Şeyh Yusuf El Hekim Türbesi Defne..hatay
Şeyh Yusuf’un ünü Türkiye sınırlarının dışına taşmıştır. Harbiye’ye nereden ve ne zaman geldiği kesin olarak bilinmemektedir. Tahminlere göre 15. yy da Lazkiye’den göç etmiş ve Harbiye’ye yerleşmiştir; hekimdir ve yaşamı boyunca şifa dağıtmıştır. Kendisi gibi çok sayıda hekim yetiştirmiştir. Bunların en ünlüsü Şeyh Davut el-Antaki’dir .
Şeyh Yusuf ile ilgili şöyle efsanevi bir olay anlatılır.
“Şeyh Yusuf herkese şifa dağıtmakta fakat yoksul bir yaşam sürmekteydi. Hekimliğini bir çıkar için yapmıyordu. Şenköyü (Harbiye yakınlarında bir köy) beylerinden biri, yoksul olduğunu bilmesine rağmen O’nun yanına adamlarını gönderir ve O’ndan buğday ister. Şeyh Yusuf, eşine ‘kalk, beylere buğday ver’, diye seslenir. Eşi biraz tuhaf bakınca, bir kez daha seslenir, ‘kalk, Allah’tan bereket dile ve beylerin istediği buğdayı ver’, der. Eşi besmele çeker çekmez ambardan buğday dökülmeye başlar ve adamların çuvallarını doldurarak köylerine gönderir” .
Vefat tarihi bilinmemekle birlikte, türbesi hala il merkezine 7 km uzaklıktaki Harbiye’nin (Antakya) sulak ve zümrüt yeşili serin vadisinde bulunmaktadır. Halk arasında Yusuf el-Hekim’in hastalıkları iyileştirdiği yolunda bir inanış mevcuttur.
Adana, Antakya ve çevre illerden her yıl binlerce kişi tarafından ziyaretçi akınına uğrar. Özellikle Cuma ve bayram günlerinde türbe dolup taşar.
Halk arasında yaygın inanışa göre, tıp iliminin çözemediği sorunları, hastalıkları Yusuf el-Hekim çözmektedir. Bu tür inançlar eskiden daha da yaygındı.
Yusuf el-Hekim, Habib-i Neccar’da ömer ağanın yaptırdığı zincirli medresede eğitim görmüş ve Kur’an’ı da ezberlemiştir. Bilgin Muhammed Şerif’ten özel eğitimle tıp ve ilaç ilmini öğrenmiştir. Sağlığında bir çok hastayı iyileştirdiği rivayeti yaygındır
Fotoğraf:Zuheyir Beyazıt.