HASAN VELİ ABALI BABA TÜRBESİ..ANKARA
HASAN VELİ ABALI BABA KİMDİR? HASAN VELİ ABALI BABA HORASAN ERENLERİNDEN OLUP KESİN OLARAK DOGDUGU VE ÖLDÜGÜ TARİH TAM OLARAK BİLİNMEMEKTE OLUP OCAGINDAN OLAN TÜRBE GÖREVLİLERİN DEN BABA DAN OGULA ANLATILA GELEN SECERESİ ŞÖYLEDİR. HASAN VELİ ABALI BABA TAKRİBEN 1300-1400 YILLARI ARASINDA YAŞAMIŞ YÜCE ALLAHIN SEVGİLİ KULLARIN DAN OLDUGUNA İNANILAN ALAHIN İZNİYLE KERAMET SAHİBİ MUBAREK BİR ZADTIR HASAN VELİ ABALI BABA HER NEKADAR MEMLÜK KÖYÜNDE YAŞAMIŞ VE ALAH YOLUNDA HİZMETTE BULUNMUŞSADA İLK ÖNCE MEMLÜK KÖYÜNÜN GÜNEYİNDE KALALAN YAKACK KÖYÜNDE KISABİR ZAMAN YERLEŞMİŞ İSEDE KIR ATINI OTLAMASI İÇİN HER SALDIGINDA AT HER SEFERİNDE MEMLÜK KÖYÜNDE DEDE GÖLÜ DENİLEN MEVKİYE OTLAMAYA GELİR BUNUN ÜZERİNE ABALI BABA BUNDA BİR HİKMET OLDUGUNU DÜŞÜNÜP MEMLÜK KÖYÜNE GELİR, EVİ VE TEKKE SİNİN İNŞASINA BAŞLAR KENDİSİ AYNI ZAMANDA DUVAR USTASIDIR İNŞAATTA ÖGRENCİLERİYLE ÇALIŞIRKEN UZAKTAN MİSAFİRLERİNİN GELMEKTE OLDUGUNU GÖRÜR BUNUN ÜZERİNE ÖGRENCİLERİNE MİSAFİRLERİ OLDUGUNU ONLARI HEP BERABER KARŞILAYACAKLARIN SÖYLER VE HER KES ELİNDEKİ ALET EDAVATNA BİNSİN DER KENDİSİDE DUVARIN ÜZERİNE BİNER ÖGRENCİLERİ ŞAŞIRMIŞLARDIR ABALI BABA YÜRÜ YAMUBAREK DEDİGİNDE ALAHIN İZNİYLE DUVAR VE KAZMA KÜREK BİNEK GİBİ YÜRÜTEREK GELENLERİ KARŞILAMIŞLARDIR.GELEN MİSAFİRLERİNSE HOROZ TAVUK GİBİ CANLI HAYVANLARI BİNEK OLARAK GELEN HACI BAYRAM VELİ VE HÜSEYİN GAZİ OLDUGUNU GÖRÜRLER SELAMLAŞMA DAN SONRA GELEN ZAT LARDAN BİRİNİN ŞÖYLE DEDİGİ SÖYLENİR YA MUBAREK ALLAH KATINDA SENİN DEGERİN BİZDEN ÜSTÜNMÜŞ BİZ SANA ZİYARETE CANLI HAYVANLARI BİNEK OLARAK GEDİKSE DE SEN CANSIZ VARLIKLARI BİNEK OLARAK YÜRÜTÜP KAŞILADIN DER HEMEN MİSAFİRLER İÇİN YEMEKLER PİŞİRİLMEYE BAŞLANMIŞTIR SOHBET SIRASIN DA GELENLERDEN BİRİ ŞÖYLE DER YA MUBAREK YERİN HOŞ GÜZEL HAVADAR FAKAT GÖLGELİGİN YOKMUŞ DER ABALI BABA HEMEN YERİNDEN KALKIP OCAKLARDA YANMAKTA OLAN 3 MEŞE PALAMUT AGACINI ALIR AYRI, AYRI YERLERE DİKER VE PÜRLEN YA MUBAREK DEDİGİNDE O UÇLARI YANMAKTA OLAN AGAÇLAR ALLAH IN İZNİYLE YEMYEŞİL GÖLGELİKLİ AGAÇLAR OLULAR GÖLGESİN DE YEMEKLERİNİ YER VE ALAH A ŞÖYLE DUA ETTİKLERİ RİVAYET EDİLİR. HÜSEYİN GAZİ :ALLAHIM BENİM ZİYARETİME GELİP YOLUMDAN CANLILARA ZARAR VERMESİN DİYE BİR TAŞ ATAN CEHENNEM YÜZÜ GÖRMESİN. HACI BAYRAM VELİ:ALLAHIM BENİM ZİYARETİME GELİP BİR TUTAM BURÇAK YOLAN CEHENNEM YÜZÜ GÖRMESİN HASAN VELİ ABALI BABA :DA ŞÖYLE DUA ETMİŞTİR ALLAHIM AREFE GÜNÜ ATINI ÇATLATACAKMIŞ GİBİ KOŞTURARAK GELİP BİR TAS ÇORBAMI İÇEN CEHENNEM YÜZÜ GÖRMESİNDER . BU DUAYI İŞİTEN HACI BAYRAM VELİ VE HÜSEYİN GAZİ ŞÖYLEDER ÜSTADIM GENE BİZİ MAHÇUP ETTİN BİZ ZİYARETİMİZE GELENLERİ İŞE DAVET ETTİK SEN İSE SOFRANA DAVET ETTİN DERLER.HASAN VELİ ABALI BABA TÜM HAYATINI ALLAH YOLUNDA İYİ BİR KUL VE ÖGRENCİ LER YETİŞTİRMEKLE GEÇİRMİŞ VEFATINDAN SONRA DERGAHINA EŞİ VE ÜÇ ÇOCUGUYLA DEFNEDİLMİŞTİR
16 Temmuz 2016 Cumartesi
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
MAKSUT BABA TÜRBESİ..EDİRNE
Maksud Baba kimdir?
