KARIŞIK

26 Mart 2016 Cumartesi

kızılbaş afşarlar..

kızılbaş afşarlar..

Sevindik Han ve Avşar Beyliği (1482 ?-1534)

Akkoyunlu Devleti?nin, Osmanlılardan aldığı darbeler sonucu zayıfladığı ve Şeyh Cüneyd?in haleflerinin devlet kurmak için faaliyete giriştiği dönemlerde iki ülke arasında bulunan topraklarda kontrol kaybedilmişti. Bu esnada ortaya çıkan Afşar Boyu?na mensup Sevindik Han, bu mücadelelerden istifade etmesini bilmiş ve ana kitlesi Afşarlara dayanan göçebe bir beylik kurmaya muvaffak olmuştur.

Doğuda Elegez Dağı?ndan batıda Kop Dağı?na varıncaya kadar yayılan beylik, Erzurum merkez olmak üzere Çobanköprüsü, Bayburt, Kars ve Şüregel (Gümrü ile Arpaçay?ın Kızılçakçak ve Başgedikler Bucağı) bölgelerini içine alıyordu.[1] Beyliğin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte; evvelce Safevi nüfuzuna tabi iken Yavuz Selim?in Trabzon valiliği sırasına tesadüf eden 1508-10 tarihinde Osmanlı nüfuzuna girdiğini düşünürsek (Yavuz 1508?de Gürcistan Seferi dönüşü İran topraklarına girerek Safeviler?i yenmişti. Afşarlar, bu savaşta Safevi ordusunda çarpıştılar[2]), beyliğin henüz II. Beyazıt?ın ilk devirlerinde kurulduğunu tahmin edebiliriz.

Sevindik Han, Kızılbaş olduğu için gerçekte bir Safevi taraftarıydı. Henüz Şah İsmail devletini kurmadan önce Gilan?da iken onun yanındaydı. Bu sebeple Gilan sofularından kabul edilirdi.[3] Yavuz, Şah İsmail?i yendiği Çaldıran Savaşı sonrası (1514) Sevindik Han?a bir mektup göndererek ırsen (atadan) ve iktisaben (kendi gayretiyle) Osmanlı?ya bağlı olduğunu hatırlatmış ve Tebriz dönüşü Afşar topraklarından geçerken (Şüregel, Çobanköprüsü ve Erzurum üzerinden) ordusu için satılık erzak istemiştir. Sevindik Han ise bu mektuba politik bir cevap göndererek Osmanlı?ya bağlı olduğunu bildirmiş ancak hiçbir yardımda bulunmamıştır. Buna rağmen Yavuz Çaldıran Zaferi sonrası Safevi ve Atabek (Ortodoks-Kıpçak Türk?ü) Devletinden bir çok yeri aldığı halde Sevindik?in topraklarına dokunmadı.[4] Bu bize Sevindik Han?ın bölgedeki gücünü göstermektedir. Ertesi yıl (1515) Kemah?ı alan Osmanlılar, Kemah Sancağını kurdular ve Afşar Beyliğiyle komşu oldular.[5]

Sevindik Han, Yavuz?un ölümüyle birlikte tekrar Safeviler?e yönelmiştir. 1521?de Horasan?da Serahs hakimi idi. Kanuni?nin İran üzerine yürüdüğü Irakeyn Seferi?nde, veziriazam Maktul İbrahim Paşa Erzurum?a gelmiş ve burasını fethederek bu Afşar Beyliği?ni ortadan kaldırmıştır (1534). [6] Burada bir Erzurum Beylerbeyliği oluşturularak, Dulkadır-oğlu Mehmet Bey, Beylerbeyi tayin edildi.

Beyliğin ortadan kalkması üzerine Sevindik Han?ı Safevi emirleri arasında görüyoruz. Safevi ordusunda ve idari kadrosunda çok özel bir yeri olan Sevindik Han Korucubaşılık (Ordu kumandanı) görevine kadar yükselmiş, ölene kadar önemli bir çok olaya girmiştir. Güçlü bir emir olan Sevindik Han, 1562?de 90 yaşında ölmüştür. Oğlu Hüseyin Bey de Horasan?da Afşar emirlerindendi.

Şah İsmail Devri (1501-24) : Safevi devletinin kurucusu İsmail, İran Erdebil?de bulunan Safevi Ocağı şeyhi Cüneyd?in torunudur. Şah İsmail, Safevi Devletini kurarken yanında Ustacalu, Şamlu, Rumlu, Tekelü, Dulkadır, Afşar (Urmiye-Van gölleri arasından gelen), Kaçar, Varsak Türkmenleri ile Karacadağ sofuları bulunuyordu. İsmail?in yanında bulunan bu Afşarlar, müfrit Şia akidesini benimsemişlerdi. Fakat diğer Afşar oymakları henüz Sünni inançlarını koruyorlardı. Bunlar ancak şah İsmail ve haleflerinin İmamiye Şiiliğini resmi din olarak kabul etmelerinden sonra Şiileşmişlerdir.

