KARIŞIK

10 Mart 2016 Perşembe

DERVÎ Ş MUHAMMED YEMÎNÎ'N N FAZÎLETNÂME ADLI ESER NDE HZ. AL SEVGİ Sİ


Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38
Haziran 2015 June 2015
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
DERVÎ Ş MUHAMMED YEMÎNÎ'N N FAZÎLETNÂME ADLI ESER NDE HZ. AL SEVGİ Sİ
LOVE FOR HAZRAT AL N DERV SH MOHAMED YEM N 'S WORK – FAZ LETNAME
Hüseyin GÜFTÂ*
Öz
Hz. Ali, Hz. Muhammed'in amcası o lu ve damadıdır. Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber'de Hz.
Muhammed'in yanında sava a katılmı ve bu sava larda büyük kahramanlıklar göstermi tir. 656-661 yılları
arasındaki halifeli i döneminde önemli hizmetlerde bulunmu tur. 661 yılında vefat etmi tir. Hz. Muhammed'e olan
yakınlı ı, dinî ve tarihî ki ili i, yüksek insanî ve ahlakî özellikleri dolayısıyla ark- slam edebiyatlarında birçok airin
sevgisi ve övgüsüne mazhar olmu tur. Türk edebiyatında Hz. Ali'ye duyulan sevgi, tek beyitlerin yanı sıra ba ımsız
iir ve eserlerde de dile getirilmi tir. Hz. Ali sevgisini samimi bir biçimde dile getiren eserlerden biri de 15. yüzyılın
ikinci yarısı ile 16. yüzyılın ilk yarısında ya adı ı tahmin edilen Dervî Muhammed Yemînî'ye aittir. Hz. Ali'yi seven
ve ona ba lılı ıyla övünen bir air olan Yemînî, 1519'da yazdı ı ve 7409 beyitten meydana getirdi i Fazîletnâme adlı
eserinde Hz. Ali'ye olan sevgisini, ba lılı ını ve hayranlı ını do rudan ve dolaylı olmak üzere destansı bir üslupla
dile getirmi tir. Bu çalı mada, Yemînî'nin Hz. Ali'ye duydu u sevgiyi Fazîletnâme'ye nasıl yansıttı ı ara tırılmı ve
örneklendirmi tir.

Hz. Ali'nin, hicretten yakla ık yirmi iki yıl önce (M.600) Mekke'de do du u rivayet edilmektedir.
Babası Hz. Muhammed'in amcası Ebû Tâlib, annesi Fâtıma'dır. Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber'de Hz.
Muhammed'in yanında sava a katılmı , sancaktarlı ını yapmı ve bu sava larda büyük kahramanlıklar
göstermi tir. 656-661 yılları arasındaki halifeli i döneminde slam dininin tanınması ve yayılması için
önemli hizmetlerde bulunmu tur. 661 yılında vefat etmi tir (Fı lalı, 1989: II, 371-374).
Türk edebiyatında Hz. Ali'ye duyulan sevgi ve ba lılık, tek beyitlerin yanı sıra ba ımsız iir ve
eserlerde de dile getirilmi tir. Hz. Ali sevgisini samimi bir biçimde anlatan ba ımsız eserlerden biri de 15.
yüzyılın ikinci yarısı ile 16. yüzyılın ilk yarısında ya adı ı tahmin edilen, asıl adı Dervî Muhammed, lakabı
Hâfızo lu, Semerkant'in ileri gelenlerinden Hâfız adlı veya lakaplı bir ki inin o lu olan Yemînî'ye ait
Fazîletnâme adlı eserdir.
Fazîletnâme, eyh Rükneddîn'in Farsça düzyazı olan eserinin Yemînî tarafından 1519'da mesnevi
nazım biçimiyle yazılmı Türkçe çevirisidir. Eser, toplam 7409 beyitten olu mu ve Hz. Ali'nin biyografisi
niteli inde didaktik bir üslupla kaleme alınmı tır. Eserde olaylar, Hz. Ali'nin hayatı ve menkıbeleri etrafında
* Prof. Dr., Mustafa Kemal Üniversitesi, E itim Fakültesi, Türkçe E itimi Bölümü.
- 199 -
ele alınmı , aynı zamanda Hz. Muhammed, ehl-i beyt ve on iki imam sevgisiyle beslenmi tir (Tepeli, 2002: 1-
28).
Dervî Muhammed Yemînî'nin Hz. Ali'ye duydu u sevgiyi Fazîletnâme adlı eserine nasıl
yansıttı ını “Hz. Ali Sevgisinin Do rudan Anlatımı” ve “Hz. Ali Sevgisinin Dolaylı Anlatımı” ba lıkları altında
ara tırıp ve örneklendirmeye çalı aca ız:
1. Hz. Ali Sevgisinin Do rudan Anlatımı: Yemînî, Hz. Ali'yi sevmek ve u runa canı feda etmek
gerekti ini söyleyerek ona olan sevgi ve ba lılı ını do rudan ifade etmi tir.
Yemînî, Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'den ayrı görülmemesini istemi , Hz. Muhammed'i gerçekten
seven ki inin Hz. Ali'yi ondan ayrı tutmayaca ını söylemi tir. Hz. Muhammed ve Ali sevgisinin insanın
hayatına lezzet kattı ını, ikisini sevmenin dinin ve imanın temelini olu turdu unu belirtmi tir (2150-2151)1:
Seven oldur hakîkat Mustafâyı
Cüdâ bilmeye andan Murtazâyı (2998)
Hz. Ali'yi pîr olarak nitelemi (4521), kendisini ise sevgisini sonsuz hayat kabul etti i pîrin
huzurunda samimi bir kul görmü tür. Hz. Ali'yi can ve gönülden sevdi i için ona dü man olanın kınama
ta ına canını hedef yapmaktan çekinmedi ini, canını Hz. Ali'nin yoluna feda etmeyenin, ömrünü bo yere
harcayaca ını (607-608) ifade etmi tir:
Kuldur Yemîni Haydara cânıla bî-riyâ
Mihr-i Alî hayât-ı ebeddür ebed ebed (7257)
Hz. Ali sevgisine can ve gönülde yer verilmesi (1186), Muhammed ümmetinden olanın Hz. Ali'yi
can ve gönülden sevmesi gerekti ini (552) söylemi tir. Kalbinde Hz. Ali sevgisine yer verenin kılavuzunun
eytan olamayaca ını (3890), Hz. Ali sevgisiyle gözya ı dökenin cehennem ate inden korunaca ını
belirtmi tir. Hz. Ali'yi çok seven mümini talihli ve kutlu olarak nitelemi , onu Allah'ın rahmeti ve
yardımıyla müjdelemi tir (2120). Hz. Ali'yi candan seven, ona can ve gönülden ba lanan, u runa evini ve
ailesini terk eden ki ilere Nusayr-ı Tûsî, Selmân, Ammâr, Benân ibn-i Sem’ân, Amr, Kanber, Müheyb-i Rûmî
ve Câbir-i Ensârî'yi örnek vermi tir (3056-3064). Hz. Ali'ye olan sevgi ve ba lılık derecesine, u runa bütün
malını feda etmek, kendisini ve iki o lunu kızgın fırına atmak suretiyle Hz. Ali'ye olan sevgi ve ba lılı ını
kanıtlayan Câbir-i Ensârî'yi örnek göstermi tir (2904-2981):
Alînün mihrine aynın kılan nem
Harâm olur ana nâr-ı cehennem (3000)
Hz. Ali'yi sevmeyenin hiçbir zaman cennete giremeyece ini, Hz. Ali sevgisini dayanak görmeyenin
cehalet deryasında bo ulaca ını (6223), gönülde Hz. Ali sevgisi olmadan yapılacak bin yıllık ibadetin
sevabının olmayaca ını (5053), kalbi Hz. Ali sevgisinden zerre kadar etkilenmeyen ki inin anne ve babasının
eytan olaca ını (5557) söylemi tir:
Her kim Alîyi sevmese o girmeye ebed
Firdevs içine her ne kadar olsa eyh ü âb (5051)
2. Hz. Ali Sevgisinin Dolaylı Anlatımı: Yemînî, Hz. Ali'yi övmek, ona dü manlık edenleri
lanetlemek, a a ılamak ve onlara beddua etmekle Hz. Ali'ye olan sevgi ve ba lılı ını dolaylı olarak ifade
etmi tir.
