KARIŞIK

29 Şubat 2016 Pazartesi

TAŞELİ YÖRESİNDE YATIRLAR ..

TAŞELİ YÖRESİNDE YATIRLAR


Taşeli yöresinde ermiş ve ulu kişiler (yatırlar-dedeler) vardır.
Bunlara halk büyük sevgi duyarlar. Her biri için bir efsane vardır. Söylenir ağızdan ağza günümüze gelir.

Genellikle ilkbahara girerken bu yatırlara halk akın akın gitmeye başlar. Orada kurbanlar kesilir, çörek çekilir, dualar edilir, Adaklar adanır. Her yıl 21 MART’ta Sultan Nevruz, 6 MAYIS HIDIRELLEZ, günleri saygı coşku ile anılır.

Bu günlerde çoluk çocuk, yaşlı, genç toplanıp giderler. Törenler yaparlar. Bu törenler tamamen Şaman geleneğinden gelmektedir. Aynı gün akşamı evlerde yaşlılar, gençler ayrı ayrı toplanırlar. Orta oyunlar oynanır, türküler söylerler, maniler dillenir.

Bu ziyaretler, inançlarına göre derde deva olacağı düşüncesiyle: kimi adak adar, kimi adağını yerine getirir.

“ Çocuğum olursa Zeyne Dede’ye gideceğim.! Çocuğu olduğunda Zeyne Dede’ye gider, kurban keser, dua eder. Bu durumlarda o çocuğa o Dede’nin adı verilir.
Zeynel, Zeynep v.s. İnanç sahipleri bu yatırları gözü gibi korur. Onu yüceltir. Onun hakkında ne öğrenirse çizer us’una. Yatırlara genellikle Çarşamba günü giderler.

HÜRÜ KIZLARI:

Silifke Kalesinin bulunduğu tepenin karşısında mezarlığın bulunduğu dağın tepesindedir. Yaşadığı çağda inancı uğruna mücadele vermiş, işkence görmüş, aşağılanmış sonra da bilgi ve ermiş kişiliği ile sahip çıkılmış bir evliya bacı olarak tanınmakta. Diğer bilge sahibi kişilerle bu tepede toplantılar yapmış. Onlarla Tanrı’ya bu Tepeden yakarmış. Sonrada Hak’a yürüyünce bu tepeye konduğu rivayet edilir. Halen bu tepede yıkıntılar bulunmaktadır. Bir süre önceye kadar yalnız Silifke’de Bulunan Abdallar gitmekte iken, son yıllarda 5 MAYIS HIDRELLEZ günü binlerce insan Ziyaret etmeye başlamıştır. Bu amaçla Belediye Dağın tepesine kadar yol yapmış bulunmaktadır. Bu gün insanlar gitmekte çaputlar bağlayıp, dileklerini simgeleyerek dua edip, horoz kesmekte, çörek çekmekte, ziyaretin bitiminde tepenin eteklerinde yemeklerini , birlikte gittikleri komşularıyla birlikte yemektedirler.
Evliya çelebi seyahatnamesinde Silifke'de Hürü Kızları ziyaret yerinden bahseder. 

TEVEKKÜL SULTAN TÜRBESİ:

Silifke’de eski taş köprünün yanındadır. Türbede Baba Sultan ve çocuk mezarları bulunmaktadır. Buraya çocuğu olmayan, ya da çocukları zayıf olanlar giderler. Çocuklarını götürüp mezarın üstüne koyup, dua ederler, bu şekilde çocuklarının sağlığına kavuşacağına inanırlar. Birçok yatır tepelere konmasına rağmen ,bu ve buna benzer birkaç yatır ovaya konmuştur. Aynı Türbeden Silifke’nin Bahçederesi köyünde, Altınkum mahallesinde Yalman Dede ve Erdemli Ayaş kasabasında PAŞA TÜRBESİ adı altında de bulunmaktadır.

