KARIŞIK

6 Ocak 2016 Çarşamba

DENİZLİ SARAYKÖY TEKKE TIRKAZ ERENLER YOLU





















Erenler, yaşadıkları toplumlara manevi şahsiyet kazandırma misyonunu üstlenmiş kişilerdir. İslamiyet’in kabulünden sonra özellikle Selçuklu Döneminde dini yaymak ve yöre halkına öğretmek amacı ile Anadolu’nun farklı yörelerine dağılan eren ya da veli olarak nam salmış bu rol modeli şahıslar, aslında sadece dini yaymamışlar, aynı zamanda geleneksel nitelikli toplumun bireyleri arasında kültürel dayanışmayı ve sosyal bütünleşmeyi sağlayıcı bir işlevi de yerine getirmişlerdir.

İşte bu hafta sizlere tanıtacağımız Sultan Sarıbaba, bu görevleri üstlenmiş, İslam dinini Anadolu’ya, Ege topraklarına yaymak için Horasan’dan geldiği rivayet edilen bir eren…  Sultan Sarıbabanın doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinememektedir. Türbesi, Denizli’nin Sarayköy ilçesinin Tekke köyünde olan Sultan Sarıbabanın 13. yüzyılda yaşadığı tahmin edilmektedir. Sarayköy’e yaklaşık 20 kim uzaklığında olan Tekkeköy, bir orman köyü olma vasfını taşımaktadır.






















Köylülerden edindiğimiz bilgilere göre Türbe, aynı zamanda yörenin en çok ziyaret edilen dini mekanı olma özelliğindedir. Hayır yapma, dilek dileme ya da adak sunma amaçlı buraya gelen ziyaretçiler, sabahın ilk saatlerinde buraya gelirler. Ziyaretçiler, türbede namaz kılıp dileklerini dilerler ya da dilekleri gerçekleşmiş olanlar varsa adaklarını burada yerine getirip kurban keserler. Kurbanın etleri, daha sonra civardaki köylülere dağıtılarak hayır işleme ritüeli tamamlanmış olur.























Türbenin bahçesinin sağ tarafında Sultan Sarıbabanın yattığı taş yapılı mekan yer almaktadır. Türbe kapısında eski yazı (arapca mi emin degilim) ile yazılmış dualar (??) (ya da insa bilgileri tanitim bilgileri ve işlemeler göze çarpmaktadır. ………………………….
Bahçenin sol tarafında ise günümüzde halen ibadet yeri/cami olarak kullanılan küçük bir yapı yer almaktadır. Caminin girişinin her iki yanında kullanılan tahta kaplamalar üzerinde motifli süslemeler dikkati çekmektedir. Tavanda ise 

Tekkeköy türbesinin aslında en önemli ve dikkati çeken özelliği, bahçesinde/avlusunda yaşları neredeyse 1000 yılı bulan servilerin yer almasıdır. Görülmeye değer doğa harikası bu serviler tüm ihtişamı ile ziyaretçilerini selamlar gibidir.  Eşine az rastlanır bu servilerin aynı zamanda anıt ağaç statüsüne alındığını öğrendik. Cami olarak kullanılan yapının bitişiğinde yer alan servinin 1000 yaşlarında olduğu ileri sürülmektedir.






























Türbenin bir diğer önemli özelliği, camiinin giriş kapısında taştan yapılı borazanların yer almasıdır.  Rivayete göre Sultan sarıbaba bu taş borazanları çalarak dagdaki ve ovadaki Bektaşi erenlerini tekkeye çagırdıgı yada haberleşme aracı olarak kullandgı sanılmaktadır.















Türbeyi haziran ayının sonlarında ziyaret ettiğimizde restorasyon çalışmalarının halen devam ettiğini gördük. Kaynaklara göre türbe, en son Osmanlı döneminde 1760-1800 yıllarında tamir edilmiş ve günümüze kadar ayakta kalma mücadelesi vermiştir. Edindiğimiz bilgilere göre Denizli İl Özel İdaresi Yatırım ve İnşaat Müdürlüğü kontrolünde sürdürülen restorasyon çalışmalarının temmuz ayını sonlarında tamamlanması planlanmaktadır.


























Türbenin ne zamandan beri camii olarak hizmet verdiği ise tam bilinememektedir ,Sultan sarıbaba bazı kaynaklarda Hacıbektaş gelenegini sürdüren Alevi Bektaşi dedelerinden birirdir son dönemlere kadar burası zaten kaynaklarda bir Bektaşi tekkesi olarak anılmaktadır.
Anadolu yolu, erenler yoludur dercesine dağlık mevkilere yerleşerek hem dini yayan hem de savaş ve göç zamanlarında koruyuculuk işlevini sürdüren erenlerden birkaçının daha bu yörede olduğunu öğrenince yolumuza devam ettik. Yolda karşılaştığımız sonradan Yukarı Tırkaz köyünden olduğunu öğrendiğimiz bir köylünün de rehberliğinde iki erenin daha bu yörede yaşadığını öğrendik ve yerinde ziyaret ettik.Bu yol Kervan yoludur aynı zamanda saraykoy ovasından başlayaıp attuda hisarkoyden geçip Karacasu afrodisyasa inen tarihi bir yoldur bu yol üstünde bu kadar Eren olması buranın Erenler yolu lakabını hak ettiğini düşünüyorum….


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.