf (bilinen Allah Teala'm) seni geregi gibi 
anlayamadik, butun noksanhklardan munez- 
zeh olan ey ma'bud sana geregi gibi ibadet 
edemedik." diyerek, kendisinin kul oldugunu 
fark ederek ibadet ile mesgul olmasi gerektigini 
anlar. (Burayi gegemeyip kalanlarda sapmalar 
gokgorulmektedir.) 



Surekli istigfar makamma ermek 

Salik bir menzile vardiginda 

"iyi insanlann iyilikleri Allah Teala'ya yakm 
olanlarm kotulukleri mesabesindedir." me§- 

hur soz uzere gectigi menzilde olan hallerini 
kusurlu ve gunah gorur. Mesela; 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efen- 
dimiz Hazretlerine; 

"Biz sana apacik bir fetih verdik. Ki Allah, 
senin gecmis ve gelecek giinahim bagislasm 
(butun tasalarim gidersin) ve sana olan 
ni'metini tamamlasm ve seni dogru bir yola 
iletsin." 95 buyuruldugunu zahiren onceki um- 
meti ve sonra gelecek ummeti ile tefsTr ve te'vTI 
ederlerse de kafi hitabi (Sen zamiri) Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellemi isaret ettiginden 
O'nun nubuvvetten once ve sonraki yuksek 
derecelerini an be an artmakta oldugu icin 
birinci makamdan ikinci makama tesriflerinde 
onceki makam ikinci makama nisbetle "Once- 
kinden daha gunahkar." ve ucuncij makama 
kavustuklannda ikinci makam birinci makama 



95 Fetih, 1-2 



Ta'rtfu's-Siiluk 71 

nisbetle "Sonrakinden daha giinahkar" diye- 
rek batinT yonden te'vil ve tefsir olunur. Yoksa 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemde gunah 
degil, zelle 96 bile zuhur etmemistir. Bu derece- 
lerde makam-i MuhammedT her an yukselmek- 
te iken evinde "DusiJnulen'in ustunde" 
ibadetle mesgul olduklarmdan; 

"Ta, Ha. Biz bu Kur'an'i sana gugluk fekesin 
diye indirmedik. Ancak Allah'tan korkan kimse 
ifin bir ogijt olarak (indirdik.)" 97 suresi nazil 
oldu. Bazilan ise; "YakTn 98 sana gelinceye ka- 
dar rabbine ibadet et." " ayet-i kenmesini 
netice kabul ederek ibadeti kaldirmanin yolunu 



Zelle(t): Surgme, surgup kayma. * Yanilma. Yanh§. 
Ufak sug. 
97 Taha 7 1-3 

Muellif burada YakTn manasmi olum yerine kelime 
manasi ve istilah manasi uzerinde diijunenleri 
kasdetmektedir. 

Yaktn: Arapga kesin, agik bilgiyi ifade eden bir 
kelime. Ku§eyrT ug: tiirlij yaktnden bahseder: 1. 
ilme'l- Yakin: Bir §ey hakkmda habere dayanan bilgi. 

2. Ayne'l-Yakin: Bir $ey hakkmda, gormek sure- 
tiyle elde edilen bilgi, 

3. Hakka'l-Yakin: Bir jeyi bizzat ya§amak suretiy- 
le elde edilen bilgi. 

Yaktn'de §upheye yer yoktur, kalp bir §eyin haki- 
kati konusunda, tatmin durumundadir. Yine yakin, 
delil ile degil inang kuvveti ile apagk gormeyi ifade 
eder. TehanevT ki§inin yakm ile, su ve ate§ uzerinde 
yuruyebilecegini, onlar katmda belanin nimete, 
nimetin de belaya donujebilecegini, ilmin, sufiyi 
kullanirken, yaktnin onu ta§idigini kaydeder. 
99 Hicr,99 



72 NazTf Hasan Dede 

bulmaga cahsirlar. (Bu hatalann en buyugu ve 
zindikhktir.) 