Hz. Ali sevgisinin dolaylı anlatımını “Hz. Ali'yi Övmek” ve “Hz. Ali'ye Dü manlık Edenleri Lanetlemek,
A a ılamak ve Beddua Etmek” olmak üzere iki grupta toplayıp açıklamaya çalı aca ız:
2.1. Hz. Ali'yi Övmek: Yemînî, Hz. Ali'yi övgüye de er bulmu , yüksek insanî ve ahlakî özelliklerini
övgü dolu sözlerle ifade etmekle ona olan sevgisini dolaylı olarak belli etmi tir.
Yemînî, hayırsız bir evlat olarak anılmamak için Hz. Ali'yi övmeyi görev kabul etmi (611) ve
ya adı ı sürece onu övece ini bildirmi tir:
Yemînî Haydarun medhini evrâd eylegil
Hâlet-i nez‘a irince tâ bu vakt-i intikâl (775)
Hz. Ali'nin insanî ve ahlakî özelliklerinin tek tek sayılıp yazılamayacak kadar çok oldu unu, derin
ve geni kapsamlı bilgiye sahip olan birinin dahi onun bu özelliklerinin tamamını anlatamayaca ını (1845-
1846), yerin ve göklerin kâ ıt, insanlar ve meleklerin kâtip olmaları hâlinde bile kıyamet gününe kadar Hz.
Ali'nin özelliklerini yazıp bitiremeyeceklerini söylemi tir:
Eger kâ ıd ola yirler felekler
Yazarsa cümle âdemler melekler
1 Bu çalı mada yer alan Dervî Muhammed Yemînî'ye ait beyitlerin tamamı “Yusuf Tepeli (2000). Dervî Muhammed Yemînî, Fazîlet-nâme
(Giri - nceleme-Metin), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları” adlı eserden alınmı tır. Çalı mada parantez içinde yazılmı olan rakam alıntı
beytin Fazîletnâme'deki numarasını, kısa çizgi ile birbirinden ayrılan rakamlar ise alıntı beyitlerin eserdeki aralı ını göstermektedir.
- 200 -
Tamâm olunmaya bil vasf-ı Haydar
Kitâbet itseler irince mah er (1847-1848)
Yemînî, Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'e olan sevgi ve ba lılı ını, geni kapsamlı bilgisini, örnek
takvasını, sayısı bilinmeyen kerametlerini, hakkı oldu una inandı ı hilafetini, ermi li ini, cesareti, kuvveti
ve güzel ahlakını övgü dolu sözlerle anlatmak suretiyle Hz. Ali'ye olan sevgisini dolaylı olarak
hissettirmi tir:
2.1.1. Hz. Muhammed Sevgisi: Yemînî, Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'e olan soy yakınlı ını esas
alarak Hz. Ali'yi yüceltmi , Hz. Muhammed'in Hz. Ali'yi sevdi ini, Hz. Ali'nin de onu sevip saydı ını ve
ömrü boyunca sünnetine ba lı kaldı ını anlatmı tır.
Hz. Ali, Hz. Muhammed'in amcası o lu ve damadıdır (1934). Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fâtıma ile
evlenmi tir (5792). Bu evlilikten Hz. Hasan ve Hüseyin dünyaya gelmi (115-116), Hz. Muhammed'in soyu
Hz. Hasan ve Hüseyin'le devam etmi tir:
Didi bilün yakîn i ehl-i slâm
Bu ammum o lıdur bilün Alî nâm (6105)
Hz. Muhammed, Hz. Ali'yi sevmi (511), hayatının her a amasında onunla yakından ilgilenmi tir.
Hz. Ali'nin göbek ba ını kesmi (418), do duktan sonra tuzlamı ve kunda a sarıp annesinin kuca ına
vermi (419), be i ine koymu (429), kendisine vahiy edildi i üzere ona “Alî” adını vermi (425-427),
kuca ında ta ımı (553), bir ya ına geldi inde onu evine götürmü (525) ve koynunda yatırmı tır (528).
Hicret esnasında Mekke'den Medine'ye göç edenler ile Medineli Müslümanlar arasında yakınlı ı sa lamak
için kurdu u karde edinme sırasında Hz. Ali'yi kendisine karde seçmi tir (1458). Hz. Ali'yi tasdik
etmeyenin kendisini de inkâr edece ini belirterek Hz. Ali'ye olan sevgi ve dostlu unu dile getirmi tir:
Resûl-i Hak didi itmeyen ikrâr
Alîye hem bana ol ider inkâr (2834)
Hz. Ali de Hz. Muhammed'i sevmi tir. Anne karnındayken Hz. Muhammed'in kokusunu aldı ında
hareketlenmi ve sözlerini i itip selamını almı tır (325-331). Bebekken Hz. Muhammed'i gördü ünde
sevinmi , görmedi inde ise üzülmü tür (429-433). Çocuklu unda, gençli inde, günlük hayatta (5795-5796;
6377-6388), barı ta, sava ta ve fetihte Hz. Muhammed'in yanında bulunmu tur. Hz. Muhammed'e ilk iman
edenlerden biri olmu (1108) ve slam dinini yaymada onun en büyük yardımcısı ve koruyucusu olmu tur.
