KARIŞIK

4 Ağustos 2017 Cuma

Erenler Ninesi Pir Sultan Mezarı
 Peşrefli köyü – ( Tire )






PEŞREFLİ köyü İzmir ilinin Tire ilçesine bağlı Tire,nin doğusunda Tire ile Gökçen beldesi arasındadır.
Erenler Ninesi Mezarı Peşrefli köyü isminin verildiği Erenler tepesindedir. Pir Sultan ninesi Peşrefli köyü Piri Veli Beşe ve Ödemiş Birgi’de yatan kardeşlerin anneleri olduğu söylenmektedir. Pir Veli gibi senenin belli günleri mezar yerinin biraz altında yapılmış hayır yerinde kurbanlar kesilir, hayır yemekleri yapılır, dilekler dilenir.
Pir Veli Beşe Türbesi – Peşrefli köyü – ( Tire )







PEŞREFLİ köyü İzmir ilinin Tire ilçesine bağlı Tire,nin doğusunda Tire ile Gökçen beldesi arasındadır. 
Pir Veli Ünlü İslam fıkıhçısı ve devrimcisi Şeyh Bedreddin’in yeğenidir. Bedreddin’in ağabeyi İsmail’in oğludur.
Türbe Köyün bir buluşma yerini tarif eden ve buluşma yeri anlamına gelen Tokat semtinde yatan Ata mezarı ve başındaki kara selvi, bize orada yatan kişinin en az 600 yıllık olduğunu göstermektedir. Kara Selvinin altında yatan atanın adı yörede Beşe Veli (Pir Veli) olarak bilinmektedir. Beşe öz Türkçe bir kelime olup Atmaca anlamına gelmektedir. Peşrefli, belki de yüzyıllar ötesinden bize ulaşan Beşe Veli'den de türemiş olabilir.
Pir Veli, yüzyıllardır Peşrefli'nin dini sosyal hayatı içinde insanları etkilemiş, bu yönüyle de köydeki hayatla birlikte bu güne dek manevi varlığını koruyabilmiş önemli bir kişiliktir. Bugün mezarının bulunduğu Tokat mevkiinde, yüzyıllardır yağmur duaları ve şükür yemekleri düzenlenmektedir. Ayrıca ölü doğmuş ya da doğumdan kısa sonra ölmüş bebeklerin Pir Veli'nin kabri çevresine gömüldüğü de bir gerçektir. Pir Veli ismi; köydeki ataların anlatımlarına sinecek kadar kabul görmüş bir temizlik simgesi olarak bilinir. Peşrefli Köyünde Pir Veli adına bir de mescid olduğu belirtilmektedir. Mescid daha sonraları temelden yıkılarak yeniden yapılmıştır.

Pir Mansur Türbesi ..süleymaniye


Pir Mansur Türbesi Güney Kürdistan’ın Süleymaniye şehrinde yer alır. Türbe her yıl 100 binlerce ziyaretçinin gelip dileklerde bulundukları bir yerdir.


Pir Mansur’un geçmişi hakkında pek bilgi olmazken Kak Ahmedi Süleymani’nin soyundan olduğu rivayet edilir..



Türbeyi marjinal kılan bir özelliği duvarlarının tümünün yeşile boyanması ve gelen ziyaretçi kadınların ellerine kına sürüp dua etmeleridir.

Pir Mansur Türbesi hakkında pek bilgi bulunmadığı gibi Süleymaniye ve çevre illerinden olan kadınların sık sık gelip ziyaret ettikleri bir mekan haline gelmiştir.

Pir Mansur Türbesine gelen kadınlar dilek tutma esnasında ellerini kına ile boyayıp duvara sürmeleri ziyaretgah’a farklı bir anlam kazandırmıştır. Kadınların neden bu şekil davrandıkları bilinmediği gibi bir gelenek olarak nesilden nesile aktarılmıştır.