Farz edelim ki bize yakTn gelmekle ibadet son 
bulsa Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve 
butun ehlu'llah-i izam ibadet etmezlerdi. 
Hakk'a yuruyecegi zaman hastahgindan ayildik- 
ca ve son nefesinde bile: 

"Aman! Aman! Ellerinizdeki kolelerinize iyi 
davramniz! Onlann sirtlarma elbise giydiriniz! 
Karinlarim doyurunuz! Onlara yumusak soz 
soyleyiniz! 100 

Namaza, namaza devam ediniz! Elleriniz- 
deki koleleriniz hakkinda da Allah'tan korku- 
nuz!" buyurmustur. 101 : 

Hatta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 
ahiret alemine tesnf buyurucaklan anda 
mubarek agizlanni hareket ettirince Hz. AN 
kerremallahu veche Efendimiz yakinlasarak 
dikkatle dinlemisler ki 

"Namaz Namaz (kihn) buyurmaktadir. 

Bu durum kullugun ve namazin ehemmiye- 
tini gostermektedir. Rasulullah sallallahu aleyhi 
ve sellemde olmayan bir hali baskalan igin soy- 
leyemeyiz. Onun igin ibadet higbir vakitde in- 
sanlar igin nihayet bulmasi yoktur. 



100 ibn Sa'd, c. 2, s. 254. 

101 Ahmed.c.l, s. 78. ibn Sa'd, c. 2, s. 253, fihm ed, c. 
3, s. 117, c. 6, s. 290, ibn M ace, c. 2, s. 900-901. 

M. Asim Koksal, islam Tarihi, Koksal Yayincilik: 
8/273. 



Tecellilerin fark edilmesi 



Donus tecellilerini akl-i me'a§la 102 bilmek 
mumkun olmayip akl-i me'ad ile bilinecek hu- 
suslardir. 

Akl-i me'ad; "Akil hakla batil arasmi ayiran 
kalpteki bir nurdur." ve ayet-i kenmede olan 
yaktn ise 6lum demekdir. 6lum iki turludur. 
Mevt-i ihtiyartve mevt-i izdirartdir. 103 



Sufiler, ileriyi, ahireti diisunen akla "akl-i me'ad" 
sadece dtinyayi diisunen akla da "akl-i ma'aj" admi 
vermisjerdir. Daha dogrusu, akla, bu iki yoneli§i 
agismdan, bu iki ad verilmi§tir. 
103 isteyerek ve mecburi oliim. 
imam Ka§anT olumu; nefsin arzusunun sokulup atil- 
masidir, gidermektir, diye tarif eder. fiJnku nefsin 
hayati, heva (arzu) iledir. Bu heva ile nefis algak, 
tabti, isteklere, §ehvetlere ve lezzetlere meyleder. 
Bu durumda nefs-i natikayi kendine celbeder. Bu 
halde kalp, ilmt hayat hakikatmdan mahrum kalir, 
bunun sebebi nefsin cahilligidir. imam Cafer-i Sadik 
aleyhisselam "Tevbe ediniz, nefsinizi oldiirunuz" 
(Bakara/54) ayetini esas alip, tevbeyi olum olarak 
kabul eder. Olumiin gesitli sekilleri vardir. Bunlar da 



74 NazTf Hasan Dede 

Hz. isa aleyhisselam buyurdular ki; 

"Kuslarm dogdugu gibi iki defa dogmayan 
melekute kansamaz (giremez)" yani bir defa 
yumurtanin dogmasi ve bir defa da yumurta- 
dan kusun dogmasi mevt-i ihtiyariye isaretdir. 
104 Onun icin olum gelmeden yakTn hasil olmaz, 



asagidaki ug maddede agiklanmistir. 

104 E§RAT-I SAAT (KIYAMET ALAMETLERi) RJSALESi 

Ey ilahi sirra talip olan! 

Bil ve haberdar ol ki alem-i afakta (di$taki alem) 
her ne var ise elbette alemi enfuste (if alemimizde) 
de vardir. f^unku insan buyuk niisha oldugundan iki 
yonij de igine alir. Bu sebepten iki alemin sultani 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerinin 
isaret ve beyan buyurdugu esrat-i saat (Kiyamet 
alametleri) de ig alemde mevcut olmak lazimdir. 
Ummetin ariflerine ise viicutta olani bilmek lazim- 
dir. Yoksa dista kiyamet olacagini beklemekten bir 
sey hasil olmaz. "Her nebi iimmetini deccal Me 
korkutmustur" mealindeki hadTsi serifde isin enfusi 
olacagini isaret etmistir. Zira enbiya Hazretleri dec- 
calm kendi zamanlannda cikmayacagim bilirlerdi. 