Mekke'nin fethi esnasında, Hz. Muhammed'in çok ısrar etmesi üzerine sırtına basıp çıkmı , Ka’be'deki
putları kırmı , sırtından indikten sonra Hz. Muhammed'in elini öpmü , Hz. Muhammed de onu alnından
öperek kutlamı tır (895-912):
Resûlün ya rını üstine çıkdı
Koparup Lât u zzî çekdi yıkdı (911)
Hz. Ali, ömrü boyunca Hz. Muhammed'in yolunda yürümü , sözünden ba ka söz dinlememi ,
ba kasının elinden de yemek yememi tir (662). Hz. Muhammed'den sahabenin hayret edece i oranda övgü
almı (6127), onun katında hiç kimsenin eri emedi i yüceli e ula mı tır. Hz. Muhammed'in yakın ilgisi,
içten sevgisi ve samimi övgüsü, Hz. Muhammed'in vefatından sonra da Hz. Ali'nin onun sözlerini ve
uygulamalarını örnek almasına ve hayata geçirmesine (6833-6835) yol açmı tır:
Ahmed katında irmedi bir ey bu menzile
Haydar gibi bu izzete hem bu kerâmete (5756)
2.1.2. Bilgi: Yemînî, Hz. Ali'nin dinî ilimlerde yüksek bir mertebeye ula tı ını belirtmi ve herkesin
onu bilgisiyle övdü ünü ifade etmi tir.
Hz. Ali, ilimde benzerdir (2442-2443). Kimsenin ilmi onun ilimdeki mertebesine eremez (3258). O,
bir ilim deryasıdır, ilimler hazinesidir (6918), ilimler hazinesinin sahibidir (603) ve bütün ilimlerin
mahzenidir (1457):
Ki ilmün bahridür kenz-i vilâyet
Kamu e yâya âlimdür tamâmet (6186)
Dinî ilimlerdeki derin bilgisi ve hüküm vermedeki yetkinli i dolayısıyla “Ben ilim ehriyim, Ali
kapısıdır.” (Yılmaz, 1992: 40) sözünde “ilim ehrinin kapısı” olarak nitelenmi , Hz. Muhammed'in ilmine
ula mak isteyenlere bir giri kapısı olarak gösterilmi tir:
Çü ilmün ehriyem bâbum Alîdür
Emînüm hem vasim gerçek velîdür (1121)
Hz. Ali, vahiy kâtiplerindendir ve Kur’ân'a dair geni kapsamlı bilgiye sahiptir. Hz. Muhammed'e
vahiy edilen ilahî kelamı ilk ö renenlerden biri olması ve Kur’ân'ı ezberlemesi sonucunda vahye sadık bir
koruyucu olmu tur (584). Ayetlerin nerede ve ne zaman indi ini çok iyi bildi ini söylemi , Kur’ân
- 201 -
hakkındaki derin bilgisinden faydalanmak isteyenleri kendisine soru sormaya te vik etmi tir. Zira o, Hz.
Muhammed daha hayatta iken Kur’ân'ı ezberlemi ve onun meselelerine vakıf olmu sayılı sahabeden
biriydi (Kandemir, 1989: II, 375):
Kaçan kim nâzil oldı bana Kur’ân
Alî tefsîr idüpdür anı yeksân (6215)
Hz. Ali'nin kapsamlı bilgisinin önemli bir kayna ı da Hz. Muhammed'dir. Hz. Muhammed'in
yanında ve terbiyesiyle yeti mesi, vahiy kâtipli i yapması Hz. Muhammed'in sahip oldu u ilmi ö renmesini
sa lamı , Hz. Muhammed'e en yakın ve onun sırlarını bilen yegâne ki i konumuna yükseltmi tir (3909):
Beni her ilme âlim eyledi Hak
Alî hep ilmüme âlim muhakkak (1120)
2.1.3. Takva: Allah'tan korkmadır; dinin yasak etti i eylerden sakınıp buyurduklarını yerine
getirmedir (Türkçe Sözlük, 2011: 2254). Yemînî, Hz. Ali'yi, ilgisini sadece Allah rızasına yöneltmi takva ehli
bir ahsiyet olarak tanımlamı ve takvasından örnekler vererek onu yüceltmi tir.
Hz. Ali, slam dininin emirlerini yerine getirmi ve yasaklarından sakınmı bir takva ehlidir (84).
Takva sahibi olmasında annesi ve Hz. Muhammed'in büyük etkisi olmu tur. Annesi Fâtıma Hatun, Hz.
Ali'ye hamileyken aslını bilmedi i bir eyi yememi , olur olmaz sözü söylememi tir. Hz. Muhammed de
Mekke'de ba gösteren kıtlık üzerine, amcası Ebû Tâlib'in yükünü hafifletmek için Hz. Ali'yi yanına almı ve
Hz. Ali be ya ından itibaren Hicret'e kadar onun yanında büyümü tür (Fı lalı, 1989: II, 371):
Anası kimsenün a ın yemezdi
Olur olmaz kelâmı hem dimezdi (317)
Çocukken kimin o lu ve adının ne oldu u soruldu unda “ brahim'in nesliyim, Ebû Tâlib'in o luyum,
yüce yaradılı lı bir kulum” cevabını vermi tir (729-730). Zamanla samimi sevgi yolundan saparak kendisini
ilah mertebesinde görmeye ba layan Nusayr-ı Tûsî ve Benân ibn-i Sem’ân adlı sevenlerine, “Ben kulum,
Rabbim Allah” demi ve bu ki ilerin boynunu vurmu tur (3065-3068):
Olarun urdı boynın hazret-i âh
Didi kim ben kulam Rabbümdür Allâh (3068)
Yüzünü puta asla döndürmemi ve slam dinini kabul eden ilk çocuk olmu tur (1108). Annesinin
karnındayken annesi puta secde etmek istedi inde bö rüne vurarak secde etmesini engellemi (320-324),
mü riklerden biri evlerine gelip annesi ona ikramda bulunmak istedi inde a ırla mı ve annesinin
kalkmasına engel olmu tur:
Kaçan evlerine bir kimse gelse
Eger ol gi i mü riklerden olsa
Anası kalkup idemezdi izzet
A ırlanurdı hamli zihi kudret (325-326)
Üç ya ındayken rastladı ı her yerde putları ta lamı tır. Mü rikler, putları ta layıp kırdı ını görünce
onu babası Ebû Tâlib'e ikâyet etmi ler, uzun bir ömre ve saygın bir ki ili e sahip olması için o lunu puta
secde ettirmesini ö ütlemi lerdir. Ebû Tâlib, Hz. Ali'yi ça ırmı ve kendisini kazadan koruması için puta
secde etmesini istemi tir. Hz. Ali, babasına Allah'tan utanması gerekti ini söylemi ve canı olmayan putun
kendisini nasıl koruyaca ını sormu tur. Hiçbir peygamberin puta secde etmedi ini, brahim neslinden
oldu unu, peygamberlerin gitmedi i yola gitmemesini, sadece kâinatı yaratan ve kendisine can veren
Allah'a tapmasını istemi tir (614-625):
Ebû Tâlib Alîye didi gelgil
Sanemler i igine secde kılgil
Ki tâ bekleyeler seni kazâdan
Alî didi utan ata Hudâdan
Nice saklar beni cansuz sıfatlar
Kimi düzme kimi yazma suretler
..........