Muhterem bir kişi olduğu belirtilen Maksud Baba hakkında araştırmalara rağmen çok doyurucu bir bilgi edinilemedi. Sadece Mehmet KÖKREK/İSMEK EL SANATLARI-14 ismiyle Osmanlı mezar taşlarıyla ilgili “Taş” ile “Yazı”yı Buluşturan Medeniyet; “Osmanlı Mezar Taşları” başlığı ile kaleme aldığı yazısındaki bir paragrafta geçmektedir. Bu paragrafta tarikatlardan söz etmesi akıllara Maksud Baba’nın bir tarikatın önemli kişisi mi acaba fikrini getirir. O paragraf aynen şöyledir:
“Saraçhane Kabristanı ise son derece harap vaziyettedir. Saha çalışmaları sırasında toprak altında kalmış iki adet yeniçeri mezar taşını tespit ettiğimiz kabristanda bulunan bir Nakşibendi tarikatı şeyhine ait olan mezar taşı oldukça önemlidir. Ne yazık ki serpuşu kırılmış ve bütün araştırmalarımıza rağmen bulunamamıştır. Kitabesinden anlaşıldığı üzere Nakşibendi-Halidi şeyhi olan Şeyh Süleyman Efendi’nin mezar taşının yanı sıra aynı kabristanda bulunan Rufai tarikatına mahsus tâc-ı şerifli mezar taşının ise kime ait olduğu ne yazık ki tespit edilememiştir. Saraçhane Kabristanı etrafında mevcut bulunan tarlalarda birçok mezar taşı parçası tespit edilmiştir. Bu kabristanın yakınlarında medfun(defnedilmiş, gömülmüş) bulunan Maksud Baba’nın mezar taşı ise kayıptır. Etrafında oldukça harap vaziyette bulunan mezar taşları arasında tespit edebildiğimiz Bektaşi tarikatına mahsus Fehmi tâc-ı şerifli mezar taşının kime ait olduğu ne yazık ki tespit edilememiştir. Saraçhane Kabristanı ve Maksud Baba Türbesi etrafında bulunan mezar taşları arasında erken döneme ait olduğu anlaşılan birçok mezar taşı bulunmaktadır.”
Labels:
MAKSUT BABA TÜRBESİ..EDİRNE
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
Sultan Baba..saraylı..örcün..gölcük
Örcün Köyü tarihinin en önemli isimlerinden bir tanesi Sultan Baba’dır.Zat’ın ismi İbrahim Ethem olup lakabı Sultan Baba’dır.Fatih Sultan Han zamanında Sinop’tan gelerek şuanki türbenin bulunduğu yere yerleşmiş ve ormanlık olan bu alanları açarak bir zaviye evler hamam, hamamcık yaptırmış ve bağlar yetiştirmiştir.
Sultan Baba Türbesi’nin teşekkülünde bir “harç” vazifesi gören kerâmetler, “Sultan Baba” adının verilişine de vesile olur. Padişah’ın kızı çaresiz bir hastalığa yakalanır. Rüyasında Derviş Baba’yı görür. Bir başka rivayete göre kerâmetleriyle tanınan Derviş Baba’ya gitmesi salık verilir. Derviş Baba, rüyasında gördüğü yollardan geçerek Örcün’e gelen Sultan’ı sağlığına kavuşturur. Bunun üzerine Padişahın kızı, Derviş Baba’ya, “Siz, benim Baba Sultanımsınız” der ve “Baba Sultanım” diye hitap eder. O günden sonra Derviş Baba, “Baba Sultan” adıyla anılır.
Padişah, kızının iyileşmesine çok sevinir. Derviş Baba’ya kızıyla gelerek, kendinden bir istekte bulunmasını söyler. Derviş Baba, bir zaviye, bir küçük ev ve bir hamam istediğini belirterek; bunların yerini işaret eder. Bu işaret öylesine etkilidir ki, eliyle işaret ettiği yerlerin ağaçları birden bire sapsarı olur. Bir rivayete göre de sapsarı ağaçlar yemyeşil olur.
Sultan Baba’nın hastalıkları iyileştirmek, vücut arızalarını gidermek gibi biyolojik mahiyetteki kerâmet motiflerinin yanında; bereket, az yiyecekle çok kişiyi doyurma keramet motifi de velî hüviyetine dahil edilebilir. Sultan Baba, bir gün, zaviyesine uğrayanların, yoldan gelip geçenlerin ve köy halkının yemesi için küçük bir kazan pilav pişirtir. Gelenler arasında dişi ağrıdığı için pilavı yiyemeyen bir adam vardır. Sultan Baba, parmağını adamın ağrıyan dişinin üzerine koyar ve ağrı hemen kesilir. Pilav, onca insan tarafından yenmesine ve birçok kişiye de dağıtılmasına rağmen hiç bitmez.
17 Ağustos 1999 Marmara depreminin merkez üssü olan Gölcük’te, çok büyük kayıplar verilirken; Gölcük’ün köyü Örcün’de hiç bir kaybın olmamasını halk, Sultan Baba’ya ve onun, “felaketlere mâruz kalanlara çok uzaklardan müdahale ile kurtarma” kerâmetine bağlamaktadır.
Rivayete göre, Sultan Baba, depremde türbesinden çıkarak denizden gelen dev dalgaları eliyle durdurmuş ve denizin Gölcük’ü tümden yutmasını engellemiştir. Deprem gecesi Sultan Baba ve Türbenin mezarlığındaki bütün evliyalar ayağa kalkarak dua etmiş, topluca namaz kılmışlardır.
Sultan Baba Türbesi’nin yedi yıl türbedârlığını yapan ki, eşi de kendinden önceki türbedârdır, Fatma Günel’e, . Cihan Harbi’nin biteceğini, kocasının da ihtiyat askerliğinden döneceğinin müjdesini rüyada Sultan Baba vermiştir.
