KARIŞIK

16 Şubat 2016 Salı

ARAP KILCI DEDESİ ..BALIKESİR..

ARAP KILCI DEDESİ ..BALIKESİR..

Aygören mahallesinde eskiedremit yolu ile yenisi arasında emin ağa caminin hemen altında çıkmaz arada bulunmaktadır.
Osmanlı devletinde konar göçer yörükler vergiye tabi unsurlardır. Yörüklerin arasında karakeçili yörükleri Osman beyin aşiretinden olduğu için ayrıcalıklı görülen her zaman farklı tutulan aşirettir. Yörüklerin vergilendirilmeleri mal,hizmet yada para olarak alınmaktadır. Bu vergiler yörükhan zabitleri denilen kişiler tarafından toplanır ve devlete iletilirdi.Karakeçili yörüklerinin vergilerinin  önemli bir kısmı mekke ve Medine gibi kutsal yerler için harcanırdı.Bunun için Karekeçili yörüklerine Harmeyin, Muhteremeyn aşiretide denilirdi.
     Balıkesir çevresindeki Karekeçili yörükleri devlete vergi olarak "Kıl" verilirdi her yıl belli aralıklarla Balıkesir abahanesine merasimle bu kıllar teslim edilir ve burada imal edilen abalar osmanlı ordusu yeniçeri ve sipahi askerleri için kullanılırdı.  Karekeçili yörüklerine Balıkesir seriyye sicillerinde "kıl donlu cemaat" de denilirdi.Vergi düzeni içerisinde kılların toplanması abahaneye satılması elde edilen paranın götürülüp mekke ve Medine gibi kutsal  yerlerde harcanması için bir görevli bulundurulurdu.Genellikle seyyid ve şerif olan bu görevlilere Hacı yada Nakib-ül eşraf denilirdi.Bu zatlar Hz.Peygamberin soyundan gelen seyyit ve şerif olanların hizmetiyle görevli oldukları için halk arasında büyük hürmet görürlerdi.
 Burada yatan zat "kıl" vergisinin yönetimiyle görevli olan muhtemelen Hz Pygamberin soyundan gelen kişidir.Kılcı arap hacı olarak anılan bu kişi zamanla Arap Kılcı dedesi olarak bilinmeye başlamıştır.  

ARAP KILCI DEDESİ
ARAP KILCI  DEDESİ
7- İBRAHİM DEDE Halk tarafından Allah(CC) kabul edilen İbrahim Dedenin kabri  Sındırgı Hisaralan köyünde bulunmaktadır.


İbrahim dedeyle ilgili köylüler tarafından anlatılan Menkibesi: Vaktiyle hizmetini yaptığı zengin bir  Ağa, hacca gitti ve orada bir gün canı helva istedi  Onun bu arzusu İbrahim Dede’ye malum olunca koştu ağanın hanımına. 
- Bir sahan helva yapar mısın? 
- Olur, ama ne yapacaksın? 
- Birine göndereceğim. 
O esnada Ağa, Mekke’de, çadırında namaz kılıyordu. Selam verince, bir sahan helva gördü yanında.Yeni pişmiş, sıcacık. 
“Biri bırakmıştır” diye düşündü. Afiyetle yiyip dua etti gönderene. 
Ancak sahan yabancı gelmedi ona.“Bu, bizim sahana ne kadar da benziyor” diye geçirdi içinden. Ve hacdan döndü... 
Hanımı, eşyaları arasında helva sahanını görünce şaşırdı. 
Ve sordu hayretle: 
- Bu sahan evdeydi. Sende ne arıyor? 
- Evde miydi? 
- Evet, ben bununla helva yapıp, İbrahim Dede’ye vermiştim. O günden beri bu sahanı arıyorum. 
Ağa da olanları anlatınca bilmece çözüldü.
( İbrahim dedeye hürmeten köyde davul çalınmaz ve köylüleri tarafından yılda iki defa adına hayırlar yapılır)

İbrahim dede türbesi
İbrahim dedenin türbedarı

İbrahim dedenin kabri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.