KARIŞIK

30 Temmuz 2018 Pazartesi

Koca Saçlı Resul Baba...divriği erikli köyü





Horasan Erenlerinden Koca Saçlı Resul Baba 
Divriği’nin Erikli Köyünde bulunan Horasan erenlerinden Koca Saçlı Resul Baba kerameti açık olan bir velidir. Halen tasarrufu devam eden Resul Baba’nın türbesine ziyaretçi akını devam ediyor.
Gidilmesi görülmesi gereken bir yer…
Köyün üst tarafında bulunan içmece ise bir şifa kaynağı.
Böyle önemli bir velinin türbesinin olduğu köy ise sorunlarını çözememiş görünüyor. Köyün içinden türbeye gidiliyor. Araç ile bu yolu kat etmek oldukça zor.
Yolun bozukluğu ve engebeli oluşu gözden kaçmıyor.
İçmeceler ise yetkililer tarafından fazla ilgi görmemiş.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Resul Baba’nın makamında huzur bulmak mümkün.

Koca saçlı menkıbeye göre Hünkâr tarafından Divriği’ye gönderilen ulu bir zattır. Yatırı, Divriği’ye 28 km uzaklıktaki Erikli Köyü’ndedir. Türbe, köyün kuzeyinde ve Erikli İçmesi’ ne giden yolun üzerindedir.
Koca Saçlı Türbesi, her yıl ilkbahar ve sonbaharda Erikli, Kekliktepe, Sincan, Akmeşe, Karakale, Yazıköy, Ekinbaşı, Kozlu, Ovacık, Apsal, Gönülgören, İzümlük, Mekke… köylüleri tarafından toplu olarak ziyaret edilir. Bu ziyaretler sırasında kurbanlar kesilir, yemekler dağıtılır, dualar edilir. Ayrıca Erikli İçmesi’ne gelenler de Koca Saçlı/Resul Baba’yı ziyaret ederek dertleri için şifa dilerler. 1986 yılında onarım gören türbede Koca Saçlı ile birlikte üç kabir daha bulunmaktadır.
Divriği’nin Erikli köyünde, “Erikli içmesi” vardır. Menkıbeye göre Horasan’dan yola çıkan Koca Saçlı (Resul Baba), ziyaret için Kerbela’ ya uğrar. Ziyaret sırasında bir rüya görür. Rüyasında Hz. Hüseyin, Koca Saçlı ’ya hitaben “Sana bir hediye vereyim. Divriği’nin Erikli köyünde bir su gözesi var. Benim verdiğim suyu şerbet niyetine bu suya kat. Bu sudan içen şifa bulsun. Sonra gelip seni ziyaret etsin” der. Koca Saçlı uyanınca Kerbela’nın suyunu bir kaba koyup Geyik donunda Erikli’ ye gelir. Derviş donuna girip halkı Müslüman eder. Daha sonra Erikli gözesine bu sudan döker. O günden sonra içmenin çıktığı gözenin kenarı kırmızı bir renk alır. İçenler de şifa bulur.
Fıdıl Dağı