Evvela BenTAsfar gikmasi, insanda hayvani sifat- 
larm meydana cikmasmdan ibarettir. f^unku insanda 
en evvel yaratilmis olan bu sifatti. 

ikinci olarak Ye'cuc Me'cuc gikmasi, insanda ye- 
rilmi§ sifatlarm, bozuk fikirlerin biitunuyle meydana 
cikmasmdan ibarettir. 

Ucuncij olarak Deccal gikmasi, insanda akl-i 
ma'asin (Dunya i§ini goren akil) Tannlik ve yucelik 
istegi ile meydana gikmasidir. 

Dorduncu olarak Hz. isa'nm inmesi, akl-i meadm 
(Ahret i$ini goren akil) kat'T inang nuru ile meydana 
gikmasidir. Ve Deccali oldiirmesi onun hukmunii 



Ta'rtfu's-Suluk 75 



ibtal etmekten ibarettir. Nitekim Seyh Sadrettin 
Konevt Hazretleri buyurmustur: "Deccal diinyamn 
hakikatinin mazhandir. Onun ign sag gozii kordiir. 
Yani Hakki gormez. Hz. isa ise ahiret hakikatinin 
mazhandir. Onun ortaya gkisi, Hakkin dogusu 
zamanidir. Zira her ne zaman ki akl-i mead zuhur 
eder elbette akl-i ma'as mahvolur." 

Be5inci olarak Mend? aleyhisselamin gikisi, akl-i 
kull (ilahi akil) ve ruh-i azamm ortaya giki§mdan 
ibarettir. O ruh iimmetin haslanna Rahmanm nefha- 
si (ufurmesi) ile olur. Herkese olmaz. Ve Kur'an'da 

~j j^>-LiU a] \jxti ,^-jj /y ^*s iju>eji)_j "*-jj^u lili "onu 

diizenledigim - insan sekline koydugum ve ona 
ruhumdan iifledigim zaman, siz hemen onun ign 
secdeye kapanin" (Hicr, 29) buyurdugu bu ruha 
ijarettir. Bu cihetle mursidlerin sadik taliplere uf le- 
dikleri Muhammedi maya ruhu i§te bu ruhtur. 

Altinci olarak Dabbetu'l-arz'm gikmasi. nefs-i 
levvame zuhurundan ibarettir. Bir elinde Musa 
aleyhisselamin asasi, digerinde Siileyman 
aleyhisselamin muhrii oldugu. Asa ile muminlerin 
yuzunu sivayip ehl-i cennet oldugu ve muhuru kafir 
yiizune vurmakla kafir ve cehennemlik oldugu belli 
kilmak igindir. Demek nefs-i levvamenin (kotulukten 
sonra ige huzursuzluk, rahatsizlik veren nefis) bir 
ytizii nefs-i miilhimeye (ilham eden nefis) diger yuzu 
nefs-i emmareye (insani kotuluge surukleyen nefis) 
donuk oldugunu isaret ettirmek igindir. Yani said ve 
sakT olmaya istidadi ve imkam vardir. TabT olursa 
said, asT olursa §akt oldugu yuzden zahir olur. 

Yedincisi gunesin batidan dogmasi, ruhun be- 
denden aynlmasmdan ibarettir. Ve ondan kinayedir. 
Zira ne zamanki ruh cisme taalluk (ilgi-baglanti) etti 
o zaman dogdu demektir. Ve aynhsinda ise batidan 



76 NazTf Hasan Dede 

denilmistir. 



dogdu demek olur. 

Ey talib-i irfan-i Muhammedi olan asiklar! Bu 
sozleri anlayabilmeleri igin tabiat-i esfelTnden mele- 
kut semalarma vuluc (Girme) etmeleri yani iki kere 
dogmalan ile mumkun olur. Birisi anadan digeri 
kendinden dogmasidir. Nitekim Hz. isa aleyhisselam 
"Men lem yuled merreteyni len yelice 
melekutissemavati ve-l arz". Yani "iki kere dogma- 
dan esyanm cevherini anlayamaz." buyurmustur. 
Ayni zamanda nefsin hakkini taniyamaz. imdi bu 
sartlann hakikatini anlamak ehli suluk olmaga muh- 

tagtir. Zira avam bu inceliklerden habersizdir, jdj 
(*£? ^J dji** < ^>J& fi Q^f\3 j 5 ^ at b£? p^t^L) 



i 



jj^iiliillvALiUjI J*i»l "And olsunki, cehennem igin de 

birgok cin ve insan yarattik; onlarin kalbleri vardir 
ama anlamazlar, gozleri vardir ama gormezler, 
kulaklan vardir ama isitmezler, iste bunlar hayvan- 
lar gibi hatta daha da sapiktirlar." (A'raf, 179) bun- 
lann samndadir. 