Safevi Devleti?nin kuruluşundan sonra İran?a yeni Afşar oymakları gelmiştir. İran?daki büyük Afşar varlığını da Anadolu?dan gelen bu Afşar oymakları meydana getirmiştir.
Şah İsmail, 1501?de Şirvanlıları ve akabinde Akkoyunluları yendi ve devletini kurdu. 1503?te Akkoyunluları tekrar yenerek ortadan kaldırdı ve Irak, Fars, Kirman?ı ele geçirdi. Uzun Hasan?ın en yakın adamlarından olan ve Akkoyunluların kuruluş, yükseliş ve yıkılışına şahit olan Mansur Bey, diğer bazı Akkoyunlu beyleri gibi Şah İsmail?e itaatini arz ederek Kızılbaş tacını giydi ve Şiraz valiliğine getirildi. Bir müddet sonra Fars valisi (1505) oldu. Mansur Bey ailesi Şah Abbas devrine kadar Kuh-Giluye vilayetini idare etmişlerdir. Ferah valisi Ahmet Beğ Sultan, Özbek hükümdarı Şeybek Han üzerine yapılan Horasan Seferine (1511) katılan Dana Muhammet Beğ (savaşta öldü), 1513?teki ikinci Horasan Seferinde adı geçen Şahruh ve Osmanlı ile yapılan Çaldıran Savaşında (1514) ?şah benim? diyerek kendisini feda eden ve Şah İsmail?in öldürülmesini önleyen Sultan Ali Mirza, Şah İsmail devrindeki diğer Afşar emirleridir.
Tahmasb Devri (1524-76) : İsmail?in ölümünden sonra oğlu Tahmasb başa geçti. Tahmasb devrinde Avşarlar, Kuh-Giluye ve Huzistan?da yaşıyorlardı. Bu dönemde boylar arasında kıyasıya iktidar kavgası yaşanıyordu. Mücadelelerden Tekelilere karşı birleşen ve Şah?ın desteğini alan Ustacalu, Dulkadırlı, Rumlu ve Afşarlar galip çıktılar. Tekelü ve Şamlılar gözden düşerken, Kaçar ve Afşarların itibarı arttı ve yükselerek en önemli boylar arasına girdiler. Avşarların Kuh-Giluye ve Huzistan gibi merkezden uzak yerlerde yaşamaları daha mühim rol oynamalarını engellemişse de çabuk yıpranmalarını de önledi.

Bu devir Afşar emirlerine gelince ; en önemli emir, Tahmasb?ın en muteber merkez emiri olan Sevindik Han?dır. Sevindik Han, henüz Şah İsmail devletini kurmaya çalışırken onun yanındaydı. 1538?de Tahmasb?ın Şirvan Fethi?ne katıldı. Şirvan?ın başına Tahmasb, kardeşi Alkas Mirza?yı getirmişti. Ancak Alkas Mirza bağımsızlık için başkaldırdığında (1546) onu iknaya giden Sevindük Han?dı. (Alkas Mirza daha sonra Osmanlı?ya sığındı ve Safevilere karşı savaştı. 1548?de Şirvan?ı ele geçirerek Afşar Mehmet Beyi yenmiş ve Kum şehrini zaptetmişti. Alkas Mirza?nın yakın adamı Muhammet Beğ de Avşar idi. Bugün Malatya?da Alkasoğlu adında bir köy vardır.) 1548?de Sevindük?ün Şeki üzerine yürüdüğünü görüyoruz. 1551?de Kiş kalesini fethe gönderildi. 1552-3?te Sevindük Han, idaresindeki ordu ile Erciş?i aldıktan sonra Gevar bölgesini yağmaladı. Osmanlı ile Safeviler arasında Amasya Barışı (1555) yapılacağı sırada Osmanlı veziriazamının mektup yazdığı Tahmasb?ın önde gelen 4 kişisinden birisiydi.
Safevilerin Horasan emirlerinden Mustafa Sultan, Firuz-Kuh?ta Öz-bekler tarafından öldürüldü (1527-8). Sincap Sultan (1550) ile Dana Beğ oğlu Allah Kulu Beğ?de (1556) Horasan?da dirliklere sahiptiler. Sevindik Beyin oğlu Hüseyin Bey, Horasan?ın muhtelif sancaklarında valiliklerde bulunuyordu (1562?den sonra). 1532-3?te Mansur Beğin soyundan Halil Han?ın kardeşi Gazi Han, Şiraz valisi idi (1539-40?da öldü). Kuh-Giluye valisi Mansur Beğ oğlu Elvend Han, Osmanlıların Irakeyn Seferinde (1534) Tebriz?i almaları üzerine şehri kurtarmaya geldiyse de yenildi. Ertesi yıl itaatsizlik gösterdiği için öldürüldü (1535) ve yerine Şahruh unvanı ile Mansur Beğin torunu ve Hasan Sultan?ın oğlu Muhammedi Beğ getirildi. Şahruh Sultan (1542) ve Mahmut Han?dan (1548) sonra Kuh-Giluye valisi Mansur Beğ ailesinden Mehmet Han idi (1548-9). 1550 olaylarında adı geçen Rüstem Beğ?de 1557?de Kuh-Giluye valisidir (1558?de Aba üzerine gönderildi ve savaşta öldürüldü).