Pir Gaib Baba Türbesi..adilcevaz





Çayır Mahallesi’nde, Paşa Cami yanındadır. İnsanlar, uzun ve sağlıklı bir ömür için, yeni gelinlerin ayaklarını açmak ve kayıp eşyalarını bulmak için buraya gelirler. Türbeye para, yüzük gibi cisimler bırakılır. (Para bırakılarak zenginlik, yüzük bırakılarak iyi bir kısmet dilenir.)

Bu zat’a Pir Gaib isminin verilmesiyle ilgili olarak şöyle bir kıssa anlatılır: Bir savaş sırasında Müslüman askerler kafir askerler tarafından kuşatılır. Bunun üzerine gölden yeşil sarıklı zatlar çıkar ve kafir ordusunu püskürttükten sonra tekrar göle dönerler. Fakat içlerinden biri burada kalıp göle geri dönmemiş. Bu kişide gaip’ten gelen Pir Gaib Baba imiş.

Bu mezarın üzerinde halkın “Kara Ağaç” dediği ağacın, Pir Gaib’in asası olduğu ve bu ağacın tek bir dalının bile koparıldığında, koparan kişinin başına birçok musibet geleceğine inanılır.

Pir Gaib Babanın türbesinin hemen yanındaki, 500 yıllık, 5-6 metre genişliğindeki ağacın yıkılması üzerine derme çatma türbenin yıkıldığını gören Hacı İlyas Köstekçi Urfa’dan getirttiği taşlarla türbeyi yeniden inşa ettirip bu kahraman zata bu dünyada hak ettiği değerin verilmesine öncülük ederek huzur içinde yatmasını sağlamıştır.

Kaynak: Pir Gaib Baba Türbesi

http://www.adilcevaz13.com/pir-gaib-baba-turbesi-771h.htm  alıntıdır..

Ferhad Baba Türbesi..eyüp .istanbul






Ferhad Baba Türbesi

Bıçakçı Baba Türbesi
Açık türbe olup, Bıçakçı Eyüp Sokağı üzerinde ve Düğmeciler Mektebi Sokağı'nın karşısındaki 39 kapı Nolu evin bahçesindedir. Set üzerindeki bahçenin gerisinde olup etrafı, bir duvarla çevrilmiştir. İçinde üçü servi olmak üzere beş ağaç vardır.
Bıçakçı Baba'nın şahideleri dört köşe köfeke taştır. Yanında aynı biçim bir kabir daha bulunmaktadır. Üzerlerinde yazı ve tarih yoktur.
Bıçakçı Baba'nın Fatih'in bıçakcıbaşısı olduğu ve İstanbul'un fethinde bulunduğu söylenmektedir. Adı Ferhad imiş. Fetih sırasında şehid olup buraya gömülmüş ve BıçakçıBaba adına burada bir de mescit yaptırılmış, fakat 186O'lıtarihlerde yıkılmış. Fatih ve Eyüp vakfiyelerinde adı yoktur.
Fakat 12-Ca. 1242 (12-12-1826) tarihli bir ilanla Bıçakçı Ferhad Mescidi vakfına mütevveli tayin edildiği görülmektedir.
Kaynak (Gezi notu) (Koçu, İst. Ans. 5/2744) (Osm. Arş Muallim Cevdet Tas. Evkaf Def. No. 17034)