Nebîler gitmedügi yola gitme
Halîl evlâdısın yanlı lık itme
Ana tap kim yaratdı kâyinâtı
Sana can virdi virüp bu sıfâtı (618-625)
Hz. Muhammed ile ilk namaz kılanlardandır. Namazı içtenlikle ve evkle kılardı. Ba tan aya a ate e
yansa, bedenine bin türlü yara eri se de namazını bozmaz, binlerce dü man askeri belirse de namazı
tamamlamadan dönüp bakmazdı (6946-6951). Dü manları Hz. Ali'yi ancak namaz kılarken
- 202 -
öldürebileceklerini biliyorlardı. Sabah namazını kılarken bn-i Mülcem tarafından zehirli bir hançerle
yaralandı ve daha sonra ehit oldu:
Namazdan gayrı vakt içinde hergiz
Anun katline yok çâre bilürsiz
Namâz içindeyiken bula fursat
Kalan demde iri mez ana kudret (6943-6944)
Hz. Ali, henüz hayatta iken cennete girecekleri Hz. Muhammed tarafından müjdelenen on
sahabeden biridir (Aydınlı ve Çakan, 1991: III, 547). Hz. Ali'nin cennet ehline Kevser suyunu da ıtan bir sâkî
olaca ı inancı “sâkî-i Kevser” (766) ile ifade edilmi tir (1140-1149):
Kaçan kim emr ola uçma a irem
Alî ardumca ben önince girem (1163)
2.1.4. Keramet: Ermi kimselerin gösterdiklerine inanılan, do aüstü, a kınlık uyandırıcı davranı
veya durumdur (Türkçe Sözlük, 2011: 1392). Yemînî, Hz. Ali'nin faziletlerini destansı bir üslupla anlatırken
birçok kerametini örnek vermi ve onu yüceltmi tir.
Hz. Ali ne cadı ne de devdir, keramet sahibi bir ermi tir, Allah'ın keramet lütfuna ermi duası
makbul bir velîdir (5501). Allah'ın yardımı ve Hz. Muhammed'in mucizesinin gerçekle mesiyle
kerametlerini göstermi tir (5493-5501):
Ne câdûdur ne dîv aslıdur ol er
Kerâmet ehlidür bilün o server (2764)
Fazîletnâme'de Hz. Ali, keramet deryası (605) olarak nitelenmi ve birçok kerametine yer
verilmi tir. Destansı üslupla anlatılarak faziletine örnek gösterilen bu kerametlerden birkaçını özet hâlinde
verelim: Annesinin karnındayken annesi Ka’be'de puta secde etmek istedi inde bö rüne vurarak secde
etmesini engellemesi, gelen mü riklerden birine ikramda bulunmaması için a ırla ması ve annesinin hareket
kabiliyetini zayıflatması (320-326); annesinin karnındayken Hz. Muhammed'in kokusunu aldı ında
sevinmesi, sözlerini i itip selamını alması (327-331); annesinin karnındayken annesi uyudu unda Hz.
Muhammed'le sohbet etmesi (344-347); be ikte uyurken canına kastetmek isteyen ejderhayı çenesinden
kavrayarak kuyru una kadar iki parçaya ayırması (500-504); bir ya ındayken Hz. Muhammed'in kuca ında
bulundu u bir sırada kendisiyle alay eden Ebû Cehil'e yapı tırdı ı bir tokatla onu yüz üstü yere sermesi
(553-571); do an güne e selam verdi inde Allah'ın emriyle insan ekline bürünen güne in e ilmesi, “Allah'ın
selamı ve ikramı üzerine olsun” diyerek selamına kar ılık vermesi ve onu övmesi (1051-1077); Hz. Süleyman'ı
ve kavmini öldürmek isteyen karde olan iki devden Ânû 'u öldürmesi, Mifrâk'ın ellerini saçından ensesine
ba laması, yüzyıllarca elleri ensesine ba lı gezen Mifrâk'ın ellerini Hz. Muhammed'in iste i üzerine bir
i aretle çözmesi (1737-1802); sevgisini kanıtlamak için Hz. Ali u runa bütün malını feda eden, kendisini ve
iki o lunu ate i yanmakta olan kızgın fırına atan Câbir için, Hz. Muhammed'i sebep kılarak Allah'a dua
etmesiyle fırının cennetten bir kö eye dönü mesi (2904-2981); yedi yüz elli yıl Kaf Da ı'nda ya ayan, yedi
yüz kadar yavrusu ve e i bir ejderha tarafından yenilen bir ku u, Hz. Muhammed'in emriyle ejderhanın
elinden kurtarması, duasının Allah katında kabul edilmesiyle ejderhanın günahlarının ba ı lanması ve daha
önce yenilmi olan ku yavrularının ejderhanın a zından çıkarak uçmaları (3924-4085); bin i çinin bir yıl
çalı ıp yapamadıkları bendi, kılıcı Zülfikar'la bir da ı ikiye bölmesi ve da ın bir parçasını iki eliyle kaldırıp
eni bir mil olan suyun önüne bent yapması (4953-4978); üç ba ı, be yüz ar ın uzunlu u, üç fil kadar gövdesi
olan ve errinden emin olmak için günde dokuz öküz verilen bir ejderhayı nara atarak ürkütmesi, bine i
Düldül'ü sıçratarak Zülfikar'la kuyru una kadar onu ikiye bölerek öldürmesi (4905-4911; 4982-5003); kırk
ki inin ta ıdı ı zincirlerle boynu, elleri ve ayaklarından zincirlenerek kafese hapsedilmesi, üzerine da kadar
odun yı ılarak yakılması, yakılan ate ten nurlu çıkması, nara atarak zincirlerinden kurtulması ve kafesi
parçalaması (5058-5149); eski bir mezara dua edip ölüyü diriltmesi istendi inde, kudretin Allah'a
mucizelerin Hz. Muhammed'e ait oldu unu söyleyerek mezara gitmesi, mezarı aya ıyla dürterek “Allah'ın
emriyle kalk ve nebinin mucizelerine ahit ol” demesi üzerine Allah'ın emriyle ölünün dirilmesi, slam dinini
kabul etmesi, sorulan sorulara cevap verdikten sonra Hz. Ali'nin i aretiyle tekrar mezara girmesi ve mezarın
hiç açılmamı gibi görünmesi (5185-5207); hurma bahçesinin peri an hâlini gören ya lı kadının feryat ve
figan ederek yardım istemesi üzerine Hz. Ali'nin Allah'a yalvarıp yakararak bahçeyi taze hurmalarla dolu
eski güzel hâline geri döndürmesi (5391-5499); Hayber Kalesi'nin dokuz yüz kantar a ırlı ındaki demir
kapısının kanatlarını iki eliyle tutup koparması, kapı kanatlarını hende in üzerinde elleriyle tutarak köprü
kurarken ayaklarını Hz. Cebrail'in kanadına basması (5658-5664; 5712-5719); Hz. Muhammed'in iste i
üzerine yedi münkir ki iyle çölde yürürken a ırı biçimde susayan bu ki ileri içerisinde pınar olan bir
ma araya birer birer girdirmesi ve kendisi dı arıda oldu u hâlde bu ki ilerin onu pınarın ba ında ibadet
ederken görmeleri (5795-5829); bu day tohumunu serpti inde tohumun hemen filizlenmesi, tarlanın ucuna
- 203 -
ula tı ında bu dayın biçilecek olgunlu a eri mesi, dönerken de bu dayı biçerek geri dönmesi (5893-5895);
öküzü çalınan ihtiyar mengenecinin gözünü eliyle sıvazlayarak gözündeki perdeyi kaldırması ve
Muaviye'nin ahırında bulunan öküzünü görmesini sa laması (6576-6581).