1536-7?de Kirman valiliğinde Şahkulu Sultan?ı görüyoruz (1564-5?te hala görevde). 1548?de Osmanlı sınırına saldırılar düzenlenmiş, Şahkulu da Van Gölü kuzeyi ve Murat nehri boyuna (Boz-Ulus ve Kara-Ulus üzerine) yağmaya gönderilmişti. Bunlar Ahlat?ı yağmalayıp 5 bin at, 100 bin koyun, 50 bin sığır getirdiler. Şahkulu, 1552?de Osmanlı?ya karşı yapılan harekatta Irak bölgesini yağmalamış, 1553-4?te Van, Vastan, Erciş ve Adilcevaz?ı yağmaladı. 1554?te ise Dav-Eli?ni yağmaya gönderilmişti. 1569-70?te Kirman valisi Yakup Beğ?dir.
1539-40?ta Huzistan?da Avşarların başı olan Kan Kara lakaplı Çulu Beğ oğlu Mehdi Kulu Sultan, Şuşter hakimi idi Aynı yıl itaatsizlik ettiği için üzerine Afşar Haydar Kulu Sultan gönderilmiş, Şah?ın emri ile kardeşi Se-vindik Beğ tarafından öldürülmüştür. Sevindik Beğ Şuşter?e hakim olduysa da 1541-2?de Huzistan valiliği Haydar Kulu Sultan?a verildi. Daha sonra Şuşter ve Dizful valiliği Ebu?l-Feth Sultan?a verildi. Ebu?l-Feth Sultan, 1554?te Osmanlı?nın Nahçıvan?ı yakıp yıktıktan sonra, Tebriz?i vurması üzerine Osmanlı?ya saldırdı ancak yenilerek geri çekildi. Şuşter?deki diğer Afşar hakimleri ise Keçel Afşar, Hasan Bey, Seyyid Bey, Rüstem Sultan Araşlu, Seyf Bey, Muhammet Sultan, Şahverdi Sultan, Ali Sultan, Ahmet Sultan, Hüsrev Sultan, Şahverdi Han Gündüzlü?dür.

1546?da merkezde bulunan Dulkadırlılar ile Afşarlar arasında çatış-ma çıkmış ve Afşarlardan Sevindik Beğ, Şahkulu Sultan, Mahmut Han olayı yatıştırmıştı. 1550 olaylarında Pir Kulu Beğ (şairdi) ve Muhammet Beğ?in adı geçiyor. Araşlu Avşarının başı olan Aslan Beğ, 1567-8?de Lala Sultan Ahmet Mirza ile Gilan Seferine katıldı. Aynı sefere katılan İskender Beğ?e Gilan?da dirlik verildi. Tahmasb öldüğü sırada Afşar emirleri şunlardı : Aslan Sultan Araşlu, Kuh-Giluye?de 10.000 çadır Avşarın başı Mansur Beğ ailesinden Halil Han, Save valisi Mahmut Sultan, Kirman valisi Yakup?un kardeşi Yusuf, Hezarcerib valisi İskender Beğ (Mansur Beğ ailesinden olup sonradan Kuh-Giluye valisi oldu), Horasan?daki Ferah ve Esfuzar valisi Yeğen Sultan ile yine Horasan?da bir yerin valisi Hüsrev Sultan Köroğlu.
İsmail II. (1576-77) ve Muhammet Devri (1577-87) : Tahmasb ölünce, Türkmen, Rumlu ve Afşarlar İsmail Mirza?yı desteklediler. Haydar ile yaptığı taht kavgasını Aslan Sultan Araşlu?nun da desteklediği İsmail (1576-77) kazandı. Bunun üzerine Haydar?ı desteklemiş olan Ustacalulara karşı kıyım başladı. Ferah valisi Sevindik Beğ oğlu Hüseyin Sultan'da Ustacalu Şahkulu?yu öldürdü. Bu dönemde Avşarların büyük emiri Halil Han da merkezde bulunuyordu.
İsmail?in ölümü üzerine bacısı Perihan Begüm, Afşar Kulu Beğ?in de bulunduğu 8 kişilik bir heyetin yardımıyla ülkeyi 2,5 ay idare etti. Sonunda büyük emirler toplanarak Muhammet?i (1577) şah ilan ettiler. Halil Han?ın teklifi ile boylar arasındaki rekabetin önlenmesi kararlaştırıldı. Boylar liderlerini seçip açıkladılar. Afşar?ın başı Korucubaşı Kulu Beğ seçildi. Veli Han, Kirman; Halil Han?da Kuh-Giluye valisi oldu. Osmanlı?nın Şirvan?a saldırması üzerine yapılan başarısız savaşlarda (1578) Kulu Beğ de vardı. Bu sırada tekrar hortlayan boy ihtilafı Kulu Beğ tarafından yatıştırıldı.