ŞAH ER DURAĞI:

Silifke’nin İmamuşağı köyü Bağalanı Mahallesi üstünde tepenin başında bir ziyaret yeridir. Burada herhangi bir yatır bulunmamaktadır. Ancak rivayet edilir ki, Bütün Erenler zaman zaman burada toplanıp önemli kararlar alıp, Tanrı’ya dualar ederlermiş.
Bu ziyaret yerine özellikle Kırtıl köylüleri Nevruz günü ve Hıdrellez günleri giderler. Ayrıca bölgede yağmur yağmadığında civar köylerinden toplanan insanlar her evden yiyecek toplarlar. Tomas, arap oyunları oynarlar. Getirdikleri yiyecekleri Kırtıl köyüne teslim ederler. Kırtıl köylüleri bu bu yiyecekleri pişirip Şaher Durağına götürürler. Kurbanlar yenilir, dualar edip Mengi ve Semahlarını oynayıp niyaz ederler, Çoğu kez yolda yağmura Tutuldukları söylenir.

KIRTIL DEDE:

Yörenin en yüksek ve çevreye hakim dağında (1279 metre) Kırtıl Dağı bulunmaktadır. Bu tepenin başında bulunan Kırtıl Dede’den adını alır. Eteğindeki İmamuşağı Köyü Korucuk mahallesi köy oluşumu sırasında Kırtıl Köyü adını vermişlerdir.
Bir rivayete göre üç yoldaş : Zeyne-Ali Mekke-Kırtıl, diğer rivayete göre ise;Ali Mekke-Mağaras-Bulgar Bozağlan –Zeyne-Aza Dede-Şıh Yonis- Kırtıl.

İlkbahar, yaz aylarında Kırtıl’a ziyaretçiler çok gelirler. Yörüklerden davarı kırılan, hasta olanlar buraya gelirler. Dua ederler. Kurbanlarını kesip ardıçlara asarlar. Tepenin yanında eski bir su sarnıcı vardır. Buraya gelenler yararlanırlar. Buranın bakımını dağın eteğinde Kırtıl Tahtacıları(Bahçe obalılar) yaparlar, sürekli sahip çıkarlar Sultan Nevruz’da topluca çıkıp, çektikleri çörekleri yerler,nefes söylerler,semah dönerler.
Keçisi kırılan Yörük, koca bulamayan kız,kız bulamayan delikanlı, çocuğu olmayan kadınların uğrak yeridir.
“ Kırtıl Kırtıl
Bir Koca ver de kurtul.”
Veya
“ Kırtıl Kırtıl,
Bir kız ver de kutru.”
“ Kırtıl Dede,Kırtıl Dede: Sürümü kırandan kurtar Dede.”
“ Çocuğuma,yuvama dirlik düzenlik ver.”
Kırtıl köyünde bir efsane dinledik:
Efsanenin güncesi yakın .Yakın oluşu buraya karşı sevgiyi, güveni sağlamada.1940 yıllarında AVCI MEHMET adında bir avcı varmış.Kırtıl arasına ava çıkmış (iki dağ vardır. Biri sivri Kırtıl, diğeri yatırın olduğu tepe. Sivri Kırtıl’da da eski kalıntılar vardır) Dönmüş, dolaşmış av yok. Kırtıl Dede’nin alt yanında, sarnıç civarında
Ardıç ağacına sarılmış iki dev yılan görmüş. O kadar büyükmüş ki koca ardıç gözükmüyor. Avcı ürpermiş biraz. Ama çok cesurmuş. Çiftesini doğrultmuş al benek kafasına nişan almış. Bir el, iki el patlamayla birlikte bir ses yankılanmış. O anda sanki
Bir zelzele olmuş. Yer yerinden oynamış. Civarda odun kesen, tarla sürenler; bu sesi
Duymuşlar. Kırtıl üstünden bir yalım uçmuş. Top, top olmuş ardıcın dalları ile birlikte yere
Yığılmış yılanlar. Avcı korkudan kendinden geçmiş ,Kendine geldiğinde ejderhanın cansız yığınını görmüş. Yarı bitkin, korku içinde eve gelmekte iken akrabaları karşılamışlar, büyük hanımının öldüğünü bildirmişler. Birini mezara koymadan diğer hanımı ölmüş. Bir süre sonra bir uyuşukluk meydana gelmiş, felç olmuş. Yöre halkı durumu “ Kırtıl Dede’nin bekçisi olan ejderhaları öldürdüğü için Dede’nin hışmına uğradığı yorumu yapılmıştır. Avcı Mehmet uzun yıllar daha yaşamış, sahilden eşeğinin üstünde Kırtıl arasından Geçirim Yaylasına gidip gelmiştir. Her gördüğüne bu olayı ağlayarak, üzüntü içinde anlatmıştır. O günden sonra bir daha bu ejderha görülmemiştir.
Kırtıl dağında yıllarca orman yangın kulesinde Ormancılar nöbet beklemişler, askeri takım bulunmuş,1974 de Kıbrıs Hareketi ile Haberleşme bu tepeye kurulan tesislerle sağlanmış, sonra bu tesisler Orman İşletmesine devredilmiştir. Yıllarca haritalara ve kayıtlara Kırtıl olarak geçmesine rağmen 1980 den sonra gelişen Türk-İslam Sentezcileri buraya Çeliktepe, Zeyne’ye Sütlüce Balandız Köyüne de Gümüşlü ismini vererek bir nebze olsun tarihe ve geçmişlerine hizmet ettiklerini sanmışlardır.