Sultan Baba Türbesi’nin şimdiki türbedârı Ahmet Özyar, kendisi için imkân dahilinde olmayan Hacc’a gideceğini Sultan Baba’dan öğrenmiş ve gitmiştir.
Köye on beş yıl önce yerleşen Hazal Kına’nın yedi kızı vardır. Eşinin ısrarla erkek çocuk istemesine rağmen,olmayacağı düşüncesiyle kendisi istemez. Rüyasında kendini Sultan Baba’nın elindeki taslardan su içerken görür.Buna bir anlam veremez, çok geçmeden hamile kalır ve bir erkek çocuk dünyaya getirir.
Sultan Baba Türbesi’ne ziyaretçilerin gidiş nedenleri şöyledir:
*Çocuk sahibi olmak,
*İstediği cinsiyette çocuğa kavuşmak.
*Çocuğa ad vermek, kırklı çocuğun kırkını uçurmak.
*Sünnet olacak çocuğun sünnetinin rahat geçmesini sağlamak.
*Lise ve üniversiteye giriş sınavlarında başarılı olmak.
*Askere sağ salim gitmek ve dönmek,
*Evlenmek, evlenememişlerin kısmetini açmak,
*İyi bir nişanlılık ve iyi bir evlilik geçirmek (evlenecekleri gün gelin ve damat türbeye gelirler)
*Sünnet olacak çocuğun sünnetinin rahat geçmesini sağlamak.
*Lise ve üniversiteye giriş sınavlarında başarılı olmak.
*Askere sağ salim gitmek ve dönmek,
*Evlenmek, evlenememişlerin kısmetini açmak,
*İyi bir nişanlılık ve iyi bir evlilik geçirmek (evlenecekleri gün gelin ve damat türbeye gelirler)
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
15 Temmuz 2016 Cuma
Eyüp Sultan Kuyusu, Kısmet kuyusu
Eyüp sultan, Hz. Muhammed’in ordusunda sancaktar olup İstanbul muhasarasında şehit olan Hz. Ebâ Eyyüb-el Ensari Hâlid bin Zeyddir. Mezar, fetihten sonra bulunmuş ve türbe Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır.
Türbenin içinde duvar kenarında sandukanın ayakucunda bulunan bir kuyunun . Ahmet ( 1603- 1617 ) tarafından türbenin tamiriyle birlikte 1607- 1608 yıllarında ihya ettirildiği, üzerindeki kitabede belirtilir.
“Bu kuyu kim ol nezir suyu âlem içre zemzemân
Alemdar-ı Resulün ayağına yüz sürer zühreyân
(…)
Şu dem kim türbenin içini dışını kıldı Ahmed Han
Yapıp mermerler ile eyledi ihyâ ol şekker- güffâr
(…)
Halk, buradan çıkan suyu zemzem olarak kabul eder. Türbede bulunan bu kuyu yüzyıllarca akıl ve astım hastalarınca şifa olduğu gerekçesiyle ziyaret edilmiştir. Bu suyun şifa olduğu ve içenlerin tüm dileklerinin gerçekleşeceği söylenegelmiştir.
Rivayetlere göre bu kuyu kabrin keşfi sırasında mevcut olan bir pınardı. Vaktiyle Bizans imparatorlarından birinin kızı hastalanmış, bir gece rüyasında ancak bu pınarın suyuyla yıkandığı zaman iyileşeceği söylenmiş; ertesi gün pınarın yanına bir çadır kurulmuş ve hasta prenses o çadırda yıkanıp sıhhate kavuşmuş. Bunun üzerine kutsiyet kazanan pınar etrafı mermer bileziklerle çevrilerek kuyu haline getirilmiş. Bugün “Kısmet Kuyusu” olarak bilinen, türbe içerisinde kalan bu kuyu bir takım sıkıntılar yaşayanlar, kısmetini açtırmak isteyen kızlar, yeni evlenenler ve çeşitli dilekleri olanlar tarafından ziyaret edilir, dilekler dilenir ve adaklar adanır.
Labels:
Eyüp Sultan Kuyusu,
Kısmet kuyusu..dilek
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
Zuhuratbaba Türbesi
EV, ARABA İSTEYEN
Türbeye evlenmek niyetiyle gelen genç kızlar, kısmetleri açılsın diye ip makaralarını çözüyor, kimi kilit ve anahtarlık getirip açıp kapatıyor. Türbenin kenarlarına araba ve ev isteyenler anahtar, para isteyenler ise cüzdan bırakıyor ve hatta hamile kadınlar türbeye erkek ya da kız çocuk çamaşırı da bırakıyorlar ( erkek çocuk istiyorsa erkek , kız çocuk istiyorsa kız çamaşırları !)
Kadınlar kadar olmasa da erkeklerin de ziyaret ettiği türbede, kimileri yanlarında getirdiği kilolarca şekeri dağıtırken , Türbenin başka bir köşesinde sessizce dua edenler var … Bazıları oracıkta tanıştığı kişilere , evlenme yaşını geçen kızı ya da oğlunu Zuhuratbaba sayesinde evlendirdiğini iddia ederek anlatıyor , yeni bir dilek için geldiğini söylüyor , . Türbenin çevresinde hayır yapmak için gelenler de ekmek ve pide dağıtıyor , tüm bunların amacı bu yaptıklarından sonra dileklerinin bir an önce kabul germesi . .Gelenlerin inancına göre dilekler yerine gelecek elbet !!
Labels:
ARABA İSTEYEN,
EV
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
14 Temmuz 2016 Perşembe
BOLCA NİNE..BABAESKİ
Bolca Nine Ziyaretgâhı, Babaeski İlçesi’ne bağlı 2013 yılı adrese dayalı nüfus sayımına göre 472 kişilik bir nüfusa sahip Mutlu (Kofalca) Köyü’nde bulunmaktadır. Mutlu Köyü, Babaeski İlçesine 10 Km. uzaklıktadır. Bolca Nine ismi köy halkı ve tüm Trakya tarafından bilinmekte ve 6 Mayıs’ta başlayıp Kasım ayına kadar devam eden ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Bir gurup ziyaretçinin de, mezarın üzerine demir para atıp mezar üzerinde bulunan diğer demir paralardan aldığı, buradan alınan parayı yıl boyunca cüzdanında sakladığı, bunu da bolluk ve bereket getireceğine olan inançla yaptığı görülmüştür.