2.1.5. Hilafet: Yemînî, Hz. Muhammed'in vasiyeti ve tayiniyle halifeli in kendisinden sonra Hz. Ali
ve soyundan gelenlerin hakkı oldu unu iddia eden görü ü birçok defa tekrarlamak suretiyle bu görü e
katıldı ını onaylamı tır.
Hz. Muhammed'in kendisinden sonra halife olarak Hz. Ali'yi tayin etti i (547) ve halifeli in gerçek
sahibinin Hz. Ali oldu u belirtilmi tir. Hz. Muhammed'in, Hz. Ali'nin halifeli ini ilan etti i rivayet edilen
“Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır” (6145-6146) ve “Ali benden, ben de Ali'denim ve benden sonra hak
Ali'dir” (4378-4379) sözleri örnek verilmi ve Hz. Muhammed'in vefatından sonra Hz. Ali'nin halife olarak
tayin edildi i görü ü desteklenmi tir. “ gözi kör vasiyy-i peyember degil dime” denilerek, Hz. Ali hakkında Hz.
Muhammed'in vasiyetinin olmadı ının söylenmemesi gerekti i belirtilmi tir (5016):
Ki ya‘nî ba‘de fî hükm-i hilâfet
Alînündür yakîn bilün emânet (6227)
Kıluban menber üstinde vasiyyet
Alîye hem imâmet ahd u beyat (6146)
Hz. Muhammed'in sırda ı olması ve vasisi tayin edilmesi dolayısıyla hilafetin Hz. Ali'nin hakkı
oldu unun kanıtlandı ı bildirilmi (5034), imamlı ın iki âlemde de Hz. Ali'nin hakkı oldu u bildirilmi tir:
Anun tevcîhini dinlen tamâmet
Alînündür dü âlemde imâmet (1103)
2.1.6. Velîlik: Yemînî, Hz. Ali'nin yüce ki ili e sahip keramet gösterebilen bir velî oldu unu birçok
nitelemeyle anlatmı tır.
Hz. Ali, kâmil bir insandır (2442-2443), her hâli ve davranı ıyla Allah'ı hatırlatacak nitelik ve
olgunlu a ula mı keramet gösterebilen bir velîdir. Velî (1171), gerçek velî (1121), en büyük velî (111),
velîlerin ahı (588), velîlerin sultanı (2132), velîler zümresinin padi ahı (4444), velîlerin padi ahı (4553) ve
veliyullah (1082) gibi birçok nitelemeyle, onun Allah rızasına ermi bir velî olu u, erdi i manevi hâl ve
mertebesinin yüceli i ifade edilmi tir:
Bunun gibi kerâmetler Alîden
Nice yüz bin göründi ol velîden (2988)
2.1.7. Cesaret ve Kuvvet: Yemînî, Hz. Ali'nin cesareti, kuvveti, heybeti ve yi itli ini destansı bir
üslupla anlatırken ona olan sevgi ve hayranlı ını hissettirmi tir.
Hz. Ali, cesaret, kuvvet ve yi itlik sembolüdür. Adı, çocuklu undan itibaren her memlekette
cesaretle birlikte anılmı tır. Arslan (348), Allah'ın arslanı (521), yürekli (5010), cesur (5213), yi it (4350),
pehlivan (4353), yi itlik deryası (5965), yi itlerin sultanı (478), yi itlerin ahı (762) ve sava meydanının
yi idi (1057) gibi niteleme ve benzetmelerle Hz. Ali'nin cesareti, kuvveti ve yi itli i vurgulanmı tır:
itdüm söylenür adunı dilde
Anarlar cür’etüni kamu ilde (743)
Felekler, Hz. Ali gibi pehlivan bir yi idi görmemi tir. Sava meydanlarına onun benzeri bir yi it
gelmemi tir (764). Sava larda gösterdi i yi itlik sebebiyle “lâ-fetâ”2 sırrına ermi tir. Uhud Sava ı'ndaki
yi itli i dolayısıyla, Hz. Cebrail'in onun hakkında “Ali gibi kahraman kimse, onun kılıcı gibi kılıç yoktur” dedi i
rivayet edilmi tir (Pala, 2004: 19):
Didi senün gibi bir pehlüvân er
Dahı görmemi eflâk i dilâver (5010)
Kim anun medhi Hakdan lâ fetâdur
Dahı ânına münzel hel etâdur (86)
Hz. Ali, Hakk'ın kudret elidir (202); kahreden kuvvetine benzer bir kuvvet olmadı ı gibi (2442-2443)
onunla ba a çıkacak ve kar ısında duracak kimse de yoktur. Dört ya ında bir çocukken Ka’be'de putları
ta lamı ve ta ının de di i her put parçalanmı tır (659). Bir darbesi, kahramanlık sembolü kabul edilen Sâm
ve Rüstem seviyesindeki bin ki inin darbesinden daha a ır ve tesirlidir (6592). Hayber'de Hz. Muhammed'e
iman ederek kurtulu a erme teklifini reddeden ve kaçmaya çalı an Amr'ı ku a ından yakalayıp yere çalınca,
Amr beline kadar yere girmi ve ölmü tür (5670-5676):
Cihân halkı anunla ba a varmaz
Alîye bil cihânda kimse turmaz (2434)
2 “lâ fetâ”, “Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikar (Ali gibi kahraman kimse, onun kılıcı gibi kılıç yoktur)” sözünden alıntıdır.