Ahmet Pir Edirnevi Türbesi

istanbul..eyüp




Ahmet Pir Edirnevi Türbesi
Feshane Caddesi üzerinde olup her iki tarafı mezarlıktır. Bunların yanında ve sağ tarafında Mehmed Vusuli Efendi ve Hubbi Hatun Türbeleri, sol tarafta Zal Mahmud Paşa Medresesi ve camii bulunmaktadır.
Arka tarafındaki bostanın sonunda ise, Nakkaş Hasan Paşa'nın eşsiz türbesi bulunmaktadır. Türbe, kara planlı olup üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taştan, pek muntazam bir şekilde yapılmıştır. 1957'de restore edildi. Alt üst pencereli olup çatısı ahşaptır. Mermer söveli kemerli kapısı üzerinde bir ayet-i kerime bulunmaktadır. Cadde tarafında klasik demirli bir hacet penceresi vardır. İçinde bir tek kabir mevcuttur. Sonradan konulmuş kitabesinde şunlar yazılıdır:
Tecvid müellifi karabaş Ahmed
Efendi Hazretleri'nin kabridir.
Hadika Yazarı şu bilgiyi veriyor.
"Anayola bakan Debbağhâne tarafında özel türbede medfun olan Pir Ahmed Edirnevi, Bayramiye tarikinden Ömer Sikkini hülefâsından olduğu La'li-Zâde Abdülbaki Efendi Sergüzeşt adlı kitabında ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Lakin araştırmama göre Pir Ahmed Pir Ali Aksariyî Hz. nin halifelerindendir. Ahmed Efendinin vefatı 1001 (1592) tarihindedir.
Pir Ahmed Efendi Melâmiye-i Bayramiye'den olup silsilesi Ömer Sikkini'ye varır.
Pir Ali Aksariyi, Oğlan fieyhi namıyla maruf İsmail Maşukf'nin babası ve şeyhi olup, Ayaş'ta medfun Bünyâmin Ayaşî'nin halifesidir. Ayaşî, 926(1520) tarihinde vefat etmiştir.
Ve Ömer Sikkini (ölm. 880 (M. 1475) nin halifesidir."
Pir Ali Aksarayi'nin vefatı 935 (1528) tarihinde olup kabri Aksaray'daki türbesindedir. Oğlu, İsmail Maşuki'yi halifesi fieyh Ahmed Edirnevi ile İstanbul'a göndermiştir. Fakat bir müddet sonra bazı sözlerinden dolayı, 935 (1528) tarihinde, Atmeydanı'nda, Çınarlı Mescid önündeki Çukur Çeşme (Üçler Çeşmesi) yanında, şeyhülislamdan fetva alınmak suretiyle, 19 yaşında olduğu halde şehid edilmiştir. Kabri, Rumelihisarı'nda Kayalar Mescidi haziresindedir.
Edirneli Pir Ahmed Efendinin bir ilahisi vardır. Tamam olmayan bu eser, tekkeler kapanıncaya kadar, bütün tekkelerde özel bestesiyle söylenirdi, ki şudur:
Hakka giden yol bu yoldur
Cümlenin maksudu oldur
Tevhid eden gör ne kuldur
Böyle bir Allahımız var
Bilir cümlenin halini
Aşıklar verir cemâlini
Zeval ermez kemâlime
Böyle bir Allahımız var
Bir aşık ile dols olalım
Gitdi aklım ben mest olalım
Bu yolda gayet pest oldum
Böyle bir Allahımız var.
Ahmed Üryan gir Meydâne
Afveder bakmaz iyyâne
Terket canı yana, yane
Böyle bir Allahımız var.
Türbenin kapısı üzerindeki ayet, Hâmid'indir.
Türbenin sağ tarafındaki hazirede şu zevatın şahideleri vardır.
985 (1577). Cafer Efendi fieyhülislam Ebû's-su'ud Efendinin amcası Abdünnebi Efendinin oğlu ve Anadolu kadıaskeri, hac dönüşü Üsküdar'daki bahçesinde otururken vefat etti. lim bir zat idi. Taşı dört köşe köfekedir. (Si. Osm. 2/70)
1151 (1738). Zal Paşa İmamı Ahmed Efendi
1182 (1768). Debbag Mehmed Ağa. Tabbakhane bu hazirenin karşısında idi.
1217 M. 17 (Mayıs-1802). Devletlu ismetlu Esma Sultan başaağası Bilal Ağa. Esma Sultan Sarayı Defterdar İskelesi civarında idi.
1219 B 27 (Emik-1804). Sadrı esbak Muhsin-Zâde telhizcisi ser müteferrikan-i dergâh-ı li İbrahim Bey.
1221 (1806). Debbağ Süleyman Ağa
Türbe solundaki hazirede ve büyük hacet penceresi arkasında:
1257 B 13 (Eylül-1841). Şeyhülvüzerâ Hüsrev Paşa kethüdası Yahya Bey.
1264 (1848). Yahya Bey'in eşi Şerife Ayşe Hanım.
1308(1890). Raif Bey.
Yahya Bey Yalısı bahsine bakınız.
Kaynak: (Hadika 1/253) (A. Gölpınarlı, Melamilik S: 46)