Bolca Nine Ziyaretgâhı, Babaeski İlçesi’ne bağlı 2013 yılı adrese dayalı nüfus sayımına göre 472 kişilik bir nüfusa sahip Mutlu (Kofalca) Köyü’nde bulunmaktadır. Mutlu Köyü, Babaeski İlçesine 10 Km. uzaklıktadır. Bolca Nine ismi köy halkı ve tüm Trakya tarafından bilinmekte ve 6 Mayıs’ta başlayıp Kasım ayına kadar devam eden ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Bir gurup ziyaretçinin de, mezarın üzerine demir para atıp mezar üzerinde bulunan diğer demir paralardan aldığı, buradan alınan parayı yıl boyunca cüzdanında sakladığı, bunu da bolluk ve bereket getireceğine olan inançla yaptığı görülmüştür.
Labels:
BOLCA NİNE..BABAESKİ.
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
12 Temmuz 2016 Salı
KARYAĞDI TÜRBESİ ..ANKARA
Kitabeyi yazıp 7 kişiye okutuyorlar
Karyağdı Türbesi, Ankara İtfaiye Meydanı yakınındaki Esenlik ve Güneşcik sokağının kesiştiği noktada yer alıyor. Rivayete göre, 15. yüzyılın ortalarında Ankara'nın en güzel kızlarından biri gelin olduktan sonra vakti gelince hamile kalır. Bu dönemde genç kadının canı Ağustos sıcağında kar ister. Herkesin uykuya daldığı bir gece, bahçeye çıkıp Allah’tan lapa lapa kar yağdırması için dua eder. Duası kabul olur ve lapa lapa yağar Ankara yağan karla bembeyaza bürünür. Kardan avuç avuç yiyen hamile gelin, bir süre sonra hasta olur ve ölür. Görenler der ki; türbenin üstüne her gece, herkesin derin uykuya daldığı saatlerde bir şey yağar. Yağan şey yere düşmeden kaybolur. Karyağdı Türbesi'ne gelenlerin çoğu, eş bulabilmek için dua ediyor ve adak adıyor. Duvarda bulunan Karyağdı Türbesi Kitabesini okuyan kadınlar, kağıda yazdıkları kitabeyi yedi kişiye okuturlarsa, dileklerinin kabul olacağına inanıyor. Dilekleri kabul olanlar ise daha sonra türbeye gelerek şeker dağıtıyor.
Karyağdı Türbesi, Ankara İtfaiye Meydanı yakınındaki Esenlik ve Güneşcik sokağının kesiştiği noktada yer alıyor. Rivayete göre, 15. yüzyılın ortalarında Ankara'nın en güzel kızlarından biri gelin olduktan sonra vakti gelince hamile kalır. Bu dönemde genç kadının canı Ağustos sıcağında kar ister. Herkesin uykuya daldığı bir gece, bahçeye çıkıp Allah’tan lapa lapa kar yağdırması için dua eder. Duası kabul olur ve lapa lapa yağar Ankara yağan karla bembeyaza bürünür. Kardan avuç avuç yiyen hamile gelin, bir süre sonra hasta olur ve ölür. Görenler der ki; türbenin üstüne her gece, herkesin derin uykuya daldığı saatlerde bir şey yağar. Yağan şey yere düşmeden kaybolur. Karyağdı Türbesi'ne gelenlerin çoğu, eş bulabilmek için dua ediyor ve adak adıyor. Duvarda bulunan Karyağdı Türbesi Kitabesini okuyan kadınlar, kağıda yazdıkları kitabeyi yedi kişiye okuturlarsa, dileklerinin kabul olacağına inanıyor. Dilekleri kabul olanlar ise daha sonra türbeye gelerek şeker dağıtıyor.
Labels:
eş bulabilmek için dua ediyor ve adak adıyor.,
Yağan şey yere düşmeden kaybolur. Karyağdı Türbesi'ne gelenlerin çoğu
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
ÇİFTE GELİNLER TÜRBESİ ...İSTANBUL
İki yeni evli gelin burada yatıyor
İstanbul’daki Çifte Gelinler Türbesi, Eyüp Sultan Cami avlusundaki hazirede yer alan türbelerden biridir. Kitabesi bulunmayan türbenin yapı ve süsleme tarzlarına bakılarak 16. yüzyıl başlarına ait olabileceği tahmin ediliyor. Düzgün sekizgen planlı olan yapı iki katlıdır. Türbenin içinde kimlerin yattığı konusunda da kesin bir bilgi yoktur. Ancak mezar kitabelerinde ‘Şatuh Binti Han" ve "Say Han" gibi Türkiye'de kullanılmayan ve tanınmayan isimler bulunuyor. Türbede yatanların Kırım Hanı Giray Han hanedanı mensubu olduklarına inanılıyor. Başka bir rivayete göre ise, Fatih Sultan Mehmet’in ordusu ile Fetih‘e katılıp şehit olan, iki yeni evli gelinin burada yattığı söylenir. Günümüzde hala birçok yeni gelin evliliğe adım atar atmaz soluğu burada alır ve mutlu bir evlilik için dilek tutar. Ayrıca çocuğu olmayan kadınlar da türbeye gelip evlat özlemlerini son bulması için dua ediyor.