1580?de Kuh-Giluye?de Kalender adlı bir kişi, kendisinin Şah II. İs-mail olduğunu ileri sürüp Lurlardan kalabalık bir kitle topladı ve bölgenin hakimi Afşarlar üzerine yürüdü. Halil Han?ın oğlu Rüstem Beğ?i öldürerek Afşar?ı perişan ettiler. Merkezde bulunan Halil Han, hemen bölgeye geldiyse de öldürüldü ve Afşarlar çok zor duruma düştü. Halil Han?ın yeğeni İskender Beğ, bölgeye vali atandı ve Dulkadırlıların yardımıyla Düzmece İsmail yakalanıp öldürüldü. Bu olaydan sonra Avşarın bir kısmı Halil Han?ın oğlu Şah Kulu?nun etrafında toplandı. Şah Kulu, İskender Beğ?i öldürdü ve bölgeye hakim olduysa da karşısına akrabası Abdullatif Beğ oğlu Hasan Beğ çıktı. Uzun süre mücadele ettiler.
Düzmece İsmail?in dördüncüsü Gurlular arasında çıktı ve Ferah valisi Hüseyin Sultan ile kardeşi Ali Han Sultan?ı öldürerek Horasan Avşarını perişan ettiler. Ferah valiliğine atanan Yeğen Sultan, sefere hazırlanırken Düzmece kendi adamları tarafından öldürüldü.

Şah?a karşı taht kavgasına girişen Abbas Mirza?yı destekleyenlere karşı Horasan seferine Kirman valisi Veli Han memur edildi (1583). Ancak, Şah?a isyan edenler Kulu Beğ sayesinde ceza almadılar. Üstelik cezalandırılmalarını isteyen vezir Selman, Kulu Beğ tarafından öldürüldü. İsyancılara arka çıktığı için Kulu Beğ, Sebzevar valiliğinden azledildi. 1585?te Osmanlı?nın Tebriz?e girmesi üzerine yapılan savaş esnasında öldürüleceğini anlayan Kulu Beğ, kardeşi Cabbar Kulu ile Osmanlı?ya sığındı.
Hamza Mirza ile Tahmasb Mirza arasındaki taht mücadelesinde Keçel Mustafa, Hamza?ya isyan etti. Kazvin?de oturan Usalu ve Eberlü Afşarları Tahmasb?a karşı geldilerse de üzerlerine ordu gönderilip tedip edildiler. Hamza Mirza öldürülünce Kirman valisi Veli Han, oğlu Yezd hakimi Bektaş Han, Isfahan?daki Araşlu Avşarı, Türkmen ve Dulkadırlıların da desteği ile Abbas Mirza?yı hükümdar ilan ettiler. Daha sonra aralarında Alplu Avşarının lideri İsmail Han?ın da bulunduğu emirler Abbas?ı tahta çıkardılar. Bu dönemde Avşarların yurtları İran?ın güneyi idi ve batıdan doğuya doğru bir şerit gibi uzanıyordu (Kuh-Giluye, Isfahan, Kirman, Ferah, Esfuzar). Şah Muhammet öldüğünde Araşlu?nun bir kısmı ile Usalular Kazvin civarında oturuyordu. Kirman, Veli Han?ın, Yezd, Bektaş Han?ın, Eberkuh (Yezd?in güneyindedir), Kulu Beğ oğlu Yusuf Han?ın idaresindeydi. Kuh-Giluye?de ise Şahkulu ile Hasan Han arasındaki rekabet devam ediyordu. Yine Kuh-Giluye?de Araşluların başı Aslan Sultan?ın oğlu Tahmasb Kulu Han vardı.