İmam Bakır  Türbesi..urfa


Harran'ın 3 km. kuzeydoğusunda İmam Bakır Köyü'nde 12 İmamdan beşincisi olan Ebu Ca'fer İmam Muhammet Bakır'a atfedilen bir türbe ve bitişiğinde onun adını taşıyan bir cami yer alır. Halife Hz.Ömer zamanında (miladi 639'da) Urfa ve Harran'ın fethi savaşına katılan Ebu Ca'fer İmam Muhammet'in kopan bir parmağının buraya gömülerek üzerine türbenin yapıldığı ve köye "İmam Bakır" adı verildiği rivayet edilir

Baba Zakir Türbesi..bursa ..yıldırım



 Namazgah ile Mesudi Makramavi mahalleri arasında bir mahalleye adını vermiştir. Bugün bu mahalle Namazgah sınırları içinde kalmıştır.
Baba Zakir, hafi ve cehri zikre vâkıf bir velidir. Asıl adı kaynaklarda Ali, mezartaşında Alâaddin olarak yazılmıştır. Uzun zaman Emir Sultan Hazretlerinin hizmetinde bulunup zakirbaşı (okuyucu başı) olarak görev yaptı. Adının verildiği mahallede İmaret adı ile anılan bir cami ve bir zaviye yaptırdı.Çelebi Sultan Mehmet Han zamanında tahminen 1417 ylılnda 103 yaşında vefat etti. Kabri, bugün Yeşil Türbe den yukarı doğru çıkıldığında Dereboyu sokakta solda, apartmanlar arasında sıkışmış; iki apartmanın daracık havalandırma boşluğunda ona da bir yer bırakılmıştır. Hanımı Hatice Hanım ve kızının kabri 30 metre aşağıda yol üzerindedir.





28 Haziran 2017 Çarşamba

Seyyid Nizam türbesi– İstanbul..zeytinburnu




” Bir Veliyy-i Ali Şandır Hazreti Seyyid Nizam
Namına İnşa Olundu Mabed-i Revnak-Nüma
Söyledim İtmamına Tarih-i Hicri Bittamam
Cami-i Seyyid Nizam’a Gel Gönül Eyle Dua ”
istanbul alimlerinden olup asıl adı Nizameddîn Ahmed Eba Nesîm’dir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) torunu Hz. Hüseyin evladından olup seyyiddir. Babasi Şehabeddin Efendi, Hz. Hüseyin’in Abdullah A’rec kolundan olan torunlarındandır. Peygamberimizin yirmi yedinci torunudur. Halk arasinda ‘Seyyid Nizam’ ismiyle bilinir.
Bağdat’ta doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 1550 (H.957) senesinde istanbul’da vefat etti. Kabri İstanbul Zeytinburnu’nda, Silivrikapı’da Seyyid Nizam Camii içindedir.
Aslen Bağdatlı olan Seyyid Nizam Efendi, Kasım Zülfikar Mazenderanî’nin ilim meclislerinde ve hizmetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Yavuz Sultan Selim devrinde İstanbul’a geldi. Silivrikapı dışındaki dergaha şeyh oldu. Burada talebe yetiştirdi. İnsanlara İslam’ın emir ve yasaklarını anlatıp onların dünyada ve ahirette kurtuluşa ermeleri için gayret etti. Pekçok kimse onun sohbetlerinde bulunup feyz aldı.
Cenaze namazını büyük alim Merkez Efendi, Fatih Camii’nde kıldırdı. Silivrikapı’da yaptırdığı şimdi cami olan dergahın içine defnedildi.
Seyyid Nizam, uzun boylu, yassı yanaklı, ela gözlü, açık kaşlı, yuvarlak yüzlü, lisanı çok düzgün olup, heybetli idi. Güzel ahlak sahibi olup pek cömertti. Seyfullah Efendi isminde alim bir oğlu vardı.
Debbağ (Tabak) Dede Türbesi..bolu