İstanbul’daki Çifte Gelinler Türbesi, Eyüp Sultan Cami avlusundaki hazirede yer alan türbelerden biridir. Kitabesi bulunmayan türbenin yapı ve süsleme tarzlarına bakılarak 16. yüzyıl başlarına ait olabileceği tahmin ediliyor. Düzgün sekizgen planlı olan yapı iki katlıdır. Türbenin içinde kimlerin yattığı konusunda da kesin bir bilgi yoktur. Ancak mezar kitabelerinde ‘Şatuh Binti Han" ve "Say Han" gibi Türkiye'de kullanılmayan ve tanınmayan isimler bulunuyor. Türbede yatanların Kırım Hanı Giray Han hanedanı mensubu olduklarına inanılıyor. Başka bir rivayete göre ise, Fatih Sultan Mehmet’in ordusu ile Fetih‘e katılıp şehit olan, iki yeni evli gelinin burada yattığı söylenir. Günümüzde hala birçok yeni gelin evliliğe adım atar atmaz soluğu burada alır ve mutlu bir evlilik için dilek tutar. Ayrıca çocuğu olmayan kadınlar da türbeye gelip evlat özlemlerini son bulması için dua ediyor.
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
TELLİ BABA TÜRBESİ ..İSTABUL
İstanbul Sarıyer’de bulunan Telli Baba Türbesi, en çok bilinen türbelerden biridir. Rivayete göre asıl adı İmam Abdullah Efendi olan Telli Baba, Fatih Sultan Mehmet devrinde orduda tabur imamı iken şehit oldu. 80 yıl önce hastalıklı bir genç kızın onu rüyasında görmesiyle birlikte mezarı ortaya çıkarıldı. Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdayi, Beykoz'da Yuşa, Beşiktaş'ta Yahya Efendi ile birlikte boğazın dört bekçisinden biri olduğuna inanılıyor. Türbenin ziyaretçileri arasında kadınlar büyük bir yer tutuyor. Özellikle evlenmek isteyen genç kızlar, Cuma günleri türbenin yolunu tutuyor. Kimi İyi bir kısmet, kimi de evliliğinin mutlu geçmesi için türbede dilekte bulunuyor. Türbede önce bırakılmış olan gelin duvaklarından tel alıp hayırlı bir kısmet için dua eden ziyaretçiler, dileklerinin kabul olması halinde ise bu kez hem duvaklarından tel bırakıyor.
Labels:
TELLİ BABA TÜRBESİ ..İSTABUL
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
9 Temmuz 2016 Cumartesi
HACET DEDE...MANİSA
Hacet Dede Türbesi Manisa'da bulunan Hacet Dede Türbesi'ne genellikle Hıdırellez zamanında gidilir.
Kısmetinin açılmasını isteyenler türbenin yanındaki tahtay yüzük resmi çizerler. Hacet Dede'ye horoz adağı yapanlar perşembe akşamı türbeye gidip horozu kurban ederler.
Hacet Dede Türbesi Manisa'da bulunan Hacet Dede Türbesi'ne genellikle Hıdırellez zamanında gidilir.
Kısmetinin açılmasını isteyenler türbenin yanındaki tahtay yüzük resmi çizerler. Hacet Dede'ye horoz adağı yapanlar perşembe akşamı türbeye gidip horozu kurban ederler.
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
Hacı Bayram Veli Türbesi
Hacı Bayram Veli Türbesi Ankara'da bulunan Hacı Bayram Veli Türbesi'nin minaresini ev anahtarı ile kurcalarsanız eviniz, araba anahtarı ile kurcalarsanız arabanız olur.
Hacı Bayram Veli Türbesi Ankara'da bulunan Hacı Bayram Veli Türbesi'nin minaresini ev anahtarı ile kurcalarsanız eviniz, araba anahtarı ile kurcalarsanız arabanız olur.
Labels:
araba anahtarı ile kurcalarsanız arabanız olur.,
Hacı Bayram Veli TürbesiAnkara'da bulunan Hacı Bayram Veli Türbesi'nin minaresini ev anahtarı ile kurcalarsanız eviniz
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
EYÜP SULTAN..
Sünnet olacak çocuk Eyüp Sultan Türbesi'ne götürülür.
Sünnet olacak çocuk Eyüp Sultan Türbesi'ne götürülür.
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
YEDİ KIZLAR ..MANİSA
Kimileri kızlarına ve oğullarına hayırlı bir kısmet için kimileri borcunu ödeyebilmek için kimileri ise evliliğini kurtarabilmek için türbelere gidiyor. İşte o türbeler...Yedi Kızlar TürbesiManisa'da bulunan Yedi Kızlar Türbesi'ne gidilip adak adanır ve hayırlı bir kısmet istenir.
Labels:
YEDİ KIZLAR ..MANİSA
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
Aydede (Kırk Fenerliler) Türbesi
Türbe, Fatih’in emirlerinden Balıkesir’de medfun bulunan Zağnos Mehmed Paşa’nın oğlu Hamza Bey’e aittir. Mezar taşında daha önce bulunan, fakat Yunan işgalinde kırılan hilal sebebiyle “Aydede” adıyla meşhur olmuştur.55 Daha önce burada bulunan dergâhın şeyhlerinin Ramazan Ayında Emir Sultan’a veya Ulu Cami’ye fenerleri ile teravih namazına gittikleri için “Kırk Fenerliler” de denilmektedir. Mezar taşındaki kırık hilalin bulunduğu yere mum dikilip istekte bulunulmakta; aynı yere dilek için taş yapıştırmaya çalışılmakta; çeşitli sebeplerle sınava girecek kimseler, sınavlarda kullanacakları kalemleri mezar taşına sürmektedirler. Cami haziresinde Aydede’nin yakınında bazı mezarlar da bulunmaktadır. Ev, araba, çocuk sahibi olmak gibi istekleri olanlar, istedikleri şeyin şekillerini bazı kâğıtlara çizip bu mezarların bulunduğu yere bırakmaktadırlar. Bazı ziyaretçiler, Aydede’nin rüyalarına girerek kendilerine tarif ettiği otlarla şifa bulduklarını söylemektedirler. Çocuğu olmayan kadınlar da, Aydede’ye adakta bulunup da çocuk sahibi olurlarsa buradaki camide mevlit okutmaktadırlar. Bu inanış, eski Türklerde