Abbas Devri (1587-1628) : Şah Abbas Türkmen boyları arasın-daki rekabet ve devletteki etkinlikleri yüzünden bu unsuru itaat altına almak zaruretini gördü. Bu yüzden tahta çıkmasının hemen sonrası Afşar Korucubaşı Yusuf Han?da dahil Türkmen beylerin çoğunu öldürttü. Daha sonra Afşar, Dulkadır, Kaçar, Bayat ve diğer boylarının eski yerlerinde kalabalık yaşamalarına son verip onları İran içinde dağıttı. Böylece Kuh-Giluye bir Afşar yurdu olma özelliğini kaybetti. Ardından Osmanlı gibi dev-şirme sistemi kurup Türk olmayanları devletin üst kademelerine ve hatta bir kısmını Türk boylarının başına getirtti (Mesela Gürcü Cemşit Sultan, Abiverd?deki Eberlü Avşarı?nın; Nevruz Sultan, Karabağ?daki Cevanşirler?in başı idi).
Bu dönemde Afşar emirlerine gelince; Yusuf Han, Abbas tarafından Korucubaşılığa getirildi. Ancak Mürşid Sultan?a suikast düzenleyince hapse atıldı. Korucubaşılık ise İskender Beğ?in kardeşi Bedir Han?a verildi. Bedir Han, Esterabat valisi oldu (1589) ve korucubaşılık Veli Han?a verildi. Veli Han?dan boşalan Kirman valiliği de oğlu Yezd hakimi Bektaş Han?a verildi. Veli Han?ın çabaları sonucu Yusuf Han hapisten kurtulup tekrar Eberkuh valiliğine gönderildi. 1590?da Araşluların başı Aslan Sultan oğlu Tahmasb Kulu, Hemedan valisi oldu ve Nihavend?i Osmanlılardan geri almak için sefer yaptıysa da başarı elde edemedi. 1591?de itaatsizlik ettiği için öldürüldü. Bir müddet sonra oğlu güçlü emirlerden Zehr-i Mar Sultan?da öldürüldü. Bektaş Han büyük hayaller peşinde koşunca bertaraf edilip Kirman önce Yusuf Han?a sonra tekrar Veli Han?a verildi. Bu civardaki bir kasaba da Alplu?dan İsmail Sultan?a verildi. Bu ikisi 1593?te Özbeklerle yapılan savaşa katıldılar. İsmail Sultan, Kazerun valisi Emir Han Kuh-Giluye?ye atanınca (1595) onun yerine Kazerun valisi oldu. Bundan sonra 1835 yılına kadar Kazerun hanı olan Avşarların Alplu obasından olduğu söyleyelim. Kuh-Giluye?de hakimiyet kavgası veren Abdullatif Beğ oğlu Hasan Han ile Halil Han oğlu Şah Kulu, Şah Abbas?ın huzuruna geldiler. Abbas?ın tahriki ile Hasan Han, Şah Kulu?yu öldürdü ise de 1595?te kendisi de öldürüldü. Kazerun hakimi Emir Han, Kuh-Giluye valisi atandı. Bunun üzerine Gündüzlü ve Araşlular Ramhurmuz?da toplanarak Ebu?l-Feth Beği kendilerine han seçtiler ve Lurlar ile Huvayza Araplarının katılımıyla isyan ettiler (1597) ancak Fars valisi Allahverdi tarafından şiddetle bastırıldı. Başlarına devşir-me biri atandı. Avşarların buradaki hakimiyetlerine son verilip bir müddet sonra yurtlarından çıkarıldılar. Bir bölümü Horasan?a, bir bölümü de Urmiye?ye gitti. Yerlerinde kalanlar ise Arapların devamlı baskıları sonucu başka yerlere dağıldılar. 1840 yılında geriye kalanlar Doruk?tan çıkarılarak Kengaver, Esed-abat, Urmiye taraflarına gittiler. Bunlardan küçük bir kısım Şuşter ve Dizful?da kaldı. Bugün Şuşter civarında yaşayan Gündüzlü Afşarları, bu Kuh-Giluye Afşarlarının torunlarıdır.
Bu devirde Luristan, Kuh-Giluye?de Araşlu, Şuşter?de Gündüzlü, Yezd, Kirmanşah, Musul, Urmiye?de İnallu (İmanlu), Horasan?da Alplu, Köse Ahmetlü, Kırklu?lar yaşıyordu. Şah Abbas devrine kadar kuvvetli Afşar kabileleri en çok Huzistan, Fars, Luristan, Kuh-Giluye, Kazerun, Kirman, İsfahan, Yezd, Save ve Horasan taraflarında yaşıyor; Afşar reisleri Safevi Devleti tarafından çok defa mahalli idarelerin başına geçiriliyor, Özbek ve Osmanlılara karşı da Safevilerin başlıca kuvvet kaynağını teşkil ediyorlardı. Abbas, Afşar kuvvetlerini kırıp, merkezi idareyi kuvvetlendirdikten sonra Afşar emirlerinin ehemmiyeti de azalmıştır.
Nitekim Abbas öldüğünde Afşar?dan sadece üç emir vardı. Bunlar, Urmiye hakimi Kasım Sultan oğlu Kelb-i Ali Sultan (İmanlı?dan), Ferah ve Esfuzar hakimi Er-Doğdu Han (Alplu?dan), Kaverud hakimi İmam Kulu Sultan (Usalu?dan) idi.
Abbas devrinde Afşar oymakları şunlardı :
a. Gündüzlü : Bunlar Halep Türkmenleri arasındaki Gündüzlü Avşarının koludur. Kuh-Giluye ve Huzistan?da yaşıyorlar. Mansur Beğ ile gelenler bunlardır. Mansur Beğ de Gündüzlü Avşarından idi. Bir kısmı Horasan?da Abiverd tarafına, bir kısmı da Araşludan bir bölük ile beraber Urmiye?ye gönderildi.