Elhasil enbiya ve evliyanin rumuzunu anlamak 
insan-i kamile mulaki olmakla hasil olur. Baska turlii 
olmaz. Vesselam. 

(Niyazi-i Misri, Risale-i esrat-i saat [Kitap]. - Atatiirk 
Kitapligi, Istanbul : [s.n.]. - Cilt 297.453 NiY-BEL_Yz_ 
K.000502/02; 297-7 MC_Yz_K.000339/06. 

NiyazT-i Misri Sadelestiren: Erdem MEMISOGLU, 
Risale-i Esrat-i Saat [Kitap Bolumu] // Ehlibeyt Aski 
ve NiyazT-i MisrT. - Ankara : imaj, 2003, s.71-74) 



Ta'rifu's-Stiluk 77 

Ancak; 

"Allah'i bilen'in lisani susar, Allah'i bilenin 
dili uzar." 

Me§hur kelam cem makamina goredir. 
Fark-i saniye (mevcudatta Allah Teala'yi gor- 
meye) nisbet olunmaz. 

SONUC 

Ebedi aleme kavusmak 

Allah Teala dostlannin 

"Ey guvenilir insanlar! Oldurun beni oldu- 
run ki benim olumum hayat icinde hayattir." 

buyurmalan daimT hayat-i talep etmeleridir. Bu 
sebeple "yaktn gelince vucud mahvolmu§ (is- 
tekler tukenmi?) olacaktir." Yine; 

"Varligm gunahtir. Bu gunaha ba§ka gunah 
kiyas bile edilmez." denilmi§tir. 

Varhgi yok etmekle ilahT aleme donu§u sag- 
lamak ebedi hayati bulmak igin ancak bahsetti- 
gimiz bu suluk terbiyesi neticesinde olur. 

"Her kim Allah'a ve rasulune hicret etmek 
maksadiyla evinden cikar da sonra kendisine 
olum yeti§irse, ku$kusuz onun miikafati Allah- 
'a du§er. Allah cok bagi§layicidir, cok merha- 
met edicidir." 105 

(Allah Teala'dan bu yola cikanlara yardim 



105 Nisa, 100 



78 NazTf Hasan Dede 

etmesini, zayi olanlara aciyip sehitlik makami 
vermesini, donusu saglayanlara da kat kat mu- 
kafat vermesini diliyoruz. Amin) 



Ehl-i derde bu dahtolsun NazTfen bir eser 
Himmet-i pTr ile tekmTI oldi Ta'rifij's-Suluk 
Tarih muddetince NazTf-i ehli dillerde 
Kalsm cihanda bu eser-i asikanemiz. 106 



1275 (1858) 



Risale bu beyitle bitmektedir. 



Ta'rifu's-Stiluk 79 

igindekiler 

§ERH-i BEYAN-I (ENE NOKTAi TAHTE'L-BA) 

iMAM ALi KERREM ALLAH U VECHE 7 

ta'rTfu's-sulOk 11 

Allah teala alemleri nicin yaratti? 13 

Allah teala ilk once neyi yaratti? 16 

insanin dunyaya inisi 20 

insan 23 

insanin ilahi aleme donus ozlemi 26 

ilahi aleme donus icin gerekli rehber 30 

iLAHi ALEME DONU§TEKi HALLER 33 

Teslimiyyet 35 

Tabi olma ve guvenme 37 

Nefis ve seytanin hilelerini bilmek 39 

Hangi usule gore yetistigini bilmek 41 

Bilgi sahibi olmak 44 

Sevgi sahibi olmak 47 

Vatanini ve milletini sevmek 49 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi ve ehl-i 

beytini sevmek 51 

Zahir ve batin edebine dikkat etmek 54 

Hikmet sahibi olmak 56 

Dusunceleri kontrol etmek 58 

Gonlun baglanni kesmek 61 

Hikaye 62 

DONU§ MAKAMLARI 63 

Tecellilerin cem'i 65 

Surekli istigfar makamina ermek 70 

Tecellilerin fark edilmesi 73 

SONUC 77 

Ebedi aleme kavusmak 77 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.