çocukları koruma görevini ve üremeyi sağlama işini Umay’a (çocukların koruyucusu) verme inancının İslâmileşmiş şekli gibi görünmekte olup muhtemelen Umay’ın yerini bazı yatırlar almış ve çocukların koruyuculuğu da bu şekilde devam ettirilmiştir.56 Keza yaygın inanışa göre, çocuk sahibi olmak isteyen analar, ata mezarlarını, evliya türbelerini ziyaret edip onlara adak adar, dilek diler ve kendilerinden himmet beklerlerdi. Aynı şekilde mukaddes kabul edilen ağaçlara, ata mezarlarına, kam mezarlarına çaput bağlayarak, saçı ve kurban sunarak çocuk dilemek ve yardım istemek eski Türkler arasında yaygın bir inançtı. Yine eski Türklerden çocuk sahibi olmak isteyenler Tanrı’nın rızasını kazanmak için açları doyurur, çıplakları giydirir ve ağzı dualı kişilerin dualarını talep ederlerdi. Dede Korkut boylarında da bu inancın örneklerine rastlanmaktadır. Oğuz beyleri, göğe el açıp yüz tutarak alkış tuttuklarında, Tanrı’nın dileklerini geri çevirmeyeceğine ve çocuğu olmayanların bu şekilde dileklerinin yerine geleceğine inanıyorlardı. Bazı destanlarda da çocuk sahibi olmak isteyenlerin kutlu pınar başlarında, ata mezarlarında yatmalarının gerektiği vurgulanmıştır. Buna benzer adak, dilek ve ziyaret yerlerine Bursa’da da rastlanmaktadır. İslâmî anlayışta benimsenen “hayır duası” kazanmak da çocuk sahibi olmak için önemli bir unsur olarak görülmektedir.58 Ayrıca, Bursa’da evlendikten sonra mutlaka çocuk sahibi olmak isteyen genç ve orta yaşlı kadınlar, çevrelerinden duyduklarına da inanarak, samimi bir dilek ile velilerin himmetine başvurmuşlar, iyi netice aldıklarına inandıkları bu alışkanlıklarını asırlar boyu devam ettirmişlerdir.
çocukları koruma görevini ve üremeyi sağlama işini Umay’a (çocukların koruyucusu) verme inancının İslâmileşmiş şekli gibi görünmekte olup muhtemelen Umay’ın yerini bazı yatırlar almış ve çocukların koruyuculuğu da bu şekilde devam ettirilmiştir.56 Keza yaygın inanışa göre, çocuk sahibi olmak isteyen analar, ata mezarlarını, evliya türbelerini ziyaret edip onlara adak adar, dilek diler ve kendilerinden himmet beklerlerdi. Aynı şekilde mukaddes kabul edilen ağaçlara, ata mezarlarına, kam mezarlarına çaput bağlayarak, saçı ve kurban sunarak çocuk dilemek ve yardım istemek eski Türkler arasında yaygın bir inançtı. Yine eski Türklerden çocuk sahibi olmak isteyenler Tanrı’nın rızasını kazanmak için açları doyurur, çıplakları giydirir ve ağzı dualı kişilerin dualarını talep ederlerdi. Dede Korkut boylarında da bu inancın örneklerine rastlanmaktadır. Oğuz beyleri, göğe el açıp yüz tutarak alkış tuttuklarında, Tanrı’nın dileklerini geri çevirmeyeceğine ve çocuğu olmayanların bu şekilde dileklerinin yerine geleceğine inanıyorlardı. Bazı destanlarda da çocuk sahibi olmak isteyenlerin kutlu pınar başlarında, ata mezarlarında yatmalarının gerektiği vurgulanmıştır. Buna benzer adak, dilek ve ziyaret yerlerine Bursa’da da rastlanmaktadır. İslâmî anlayışta benimsenen “hayır duası” kazanmak da çocuk sahibi olmak için önemli bir unsur olarak görülmektedir.58 Ayrıca, Bursa’da evlendikten sonra mutlaka çocuk sahibi olmak isteyen genç ve orta yaşlı kadınlar, çevrelerinden duyduklarına da inanarak, samimi bir dilek ile velilerin himmetine başvurmuşlar, iyi netice aldıklarına inandıkları bu alışkanlıklarını asırlar boyu devam ettirmişlerdir.
Labels:
Aydede (Kırk Fenerliler) Türbesi
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
HÜSEYİN GAZİ TÜRBESİ ..tokat ..zile
Tokat'ın Zile ilçesinin dört kilometre güneybatısında, yüksekçe bir tepenin üzerinde bulunan Hüseyin Gazi Türbesi'ni genellikle çocuğu olmayan kadınlar ve evlenemeyen kızlar ziyaret ediyor, adakta bulunuyor. Ziyarete arataşa dönüşür ve tarlayı mercimek taşı kaplar. Hüseyin Gazi Türbesi'nin içinde bulunduğu tarla, mercimek büyüklüğünde taşlarla kaplıdır. Hüseyin Gazi'nin hemen yanı başında bulunan iki mezardan birinin Güllü'nün diğerinin de bebeğinin mezarları olduğu söylenir. Ziyarete giden ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, bu tarladan yedi tane mercimek taşı alıp yastıklarının altına bırakırlar. Yedi gün sonra bu taşları tarlaya serperek, çocuk için dilek dilerler. Çocukları olunca da kurban keserler.lıksız yedi perşembe gidildiğinde, dileklerin kabul olacağına inanılıyor. Efsaneye göre, hastalanan bebeğini tedavi ettirmek için üvey babasının Hüseyin Gazi Tepesi'nde bulunan mercimek tarlasında çalışan Güllü, buna rağmen, bebeğini kaybeder. Bu sırada yatırdan "Mercimeğin taş ola, mercimeğin taş ola!" diye bir ses duyulur. Tarladaki bütün mercimekler tıpkı yeşil mercimek şeklinde birer