b. Araşlu : Araşlu?nun bir yer adıyla ilgili olduğu görülüyor. Nite-kim Şirvan?da Araş adlı bir kasaba vardır. Kuh-Giluye?de yaşayan Araşlılar, Mansur Beğ Avşarlarındandır. 1584-87?de Usalular ile birlikte Isfahan?da yaşıyordu. Başları önce Aslan Sultan sonra oğlu Tahmasb Kulu idi. Bir ara Hacı Mehdi Kulu Araşlu?nun başına geçtiyse de Tahmasb Ku-lu?nun oğlu Zehr-i Mar Sultan başa geçti. Abbas bu kişiyi öldürüp, Araşluları Huwar, Rey, Simnan taraflarına sürdü. Bir kısmı da Gündüzlü ile beraber Urmiye?ye gitti.
c. Usalu : Isfahan?da yaşıyorlardı. Daha sonra Kaverud?a geldiler. Kaverud hakimi İmam Kulu Sultan bu obadan idi.
ç. Eberlü : Kazvin?de oturuyorlardı. Sonra Abiverd?e gönderildi-ler ve başlarına devşirme Gürcü Cemşid atandı. Nadir Şah Abiverd?e gön-derilen bu Eberlilerdendi. 18.yy?da Eberlüler?in bir kısmı Tarum ve Halhal?da yaşıyorlardı. Bu Afşarların Tarumi ve Halhali nispetini taşıdıkları anlaşılıyor. Nadir Şahın ölümü sırasındaki beylerden Musa Beğ de bu oba-dandı.
d. Alplu : Halep Türkmenleri arasındaki Köpekli Avşarı?nın obala-rından olan Alplu Avşarının bir kolu. Alplu?nun Gündüzlü ve İmanlı Avşarı kadar kalabalık olmadığı anlaşılıyor. Bu obadan İsmail Han, 1590?da Kir-man?da bir kasabanın hakimi 1594-5?te Kazerun valisi idi. Şah Abbas?ın ölümü sırasında görevde olan üç Afşar beyinden biri ve Sistan?daki Ferah ve Esfuzar hakimi yine Alplu?dan Er-Doğdu Han idi. Sonradan İsmail Han, Er-Doğdu Han yerine Ferah valiliğine atandı (1602-05).
e. İmanlu : Maraş?taki Dulkadırlı Eli?nin oymaklarından İmanlu Avşarının bir kolu. İran?a Abbas devrinde geldiler. Bilinen ilk emirleri Kasım Sultan?ın adı 1593-4?te geçiyor. Bu sırada Hemedan valisi idi. Kasım Sultan, Kirmanşah?ta Osmanlı?lara karşı emrindeki İmanlılarla beraber sınırları korumuş ve yapılan savaşta Uzun Ahmet Paşa?yı Lurların hakimi ile beraber esir almıştı (1603-4). 1623?te Musul?un fethine katılmış ve şehrin valiliğine getirilmişti. Ertesi yıl şehir veba salgını dolayısı ile boşaltılmış ve tekrar Osmanlı?ya geçmişti. Kasım Sultan?ın buradan gelip Urmiye, Sayınkale ve Sulduz?a yerleştiğini görüyoruz. 1625?te şehri yeniden almak için gönderilen emirler arasında Kasım Sultan?ın oğlu Kelb-i Ali Sultan vardı. Bundan Musul?u terk ettiği için Kasım Sultan?ın azledildiği veya öldürüldüğünü anlıyoruz. Kelb-i Ali Sultan 1627?de Urmiye valisi oldu. Bundan sonra Urmiye?de gördüğümüz Avşarların önemli bir kısmı İmanlu?dan, valileri ise bu Kasım Sultan?ın soyundandır. Bunlardan Hudadad Beğ Kasımlı ilk kez Beylerbeyi unvanını aldı. Bunlar o civardaki Kürt aşiretleri ile daima mücadele etmiş ve Sünni Osmanlılara karşı, Şii Safevilerin sınır bekçiliğini yapmışlardır.
f. Çoban-Oğlu ve Kör-Oğlu : Bunlardan başka Avşarların Çoban-Oğlu ve Kör-Oğlu obalarının da varlığını görüyoruz. Ancak bunlarla ilgili bilgiler oldukça azdır. Kör-Oğlu obasından Horasan?da bir yerin valisi olan Hüsrev Sultan?ı tanıyoruz. Hüsrev Sultan, Herat?ta bulunan Afşar Hüseyin Sultan ile birleşerek Şah?a isyan etmiş olan Horasan Beğler-beğisi Ustacalu Şah Kulu Sultan?ı öldürmüştü. Çoban-Oğlu obasından ise 1588-89?da Horasan Seferine katılması emredilen Mehdi Kulu Han?ın adı geçiyor.
Nadir Şah ?ın siyasi sahnede görünmek olduğu sırada (18. Yy ?ın ilk yarısı) İran?da Afşarların dağılışı şöyleydi :
Urmiye Afşarları : Urmiye Gölü batısı Selmas ve Uşniye arası, Urmiye şehri ve bölgesi ; İmanlu Afşarları, Kasımlı (İmanlu?nun kolu, İmanlu Afşarlarının beyi Kasım Sultan?dan), Gündüzlü ve Araşlu (Kuh-Giluye?den gelme) oymakları, Mahmutlu Oymağı (Araşlu?nun kolu).
Hamse Afşarları : Kazvin ile Zencan arası, Zencan şehri merkez-dir. Kazvin?in güneybatısından başlar (Bura hala Afşar adını taşır) Afşar Sayınkale ve Sultaniye?ye kadar. Kuzeyde Aşağı ve Yukarı Tarum ile Halhal ?da yaşarlar. Buradaki Afşar beyleri Hamseli, Tarumi, Halhali nispetiyle anılırlardı (18. Yy kaynakları). Çoğu Eberlü oymağı, Kutulu Afşarı (Eberlü?den).
Kirman Afşarları : Kirman şehri ve bölgesi. Şah Tahmasb (16. Yy) devrinden beri yaşamaktadırlar, fakat hangi obaları olduğu bilinmemektedir.
Horasan Afşarları : Herat?ın güneyinde Esfuzar bölgesi ve Siistan?ın Ferah bölgesi (Bugün bu bölgeler Afganistan toprakları içinde). Bazı obaları bilinmiyor. Gündüzlü ve Araşlu oymakları (Şah Abbas?ın Kuh-Giluye?den Abiverd?e sürdüğü Afşarlar).
Bunun yanında Afşarlar, Huzistan (Gündüzlü), Kuh-Giluye (Gündüzlü ve Araşlu), Fars ve Kazerun ?da da yaşıyorlardı.
NADER SHAH

