KARIŞIK

17 Mart 2025 Pazartesi

 

Yahya Efendi Türbesi  İSTANBUL





Türbe, İstanbul Beşiktaş’ta Çırağan Sarayı’nın karşısında Yahya Efendi Sokağı’ndadır. Türbede Osmanlı devletinin yükseliş dönemi âlim ve mutasavvıflarından Yahya Efendi’nin kabri vardır. Türbenin yanında yine Yahya Efendi’nin yaptırdığı bir cami bulunmaktadır. Yahya Efendi, 1495’te babasının kadılık yaptığı Trabzon’da dünyaya gelmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’da vali olduğu dönemde doğan Yahya Efendi, Yavuz’un oğlu Kanunî Sultan Süleyman’ın süt kardeşidir. Trabzon’da başladığı ilim tahsilini İstanbul’da kemale erdirir. Kanunî zamanında müderrislik yapan Yahya Efendi, Şehzade Mustafa’yı boğdurtmasından sonra Kanunî Sultan Süleyman’a yaptığının yanlış olduğunu bildiren bir mektup yazmış, bunun üzerine padişah tarafından görevinden alınmıştır. Bu görevden sonra bugün türbesinin bulunduğu dergâhı yaptırıp inzivaya çekilenYahya Efendi, 1571’de 79 yaşında vefat etmiş ve aynı yere defnedilmiştir. II. Selim, mezarına türbe yaptırmıştır. Yahya Efendi sağlığında, sarayın ve halkının sevgi ve saygısını kazanmıştır. Özellikle Kanunî Sultan Süleyman ve oğlu II. Selim, Yahya Efendi’ye büyük ilgi göstermişler, onu ziyaret edip sohbetini dinlemişlerdir. Halk kendisini “sofi”, “cömert”, “kerim”, “müşfik” sıfatlarıyla nitelendirmiş, Hz. Ali makamında tutmuş, her cuma gecesi Hızır aleyhisselam ile görüştüğüne inanmıştır. Yahya Efendi’nin en önemli kerametlerinden birinin Beykoz’da türbesi bulunan Yûşâ Hazretlerinin kabrinin yerini manevi keşif yoluyla bulması olduğu kabul edilir.40 Yahya Efendi’yi daha hayattayken başta padişah olmak üzere devlet adamları, farklı kesimlerden halk ve özellikle de denizciler ziyaret edip hediyeler getirerek dua talep ederlermiş. Bilhassa sefere çıkan ve seferden dönen gerek Müslüman gerekse Hristiyan gemiciler Yahya Efendi’ye uğrayıp hayır duasını alırlarmış.41

Yahya Efendi hakkında yazılan ve anlatılan birçok menkıbe vardır. Menkıbelerde pek çok insanı tefekkür etmeye yönelttiği ve insanlara doğru yolu gösterip hidayete erdirdiği anlatılır. Menkıbeye göre, Karadeniz’de bir Rum gemici fırtınaya yakalanır. Fırtınadan yolunu bulamayan ve zor durumda kalan gemici dua eder: “Ey herkesin imdadına yetişen Yüce Mevla! Bizi batmaktan kurtar. Senin Trabzonlu Yahya adında çok sevgili bir kulun varmış, onun hürmetine bizi bu felaketten kurtar; eğer sağ selamet sahile çıkarsak, Yahya kuluna bir küp şarap götüreceğim.” Sağ salim İstanbul’a ulaşınca Yahya Efendi’ye bir küp şarap getirerek başından geçenleri anlatır. Yahya Efendi “Eyvallah kaptan, ver bir tas içeyim.” deyince herkes çok şaşırır. Önce Yahya Efendi içer, ardından da huzurda bulunanlara ikram eder. Huzurda bulunanlar aldıkları tası çekinerek ağızlarına götürünce bunun nar şerbeti olduğunu anlarlar. Olaya çok şaşıran Rum gemici Müslüman olur ve bir daha Yahya Efendi’nin yanından ayrılmaz.42

Ölümünden sonra onun manevi varlığına olan saygı devam etmiş, özellikle saltanat ailesinden ve halktan bazı kişiler ona yakın bir mekâna defnedilmeyi arzu etmiştir. Tıpkı sağlığında dergâhı ziyaret edildiği gibi ölümünden sonra da türbesi asırlardır Müslümanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Türbeyi geçmişte olduğu gibi bugün de pek çok kişi ziyaret etmektedir. Hem İstanbul’un farklı semtlerinden ve farklı sosyal kesimlerinden hem de Anadolu’dan ve hatta yurtdışından gelen turistler türbeye rağbet etmektedir. Bugün türbe, İstanbul’da daha ziyade sosyoekonomik düzeyi yüksek kişilerin oturduğu Bebek, Nişantaşı, Beşiktaş, Ortaköy gibi semtlere yakın olması nedeniyle ziyaretçilerin önemli bir kısmı buralardan gelmektedir. Ziyaret edenler daha çok mezarın başında Kur’an okumakta ve dua etmektedir. Pek çok kişi burada edilen duaların kabul edildiğini, bu kutsal mekânda bulunmanın kendilerini rahatlattığını, manevi olarak kendilerini olgunlaştırdığını düşünmektedir. Bazı ziyaretçiler ise dertlerinin ve sıkıntılarının giderilmesi için burada dua ettiğini ve bu dualarının kabulü üzerine “vefa ziyareti” yaptığını belirtmektedir. Nadir de olsa bazı ziyaretçiler zaman zaman mezarın kenarında bulunan tespihleri alıp “lafzatullah” çekerek daha sonra tespihi bereket ve huzur vermesi için evine götürmekte ve bir müddet sonra getirip yerine koymaktadır.4

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.