- 204 -
Hz. Ali, narası gök kubbeyi kaplayan heybetli bir yi ittir (3999). Cinler ve devler onun heybetinden
korkup yere geçmi tir (767). Be ikte yatan bir bebekken bile attı ı naraya katlanabilen olmamı tır:
Be ikde yaturiken na‘rasına
Döyemez çâk olur âdemde sîne (437)
Hz. Ali cesurdur. Üç ya ında bir çocukken mü riklerin putlarını ta lamı (614), dört ya ındayken
Ka’be'de putları ta layıp kırmaktan ba ka bir oyun bilmemi tir. Putlarını kırdı ı için, mü rikler onu babası
Ebû Tâlib'e ikâyet etmi lerdir. Babası da putları kırmaması konusunda onu engellemesi için ye eni olan Hz.
Muhammed'den yardım istemi tir. Hz. Muhammed, Hz. Ali'yi haklı bulup engellemeyince, Ebû Tâlib, onu
dövüp korkutmaları ve putları kırmaktan vazgeçirmeleri için mü riklere izin vermi tir. Hz. Ali, bir gün putu
ta layıp kırınca mü rikler toplanmı ve onu dövmek istemi lerdir. Hz. Ali nara atarak mü riklere do ru
hamle yapmı ve onların tamamını yere yıkmı , kiminin aya ını, kiminin kolunu çıkarmı , kimi bayılmı ,
kimi de korkup kaçmı tır. Mü rikler, korktukları için o günden sonra Hz. Ali'ye sata mamı lardır (653-693):
Kurey îler turup ü di Alîye
Ki muhkem let uralar ol velîye
Alî bir na‘ra urdı kıldı hamle
Kurey îler yüzi üstine cümle
Yıkılup oldılar hâke berâber
Hakâret oldı sercümle serâser
Örü turanlarını çekdi yıkdı
Kiminün aya ı vü kolı çıkdı (686-689)
Hz. Ali, yedi ya ında iken, Hz. Muhammed'i öldürmek için gelen Amr ibn-i Ankâbût ile
kar ıla mı tır. Ebû Tâlib'e ve kendisine hakaret etmeye ba layınca, Amr'dan kendisini çocuk görüp
küçümsememesini ve bo lafları bırakmasını istemi , onu er meydanına davet etmi tir. Hz. Ali, kendisine
oranla bir sinek kadar kuvvetinin olmadı ını söyleyince, Amr sinirlenmi ve filini onun üzerine sürmü tür.
Gürzünü çekip ba ına vuraca ı esnada, Hz. Ali yerden aldı ı ta la Amr'ı gürzü ile birlikte yere dü ürmü ve
onu öldürmü tür (726-760). Amr'ı öldürdü ü haberini alanlar, Hz. Ali'yi kutlamı lar ve yi it ancak böyle
olur demi lerdir (796-797):
Amır kakıdı sözine Alînün
Çevirdi fîlin üstine velînün
El urdı gürzine Sâm-ı süvârun
Kim ura ba ına îr-i Hudânun
O havlı kim yapardı hazret-i âh
Eline aldı bir ta ın ol âgâh
Atup kar udan ol mel‘ûnı urdı
Amır gürzin o ta a kar u virdi
……….
Yıkıluban yere indi filinden
Geleci gelmedi ayruk dilinden (753-759)
Hz. Ali, Hayber Kalesi'nin dokuz yüz kantar a ırlı ındaki demir kapısının kanatlarını iki eliyle
tutup koparmı , Hz. Cebrail'in kanadına basarak (5712-5719) kapı kanatlarını hende in üzerinde elleriyle
tutup köprü kurmu ve sahabenin kaleye girmesini sa lamı tır. Hayber Kalesi'nin fethinde gösterdi i
yi itlik ve sava ın zaferle sonuçlanması üzerine “Hayber fatihi” olarak anılmı tır (1105):
O kal‘anun tokuz yüz kantar i yâr
Demürden kapuyıdı ol haberdâr
……….
ki elile tutdı iki bâbı
Ne hikmet gösterür gör Bü't-Türâbı
Hemân çekdi ikisin de kopardı
Mu‘allak handakun üstünde turdı (5658-5662)
Hz. Ali, çatal uçlu kılıcı Zülfikar'ı öncelikle dü manlarını öldürmek için de il, onları imana davet
ederken caydırıcı bir güç olması maksadıyla kullanmı tır. Hayber'in fethi esnasında nara atarak Anter'i yüz
üstü yere dü ürmü , gö süne çöküp yedi defa imana davet etmi , Anter daveti reddedince Zülfikar'la onu
öldürmü tür (5645-5653). Zülfikar'ı kullanması gerekti inde hiç tereddüt etmemi tir. Düldül'e binip
Zülfikar'ı salladı ında bin adımlık mesafede mü riklere hayat hakkı tanımamı tır (5551). Zülfikar'la hücum
- 205 -
etti inde dü man askerini bir uçtan bir uca kırıp geçmi , be -on bin mü rik askerini ikiye bölmü (2678-
2680), kan gövdeyi götürmü tür (867):
Kılıcı korkusından ehl-i zünnâr
Muhammed dînine itmi dür ikrâr (2991)
2.1.8. Güzel Ahlak: Yemînî, Hz. Ali'nin cömertlik, adalet, sabır, affetmek, alçak gönüllülük, ho görü,
kanaat, vefa ve iyilik etmek gibi güzel huylarından, faziletli tutum ve davranı larından övgüyle söz etmi tir:
2.1.8.1. Cömertlik: Hz. Ali, bir kerem ehli (1104) ve cömertlik kayna ıdır (587). Bütün huyu lütuf ve
keremdir (1143). Cömertlik, ona Allah vergisidir (762). Cömertli i ve yaptı ı iyilikler tek tek sayılıp
açıklanamayacak kadar çoktur:
Anun lutf u sehâsı erh olunmaz
Muhammed dîni bilün tarh olunmaz (2768)
Cömertlikte hiç kimse Hz. Ali'ye yeti ememi tir (3258). Hz. Âdem'den cömertlik sembolü olarak
bilinen Hâtem-i Tâî'ye kadar olan zamanda ondan daha cömert biri gelmemi tir (6925). Hz. Ali'nin
cömertli i söz konusu oldu unda Hâtem'in cömertli inin bir pul kadar de eri olmaz (3191). Kâinat, Hâtem
gibi ki ilerle dolsa da Hz. Ali'nin cömertli inin bir zerresi miktarınca cömertlik yapamazlar:
Zerresin itmeyeler lutf u sehâsın Haydarun
Hâtem-i Tay gibi âdemden tolarsa kâyinât (592)
2.1.8.2. Adalet: Hz. Ali, adaletli bir insan ve yöneticidir. Yüksek adalet anlayı ıyla tanınmı ve
adaletine ba vuranlar muradına ermi tir. Sadece insanı de il, mazlum olan her varlı ı savunmu ve hakkını
adalet üzere gerçekle tirmi tir (3968). Halifeli i dönemindeki adaletli tutumu ve uygulamalarıyla insanlar
mutlu ve huzurlu bir hayat sürmü lerdir (5389-5390):
Alî-i âdil-i a‘lâdur adı
Bulursın ana varıcak murâdı (1440)
2.1.8.3. Sabır: Hz. Ali, sabreden ve ükreden kullardandır (5969). Karar vermede ve i lerinde aceleci
davranmamı , yanında bulunanlara daima sabrı tavsiye etmi (6667), kötülük yapanlara iyilikle kar ılık
verilmesini ö ütlemi tir. Nefsinin isteklerini de il, Allah rızasını gözetti i için daima sabretmi tir. Bir gün
mü riklerden birini tutup yere sermi , gö süne çöküp ba ını kesmek istemi tir. Mü rik, bir fırsatını bulup
Hz. Ali'nin yüzüne tükürmü tür. Sahabe, hem tükürdü ü hem de geçmi te birçok mümini öldürdü ü için,
Hz. Ali'den bu mü rikin hemen öldürülmesini istemi tir. Hz. Ali, çirkin davranı ına çok kızmasına ve
sahabenin ısrar etmesine ra men mü riki öldürmemi tir. Öfkeli anında mü riki öldürmesinin Allah rızasına
uygun olmayaca ı için, öfkesi yatı tı ında onu öldürece ini söylemi tir. Mü rik, Hz. Ali'nin kendisine
gösterdi i sabırdan etkilenmi ve hak dini kabul etmi tir (5677-5689):
Tahammül eyleyüp sabr eylemekdür
Yavuz diyene eyü söylemekdür (5748)