İran’daki Afşarlılar Hânedanının kurucusu. 22 Ekim 1688’de Kübhân’da doğdu. İmâm Kulu bin Nezr Kulu’nun oğludur. Türklerin Afşar boyundandır. Cesâreti ve yiğitliği dikkati çekerek, etrâfında toplanıldı. 1726’da beş bin kadar askeriyle Sâfevî tahtını ele geçirme mücâdelesi veren İkinci Tahmasb’ın hizmetine girdi. Tahmasb Kulu Han unvânını aldı. Afganlıları, 1727’de İran’dan uzaklaştırdı. Aynı yıl Horasan, Kirman, Sîstân ve Mâzenderân bölgelerinin vâliliğiyle mükâfâtlandırıldı. Vâliliğinde bağımsız bir hükümdâr gibi hareket etti. Adına para bastırdı. İç isyânları bastırdı. 1730’da Âzerbaycan ve Hemedan hareketine katıldı. Osmanlıların Patrona Halil İsyânı ile meşgul bulundukları sırada fırsattan istifâde ile bu devletin hudûdunda bâzı muvaffakiyetler kazandı.
Birinci Mahmûd Hanın Osmanlı Sultanı olmasıyla, İran hudûdu emniyete alındı. 1732’de, Osmanlı-Safevî Antlaşmasıyla Nâdir Han, İran’ın batısından çekildi. Sâfevî İkinci Tahmâsb’ı tahttan indirip, Üçüncü Abbâs’ı geçirdi. 1732’de Şahvekili olunca, Osmanlı-Safevî Antlaşmasını bozdu. Irak’a girdi. 1733’te Osmanlılara yenildi. Bağdat kuşatmasını kaldırdı ve İran’a çekildi. 1734’te Kafkasya Seferine çıktı. Gence’yi kuşattı. Muvaffak olamayıp, Kars’a geldi. Osmanlıların Doğu Seferindeki başkumandanı Köprülüzâde Abdullah Paşaya yenildiyse de, 1735’te Arpaçay Savaşında Türk ordusunu yenerek Gence, Tiflis ve Revan kalelerini ele geçirdi. Osmanlıların Gence Muhâfızı Genç Ali Paşa vâsıtasıyla anlaşma istedi. Bu sırada Rusya Seferine hazırlanan Osmanlılar, anlaşma isteğini kabul etti. Osmanlı Devletiyle anlaşma yaptıktan sonra, İran’da siyâsî nüfûzu daha da artan Nâdir Han, Üçüncü Abbâs’ı tahttan indirerek kendisini şâh îlân ett