Tokat'ın Zile ilçesinin dört kilometre güneybatısında, yüksekçe bir tepenin üzerinde bulunan Hüseyin Gazi Türbesi'ni genellikle çocuğu olmayan kadınlar ve evlenemeyen kızlar ziyaret ediyor, adakta bulunuyor. Ziyarete arataşa dönüşür ve tarlayı mercimek taşı kaplar. Hüseyin Gazi Türbesi'nin içinde bulunduğu tarla, mercimek büyüklüğünde taşlarla kaplıdır. Hüseyin Gazi'nin hemen yanı başında bulunan iki mezardan birinin Güllü'nün diğerinin de bebeğinin mezarları olduğu söylenir. Ziyarete giden ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, bu tarladan yedi tane mercimek taşı alıp yastıklarının altına bırakırlar. Yedi gün sonra bu taşları tarlaya serperek, çocuk için dilek dilerler. Çocukları olunca da kurban keserler.lıksız yedi perşembe gidildiğinde, dileklerin kabul olacağına inanılıyor. Efsaneye göre, hastalanan bebeğini tedavi ettirmek için üvey babasının Hüseyin Gazi Tepesi'nde bulunan mercimek tarlasında çalışan Güllü, buna rağmen, bebeğini kaybeder. Bu sırada yatırdan "Mercimeğin taş ola, mercimeğin taş ola!" diye bir ses duyulur. Tarladaki bütün mercimekler tıpkı yeşil mercimek şeklinde birer
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
6 Temmuz 2016 Çarşamba
HZ. FATIMA ZEHRA ALEYHİSSELÂMIN KABRİ
Bir birçok Müslüman kardeşimiz, Hz. Fatıma aleyhisselâm annemizin kabrinin nerede olduğunu bilmediği gibi, çok bilmiş geçinenlerde bilgi kirliliği yüzünden “yeri tam belli değildir” diyerek geçiştirmektedirler. Bu durumun ortaya çıkmasında Suud yönetiminin Vahhabî olup kabirlere karşı farklı tutumları veya sünnî ve şiâ kaynaklarının bir noktada birleşmemeleri ihtilafların oluşmasına zemin hazırlamıştır, denilebilir. Rivayetlerde, Annemizin kabrinin yeri hakkında üç yerden biri üzerinde durulur.
a) Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin kabrinin kenarında.
b) Cennet’ül Bakî Kabristanında.
C) Mescid’un- Nebi’de; Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin kabri ile minberi arasında.
Yukarıda mekanlar, kabrin bulunduğu yerler olarak bahsedilse de; taassuptan, mezhebi kaygılardan uzak ve objektif tarafıyla Evliya Çelebi, “Seyehatnâme”si (1671-1672) ndeki yıllarına ait Hicaz Seferi ile ilgili malumatlarını kayda geçerken açık bir şekilde konu başlığı altında Hz. Fatıma aleyhisselâm annemizin kabr-i saadetinin durumu beyan etmiştir. Tarihi içerikleri ile faydalı bir kaynak olarak kabul edilen “Seyahatnâme” göz ardı edemeyeceğimiz bir kitaptır. Evliya Çelebi 1671 yılındaki Hz. Fatıma aleyhisselâm validemizin kabrinin, bilginin ve durumun gerçeğini beyan etmiştir. Bu nedenle günümüz hacılarının bu bilgi ile aydınlatılması üzerimize bir borçtur.
Orijinal dili ile “Seyahatnâme”de konu şu şekilde geçmektedir.
ZİYARETİ HAZRETİ FATIMATÜZ ZEHRA VE BİNT RESALETPENÂH
Bunlar dahi Hazreti Resaletpenâhın kubbesi sahası dâhilinde başka şebeke içindedir Amma şebekelerinin kıble canibi Resulü Hudanın şebekesine muttasıldır. Amma kendüleri Hazreti Resul gibi cibinlik içinde değildir Zer enderzere müstagrak sandukları ile aşikardır Bu mahalle dahi âdâb ile gelüb bu duayı okuya
diyüb şefaatlerin reca iderek ruhu şerifleriyçün fatiha (i) şerif tilâvet olunur.
Bu Medine şehri icre bir kız vücude gelse bu merakadi Fatımeye getiriib bir saat mikdarı dururlar ve Hazreti Fatımanın mevlûdu şerifler (i) sene nübüvve Mekkede vücude gelmişlerdir Müddeti ömrü azizleri sene cümle sâdâtı kiramın silsileleri bunlara müntehi olur. (s.634)
Bu bilgiye ek olarak (s.637) Evliya Çelebi cibinliği izah ederken şu notu tekrar düşmüştür.
[Hazreti Eba Bekir dahi ol cibinliğin içinde Hazretin mübarek uylukları sağında ol beraberlikde siyah kâbe örtüsü ile puşide sanduka içinde Hazreti Omer ibnül Hattab asudedirler. Bu kubbei âlide bunlardan kimesne medfun değildir. Hazreti Fatıma bu kubbeden hariç sahasında medfundur. Ve bu cibinlik ile taşra demir şebeke mabeyni üç adım vasi bir yerdir Ve seraperdenin canibi erbaası devir olunur bir yerdir.]
Bu meselenin acıklı tarafı Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin biricik kızının kabir yeri hakkındaki bu bilgilerden birçok hacı kardeşimizin gafil veya şüphe ile hareket etmeleridir. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemi ziyaret ederken, Efendimizin şebekesinin güney tarafında Hz. Fatıma aleyhisselâm annemizi ziyaret etmeyi unutmamalı ve dostları uyandırmalıyız.
İhramcızâde İsmail Hakkı
Kaynak:
Evliya Çelebi Seyahatnamesi Anadolu, Suriye, Hicaz (1671-1672) (Dokuzuncu Cilt) 1935 İstanbul Devlet Matbaası
Günümüz Türkçesiyle
RASÛLÜ EKREM’İN KIZI HAZRETİ FÂTIMAT’ÜZ-ZEHRÂ
Bunlar da, Rasûlü Ekrem’in kubbesi altında, başka kafes içindedirler. Buraya da edeple girip “Esselâmu aleyki yâ Fâtımat’üz-Zehrâ, yâ binti Rasûlallah..” deyip şefaatleri için Fâtiha okunur. Medine’de bir kız çocuğu doğsa buraya getirip bir saat kadar dururlar. Sâdât-ı kirâmın hepsinin silsilesi bunlara ulaşır.