Fıdıl(2119m); Ovacık, Kozlu, Çamurcu…köylerini de içine alan kutsal bir dağdır. Fıdıl dağına adını veren Fıdıl Baba’nın sembolik mezarı dağın zirvesindedir. Yöre halkı onun, Erikli köyünde yatırı olan Koca Saçlı(Seyyit Resul Baba) ile arkadaş olduğuna inanır. Burayı çocuk sahibi olmak isteyenler ziyaret ederler. Halk inanışı: Çamurcu köyünde bir kadının hiç çocuğu olmuyormuş. Kadın bir gün dağa çıkıp, “Fıdıl Baba, bana bir evlat verde tek sağır dilsiz olsun” demiş. Şimdi o kadının Çamurcu köyünde yaşayan sağır dilsiz bir oğlu varnmış(1982). Efsane: Efsaneye göre Fıdıl dağındaki Fidan Baba ile Erkli köyündeki Koca Saçlı birbirlerine kudret topu ile haber gönderirlermiş. Bu toplardan bir tanesi Fıdıl dağınde, diğeri de Erikjli köyünde Rıza Dede’nin evi önündedir. 200kg kadar ağırlıktaki yuvarlak bir taştır. 1983 yılında yaptığımız derleme sırasında bu taş evin önünde duruyordu. Şimdi bu taş yerinden alınmıştır(1999). Yine inanışa göre Fıdıl Baba ile, Yazıköy’deki Hıdırellez ziyareti kutsal günlerde kudret topu ile selamlanırmış.
Menkıbevi hayatı: Koca Saçlı hakkında tarihi bilgilere sahip değiliz. Yöre halkının inancına göre, Koca Saçlı ‘nın asıl adı Resul Babadır. Horasan erenlerinden olan Resul Baba Hünkâr’dan izin aldıktan sonra Erikli Köyü arazisi içindeki Fıdıl Baba / fidan baba dağına düştü. Dağ o tarihlerde çok ormanlıktı. Resul Baba Fıdıl dağına düşünce geyik donuna girdi. Boynuzları altın yaldızlı idi. Güneş vurdukça parıl parıl parlıyordu.
Erikli Köyünde, beş karış adında yaman bir avcı vardı. Attığını vururdu. Gene avlanmaya çıkmıştı. Bir geyiği gördü ve hayret etti. Gözler görmedik bir geyik idi. tutmak istedi tutamadı; vurmak istedi vuramadı…
Geyik önde, avcı arkada bir hayli yol gittiler. Gölcük adlı bir mevkiye gelince geyik yattı; silkinip doğruldu, ulu bir kuş donuna girdi. Avcı hayret etti…
Kuş erikli köyüne doğru uçtu. Beş karış da arkasından gitti. Sonra uçtu, kilisenin damına kondu. Köylüler kilisede ayin yapıyorlardı. Varıp keşişe haber verdiler.
‘ bir ulu kuş, kilisenin damına kondu… Bugüne kadar böyle bir kuş görmedik.’’ Dediler. Kilisedekiler ayini bırakıp dışarı çıktılar. Kuşa bakıp ‘’ inşallah hayra gelmiştir’’ dediler.
Onlar bu halde iken kuş uçtu, silkindi, sakallı pir donuna girdi. Kilisenin ileri gelenleri ‘’ bir soralım ‘’ dediler. ’baba, sen kimsin. İn misin, cin misin, nereden geliyorsun? ‘’ diye sordular.
Pir de: ‘’ Ben, Horasan ilinden gelmekteyim. Beni bu yere Hünkâr Hacı Bektaş’ı Veli tayin etti; burayı yurt verdi. Sizin kiliseniz bundan sonra benim yatağım olsa gerektir.’’ dedi. Onları imana davet etti.
Başta keşiş olmak üzere hepsi kelime-i şahadet getirip Müslüman oldular. ’gelmişliğin mübarek olsun’’ deyip Koca Saçlı ’nın eteğine yüz sürdüler.1

Menkıbe
Ziniski Köyü’ndeki seyit baba batın gözüyle Koca Saçlı’nın Erikli Köyü’ne indiğini gördü. Ona ‘’ gelişin mübarek olsun ‘’ dedi. Koca Saçlı da Seyit Babanın selamını aldı.
Seyit baba, Erikli Köyüne gitti. Koca Saçlı’yı yemeğe davet edip, köyüne döndü. Koca saçlı bu davete sevindi; fakat çok yaşlı olduğunu söyleyerek Seyit Baba’dan yemekleri Erekli’ye getirmesini söyledi.
Seyit Baba da pişirdiği yemekle birlikte Erekli’ye gitti… Bu böyle devam etti. Seyit Baba, pişirdiği yemekleri Erekli’ye götürür ve beraberce yerlerdi.2
Koca Saçlı’ya ait bu menkıbe Vilayetname de Resul Baba’nın etrafında geçer… Erikli Köyü’nde anlatılanlarla Vilayetname’de geçenler arasında büyük bir benzerlik bulunmaktadır.3
Menkıbe
Koca Leşker, Seyit Baba ve Koca Saçlı sancaklarını çekerek Şah İsmail’in emriyle Anadolu’ya gelirler. Koca Leşker bunların kumandanıdır. Ellerindeki icazetler Erdebil Tekkesi’nden olduğu için, Hacı Bektaş Tekkesi’nden bunlara haber gönderip ‘’gelin icazetlerinizi tazeleyiniz ‘’ diyorlar. Koca Leşker ve arkadaşları da ‘’ Biz Sultanız, Abdallardan değiliz…’’ diyorlar ve talebi reddediyorlar.

1 Zeynel Özcan ( Kırmızı Dede)  , Ziniski ( Akmeşe) ,1912-1986
2 vEyis Yılmaz , Ziniski ( Akmeşe ) ,1913
3 Vilayetname , Abdulbaki Gölpınarlı, inkılap Kitabevi, İstanbul, 1958, s88-89 ve ayrıca Hacı Bektaşı Veli Villayetnamesi ( ilk vilayetname ) Doç. Dr. Bedri Noyan , Aydın, 1986,s419-425

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.