Hayatı ile ilgili menkıbelere dayanır.Mesleği deri tabakçılığıdır.Halk kendisini Tabak Dede diye tanır.Anlatılanlara göre ermiş ve ermişlikte yüksek bir mertebeye ulaşmıştır.
Bir hac mevsiminde Göynük ve civarından bir grup müslüman hac  ibadetini yerine getirmek için hicaz’a giderler ve görevlerini yerine getirirken hacılardan biri kaybolur.
Diğer hacılar döner, o kalır, çaresizlik içinde kıvranırken  arap’ın  biri   yanına  gelip derdini sorar, o da anlatır.Arap merak etmemesini Göynük’ten bir  zat’ın   her   sabah namaz için Mekke’ye  geldiğini, onunla dönebileceğini söyler.”Namazdan sonra sıkıca sarıl, ne derse desin sakın bırakma”der.Adam söylenenleri yapar, Tabak Dede bakar ki kurtuluş yok,”gözlerini yum, ben aç demeden, açma, bu olayıda kimseye söyleme”der
Birlikte Göynük yakınlarına gelirler Gümele (şimdiki Mihal.Gazi) köyünden olan bu adam bir süre sonra  dericilikte kullanılan tetere otu satarken Göynük’te   Tabak Dede’yi tanır, “vademiz dolmuştur, suyumuz ısıtılsın”der ve vefat eder.  

31 Mayıs 2017 Çarşamba

DEMİR BABA  TÜRBESİ ...BULGARİSTAN











Demir Baba Tekkesi 

 ili Kemallarilçesinde Hasan Demir Baba Pehlivan 500 yıl önce Deliorman`da yaşamış ve bir çok keramette bulunduğu anlatılır. Demir Baba`nın adına yaptırılan tekke 19. yüzyılın başlarında Rusçuk Paşası Pehlivan Baba tarfından tamir edilmiş. Macar
 bilim adamı Feliks Kanits`e göre, Demir Baba türbesi 1490 yılında yapılmış. Tarihçi Babinger
 onun Ali Dede adında bir Horasanlı`nın oğlu olduğunu belirtiyor. Zamanla gelip Kemallar
 (İsperih) bölgesinde Kuvançiler köyüne yerleşmiş. Dağlık ve ormanlık yerde yer alan tekke, Türk-İslam kültürünün tüm motiflerine sahip. Sağ tarafında adak kurbanı kesmek için özel yer vardır. 
SERSEM ALİ DEDEBABA TÜRBESİ..MEKADONYA




















12 Mayıs 2017 Cuma

GANİ BABA Türbesi....Divrigi Eğrisu..sivas





 Hz. Hasan'ın oğlu (İsmi Hanifi olan) Küçük İmam Hasan'ın ikinci yaşamı Gani Baba'dır... 
ŞAH SULTAN TÜRBESİ...MALATYA



[Resim: sah-sultan-turbesi-malatya.jpg]

Halk dilinde Şah Sultan olarak bilinen evliyanın birinci yaşamı Konya Karaman’da Şehriban Ana, ikinci yaşamı Tunceli-Erzincan arası Avuçan Ocağı, üçüncü yaşamı ise Şah Sultan Ana’dır. Malatya’nın Arguvan ilçesinin Bozan köyünde yatmaktadır.


Ölmeden ölümü gördüm
Ben ulu divana vardım
Şafahatımı kazandım
Bozandaki Şah Sultanım.

Arguvan’ın Bozan köyünde yatan Şah Sultan Ana Eba Müslüm soyundan gelmektedir.
Şu Sultanım söyler çıkarım tepe
Suçum neydi acep giderim size
Arguvan köyünde Pirin elinde
Ağlıyor Şah Sultan Şah sende kaldı

Bildiren : Pir Zöhre Ana
Kaynak : Yukarıdaki bilgiler ve nefesler Pir Zöhre Ana'nın Mehtaptaki Erenler Kitabından alınmıştır.Sayfa: 183-188-189