Bütün bunlara karşın, halkın sevgisi saygısı azalmamış, inadına artmıştır. Bu ziyaretler onlara bir şey vermese ’de halk ziyaret ederek mutluluk duymakta, birazda
Olsa sıkıntılarından kurtulduğunu hissetmektedir.

ZEYNE DEDE(ZEYNEL ABİDİN SEMERKANDİ) :

Semerkant’da doğmuş, orada eğitimini almış. Anadolu’ya akın akın gelen Türkmenlerle birlikte önce Yozgat’a gelmiş.Bir süre burada kalmış.Bir gece düşünde
Bir ermiş Goca ;
“ Asayı fırlatıyorum. Böğürtlen Tikenli ,sulak bir yerde bulacaksın. Ora senin yurdundur.” Demiş.Zeyne Dede yollardan, bellerden aşıp böğürtleni bol, şimdi Zeyne-Şarlak denilen yere gelmiş, asayı orada bulmuş.(Şimdi burası Zeyne-Sütlüce kasabası)
Köylüler onu çoban yapmışlar. Her gün ona eziyet edip, hor görüyorlarmış. Bir gün sürüleri dolaştırırken köyün altında bir yerde yine alay etmişler. Senin ne kerametin var, dağdan gelip buraya çömezlendin, anan belli değil baban belli değil. O da eline asayı
Almış, vurmuş yere. Yerden su fışkırmış, coşmuş tarlalar su altında kalmış. O günden sonra buraya ŞARLAK adı verilmiş. O sular o günden bu yana hala akmada. Asırlık çınar ağaçları boy, boy uzanmada.
Bu durumu gören köylüler, çok korkmuşlar. Hemen eline, ayağına kapanmışlar, aman dilemişler. O günden sonra ona dostça davranıp, onun bilgilerinden yararlanmışlar. Biberin en güzeli, patlıcanın en iyisi orada olmuş. Yörede Zeyne Patlıcanı olarak ün salmıştır.

O öldükten sonra ‘da O’nun anısına bir anıt yaptırmışlar, Osmanlı devrinde korunmuş, hatta buraya Sancak verilmiştir. Bu gün asırlık çınar ağaçlarının altından fışkıran sular, aşağılara akmada. Bahçeleri suladıktan sonra Göksu nehrine kavuşmaktadır. Gelenler Zeyne Dede’yi ziyaret ettikten sonra kurbanlarını burada kesip, yiyip son dualarını ettikten sonra ayrılmaktadırlar.

Kasabanın ortasında Zeyne Dede’nin yatırı bulunmaktadır. Çocuğu olmayan kadınlar; buraya ziyarete etmektedir. Kapıda karşılayan görevli namaz mı kılacaksın, niyaz mı edeceksin diye sormakta ona göre yardımcı olmaktadırlar. Burada ziyaret işlemini bitiren kadınlar aşağıda suda yıkanmakta dır. Bunları yerine getirenlerin ,çocuğu olur. Buraya gelip te çocuğu olursa adını Zeynel veya Zeynep koyarlar.

Üç yoldaşlar efsanesinde : Türklerin başka uluslarla yaptığı savaşlarda Zeyne Sancağının kaybolduğu,savaş cephesinde görüldüğü ,sonra yerine geldiği. Kırtıl’da,Ali Mekke’de patlamalar olduğu söylenmektedir. Zeyne Sancağının Çanakkale, Kurtuluş Savaşı ve Kıbrıs Barış Hareketinde oralarda görüldüğü belirtilmektedir.