Nâdir Şâh, Afşarlılar Hânedânının hâkimiyetini genişletmek için 1737’de Afganistan’ın Kandehar bölgesine gitti. Kandehar’da Nâdirâbâd şehrini kurdu. 1738’de Hindistan Seferine çıktı. Gazne, Kâbil, Celâlâbâd şehirlerini zabtederek, Peşaver’den Lahor’a girdi. 1739’da Gürgâniyye Devletinin başşehri Dehli’yi aldı. Gürgâniyye Devleti Sultanlığına Muhammed Şâhı getirtti. Hindistan’ın İndüs Nehri kuzeyindeki eyâletler Afşarlılar Hânedanlığına ilhak edilip, hazînesini doldurdu. İran halkı üç yıl vergi dışı bırakıldı. Afşar askerine fazlasıyla ihsânlar dağıtıldı. 1739 yılı sonunda Kabil’e geldi. Âniden Hindistan Seferine geri dönüp, Hind Hükümdârı Hudâ Yar Han Abbâsî’yi esir alıp, 1740 baharında Kâbil’e döndü. 1740 yazında Türkistan’a girdi. Buhara Hanlığı ile Ceyhun Nehri hudut kesildi.

Karışıklıklar üzerine 1741’de Kafkasya Seferine çıktı. Yolda, Mazenderân yakınlarında suikasta uğrayarak, yaralandı. Suikastla alâkalı görülen, Veliahd Rızâ Kulu cezâlandırıldı. Dağıstan’a girdi. Ruslarla münâsebeti gerginleşti. İran’da Afşarlı Hânedânına karşı cephe alındı. İsyanlar başladı. 1743’te Osmanlı hâkimiyetindeki Musul’dan Irak’a girdi. Bağdat’a kadar geldi. Bağdat Vâlisi Eyyûbî Ahmed Paşayla dostça münâsebetler kurup, geri çekildi. 1743’te Kars’a geldi. Kars başkumandanı Yeğen Mehmed Paşanın hastalanıp vefâtıyla, Nâdir Şâh, Kâğâverd’de muvaffakiyet kazandı ise de Osmanlılardan anlaşma istedi. 4 Eylül 1746’da Osmanlı - Afşar Antlaşması imzâlandı. Hudut değişikliği olmadı.

Temmuz 1747’de, Sîstân İsyanını bastırmak üzere sefere çıktığında, Fethâbâd civârında âsîler tarafından şehit edildi. Âilesi ve yakınları kılıçtan geçirildi. Hazînesi yağma edildi. Nâdir Şâhın şehit edilmesiyle, İran’da başlattığı ıslahatlar durdu. Çok kan döküldü. Kurduğu Afşarlılar Hânedânı 1795 yılına kadar İran’a hâkim oldu.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.