RAVZA-İ MUTAHHARE KUBBESİNİN İÇİ
Velinimetimiz Hüseyin Paşa ile Rasûlüllah’ın kubbesi içine girdiğimizi beyan eder.
Evvela temiz, helal elbiseler giyip, devamlı salâvâtı şerife getirmek gerek. Şeyhül- harem, 12 tavaşi ile, ellerinde buhurdanlar, gülapdanlar, Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin kafesi önüne gelirler. Evvela Şeyhülharem, paşanın kemerine bir beyaz futa kuşatıp, eline bir süpürge verir. Hakir ile birlikte yedi adam olduk. Herkesin elinde birer süpürge vardır. Padişahın vekili Şeyhülharemdir. O da eline bir süpürge alır. Kafesin kapısı açılır. 12 harem ağası içeri girip kapıyı kaparlar ve hiç kimseyi içeri koymazlar. “Ya Rasûlallah’ın kızı” diye içeri girerler.Çünkü Hazreti Fâtıma’nın kabrine, Rasûlü Ekrem’in mübarek kabrinin yanından girilir.
Paşa ve hakir yeri öpüp, şefaatlerini dileyip, yeri süpürmeye başladık. Onbeş kişi ile Ravza-i Mutahhare’de kaldık. Ama bende can kalmadı. Aşkından mest oldum. Sonra mübârek ruhlarından yardım istedim. Aklım başıma gelip üç kandil yaktım. Bu kubbenin ta ortasında asılı bir cibinlik vardır. Değeri cihan değer, içeri kimse giremez. Çünkü Allah’ın sevgilisi burada yeşil dokuma Kâbe örtülü sanduka içinde yatar. Burada o kadar kıymetli mücevherler, kandiller, şamdanlar vardır ki hesabını Cenâbı Hakk bilir. Senede bir kere hademeleri girip tozlarını alırlar.
Hazreti Ebu Bekir ile Hazreti Ömer de bu kubbe içindedir. Hazreti Fâtıma kubbenin dışındadır. Bu cibinlik ile dışarıdaki kafes arası üç adımlık yerdir ve zemini akik, firuze, zeberced, billur, necef gibi en kıymetli taşlarla döşenmiştir. Onun için halı ile örtülü değildir. Kubbe içindeki altıntoplar mücevherler, asılı kandilleri görenin aklı perişan olur. Kubbe içinde bunlara yer kalmayıp yetmiş seksen yere zincirlerle kubbenin köşelerine küme küme asmışlar.. Adam boyunca altın şamdanlar vardır. Ve Rasûlü Ekrem’in önünde örtüye dikili iki parça elmas var ki biri yetmiş kırattır. Allah bilir gece baktım, ışığından kubbe nur gibi idi. Bazı kimseler ışığında ders okurlar. Bu kubbe elli arşın yüksektir. Kubbenin etrafında “Allâhu nûru’s-semâvâti velardı meselü nûrihi kemişkaâin fiha misbâhin” âyeti yazılmıştır. Böylece ziyaret edip dışarıya çıktım.
Kafesin üzerinde “Ellezine yettebiûne’r-Rasûlen nebiyyel ümmiyyillezî yecidûnehu mektuben indehüm fi’t-tevrati ve’l-incil” âyeti yazılıdır.
Ve yine burada “Ve kefâ billahi şehîden” âyeti yazılıdır. Velhasıl gücümüz yettiği kadar yazdık. Gençliğimde 50 senesinde hakir rüyamda müezzinlik edip, mübârek ellerini öpüp buyurdular ki “Şefaati, ziyareti, seyahati Elfâtiha..” Hamdolsun nutukları bu sene husûl buldu.
Şam’dan Müzeyrib Kalesi’ne gelip orada çadırdan onyedi gün çıkamamıştık. Bu onyedi günde yedi hatmi şerif okuyup, birini Vedduhâ, birini Yâsin, bir kaçını İhlâs surelerinde bırakmıştım. Hamdolsun hepsini burada tamamlayıp hediye ettim ve şefaatlerini rica ettim. Hatta hatm-i şerifin birini öğle namazında müezzinler mahfelinde tamamlayıp bahr-i tavil üzere bir duâ ettim ki, bütün hacılar şaşırıp kaldılar. Burada bütün ziyaretlerimiz tamam oldu.
Kaynak:
SEYAHATNAME(Kısaltılmış Versiyon) Evliya Çelebi bin Derviş Mehmet Zillî (1611, İstanbul – 1682, İstanbul) Sadeleştirerek Çevirenler: Tevfik Temelkuran, Necati Aktaş, Mümin Çevik, Eserin Çevirisinden Özetleyen: Sabri Yılmaz, Yeni Şafak, 2006, İstanbul, s. 608-610
Resimler
Hücre-i Saadete ait olan bu fotoğraflar ise yine 2010 yılına ait olan son ziyaretten… 2011 yılı boyunca açılmayacağı için Hücre-i Saadetin çekilen son görüntüleridir.
Hücre-i Saadetin Batı (Cennet Bahçesi) tarafından çekilen fotoğraf. İlk kırmızı kare Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemin mübarek başının hizasıdır. İkincisi Hazreti Ebubekir Efendimiz ve Hazreti Ömer Efendimizin mübarek başlarını gösteren kırmızı karelerdir.
Hazreti Fatıma Annemizin Kabr-i Şerifi
(Zayıf bir rivayete göre Hazreti İsâ aleyhisselâmın kabri olacak denilse de bu bilginin doğruluğunda şüpheler bulunmaktadır. Eğer bu husus hakkında açık bir bilgi olsa idi Evliya Çelebi, “Seyehatnâme”sinde izah buyururdu.)
Hazreti Fatıma annemizin mihrab-ı şerifleri. Hücre-i Saadetten iç arka görüntü.
hoş geldiniz .sefalar getirdiniz..
dost ol dost bil. dost kal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)