ALİ MEKKE :

Karaman belindedir. Bolkar dağlarının bozardıçlı, katran ağaçlarının içinde ,yaylak yerinde
Bulunmaktadır. Mut’un Köprübaşı, Sinamış (Yeşilyurt) Kumaçukuru Tahtacıları sahip çıkıp
Zaman zaman ziyaret etmektedirler.

AZA DEDE:

Karaman belinde Aza Tepe üzerindedir. Ali Mekke kadar ziyaretçisi gelmemekle birlikte saygın yatırlar içinde yer alır.

MAĞARAS DEDE:

Mut –Karaman yolu üzerinde yol kenarında karşılarda Mağaras dağını izlersiniz. Ya da Sillfke Kırtıl Dağından baktığınızda karşınızda ılgın, ılgın durur.

Mut’un Suçatı, Kıravga, Köprübaşı köylerinden tırmanarak çıkılır. Son yıllarda araç yolu açılmış bulunmaktadır. Dağın tepesinde Mağaras Dede yatırı ve pınarı ,su sarnıcı bulunmaktadır. Mağaras dağı üzerinde rüzgar gülleri sanki samah dönerler. 

Dağın tepesindeki, Mağaras Dede, pınarı ile birlikte yörede ilkbaharın mucudusunu yansıtır. Dağın eteğinde büyük su kaynağı bulunmaktadır. Hocantı adı verilen bu sudan üretilen elektrik uzun süre Mut’un enerji gereksinimini karşılamıştır.

Köprübaşı Tahtacıları buraya ilkbahar geldiğinde; Sultan Nevruz’da ve Hıdır Ellez’de topluca ziyarete gelirler. Dualar edip, semahlar dönerler. Adağı olan kurbanlarını keserler, birlikte yerler.

Mağaras Dede’nin fırlattığına inanılan bir taş vardır.4-5 metre uzunluğunda l1-2 metre yüksekliğinde 80 cm.enindedir. Kıravga /Su Çatı Ermenek Yolu eski yol üzerinde
dir. Mağaras’da büyük bir mahzen vardır. Buraya gelenler, bu mahzene küçük bir delikten girerlermiş .Günahı olanlar, buradan geçemez, içerde kalırlarmış. Buraya gelenler yıllarca
Bu mağarada ibadet etmişler, günümüzde de burada semah dönmenin çok sevap olduğuna inanılmaktadır.

Anılan yer aynı zamanda Hristiyanlığın yasak olduğu dönemde ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Dolayısı ile Mağaras kilisesi olarak ta yer almaktadır.

ŞIH YONİS( YUNUS):

Mut-Karaman arasında Sartavul yaylasında bulunmaktadır. Buraya araçla çıkabilmek mümkün olup; TV vericisi ve GSM İstasyonları da bulunmaktadır. Yatır için yapılan mezarın yanında yıllar önce yapılan YEL DEĞİRMENİ yıkıntısı da bulunmaktadır. Çocuğu olmayan kadınlar ve dertlerini sağaltmak isteyenler ve dilek dileyenler uğramaktadırlar. Gsm istasyonları yapılırken, burada bulunan Şıh Yonis sunağı yıkılmıştır. O ziyareti bilip, ziyaret edenler, eski yerine taşları yığarak bir ziyaret yeri oluşturmuşlardır. Ziyaret etmeye devam etmektedirler.

Şıh Yonis olarak bilinmesine rağmen, define arayıcıları tarafından kazılmış. Tahrip edilmiş. Yel değirmeni ile uzun süre burada buğdaylar öğütülmüş. Bir yaşam sürmüştür. Çevre halkı orayı ziyaret edip, niyaz etmişlerdi. Eskiden yörükler, obalar bu bölgeden geçerken orayı ziyaret ederler, kurbanlar keserlermiş. Ama ziyaret yeri tahrip edildikten sonra adeta unutulmuştur. 

Turnaların Göksu vadisinden gelirken , mutlaka uğradığı bir yer olması. Turnaların geçerken ötüşleri Şıh Yonis i daha anlamlı kılmış. 