2.1.8.4. Affetmek: Hz. Ali kahreden kuvvetine ra men merhametli ve affetmesini bilen bir insandır.
Kalbinde kibir ve kine yer vermemi , Allah rızası söz konusu oldu unda dü manını dahi affetmesini
bilmi tir. Sava ta babasını öldürdü ü için, sonradan kendisini ehit edecek olan bn-i Mülcem'i yedi aylık bir
bebekken evine almı ve ona babalık yapmı tır. O ulları Hz. Hasan ve Hüseyin'i yedirmeden önce onu
yedirmi , giydirmeden onu giydirmi , yedi ya ına gelince iki o luyla birlikte okula göndermi ve ona ilim
tahsil ettirmi tir (6975-6983):
eh-i ki ver-gü â-yı sâhib-i dîn
Ba‘îd itdi dilinden kibrile kîn (5386)
Kimseye kar ı öç alma iste iyle ya amamı , merhametine sı ınanı affetmi tir. Halifeli i döneminde
ya lı bir kadının bahçesindeki hurmaları iki yıldır çalmakta olan hırsızı gece bahçede beklemek suretiyle
yakalamı . Hırsızı azarlayıp bir süre ö üt verdikten sonra, hırsızlı ı niçin yaptı ını sormu . Hırsızın,
Muaviye'nin zorlamasıyla hırsızlı ı yaptı ını bildirmesi, hırsızlı ı yapmadı ı takdirde öldürülece ini
söylemesi, suçunun ba ı lanmasını a layarak istemesi ve bir daha hırsızlık yapmayaca ına dair söz vermesi
üzerine Hz. Ali hırsıza acımı ve onu affetmi tir (5442-5472):
Suçum ba ı la idem tevbe yâ âh
O urluk itmeyem esta firullâh
Görüp yalvardu ın rahm itdi Haydar
Anı eyledi âzâd i bürâder (5471-5472)
2.1.8.5. Alçak Gönüllülük: Hz. Ali, sahip oldu u de er, makam ve unvana güvenerek
kibirlenmemi (5386), kendisi, e i Hz. Fâtıma ve çocukları gösteri ten uzak bir hayat sürmü lerdir. nsanlarla
arasına mesafe koymamı ve muhtaç olan herkese yardımcı olmu tur. Hz. Ömer'in halifeli i döneminde
- 206 -
halife Ömer ve beraberindekiler bir konuyu danı maya gittiklerinde, Hz. Ali'yi elinde demir belle Medineli
Müslümanlardan birinin bahçesini kazarken bulmu lardır:
Ki yok evinde toyunca yiyesi
Ne hod ehlinde var bütün giyesi
Muhammed kızı Hüseynün anası
Geyeceginde var yetmi yaması (5849-5850)
2.1.8.6. Ho görü: Hz. Ali, insana saygı duymu ve ho görülü davranmı tır. Bir gün sabah namazına
giderken saçı ve sakalı a armı , beli bükülmü ve a ır adımlarla yürüyen ya lı Yahudî bir adam önüne
çıkmı . Ya ına saygısından dolayı adamın a ır adımlarla yürüyü üne sabretmi , namaza geç kalaca ını
bildi i hâlde ya lı adamın önüne geçmemi ve onun ardından gitmi tir. Bu davranı ından ho nut olan
Allah, Hz. Ali'nin sabah namazına geç kalmaması ve namazını vaktinde kılması için Hz. Cebrail'e güne in
do masını engellemesini emretmi . Hz. Cebrail bir kanadıyla güne i tutmu , di er kanadını da imam olan
ve rükûda bulunan Hz. Muhammed'in sırtına koyarak bu emri yerine getirmi . Hz. Ali'nin mescide
ula tı ını gören Hz. Cebrail, kanadını Hz. Muhammed'in sırtından kaldırmı . Hz. Ali namaza durmu ve
sabah namazını vaktinde kılmı . Sabah namazını kıldıktan sonra, Hz. Cebrail, kanadını güne in önünden
kaldırmı ve güne o anda do mu tur (4447-4514):
O pîre kılıcak bu izzeti âh
O dem emr itdi Cebrâyile Allâh
Kanadunla iri tut emsi tursun
Alî varup namâz-ı subha irsün (4455-4456)
2.1.8.7. Kanaat: Hz. Ali, dünya malına de er vermemi , altın ve gümü onun katında topra a
e de erde olmu tur. Sava ganimetlerinden hiç pay almamı tır. Hz. Muhammed ve Ali, hem Rum
Kayseri'nin gönderdi i vergiye hem de Ke mir Hanı'nın yolladı ı ganimetlere (5220-5235) el sürmemi ler,
bu ganimetleri sahabeye, fakire, dervi e ve dilenciye da ıtmı lardır (2790-2798):
Anun gibi cüvânmerdidi kim kâbil degil erhe
Berâberidi katında Alînün hâke sîm ü zer (5553)
2.1.8.8. Vefa: Hz. Ali, sevgi ve vefa kayna ıdır (1544). lim ve cömertlikte oldu u gibi vefada da
benzersizdir (3258). Hz. Muhammed'in vefalı bir dostudur. Ömrü boyunca ona dostluk ba ıyla ba lanmı ,
sevgi ve saygısını eksik etmemi tir:
Didi kim yâ Alî sensin yakınum
Dahı yârüm vefâdârum emînüm (1193)
2.1.8.9. yilik Etmek: Hz. Ali, cömertlik çe mesi ve iyilik nehridir (6121). Cömertlik ve kerem
kayna ıdır, yer ve gök ehli onu cömertli iyle ve yaptı ı iyiliklerle övmektedir (6920). Cömertli ine ve
yaptı ı iyiliklere sınır yoktur (5604). Kemal ehli, kıyamete kadar binlerce defa yazsa da Hz. Ali'nin yaptı ı
iyiliklerin tamamını yazıp açıklayamaz (765). Çaresiz, muhtaç, kimsesiz, garip ve yetimlerden yardımını
esirgememi , her garibin derdine derman, hastalı ına ifa olmu tur (599):
Sâyil ü bî-çârelerden olmadı lutfı dirîg
Bahr-i hikmet ma‘den-i cûd u sehâdur Murtazâ (587)
2.2. Hz. Ali'ye Dü manlık Edenleri Lanetlemek, A a ılamak ve Beddua Etmek: Yemînî, Hz. Ali'ye
dü manlık edenleri lanetlemek, a a ılamak ve onlara beddua etmekle ona olan sevgisini dolaylı olarak açı a
vurmu tur.
