KARIŞIK

21 Şubat 2016 Pazar

Hz.Eyyüp Sultan'ın Türbesi

Hz.Eyyüp Sultan'ın Türbesi




Hz. Muhammed’i Medine’ye ilk geldiginde evinde misafir eden Hz. Ebu Eyüb el-Ensari ülkemizde Eyüp Sultan olarak bilinir.668-669′daki istanbul kusatmasina katilarak bu savasta sehit olmustur. Mezarinin bulundugu yeri istanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed’in hocasi Aksemseddin rüyasinda görmüs ve buraya türbesi yaptirilmistir. 1459 yilinda ise yine Fatih Sultan Mehmed tarafindan türbenin yanina camii, medrese, imaret ve hamam yaptirilmis böylece burasi külliye olumutur.


EYÜP SULTAN’IN KEŞFEDİLMESİ


İbretlik Derslerİstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet Akşemseddin Hazretleri’nden, Eyüb Sultan (Ebu Eyyûb Halid el-Ensarî) Hazretleri’nin mezar yerinin bulunmasını rica etti. Ebu Eyyûb Hazretleri, Emevîler döneminde İstanbul kuşatmasına katılmış ve hastalanarak vefat edince, surlar dışındaki bugünkü yerine gömülmüştü. Ancak zamanla mezarın yeri kaybolmuştu. Akşemseddin, Padişah’ı keşfettiği mezar yerine götürdü. İki ağaç dalını alıp işaret ederek kabrin baş ve ayak hizasına dikti. “Yeri burasıdır!” diyerek oradan ayrıldılar.

Ancak Fatih bir adam göndererek, dalları yirmişer adım güney tarafa çektirdi ve kendi mührünü de ilk işaret dallarının orta yerine gömdürdü.

Sabah olunca, Fatih kabrin tekrar bulunmasını rica etti ve Akşemseddin’le aynı yere geldiler. Akşemseddin doğruca ilk işaret yerine gidip; “Dalların yeri değişmiş!” dedi. Sonra da: “Sultan Hazretlerinin mührünü çıkarıp teslim edin!” dedi. Kabrin başından biraz kazılınca “Bu Halid b. Zeyd’in kabridir.” manasında yazılı bir taş çıkacağını haber verdi. Orası kazıldı, aynen dediği gibi çıktı. Bunun üzerine Fatih: “Zamanımda Akşemseddin gibi bir zatın bulunmasından duyduğum sevinç, İstanbul’un fethinden dolayı duyduğum sevinçten az değildir.” diyerek Allah’a şükretti. Mezar üzerine bir türbe ve yanına cami yaptırdı.

Fatih, Akşemseddin Hazretleri’nden kendini tarikatına kabul buyurmasını rica etmişti. O ise padişaha şöyle bir cevap verdi: “Sultanım, sen tasavvufta bizim tattığımız lezzeti tadarsan saltanatı bırakırsın. Müslümanların rahat ve huzuru için devletin varlığı gereklidir. Adalet eylemek padişah için keramet sayılır. Seni dervişliğe kabul edersem devletin düzeni bozulabilir. Bunun da vebali büyük olur.”

Fatih, arzusunda ısrar ettiği ve hocası Akşemseddin’in İstanbul’da kalmasını istediği halde, o bu teklifi kabul etmedi; daha önce yerleştiği mekânı olan Göynük ilçesine döndü. Mart 1459’da orada vefat etti. Türbesi Göynük’te, Süleyman Paşa Camii yanındadır.

Onun bir sözü şöyledir: “Veli, insanlardan gelen sıkıntılara tahammül eden kimsedir. O toprak gibidir. Üstüne kötü şeyler atılsa da, topraktan hep güzel şeyler biter.”

Sahabeden Günümüze Allah Dostları, 7/397-401; Akşemseddin, s.136.

Türbe’nin yeri nasıl kaybolmuştur?


Eyüp Sultan Hazretleri şehit olunca, mezarını şu an bulunduğu yere defnederler. Surlardan cenaze törenini seyreden imparator güler: ‘Bunlar da amma akılsız’ der, ‘Onlar gidince bizim o mezarı yok edeceğimizi bilmiyorlar mı?’ Bunun üzerine Halife El Mehdi sert bir mektup yazar ve öyle bir şey olduğu taktirde İstanbul’da taş üstünde taş bırakmayacağını sert bir dille bildirir. Bu sert mektup üzerine İmparator bizzat gelerek şu anki yeri koruma altına alır. Kuşatma kaldırıldıktan sonra Rumlar ve Bizans İmparatoru da burayı sık sık ziyaret ederlerdi, ta ki LATİN İŞGALİ olana kadar. Latinler İstanbul’un her yerini olduğu gibi burayı da talan eder ve TÜRBEYİ ORTADAN KALDIRIRLAR.

Türbenin şimdiki yeri nasıl bulundu?


Akşemsettin hazretleri manevi keşif üzerine mezar yerini tespit eder ve mezarın biri başına biri de ayak ucuna olmak üzere iki fidan dikip ertesi gün tekrar gelmek üzere ayrılır. Fatih Sultan Mehmet Han, kalbinin mutmain olması için o iki fidanı gece vakti söktürüp şu anki girişte çeşmelerin bulunduğu yere diktirir. Yüzüğünü ise Akşemsettin Hazretlerinin tespit ettiği yere gömer. Ertesi gün sabahın erken saatlerinde Akşemsettin Hz. gelir ve doğruca ağacın olduğu yere değil birgün önce tespit ettiği yere gider. Ve yüzüğünü padişaha iade eder. Gerçekten o bölge kazılır ve Eyüp Sultan Hazretlerinin hiç bozulmamış cesedine ulaşılır. Kendisine sorarlar: ‘Efendim o ağaçlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?’ Gülerek ‘İyi yapmışsınız o bölge de Eyüp Sultan Hazretlerinin yıkandığı yerdir’ der. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet Hazretleri o bölgenin çevrilmesini ve her bölgeye bir çeşme yapılmasını emreder. İşte bugün gördüğümüz çeşmeler o çeşmelerdir.

İlk kılıç kuşanma töreni ne zaman ve nasıl yapıldı?

İlk kılıç kuşanma töreni İkinci Beyazıt Han zamanında başlamıştır. Bir padişah hariç son padişah Vahdettin Han dahil olmak üzere tüm padişahların kılıç kuşanmaları burada olmuştur. Kim midir o padişah? Sadece V. Murat Han’ın tahta çıkış ve kılıç kuşanma merasimi burada olmamıştır. Kılıç kuşanma töreninde önceleri Unkapanı-Fatih Fevzi Paşa Caddesi yoluyla Edirnekapı güzergahı takip edilirdi. Ve iki adet ayrı ayrı tebrik kabulü için çadır kurulurdu. Bunlardan bir tanesi EDİRNEKAPI surun içerisi diğeri ise şu anda FESHANE’nin olduğu yerdi. Edirnekapı’da OTAĞ’da sadece gayrimüslimlerin tebriki kabul edilirdi. Yani Müslüman olmayanların Eyup Sultan Bölgesine girmeleri YASAKTI.
http://bookinturkey.blogcu.com/ alıntı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.