BULGAR BOZOĞLAN:

Silifke-Mağara-Ereğli arasında Torosların zirvelerinde Boklar dağlarına tırmanılırsa bu yatırla karşılaşmak mümkün.Erlere himmet eden ,özgürlük uğruna savaşanlara yardım eden,güç veren yatır olarak bilinir..Kozanoğlu,Dadaloğlu gibi
Avşarların buraya gelerek niyaz edip,ondan sonra savaşlara katıldıkları söylenir.
Şahatay şöyle diyor Bolkar Bozoğlan için:
“ Bolkarda Bozoğlan’ın delisi,
Delisi de Karadenizin yalısı
Arabı nıklıma dımışan varı
Şahı Merdan ile gezdiğim yerler..”


Şahatay dan esinlenen Kırtıllı Ozan Veysel Şimşek de:

“ Tarsus’tan Yeniceye gidiyor tren,
Hackırı Bozantıda birazcık eğlen
Bolkar Dağlarında Bulgar Bozoğlan
Oraya yüz sürün gidin turnalar…”


Son yıllarda bu türbenin Arzuman Ocağı Piri Arzuman Yunus’a ait olduğu, Arzuman Ocağı taliplerinin eski türbe önüne yeni bir türbe daha yaptırıldığı, Ereğli tarafından 175 basamak beton merdiven yapıldığı görülmüştür. Karaman’dan Ayrancı Çatköy üzerinden yaklaşık 120 km. mesafe bulunmaktadır. Bunun 100 km. asfalt, 20 km.si ise stabilize yoldur. Mersin den gelecek olanlar Arslanköy – Dümbelek Boğazı üzerinden gelebilmekte. Yaklaşık Mersin’e 100-120 km. uzaklıkta bulunmaktadır. 

Her yıl Ağustos ayı başlarında Tahtacılar burada şenlik yapmaktadırlar. Bu şenliğe Türkiye nin değişik yörelerinden Arzuman Ocağı talipleri de katılmaktadır.

Nefesler de yer alan birazcık nefeslenerek devam etme de…Niyaz etmeyi yüz sürmek olarak belirler. Turnalar her yıl Mısır’dan Türkiye’ye göçerler. Öyle inanılır ki; turnalar birer ermiştir. Uludur, pirleri, yatırları ziyaret ederler. Üzerlerinden geçerken döne döne samah
Ederler. Turnalar gittiği yerlere bolluk bereket götürürler. İyi insanlar için dua ederler, niyetler tutarlar. Yardan uzak, sıladakilere selam götürürler. Kah anadan askere, kah askerden. Anaya, yarenine selam götürme işi turnalarındır. 

“ Hicaz dan Turkiyeyi boylayın
Tozar’a da Yalman’a niyaz edin
Pederim Hacı’ya selam söyleyin
O size yol gösterir Turnalar….

Yalman Dede Turnaların durağı
Garibim yanıyor ufkun çırağı
Akdere üstünde Şaher Durağı
Oradan da niyaz alın Turnalar….

Çıkar havaya başlar figana
Posta mı oldunuz bütün cihana
Köyümüz üstünde Kırtıl Sultana
Ondan da himmet alın Turnalar..

Uçarlar havada hû deye deye
İnerler ovaya dağa vadiye
Kavak Köyü üstünde Sadık Dede’ye
Oraya da yüz sürüp geçin Turnalar…

Allahım sizi alıcı kuştan saklaya
Tanrım emanetin biran yoklaya
Şıhali Semerkandı’dan Ali Mekkeye
Ziyaret edip geçin Turnalar…

Yeter VEYSEL deme artık sözleri
Kadir Mevlam unutmaya sizleri
Silifke üstünde Hürü Kızları
İsterseniz orada kalın Turnalar….


Yukarıdaki dizelerde adı geçen Yalman Dede Silifke’nin Arkum kasabasında, Sadık Dede Cilbayır köyünde bulunmaktadır.






















Kaynak : 
1. Ahmet Duman 1900 doğ. Kırtıl köyü..
2. Veysel Şimşek Kırtıl köyü.
3. Ali Bektaş Dede, Narlıdere, İzmir Ocağı dedesi.
4. Avcı Memet , İmamuşağı Köyü Silifke. 
5. Remzi Kırmızı , Göksu Belediyesi kurucu Belediye Başkanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.