ERZURUMLU EMRAH TÜRBESİ ....NİKSAR
Erzurumlu Emrah (19.yy)
19.yüzyıl saz şairi.
Erzurum'un Ilıca ilçesine bağlı Tanbura köyünde doğdu.
Doğum ve ölüm tarihleri tartışmalıdır. Genel olarak 18.yüzyılın son çeyreğinde doğduğu kabul edilen şairin ölüm tarihi kesin olmasa da 1860 olarak kabul edilmektedir.
İlk gençlik yıllarında köyünden ayrılarak Erzurum'a giden şair medrese eğitimi almıştır.
O dönemin aşık hayat tarzının gereği olarak bir süre sonra Erzurum'dan ayrılarak Trabzon, Kastamonu, Sivas, Tokat, Çankırı, Niğde gibi çeşitli yöreleri gezmiştir.
Emrah gezdiği yerlerde birçok çırak yetiştirmiş ve adıyla anılan âşık kolunun kurucusu olmuştur.
Hem tasavvuf hem de divan edebiyatına ilgi duymuştur.
Aruzla yazdığı şiirlerindeki şekil ve dil kusurlarının çokluğu onun divan şairi kabul edilmesine engeldir.
Divan şiiri etkisiyle yazdığı şiirlerinde dili ağırdır:
Sevgilim hayal-i vuslatın beni
Diyar-ı gurbette hayran gezdirir
Haşre dek cemal-i firkatin beni
Neş'e-yi vaslımla giryan gezdirir
Ona asıl şöhretini kazandıran hece vezniyle yazdığı şiirlerdir.
Şiirlerindeki temel konular aşk, gurbet, ayrılıktır.
Gönül gurbet ele varma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere gönül verme
Ya sevilir ya sevilmez
Bu konuların yanı sıra şiirlerinde tasavvufi düşüncelere de yer vermiştir. Ayrıca dönemin diğer halk şairlerinde görüldüğü gibi bazı sosyal problemlere de değinmiştir.
Konu bakımından geniş bir yelpaze sahip olsa da Erzurumlu Emrah, her şeyden önce bir aşk şairidir:
Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok
19.yüzyıl saz şairi.
Erzurum'un Ilıca ilçesine bağlı Tanbura köyünde doğdu.
Doğum ve ölüm tarihleri tartışmalıdır. Genel olarak 18.yüzyılın son çeyreğinde doğduğu kabul edilen şairin ölüm tarihi kesin olmasa da 1860 olarak kabul edilmektedir.
İlk gençlik yıllarında köyünden ayrılarak Erzurum'a giden şair medrese eğitimi almıştır.
O dönemin aşık hayat tarzının gereği olarak bir süre sonra Erzurum'dan ayrılarak Trabzon, Kastamonu, Sivas, Tokat, Çankırı, Niğde gibi çeşitli yöreleri gezmiştir.
Emrah gezdiği yerlerde birçok çırak yetiştirmiş ve adıyla anılan âşık kolunun kurucusu olmuştur.
Hem tasavvuf hem de divan edebiyatına ilgi duymuştur.
Aruzla yazdığı şiirlerindeki şekil ve dil kusurlarının çokluğu onun divan şairi kabul edilmesine engeldir.
Divan şiiri etkisiyle yazdığı şiirlerinde dili ağırdır:
Sevgilim hayal-i vuslatın beni
Diyar-ı gurbette hayran gezdirir
Haşre dek cemal-i firkatin beni
Neş'e-yi vaslımla giryan gezdirir
Ona asıl şöhretini kazandıran hece vezniyle yazdığı şiirlerdir.
Şiirlerindeki temel konular aşk, gurbet, ayrılıktır.
Gönül gurbet ele varma
Ya gelinir ya gelinmez
Her dilbere gönül verme
Ya sevilir ya sevilmez
Bu konuların yanı sıra şiirlerinde tasavvufi düşüncelere de yer vermiştir. Ayrıca dönemin diğer halk şairlerinde görüldüğü gibi bazı sosyal problemlere de değinmiştir.
Konu bakımından geniş bir yelpaze sahip olsa da Erzurumlu Emrah, her şeyden önce bir aşk şairidir:
Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı söyledi yok yok
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı söyledi yok yok
Dedim Erzurum nen dedi ilimdir
Dedim gidermisen dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satarmısan söyledi yok yok
Dedim gidermisen dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satarmısan söyledi yok yok
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.