Yemînî, Hz. Muhammed'in sevdi i Hz. Ali ve onun soyundan gelenleri sevip saymayanları
lanetlemi tir (116). Hz. Ali'yi sevmeyenin dinden nasibi olmadı ını ve adı her anıldı ında onu lanetledi ini
(2133), Hz. Ali'nin dü manını lanetleyenin Allah'ın rahmetine erece ini söylemi tir (6912):
Muhammed Mustafâ gibi habîb-i Hak anı sevdi
Anı sevmeyene la‘net revâdur sen de kıl âzâr (511)
Hz. Ali'ye kin besleyen ve onu inkâr eden zalime binlerce kez lanet etmi tir. Hz. Ali'yi inkâr edenin
Hz. Muhammed'e ümmet olamayaca ını (5268), cehennemdeki Gayya kuyusunu hak eden bir münafık
olaca ını (5839), aziz olmak isteyenin velî olan Hz. Ali'yi inkâr etmemesi gerekti ini (1184) belirtmi tir. Hz.
Ali'ye zulmedene lanet etmek gerekti i konusunda, Hz. Muhammed'in, “Allah'ım onu seveni sen de sev, ona
dü man olana sen de dü man ol, ona yardım edene sen de yardım et, onu terk edeni sen de yalnız bırak, ona zulmedene
lanet et” (Tepeli, 2002: 611) yakarı ını örnek vermi tir (6150-6152):
Alîye her kim ider bu z u inkâr
Hezârân la‘net ol zâlime i yâr (5896)
- 207 -
Yemînî, Hz. Ali'ye kin besleyenlere a a ılayıcı kaba sözler kullanmı ve beddua etmi tir. Hz. Ali'ye
dü manlık edenlere zalim (5896), alçak (1104), cahil, e ek, köpek ve hayırsız diyerek hakaret etmi , onu
candan sevmeyenleri köpek ve domuzdan daha alçak bir seviyede görmü tür (5020). Hz. Ali'yi ve soyundan
gelenleri sevenlerin gönlüne gam eri memesi (851), mekânlarının cennet, dostlarının hurîler ve cennet
bekçisi Rıdvan'ın olması için dua ederken, onu sevmeyenlerin gam ve cefaya u ramaları için beddua
etmi tir (849-851). Kalbinde Hz. Ali'ye kin besleyen köpe in zehirlenerek ölmesi, ba rına ok ve hançer
saplanması için beddua etmi tir (2122):
Zihî nâdân zihî ebter zihî har
Ki kalbinde yir eyler bu z-ı Haydar (2391)
Sonuç
Yemînî, Fazîletnâme adlı eserinde Hz. Ali'nin anne karnından vefatına kadar olan süredeki
faziletlerini kerametleriyle örneklendirerek destansı bir üslupla anlatmı tır.
Hz. Ali'nin faziletlerini anlatırken verdi i örnekleri, tarihî gerçeklerle uyu up uyu madı ına
bakmaksızın kullanmı tır. Hz. Ali'yi ehl-i sünnet çizgisinde Hz. Muhammed'in terbiyesiyle yeti mi bir
slam kahramanı olarak anlatmasının yanı sıra, tarihî gerçeklerle uyu mayan menkıbevî hayatına dair birçok
kerametle de anlatmı tır.
Hz. Ali'ye saf ve temiz bir sevgiyle ba lanmı tır. Hz. Ali sevgisi, ba lılı ı ve hayranlı ını, Hz.
Muhammed, ehl-i beyt ve on iki imam sevgisiyle desteklemek suretiyle do rudan ve dolaylı olmak üzere
kuvvetli vurgularla dile getirmi tir. Hz. Muhammed'e de derin bir sevgi ve saygı beslemi , adını her
bölümün sonunda salat ve selamla anmı tır.
Hz. Ali'yi maddî ve manevî kuvveti özünde toplamı bir ki i olarak anlatmı , onun cesareti, kuvveti,
heybeti ve yi itli ini destansı bir üslupla anlatırken sevgi, ba lılık ve hayranlı ını daha çok hissettirmi tir.
Didaktik bir eser olan Fazîletnâme'de oldukça sade bir dil ve samimi bir üslup kullanmı tır. Hz.
Ali'ye olan sevgi ve ba lılı ını dile getirirken kullandı ı samimi ifadeler okuyucuyu etkilemi ve esere
ba lamı tır.
KAYNAKÇA
AYDINLI, Abdullah ve ÇAKAN smail L. (1991). slâm Ansiklopedisi, “A ere-i Mübe ere”, III, stanbul: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları.
FI LALI, E. Ruhi (1989). slâm Ansiklopedisi, “Ali”, II, stanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
KANDEM R, M. Ya ar (1989). slâm Ansiklopedisi, “Ali ( lmi ahsiyeti)”, II, stanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
PALA, skender (2004). Ansiklopedik Divan iiri Sözlü ü, 13. baskı, stanbul: Kapı Yayınları.
TEPEL , Yusuf (2002). Dervî Muhammed Yemînî, Fazîlet-nâme (Giri - nceleme-Metin), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
TÜRKÇE SÖZLÜK (2011). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
YILMAZ, Mehmet (1992). Edebiyatımızda slâmî Kaynaklı Sözler, stanbul: Enderun Kitabevi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.